n bağ erp 2 dağ... İ.. | m isteyenler (o bu / dikiyor, ( Ctutıuru- Pr w sourada bizim th Ççübukla aşı- Ma *bunun kuru- Ti Bende (Obuz Yete ögittiğim'iza- Yapi İya- | Müdür O bana; İL i Surduğundan babi N Niş çöye Içubuk ve- çubuk Zalabil- ie imz imiş, se- pe üretecekler- mim “bis fikrim Sane be- aramızda nede Şavuşun sözleri girdi, i, aldı, Sabukların hepsini şubukların fhe- tuttu, Yaprakla- yaprağına ? Yeni bağın tı- A köyün İyor ve“ kaç #en6 sonra ?, diye şüka R — arkası var — lerimizin tartı or Mühim 04 Al | m. Yenisini kümleri sakıt a 3 nn Tuğcu ' a lar ir. in e ecza ŞEHRİ Sovyetler Birliğinin ikinci büyük şehri bugün” mihver kuvetleri ta. rafından kuşatılmış bir * hal. dedir. Fakat gerek dışardan içeriye, gerek içerden dışa rıya doğru yapılan karşı ta- arsuzların buşehri © kurtar- maga öteki kuvetlerin (o bu- Junduğu yerlerle muvasalası- nı yeniden kurmaga (matuf olduğu görülüyor. Bu #münasebetle bugün bu büyük Sovyet şehri'hak- kında biraz malümat verme» yi faydali buluyoruz. Bu şehrin nufusu (1926 yıhnda "yapılan bir sayıma göre 1.592.158 dir. *Eski is. mi. Petersburg,du 1914 te Rasya ile Almanya arasında harp çikınca o almanca ad. rusçaya çevrilmiş, Petrograt olmuş, komünüst | ibtilâlin zafer kazanmasından sonra Leningrad olmuştur. Şehir bataklık bir bölge- dedir. Burada sik sık O gu taşmaları, su baskınları ol- muştur. Hele 1824 ile 1924 taşmaları çok felâkeili ol- muştur. Bu yüzden bü şehri kur- mak çalışmış olan işçilerden bir çoğu (ölmüştür. Bu se- beple bü şehir için kemik- ler üzerine kurulmuştur, di- yenlerde vardır Burada so e o detli ida ALİ e vi. man donar. O zamatida buz kırma faliyöti hararetlenir, Leningrad, mimari müze- ler :kütüphaneler bakımın- dan zengin olduğu gibi en- düstri bakımından da önem- lidir. Maden makina imalâtına ehemmiyet verilmiştir. Bu- rada türlü makina lokomo- tif teknik'cihazları imal eden fabrikalar vardır. Putilof fabrikalarıSmotorlü traktör şerit çivi tarbin imalâtiyle şöhret kazanmıştır. Sellülcit ilâçtn dahil ol- mak üzere kimyevi madde- ler istibsalide bir bayli iler- lemiştir. Şehrin öteki endüstri sa- basında da kumaş, kaloş, lâstik maddeler deri, tütün kâğıt, kereste yiyeyek “al- kollu içkiler işlenir ve ya- pılır, 1914 harbinin çıkmasın- dan sonra o şehirde © harp imalâtı artınış şehrin'nufusu o zaman 2.416000 kişiyi bulmuştu. Bu harbin başlamasından önce nufusu (artmakta ve endüstrisi gelişmekte © idi. Şimdi müdefileri birlikte bu vufusun bir hayli (o artmış oğan ir > bakım- olen Leningrad | ATKIN GEGSIİ 2 KAŞE SESIJ LU NINGR AD muamwselelerini tetkik ettik- leri zaman eski vali ve bele- diye reisi B. Muhiddin Üs- tündağın; memuriyeti zama- nında umümi meclis toplan- tılarına reislik ettiğinden dö- fayı huzur hakki aldığı tes- bit etmişlerdi. Müfettişler, - Ankarada da vilâyet ve belediye'işleti va» linin şahsında birleştiği hal- de Ankars valisinin belediye melisi içimama reislik etme- sinden dolayı böyle bir üc- ret almadığını ileri sürmüş- ler, sabık -Istanbül valisinin huzür bakkı'almasını kanun- suz bulmuşlardır. Müfettişlerin bu yoldaki mütaleaları üzerine B. Mu- hiddin Üstündağın aldığı ücretin miktarı hesap edil- miştir, Yapılan ohesaplara eski vali, reislik ettiği her toplantı için onar lira olmak şartiyle valilikten ayrıldığı tarihe kadar 7060 lira hu- zur hakkı almıştır.Bu hysus- ta bir