Yİ ÜZEL SANATLA RZ , Edebiyat i Agâh Sırrı. | tab duruyor. Sonuna kadar süzdü- ğümi kitabın kapağını henüz kapa- d leebei Yıkıntıların arasından ortaya çıkan Elea kars a kaş v2 | iktörlüğün tatlı acı 1 tarafları n haf madım. | arda İğ aa bi | mek, ne neşeli görünüp halkı gül - Büyük yapraklı koca bir kitab, ve lek Ml tiyat- | dürmek., İşte aktörlüğün güç ta- iç bir şey olmasa, koca bir emek dağı h tarih ve san'at | rafı. Bir de bunun daha acısını demektir; halbuki benim masam- darı ei © cal Sörürüşünü | anlat - göz önüne getirin.. Sevdiğiniz bir | da duran kitab, fi Üğün ğlüy z Bu ada | vücudu kaybetmişiniz, yahud bü- | karı yüzyıllık bir tarihi yaşatıyor; MAY, celi taraflarını yük bir ıstırap içindesiniz. O hal | pu, bir değerdir ile sahneye çıkıp soytarılık edi - Musamm İn duran kal yör, seyirciyi verdiği paranm mu- kitab, geçen yüzyıl içindeki Türk kabilini almış olmak için katıla | düşünce ve edebiyat yaşayışını bilgili bir gözle, duyan bir g e bilirim ki çalıştıkları gezici | je ve metodla çalışma ile kum i r grupta hasta çocukları ölü - | şıp ortaya koyan Agâh Sırrı'nın yor. O gece ve o anda karı koca | eseridir. Bu daha büyük bir değer- çocuklarının ölüsünü yatıp kalk- | dir. j tıkları kulis ardındaki yıkık ve Agâh Sırrı adını, ben önce “A- sefil küçük odaya kliliyerek cılar” romanının üstünde gördüm. ine > sahne üstünde rol oy: | şey.. Ne ise. i © anlatılması güç i- | tacak böyle şeylet anlatmak doğ- | kitab olarak a romanlar, lis ör maz, ” e ârkasında da çe - | ru olmaz... İtiyatlarımızı ancak göze çârpi Yunan medeniyetinin ortaya çıkarılan eski eserleri A ağırı ü rı vardır. Ba - | sahne üstünde aramak doğru o - Agâh cia yıllardir İstanbulun şl T vi Münir ve ede saffet gös - | lur demiştim. Çünkü hususi ba * | iki büyük lisesinde « biri İstanbul, |, Mulkddanı elit seir önce, bUğUR ğ Anma, üstelik inaridırı - | yatrmızda itiyatlarımız hergün biri İstiklâl - edebiyat okutur. De- kü İtalyanın YEL ülkelerinden tol ç, Sndak sahne üs - | değişir, göze çarpacak vakit bul | gerli bilginimizin bu yöndeki ça - | olan Kalabria'nın şimalinde Yu - Üy, masında sezebilirsi - madan, belli başlı bir hale gel - | Jışmasının iyi verimlerini her yıl | AN kolonilerinden biri olan Elea vardı. Yünanlılar burada birço! olm; dı. Yi lılar burada birçok Amma sah « z tiştirdi görüp sevinirim. Bunlar, yetiştirdi A binin kaynağı burasi idi ve Xono: phane ile Parmenides gibi filosof- lar bu mektebe bağlı idiler, Bugünlerde bü taraflarda yer - ler kazılıyor ve buradaki eski şehir meydana çıkarılıyor. Yerleri kaz - maktari maksad evvelâ Heredot, sonra Eflâtun tarafından anlatı - e > şehri yeniden canlandır. | asa siz bizi seyret- | meden sönüp gider. ileyi l edemezsiniz. ne üstünde çalışıp meydana ge - | gi seğme talebelerdir. ala, ” gariptir; Sahne - | tirdiğimiz bir rolde birçok itiyat- Agâh Sirrmin edebiyat hoca - kaplayan | lara sahip oluruz. Baziları 6 ka - | lığı, öte yandan edebiyat tarihi - Sag “Olduğuna imanı- | dar manasız ki.. Meselâ bakım be- | mizin geçmiş çağları üzerindeki N © bizi olasın ki bütün | nim başımdan geçer bir vakayı| uzun araştırmalardan aldığı ve meye ayan diş ağ - | size arilatayım! 