31 Mayıs 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

31 Mayıs 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e e Gl << GE VR — Gr Gm iğ e Ai 0 Şe Sü 119 | | Yazan: İshak FERDİ van nir Sad TM götürüldüğünü, kiminle karşılaşacağını bilmiyordu Ertesi sabah güneş doğarken.. d *evgilisinin kendisinden ne çabuk id düşünmeğe başlamış" İşbiliye tacını hazırlıyan - Fe Emir Saidi nasıl askim a bu mektubu Salinaya Zorla mı yazdırmışlardı? Endülüs veliahdi kapıda dola - Han nöbetçiyi çağırdı: — Mektubumu prensese verdi - İn zaman, yanında (kimse var mıydı? Diye sord Nöbetçi inandırıcı bir tavırla: ayır, Emir hazretleri! De- di Hizmetçiden başka kimse oktu. — Bu mektubu sana kim ver - di? — Yazarken gördün mü? 34 “Sakir, alina onu bu kadar çabuk Du unutacaktı? İşbiliye tahtına beraber otura: uman iriri walamağa başlıyan bir şüphe var- dı: Acaba prensesi iğfal eden, kü: sük kardeşi m i? yor ünkü Emir Sait, İgenyol ka- zaman rargâhına geldiği >— Küçük kardeşim nelik Diye sormuştu. o Emir Saide şu Sevabı vermişlerdi: “— Emir Mehmet cephe gerisin- de bir şatoda prensesler ve cariye» 1 eşinin çapkın Fa i pernsesler Mead . Bu prensesler içinde İlme) nm bulunmadığını kim min edebilirdi? Emir Mehmet, Saitten daha gü- vi raya ve daha genç bi: b ila Saidin beynini trmalıyar 4 Şüphe, saatler geçtikçe derinle- tiyor, kafasının içinde O kökleşip kalıy, id Ku Birdenbire çadırın dışında bir e abalığın toplandığını duyan E- d Ir Sait, uzandığı sedirden fırla - — Kapiya koştu. İki zabit ve se- kiz İatiyor, koştu Zabitlerden biri Emirin yanına .. Ve sertce bir sesle: — — Ha ydi, yürüyünüz, dedi, si- |“ ikametgâhınıza götürece - z Emir Sait İspanyol zabitine ce- 'ermeden ri an kü- benballa Mide ir liyim ör ilin binerken. “€ şu noktayı öğrenmek iste- a Gideceğimiz yer uzak mı? on İspanyol askeri kapıda do- du. Iı Zabit kaşlarını çatarak cevap verdi: — HAŞR Yarım saat sürmez.. varırız. Çadırdan ayrıldılar. Emir Sait arabanın içinde (Sali- na) dan başka bir şey düşünmü » gs 3 u. — Salinacığım, ben sensiz ya - şıyamam ! Diyerek, kendi kendine söyle - niyor ve ağlıyordu. Ortalık ağarmıştı. Doğuda beliren kızıl bulutlar gökyüzüne yayıldıkça, Emir Sa - it, yürüdüğü yolları iyice görebi - Tiyordu. Cepheden epeyce uzaklaşmış - lardı, Arabanın etrafında (o giden İspanyol atlıları, meşhur bir harp tutsağı götürür gibi yürüyorlar - İK, Emir Sait birdenbire: soluna sık sık bakınmağa başla - 1 a, Mib yayılan İspanyol üyleri ürperten ve akılla- rı e bir kalabalık teşkil e- diyordu. Garnata hükümeti bu ordularla nasıl çarpışabilirdi? Ik aydınlandıkça düşman ebesi, veren nsuz yollar asker kargıları ve kalkanlarile E- mirin gözü önünde uzayıp gidi - ordu. Emir Sait, nereye ve götürüldüğü - nü bilmediği bu küçük araba için- de bile, üyük emellerinin ağ güne kadar canlanacağın e yeni İşbiliye tahtrna oturaca * ğmı umu; u, Bu umgu ile iti - dalini kaybetmiyen Emir Sait, a - raba içinde canı gıl ıkılmağa başlamıştı. Bir saatten fazla gitmişlerdi. Y. rim saat