N iie MÜ 1 Su — $ — KURUN PL yanmamış olan hizmetçi * leri uy: anlamak kapıyı açtırır ve Di dikkatle işinin başma ge e Jaa gülümseyerek selâm ver dı: — Gün sim Penelo m) Bu adamın bir zaif noktası var dı. Genç kâtibinin ağzından “Üs- tad,, m işitmek pek hoşuna gi derdi. Daha genç olduğu halde şöhret kazanmış ime Bayan kâ tibi kendisine aşık etmişti. Kızdan Yeni se ie yi İk di: — Sabahın dokuzunda müra « atlar mı? Ne münasebetsiz şey 7 Ne istermiş el — Biri, genç bir meslekdaşmız mış, Sizi emeği için Kartetelno" Edebiyatla uğra. iz daha bası e cevap verdiniz? — Burada lime bundan başka haddinden fazla meşgul olduğunuz i için, bütün ar* zunuza rağmen 1 okuma; aya va| kıt Ge söyledim. aptınız! Evet, stadı emi o vi tang sonra bir de baktım ki kitabı nı masa üzerinde b ırakmış. Jarer eee — Geriye gönderirsiniz. Bu ralılar eli adamlardır. Ne ıyorlar? Sanki başka işimiz üz - onlarla uğraşmaya ca can a öyle söyledi. içinden se vinmiyor değildi. D. kadar olsa bu, genç adamm > tuklarını kabartacak şeydi.. Öteki müracaatları sordu: zacakmış. Bu suretle gbhletiniklen & istifade ederek eseri üzerine dikkati çek * 14 1. KANUN 1935 | ilya, Fransızcadan laşmayı teklif ediyor. İsmini sö; lemek istemiyen bir kadın sizinle ayan gasp ii gen$ kız benden yaşmız. “süya sadiklarle. sy giriş mi kr Hepsi bu kadar mı? t, üstad! Şimdi de gelen mektupları vereyim rek kocaman bir paket u- BEŞ a etle zarfları yırtarak her birinden seri bir göz geçirdi. Son ta takımınıbir den kâtibe vere * > “ — — Alınız, yavrum, bunlarla siz nız. Arlık bi işler tahammü lin. ii geçiyo: Dedi. e gençe Bayan e yet takdir gi ile prala EUZREİ Kaldır Tabii, üstad! Bünlar şöhre tin ı icaplaridır. Admız bütün dün yayı dolaşıp duruyor. Bakmız bu mektup le ği şu da Avus - turaly: gn Diy nce» geri didai bir cevap verecek oldu. tele mlar gibi ağır adımlar la ydi? Herkesin kendisine hü rmetle baktığını sanı orme Hat parmağile burnunu karıştıran bi çocu, annesi kolundan tuta* — Ne apıyorsun? Görmüyor mu sün bu geçen adamı? Ona adile mer büyük romancı Jerar Buve erler, Diyor gibi e heri mi Te omuzuna dokt Ayol, Buve bu ne ir e Aşkolsun, eski dostları artık ta - ıyorsun, ahir bu eski arkadaşını tanıdı. Selâm ipi mecbur oldu. n misin? Ne al i tesadüf! Ne Ki baka * — Hiç, ne olacak? Ticaretle meşgulüm. Buhran ama, ne i se yine şöyle böyle ; e gidi * yoruz. Potoro kendi NN üzunuzadr ya anlatacaktı. Fakat m. kinin vaziyetini sormamak da mek istiyor. Jerar gülerek dedi) yip olacaktı. Adı Paristen kini * ki; daya, Kanadadan Avusturalyaya ressamın da başka işi r giden, herkesin tanıdığı, e mu? Ne ise, canım, bunu da| hürmet ittiği bu büyük romancı - neyus etme! inler olur. Kendi du: Pk La — Ya sen SIYASA ear 5 . , RIC'AT Sulh teklifinin mahiyeti budur Bay Laval ile Sir Samuel Hoa- re'un hazırladıkları sulh teklifinin metnini heniz görmemiş olduğu muz halde, bu teklif a alâkadar d a” fından söylenen anla dıklarımız, bu teklifin Taği ile talyan siyasetinin muvaffak ol - duğunu gösteriyor. Bir kere sulh teklifinin Habeş davasını feda edercesine hazırlan dığını gösteren birkaç ül fi pe B. Laval ile görüştükter an son erdir. Habeş elçisi, Habeşin harbe devam ede - ceğini ve ancak bütünlüğünü ta- nyan bir sulh teklifini kabul