F i eş Kimler hangi piyesleri | oynatmak istiyor? Matbuat müdürlüğüne müracaat edenler dep tiyatrocu olmıyanlar da var Ankara muhabirimiz yazıyor: Son ü > . içinde, een e, Matbuat U; e adim ei, : lerin sayısı (1151) i bulmuştur. Üç ayda 1151 piyes!!.. Hayrete değer bir yeklin doğrusu... ler tarimdan yapıldığını öğren- mek merak edileceş bir şey- dir. İnsan bunu araştırırken, bu müracaatla: im kısmı- nm piyes müşiri ve tiyatro ından değil de, görünürde m ile hiç alâ- kası olmıyanlar tarafında, pıldığını görünce (daha ziyade hayrete düşraskten kendini ala - mıyor. Meselâ (Son Posta) arka- daşımızın sahiplerinden Bay Ha- lil Lâtfi şimdiye kadar, ondan in t temsilin. e müsaade Halil Lütfinin temsiline müsa - e MA, piyeslerin başlıcala- ” Halid Fahrinin (Baş tacı) ve (Baykuş), Uşaki zadenin (Kâ emi ni YE Ali Galibin (Hortlak), “Halid Fahrinin (Kırkmdan son - ra), Uşaki zade Halid Ziyanın (Füruzan) piyesleri. (Matbuat Umum Müdürlüğü tiyatro tetkik bürosu) nca kabul ilen usule göre, “gayri > dan temsil edilemez. Şu halde Bay Halil Lâtfi bu piyes müellif. lerinden bir kısmı ile a) yer ayrı ekime mecburiyetinde demek- Dir taraftan — Halil ve bü müracaat içim e altmdan leman siğleğike Molla) adın: ı taşıyacak ola n bu tiyatronun mali EN Halil Lât- e yesan'atıkısmı da Bayan ide hai de iler ağ Bn ire Tulünt” ii fından Matbuat lüğüne gönderilen piyesler ara - ş salar tara - Umu: j rin hemen hepsi de sekiz, on ni deliktir. Matbuat Um ür- lüğü tulüatçılığa nihayet verme- ğe azmetmiş bulunduğundan bu kumpanyalar tarafından temsil e- dilmek istenilen eserlerin hemen hiç birisinin temsiline izin verme- Sml Balki 1 rafından şimdiye'kadar müsaa - de almak üzere yapılan ve sayı- sı yüzleri geçen müracaatlardan ancak bir kaçı kabul edilmiştir. Matbuat Umum Müdürlüğü- nün tulüatçılara karşı aldığı bu ri ve kestirme vaziyet üzeri - akın bi tulü- aiçiliğim tarihe karışacağına hük- i mel bakarak v. mıza n tulüatçılık beklühmiğ bir çi kit lerinden lâl > e. ir ile sonunu aynen. nakledi- | I i YAŞA ISTANBUL! Üç gece seri halinde çi © rövü. Tablalar “1 — Eski yangınlar - bekçiler. «Eski tulumbacılar ©... —* rinin (Çit ke Lg “4s Galatadan Doğruyola.bir çe karışık ; sokaklar, harcı kadmlar, araf Meni vi “5 — ma mem us 6 — Monşer agla “ Cenni si E o z 5 E 3 8 E o E Ik ter. Bu fasılda (Sesli sinema) hakknda şu şekilde izahat ve - rilmektedir: “Sesli sinema, sözlü sinemanın aslı olan o kârı kadim: Karagöz ger icrayı lübiyata başlar.” 5 (Mongerin aşkı) nı tas- vir Bi ge bitiyoı «Bir vir 'çalan genç bir çocuk telefonla 'muha - re ediyor. Seviştiği kızı çağırı- yor. Kız geliyor. Eğlenmeye baş- orlar... Derken kızın annesi ile gözüküyor Kız âşıkınm » eylenmeği - vaadetti- gini söyler. ya ) ise inkâr eş imi 'nç kız- ları nasıl iğfal ettikleri tasvir e - dil Mi ponra onlara ibret der- si verili; ye tulüat piyes- | yin birisinin b “Çölü halk di eyi isimlerini in cemi saydıklarını söyler. Te- vdrikler e z çehreli, uzun boy- elli Fransız San'at gazete- sinin yazısı şudur: Afrikada BüyükSahranı kıcı kumjlarında yaşıyan il - “| lerin'de edebiyati vardır denilir. se buna inanmakta tereddüd,e - debiyat olur mu?” derler. Eğer e- debiyatı münevver bir tal bakanın kafasında biribirine yapışan süs- lü hayallerden vücud bulmuş bir kümenin yine süslü ve yalnız mü- nevverlerin hoşuna gidecek bı e rm ifadesi olarak kabul e - dersek, işlenmiş bir san'atin çs€- ri diye anlarsak o başka! Her m ruhundan; fik- u - “Şairlerkahraman! | kadınlara” dairişiirletini” karlar | | Takdir edilen esere' biri âfat verilir. Tevârik mi Ji eriz duygu kabildir. Sevdiğinden bahseden ir heyecanmı bize şöyle an- “İsakkameren kadını likte aydan bile üstündür. Bir mehari (deve) nin sayim asıl- mış duran Guber g: etten da- ha güzeldir. Çivid çi giçeğinin be- yazlarla beneklenmiş