İzmir belediyenin çocuk yuvası Bırakılmış çocuklar nasıl bakılıyor, nasıl getişkiiliyme? Hekimsiz bi memlek Bozdoğan armutları — Yol — Eczane var, d0 yok — Karı koca ale çalışıyorlaf serlerinden biri ol: sını daha evvel Sağlık İşleri sip geni doktor Bay Cevdet Esenlik Soysal Yardım Bakanlığı Bulaşık ve Evlek Hastalıklar Mü- fettişi Bay İrfan gezdirmişlerdi z önünde toplanırlar. Buraya gelen yuvadaki yavru - cukların nasıl terbiye edildikleri « ni, nasıl ie görmek için hücum etmekte * olmalarına g rağmen la sağlık düzeni yüzün- den iç kısmı ve bakma tarzlarını görmek mümkün değildir. (KU - in RUN) vasıtasiyle bu yetimler yu - vasını tanıtm. yuvayı bir saat gezdim.. Yuva eski belediye dairesidir. mvazzam l i vardır; ve burada tabiatm yarattı- gene atılmış günlük en büyükleri on yaşında dırlar. Mektebe gönderdiğimiz ya ar da vardır.,, dedi. Bayan Türkân bana çocukların her sabah Oomüntazaman banyo &r bir çok güzel çiçekler vardır. yaptıkları yeri gösterdi.. (Banyo Aamiği btdüaabruln |-v8 karyolalar tamamen asri ve kimsesiz mükemmel bir | fennidir. hayata hazırlıyan belediye çocuk yuvasını halkın serbestçe görmesi ve bakim tarzlarmı ve sair husu - satın belletilmesi ve görgü kabili- yetlerinin artırılması için bazı u- l sasuke ittihaz a i - Sağlık |! ' > de m Saltan başa gezdiğim “— Şu gördüğünüz çocuklari bakmız topaç gibi değil mi?. İşte bunlar tren yollarına vilâyet kori- doruna ve belediye binaları önü - ne atılan rim ri i ga - töcük. otma e ee yap mea Ya önüne atanlar zaman sağlık işleri çevirgeninin | da vardır. yerinde olan bu fikirlerini takdir ettim. Buraya geçen sene gelen've Av. k rupada tahsil gören çocuk müte - p hassısı doktor Haldunun İzmirden ayrılışı yuva 'için büyük bir ziya olmuştur. Doktor Haldunun usul- leri e edi dir Yuvanm .süd lâboratuvarı gö - rülmeğe değer bir köşesidir. Bayan Emine bu lâboratuvarda gıda maddeleri üzerine çalışmak- tadır. Hemşire Türkân anlatıyordu: “ — İşte bu gördüğünüz çocuk - , birkaç çocuk daha Hemşire Bayan Türkân bir hasta çocuğa bakıyor Cümhuriyet marşını terennüm e - diyorlardı. Geçenlerde Vali General Dirlik yetimleri görmeğe gelmiş, gider - ken bunları sevindirmek için oto- mobiline bindirmiş, “nerlerken kooperatif derd Bozdoğan, gronaDIN — İstan » bulda satılmi ol ydn bağlı bir kaza merkezidir. Nazilli den buraya düzgün bir şose var - dır ve otomobil ile bir saatte gi- olun büyük kısmı düz arazi - dedir. Akçay nehrini muhteşem bir kârgi- köprü ile geçtikten son- ra dik'eşmeğe başlar. Ve bundan sonwadır ki .anzara da değişmeğe başlar. Kasaba (Madran) dağla - rının yamaçlarındadır. Buradan Nazi Bye doğru öyle manzaralar vardır ki seyrine doyum olmaz. Bilhsssa kasabanın içinden geçen dere, burada bir başkalık vermek- tedir. Burası sinema filmi çevir - meğe çok elverişli bir yerdir. Ev- | leri anfiteatr şeklinde doğru dağılmıştır. Çarşısı temiz ve kaldırımlıdır. Doktor yok! sıtma e olduğu ve Gülli kim: ığa tutuldukları li eN ki dokto- ru yoktur. Gerçi bir eczahane nu yapacak bir doktorun bulun « maması yüzünden : hâmile bulu J man bu genç kadın Am git iştir, $ ie ocağı meli memurlarının bu doktorsuzluktan gözleri yılmış, mânevi kuvvetleri kırılmıştır. (Hekimin, hâkimin ol. madığı yerde durulmaz) diye bir atalar sözü vardır. Esen Bakanlı bir 4 tir. Şimdi büyük ve asri İ teb ner başlanmığl” Maarif memuru Bay İ baş muallim bulunduğu mektebde 250 talebe vafi cuklardan yüzde 15 i fakir muallim bir himaye heyeti line başlamıştır. Son smafi yazmış; mekle himaye heyeti” “Orman