3. Vatanımızda birlikde yaşadığımız bilcümle anasır-ı gayr-ı Müslimenin her türlü hukuk-ı tabi'iyetlerinin mahfuz olduğu ve fakat anasır-ı mezkureye hakimiyet-i siyasiye ve muvazenet-i ictima'iyemizi ihlal idecek imtiyazat i'tası kabul idileceği beyan olunmuştur. 4. Bu beyannamenin 7. maddesi ki şudur: "Milletimiz insani ve asri gayeleri tebcil ve fenni, sınai ve iktisadi hal ve ihtiyacımızı takdir ider. Binaenaleyh devlet ve milletimizin dahili ve harici istiklali ve vatanımızın temamiyeti mahfuz kalmak şartıyla altıncı maddede musarrah yani (düvel-i i'tilafiyece mütarekenamenin imza olunduğu 30 Teşrini Evvel Sene 334 tarihindeki hududumuz) dahilinde milliyet esaslarına ri'ayetkar ve memleketimize karşı istila emeli beslemeyen herhangi bir devletin fenni, sınai, iktisadi mu'avenetini memnuniyetle karşılarız. Ve bu şerait-i adile ve insaniyeyi muhtevi bir sulhun da acilen takarrurü selamet-i beşer ve sükun--ı alem namına ahass-ı amal-i milliyemizdir." nokta-ı nazar-ı siyasimizi teşkil ider. 5. Mukadderat-ı millet ve memleketi kanun-ı esasi dairesinde müteşekkil bir heyeti hükümetin uhde-i kifayetinde bulundurarak kanun-ı esasi ahkamına ri'ayet-i mutlaka ve bilcümle kavanin-i devletin tamami-i tatbiki lüzumu ehemmiyetle nazar-ı dikkate alınmıştır. Cemiyetimiz işbu esasata samimi merbut kalarak çalışmak sayesinde vatan ve milletimizin her türlü müdahale ve esaretden tahlis ile mazhar-ı seadet ve refah olacağına mutma'indir. Cemiyetimiz mesa'isini daima daire-i meşru'iyetde sarf itmeği de mükteza-yı menafi'i mevcudiyet ve meşrutiyetimiz bilir. Binaenaleyh meclis-i millinin in'ıkadı ile bugünkü vazifemizin meclis-i milliye intikali tabi'idir. Ancak vatan ve milletimiz için mucib-i felah olacağına kat'iyen emin olduğumuz balada muşarrah mufassal bir nukat-ı nazarın meclis-i meb'usanca takipini memleket ve milletimizin selameti namına şiddetle arzu etmek de cem'iyetimizin vazaif-i esasiyesindendir. Bu sebeble milletin intihab ideceği meb'usların işbu maksad ve nukat-ı nazara sadakati tahakkuk edenlerden intihak edilmesini kemal-i hulus ile tavsiye ideriz. Cemiyetimiz memleket ve milletin vahdet ve selametine aid baladaki nukat-ı nazar mahfuz kalmak şartıyla herkesin ictihadına tamamen hürmetkardır. Ve meb'usan intihabına cem'iyetimizin gayr-ı meşru' bir guna tesir ve müdahalesi varid-i hatır olamaz. Yanlız herşeyden akdem mevzu-u bahs olan mesele vatan ve milletimizin hayat ve mematı meselesi olduğundan bu noktanın ta'ayyününde cem'iyetimiz milleti irşad ve ikaz intihabatı tesri ve takip itmeyi bir vazife-i vataniye addeyler. Binaenaleyh livanız dahilindeki intihab hazırlıklarının derecesini ve malum olmuş ise namzedlerinizin ve kimlerin meb'us olmak için istediklerinin iki gün zarfında sür'at-i iş'arını heyet-i temsiliye hasseten rica iyler. Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-i Hukuk Cemiyeti Hey'et-i Temsiliyesi Namına Mustafa Kemal Irak'da Mezalim Atebe-i ulya-yı hilafetpenahi ve Amerike reis-i cumhuru Wilson cenaplarına, Sulh Konferansına ve matbuat-ı cihana tebliğ edilmek üzere Cizre'den keşide idilen ve bir sureti Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-i Hukuk Hey'et-i Temsiliyesi riyasetine gönderilmekle zirde münderic tezkereye Amerika heyet-i tahkikiyesine takdim olunan bu telgrafname İngilizlerin taht-ı istilalarında bulunan Musul ve havalisinde takip ettikleri tedhiş-i usul-i idaresini göstermekle pek mühim bir vesika olarak aynen derc olundu. Bundan iki ay evvel de tazyik