BABİL Ve MİTE ia AR A ve İSKEND hamide 77 LE İSHAK FERDİ YAZAN: İleri bütün dileği ii diri olarak yakalamaklı kedonyalılar (Babil)e girdikleri zaman Iskender, endis nin bir mabut olduğuna inanmıştı !.. skender BABİLE nasıl girdi ? |â9, kalenin üstünde kanlar rdu. ida sözünde durmuş ve Ba- isini canevinden vurmuştu. ü askerleri Tanın yaralan ve ağzından bir söz almak kabil olmadığını dan ellerindeki okları kaleden İnmeğe Maia - nh; izinler ve asilzadeler şeh- Meydanında Kişayı aralarma ar, (Babil kurtuldu!) diye : ak cenub kapısına doğru ge m günlerdenberi hüküm - ik ilk Ri Şüsünü ee göreni erk edip gittiğ'ni söyledi - n mikcisikmei kimse. inan- «il ikat o sabah İskenderin or - İBabile girince herkes anla - ii, Dârâ Babilden kaçtık” “nra; yolda tedarik ettiği mı kurtararak Medya - - 5 hder, her ne bahası! ia gele söylemiş - a 0 nderi Babil asilzadeleri ve | Yerliler, yerlere kadar iği- iv bir sev'nçle karşı - Makedonyalılardan İY memek iç“ n, me yl n dediği gibi > Sen allam öylesi İğ “elerdi. «der, Misiri fetettiği gün - iş: kendisini allahım oğlu ta- i, Pabillierde böyle söy - ği ve azameti büsbü * (Büyük İskender) diye enç İmparator artık lina insanlardan üstün şti. Ve, ip Misurdanı il asma söyle bir cevap Vi, kn derin hoşuna ae N : İZ kendisine mabut demi de ederiz!,; p leri DAİ sadelerin ağızları bir ka - si düşündürmüştü. İskender, kendisinin mabut ol - duğuna inanmazdı. Bir Makedon- yalmın mabut olabileceğine At'na lıların da, Ispartalılarım da inan - mıyacaklarını kendi de bilirdi. Fa- kat bazan içinde bir şüphe hal'n- m zg tapı muh tindekilerden beklerdi. Babil asilzadeleri İskenderi kendi elleriyle Dârânm sarayma üşl Zeng , şehrin harab olma - dan düşmana açıldığından mem - n ardı. nun gö Asilzadelerden hiç birinin ne kâşanesi, nede erzak ambarı yağma edilmişti. İskender İran asilzadelerini memnun etmek i için Zensinler-imparato- #arayma güzel kızlar hediye diyorlar, içi si Pp dolu testiler gönderiyoi ik İskender, üçüne günü amı İran imparatorluğu tacmı giyerek halka yeni bir kıyafetle görünmüştü. Sırtında beyaz bir cüb' başmda parlak bir taç vardı. İskender, Dârânm giyin- diği gibi giyinmiş ve (Keyhusrev) lerin yaptığı ab'deler üstünde ye- ni Makedonya imparatorluğu duğunu ilân etmişti. İranilerden o gün içi sızlıyan- ların sayısı da az değildi. Dünya- ya meydan okuyan Dârânın tah- tında yeni bir imparator oturu - yordu. Ve yedi sekiz taçlı büyük İran hükümdarı şimdi Medyada bir satrapın himayesine sığmmıştı! e a ada etmişti. “Ben, zafer hırsizı değil , İskender, Babile girişinin be- günü, Dârânın Medyadan vi ettiği büyük vi kuvvetle çöle doğru uzandığmı Ş İskenderin bütün ği Dirâ- yı diri ol lam: a- bilde bir kumandan birakarak » Yo şıya harb etmek ist'yordu. Bir ak- sam, ortalığı karanlık bastırınca, İskender'in kumandanlarından bi- ri eap!. dedi. Dârâ- — Haşm nın karar, sâhına yaklastık. Müsa- vi bütün eu itibarile ade ederseniz, bir baskm yapa - rm hiç h'd#eMe cevah verdi: zafer hırsızı e Gün & Ap ağn