ürkek kalbi Nanleden : Ö, R. Doğrul müddet sonra kalbinde bir takım — Italyancadan — Rami, zilin salımdığını, kapmı n dı bile, ne diye kımıldıyacaktı, ge- a coğa biliyor, evinde olan her şeyi, dan, bile, da ebe geleck, hepsini bu-ün miş, tembelliğine neyi güzel pi fakat ciddi ve bece- rikli bir Bu Le sana güzel bir yu" va kurar. Seni bahtiyar eder. Be »i dinle de kendini bir takım “ku: runtulara,, kaptırma!... Doğrusunu isterseniz onun da kurduğu hiç bir kuruntu yok gi' biydi. Anasının sözlerini dinliye - onu hi istiye - rek Emineyle evlendi ve anasının anlayışı dairesinde bu evlilikten bahtiyarlık duymağa alıştı Fakat bu bahtryarlık yar öl ı bir bahtiyarlıktı. Anası, o “kendini bir takrm run! kaptırma !,, dediği zaman neyi kas tettiğini pek iyi biliyordu. Çünkü Raminin kuruntusu, zengin bira damın karısı olan halâsmn kızı tu, Rami, çocukluğunda on- ların evine sık sık gidiyordu. Fa zi 1 MM: nil $ tf Be nama; Ya namâzı Yılın geçen günleri Yılın Eslen günle) lerinin kalbine sığmadığını duy - mağa başladı. Öyle ya, yer yüzündeki varlığı” nı b hikmet, bir kıymet kazanı. yord ai üzden geçmiş kederlerini, aşkından feragatini, bahtiyarlık- tan mahrumiyetini unutabilirdi. Ayağa kalkarak odasından çık- tı ve ken&sini koridorda buldu. Karısının odası tarafından kuv- vetli ilâç kokuları geliyordu. Biraz kulak kavartsaydı, Karısının inir inim inlediğini de birer xat dışarda, ansızın si nlar, bir gölge ile karşılaşarak akk, Kuvvetli tir ses: — Merhaba! Rami! ded. — Merhaba.. Gelen eski bir mektep açkadaşı olan doktordu. Şişman, şen, sevimli bir adam- cağızdı. Çocuk doğurtmak ve yer| yüzüne yeni yeni varlıklar getir - mek onun canlılığını artırmış gi * biydi. — Hastamız nasıl? k etme! Sen olana çe- kil, rahat rahat otur. Ben biraz- dan gelir, seni görürüm! m p girdi. Kerdisi de kendi odasına dini araz Meşin EŞE ee runca, ği düşünceleri Kanla, Çocuğunun doğmasiyle hayatının ileriye doğru uzandığı bu sırada neçlense kafası hep maziye, ve ma“ zinin derin'iklerine dalıyordu. Mazi, onun için bir tek mânayı| haizdi: “m. Samuş, Samuş! Sa- müş adr ve k: Evlendi. oviönsli onu b'-kaç ker re görmüş, onunla konuşmuştu. | ş onları ziyaret ediyor ve her halleriyle de alâkada” edi 'akat nedense evlenmiyordu. yerinden kaldırdı. Bir lâhze son-| ra odasınm kapısı açıldı ve sarr- Miniş sözüne kapama! £ bir işaret yaptı ve aralarmda bir uçurum açtığı i- gin Rami de halâsının ( evine git- mez olmuş, fakat uzun lan ) Li zel, şık ve zarif Samuşu miş; a evlenmek deil aklından çık: ta, i Samiyenin onun gibi a » damla seti eğ razı olacağına o da inan! » Çünkü Samiye her halde vi ak yüksek bir erkeğe varabilirdi, fakat Rami, ge- ne arâ sıra kendini bir takım ku- rTuntulara kaptırıyordu, yalnız a nasınm ihtarı, bir taş (o aşındıran bir damla su gibi onun hülyalarmı söndürüyor du. 5 # Sönük, ölgün bahuyarlık yılla rm sonra Emine gebe kalmış, oğuracaktı. Rami, ilk önce bu hâdise ile pek e yea fakat bir! a , ie meşhut cürüm helin yakalanmış bir cani sandı. ön Samiye sakin sakin ilerledi ve: — Emine ne halde? dedi, onu yoklamağa geldi Rami o kadar alıklaşmışt ki ce” vap veremedi. Samiye onun me- raktan, telâştan şaşırdığını sana © | rak tekrar sordu: N dedi, pek mi korkü - yorsu: e mnıldandı: — Hayır, doktor içerde! Sonra bikdeniire gözlerini Sa - miyenin gözel vücuduna diti ve: — Bir dekika otur, Sarmış! de- di. Sesi, birdenbire bozulmustu.. Samiye ona hayretle balır ve bir lâhze kir şey demed.. Sonra sordu: — Bir şey mi var? Sana yardım 4 Doktor, karısının yatak odasına! b Acaba ne Evin m alel gp” bi ce ISTANBU 18: alm sl zat (plâk). 19) Muhtelif plâklar — in kardeşler ve mandolin: olonist Orhan. 2050: — Maryo, 21,15: 8 im. ve Viyi m ber! ii salar. ndaki) yi Türe sözlü ga: e tango SOYA, 1345 m. rogramı — Sözler. Stüdyo c rofonda tiyatro, 22: Almi e mn Rapyo | iii Ts, 18,30: Şehra - * Haberler. 1940 (orkestra) 20: Ga - ta orkes on ha - ve şiirler 23,05: İngilizce. 2445: Macarca ya yım. lecek til in sikisi, 2. 