ve zulüm altında Süleymaniye'deki ahali İngilizler aleyhine kıyam etmişlerdi. Eğer alem-i medeniyet imdad ve mumana'at itmezse safvet-i demi ve asabiyet-i kavmiyesi malum bulunan Kürdlerin mütemadiyen iraka-i hun ve idame-i ihtilal idecekleri bedihidir. Mütarekeden sonra hiçbir hakka müstenid olmaksızın İngiliz devleti arzu ettiği birçok memalikimizi işgal etti. Sulh-ı umumi kongresinde serbest akvam namıyla tertib ve cihan-ı medeniyete tebşir olunan kanunun münderecatı bize büyük meserret bahş iderken İngiliz devleti idaresinde rapt eylediği memalik ahali-i meskunesinden fikrine temayül itmeyenleri tağrib ve nefy ve bir kısmını çuvala vaz' ve işkence ettikden sonra yüksek tepelerden aşağı yuvarlamak ve muhadderat-ı islamiyeyi cebren Ermenilere teslim ve bazı mevaki'de kasabhane denilecek derecede katl-i nüfus eylemekde velhasıl engizisyon zalimlerinin cesaret idemedikleri ve sahaif-i tarihin göstermediği ahval-i şenayi'karane ve hunharaneye cür'et Hareket-i Milliye En Muazzam Hareket-i Medeniyedir Hayat-ı milel, edvar-ı kadime-i beşeriyete aid harabat-ı tarihiye dahi dahil olduğu halde, en mevsuk senedlere müstenid vekayi arasında görülen kesretli ve azametli misallerden müstenbid bir takım kanunlara tabi'dir ki bunların en mühim ve esasisi milletlerin hakk-ı beka ve devamını kafil olan (harb) ve (kıyam) kanunlarıdır. Bir tecavüz-i hariciye karşı indel iktiza silaha sarılub mukabele göstermeyen cem'iyetlerin izmihlale uğradıklarını ve dahilde imha-yı hak ve icra-yı istibdad eden bir kuvvet aleyhinde hasbel icab kıyam itmeyen milletler de za'f-ı mesneket içinde boğulub mahv olduklarını tarih ve tecrübe isbat eylemekdedir. Bütün terakkiyat-ı insaniye ve medeniyenin saik ve ba'isi bunlardır; harb ve kıyam etmek hasletlerinden mahrum akvam ve milel, mahkum-ı tedenni ve zevaldir. Her asrın tarihi binlerce harb ve kıyam vekayii kaydeder. Lakin bu kıyamların müsbet bir netice vermesi icab-ı ahval ve ilca-yı ihtiyacdan münba'is ve tekamülü bir hedefe ma'tuf olmalarına vabestedir. Keldan, Asur, Nino, Bizans, Endelüs, İskoç, Leh gibi gibi milletler zulüm ve istibdada karşı kıyam itmedikleri için mahv oldukları gibi asr-ı hazırada da bu kabiliyeti gösteremeyüb hal-i ictima'isi itibarıyla böyle bir akibet-i vahimeye uğramak üzere olan bazı medeni milletler vardır ki, bundan onbir sene evvel bizi de bunlar meyanında ta'dad iderlerdi. Fakat Türkiye aleyhindeki bu hükme muhalif olarak hal-i tabi'iyede bir cem'iyetin haiz olması icab eden kudret ve isti'dadı en ziyade 334 senesinde izhara muvaffak olmuştu. Ancak dahilde gördüğü su-i idareye ve haricden uğradığı tazyik ve su-ikastlere şuur-u millisinin henüz tam bir teşekküle mazhar olmaması inzimam iderek korkunç bir vartaya düştü. Lakin hakimi olduğu halde icra-yı hükümet idemediği memleketde on seneden beri imrar ettiği hayatın müşkilatı ve bu müddetde ma'ruz kaldığı hadisatı, tesiratı onda na-tamam olan şuur-u milliyi de kemaliyle teşkil ve umumi bu vicdan hasıl eylemiştir. Bugün müşahidi olduğumuz hal, evvelce Rumeli'de üç vilayeti tehlikeye koyan (Reval) i'tilafından münba'is galeyanın daha me'ur, daha vicdani ve samimi bir aynidir; şu farkla ki o zaman millet yalnız amil iken bugün hem amil ve hem hakimdir. Bunun delili, bugünkü hareket-i milliyenin teşvik, tahrik, tahlif, tazyik gibi vesaitin eseri olmayıb yalnız müslüman unsurun vatanın inkısamı, devletin ziya-ı istiklali tehlikesi karşısında hiss ettiği umumi bir elem ve heyecandan hasıl olmuş olmasıdır; filhakika