GK © 24 Eylül vi Hat üzerinde sevimli bir açik gözleri dinlendiriyor. Tr en hareket etti. mecburiyet a bu yolun zah- metleri ve güçlü Bü, geçen cuma gününe kadar böyle id 30 Ağustos 960) çuma günü sihirli bir) el romalıların yaptıkları eski ve uzun kervansarayları şen istasiyonlar haline getirdi. Çelik çıbıklar üzerinde siyah, beyaz durhanlarla soluyarak kayan bu demir- den kervan şarkı garba bağlamak için geç kalmamak ister gibi güneşin doğdu- ğu yerlere doğru koşuyordu. Sanki türk- ler zamana karşı koşarak şimdiye kadar kaybettikleri asırları telafi etmeğe ça- lışıyorlardı. Türkler zamanla mücadelede muvaf- fak oldular, Ondan ganimet aldılar. Gü- meşin İstanbullular bir saat sonra Ankâ- talılar yarım saat daha sonra battığını gördüler, ve bu suretle gündüzleriri u- zattılar, gecelerini kısalİttrlar. luda seyahat bize zamanla baş- lıyân mücadelemizin çok emekli olaca- ğını gösterdi. Ana devletin köy azmanı şehirleri de dahil olduğu halde, ne kadar geri olduğ ire gördük. Bu n de- mücadelenin en e. miryo” Sıvasa giriyoruz. ke- i okadar pr muzla hissettik. Bütün in. ENİ İ zamanın pençesinden kurtaracak feda- kâr bir nesil bekliyor. Kıraç ovalar pulluk, çıplak yamaçlar kazma, köstebek yuvası gibi köyler iy- mar, soluk benizli ve boş bakişlı halk sıhhat ve nur bekliyor. Yeni demiryol- ünde tüken- İsmet Paşanın dinliyenleri heyecana boğan çok candan ve çok zeki nutkunda | söylediği gibi demiryollarının bizim için üç büyük ehemmiyeti var: Mem- İeketi korumak, milli birliği temin et- mek, iktisadi inkişafa imkân açmak. Artık hiç bir düşman memleketimize göz koymak cesaretini kendinde bula- mıyacak, hiç bir akalliyet meselesi kal- bu e yö vazife ve mes- larına malik ş geri Büriş bir vatan emek bekliyor, kendini geçen Kızıl Irmağın üzerinden mıyacak, memleketin hiç bir yeri kurak| ye N 2 Kıraç ovalarda tren soluyarak giderken. senelerde açlığa maruz bulunmıyacak, ve.zirai mahsülerimiz nakil imkân i- ğı yüzünden çürü z ovalar üzerinde arada sırada rüzgü- Gazeteciler ellerinde Sıvas treni nin levhasile. lüp olmıyacak Fedakârlığı sesinde ve yüzünde oku- nan, memleket aşkı gözlerinde yanan, kudreti elinin her bir hareketinden ta- şan bi devlet adamı bütün hakikat- leri açık bir görüşle ve çok zeki bir söy- leyişle anlat. Bu kadar zeki bu kadar ! / bir çıt! Saatlerce bu. Bazan sen ileride sanki hiç kıpırdamadan otlıyan bir sürü koyun. Akşam olunca Anadolunun hazini büs- bütün artıyor. : Tatlı bir kızıllık, hazin bir durgunluk çöküyor. - Bir toz bulu- tu koyunların ağlarına dönmekte oldu- ğunu gösteriyor, ve uzaktan çınkırag sesleri işidiliyor. Gölgeler koyulaşıyor, sessizlik sas kendine mahsus berraklığile, ayazile v sessizliğile Anadolu gecesi hüküm sü iyor. Bu sessizlik ve karanirk içinde mut- görücü, ir adamın. san.aklına getiremez. nadolu ovalarmı ve vadilerini kıv- rılarak dolaşan demirden nehir şüphe yok ki buraları çalışma arzusile, kazan- imkânile, umran ve refahla sulaya- cak, bu hazin ve sessiz ülkeye neşe ve | hayat getirecek. nadolu ne hazin, ne sessiz memle- ket. Gündüz gölgesiz bir güneş, ağaç- retile tren kıvılcımlar saçarak yokuşları tırmanıyor ve zamana karşı çetin mücâ- delesine devam ediyor. DİŞ HER ALİ RIZA FEZULLA | um a gül şama kadar kabul ve in e Telef; İNZNZNUN ENNE NUNZNZ