FAZIL AHMET İsmi altında Değerli edibimizin hıltabeleri, gilr'eri ve hiciv. leri bir araya toplandı, nefis bir kitab şeklinde Çocuklara en değerli armağan Kuruş m < Faik Sabri Duran... BO * Ahmet Refik... leri - Falk Sabri Duran... imli, renkli kapaklı AKŞAM FİTAPHANESİ Sene 17 — No: 5812 — Fiatı her yerde 5 kuruş — Papasbaşı boşuna '.... .. üzülmüş Düşünce yolu birdir, derler. İşin içine yalan düzen karışmadıkça, | yürüyüşe, kötü duygular tuzak kurmadıkça mantık, amacını şa- $ırmaz, eninde sonunda bir yere varır, Papas kılıkları yasak dendiği gün, şu papas bu papas, ayak direyip durdular. Lâkırdı an- « İâtmak güç oldu. «Din duygusu gibi yüce gönül işi neden uzun külâha, kara cübbeye, yağlı saça bağlı olsun?» demiştik. Bunları, hiristiyanlık türelerini bildiğimiz- den değil; salt doğru düşüncemi le bulmuştuk. Din bile mantıkdan çok aykırı kalamıyor. Sonradan öğrendik: Papaslar bile 11 yıl önce, İstanbulda Fenerde toplan- muşlar, papas kılığıni değiştirmek istemişler... ; Bu «Panortodoks kongresi» nin konuşmaları dün; rumca yazılari- le birlikte gazetemizde çıktı. Bu “kongrenin bir raporunda deniyor kiz «Bugün papasların dışardaki giyim kuşamları, bugünkü biçim- lerine göre, ne papaslığın özüne, ne de kilisenin eski işlerine bağ» | lıdır... Papaslar saçlarını kestir. | melidir. Bugünkü kılık yalnız kili- se içinde kalmalıdır... Köylerdeki Papaslar tıpkı köylüler gibi giyi- nirler.» » Bunları okuyunca şaşakaldık. Dahası var. Papasların kutlu bitiği olan İncil diyor ki erkekler için uzun saç bırakmak namussuz- luktur, Düşündük: 1923 yılında, Fe nerde toplanan Zatı kutsiyet penah bay Meletyos, ve öteki iri kıyım metropolitler (ortodoks kilisesi- hin en kızıl elebaşları) bir araya gelmişler, papasların bu gülünç kılığını değiştirelim, bu kılık sivil lerinkinden ayrı olmasın, saçları- mi da keselim, demişler. Bunları biz, nasılsa elimize geçen belge- den öğrendik de, öteye beriye baş Yürup ortalığı biribirine katmak istiyen bay başpapas bilmiyor muydu? İncilde «erkek saç birakırsa na- mussuzluktur» diye yazili olduğu- nu biz, nasılsa öğrendik de, elle- rinden İncili düşürmeyen papas- lar bunu hiç okumadılar mı? Hiç olur mu? Nasıl olsa biliyor- lardı. Hem de ezbere... Öyleyse nedendi o iğreti göz yaşları? Kuru yaygarayı niçin ko- Pardılar? Demek ki o sızıltılar ve gürültü | ler - iki komşu devletin arasını bo- | zacak kadar ileri gidişler - ne din- | lerinin yasasına, ne incilin buyru- ğuna karşı gelmek korkusundan, ne de kilisenin ötedenberi sürege- len türesine uygun düşmemek kaygusundandı. B'zim gibi, bizden daha iyi on- lar biliyorlardı ki Türkiye Cumhu- l riyetinin bugün yapmak istediği- | ni çok önce kendileri, istiyerek | bilerek, © düşünerek, konuşarak “sâtirmişler.. : Öyleyse neden baş eğmediler, yas tuttular? | Neden olduğu dilimizin ucuna geliyor amma kheydi söylemiye- Tim, sönmüş aleşi körüklemiyelim. «Sakın bir daha yapma!» de- reg Gl olacak | | Yevtiç kabinesini teşkil ediyor Siyasi kimselerle müza- kereleri dün bitti istifa eden kabinenin reisi M. Uzunoviç Belgrad 21 — Yeni kabineyi kurmağa memur erilen M, Yevtiç müzakerelerine devam ediyor. M, Yevtiç eski Sloven fırkası reisi Korochetsi kabul etmiş ve kendisi-| le görüşmüştür. Bundan : başka Coyadinoviç ve radikallerden Mi- letithi de kabul etmiştir. Başvekil öğleden sonraya kadar ! bir-netice elde edeceğini umuyor, İ M. Yevtiç Sırpların, Hırvatların, Slovenlerin, Bosna müslümanları- nın ve Yugoslavya nasyonalist fır- kasının yardımını temin edecek- tir. Maamafih son dakikada Sirp radikalleri tarafında bazı güçlük- ler çıkmıştır. Belgrad 20 — M. Yevtiç konuş- malarının bittiğini ve kabine liste- sinin yarın sabah hazır olacağını gazetecilere söylemiştir. Yevtiç kabinesinin parlâmento harici kim - selerden mürekkep olacağı ve programının Yugoslavyanın birli- ğinden ibaret bulunacağı söyle- niyor. Ingiltere kralı Amerika murahhaslarını kabul etti Londra 21 (A.A.) — Kral dün akşam deniz konuşmalarını yapan üç Amerikan murahhasını kabul ederek kendilerini yarım saat ka- dar alakoymuş ve murahhasların karşılaşmış oldukları meseleleri görüşmüştür, DÜŞÜNCELER GÖRMEMİŞİN OĞLU... Beyoğlu, Nişantaşı, Taksim gibi apar. tımanları bol yerlerde dolaşırken nerde bulunduğumu şaşırdığım, kendime gel- mek