Yazan : F. Osendovski v 1920 senesinin başlarında, Si - biryada Krasnoiarsk şehrinde bu - ordum. Bu şehir, güneşli Mo- rmdadır. Nansen, Avrupa ticareti için Asyanın dörinl erine oğru yol açmak üzere iki defa bu neh - © rinmansabma gelmiştir. Tekmil © Rusya üzerinde sr hüküm süren, © memleketi bütin; Mi kine, ri © ve kanunun cezalandırmadığı tür- e #l bağ iii eirdı © bma, işte burada, Sibiryanm sa - — kin kışı ortasında birdenbire ya - kalandım. Ecelin hangi saatte ya - kasına cağını kimse bilmi - - yordu. Herkes yevmün cedit rızkın cedit yaşıyor, sabahleyin evinden ken akşam, döneceğini kesti- bai duğumuz halde biz bile bu işken - ğ selerden vareste değildik. Bir gün dostlarımdan birini zi- İl erete gittiğim sırada, Kızılordu efradmdan yirmi askerin beni tev- | ablukaya yyoktu. Derhal, k olayın poet, selarak ye İm ve şehrin aralık gem "dan, yaya olarak, alelâcele kaçma- Ormanda Çeviren : H. Varoğlu yardım etti, iki yaban horozu vur - dum. Etrafta rastgeldiğim alage- yik izleri, yiyecek bulmakta güç - lük çekmiyeceğimi gösteriyordu. Fakat bu yerde çok zaman kalma - dım. — gün sonra, eteçeş döndü- — may ie bem ü Mi ikbal ue Kiz e önünde ( eğerlenmiş iki ir, eğerlerin üstünde de asker tüfekleri vardır, Üzerimde silâh bu iya iii iki silâhsız adamın bana za rı mıyacağını dü : iv ri eta Sıranın üstünde Ge m a Yazan: Kadircan Kaflı Türklere vergi veren prens Baban gibi miskin olma!. Türklere vergi vermek soyu- nuza yakışmaz. Venedik donanması yardımına hazırdır mii kadar çıkan kısımların ir “yılnda idi, Kara li — yaptığı yordu. m ine düğü için leventler memnun değil diler. Kara Veli Relsin oldu m söylüyorlar, halbuki ge « milerini çoğaltarak büyük bir fik ul Azım gelldğini münakaşa ufukta bir Venedik ka- dırgası X göründü, iki asker, korku ile ayağa kalktı - Herkes silâh başma lar. İkisi de bolşevikti. mi Kere Ya Aş düşünüyordu. ie ii ventlerine hak ii abide ki astragan İstelya onu bir balmum: nzet- kırmızı yıldız, sekileri e üzerin- bi ği Ayni zamanda Yanar Korsan e kırmızı kordon vardı. Selâm > Alb yonun dört gemi bil laştık ve oturduk. Askerler çay pi- Me aradığını da ihtarı O zam şirmişlerdi; me şüpheli b. iş kötüye bilmişti de yiğit Buri kışlarlâ süzerek ğa ve a ei arasi göni da çaylarımızı içmeğe başladık. As - rutla ateşe vermişti. in Veli o lenbire doğ - mia İstelyayı baştı - avcı olduğumu, memleketin ba yele e nd Mz mr ayi cisr bulumdüğumu, bu) mwitakada han olduğu gibi ileriye atıldı ve samur pek bol olduğu için lee GER geldiğimi söyledim. ar da, ez ve ee an şüpheli kimseleri takip mek üze- İşte Kara Veli ün asıl sesi. Üç re ormana gönderilen bir m gom kaybolan ve hasret çeki - efradmdan olduklarmı lal Bir tanesi dedi ki: erener eme baktılar. — Anlıyorsun ya, yoldaş, kur fırladı: şuna dizmek için ihtilâl Mi - yerine. Dikkat.. Doğru ları arıyoruz. Bu izahata Yüzün bile yoktu, va- ziyetleri — same bir © avcı, bir köy ndırmak, kip Sikim ihtilal Kirleri hiç bir alâkam olmadığını göster - * verdiğim para mek için elimden gelen her şeyi mukabilinde, beni dört naki için nde yi hareketlerini ona göre İ- ucan şıkıcı © türdü ve ormanlık bir yere Sa “ Yolda bir tüfek, üç işek, » bir balta, bir ir gocuk, biraz ça; © bisküi ve bir de ibrik Köylünün beni bıraktığı iş « ormanı içerlerine ilerledim a ya yanmış, boş| boş bir kulübeye