a” Baştaratın özü: Yapışık kardeşler, kendileri - ni Siy, A getiren e aya seyircilere göstererek para ka- sanar İngiliz ka; 1 in kendini zab v tetmişti iran be raber, âdeta grisi bir bağırdı ki üstü iy, mele edilir mi? Ben, ; vi iğ Şat aldm, size e “, ia May NT Düşünün birilerel ta yeman i insan! i iken adam o) baş zda n eşce söz söy- p vermeği kendine etti ve Kaptana Bostonda v stondan Nev evyorka se» Kapa işi gördü. Ba Koffinin burun delik- iğ iin malla mez “ €ps marn b v bnde deği Son Den emek istersek, daim. ii; dir Siz. Bu da eeiklerimizdeğ. Me Bitmedi er Mi akar Bundan so; Mz ir dolaştırılmak, ek inde de izm Nem a kadı ni yıp bütün 0 e mum b koydun: ? sinsi sinsi alay ediş yok , Yapışık Karde i NG ve nel SAG wv a a Ma ilin istiyoruz / | Kaptan, yı yıldırımla vurulmuşa döndü: “Kadın mı? Hah, bir bu eksikti!, ba v3 para, lâkin adı başka!.. lu, ağız kıstı. Ağzının iki ucund. beliren birer kusılış, gülüşünü bel- i etti; yapışık olduğumuza , bütün bunları Tekikem a koyduk, Mister Koffin! Çang, sözlerine devam ederek, maa anlattı: Biz Nevyorkta iken, sirkteki salla sık sık bir Çinli geliyor- u. Bu Çinli, memleketimiz olan nı o zamana kadar hiç bilinediğimiz şeyleri öğretti. Ondan öğrendik, ki para denilen şey, hemen her ki açan bir anahtardır. İnsanım li Sie isteğini yerine getirebilme- laşmak i si için mutla paraya ihtiyacı ardır. İstediğimiz gibi bir ev sa yaşanabilmesi hususunda icap e - di işleri yapan kimselere her se- ne bir yığın para ödemek gerektir. Üstelik bahçe ve at, araba da is- di tediğimize göre, bütün bunları te- min edebilmek üzere, önce külli- yetli para elde etmeliyiz! Madem ti kazanmak lâzım... Kazanmalı- yuz, değil mi? Elbette kazanaca *-| ! gız! Kaptan Koflin, sanki büyülen- mişti. Nelerden bahsediyordu bu Çang denilen mahlük? Bu Engin İ ayrılmaz, .... ayrılmaz eşi! Karde. sinin dedikleri yetmiyormuş gibi, şimdi de bu bir yığın lâkırdı söylü yordu işte! Bakındı hele, neler öğrenmişti neler! Adetâ büyüle - nen kaptan Koffin, her cümle de- «| mir ağırlığında bir yumruk şidde- tile beyninin tâ ortasına inerek, bir külçe halinde koltuğa çökmüş- tü, inni Çangın diyecekleri da- ha bitmemişti — kle olunca, bunu bir ka denilen bu yere para yatırdığı- mız için, cımız artacal 'ünkü, hani biz bankaya bir de- fa külliyetli para yatırmadık m: ya?.. İşte bundan dolayı banka bi ze her öene üstelik bir miktar pa- m 1€ Ha, in m bize borçlan- dığı üstelik paraya faiz, diyorlar. başka!.. Fa- z! Bankalarca bu yolda üstelik e paraya faiz denildiğini bi- ze öğreten de, dostumuz Çinli! Yeni dostumuz! Çang, karşısında taşkesilmiş gibi oturan kaptan Koffini çekik kii müstehzi bakışlarile Üz üz — Siz bizi aldatıyorsunuz, Mis. $ — KURUN 5 EYLÜL Adanada Geceleyin soygun! Haydutlar kamyonun şoförünü da yaraladılar Aydın ilinde Ortaklar (Reşa - diye) kamununda Aziziye ile Or- taklar arasında Derbent mevkiin- de bir soygun vakası olmuştur. rek şoförü de EMİN Vaka şöyle olmuş Gece Aydın Yildee kamyonla - rından şoför Ahmedin idaresin - deki otomobil İzmirden Aydına gitmekteydi. Derbent yerinde pusuya yatan ve ellerinde mavzer bulunan iki haydut; durması için şoföre bağırmışlardır. Şoför otomobili o durdurmamış ve sürerek a yerinden uzak - ir. Bunun üzerine kalınca haydutlar ateş etmekte evam etmişlerdir. Yolculardan Aydının Yeniköyünden Hüseyin oğlu Mehmet adında bir amele yaralanarak ölmüştür. Şoför Ah - el e Kantar polis komiseri Hilminin 15 yaşındaki ae da ağır era yazilir di ii ME İzmi- re gelmekte olan üç kamyonu da birer birer çeviren haydutlar yol - cuları soymuşlar, paralarını almış lardır. tahkikatıma Aydın ad . liyesince başlanmıştır. İzmir smırı ile Aydından müteaddit jandar - ma takip müfrezeleri çıkarılmış tır. Haydutların yakalanmalar. bekleniyor. ter Koffin! Evet, aldatıyorsunuz! Bunu da yeni dostumuz Çinliden öğrendik. Nasıl mı? Bizi ahaliye göstere göstere avuç dolusu para kazandığınız halde, bize metelik sıçratmamak! i gin olmanıza r hesabına