1926 yılıda Ka- | rimler yönünden de faydalı olur. “iner, . Mia atar at -| radeniz türnesinde Rizeye kadar | Bir iki yıl önce yazıp o çıkardığı iğ dan uzarimiştik. Sön'gece veda temsi- “| ilk çağlardan Tanzimata kadarki ei - İli olarak Ahmed Nuri | edebiyat tarihi, mekteblerimiz ve a Naz bir atlet bacağı yin meş “Ceza kanunu,, ad- ulusal kütüphanemiz için “üğy A örılarımız geçer. | İı vedeilini meyal Temsi- l # dip ç yükün bulur.. Va le yakım bir saatte bardaklardan ğe yaptığı hizmeti tamamla i fansezin değerli ve boşanırcasma bir yağmur san'atkâr Madam | dı. Ve ben otelden tiyatroya gi - in İl dinceye kadar bir hayli ıslandım. hal Sez UD ., il. € | Halbuki otelle n daha doğrusu İbtal hissi hi ea vi banla - tiyatro biribirine çok ya- 7 yi aksına; — neticeler vers Epila geçmiş sayi erin havasm akın akın — ralara gelmeğe başlamışlardır. Elea'nın kalesi bir dağ tepe - sinden Odenize hâkimdir. Bu. $ a rasi her san'atkârın içini açacak bulunan küçükVenüs heykeli Kara ı unacak oda olmadığı için o- Aga Sn Haberler olar Ş telde, 6 yilin bütün yazında ilk sağlam vesikalara e Çünkü kalenin asıl mimarisi bo -| i, Meydan * | defa krâe etmiş olduğum “Ali Ir. | doğru bir görüşle ve sevimli Dir | muş, eski Yunan Akropolünün Pariste Japon musikisi İş, vir, a, halkm ö- # Örfi, vel ifade ile yazıldığı içni, örnekler etine Milâdın 900 senesinde ya- » y ider med ez pi I beli “Ba i vi “ | temiz bir zevkle seçildiği içni de- pılan bir kale kurulmuştur. yar v8 &Vvel önün a - arena vi ke ğerlidir. Burada bulunan birçok güzide Bu hapishaneden çıktıktan sonra şi hü İltabıs kusura şüdür: Meke m A laştığım perdede mendil cebime Etür Onun san'at eserlerinden biri Venüs hey- ği n Anlat, Seyahatname - iğimi dikta, ii teb kitabı olarak büyüktür. KE kalir. dair'bir konferans vermiş ve Ja- ÜL Peygam r Haz. Bi örlel a? dali E cut sinif kitabı, bir ders yılına güç Bur heykel, İri Polo ve | Pon musikisinden nümuneler gös: yl nı e) geli le sehid hayde "Ka. sığar, çisem hocanın, gok yerle - zirai ile Profesör Zanotti Blan- | termiğtir. Bu zat yalnız bir piya - çu dur. Huyla - ğ z i az, nist ve bestekâr değildir. Ayni Zar e çal k 3 di mel el bir kitaptı; ri şimdi on birinci çıkmış ve gene | manda fırçasile eski Japon hâya- h *) nın e çil “ dı: Tanzimat m Bunun arkasından bir üçüncü - sü gelecek: Edebiyatı cedide ve i iyat. le > de ” | kındı. Tiyatroda da giyinecek, 1908 den eri geehiya ... | güzel bir t ği ha v desin, Nitekim Agâh Sırrı'nın edebiyat tarihi, | 4. mimaları memnun edemez Geçen Cumartesi günü Pariste Gime müzesinde, Japon sanatkârı Jil - Mar -Şeks Japon musikisine. ticesinde meydana iki m i ü kür, Acistm suf nd — | sınıf için ötekisi kalınlığında iki | |, hafriyat sırasında eski bir