23,1, cazı (şa: eli 523 Khz. Moskova, (Stalin) 3 ke ope! 4,05: da yayım, iy plâk yayımı, 18: ' — ylu, boslu idi. ji Umumi Kafkas cephesi 15 m yn Erzincan Say!avı a Samih > vâtanı müdafaa Tekrar etmiyeceğim. Yalnız ace- mi denilmesinin gayri va. ki bir isnat olduğunu izah edece- pip ez ve muallem bir ordu çıkarmamıştır. Ahzıas* ker gibileri efradı toplarken evve- & muinsiz denilen ailesi muhtaç nel ferleri, sonra gayri muallemleri ve malülleri ayırmış ve kıt'alara vereceği askeri ii yerinde, allem iştir . istenilen “adetten fazla bulundu - ğundan kısa boyluları bile ayıra « rak levent gibi efrat göndermiş - tü. Benim de gözlerimle gördü - güm gibi efradın hepsi muallem vs Depboylar ağız: larına kadar doldurulmuş oldu- ordularda olduğu gibi giyinip ku: şanmiştı. Bu askere gayri rek i düşürmek ve Sarı « kamış faciasına galibane harp na mı vermek ve bu iddiayı da haki- kati bütün çıplaklığiyle bilen bir orduya karşı söyliyekilmek büyük bir cüretti, Bu ordu Sarıkamışta karlara gömüldü, mahvoleiu., Şım- diki mevcudumuz o gayri muallem denilen efrattan, ahzıasker şube” lerinde kalmış olan Jardı, Elimizde olup, Rus K. O. ları. na muadil sayılan kuvvetler, mu: basip piyade 7 Zn ei ve umum mu- 6 idi. AK da AKBA Ankar evinin brc şubesi modern Maarif BA A kitap *n ucuz olarak inden ted z. Devlet tap evleridir. AKBA Merkezi Telefon Birinci şul İkinci şube: ği Pazarı mim Matbaası kitapları p VAKIT in neşriyatmın An- sarada satış yeri A KB A ki. AKB A mai arik edebilirsi- 3137 1761 Asıl cephede bulunmayıp ordu' nan diğer kuvvet" | . 1. kuvvei seferiye 10000 edebilir miyim? Cevap vermedi ve ortalığı: ses" sizlik kapladı. Bu sessizlik genişliyen ve ikisi- vaktile söyleyip hel şimdi. unutulan sal v il lerin hatırasını di mi, kendisi gibi mah: dan ansız çıktığı mıhaf görünen bir sualle sessizliği Şırttı; : —S amiye, ne Samiye Mi yen kızardı. Bü- in yüzü, çıplak r&xge boyandı. ii inliyorlatdı o Ra. için büsbütün ye evlenmedin? nsesi kıpkızıl bir dirmemek isted!, Balat gülümsiye-| 1 5 çup bir adam-! (Sonu yarın) Van seyyar J. F. 2 Muş deposu ve gönüllüler 2000 an deposu ve ir 2000 olarak ta 17500 Di Bunlardan başka Lâzıstan ha valisindeki kıtaat varsa da bun: ların ordu cephesine faydası yok- tu. Birinci kuvvei seferiye de he nüz orduya yetişmemişti. o Van Muş depoları ve gönüllülesi, 3. ib tiyat süvari fırkası, seyyar jandar- a gibi dermi kuvvetler ise Tokattan Van gölü cenubuna kadar olan mmtakayı mülafaa ve her tarafta çıkan Ermeni :htilâlci- leriyle çarpışmakta idi. Buna mu- kabil pl Kafkas ordusu ye- pen umum nefer kuv- inde ve ekleri Kizim üç ati kuvvetimizde idi. İlbas, ia ça olan faikiyeti g kendi vetdiği malümata göre he. sap olunan bu düşman kuvvetine karşı müdafaaya ordunun Kifayeti iddia olunuyordu. Van ihtilâlinin teskinine o ci hette bulunan kuvvetler kifayet et mediğinden birinci kuvveti seferi: yenin de o tarafa gelmesi emr: lunmuştu. Birinci kuvvâi seferi- ye Baskaledeki diismana raarruzu göze alamıyarak Nurdiiz ve Smak ihtilâl “içinde idi. Bunların miktarda kendilerinden! dan kâffesi de en muntazam! Me 0 idi. Yekün G üzerinden Vana gitmek niyetinde Harpte hatıraları didi Van olduğunu bildiriyordu. Ahval yi Mayıs ayında çok yağmur dı. Geceleri #oğuktu. Adetâ ketden donanlar oldu. zü söktü. yağmu! soğuk başlıyordu. 11 Hi da Rusl e iranda Ral ği altı top ve 7 süvari bölüğü ile paya ve iki piyade alayı, dört vari alayr, üç batarya ile Akti Ahlat hattına ve altı tabur ve batarya ile Reşadiyeye taarru? tiler. Kopta beşinci kuvvei seferi den yedi tabur ve bir seri ve mantelli dağ bataryası vardı. Ahlat hattında birinci kuyW” seferiyeden üç tabur ve iki top W lunuyordu. Tortumdaki karagâhın mu beratı bir tek telgraf teline müf malzemece ihtiyaç Sile id (Bevamı vd ) Mayıs başlarında Van, Bi vilâyetlerinin şimal muntakalart 1 ahval fena gidiyordu. Malaskti aşka ü eriye mrlrn harı le henüz Mn karga gi KE yi m 4 Mayıs 331 de Kupakila müfreze” düşmanla . ça ii: N aşladı ve 5 Mayısta e ma hu imei fardetti. 3 Mayıs 831 de 2. nizamiye s8 zi emi ih atay ordu em olatak Tatvana sevkolundu ai iz Van kâri metekalrndar” "Bi tlise yürüyüşte idi