—— o — KURUN 26 İkincikânan 1935 Fener— veykoz maçına aid görünüşler Galatasaray-Vefa maçı faciasının tafsilâtı! Bir Galatasaraylı: Keşke kazanmasay- dık, bir Fenerbahçeli de; Galatasaraya acıdım, Evet.. Kadikişülir Yali yapılan maç, maç değil bir facia olarak sahneye konmuş: İşte bilânçosu: Bir yüz yarılmış, bir diz kapağı çıkmış, bir bacak iki yerinden kı- rılmış, iki oyuncu cezalandırılmış, on bir kişilik takım yedi oyuncu- inmiş ve... bir takım sahadan 2 1 galibiyeti çıkmış. # görülmemiş maçı (!) sey - un felâketine uğrayan bir ar- kadaşımz şu notları uş: “Galatasaray takimı zayıf bir kadroyla ortaya çıktı. Takımda bu sefer de Lütfi yoktu. Müdafaada Suavi ile Osman yer almışlardı. Bu itibarla esasen zayıf olan mü- dafaa büsbütün zayıflamış oluyor du. Hakem bay Ahmed Ademdi. İlk dakikalar şöyle böyle vuruşlar- la geçti, Bundan sonra bir dur - uk, daha sonra Galatasaray takımının sıkışmaya başlaması gö- rüldü. Galatasaray müdafileri çok defa vuruş yapmıyorlar, haf hat- Avniye düşüyordu. Avni her va - kitki gibi fedakârdı; atılıyor, ya - tıyor topu tutuyordu. Fakat her - şeyin bir haddi var. Bir aralık Ve- fa soliçi topu sürdü, Suavi ıska geçti, top Envere geldi ve Enverin şutu ile top galatasaray kalesine girdi. Bu golden sonra Galatasa - defasında Salâhaddin topu sürdü, atlattı ve Galatasarayın beraberlik sayısını çıkardı. Oyun karşılıklı ücümlar şekline dökülmüştü. Bir aralık Vefa müdafası sert bir çıkış yaptı. Hakem penaltı verdi. Gala- tasarylılar Münevverin ayağı ile i- kinci gollerini çıkardılar. İşte o - vun da bundan sonra sertleşmeye, “diyor çığırından çıkmaya başladı. Sa lâhaddin topla kaleye ürek Vefa kalecisi sert bir çıkış yap - tr, bir çarpışma oldu ve Salâhad - din yerde serili kaldı. Gencin ba- cağının iki yerinden kırıldığı söy- İeniyordu. Zavallı hastaneye götü- rülmek üzere sahadan çıkarıldı. Bu feci hâdiseden sonra Galata - saray on kişi ile maça devam etti. On dakika sonra da birinci devre bitti.,, İkinci devre gene sert açıldı. Galatasaray kalesi sıkışmaya baş - lamıştı. Bir aralık Vefa oyuncusu ile Nihad çarpıştılar. Sol bacağı a- damakıllı burkulan, diz kapağının zedelendiği söylenen Nihad da sa- hayı bırakınca Galatasaray ikin - e başmda dokuz. kişi kal » | dı, Artık Vefalılar adam akıllı sr- kıştırıyorlardı. Bir aralık korner - u Galatasaray kale- sinin direği kurtardı, Arkasından Süleymanın üzerine ( çıkış yapan Galatasaraylı Necdet de hakem ta- rafından çıkarılınca Galatasaray sekiz kişiye indi. İkinci devre baş- lıyalı henüz on beş dakika olmuş- tu. On yedinci dakikada Galata - saray bir felâkete daha uğradı: wni topu tutmak isterken bir Ve- fa muhacimile çarpıştı, yüzü ya - vıldı ve o da sahadan çekildi. Mü- lâzim Osman kaleye geçti ve Ga - latasaray yedi oyuncu ile ortada kaldı, Vefanın bu vaziyette birkaç gol çıkarması lâzımdı. Fakat sa - hada kalan Galatasaraylılar