menafi'-i hissiyelerini mukaddes hislere tercih edip halk tabakasına mensub olmayan bir kuvve-i resmiye ile bunların tesir-i nüfuzundan istifade eden tama'kar ve hissiyat itibariyle mütereddi bir ekalliyet-i kalile haricinde bütün millet ve memleket Anadolu'nun sinesinden verilen bir işaret üzerine fevc fevc, kitle kitle kıyam etmiş, her ferd aynı his ve emelin sevkine tab'iyetle birleşmişlerdir. İşte hareket-i milliye bugünün en büyük meselesi olan tamamiyet-i mülkiyeyi ve istiklal-i milliyi muhafaza için bütün milletin azim ve imanından doğdu. Bu kıyam yalnız hamiyetsiz bir heyet-i hükümeti kemal-i inadla tutunduğu mevki-i iktidardan iskat etmek değil, tayin-i mukadderat-ı memleketde irade-i milliyeyi hakim ve milleti amil kılmak ve şu anda hariçden de mevcudiyetimize karşı irtikab olunacak tecavüz ve ta'arruzları red ve iptal ve ebediyen hakimiyet-i avamı te'min eylemek gibi üç cebheli bir sahnede mücadeleyi göze aldırmış olmakla tarih-i cihanın bir mislini daha kaydetmediği en azametli bir harekettir. Hareketin azameti ve bütün millet tarafından hahişle kabulünden dolayı haiz olduğu vüs'ati neticesinin tayin ve takdirin fevkinde bir semere vereceğini mübeşşir olduğu kadar ilmi bir nazardan da medeniyet-i hazıra kava'idinin tarz-ı tatbik ve icrası itibariyle alem-i insaniyet için şayan-ı dikkat bir imtihan teşkil ider. Osmanlılar, üç bin seneden beri bu millet-i vahide elinde vahdet ve istiklale mazhar olmamış ve şekl-i müstekar idememiş olan Anadolu üzerinde devamlı bir hükümet kuvvetli bir devlet, canlı bir ırk ve millet, şayi ve münteşir bir lisan ve hususi bir medeniyet te'sis ile Türklüğü icad ettiler. Yedi asır Osmanlılar elinde ve ondan evvel beş asır diğer Türklerin istilası altındaki tamam oniki asır evvel başlayan bir hadise-i ictimaiyenin neticesi olan şu (teşekkülü) İzmir'i Yunanlıların, Kilikya'yı Fransızların, Antalya'yı İtalyanların, Kürdistan'ı Ermenilerin, Pontus'u Rumların, İstanbul'u Levantinler'in idarelerine terk suretiyle esasından ihlal ve iki ırkı ve lisanı teşettüt ve tezebzüb halini i'ade eylemek ve muhafaza-ı istiklal için dört senede nüfus-ı umumiyesinin dörtde birini feda eden Türk milletinin bakiyesini de manda namı altında İngilizlerin esaretine uğratmak yalnız insani ve medeni bir zulüm ve vahşet değil, ilim ve tabi'ata karşı irtikab olunmuş bir cinayettir. Halbuki ilim ve medeniyet Asya-yı Suğra'da ta'azzuv eden vahdet-i milliyenin ve teessüs eyleyen şekl-i medeniyetin muhafazasını icab ve bunun için gösterilecek mukavemeti ve bu mukavemete muzaheret edenleri ebedi tebcil ider. Akib-i mütarekede uğradığımız ye's ve nevmidi içinde bir inkısam ve izmihlal-i külli korkusuyla kıvranırken meydana çıkan manda meselesi bugün iktisab-ı şu'ur ve vahdet eden Türkün ve bu hali gören alem-i medeniyetin nazarında ehemmiyetini zayi' eylemiştir. Sakit ve mekin duran milletimiz son hareketi ile senelerden beri hedef olduğu bühtanlardan bir anda kurtuldu. Acaba cihan-ı medeniyet anlıyor mu ki Türk Milleti teali ve terakki etmek için mandaya değil bir parça sulha, bir parça sükuna muhtacdır. Türk köylüsü çalışkandır. Türk genci zekidir. Türk toprağı feyyazdır. Türk Devleti dili diline, dini dinine uymayan milletleri hariçden tahrik ve teşvik idildikleri halde müsavi hak bahş iderek asırlarca idare ve mazhar-ı adalet etmiştir. Binaenaleyh Tük devleti medenidir. Türk milleti bugünkü hareketi ile isbat-ı rüşd etmiştir. Türkler sağdır ve medenidir ve yaşayacak, yükselecek ve pek ziyade yükselecekdir.