ei Hepsi de mii i bi oi si bulunamadı sn imkân b Mem del ” Kazada herne kadar # * İlar üç yaşmdadır.. Bunları mekte- $ babi Bir ark önder | indi rm san , 1 Ankara yeietfal Heme be gönderiyoruz.. lâtife olsun diye de çocuklardan | $ının ! binin ie h Li, akal ? — 0 zi i | mektebinden me İİ ii see Çocuklar. yarınki dersleri için | benzin parası istemiştir. Generalin ik e İ i e X e i di eri Mişleri Jardı.. | bu sözüne karşılık olarak çocuk | “79” Kültür “işleri v diği Mei Yi düzeniyle uğraş: ss imame — Sıhhat Müdü - ik Rt ng I Rİ i rümüz bu sene yılı bütçesi - '— Biz senin EM bin - K Ky ii Yuvaya gittiğim (zaman genc ie GN a 9 tapiklmei dik anima 'Cümbüriyet türküsünü dördünde mekteb açılabilmiştir. İzmir, 21 (A.A) hemşire bayan Türkân bir çocu - ne'bir asis DE şi isjisdikine diye'pala verelim ? 9 26 muallim 882 kız ve 1322 erkek | sani seçimi bitmiştir. W dum. İşini bitirdikten sonra yuva- | (En nihayet hasta çocuklar ko - pin Mİ, akl di YAL den 152 si kek 36 sı yı gezdirdi unu gezdik... Vi İsmet mr irerya belediye İRaMARİ Binalar | Vilâyete r kazalard8” — Biz burada doktor ' Haldu- va e ai a olan ço- 1 ie en iği zaman şi 'enadır, yıktırılmaları için rapor | erkek ve 151 i kadındır. Bun bıraktığı sinin çocuk “ge ci iğim za- > ali ii rasını gezmiş, tak- verilmiştir. Fakat, zaruri olarak | . Her yerde halk, rey! J iz sabah tedrisata de huriyet Halk fırkası / ğumuz var... itin belki erd larr taranmış vi çocuklar Durmuş Türkmen | Asıl mekteb geçen sene yanmış - vermiştir. - ; & .URUN'un Milli Roman Milli Romanı: 8 8 yer beni dinliyordu. Arkada ve Herkes aa ma ped Si etrafı 5 adaha ilerideki tırasalarm da göl- ayri İbrahim Be; e taze büyüdi düğünü” gelerle dolduğunu görüyordum. bahçeye doğra hafif bir ışık Ga 7 , babasma © sokul- u.. Bu, o saatte aydınlık | . Ertesi sabah kalktığı” | YAZAN : Kadircan Ka fl aaeeasenassmsamananı samanı — Fakat Vedad Beyin kemanı onun güzelliğini bin kat arttırı - yordu... inn babasının kolunu tuta - ra — — Söyle de çalsm! Kuzum ba - baca Delil işitebildim. Ona bir serenad o çalmak için sabırsızlanıyordum.. yım bana baktı: — Haydi Vedad, bu senin ilk konserin olsun!.. Sonra İbrahim Beye Elendi — lo olmazsanız gene sı — e efendim, yalvarırız... izi utandırıyorsunuz!.. en â- lafranga musikiye bayılırım.. Hele Selma!. Demindenberi size söy - letmek için beni zorlıyor.. Hakkı da var ya!.. Bizim gibi medresede yetişmiyor!.. Gözlerim . yarı kapalı, başımı kemanımın üstüne eğerek bir sere- nad çalıyordum... Herkes ve her nun omuzuna koy- ilk) sessiz ilmi pe m nümde ve arkamı kış sesleri duydum. Süer yl Selma ve ihayakil ilk zaferiydi !.. Bütün hayat bu zafer gecesinden daha güzel, daha mes'ud olacak sanıyordum.. ece geç vakte kadar uyuyama- dım. Kafamın içinde bir mehtab çal) - kanışı, bir yıldız yağmuru, sarışm perilerin, sarı | saçlarını ve beyaz aa öld ipekten roplarını rüzgâra vererek uuçuştuklarını görüyordum.. biricik olm e yi her halde S ui. e ğa benim altı, o- Solmanın pa hn bana garib şir 2 nun üç yaşında bulunduğumuz | di. Çünkü masanın üstü günleri daha örebili d Sahiden bir manolya gibiydi ... | ucunda sanki onun © bekliyordu: Beyaz, yuvarlak, taze ve kokulu.. — İncinir!... sun , fazl diğ dll leilikek korkardım... Sadece ne isterse onu yapardım .. Ben onu düşünüyordum... ğer uyumadıysa, acaba one düşünüyordu?. ütün gece, avuc içi kadar bir manolyanm: gittikçe güzelleşerek.' kemanımı la m onu seveceğim” : Onu olleriyi Bağlamda mi hafif Selmaya hi > pri dallanıp an bastırmağa me ei a