slim şamağa başladım; fakat o dakika, N da, bu rolü, bu kadar uzun müddet Ed hiç aklı HG İsti | Ertesi sabah ava çıktım. Taliim ziyartçiler gittikten sonra nereye sığmacağımı d düşünüyordum. Akşam karanlığı basmağa başla - mıştır. Kulübenin yarı karanlığın- da, askerlerin yüzü daha korkunç görünüyordu. Bir aralık, votka te- nekelerini çıkardılar, içmeğe baş- laılar, Yavaş m alkol, tesirini esler yüksel- — e Şİ aş e Haydi.. Varı Vur e) kalemini ramp: de: mark myi atmak Yazaki Diri diri Tere evvelâ Dpi delağı Sonra büyük bir çle e rı, ipleri, eee), imei ama; başladılar. Sanki biz bayram vardı, Yek Reis onların arasında dolaşı- g yor — Er di aslanlarım,. Göreyim zi.. Yağlı bir ye benziyor... Teke ne gele mal “TREE bu tekneye Seni reis yapa- cağım, Gözünü aç da sakatlanmasın!. | bi — Kara Hasan.. Seni de ane yorum... e “Kara Kartal na bırakırmı ben başka il ga İ lurum.. Nasil yi değil mi?.. l demez ve özümü tutmaz. Bulsak di. Biribirinin lâfını isil kese- rek ikisi birden iie arskda vala - Sİ dukları kazakların sayısile iğ ediyorlardı. Derken kavgaya tu - tuştular ve nihayet (o yoruldukları için uyumağa hazırlandılar. (Sonu yarm) — He Salli? hepinize m Hepiniz ri dei gemi olacak - oca bi e donanma sisi Veli Pin iğ Yeniden Kara asan yanından müyüm Kulağı eğildi. Derinli - Zinde ince acılar Mallek bir sesle ona fısıldadı: — Artaya döner Pan rd > yı Se ni gönder tuhaf that inanmaz eni bk vi Reis ilâve u göreceksin. ia a be: nüz iz ölmedi, Ben gemisinden k mağa lâyık bir adam değilim. a da göreceksin!, id e. başını eğdi. « Bu halis bir Venedik gemisi. Kaçışmdan belli. öyliyen İnce Hasandı. yi ara Veli Reis yeniden kıç kasa - Taya çıkmış, kumandalarına devam ediyordu. Bu sırada Venedikli korsan Alban mi fire Armenyo dört gi ile a çıkmıştı. Bu a orsan makla belalar ikatte Venedik devletinden maaş alan, yardım gören bir a; I idi. Venedikliler işin bu ya“ nını gizli tutarak Türkleri aldatma - Za yelteniyorl: Çü, ir bir Venedik amiralinin Türk kıyıla - Bu saldır. ış sözleşmesine Eun. le e an Ar - “Türkler ire ei elçi — Ne edelim? Korsandır. Bizi din- &ibi biz de onu öldürmek, kor meniz önüne geçmek isterdik... Diyorlar Çünkü Türkle er de Kara Veli Reis için ve Adalardenizinde dolaşan yi Si Zer Türk korsanları için ayni söylüyorlardı. Böylelikle iki tarafta biribirlerini bile bile aldatmış görünüyorlar, biri- birlerini fırsat düştükçe hırpalıyor - dı, Z © zamanlar ie ee kendi A orsanlarına yardım gemi verdikleri, eksiklerini ir ” dıkları halde Türk devleti böyle şey» ri aldırmazdı. Türk akmerları da bu yüzden türlü güçlüklerle karşı - agri rdı, Armenyo “Kara Haç,, lı gemilerile Arkadya köyfezini, Zanta (oadasının dört yanmı Seakağ Kefalonya ada - sının merkezi olan Argastali önündü demir atmıştı. Kefalonyada Türklere A vereli o idi, bir yil ol zun yıllar okumuş, terbiye görmüş * tü. V se hüküm! — Ba man senin yaviltaiağ Kalır r, i mi; Leonardo zaten sukatılm bir e babasını ölüm döşeğinde bulmuş Düşüncesini çok geçmeden açıği vurmuştu. Ozaman ek ona başkaldırdı: iç yıl önceye (o kadaf Türklere çi sare ve köyleri © — Bahanr miz her akıncılarınn yağ " masma uğrardı. Vergi hiye a baş * ladıktan sonra Yan; sancakbe beyi srürk akıncılarına Kefaloyanın ikin ağıl avril, ne de ca onların adaklârma inanamayız. | Dediler. günlerce ve