ede- Meri söylemiştir. Bu sözler sulh ri ve bunun Habeş tarafın dan kabul edilmiyeceğini apaçık gösteri Diğer rte Amerika As yanata göre son sulh teklifi Bay Mussoliniyi Avrapanın en kor. kulur adamt haline getirdikten başka Habeşistanı da onun elinde)| adi bırakmıştır. undan maksat Milletler ce - ini ile İtalya arasında başlı mücadelenin son teklif ile alya zaferi ile niha; buldı itibar ile yanın bütün —ş vrüpd siyasetine : hâkim bir va- ziyet aldığıdır. Esasen İtalyanın son sulh tek: lifini kabul etmek üzere oldu. ğuna mukabil Habeşin bunu ka- bul edemiyeceğine dair gelen he- berler, petrol ambargosunun kon- mıyacağına delâlet ettikten baş ka şimdiye kadar kararlaştırılan zecri tedbirlerin de Bay Laval ta- rafından mukavemet göreceğini ve bu tedbirlerin de ilgasına doğ- ru gidileceğini apaçık göstermek- Şa anan ve alâkadarlara eli elman teklif İtalyaya Oga ri bir kıs- çasını verdikten sak — Habe- şistana barış yoliyle hulül elmesi- ni temin ediyor ve buna mukabil Habeşistana bir deniz mahreci verilecektir. Hulâsa bu son sulh teklifi Mil letler Cemiyetinin tuttuğu yol na- mına ancak bir ricat sayılabilir. ö. R. Doğrul Ekmek fiyat'arı kendi kendine düşüyor” Un fiyatları düştüğü için bazı semtlerde ikinci nevi ekmek fiya. tx da düşmüştür. Azami fiyat on iki buçuk kuruş olmasına muka * bil on bir buçuk kuruşa ekmek sa- tılma! Pazartesi günü tark komisyonu nun bu ekmek narkını yeniden tes bit edeceği söylenmektedir. — Peki, üstad! Gelenler bu ka dar, Bir de telefon müracaatları bi eksikti. Ne di. yor elemi dakiler —İşte not san, Celop Literair mecmuasının bir r raportörü si zin * SEM mk yeke ği ETİBBA ODASINDA — Etib ba odası divanı dün saat on > da oda salonunda toplanm Toplantıda divana verilen dok torlar dinlenmiştir. Karar yi hafta verilecektir, ANLAŞMAZLIKLAR — Bele - diye ile evkaf arasındaki anl mazlığı ortadan kaldıracak olan saylavlar heyeti salı günü vilâyet te toplanarak mezarlıklar hakkın *| meşgul olmak hoşuna gitti. O fi a kararmı verecektir. YazânsA,C. dam, ayni masada Sami- menin karşisına oturduğu zaman kadın onun garsona yemek sipa - riş ettiğini işitti. Onun için yaban ci adamın sesinden başka hiç bir şeyini bilmiyordu. Fakat, o sesin kulağına höş gelen seslerden oldu u istemiyerek tasdika mecbur oldü. Sesinin ahenginden ve ara da sırada göz atabildiği ellerinin şeklinden m yere ve . nüşü, yaşı, lari ve eceli e: ken di kendine bir fikir idinmeğe ça- 1 iş — “Kk gık bir a- dam, esmer, büyükce burunlu ,ke mik gözlüklü, dudak rr ya nmda dem çizgiler, ince dudak * lar, mesleği: Belki hiç işi gücü olmayan bir mirasyedi, kendi pa rasile yaşamasını bilen bir çap - kın, sosyetelerde söylemeğe ehem miyet verdiği için, kendisini tanı- yanlar arasnda mevki sahibi ol - duğunu zanneden birisi.,, eleme adam on dakikadan ri karşısmda oturduğu halde; a bir kere olsun başını kal ırıp ona bakmadan onun hakkın da gizliden gizliye bir fikir edin- meğe çalışarak kendi kendine kiri edininceye kadar da yabancı ama bakmamağa karar verdi. Bu meşguliyeti epice devam etti: Dondurma bitince kısa bir meş guliyet bulmak için çantasını ka- rıştırdı, kocasının mektubunu çı kararak onu okuyormuş gibi yap str kikatte i damı'en'ince teferrüata varıncıya kadar takdire çalıştı. Sanki ada - mın tarifi p mektup kâğıdı üzerin de yazılıydı da Samime o tarifi okumakla meşgul oluyordu. Bu aralık, adam tekrar: — “Müsaade eder misiniz?,, Diye sordu. amime ne için müsaade isti yor diye düşündü. Başını kaldı * rarak ona bakmağa mecbur oldu. Adam tabakasmı açmış, ” içinden bir sıgara çıkarmış, şimdi sıgara- yı yakmak üzere idi. Samime —“Buyurunuz, içiniz.,, dedi. 