kadar ceğim, X Devamı var Y - | maddeler ile. fikren cok ca - i | i bekliye- | tes gibi çiy yenen gıdalardan en erp (Çiy yenebilecek gı- daları çiy yiyiniz Çiğ yenebilecek şeyleri yeme - | nin çok mi I bir şey oldu- ğunu kimse inkâr edemez. Bilhas- sa fazla gıda almış olan kimsele - in bir müddet çiy şeyler yemele - yapılan tetkikata nazaran vasat büyü! ix insan için günde am yumurta alması kâfidir, halbuki eskiden 120 grama kadar çıkarıldı. Bu 72 gram yumurta akı ise et ve sebze karışık olan her gıdada vardır. Onun için yu - murta akı mikdarma o kadar e- hemmiyet vermeğe lüzum yoktur. Keza vitamin ve tuz yeka “ çok dikkat etmeğe hac Bumlar dahi 0 bol mikdarda mevcuttur. Elverir ki bu maddeler uzun müddet piş - mek ve saire yüzünden gıda kıy- metlerini kaybetmiş olmasınlar 70 kilo ağırlığında olan bir işçi için lâzım olân gıdanm 32 yağ ve 550 gram mur işleri gibi e ihtiva etmesi lâzım dır. Yemeklerin) zde dikkat edece- e ha- larla Çünkü bütün insanlar yalnız ik - Kuran un gi ir Z KURUN 22 Biri 10 GÜL ÜSTÜNE GÜL KOKLAYANLAR Zeyneple Üstün kıyıya geldikle- ri zaman, onları deniz kenarında buldular.. Tekin suyun yüzünde Yazan: Selâmi Izzet Kayacan bir zaman meşhur avcı olduğunu, bir kurşunla üç tavşan birden öl « dürdüğünü anlattı. istün, kollarını havaya kaldır- miş, a saliryordu: — Bana yardıma koşunuz di- ye az seslenmedim. Zeyneb Ha - v hastalandı. ekin karısına baktı. | Kadm bembeyazdı Göğsü bağrı açıl - mıştı. Ba “kmıştı rinde gok sym vardır, Fakat yal- a kaydır. Simi Aygen sak taşı ile Kalkmışlar, hesab görüyorlar » ler yemek herkesin iLE ken, sözünü şöyl İ işine EE Bununla beraber gr Aygen kalktı: ? — Amma insan evlendi miydi, da meselelerinde yapılan ıslahatın e m pre ei avcılığa veda etmeli.. ş Mi esinden, hissiyatını ia çok Va görülmüştür. ai kebildeğildk Sela andizordu vel İmge tuturdu akı çok olan gıdalar alırdık. Son al çime SİN gün nl gem K e 4 anatları yaralı.. Aygen, ters ters, dik bir sesle çıkıştı: z — Kötü sesle herkesin canmı sıkıyorsun, Tekin, gene karısmm koluna girm'ş, önden yürüyordu. Sekiz trenine yetiştiler. Bindi der, Bir rk ona koştu. Yorulmuş, birden bire üzerine fenalık gelmişti... bm da tesiri vardı mişti... Fenalığı geçmişti... larını çözdükten sonra tne- fes almıştı Ağır ağır geri döndüler. Köye gibi duruyordu. Onun keyfi kaç - mıştı, Her halde kadmın bu hü - zünlü hali, onu hasta gördü diye siğiz. gıda vasıtalarında yu- azla mikdarda bu - Mer dikkat etmemiz icab eder. Çünkü yumurta akı ihtiyacı mızı yalnız sebzelerle selt ede ede. mide ve ba 2 püresi yememiz icab eder. Yemeklerde hayvani ve . nin vazife ve mesleği nazarı kate alınmalıdır. Tezaddinin > esaslr maksadı vard muhafaza etmek ve iş here bir hale getirmek. Vücudu muha - faza eden madde yumurta akıdır. (Et, balık, süt, peynir, yumurta); iş gördürmeğe yarayan madde ise ayvani ve nebati yağlar, şeker, nişasta, ekmek gibi gıdalardır. O- nun için kr çok çalışılıyor - r ve nisasta gibi ze ve meyva ile geşinseydiler, o | olamazdı. kadar » Sizi iz var? Diye sor- bil olamazdı. du, yoksa siz de mi hastalandınız? Yemeklerimizin ( intihabmda Aygenin 2d al a ten leme erol susu” yorum Saki ben hastalandım d'ye beyini kaçırmayın. Benim yü * en kimsenin sıkılmasını is - kide bir gazinova girdi- ler. B'rer çay içtiler. Bu hepsine iyi geldi. Dördünün de sıcak li- monlu bir çaya ihtiyaçları vardı. Şarap hepsine biraz ezg'nlik ver - misti, hele Tekinle Aygenin âsa - br nerişandı. Öyle yorsun odüşmürlerdi ki B'r saatten fazla gazinoda otur dul-r, Evvelâ sarson'la, sonra ie ronla ahbab oldular. Yelda es'nen seyrederek konuştular. yor ve onlara bin türlü av hilesi an'atrvondu. sün sininlen mereminin.. ağ gra gürültüsüz dön * min yattıktan (sonra Üstün karısına: — İyi bir gün geçirdik, dedi, ize unutmıyacağım.. Amma bize pahalıya mal oldu. o Tekine altı lira verdim.. Başını salladı: — Bu masrafı çıkarmalıyız. Aygen Cevap vermedi. Uyu - muştu bile. Fahir Beyin on odalı güzel bir evi vardı, Konak yavrusu dediği ir evi, az bir tadilâtla apartıman kattaki iki oda bir sofa da Üzüm Aygen oturuyorlardı. ünün de il gbi, orası â - üstündeki Yemek odaları balkonlu idi. Aşağıda Fahir beyin bakımlı çesi vardı. Fahir bey, yeni kiracısının kö- peğin can kurtaranı olduğunu görünce, karı kocaya güler yüz gösterdi. Fakat Üstünün ondan bir şey kabul etmemesini, hattâ eve kadar gelib bir kat tem'z elbise al- mamasını bir ürlü affedemiyordu. — Neyse, tün. Hele buğün karma bahçede topladığım çiçekleri hediye ede» yim, ileride görüşürüz. Üstünü sıksık dâvet ediyor, Aygen de bahçede artık kendi e « lile çiçek topluyordu. Üstün Fâhir Beyin yordu. Çalışkandı, vazife sever- di. Terbiyeliydi. Yavaş yavaş Üs- tüne de izdi ini sevdirdi: şacağız, diyori şına erik öe im Bia fazla ka « Divlenmiş, kerfi Aa varina gel - | zanacaksi misti. Gazinocuva ker”isin'n de seri pl biraz fazla mikdarda akı alınmalıdır. Bir kerre daha m hatır - latalrm ki insan mi'nhasıran ne - bat ve meyva yiyen bir çocuk de- ir gıdaya muhtaç olan bir muktüktur! Taze meyva, salatalık, doma - fazla mikdarda çocuklara yidir - rak ye, çiy eN yiyeceğin şeyi cuklara dört tl itibaren doma- tes suyu veriliy: Hintlilerin Zend Tisanmda Maz- danan kelimesi “üstad öğüdü,, ma nasma gelir. Bu öğüd insanları gida ile bir şekilden diğer şekle koymayı öğretir, tedrici gıda al - mekla insanm değ'şü#ne kanaat eter. Örn irin yensbilecek bü - tn yemekleri biser birer tarif e - er, “Kızartam;adığın şeyi çiy ola- mekte eri faide vardır. Şimdi ço- İ de kızartıp ye ğ dila ln m senil hi cali MA) in, Üstün başını sallardı, ne evet, nede hayır derdi. Yalnız, adam a- kıllı b sermaye lâzrmdı. O sermayeyi ne- rede bulacaktı?. Merak etme, dürüst çalışan insanlar günlerden b'r erini büvültür'er. Orlara sermaye vere cek zengin alam bulunur. Tek'n'evle cuma gez'ntisi bir az canmı sıkmıştı. Onlarla srk pö- rüşmelerine taraftar değildi. Bu dostluk Üstün içn tehlikeli idi. Bunları da bir gün ima etti. (Devamı var) a da Sİ,» hoşuna gi « ir dükkân açmak için, çok