Yazan: Niyazi Ahmed Okan Kız kulesi ve Kıral kızı hikâyesi Fakat, tarihçiler bunu da doğ- ru bulmuyorlar, Bunlardan a üçüncü lde şudur: Atina keri kuma: anlerii Alsibyad milâttan önce 590 yılında, Sizik (Belk's) galibiyetinden sonra bu- raya gelmiş, kayalık üzerinde bir gümrük yeri kurmuştu. ade « nizden gelen bütün gemiler, yük- lerinin onda b'rini burada verme- en geçemezlerdi. Bu gümrük yeri, uzun müddet Adır... İşte bu gümrük yerinin, Kızku- lesinin bulunduğu yer olduğu söy- len'yor. Kızkulesi adasında, bunlard. ası a- rasında bir zincir gererek boğazı kapamaktı, o“ Kız kulesi, uzun müddet Da - la) adını almıştır. 1453 de İstanbul zaptedilirken, Venedikli Grabri - yel Trevitsiyano burasını müdafa- aya memur edilmişti, aşi fethedildikten anı aza etmek için müs- tahkom bi mevki yapıldığını ya - zan Dream Bey (1) kulen'n, de - niz ortasında gm bildir - mektedir. Bu d. riyor, bu kule, Rizbulesindei başka yer değildir. Kızkulesi, sonraları limana gi - recek gemilere yol göstermek üze- re Fener kulesi haline getirilmiş - sonra, dilden ibaret olduğu için, tahta e OR Şia ma göz önünde kuluduruluyordu.. Fakat, fırtınalı bir çe, kiler, canlarının kaygusuna düşmüş ola- caklar, kandildeki ii kulen'n da (1255 - 1839) tarihinde, İstan. bulda kurulan Tanaffuzhane Ne- zareti burasını, karantina için nmıştır. zim için gurbet yer. Candan tanı- dığ e ear yok, asına girdim. Yi e iri doğrulmuş. Gözleri yaşlı. Beni görünce fırladı. Üstü - me atıldı. Onun herşeyi hissettiğini anla- dım. Uslu, içli çocuğum, Benim gibi o da zehirini içine akıtmağa alışkın. IŞ İpek saçlarını okşadım: lama yavrum, dedim, Ar- tık senin yalnız annen değilim. Birib'rimiz için Yaşıyacağız kı - zım. Ona hayatın ilk hakikatini an- latabilmek için daha söyliyecek - tim, Çene kemiklerim katıldı. Diş- lerimin elle geçer gibi sı - kıştığnı h rl) m ım 2. *k dsi boy - kavu © zamandır m kaldığı an ana, baba sevgisini Z yıl önce usxudar ile SEYYID "BATTAL L GAZİ Kadıköy, Üsküdar semtleri ile ilişiği e SİRİ Battalın Tefrika No. Kadıköyünden bir görünüş. da bulunuyordu.. (Fakat Seyyid Böttal, burada, yalnız harac al - m geçiniyor, ir hiç kimse- ızkulesile ilivrikapı - ilam için, burada | sındaki müslümanların ks yazmağı yerinde buldu geçirildiğini duyunca; ka! an- Kızkulesinin (Kral kızı) hikâ- yesini, İstanbulda bilmiyen pekaz kimse buli pr zannediyo - açırdığını valeria Seyyid Battalın İstarbula g-lişi - ide) erk İstanbulu muhasara ettiği kurun, dönerken: — Fetihsiz dönmek eyıplır... Diye Silivr: kapısında, Koca Mus - tafa Paşa cami (yerinde bir kale YEM ürreşid, ka'eye bin kadar mili bıraktıktan sonra, her yıl elli bin altın harac almağı karar - laştırmış, bu haracın Ooüçyıl'ığını peşin aldıktan sonra (Bağdada dönmüştü. H ürreşidin BağdalJa dön - m Bizansa, bulunmaz bir fırsat olmuştu. O Bir kaleye sığınmış > ii muhafız bir ordu sında ne yapabilirdi?. Bizans PA LEMAN da bu dü- şünceyle orduları aşma tler.. Kaleyi ki ettiler, orada ki müslümanları kılıçtan geçirdi » er. İşte bu esnada Seyyid Battal üç in baharlır i'e Üsküdarda, pusu - emer r gibi yüzümü, gözümü öptü, ” Artık ana kız susmuş, açılmış » Hayatta ancak elde edilen ar - rile (soeur) lere VE tezkere yol - ladım. Gönün hâdiszleri yuvarlandı gitti. Ona son hizmeti yananlar da en çok sevdiği birleaç silâh ar- kadaşından ibaret oldu. O artık Tanrının Sita — ığı zaman pr haber Heybeliden telefon seki yi tayı bekliyorlarmıs. Bir gece ev - vel onun son dakikalarında söy - Irk damarları kabardı. Askeri ile i'könce Kuzguncuğu, ondan sonra Çengelköyünü, Kartalı, Darıcayı bastı... Seyyid Battal, Malatya şehrine oradan da Bağdada giderek Ha - runürreşide, İstanbuldaki hâdise- leri anlattı. Bu haber, OHarunürreşidi, w- mulmaz kertede kızdırdı. * elife, bu sefer, iki yüz bin askerle tekrar İstanbulu muhasara etti.. Çelebi , bin da esir alındığını yazmak » tadır. Bu savaşta, kral da esir edile - rek Ayasofyanın çanlığında asıl - dı. Hesapsız