haftalard# kalede kapalı kaldığı halde Venedik donanmasından bir kırık tekne bilt imdada ri boyun eğmeğe met bur olm Simdi. İemarin her vi önel gir Veli Reisi yok etmeni ni düşüyordu. mlarına — dene kendimizi koruyacak! gücümüz Mi Her iki tarafı da hof atmak ger j Dedi. i Leonardo amiral Armenyo'yu kay a kadar züy karşıladı. Argastoli” ir en yüksek noktasında ve iç ka * lede olan ei mi rdü. İ Arkası var) © rai — © — Bölem numarası: 47 Bu kurak geri bu çoluk ço - cuk arasında SİZ, ; pi z. Görmemez! endi kendim. ehram gi- ii LER e telkinle n üstündür. Bunun böyle ol - * im eni i kendi kendime karşı dü * gür. Size bu itiraflar. ei ulunmak- nefsimi cezalandır. taşkın bir elek içinde tı. Bu âne kadar her hareketi evvelden hazırlıklı idi. Fa - > kat resi yedekteki sözler bitmiş, ya” hut unutulmuş gibi bir müddet şaş- , Bedriye ; e di bu e dayadı, sonra bu eli öptü. Kadıköyü'nün www hn Romanı! RK Yazan: Safiye Erol — Yalıya taşmacağım, sizi bir da- a görmiyeceğim, vedaa geldim. Gözleri: o buğulanmış, sesi sesi gibi tatlı ve do bıraktı, ar döndü, meri ğu çantasile irin aldı, ke - sik bir Eni em der ki, — el eyle e, vk nn vi nl e ar ile, git- me, gitme! Diyordu. KAZA MI, İNTİHAR MI? — Yan kamaraya girelim. — Girelim. Orhan sesi kadife döşemeler zerine öyle bir oturuş öte ki, yer var mr m diye aralıyan yolcular ters yüzüne döndüler. İki ar- daş başbaşa dertleşmek istiyordu. eraka dü Ortada bütün köyü şüren ir muamma Do İksaba kaza mı, intihar mı, hangisi? vi iş m kendine Üy yoksa mi ayı kur! gitti? Kimse ir çıkamı * yor. Necdet, bitkin bir bakışla gözle“ rini Me e Bugün acılı bir esadüf ol ı Nesrinin taze mezarı başında e İş Orhan, diş - lerinin arasmda sallayarak taşıdır ğı bir budak yasemini zi üs tüne bırakmış, kendi de yi rına çökmüştü. Epey zaman (o süküt içinde kaldı N eley: Vapur, tren yllar sina için iskelede ne ine dai eş pat pat pata pi iL pompa rte gili; rk Mir bunu bastırıyordu. — Kahve, çay, gazoz, kahvecis! — Nane şeker, limon şeker, meğva lı var, naneli!... Necdet, sormadan duramıyacak, Ne olursa o — Söyle Örün; kaza mu, intihar ii rhan, ne bileyim ben? Der omuzlarını oynattı, dudaklarını bik tü. t hiç zannetmem, intihar olsun, Eml neden bu genç yaşta ölümü özlemiş olsun? Senin mese - len yüzünden mi? Adam sen de, hiç eğer öyle olsaydı Mükerremle nişan lanır mı idi? Sende ümidi kalmayınca hemen ilk uygun talibe peki dedi. Gayet onurlu bir kızdı. Hangi hi genç aşk yü” zünden intiharı şerefine yedirir? Cevizlikte oturan Fazileti biliyor” kat "Basil PAR Ma DE dı. İçinden ne olsa oldu, amma ha rice karşı, sanki o de; ilmi Hele Ber > Behçet! Deli gibi sevdiği ka m-| leri söndü. E bir bahriyeliye kaçtı. Mühariten ayle: nın yirmi beşinde saçları ağardı. Yi ne 1 miş. Sevenlerin bir de sırdaşı here Ne imiş o ağlamalar, sızlamala”/ mektuplar, kuru çiçekli, hatıra def © terleri! Rak, biz ki bu kadar arkads Z, Sorarım Sana, hi iz j mize bir gönül meselesi ape Sef meselâ sır kumkumasısın, ayya kuyusudur. Bedriye mali m lerile bir va yakarak yeniden adı: — Yalnız ne var, biliyor muaf Belki Nesrin tahteşşuur (o bir inti « Şunu demek is ai yi kaf, bedince kızın içinde yaşa: k istek” zilmek, parlamak hifi sr uyandı. Fakat onuru, bu düşkünlük elen şar ca ll madı. Onlar emi yer a dila Binayı çöker! Eki toprak altından Lara (Arkası var) â