diye başliyan bu yolcu © tuk ne vakte kadar sürecekt'? büyüyor, bu 80 Atlılar birdenbire durdular., Emir Sait başını arabadan u - zattığı zaman, taştan yapılmış 5 katlı bir evin önünde ayakta ran iki rahip g; Emire yol irelliği yapan İs - panyol zabiti derhal atından atlı yarak arabanın kapısı açtı: urada misafir kalacaksı - nız, Emir hazretleri! Emir Sait tereddütle arabadar inmişti, Kapıda duran rahipler arapça konuşarak Emirle selâmlad:lar, Taş binanın demir kapıları aç:- yordu. Buta yüksek duvarları ve in- sana dehşet veren nöbetçilerile bi: zindana benziyordu. e kapıda duran iki rahip zin- dan bekçisinden ayırt edilmiyor - , Rahiplerden biri, şeytani zekâ- sı gözlerine toplanan diğer arka - daşma garip bir tavırla işaret ede- ydi, iş başma geçelim! Diye mırıldandı.. İkisi birlikte, zanna) asker - | rek pıdan içeriye götürdüler. elli 2 — Onay — Yerinde, E eba dialıli etmek — Oydaşmak ö 1 — Bu ai sizinle oyda- şık e a: ei onay bulanlar ellerini kalmam ar, el anayım uygun değil — Oydaşmak hb: zaman gö e olmaz. şık pasekei Mey — Ayrışmak Gi — 9 yi partiler yok- büy — Niçin her işte e he- vesine kapılıyorsunuz' yi ÖRNERL ER: e iki fikir biribirine kar- 2— ik omik girişimlerle Ka- muğasığ arasında karşıtlık olma - malıdır, 4— Telif etmek — Bağdamak ÖRNEK: u fikri biribiriyle nasıl bağda- Yabİllriir — Tasvip etmek — Onamak Tasdik etmek — Onaylamak Tasdik — Onaylama. ÖRNEKLER: 1 — Bü hareketinizi hiç de o - mıyorum., 2 — Cumur Başkanı son kanunu onaylamıştır. i ye rrize gönderilecek yazı - larda be, kelimelerin Osmanlıcala- rı kullanılmamasını rica ederiz. ira RasaanarE era Gümrüklerde : emk ncı UR! -— İstanbul gümrüklerinde yapılan yeni ku - üzeri i muayene meurluğu me YENİ SALON — Yeni yapılan gümrük satış salonu yarın açıla- caktır. BOZULAN TİCARET ANLAŞ- MASI — 15 Kânunuevvelde yapı- lan Türk — Yunan ticaret anlaş - ması bozulduğu için haziranın on beşinden itibaren mer'iyetini kay- bedecektir, hal gümrüklere bildirilmiştir. ——————— — Türk - Fransız tecim anlaşması Türk — Fransız, tecim anlaş - masının müddeti bu akşam bite - cektir. Bundan böyle, gümrükleri- mize gelecek Fransız mallarm - dan, azami gümrük vergisi alma- caktır, Si alıma Yeni tarifeler Şirketi Hayriye, Haliç vapur - ları sosyetesinin ve İstanbul limanı genel direktörlüğünün yeni tarife- leri yarından itibaren tatbik edil- meğe başlanacaktır. Özdül | 15 inci Liste 1 — Muvafık — 1 — Oydaşık | areketiniz benim ahlâk fi| değildir. Emir Sait etrafına bakmırken, birdenbire demir kapıların sür'at - le kapandığını gördü.. Zabitler ve atlılar çarçabuk geri dönmüşler di. Emir Sait, burada kiminle kar- yağ bilmyondu. Ona vak- tile Garnatada: yek Ferdinand yabancıları, hiç umulmayan yerlerde kabul e der, yattığı, eme odayı gös termek istem mişlerdi. si Sait acaba bu bir katlı taş evde kral Ferdinand ile mi karşılaşacaktı? Yok: (Devamı DE) 5 — KURUN SA ü xe 31 MAYIS 195 o HASTANESİ “8 KURUNW'un Romanı:5 Yazan: A. Ismet Ulukut Polisin Hacı Yaşar Ağayı bulmaya ça- lışması!. Batal