'akat, ayni zamanda dudakla - rında beliren gülümsemeyi yaban cı adama göstermemek için he * men yemek havlusile ağzını ka »- İL, — a a Çünkü, karşısındaki adam, ta » SAVvuUr ettiğinden büsbütün ka bir tipte idi. O sarışin gözleri - nin rengi açık maviydi, bakışın. da çocukluğa delâlet eden bir hal vardı. Arkasındakielbise siyah bir çay elbisesiydi. Samime caket kol yerin oldukca yıprandığını gördü. Samime, içinde yaşadığı içtima i muhitin mensuplarile bir nok tada, birleşiyordu. kta da giyinmeğe, kuşan - mağa bütün teferrüatma varıncı - ya kadar ehemmiyet vermekti. O nun için,elbisesi eski olan birisile karşılaşırsa ona kendi muhiti ha ricinde kalmış bir insan nazarile bakacağma şüphe yoktu. Bu hal Samimenin o dereceye kadar ka- hma işlemişti ki, kiyafetsiz bir a m ne kadar esip olursa olsun, ona karşı bir meyil oy ih timal yok gibi bir şe; Parlayan bir dirsek, m ga - ip edecek kadar fazla giyilmiş bir/ Saletdiir üs adile Bölem: undüura olsa olsa Samimenin /İ zabilecek bir hisden ibaretti. Onun için, Samime o yabal adam hesabına kendi kendinf) tandır. Utandığı için de o adi mahcup bir vaziyete sokm isteğile tekrar yüzünü ondan virdi. Halbu ki yabancı adami dna hiç ehemmiyet vermiyor gibi göründü. O, tamamile kel düşüncelerile meşguldü. Esasi sigarasını yakmak için Samir nin müsaade etmesini pek bek medi, Kutunun içinden kibrit çıkaf kat bu hâl düşen salon kapısından ayırt yordu. Sabırsızlıkla birisini bekledi! de yakmağa muvaffak oldu. F kat bu muvaffakiyeti de küf bir felâketle neticelendi. Kibri ten çıkan bir kıvılcım karşı tari doğru fırladı, Samimenin den aşarak sandalyenin arkası! düştü. Kadın, korkusundan bir feryad çıkararak yerind, ırladı, Yabancı a Samimenin hareketine de hş ehemmiyet vi medi, Hattâ ei kalkışmadı. Samime onun ind ye düşünürken adam, etrafda ranların başlarını çevirerek kef sine bakmalarına sebep olacak dar yüksek sir pre birdenbirti — “Garsoi ye bağndr. Bu kadar üz fas yl ile çağ rıldığından di yüzünde bi bir ii görülen gari geldi. Yabancı adam, yine etr! taki insanlara hiç aldırmıyor gibi bir tavırla ona sordu: i — “Bu otelde oturan, Ah'f Sadi beyi tanıyor musun? Onu! akşam burada gördün mü?,, Samime, birdenbire kocasi ismi zikredildiğini duyunca yi kıpkırmızı oldu. Heyecanlı bir * aya şahit olacağımı düşünerek bi şiddetle çarpmağa başladı. Garson şu cevabı verdi: — “Evet, Ahmet Sadi beyi nırmm, bu akşam kendisini heri görmedim..,, — “Acaba gelir mi?,, — “Otelde ise sele — “Ya otelde değilse”, — “O zaman bilmem.,, Bu mükâlemeye karışmams! çin Samime kendisini pek zof la tutabildi. Garson bir müddet sustuk” sonra dedi ki: rms gidip kapıcıd öğreneyim? — “Çok iyi sre Samime, karşısındaki adar! tık giden rizliye tetkik ett nun yüzünde sabırsızlık alân!! i gördü. kiz pek mühim iyi dolayı kocasile kof k istediğini anladı. Kadm di “kendine e düşündü: y iemezi