âde- ta canlarını dişlerine takmışçası - na çok enerjik oynuyorlar, sayı yaptırmıyorlardı. Hattâ bir aralık Bekir üçüncü bir gol çıkarmak fır- satını bile kaçırdı. Kaçırmasaydı futbol tarihinde az görülen bu e Böyle futbol istemiyoruz / er cuma sabahı yüreğimiz oy - namaya başlıyor ve kendi kendimize soruyoruz: — Acaba bugün futbol sahasında jane neler göreceğiz, neler işitece - ğiz? Futbol Biedisleğii dertler bü- yüye büyüye bir kangren haline gel miştir. Sert oyun kırıcı bir kalıba gir- miş, oyunda ustalık gösteremiyen ba- caklar başka yol! başlamışlardır. sokularak şuna buna SR işe başlıyan ağızlar, imayınca, tekme atan bacaklari için be kuvvet kaynağı, eya bir im olmak yo- lunu tutmuşlar: Bu facra ne vakte kadar sürecek? # Tekme atan bacakları durdurmak için ipi idare edenlerin yapacak - ları iş, sallamak, ihtar etmek' ve ya zi vakar ğe gelmek değil, en w- fak bir şüpheli harekette derhal ha - rekete geçmek, bu işe cesaret eden oyuncuyu oyundan dışarıya “çikar - 3 p. r. Bunu istiyoruz. Bağıran, hayır bağıran değil küf- reden, oyuncuları kırmaya, öldürme- -1 Istanbu'spor e! stadında karşılaştılar. Maçı bay Sadi idare ediyordu. Fenerbahçe ilk am hemen ilk dakikalarda çi gollerin sayısı birinci düre dördü kadar çıktı. İki ta- kım arasında klâs farkı çok ba - rizdi. Fenerbahçe oyunu istediği kikten istifade ederek tek sayrla - rın MR Fenerlilerde bir d rüldü. Bu itibarla oyun beş on ii kika müsavi şartlarla oynanır gibi oldu. Fakat Fenerliler çok geçme- den tekrar hâkimiyeti el aldılar ve sıra ile beş gol çıkararak gol sayı- sını dokuza iblâğ eti Yalnız şunu işaret edelim: Bey- kozlu birkaç oyuncu ikinci devre İkinci e nin m gunluk İstanbulspor kazandı nerbahçe ile Beykoz Şeref ye, Hamd teşvik eden ölesi sus - igin sahaya zabıt; vetleri yeter. Böyle kanla derhal kollarından tutulup stad-harici edil - melidir. Bunu istiyoruz. # Bunlar akla gelen ve tatbiki iz ” lay olan e ğ rsak asıl derdin de çaresini gem gi? diri Asıl derd, iyi oyunu hazmedeme- mek, elin ed Üstün a gibi, a- | on beş dakika kala hakem Vefa - dan Muhteşemi sahadan çıkardı. Son on beş dakika hücum ve mü - dafaa ile geçti. Bu sözde maç 2-1 Galatasarayın galibiyetile bitti. Bir Fenerbahçelinin görüşü Maçı takib eden bir Fenerbah- çeli arkadaştan şunları işittik: -“— Ben bilirsin Fenerbahçeli- yim. Galatasarayr tutmam, Buna ağmen Gal Irlara he bul edememek ve binnetice e Gay la iyi oyuncuya, kaba ve sert oyun la karşı koymaya elimizi Asıl derd budur ve bu derd yal - nız bir takıma, ız iki takıma aid değildir.Böyle düşen böyle oyna - mak istiyen, her ta ıda vardır, var olmaktadır. Bu çinkin yolu kapatmak elimiz dedir. Niçin bekliyoruz? » maçta yedi kişilik bir takımın on bir kişilik bir takıma bir gol attığı da görülecekti. Maçın bitmesine cıdım, hem de kazanmaları çırpındım, durdum. Maç bir facia idi. Vefalılar çok sert