mal alınd.ktan son- ra, Harunürreş'd, kalsye bu se - fer on bin muhafız Obıraktıktan sonra Bığdada döndü.. İşte, bunlardan sonra, Seyyid Battalı iş başında Bi Sa- vaşlardan sonra (Seyyid Baltal Üsküdarın sahilinde NE kurup muhafız kaldı. oSeyyi d Battal, burada yedi yıl buyruğu - nu geşirdi. (Devamı var) (1) Turusina Bey tarihiyle, Fa- tih kurununu canlandıran Dursun Bey kadastronun tanziminde bü - yük hizmetler görmüş biridir. lediği cümle olduğu gibi dudak « e tazelendi: Geç kaldılar! O artık tanrının misafiri oldu. çılamıyan dilerim ki başka kurbanları o ka- — eh imes. O, bu kara kış ünlerind. Setini bir başka Ti bal ölmekle belki ken di gibi ya tarmış oldu. # Meral, o alsam eve biraz daha ap yüzle döndü. Fakat ağla - İN daşları mektepte çok ağ- ladığımı, Sörlerin onunla çok meş- gul oldukları söylediler. Bu köc'ik kafanın içinde ne - ler geçti. B'zim iç'n neler düşün - dü. Belli olmadı. Acılarımı ona göstermemek i- Hergün 3691 — Yartım: Fırka, kısım. 3602 — Yasa: Kaide, kanun. 3603 — Yasan: Bünyad, karar. 3604 — Yasav: Cihaz. 3605 — Yasavul: Muhafız. 3606 — Yasıt: Haysiyet. 3607 — Yastangaç: Müttekâ. 3608 — Yasul: Münhat. 3609 — Yasun: Tabiat. 3610 — Yaşguç: Nikab. 3511 — Yaşırtu: Hafi. 3812 — Yaşın: Berk, saika. 3613 — Yaşıru: Hafi, 3522 — Yatkın: Akortlu. 3623 — Yatman: Muti. 3524 — Yavçın: Misafir. 3625 — Yavnık: Mesruriyet, 3625 — Yavşan: İhtiyatkâr. 3627 — Yavuncu: Âşık. 3536 — Yazdıç! Kitabe, 3637 — Yazgı: Mukadderat. 3533 — Yazgılı: Talikli, 3539 — Yegin: Sür'atli, şedit. 3670 — Yeğ: Alâ, Asil. 3541— Yeğin: Bereketli. 3512 — Yegül: Faik, e Nöbetçi eczaneler Eminönünde: iie Kâzım, rı Rasim, Şeh - e sal Hakkı, Ciba - lide: Necati, Gedik; m : doryan, Samatyada: Rıdvan, Fe - nerde, Ari, Şehrinde Kazım A. Kemal, Aksa rayda: Şeref. alli Süley man Receb, Galatada Okçu Kimi caddesinde: Asri ittihad Mi Taksimde: Nizameddin, Eeyoğ! tun a Kalyoncu kolluğunda: Zafi dı ropolos, esli Dimitri, a sımpaşadı: o Me Halk eczanesi rkez, o Hasköyde, çin çalışıyorum, Fakat şimdi ya - vaş yavaş bana öyle bir sokuluşu, içinden gelen bir ihtiyaçla başını dizime, göğsüme koymak isteyişi var kii içim sız'ıyor. o eessürünü avutacak bir sey yapamıyoruz. Fakat bana öy - le geliyor ki o da kenim gibi, bi - zim gibi hayatımızın günlük acı « larını çok tanıdı?ı için büyük 1s - tıraba dayanabildi Birkaç ay evvel mektep arka - daşlarından birinin kötürüm ba - bası ölmüştü. O zaman sormustum: — Kızı çok ağladı mı? Bütün yaşının çocukları gibi gördüğiinü söyledi: — Hiç ağlamadı. Zaten onlar iki yıldır ölmesini beklivorlarmış. Meral, acaba sandı. Karşısında kuru gözle do - Top.ıyan : Kemaleddin Şükrü Orbây 1 — KURUN 3 Tkineikânun 1935 — K U RU RUN isim babası yüz ad. 3643 — Yekdeş: Nazir. 3644 — Yekrek: Efdal, evlâ. 3645 — Yeksek: İhtiyatkâr . 3645 — Yeldan: Sür'atli, Havadar. 3653 — Yeli: Hattı balâ. 3654 — Yelim: Hareket. 3655 — Yelin: Rüzgâr uğrağı 3677 — Yeyin: Galib, kavi. 3578 — Yeyni: Ehven. 3679 — Yeyrek: Makbul. 3580 — Yrkar: Anber yener isk, 3581 — Yığlancr: İffetli. 3582 — Yığlıncı: Afif. 3583 — Yığrık: Mahcub. 3674 — Yıkın: 3675 — Yıldırar: Şaşaalı. 3385 — Yıldırgan: Şaşaalı 3537 — Yı'dırım: e saika. 3633 — Yıldıru: Berrak. 3589 — ei de necm, 3690 — Yl görer: Münec- 3591 — lm! Şecaatli(şeci). 3692 — Yıltırak: Dirahşan. 3693 — Yırgal: Z yafet. 3694 — Yıs: Rayi 3595 — Yy 3596 — Yıt 3397 — Kibari bri moli 3593 — Yige: e 3579 — Yigin 3700 — Yiğit: ri dilâver. laşan anesini, ninesini arkadaşı - EN gibi taş yürekli mi tanı dı Onun ruundaki heyetanı ö'çe- medim gündenkeri Oba» Dannii adını led işitmedi. O da söylemedi. Yalnız babasınm ö psmediği yanaklarını artık biz - den Ka 5 Simdi biz, yapacaktık. ği Babam mz İikmeti çıktığı i» çin bizi bu halde uzaklara sürük- lemeğe cesaret edemedi. İstifa et- ti: — İzmire dönelim, hiç olmazsa başımızı sokacak bir evimiz var. üşünü N m orada .. rüz, diy i Ban etki ayrılmak ise iyorum. (Arkası var) Vi ği â iy i # ” i