dosya hazırlanmıştır. Dahiliye vekâleti, mese- lenin tetkiki ve bu busuşta kat'i bir karar verilmesi içinğ dosyanın Ankaraya gönde- rilmesini belediyeden iste- miştir, Dosya belediye reis- liğinden Ankaraya gönde- rilmiştir. Yol tahrip etmek Menemen caddesinde Bi- lâl Arif Ismail #adındaki ki- şiler şose yolunu tahrip et- tiğinden yakalanmışlardır. Şikiçeşmelikte Mehmedin üzerinde bıçak bulunduğun- dan yakalanmıştır. Alsancakta Rauf Samoli- yi traş bıçağı ile yaralandı- gından yakalanmıştır. mn * Huzur hakkı i-. Istanbul — Mülkiye mü- İsttişleri belediyenin / eski | | Yaralamak Alsancakta (o Demirhane sokağında eerif ?Remzinin kereste fabrikasında çalışan Refet oğlu Mehmet elini destereye kaptirarak sol eli- nin orta parmağı kopmuş ve diğer parmağı da yara- lanmış olduğundan tedavisi için hastaneye kaldırılmıştır. Cilt ve Zührevi Hastalık! Mütehassısı DOKTOR Salih Sonad İkinci Bayler No.79Tel,2727 ismir Memleket ban & oni tiren müte e ktzik tedi li ebe İİ Dr. Fahri Işık |; 5 Mart 1947 BENDEN SANA TAVSİYE: YAZAN : Stefan Zosiz Bir iki gün evvel canına kıyan muharrir., Bu tereddüt içinde bir kaç dakika za- man geçti. Dakikalardan her biri bize ebedilik kadar uzun göründü. Nibayet zil çaldı, sınıfa döndük, Meter- nich te bize hiç bakmadan sımfa girdi. Dudaklarını bıçak açmıyacak kadar sik- mıştı. Rengi çok uçuktu. Yerinö oturdu, kitabını açtı. Öğle paydosunda sınıftan acele fırladı, gitti. Hiç ee ie konuşmak fır- satını bulamadı Hepimiz ARE suçlu görüyorduk. Hatamızı nasıl tamir edebileceğimizi ara- mızda konuştuk. Fakat iş işt'n geçmişti. Bunu yeğ fırsatını bulamadık., Erte bah kaldı. Evine deler fon ea alak ke ktepten dön annesini görmüş, artık tahsile devam miyeceğini haber vermişti. Daha 6 gün Viyanadan çıkmış, küçük bir şehirde bir kimya lâboratuvarına çirak diye kapılan-- mıştı. Bir daha yüzünü göremedik. Eğer tahsiline devam edebilseydi mul. ka hekimizi aşacak, hayatta mühim bir mevki sahibi olacak, faydalı işler görecek- ti. Hiç şüphe yok ki hayatının bu şekilde yıkılmasına bizim tereddüdümüz sebep ol- müştu. O sabah bizden tatlı bir söz, güler bir yüzğgörseypi teselli bulaçak, o dakikadaki anım aşarak oku devam edecekti, O buhranlı dakikada kendisine uzak kalmamızın sebebi, ne'anlayışsızlık, ne alâ“ kasızlık, ne de diğer her hangi bir meyil değildi, sadece tereddüttü, icap eden bir tek kelimeyi tam dakikasında söyle- mek cesaretinden mahrum olmamızdı. Evet, bir ayıbın, bir düşkünlüğün ve ha- yatta bir yorgunluğunu acisiyle ruhu bir adama sokulup onu zedelemiyecek ke- limeyi bulmak, söylemek kolay bir şey de- ğildir. Fakat bu acı tecrübe bana şunu Bee ki bir insan, diğer bir insana yardım için içinden gelen bir arzuya hiç bir ünman gem vurmamalıdır. Gönül almak, ruh fe- davi etmek için sövlenecek sözün ancak o dakikada bir kıymeti olabilir. O zamandan beri hayatta ne zaman ye- ise ve felâkete uğramış bir insan görsem zavallı arkadaşımız Meternickin pencere önünde duruşu ve bizim kendisine doğru koşarak gönül alacak bir söz söylememiz için ep behleyişi gözümün önüne ge- lir. O zaman etreddüdüme derhal galebe ederim, Mai okşamuğa muhtaç olan insa- mın yardımına drhal koşarım. o “Vatan, .— SON — ; YENI SINEMADA Sa DÜNYANIN $DEVRE 9uncu harikası Maskeli Kartal $ Hepsi birden Mizline tesadüf edilmemiş maceralar dolu Şaban lal 8 te Renkli M Miki ese -Bde