için gözlerimi yunduğum oluyor. Nasil şaşırmıyayım? «Aslan», «Kaplanı, «Ayışığın adın. da apartımanlar, bana, balta girmemiş bir Afrika otmanına düştüğümü sandı- yor... “ Hahdiya aslanların -böğürdü- ğünü, kaplanların . gükrediğini duyaca- ğim. «Fatma banımı, «Ayten hanım», «Le- man hanım», «Süleyman bey», «Hasan İ bey» gibi adları taşıyân apartımanların arasına düşünce, kadınları dekolte, er- kekleri smokinli bir salona girmiş gibi oluyorum. | Almanya ve Japonyanın da kabul “ edeceği beynelmilel bir anlaşma Sulhu korumak yolu Ingiltere başvekili bir makale neşretti Londra 21 — İngiltere başve- kili M. Makdonaldi News Letter mecmuasında mühim bir makale neşretmiştir. M, Makdonald ma- kalesinde diyor ki: «Son muharebe bizi, kılıçla- rın sapan olabileceği bir devreye götürmedi. Tecrübe bize gösterdi ki bir devletin silâhlarını bırak- | ması sulh için fayda temin ede | mez, | «Silâhları bırakma konferansı, temin edemezse İngiltere sulhü temin için ne yapmak lâzım geldi- ğini kararlaştıracaktır.» Korkutmak istemişler M. Venizelosa suikast meselesi etrafında yeni dedikodular Atina 21 — Venizelosa suikast | meselesinde müttehimlerin vekil- leri bir istida vererek usule mü- gayir hareket edilmesini protesto etmişlerdir. Diğer taraftan bu gece sabaha karşı Pire cinayet mahkemesi hâ- kimlerinden birinin evine bir bom- ba atılmıştır. M, Venizelosa kar- şi suikast davasına bu mahkeme bakacaktır. Bombayı otomobille geçen bir takım kimselerin attığı anlaşılmıştır. Hadise büyük bir heyecan uyandırmıştır. Muhalif gazeteler bunun hâki- mi korkutmak için yapıldığını söylüyorlar. Arnavutlukta karışıklık yok Tiran 21 (A.A.) — Arnavutluk matbuat bürosu, Arnavutlukta ka rışıklıklar olduğuna dair yaban- cı kaynaklardan çıkan haberlerin doğru olmadığını ve bütün ülke- nin tam bir sükünet içinde bulun- duğunu bildirmektedir. Ingiliz hariciye nazırının seyahati Londra 21 (A.A.) — Dışişleri bakanı John Simon, yarın karısi- | le birlikte noel yortularını geçir- | mek üzere Fransanın cenubuna gir! decektir. John Simon Paristen ge- çerken Flanden ve Laval ile görü- şeceklerdir. nur. Lokomotife, otomobile de öyle,, Evinizdeki maruken koltuğun boyuna bir yafta geçirip «Güneş» adını takma- niz ne kadar komikse, apartımanmıza da egüln adın koymanız o kadar ya- kaşık almaz. Bu gidişle bu taş yapıcıklara soy adı | da takacaksınız... Böylelikle adamca- izm birine nerde oturduğu sorulunca, | şöyle bir adres vetecek: «Şişlide Ayşe Sukâyanın orta katın. | das. Atalar sözü çok kez yaşanılan devre uymasalar da arasıra doğruluklarım itir- | miyorlar. Ben bu önli sanlı apartıman- ları gördükçe dilimin ucuna: «GÖRME. MİŞİN OĞLU OLMUŞ...» sözü geli lilere hücum etmediğini, bilâkis LA Yakında çıkıyor AKŞAM KİTAPHANESİ CUMARTESİ — 22 Kânunuevvel 1934 Telefon: 24240 (idare) - 24249 (Tahrir) . 24248 (Matbaa) -20113 (Klişe) Italya ile Habeşistan arasında yeni hadiseler olmasından korkuluyor Iki taraf ta hududa kuvvet göndermek- tedir. Milletler cemiyeti sıkıntı içinde Eer eyi WE Habeş süvarilerinden bir kaçı Cenevre 21 — Kânunusaninin on birinde toplanacak olan Mil letler cemiyeti konseyi bu defa da bir çok çetin meseleler karşı sında kalacak gibi görünüyor. Bu meselelerin başında İtalyan - Ha- beş ihtilâfı vardır, Habeşistan, ihtilâfın iki hükü. met arasında muharebeye sebep olabileceğini ileri sürerek Millet- ler cemiyetinin işe karışmasını is- temiştir. Habeş hükümetine göre Italyan askerleri Habeşistan top- raklarına girmiş, Habeşlilere taar- | ruz etmiş ve Habeş toprakların- dan elân çikmamıştır. İtalya ise bunun aksini iddia ediyor. İtalyan askerinin Habeş- Habeşlilerin taarruzda bulunduk- larımı ileri sürüyor. İtalyanlara göre hadisenin vuku bulduğu Ua- ual İtalyan Somalısındadır. İtal ya burasını senelerden beri işgal ediyor. Habeşliler şimdi burada askeri harekette bulunmak isti- yorlar, İtalya, Habeşistanın buradaki İtalyan yerli askerlerini kandır- mak istediğini de ileri sürerek şi- kâyette bulunmaktadır. Bu karşılıklı ithamlar Milletler cemiyetini güç bir vaziyete düşür- | müştür. Cemiyetin bir karar vere- bilmek için iptida Ualualin kime ait olduğunu. bilmesi lâzimdir. i Şimdiye kadar burasının Habe- (Devamı 4 üncü sahifede) rn aa Balıkçılık enstitüsü balıklara küpe taktıktan sonra: ilin