Hüseyin Cahid Yalçın anlatıyor Bulutlar üzerinde uçtuğumuzu bilmeseydik mutlaka alir mazdaki muhtesem manzarayı bir simal veya cenvp kutbu dünyası zannederdik Konuşmayı yapan: Kadrı Kavabal | — Ba, dinlemesi bile, insanı Dünyuda hemen hemen keşfe, dilmemiş yer, varılmanış morhu le kalmamıştır. Binlerce; seyyıb kilometreler katetmişler, kıtadan kıtaya, Okyanustan Okyanusa, memleketten tücmlekste, illimden ilime stlanışlardır, Sayısız seyz» bat kitabı, seyahat notları vardır. Bunlar arasında şöheserler Mev euztur, Her seyahat eden, gergi aynı şeyi görmüştür. Fakat hep. sinin görüşü ayrı ayrı olduğu için bu çeşit yazılar hiçbir zaman kö. sede tozlanıp kalmamıstır, Topla bunun zibi, çerçi her Sey. yah anlatır Fakat bu seyyah bir garetsei, bahusus Hüreyin Cahil Ya'çın gibi bir gazeteci olunca, artık © basit bir anlatiştün çıkar Ye meraklı bir mevra olur, İşte bunun için, üstadı dinler - ken, bu seyahati onün kalemin den okumak kadar cazip oluyur, Afrikanın ormanlık mntaka smı yazdığım şekilde izah ettikten sonra : — Anlattığım dekör içinde de. â1, iki buçuk saat süren bir uçuş yaptık, sonra tekrar bir merlal, Burada rutubetli, sıcak ve ağır bir hava vardı Tayyare meydanında bir sant kadar istirahat ettik ve Yeniden havulandık, İki saat sonra da Afrikanm ortasında modem bir kasabaya indik Buradabir şey ra) Alya celbetti: Bü, yük bir dirseğe çekilmiş olan A. #çrikan hayrağı, milttefiklerin Afrika ortalarma varincaya kü dar, nasıl bir işbirliği yaptıkların ilân ediyordu, Artık Athntik sahillerini bul mamız için üç saatiik bir uçuş kâ, ma) seen 'Tayyaremize yerleş, Motör uğuldadı, pervane t03u dumana kattı ve Atlantik sahiline doğru son hamleyi yapmış olduk, Biraz sonra bulutlar arasından Eeçineğe başladık, Şidletlı bir yağ Mmür, tayyaremizin camlarında uf. ki birer iz hasıl ediyordu, Bize, yildir korkusu olmadığını söyle diler ve su vek'ayı anlattılar: Bir gün bulutlar arasm tp kı bizim sibi yağmurla bir havada seyahat eden yolcular. fevkalâde muhtesem bir manzaraya sahit ol, muş'ar, Yıldırımlar © tayyarenin sağında, solunda, asağısmda ve yukarısında sanlik *iseği gibi, kı. vilemlarını saça saça Keçiyormuş, Bn öyle seyredi'mesine doytm ol. maz bir mantaraymış ki, yolcalar Meydana İniileri vakit, bir bay, ram Şenliğinden dönüşün hirsij # Sİnda seviniyorlarmış , Üsüsrla söyle dedim: — Her $iz de böyle bir manzâraya sahit olmasını arzu e derd'niz? Ustad: —- Böyle hejsean verici manza, yaları görmek Herhalde hoş bir #*y amma, ben yasta olanlar çin deği1? Demek ister Bihi başını sal İrvarak: — Biz, dedi, gerçi bu fevkaltd, manzarayı görmedik, Fakat ger. £ekten hatikmüde addolunahile - ©ek bir şeye sahit olduk, — O da tehlikeli miydi” — Bilâkis, sa'rane bir seydi. Yağmur kesildikten biraz sonra, tayyaremiz çoğalan bulutları ü, erine yükseldi. Şimdi toprağın de gil, bambaska hir âlemin üzerme den ucuyorduk, Bulutlar o kadar siktı ve güne. #in ziyası üzerlerine o kalar ga, rip çarpıyordu ki, sanki hir buz gölünün üzerinden geçtiğimizi sa, ıyordluk, Sayrek ve sık, koyu ve Açık renkli bulutlar vel hir kara parçasından ayrıldığı. mızı Ve bulatlar üzerinde vçtuğu mz bilmeseydik, Mutlaka, altı. bambaşka