Meşhur bir fıkra vardır; V: “ biri Türk, biri Rum, biri Yal e o” lan üç - ilke seyahate > ahat esnasında bir gün li < ii Anadolu köyüne dü” ranlığı çökmek üzere Anadal köylerinin en 1ssizin * lu Dile bir . Bu köy kiiy un evi * 'kadaş başka gidecek yer ol- emye varırlar. Köy erim güler sorar. Böyle parça bağ ettikten sol kalkar, misafirler için bi yiyecek tedarik ederek gi konukları, ku: a“ Size bir parça çörek getirdim. . Ba lamadım, mi - bununla geçiriniz. Şimdilik hoşça ka- ln; yarım sa Sl iii AK laha ısmarladık.,, : Der, gider; Köy muhtarı böyle kalkıp vi daş lerine Pa ei paylaşmaktır. Bu sırada üç za j arkadaşından (Mişon) un aklına bir fikir gelir: lar, bu çöreği bölüşecek — olursak ae ananik de karnımız aç ka” alnız bir kişinin m doyurabilir. Ben şöy- ” düşünüyorum: Üçümüz birden ya" imi, uyuyalım. Gece yarısı kalka - rü; ha Teri bir rüya k o olsun,,, der, Yorgi bu teklifi al kabul e * der; © — Mükemmel bir fikir, Öyle ol - sun, a ire dersin Mehmet?,, derler, E, Bu r Mehmede garip görün - — mekle ini reddetmez. Üç arka * a Pi E alka: em Yorgüyi, he ei Mehmedi uyandı" Haydi bakalım, herkes gördüğü ğ rüyayı anlatsın, — Teklifi Paten yapan Mişondur, — İptida o söy! Lia selim sö, - rüyamda peymmbermizi gördüm, Hazreti Musa beni aldı. Ti “me alamıyacak, Çünkü Yorginin gör - düğü rüya ona baskındır. Yorgi bu i rüyayı söyle anlatır: Pe İşi & rdüm. Hazreti İsa - gittim. Elini öptüm. o paçi bana kil iltifat ww ti. Birlikte ikinci kat göğe tiklerini gördüm. teki melek > türlü türlü me seliği Sn Mehmede gelmişti; arka - daşları — aş sen söyle bakalım, der- ler. ai ei bu rüya yarışın” da Mişo müş, ire kalkmış, çöreği N damiz Mehmet şöyle dedi: Onun için — Ben de kendi ördüm. 8 Senin di a çok Yaklari gittiler; biri Tur er çıktı, Biri de ikinci kat > . Onlar ya gelirler, ya gelme: eş sen kendi işine bak, dedi. Ben w kalktım, se ye vi Son zamanlarda eği devlet - leri arasındaki durum aşağı yuk bu üç arkadaş hikâyesini lr Avusturya bu devletler arasında pay- laşılamıyan bir çörektir. bu çöreği aralarında paylaşamayan dev- biri, - Iya, Habeşistana a silâh oyununa a sı bu devletler Avusturya işini bir ta- rafa bırakarak çok uzaklarda dola - di) Maşa ei iğ in Meme gibi A - ie Sü a : yor. ARM A EM EN BEZE Haydar Rifatın eserlerinden: Felesefe Epikür Küçük Hikâyeler Cinayet ve Kekik Felsefesi, de bizim peygamberimizi, | Deyasmbezİmisi | mm iş Kadircan Kaflı ipler gevşedi, makaralar işledi, önce yelkenler, sonra direkler güverte boyunca yatıverdi. ki büyük bir sevinçle mr rıldan — Talih gülüyor. Eğer iğ um: duğum gibi değişirse bana şemez, Bunda hakkı vardı. Çünkü şi iki büyük yelkeni nil ans k rüzgâr önüne düştüğü zaman İşe e e nlardan estiği za" ei birden kullanmak müm * kün olmuyordu. Böyle olunca da o şaşırtıcı yali e Biraz sonra Bernardini fif bir ümitle aydınlanan ma bünbükün parladı. Çünkü Kara Kartal birden bile dümeni iskeleye kin bütün hızile dı” adasının cenüp burnuna dönmi ene gemisinde bir sevinç dal ? day yetişemiyeceğini anladr. İ - nine gidiyor. — Zaten va > deeri kadar kovalasa yakalıyama: — Akşam oldul teri Dir da dü - mii ARİ kırar, Otranto açıkların” ermez vardiyana bağırdı: — Kürekler dursun!... Bırak tok * mağr... Vardiyanın tokmağı önündeki ko - caman kütüğe vurmak! vazgeçmiş, forsalar, iş geminin oturak” larına bırakmışlardı. Kara Karta ger tn çenubundaki küçük