mâ. | kını tasvir eden çok güzel tablo - li Vi PE Biraz! Söylemi ii l ei egri va veriyi: a bedin izleri de görülmüştür. ar yapmıştır. Or“ biraz. kış. Ki iü ie ai Halbuki o ışlan ve ağ irana & Gage Bu gibi keşiflerin günden güne | ( Bundan bahseden Nuvel Literer - Yaparsınız? yla 7 seri v a deli sir kutlularım. İçüyü gözden çoğalacağı ve bu suretle İtalyaya | gazetesi diyor ki: Burada en ziya- ğ ece mendilim yağınurdan a utmamak gerektir; unutmı- de dikkate değer cihet dapod ii B Arrir Gi; akıllı ıslandı. Bunun üzerine ben ; $tir Lind. telaşlandım, çünkü bu mendil göğ ERER “| amdeği istemiğim gibi Salan REFİK Ahmed SEVENGİL iy an ki rejisör de. ii — u. ğ kulakların zarını Sâyisizdir. | gürlüyor, ay Yara, şehri me arak ler silip süpürüyordu. ğaz- | yağışı o kadar çoğaldı ve sıklaş- ek azdım. Bu benim bu rolde ve edindiğini bir itiyattı. Hemen ti- 2 yatrodaki kahve ocağına girdim, mendili ateşte kuruttum, yağmür artık tufan halini almış - tr. Çepeçevre bizi saran nefti dağ lara yıldırımlar düşüyor. gökler ırcasına rim, sinirletime hâkim olamam... Bilhassa elektrikli havalar bana çok dokunur. Böyleyken kendi - mi folümün ve dyurun havasina kaptırmağa uğraştım, halbuki bu ürkekliğimi bilen muzip bir ar - kadaş sahne arkasında bir mum yakmış, her gök gürültüsünde beni heyecana ezani ek : ait sam'at definelerinin kat kat ar- tacâği muhakkaktır. Elea şehri istiklâlini asırlarca müdafaa etmiş ve asırlarca muka- va sonra Romalıların eline düşmüştü; Elea'nın n Gis kahramanları ve Marsilya ile ticaret yapan eski ta- cirleri bugün büsbütün unutulmuş iseler de onun san'at ve felsefesi bugüne kadar yaşıyor Yunan filozofu Xenophones E- lea şehrinde doğmamış olmakla beraber doğduğu şehrin İran eli- ne düşmesi üzerine buraya iltica sikisidir. Pek orijinal ve hususi bir mahiyeti olaf bu musiki Avrupalı kulaklarına yeni ve esrarengiz nağ. meler vermiştir. Her ne kadar bu musiki yeknasak ve tekâhenk üze- rine yapılmış, bizim çek âhenkli musikimizden başka ise de hiç te uvvetlen ve esrargiigi; mahrüm değildir. Birtakım hatlar- la gösterilyorsa da bu hatlar nâ - mütenahiliğe doğru uzanıyor. Bu musiki, hareketleri renklendiren, » © A Mr ği tr ki bir kaza olmasın diye Mya mağımı itiyatla uzatıp mendili | etmiş ve burada yerleşmişti, Filo- | zamaya , hassasiyet vermektedir. ka, » Susar, | ronun elektrik cereyanını kesti - cebinden çekeceğim sirada “pat,, zof ikinci vatan saydığı bu şehri | Gayrimuayyen bir biribiri üzerine .l ler. Biz buna rağmen piyesi pet- son derece severdi. Kendisi bura- | yığılmış ifadeleri jeolojik ufukla- sali Yokken İemeği)'e . ak ne gü i) veya | tol lâmbalarile fırtma hercümer- Yi ci içinde öynamağa kö Ben bu gibi hallerde cok ürke - diye önüme bir şey düşmez mi?.. Keml —— pm (Devamı 14 üricü sayıfada) da, talebesi sayılan Parmenides'le karşılaşmış ve bü filozof Elsa fel sefe mektebini vücude getirmiştir. va benzer. Biri hem-n kesilerek 6- tekilerin görülmesine mejdâli' ve- Tir,