bir âleme surükliyer manzâra herhalde kışa bir zaman. da biüvermiş ve seyredenleri su. kutu hayale uğratmış olmalı, — Ne milnasebet,, üzün süren bir aldanış gibi, yüzlereş mil, be manzarayı değiştirmedi, O dere. İde ki bu, tablatın muvakkat bir zaman İçin yarattığı Âlemden ne j saman ayrılıp, hakikat olan sahile i selâmetle inaeeğiz diye düşünmi. ye başladık. Bunu kendi kendi ize sorarken tayyaremiz birden, bire alcalmağna hasladı ve gözle. İrimiz denizi ve sehri seçti, Artık Atlantik sahiline varmıştık, Hüseyin Cahid “artık Atlantik İ sahiline varmıştık” dedikten son. i ra durdu, Seyahatinin birinci kıs. | manı burada bitirip, ikinci kısmı. | m nakletmek için hazırlanıyordu, Fakat ben, onu seven okuyucula rmizın namına kendisine Afrika. ya Önir birkaç sey daha sormuk is. tedim, O, bu suallerimin de ceva, bmı memnuniyetle verdi? — Atlantik sahilinde indiğimiz yer dedi, ümit etmediğimi recelş mamur, rahat Ve sevi di, Sonra şunu < söylemeliyim ki Afrika hayalimizde büyüttüğümüz gibi tahammill edilmez bir iklim şartını haiz bir yer değildi. Bara da biri bir Rest Havse'da misafir ettiler, Bir İnciliz kadınının idare etti. Fi ve bir nevi otel olan bu Rest Mause'ta İngiliz bükümetinin da. vetlileri, Afrikanı,, muhtelif yer. lerine vazife ile gidecek veya Af, a dönecek olün İngiliz mes murjar ve askerler bulunuyordu. Oteli idare eden İngiliz kadını bi ze, lezzetli yemekler temir. tmek için büyü kbir nezaket gösteri, ş yordu, Yerimizin rahat olmasına men, biz birin evvel Loplraya hareket etmek istiyorduk, Fakat, | evvelea de söylediğim gibi, harp | zamanmda nakliys işleri, yolen. nun arzusünA göze değil, islerin İ gldisine göre tenzim ediliyordu, İ Brsum için birim Lendraya hemen | hareket etmek arzumuz pek tabii “larak yerine getirilemed:, Sonra net'emizi kaçıran hir sy oldu. İn. giliy kulübündeki ziyafetten İsti. That evine dönünce elimize Zeten yerli bir Sâzetede şu haberi oku duk: İ “İngiliz Kıralmın kardeşi Dük Me Kent, bir tayyare kaznsmda öldü!” Dükün maruz kıldığı felâket bizi ne kadar müteessir etmişse yapacağımız ün tayyare yoleulu. Zunun tehiikeleri hakkında da © kadar endişe Ba“! etti, | Herhalds, İngiliz Krralınm Kar Tayyareler tekrar <ökte eörüns düler Solantırıf bomba yağdır. yorlar, Rize, çember içine alındı. ğımızdantari sekiz kün Keti Gibi reliyor. Ha'baki ancak otuz alt san* olmuş! Yol kumlu olmağa basladı De miz havasını Bissdiyoruz, Önü müzde bir kanal daha var, Köp- riden #eçişoruz, Burada Asker kıtaları var, İn ve Fransızlar, karma kar oldunu biliyor masama?” “.— İriâp mı? Nereye, vüzba şm 9, “— İngiltere'ye, canım! Siz Yersden geliyoruz?” Bn da oldu hn! Demek gefleri. rr. iki yüz elli kilametrelik bir cephed-n sada çelilmekle iktifa etmiyorlar. fakat Kapa İnsiltr. re'ye atmak istiyorlar! Alâ ms dem ki her Sey mahvolda, isin Içinden çıkmağa bakalım, Dahua sür'atli bir vürüyüsle sa hile yalizsryoruz, Fakat, tayyar Ter üstümüzde. umeğa haşluiı. Yürü kovun yattıörmz knmaatdan hambarisman edilen Molo-lesha- İns'e balayoruz. Galiba bir ax da: ha yukamya pideceğiz, Bu bom- Ba'ârden da bilem, of! bitmet. Krrlukta yürümek havli zor” HABER — YAĞ Ticare! Odası