oynuyorlar- dı. Hakem gevşekti. Böyle bir ma çı on beş senedir görmedim!,, Bu da zabıta raporu Yazımızı bir zabıta raporu ile bitiriyoruz: “Galatasaray klübünden Sa - lâhaddin Vefa kalesi önünde oy - narken kaleci tarafndan oyun es- nasında vurulan tekme ile, sağ bacak kemiği kırılmış, Salâhaddin Zeynep Kâmil hastanesine kaldı - rılmıştır.,, Fenerbahçe BeykoZ yendi — Süleymaniye maçını 17 l de oyunu lüzümsuz ve mafi 1 sertliğe dökmek istedi. Fi kem bay Sadi seri müdeh' bunun önüne geçti. u büyük bir sayıl le ii rağmen Fen zı itibarile fevkalâde idi: | Beykoz takımı umur0ij sapsız oynadı, sinirlendi madı ve rakibi karşı: smd3fl kaldı. İstanbulspor- Süleyf Taksimde bay Suphini! sinde yapılan İstarıbulspf leymaniye maçı ise İst: luların birinci devrenin yaptıkları bir tek sayı ile dar sürdü ve öylece zevksiz ve karışıktı. Diğer maçların neti ray gençleri 7 karşı iki sayı ile, Hilâl j üçe karşı yedi sayı ile “| Ankarada bisiklet” bütün gün sürmüştür. koşularından ilki de mıştır. Koşuya muhte den 20 genc iştirak € fız Gücünden Eyüp bi fız Gücünden Abdi i spordan Nureddin üçün” lerdir. yi KURUM'un Milli Romanı: 12 Seni seviyorum: “İçimde, dışımda, esen rüzgâr da bile sen varsın!. “Her şey sensin! Hayat sensin. Selma cevab verdi: — Sanki insanın içini söylüyor. Bunda hakkı vardı. Sahiden bu beste (öyle şeyler anlatıyordu ki insan birderbire söylemek iste- yip te söyleyemediklerini (onda | buluyor! .. İ — Ha! İşt te, bende El söy- lemek istiyordum.. Diyordu.. Selma da ne zamandanberi ba - — Seni seviyorum!. Demek mi istemişti... Bu düşünceyle kızardım .. O, sordu: — Bu parçanın adı ne?. r dalmıştım ki birdenbi- re adını ml. Kafam- a yer etmiş olan ilk satırını rast gele tekrarladım — Seni seviyorum!.. .. Yanlışımı hatırlayın. ca ben de kızarmaktan Oo kendimi alamadım... Selma gülümsedi.. O da eminim ki şarkıyı değil, başka şeyler düşünüyordu. .Çünkü titrek ve ancak duyulabilen bir sesle şu kısa cevabı verdi: — Teşekkür ederim.. Halinde bir ürkeklik seziliyor - du.. Çekilmek ve gitmek ( istedi- ğini anlıyordum.. Fakat bir türlü Kunu yapamıyordu. Bir kaç saniye o da ben de ses - siz kaldık... — GAM yı çalıyor musu - nuz Vedad Bi Dedi.. Hocam bana bundan (o bahset - mişti; fakat öğretmemişti.. — Hayır efendim!.. — O da çok güzeldir.. Tıpkı bu- na benzer, un gibi insanm içinden gelir gibidir. — O halde bugün öğrenir, size çalarım... Dedim.. — Teşekkür ederim, zahmet o- lacak!... Daka fazla durmadı.. -— Müsaadenizle efendim... Diyerek çekildi.. Rüzgâr gibi odama döndüm .. Pencereyi de, kapıyı da ( sımsıkı ka; tan sonra bir çocuk gibi kendimi koltuğa attım.. (Kalbim sevinçle köpüklenerek belki yüz defa söylendim: —— ei oda İlk işim çarşıya . mona) yı aramak olda” | Akşama kadar çalı$i şt” dim. Sahiden güzeldir . Kendimi onun s€8! sesleri! niza Medi. di “ttaydi, d sel çılgın rig gi Kuytu köşelerde © 4 “Ramona