adalardan birinin arkasında kayboldu. la tarafımdan esen sert rüz- gâr yu dı Borhardi Kara, Velinin, gördüğü avdan bu kadar çi ummuyordu. “Kafasında iğ ” bire bir şimşek çaktı ve şöyle üündü ? ca şu adanın arkasından Mika yel im yolumu kesecek... emen kararını verdi. Gemisinin mak istediğine yardım etmek ister gi" bi büsbütün bime esmeğe baş- ladı. rdi, gemisinin iki yana kö * sükler iakirak; bütün Keşir bol| izgârla Mk şirerek sanki uçtuğunu Bu yetmiyormuş gibi Ka” ra Kartaldan biran evvel rf düşüncesile kürekleri (o de çektirmeye başladı. Gemi, hiç görülmiyen ik hiz* la gidiyordu. Geniş bir nefes aldı. Tayfalar da sevinmişlerdi. Artık > | Yalnız ikin birkorku kalmamıştı. kaptan bir Ee iin | En e a ie şiki adanın arkasında üüğei eti yi m — Sn Bernardi o; a Kar talın çekilip çim e o al sevin sd ve artık kurtulduğuna ika inanmıştı ki şu cevabı verdi — Adanın şimal tarafları ye 1 - kiliree uş upuzun barun Mi ka” dar epeyce zaman İster... Biz o za - mana kadar e zl lir z. Rüzgâr . ki. ni dü- Bernardi hiç İğ : a Veli Rei, adanın doğusunda, tepelerin (ardına kadar gitmişti, Beha dümeni birdenbire şi- male çevirmiş, ayni zamanda şu ku" mandayı vermişti: — Dikkat... Direkler mayna edile - Ipler, sevisi makaralar işledi. Ön- ce yelkenler, sonra direkler güverte kain m erdi, Şim. imi yalnız bir tek li eri kalmı eli Semi yanına koştü. Vardiyan, henüz söylemeden onun ie g EE mi yedi sekiz mil hızla yoluna de- vam etti. Ea Veli çi kasaranın en yüks zi eri gemisini — “ ri Tepeler g iikçe rtal böylelikle fından h rTaz gerisine e 0 nl dur: alçaldı ve Kara — Buy — Şimdi yene filikasını mayna edeceksiniz... Yanınıza vent a- 1 kaldı; da hemen gemiye e ki isikli 'eki reis... ğı zaman filikayı Kora Hasan zaten bu sözleri duy” muştu. Bir dakika sonra dört kuv * vetli ie Ee karaya çıktılar, n yüksek tepeye çık * tılar. Burak oraya çıkar çıkmaz Veni bir e aman da ile bir anda fora & dile: e tıs sir Sank n kocaman bir kartal kanatlarını iletinin etrafına kıs” miş, gagasmı ileriye uzatmış, gözleri ayının baladağı yere dikilmiş oldu» vu halde hazır duruyordu. M li Reis gibi bütün levent Ikisi de oldukları yerde kımıldan” madan dry rlardı. alnız, Burak sağ kolunu şimale üm b hiç mir , Venedik gemisinin yolunu değiş © pirirsa anlatmak dani saat kadar böyle geçti. inis Kara Hasanla arkada” peden aşağıya doğru koşa indiler. Kıyıda bekliyen sandala gir- diler ve sandal dört kuvvetli küreğin iye! İma Kartala yanaştı. Leventlerin yukarıya (alınmaları ve kerem yerine bağlanması bir da” kikalık iş oldu. Burak raporunu veriyordu: vi leri imiş Kürekçileri de çalıştıra” gidiyor, — ei de çekiyor hal. — Evet Reis!,, — All il e e neyi” ne yetmiyo; lah rüz* gâr rine akıl a Bu ha ber . ma gitti. (Ben de hali gideceğim am yelken, m Kikakle ma, Mi hemen değil, . o ce leri iç ım üstünden Geminin boyunca gür bir ses: — Vardiyan!.. Diye ba 5 — Buyur reis!, (Arkası var) Kadıköyü'nün EK mmmmiRomanı! ie 'mitsiz bir mücadele açtı. Bur - ısındırmak, ona ya ve iz vr nunle sohbetler yapmak, viren bah- setmek istedi. Bir defasında, bah - tiyar bir ömür geçirdikten sonra, gunu söyledi. Burhai zünü buruş” , ihtiyar! ile ge * amd İhtiyarlık ne demek? Ö, 1? Bürl için yok. Böy- in burjuva idillerinden koleradan ka" çar gibi kaçardı. ibiği bir km ihtiyar pin- pon kocası olm: ölmeği tercih vii EN zendl Kendimi içinden ilâve lin illetinden bir tür- Ti v ilik Derdi zoru ruhuma girmek, ruhunu bana açıp saçmak. Ne tehiikeler, n ne fena manevralar. unlarm buluşması daima zevk ve bahtiyarlık verir. Fakat ruhların te lâkkisinden ne böklemeli? İnkisar. A- Yason: Şufa Bep cı. İşte o rim sin halde bozuldu - ğunu görünce biraz acıdı. — Güzelim, we kara lâkırdıları br“ SE Emret, bize bir şampanya ge * tirsinler. Seni go sarhoş etmek is tiyorum. Bir tabure kalan ea kar şısına, yakınına defa yaptığı ek ai bir ihtirasi karısına bei Ne Dişleri, Ni tan çenesi akla; aki KR uymuyardu. Çatık kaşlar al- derin ve karanlık bir bakışı a sl böyle zamanlara mah - sus bir ime koyulaşarak yavaşça tekrar seni sarhoş etmek, ii kitin rengi değiştiğini görmek is i, Git, saçlarını düzelt vü gelen hareketleri yap. Sonra şezlongun üstüne uzan. Ben, senin güzelliğini uzaktan seyre - derek bir kadeh şampanya, bir si * gara içmek iste Biraz evvel kalbinden yaralanan Bedriye bütün acısını, küskünlüğünü çi tarzında) bir akşam geçirdiler, ... hriban, vaziyete ali e içim “dişini sıktı, Gelini ünde yegâne ümitle eN Büllriye ta gidiyordu. iÇ, bir facia ile neticeleneceğe be m Zaten buna ibare ül Burhanın ailesindi kimse sena . ha gelmemişti. Miheibei, evvelâ bun; içerledi. Filibeli tütüncü karıları a - caba nelerine bu kadar kibirleniyor - lar? Bilseler, Bedriye ne par! » lifleri tepti; Burhaneddin Beye ME X lince sabah olur. Burhan haspası eve karısma değil dostuna gelir es devam rae Eşyalarını getirme" EN z mişti. Köşkte iğreti bir misafir bi eki ir aralık Bedriyeye mutfak masrafı olarak para vermek istemiş, Bedriye almamış. Ne iyi e iş, ohhhh.. Mademki Beyefendi ken dini bir misafi; a tutuyor, âlâ. “*'safir muamelesi görür. İhtiyar kadın biddetinden kabına sığamıyordu. Fakat yazık e sl bir şey gelmezdi. Arada gel - dı. — Selâmlık dairesine Li kapandı, ği au kesti. B Ağa ile gizli gizli —— asa başında o Cafer dikildi, Elimde ça 2 la bir gaze“ . Kâğıdın ei ayılar pi ve iii dolu idi. Zenci, titrek kuru parmağile külü i - şaret ederek: Bu artık dedi, bakınız küçük hanımın > — içti- ği sigaralara, Burhan e gel - olmaz hanımım, nız yapın. Küçük hanım a. den gidiyor, Mihribanli. bakışı zifir kümesinden arabın yüzüne bir li e yiz e geldi. Çehresinde düşün celi e mâna ile a kümiriyar. du. Nihayet: — A dedi, eler en çağır. Görüşmek için rida yp dâkika sonra erir yapma: cık bir neş'e ile odaya girerek görüm" cesini kucakladı, ellerini öptü, Sonra iki erin ba - sl pia m, çok imar söyle * mek ei Sen fena zayıfladın. teri Cenaba — an edelim, Sa” a sıkı bir m e lâzım, er şeyi 1 Şöyle birle on yedi mn, evlâdımsın. Ben seni > çi ll halsiz ye Siz, li zer İn iimiyebimez. Fazla di İZ yapıyorsunuz. Teni kapkara, kol * larınız, bacaklarınız değnek gibi. BiZ“ ler, siz yaşta iken sabahları kalkar, li havuzun kenarına inerdik. Orada leylâkların altında otururken mız bize süt geti * mi Havuz başlarında çiçekler ara” da başlıyan günümüz ona göre ce” Si ederdi. S kacağımız v4» it altınızda ku u çifte kayık çi .” le ün gibi bir endamımız yoktu, “G canlı idik. bi kaşımı gözümü vardı: A kızım, Wiz de gözeldik, Hem ie eyt basin etmeden.. yorma” Bedriye biraz neş'e ile fıkırdaya eciğim, yine güzelsiniz, di gr enin olunuz tazelerden da * Bugünün genç kadın * Nr ei çok yıpratıyor, hak * kınız var. Fakat ben fazla spor ya “ pamıyorum ki... Rahmetli Nesrin öY” le idi. (Arkası var)