bitez uğraşsınlar da. se günlük emye del doktoru pol müdürüne, ln nin gizli - liklere bürünen kuruluşunu, görünmeden, bilinmiyen Hacı Yaşar Ağanm yalnız mektup göndermek suretiyle emirler verdiğini anattı. Bilinmiyen bir sebeple, (o bilinmiyen bir katil tarafından öldürülen m Şefikin kızı Binna- aradığını söyledi, bunun bulamacı rica etti, Polis müdürü kızı bulmak için her şeyi yapacağını söy - lemekle beraber hastanenin ETE, diyerek söylemekten çekini - mesleğin öteki dataları şimdilik gösteril - indeki sebebi de anlat - — Ga imi ne olur bana biraz anlatamaz mısınız? Müdürün bu zorlaması dokto: ru şüphelendirdi; gözleri parladı. Bu elektriklenen gözler, karşısın» dakinin bütün uzviyetini teşhir e- decek bir röntgen şuaaı gibi, Ce « mile tevecüh etti. Bir iki saniye süren bu garip bakıştan sonra de- di ki: — Bu kadar merak ediyorsa - 2 dan ha: air görüp öğrenirsiniz. müdürü şaşkınlıkla dok” tora İki sordu: — Yani, ne demek istiyorsu - ruz? e diyeceğim! Bir hafta i- çinde Vini hastalığınızdan ebe - diyen kurtulur, hem de bizi di- lediğiniz gibi tetkik edersiniz. El hastamıyım? siz hastasınız; wee ei ime var. Bir n bunu gizlemekte ne İki - Sia olabilir? Az mı perhiz tu - tuyorsunuz, az mı ilâç alıyorsu- nuz? Bırakın şu ilâçlarr (ocanım. Biz bir haftada sizi bu hastalık - © esem de siz yapa - öylem caksınız. Çünkü, öldürülen bir a- Doktor Nezir damın Kaybolmuş kızıdır ve ara- mak da polisin vazifesidir. Öteki hastahanemize (gelmek, buda emet aittir. İşte beni sevke- den kuvv: işleri. Öyle sanıyo- ki, im yapamadıklarımı, polise, bu olutlara yaptıracak, Polis müdürü, bu genç dokto « n k kalmı | rmş iştir. Mazisi temizı şimdiki hayatı pek sakin ve basit olan Nezirin ikti - darı karşısında söyliyecek bir şey, bulamıyordu. Onu en ziyade şa » şırtan, böyle birdenbire hastalığı- nı söylemiş olmasıydı; Bunü'ne * reden ve nasrl ? Yalnız bir iki söz söyliyebildi: — Bir baftada mı? ir mı — Onun gibi bir ş sk Nasıl? Okuyacağım, üfliyeceğim; sonra bir muska yazıp unu - za asacağım. Merak etmeyiniz, nefesim pek tesirlidir. Bu lâtifeye ikisi de . halarla güldüler. Doktor ilâve et- | — Amma bir şartla, Binnazı bulmalısmı yi hiç düşünmeyiniz. İs cap ederse bütün polis teşkilâtını hareekte getireceğim. Fakat siz den de bir şey me — Emredin i — Hacı iç va Ağanm, demin | ka ll HR gör - a & — Hay hay! Sidi hastaneye gidince gönderirim. Zee | kadar yanınızda bulundurabilir « hela kalktı; polis müdürü oda kapısına kadar kendisini teş- yi etti ml HACI YAŞAR AĞA HASTANESİ Doktor Nezir hastaneye gelin. | ce polis müdürünün istediği mek- | tupları bir büyük zarfa koyarak kâtip Lütfi ile gönderdi. Kendi kendine ere ordu: innazı bulmağa şimdi mu- vaffak oluan anlıyorum; fa- kat polisin Hacı Yaşar Ağayı bul. | mağa çalışması... Eh bakalım, bire az mem ei da. Hastalarınm yanma gitti. Her hastayı göziyle tetkik ediyor, mü- ip sözler söyliyerek, hastaba - bl gizli talimat veriyordu. | (Devamı var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: