Yazan: Niyazi Ahmed Okan Tefrika No, — 38 — Rumelihisarı nasıl kuruldu? ek sahilinin son köyü o- ve umeli feneri,, eski Pan - za Purmudur. e geçmiş sayılarak kendisi İN merasim yapılmıştı. 5 m yla “Sit, lere karşı dan ge ei ile giden (Dârâ) bura- Lü işti, ben de Haçlılar, 1453 de Fatih İstanbula girdiler. rm kurulmuş olduğu yere lar (Dârânın tahtı) e are Androk - al üzerinde otura- mişi dağı, öyünü in kurulmuş oldu - Ni in e vaktiyle ve ii adında adı X veri elei beni Seyh yy Dede, Şey e Maşuki, Harifi gibi'bir'çok ev- | İs in hn “amaa olduğu'kayd. | pl *deş, * İhan sonra gelen Baltalimanı vadisini teşkil een çok çıkmış Boğ zkesen anla - (Mokopiyan) denmiş- n sonrada (bur. telen ögg *tihten , e vaziyetine da- | oldu N Nk kalma, ie ğu için bu, ad ola Meni > ar De Paratorların hapisha- a el Metinden, Bu sırada ya Bey eon kaldırmak ya | mi ve Dâr Rumelihisarından : bir görünüş istedikleri kimseleri o- raya hapsederlerdi. Fatih, Rumelihi: ri bir Hisar ye İşte Oben, ancak fetihten | onu! etirmiş o bir yıl önce 856 - 1452 yılında kur- Hyürlim Böylece (imparatora durmuştu. çime ben re söyleyiniz.,, Zağnos Paşa, Bebek i kaleyi, baca Paşa enli) talibi adı ari kısmı, Sadrazam Ha- lil Paşa da, sahilde İstavri kalesi- ni yapmağa memur edilmişti. Hisarların yapılmasında bir ri - ur rem göre bin diğer bir rivayete ker Işmıştır . sükerler, beraberlerinde | İki bin kişi çalıştığını söyliyenler, | sü; i göre iki bin duvarcı bin kişinin rençber olduğunu yaz- maktadırlar. Kalenin kaç günde yapıldığı da iki My arasındadır. Bir vayete göre, kırk günde, sa riva » 7 göre iki ayda tamam olmuş - ER kale yerini Bizans im - ii ndan al al li © en u Fatih, Dölayi işgal etmekle, İs- tanbul muhasarasına bir adım mış oluyordu.. Boğaz kesen kalesi bitirildikten sonra Fatihin damadı İsfendiyar oğlu Edremitten Tekir- dağı kn bulunan Epivatos'a bir m çıkarmıştı. Bu z koyun rüleri de geti um mi sürüleri bildirilince, Fatih, şiddetli tedbir - $. bu hâdiseye (sebebiyet veren Rumlarridam miimişti © Bu Meni deli Bizan er alm: tih, sa Gi kilde - sini, o izans imparatoru bulunan işe Dragozadan a, imparator rası bül değil, sevilme aittir. Ceva Fakat Fatih, sir dinle - ie em en dar v olan askerini seyret im yeri seçerek, nee . ra başlamıştı. İmparator, bunu görünce korktu.. (Fakat, bu yere mukabil bir vergi almağı “metre Bunu, daha ziyade efkârı i- yeye karşı bir gösteriş redde Mü düşünmüştü.. Bizans elçileri Fa - tihin karşısında gelince Fatih şı bı wv Ce- z 8 mesine Bizanslılar mân Bunun üzerine Roğazicinin bü bile... büsbütün is ç Sem Benim rahatım, kendimi Li al içeride bulunan Türk o esir etti. Sonra birkaç hadım ağa- smı serbest (o bırakarak bunlarla Fatihe haber gönderdi... Bu haber, harb olursa bütün Bizans ahalisi - şehri Burada, İstanbulun fethini an- latacak değiliz. O yılm baharm- da Fatih Bizans Aİ harb açtı ve şehre girdi.. Eski kitaplar, Küfi yazı ile Atabça Muhammed af şeklinde (olduğunu yaz- dırlar. Eski müze müdürü Di Halil Bey, Hisarı tetkik / ettikten sonra bu şekli görmediğini söyle - miştir. ( Arkas var ) İla) Fethi Celili Kostantiniye 5 sayıfa: 9 yiyecek, bil hava, güneş, aşırı ol - mamak üzere spor... Kadıköy Cumhuriyet Halk fırkası ve Yüksek bir kültür nağı haline Kadıköyünde Hale sineması « nın karşısında, beyaz yağlı boya- kı bir bina, gelip geçenlerin dik - kat irem rm çekmekte - dir. Burası Halk Fırkasının hal - kı Keme; için kurduğu bir binadır. Evvelce deniz k ile teşkilât arkadaşlarının ruhla- rındaki inkılâb ateşi bu mesud vaziyeti yaratmıştır. Alt katı halkevine ayrılan bu güzel binanm içinde hergün ve her gece bir mekteb hayatı ya » maktadır. Almanca, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca tedris o - akta ve Ordinaryüs Profe - sör Kemal Cenab Berksoy ile Dr. Prof. Saim Ali ve Behcet Yazar taraflarından da öztürkçe öğre - tilmektedir. kluğundan tü rü binanın salca lez dışarı- mak mecburiyeti baş gös - a e Hale sinemasının üst katı güzel sanatlar için ş ve sekizinci ilkmektebin der- isi de dil kursları