Maemur'srına üçer KW. aaş Ökünç verüi Ticaret odası meclisinin vezdiği ka, rür Yaerine oda memur »ayat pabaulığı ve maişet ye sargı 1, İ ger maaş nisbetinde ödünç para Veri, iigtır,Ödünç veriler vu para,buğlüakü şartlar düzeldikten sonra memurlar . dan folzaz öirek, geri (o glizacaktır, Harem kanunu mucibinoö oda memur. ların mâaşalrına zanı yapılamadığı iğır böyle bir çareyo oaşvurulmuştur. Difar tarafça, oda (o #emurlarını tevkudde balierde yardım edemimek Man bir imdat sandığı kurulması ta, kaşrâr etmiştir. Fvveice oda memur, İsrinin mevcut yardım sandığı da ge, 49 barem kanununun Koyduğu #Aru retler dolâyışlla lâgvedilmiş ve san . *kia mevcut para memurlar âcasin , da (eke m olunmuştur. Yen! Kurula, cak imdat sandığına odu memurlarjle Ulcaret, borsası memurları da Tramvay, Tünel, elekrik mistah .emleri Nütus başına ayda beşer lira alacaklar Biekirik, tramvây ve tünel idâresin de çalışan memur, amele ve İşçiler, beslamak mecburiyetinde olduğu müfus v.iktarlarmı tesbit ederek (o idareye bidreceklerdir. Bunlara karneler da, girsi ! duklar nüfus başma ayrıca beşer lira verilecektir. Bu yardım. ber ay Yap Wwecakpr. ————— a eşinin bindiği tayyarede bir ka- zanın vukna (gelmemesi için türlü tedbir alınmıstı, Sonra şunu da düşündük: Bu haberi, bizim İstanbuldaki ailele. rimiz da okumus, ve endişeye düş, müşlerdir. Bu da birim içi, ayrı bir zlintü teskil ediyordu, Sonra gece sskeri kultipte ta- nıştığımız bir tayyareci, bir gün evvel arkalasınm uğradığı feti bkibeti nalerti, Bu tayyare hizim takip ettiğimiz yolu takip eder ken, «anıldığını zöre ormanlık mintakaya düşmüş ve kaybolmuş, Bütün araştırmalara Teğmen bu, hanamavaış, Bu iki kara haberi, bekleyiş Wi. rünfüler'ine katılmea pek tabil ne, selsnemezdik, Ertesi siinli bir can siler haber dahı sidik: Sarı Hummaya yakn, Tanmarsamız için behemehal m olmamız ienbediyormus,, sonra İki tehlikaş daha varmış: Sıtma ve uyku hastalığı, Sıtma, sa bizim bildiğimiz has telrk eibi değil, onun wesk mem leketlara mahsus olan mithiş bir Sekliymiş, Uşim hastalığını da bilmem ne sir ekleri vapıvormus.» İste Atlantik sahillerinde böyle iç sıkıcı giinler zeciriik.. (Devami var) EN #ıtlacak ve bakmakla mükellef oi ,' Aksam Postası iMahkemelerde (Bunda Şartı, kaynanasının yü- 'zünüayda bird efa görmekmiş | —— —— “ Arık senden kurtuluş yo”, gene ben geleyim, ama haftaya nisâ islerim ,, Müşteki, ancak 19 yasında, tmo» kul, beyaz tenli, bir genç kadındı. Baş örtülü ve kalm s.yah yün $9- rapları güzeli ğine, hiçbir eksiklik vermiyor, bilâkis yüzünde bir dam ia bile boya bulunmüması kendi. ini dalıs çekici bir halde göste. yordu, i | ©lerini önüne kavuşturmuş, | gözlerini bir noktaya d.kmis, ses, siz Va hâfekefsiz duruyordu, Suçlu ise çakı gibi bir gençti, j Yağ itinleki kasketini ezmiş, büz müş, avoçları içerisine alarak kr, | vırmıştı, Bu dn ancak, 22 yaşların ida kadardı. Kısacık boyuna os dağundan fazim uzun velen bol İ yarak, nihayet konuşmuşlar, misler, bir arada olurmağa vermişlerdi. Müborra: — Amma, ben nikâh terim, İ demiş, Haydar da: — Nikâh kolay be kızım, Anma ; Şimdi ne senle var, me bende, | Mele bir müddet böyle yaşıyalım duymaz, sevgililerin