Y, yal iki © Profesör, loş | tab salonun köşesinde İ vermişler, dört bir taraf- | On Verilen mükellef ziyafetle hazır bulunan kadınlarla erkekler, akışıklı erkekle le güzel kadın a a yi yib işmekden ya ee tli lar arasındaki konuşm alar, — kimsenin kendisile meş gul olmaması, ıntımı gidermeğe çalı ERER GL | Tenor Bir tenor, yaptığı turneden İ memleketine döndü. Ötedenberi yerleşmiş bulunduğu şehire ayak sanat arkadaşı, turne - den dönen tenorun alnına dikkat- le baktı. Bir bere izi seçti ve alay fırsatını kaçırmadı: seyirciler oalnmızın | Galiba Rl ortasma çürük yumurta (yerine | ham elma yapıştırmışlar! Tenor, rakibine yan gözle ba- kıb, dudak büktü: — Öyle mi zannediyorsunuz? Ne hüsnü teveccüh! Fakat sevin- hep aşka deli Harare meyin, dostum, sevinmeyin! Çabuk ein birini yerineceksiniz Öteki / iz! teki, omuz silkti: — Yerinec: — Malüm, çünkü alnımdaki be- e, bir konserimde ahalinin sürek- aşk romanı getiriniz. Etraftakile- mdceğim se! malin Zİ; ışacağım! de bi kitab & | eyle irer kita tarak. | 4 İ lendiriyor. Garsonu çağırıP, şöy! | ame #5 sofrada yiyib içmekle karın al anlaşılan!. Bana bir “ ie mutlaka kel karanlık rin » konuşmalarile orada yazılanları mukayese ederek, cansıkı Mühim bir bahsi aydınlata- pu | Çorablar ! Peçeteyi eline alan garson, şöy- Süntlere, May ce süren araştırmalar a Bu, Sö mırıl mi mırıldan ri miyen iki arkadaş, günün birin- n arın her günkü zevk- | |. karşılaşınca, elele verib, ba - raretli hararetli konuşmağa baş- kg rabe, beş sante yakın | iki, *madan sonra, gene ka- | ladılar. Bay içinden çıkamayınca, | — Ey, söyle bakalım. Görüş- i, , salarına bir anlık ara ver. | miyeli aradan geçen beş sene İçe İ Biran ilmi mevzuun hari - | yisinde çoraplarmı bugüne kadar İ > meselenin kün - | hep sen mi yama adın?... Yoksa İ evlendin mi? Kp kaf hasıl etmekde geçik- | | Bu sual karşısında kalan ar- vi Tlmazlardı. Bu bir an sü- uruşu, elbette birkaç sa- e aka vü edebilirlerdi. Hoş, za- kadaş, içini çekti İşde gecikecekleri kadar | — Evlendim... Ve çorapları - te : | Memi | mi hâlâ ben yamıyorum! Hattâ... | sayi DUA KİA gra cilerin y anitposlardan iyor: iyi, Şi konuşuyorlardı. Fakat, i- | nı da yamamak isi çıktı, başıma! azıhanesinde vazife alar yeni daktiloya, İar e olup diş hakkınd a gayetle ketum davranmanız lâ- 4 veriyor? — Merak'etmeyiniz. Benim eski i tini teşekkür için tam yir- mi sekizinci defa sahneye çıktığı- mın delilidir! — Nasıl olur?! — Basbayağı! o Sahneye girib çıkmaktan başım döndü de alnımı kulis duvarına çarptım!, Kadın Ve Erkek! Hâkim, kadın şahide sordu: — Evlimisiniz? Kadın, içini çekti. Hâkim, za- bıt kâtibine seslendi: -—— Yaz, evli değil! Hâkim erkek şahide sordu:..... — Evlimisiniz Raşa Meri dr konuşmağa a - | ve etti: Erkek, içini çekti. Hâki m, Za“ Havadan, sudan, şundan, — Üstelik, karımın çorapları - “elti şu cevabı bıt kâtibine saslandi. “ patronum, tam bir Don Jüandı! va hususlardaki bilgi - ta dön, dar azdı ki!, Etrafların- ha 3 en şeylerden hemen hiç > in yok gibi bir şeydi! Phde, aralık, ikisinden biri, de- Kr, erine düşünüş duruşu ge- m sonra, diğerine sordu: ya Sesen ây merhum olan muh biraderiniz mi idi, yoksa yi de, Heri de, bu sual karşısında e ri, erine düşünüş duruşu n sonra, şöyle cevap Ver | ! i | l | tn Haterladığıma göre, birade- N sağdır. Bu yi i Myizden birimiz merh k merhum olan her m -— Aman!.. Nedir bu hal?.. Kari, koca, çocukluk zamanınızı mi ha tırladınız? Sen olsam ( — Yok, canım!, Bitişik komşumuz; bahçesini görmiyelim, diye ara e I ya tahta perde çekti. Biz de inad ettik, bahçesine b çin buu z murad bir, dememişler mi, yal. Doi söz! sulü bulderk. k, İmad bir, Katlanış ! Lokantada müşteri, önünde - ki peçeteyi açar açinaz masanın üstüne fırlattı. Hiddetle seslen - di: — Garson! Garson, koşa koşa geldi: — Emriniz? — Başka bir peçete getir! — Neden, Ka Bunu be- yenmediniz mi — Elbette be Çün - kü, pis! Peçeteyielinealan garson. şöy- söyledi: le ” in — Bu balık bayatlayıncaya ka- — Affedersiniz. Peçete yan - İ dar uğramazsınız diye ödüm ko- lış katlanmış. Kirlenen tarafı al- | puyordu. Tıpkı tıpkısına benze - ta gelecekmiş üste gelmiş! diği için, size saklamıştım! | Tamir Var ! İki m biri, diğerini zi-| yarete gelmiş ti, Ev sahibinin ça- çaron bir karısı vardı. Lâkin, na- sılsa bugün hemen hiç ağız açmı- ordu. Tsi aralık kadın odadan çıkın- ca misafir sordu: içm, — Nasıl oldu böyle? Karımız, p ni üyeli tir ei hilâfına bugün pek sü İ keep i ç 4 > Ün erin Koca, bu siya sebebini şu yolda izah eti Kutupta kazaya — Tamirat yale dükkân- | da alışveriş yok. Dişlerini yaptır eze arasında aydarı gören we tal /, Pa sigarayı silâ, be im kadınların nd, , “Temem. Sonra beni n etlerini yersin, ben de kürklerile manto yaparım!