için ayrıl- mıştır. Ikevinin açılmasi ile beraber reisliğe geçirilmiş olan bay Celâl Esad Arsevenin takdire değer ça- lışması sayesinde bu yuvaen yk mektepler dememe bir Hipkezeağı Dye Mi rm rini bilgi sahasında nam al- mış olan üstadlardır. Bunların i- çinde Kemal Cenab, Saim Al, Behcet Yazar ile Çallı İbrahim, ressam Mehmed Ali, Edip Tahir, Fey Haman, iye Hulüsi, Ah - ed Samim gibi birçok tanmmış ii ve bilgili muallimlerin bulunması müessesenin kıymetini bir kat akik arttırmıştır. Kadıköy yaradılalıdanberi bu kadar ahenkli ve bu kadar par- lak bi 1 S m 3 lak bir g nilebilir. Bu öğünmeğe değer müesse - senin kurulması sırf halkın feda- kârlığı iledir. mın harcanarak Kadıköyünün en mü- kemmel bir binası şekline konul- — Çok teşekkür Gy Ara ıra sizi de gezdiriri Bembeyaz sülün gibiydi.. Ke- narlarında boydan kırmızı bir şe- ritten başka süsü yoktu.. Dayım: — Adımı sen koy!.. Dedi... — Ne koyayım!.. — Onu ben bilmem o ga tırasada bunu konuşu- sesinin i sille, Yerlere kadar ba bütün kom - | için ne lâzımsa Demişti... d da toplanıyorlar - Bir gün ela li evin | o Dayıma bunu anlattım... NE rülmeya ps aşır sandal- | bahçesinde, deniz banyosunda do- | ©, — O halde bu kayığı tamir etti- an leşiyordu.. Bana seslendi: reyim.. Akşamları, deniz durgun ea Ge sen biribirle -| O — Vedad!. Burada bir sandal ç inti El zaman gezintiler (o yapar- var.. Dört bei senedir kapi du 1 e e Beyin KİND Ee m in di d eşek ederim, işi, İYanada İn — eee endini biraz da Kayığı gözden geçiriyor, tekne- ) mı tahsil et- | spora ver.. Ke: üstüne uzun i ice baky MY Şt iğilmenin göğsü da Dn Ye “ e e mi, mma dark kn sö- m riya yi bana ümid ve Li ciğerleri zayiflettiğini söle eş ii ii şadririn ii is, . ayımın “ea Yüzlerce lira a günlerde - kendimde bir| Bu biraz zorca düzelecek gi- am » $öhret v. top- | kuvvetsizlik duymuyor değildim... bi tarı yüzünden pahalı gele- beg yordum. Fakat bunu daha ziyade imtihan - cek galiba... Hem de ağır... Sana mi i dinleyenlerde da- | lardan sanıyordum. yepyeni, pl pırıl, daha hafif o- ini lanıı ks di yımın dediklerini bana mek- mai ima ei notla. | tebin doktoru da söylemişti... Yüzüme haktır #una bakmıyor) o — Kendine iyi “bak; T. — Olmaz mı? iv yorduk. y sıra İbrahim Bey karışıyordu.. Biz, (Yılmaz), o (Sülün), (U. çar), (Deniz kızı), Kırlangıç) gibi isimleri sıraladık.. Fakat be- ğenmedik... İbrahim Bey saf bir adamdı: — Pelengi derya olsun!.. ! Dedi... kay- gelen yurd Kadıköyündeki Halk Fırkasının yeni binası ile Halkevi muş ve tefrişatile tenviratı da modern olarak yapılmıştır. Müessesenin radyosu, hopar- lörü, piyanosu, elli kişilik orkes - trası Bunlardan başka da teşkil edilmiş olan (80) kişilik bir koral heyeti, konservatuvarn bilgi bay Hulü- ez elile yetiştirilmektedir ki bu ât halkevinin en mühim bir Mi olacaktır. essam bay İyhab Hulüsi ta- rafından da afiş dersleri ve güzel sanatlar akademisi muallimi res- sam bay Edib tarafından tezyini resim dersleri ek suretile hayat ve sanat cephesi de kuvvet- lendirilmiştir. Musiki muallimlerinden vi Ziya hamile tarafındah'yalnr mandolin mili Ahmed ii meri Fırka idare he- iyük çalışmanın idare cihetini z düşünerek kaymakam mütekaitlerinden bay Muhiddini idare müdürlüğüne getirmiş ve hesabatm yolunda gitmesi için de Osmanlı bankasından bay Meh. met Eminin bilgisinden ref yi temine muvaffak olmu: Bu müessesede çeşid ni devam edenlerin sayısı (600) ü ersaneler mü- said bulunmadığından gelip mü- racaat edenlerin geri çevrilmesi i hasıl olmuştur. Kuv- vetli bir taşkilâtla halkın nurlan- masına çalışan bu müessesenin lmasından dolayı Cumhuri- yet Halk fırkası bilhassa tebrike değer. Raaıb Kemal Cantürk Fakat dayım cevab yerdi: — Kaplan vahşi bir hayvandır. rada yaşar... Hem ne cesaretle ona bineceğiz?. Diye şaka etti... Bulduğumuz isimleri ona söy - edik... , (Deniz yi v (Sülün) ü be - bir kuştur.. Bence (deniz kızı) en ara-| güzelidir. Bu sırada Selma; babasının ko- lunu çekiyor, heyecanla bir şeyler söylüyordu... İbrahim Bey seslendi: rusu, oen iyisini Selma “ Arkası var )