6 Şen Sütunlar © | İngiliz soğuk- kanlılığı ve bir e e e kt Fakat, ri mi- #afirlerden daha sabırsız dav « Tanıyorlar ve mn g- karak birinci katı da basıyor « dar. da misafir - salondan ie e ona yol kapıyı aralık Verdikten Mn ev) > — Avon geldi, lordum, Tenzilât Yaset Yakobe: — ölümüm yaklaştı sanıyo * Ze eder ama, bilmiyor. musun ki son zamanlarda o da yüzde yirmi tenzilât yapmağa başladı? Kim pi Mişon ailesi, akraba gezmeğe pe Bir aralık Mişonun kızı — Eyvah? dedi, cevherlerimi evde unutum, çek smeceyi de kilitlememiştim. bası: — Ne korkuyorsun, Mas” HIRSIZA MERHAMET — Merhamet edin!, Kalp hastalığım vardır, Üzerime gelmeyin Bravo! Gaf Bir şey anlat sn müddet görüşmemiş « ke ei ayin erdi 0 Sa bir bs bir daha, Nihayet man arkadaşı sordu! ladı, Öteki: — Evlendin — Aferin, dedi, iyice anla lendim. İki sene olu - dın, Di ei 2 — Çocuğun oldu mu? — EN bu kalm kafalılığınla — Olmadı, anlıyabilmen bir mucize olmadı mı? Nişancı avcı — Neydi e hayvan? — insan alışır Krea nie Kem e me sil baka - halâ na Hear iye bağ dr, Kocast cevap verdi ei eid m smavlarda orta okul üçüncü sınıf öğrencilerden bi- ri mümeyyizlerin © karşı idi, Kendisine sordular: e diz eki bütün gis endifer hatların kaç m a olim Hangi yıldakini söyle im, — Hangisini olursa. — 1627 deki hatları söyler im. Hiç yoktu. ve toplantılarda yeni ç ka eserlerin tahlil ve münokaşası iL Bing A emri, KN ol. fir, mammuskâr bir aile çocuğu o b sünü hatırladım. Fakat e e e olmasaydı, dem Mert için yi bir tek hareketi yok daha yakışık alacak. Üstel Siret ile aramızda Ankara il e ünminiyibiz | istanbul arasmdaki mesafe ka ri beşlik. bas dar bir ayrılık da vardı. EVet, Bumusiyetlerine, © mahremi iv fe kadar ve mad. yetlerine Ode — girmeğe mu z Gönüllerimiz . yaffak olmuştum. Matbaa muhakkak 1, daima bird a e a : bu gön » benim VAKTT. de muharrir ve gair Mehmet yen inline iliği âb25 ga m de Sn vine dındanberi, bi il > kilde devam ediyordi ik İstanbul lisesinin bulundu ardeşim Ben kimi ğu Saraçhanebaşında Münir derdi ki, bir ay ml zavallı Paşa konağının iy bir 2) evde otururdu. Bu bir eski 2 gün, seni son gördüğüm gün 0- lacektır. Şimdi Sırrıya ait binlerce hatıralarla başbaşayım; eski er karışanları bile ne ka - dar va e emi manlar Sarrr ber hocamdır. abiyi pm altmdı hı ya kadar, arkada » sm, b. ya sür sn g- Sü oldum. Ban: Tâtif bir aç i desi N e man konağı b sen a Tanlık bahçeye girilince, sek li direkler ve Pi Jerile bu vüstü şet aye esrarengiz, ir ve iyi Hi görünü Sirrnn e evin bu cephesin- de idi. Yukarıda, penterede iâm bayı yanmış görürdüm, Anla - ılan her zaman için kulağı te- #ikte idi. Ayak seslerimi tâ ora» dan işitir, başını pencereden u- zatıp, “geldin mi canım, Ee Seslenirdi. Ben, bu kurum Şatosu dekorun tatlı, öye ii ge ki bina, insana bir tımda, dalma o - darda kalsa, ne zaman yeneme - diğim bir müşkülâtla karşılaş sam, hep onu bana (hizm) gibi yetişmiş bulurdum. Zavallı göğ 18 yetosu dekorunun li i- 8ü altında, hiç bir kıymetle öl S7“ 7 a se. lemi le e : ikleriine kadar, kl €den, yumuşak bir hazla Shae hissederdim. Bir Arkadaş |: arkasından | “İHatı ralar|.: Sevgili kardeşim S ö- san'atkâr olmasına rağmen, kâ: o imiş bulurdum. Bazt da önün i zetedi bi il bir mah daa il ile okudum. Bilmem nedense, Ah, bü sâde, sâki ve temiz odası... Duvarlarında, resimler... Sonra, Sırrınn kitap- zunca tüylü, yusyuvarlak bir kedi.. li odan havası, aşağıdaki van zıttına olarak insa - niyet veri Şür, ne hoş sohbetlere dalardık. edebiyat meseleleri ve ia üzesirde cereyan ederdi. biraz daha müfrit görünü mantizme hücumları des. Sırrıda ise, mektep sırala dan ve aile tesirinden kalma, ii ve hülya dolu lirizm ve romantizm hâkimdi muştik Bi iin ll çi e im; öyle güzel şiirleri ve n. sirleri vardı ki.. “Seylâp, Rak kase, nesirlerile “Şehir” adlı rinden aldı Badi vevklerimder öl et > Vi görüşümde şiirle ini 0: ör ei m ii 1setmişti. Buna mili vam Fakat mere e. debiyatınm. benek ri Mi zan Mehmet Selimi, orada, gel layıp neşretmeliyiz, tünkörü okuduğumuz bir kitap ken, o, temkinli bir eda ile, be i insafa davet eder, bir tek serle bir muharrir hakkında z ii ini an na? baktığı ea zaman, gece sonra, hattâ sabaha yazıt zo yaya olarak, Sa - raçi Ge giderdi. Bütün! yl ne kadar emekle, ne zah yu matbaada herkes ii s gil Şimdi ki bahsederken, varlık olan livrikapı mezarlığının perişan servileri, soğuk beyaz taşları ve kuru toprakları altnda, sap- engile ebediyete ka - sinden fazla, içimiz sızlıyarak anacak ve andıkça böyle göz - yaşları dökeceğiz. Ankara: BEKİR SITKI 8, 5 KURUNun İLAVESİ