koymuyorsunuz. Kaza; dığınızı kendi cebinize illisiğee. kendi kasanıza ( kilitliyorsunuz. İşte bu bizi aldatmaktır! Bir ba - kıma başka türlü söylemek daha uygun düşecek galiba! Değil mi, Eng?... Hani Çinli bize başka bir kelimenin mânâsını da uzunuza - dıya m hatırlıyor mu - sunâ İstism Eng, emri indirip kal - dırdı. Böyle kirpik oynarışla tas - dik yollu cevap vermiş oldu. Çang gözlerini gene kaptana dikti: — Siz, biz yapışık Lardeşlerin sayesinde kazandığınız para cüzdan ve göbek şişiriyorsunuz, yani bizi istismar Mirim Mister Koffin! Şimdiye kadar p ra vermek şöyle dursun. ll da paranın lafını bile etmediniz. Fakat, bu böyle sökmez! Tehak- küm, istismar, iğfal falan denilen e kaptan.... Koffin mg var) şler SS SİÜLKEMİZDE| “ Haymana hamamları Türlü hastalıklara karşı - Alman profesörlerinin sözleri - Taşınma ve barınma işi Kızılcahamamda banyolara bu arabalarla gidiliyor ymana, (Özel) — 1250 ra kımlarını taşıyan Haymana kasa- basının karşısındaki sırtlarda vak- tile ulusal çarpışmanm zorlu di - dişmeleri olmuş.Biraz ötede Şimal| den bulunan şil örtüleri yok.. Her yerde step rengi ve step havası hâkim... Kendi kendime e her türlü derde deva özellikleri içinde taşıyan ve le ünü nerdeyse ulusal smır dıslarına bile yayılacak kadar genişlemek- te çal Me gösteren Haymana a8 ir Karlsbad gibi eri ei Kızılca ha- mamda iken gene ayni şeyi düşün-| müştüm. Hele Kızılca hamamın kesif ve koyu yeşil çamlıkları, buz gibi soğuk ve berrak suları ve son- ra kaplıcalarının romatizma, nik- ris, damar hastalıkları gibi bir çok dertlere deva olduğu bügün artık bir hakikat olan bu Eyi 7» arının gerç den daha çok mamur A AA | nr düşündüm; ne yalan söyliye- yim içimden bir acı duydum. Ba- na diyorlar ki: — Haymana kaplıcalarına An- ara Ziraat Enstitüsü Al pro- fesörlerinden bir kaç zat gelmiş, bunlar bu kaplıcaların kum dök- me, her çeşit astalıkları, ka- dın rahim e tansiyon işürme, asap ve sini zukluk. ları gibi eğ ali hususun» daki şayant dikkat “hassai şifai - ye,, lerini siri ede bilir las mişler ve ilâve etmişler — Bütün Ula hatti Avrupada bu kaplıcaların eşine tesadüf etmek pek enderdir. Alman profesörleri, elbetteki bir hakikatı ifade etmişler, Fakat biz henüz memleketimizin bu ha- zinelerini iyice tanımıyoruz. Kızılca hamam ne de Haymana kaplıcalarının tam fenni bir iza hını bilmiyoruz. iş bu yerlere bir cok insanlar gidip banyo yi bütün bu gi- E dişler kulak dolgunluğunun ve| ci ai : bir takım broşürler gönde- rilmişti. Her broşür nihayet iki forma kalınlığında ve yi sğa-l | cak biçimde yapılmış, Fransızca İllüstrasyon mecmuasının mefase- tinde bir tabı görmüştü. ismini taşıdığı şehrin güzel man- zaralarını, tarihi eserlerini, gezk lecek görülecek yerlerini, eee nı, nakil vasıtalarını gösteren simler ve yazılar konulmuştu. Ve ei Tiryesteye İtalyan sırla» n hang pılarındanı, hangi vesile sirilebileceğini, şshirler şidli nakil vasıtaların ei yollarını ve mesafeleri- ni, ücretlerini gösteren vefa- kat faydalı notlar ve krokiler — le eklenmişti. Muhakkak ki pa tanıt - mak için bu sistem en güzel bir sistemdir. Bizde E Bursa, Yalova; Kızıl - cahamam, Haymana ve daha gibi su şehirleri ve kaplıcaları i böyle resimli ve izahlı broşürler bastırarak memleket Esi olsun ağıtmak sanırım ok faydalı bir iş olacaktır. Bugün N yerlerin az mevsimlerinde ziyaı bu nisbetin birkaç misli artacağı pek tabiidir. Yalnız bir fikir hatıra gelebilir. Bu birkaç bin ve hattâ birk; in insanın gid i sonla güzel seyrüsefer yapan nakil vası- taların ekime bir halde ve halkın emniyet madına lâyık bir biçimde e an iü k kaplıcalar modern tesisatla silmeniz sını temin etmek lâzım gelir Kadri Kemal Ko9 Kastamonuda kendir için tören Kastamonu, 4A(A.A.) — Yeni kendi ürününün ilk pazara gelme- si dolayısiyle ilimizin üç kendir v5 ında ki, Kastamonu, Ger - ç ve Taşköprüde tören yapıla- ll r. Tecim Odası hazırlıklarını O gü: larda köylüye etimğmiri tecim bakımmdan durumı konferanslar verilecektir hakkında