an tüvey- aha çok güzeldir.” muhakkaktır ki Tevârik - ler sevdikleri kadından sonra en ziyade saadet ve felâketlerinde en sadık arkadaşları olan deve - lerini, | mebdkilerini si e - güzel - ark en Fransızta bal iğ, ; denler çok olur. “Bedevilerile ö “o edenberi san'atın her saha- türlü san'at Kür çağ çağ bu kavga tazelenir. Son zaman - larda meyal 2 arasında ba- lardan san'atkâr Hâmid Necdet, bu hücumu. karşılamak üzere bir “€ Modernizm davası ! ,Bay Ali Sami Do e ressamlar Ye birliği eskiler ,arasında bir 'münakaşı E İki ihtimal var: Ya bö at evreni resimden bir türlü arlıyamadık vefk ami! mıyacağiz. Yahud da yeni" yi sal samlarının eri dâ.Sa-. mi Boyar imzalı bir yazı okuduk. akademizm Bay Boyar: #elilolere gin ve böyle talileler smd ği raki ü 1 her bundi Fikir v. k di e Lb duyarız. bsr sergide de pe ve beğenilmiyeni''resimler var - dır. Fakat yazmın sonuna doğ ni Boyarın bird lenbire taas- ve çatı - mec» zub oyuncağı modenistliğin aley- hinde bir ressaniım!,, diyor. Eğer Bay Boyarın meczub o « ğı modernizmden maksa - 2 resimdeki Döformation ise i Gröco aceminin biri, Domier be - İ ceriksiz ve âciz, Cözanne'in e - serleri birer cağı, : (haydi biraz daha gayret), Pi - deli D. 8 işte kusuru nedir 25 senedir oi p lüğü ie oradadır. Yi i yıldır akademizm bataklığ/M Geri öğtendiklerini 2# © laşılan akndemi hocaları # dırlar, demki o çarpık çı a diğiniz yeni san'atın a! bi dı tığını bilmiyen bir avanak, Ma - tisse'in desenleri herze, Raoult'un pentürü bir umacı ve Gromaire i bir budala, son yüz yı nın bütün san'atkârları sa şar- latan ve eserleri (meczub oyun'- cağı!) 2 yler. ş Fransa: nid yalım ei el hafif, o keçiler pek kuru. İşte bir fakir; ayakları üzerine çöküverdi. Kimsenin u - murunda değil, isterse açlıktan ölsün! Kuraklık Udan dağı gibi leketin üzerine basıyor, se - vincinden dudaklarını > yalıyo: nun Silen zmaktan zevk alırlar. Muharebelerindeki kahraman- lıklar, zaferierindeki sevinçler on- in ne büyük ilham kay- (Yaşa atana) A taşıma- | nağı olur. Şiddetli (bir harpte sına rağmen piyeste İstanbula da-| bahseden bir çölemenin bu mıs- ir hiç bir söz geçmiyor. e bile Del tün tulüat piyesleri, âşağı yu hep bü saçma sapan rr lerle'doludur. Türkiyenin muhtelif yerlerin- de bu kabil eseri sahneye koy- dan e pc de ği mak sereni > geçinen Sal kum- Bina niz ig 15, 20 sehifeyi geçmez. Buna mi lerin i aşağıya-kaydediyoruz: kabil (Kocasını süpürge ile de - Nezip'de (Şen sahne) ven Arab kad. macerası), Bursada (Şafak tiyatrosu) (Katil kerime); (Sefil delikanlı),| (Eskişehirde (Artist Sabri kum- (Bir köprü cinayeti) gibi tamtı- | panyası)“(Öz yurd tiyatrosu). simler taşıyan bu piyesle - raklr ii ği İzmirde (Komik Behçet kum - “Yağan kargılar başımız üs- tünde bir çadır vücude getiriyor. > : Kuraklığı anlatan meşhur Te- vârik şairi Atakarra'nın bu şiiri- Bir adım bile > gitmiyor. Bir yaşındaki erke, 'eveler bulundukları EL kaldılar, o kadar bitkindirler ki... İhtiyar ke- oldu? bağa güçlükle hareket rinin lar!,, Tevâriklerin eski şiirleri yeni- lerinden daha & üzeldir. Hattâ a- bu çölemenlerin edebiyatı da bir aşağılama devri yaşıyor. panası) (Tacettin tiyatrosu). Kaya e ar temsil he- ” Zngldki daanbal tiyat - yea tanl ibüldez i Ye ile vi Ka pan; ei e tiyatrosu, tist Kâz osu, Gala tist “Tbrahi rd yası, Sahnei EN Ti ve Agopyan “kum Örer Nakib Köstem diye kadar bu sergideki benzer ölçülü bei bir € madınız v madınız? liğin aleyhinde wi re: le evvelâ mo: madığınız ve RE p ağla sergideki akad€ serlere de bayıldığınıza ve İ zmzdan dinlemiş oluyor! Eğer şimdi de (ben emP fi nist bir ressamım!) di iye sanız buna müsaadenizl? ” mayız. Umarım ki akira İbi bir adım mamışların, yâhud delerden “ben m d leyhinde bir ameli bürlenenlerin resim nında hangi eser , han e ve beratlarla N hülislâm kesilmelerini ar.) YOrUZ. tada Ar-