kapısma dayanmas, kızmin saçlar rna yapışmıştı, İ Haydar miistakbel kaynanası, | — İşle ikimiz de hirhirimizi «e viyoruz, Elbstte evlenin namusu. mim temizliveceğiz Gel etme, eyleme de bize birknç ay mühlet ver. Tive valvarmışsa da kâr et» memiş, kadm: — Ya nildih, ya hiçbir şev, Ben | kezimı bövle de satmasını bilirim, | Dive senk diremiş, durust. | Havflar bu sefer tekrer Milber, raya kaçmak İzere yalvarmış ise de annesinin korkuşm Ye nasihat, Fransa harbi Umumi YAZAN: RÖNE BALBO daramm deliklerinden giren kom tanelerile dehşetli bir iztıran du: vuyor, Vakit vakit, kendimde * | baylermak için mukavemet olun» mâz bir arm 5 Müva» senemi mubafazada böyük zon huk çekiyorum, Tel örrülerin altnlan geçiyo roz, Bunlar, berliet Verin di kanli değil, Simdi kumsalın nihs- yetine geldii. Deniz! Arkasında, İngiltere" yâni kurtulus! Çok heyecanlıyız Paraya kadar nas) gelebildi? Hayret! Sahilde, yüzlerce, him lerce adaı, Açıkta, müteaddit har ve ticaret gemisi, Muazzam bir tablo? Simdi, gemilere binmek Tizm Gurnplar tetekkifl ediyor, Fakat hiç kimse sırasına vw değil, Bu karısık''k tayvareler iin ne Zilzel Vr hedef olur... Sahile doğra inivoruz, Kücük, beyaz bir kay yaklasryor, Her kes en &nca binmek istiyor, Kas Talâ wiek olün syaklarım, İküns | yığın içinde on beş kisilik yer var, ' rrmda sanki kızgın bir demir var, Seferberlikten Dünkerk bazgununa kadar 33 #EVİREN* A "THAT KANIK Halbuki ona doğm atılanlar beb hi »'t, yedi yüz kişi, Islek kum- ların Üstüme koşuyoruz, Fakat galiba binsmiyeceğiz. Aman, dik. kat! Tayyareleri.. On kadar tay* yare bü'ün hızlarile üzerimize 5» | biıpurlar, Geri mi döneceğiz? Fes men herkes geriye, kumluğa doğ: ru atıyor, Arkadaşım tereidüt | “— Haydi, geli”, “— Hayır, kurşunlardan kor. kuyorum 1”, “— O halde bon sans. hen bir teeriibe edereğim!” Sür'atle vedi eğivorum, Etrafımda korşunlar vmlarken denize atıyorum, Kur» | | şunlar hen'en her tarafta suya tarpryor, Önümde bir adam ko ,Inmu kaldımver ve arkaya düşü. i Yor. Deniz onu yuttu bile,, ! Bant g-'nes, ben. kurşunları İ deği ayaklarımı düşünüyerm,. Avaömın patlayan kabareiklerr üzerinde denizin tozlu suyu müt his bir irbrap veriyor, Ayaklar leri ilş kendine gelen kız kabul şti, Bünün üzerine Haydar işi içki. ye vurmustu, Artık her-gün kör kütük bir halde Müberranın ise silerken gectiği yollarda bir defa yüzünü görmek İçin o beklemeğe baslamıstı. Müberra ise Jinydarla biç alâ kadar olmamaktadır. e Nihâyet vak'a günü.vine karşıdan Hayda. rı sallanırken görünce, mistebzi bir tavırla arkadaslarınn dön» müş: — Yine mi karşıma çikti bu, biktem artık bu yüzsüz heriften.. demişti, Haydar i5ç yalvarmıştı: — Nuriye artık dayanamıyo, rum, Gel bans yine, Beraber ya, Syalım, biliyorum, sen de beni seviyor ve malsus böyle yapıyor, sun, — Aaa,. bu adam çıldırdı nyol. Ben senim gibi adamlarla konuşur muyum hiç, Haydi balalım yolu »â, İşte. bu sözler Haydarı deli di- — Seni kandırdım, benim ol. dun, artık bandan sonra seni bir fahişe yapacak, umumhanelere a tacağım, Diye bağırmaktadır, Ni- heyet etraftakiler yetişmis, Gönç kızı kurtarırık tedavi atlına al. mışlar, Haydarı da Adliyeye tes, Tim etmişlerdi. *s.. Şimdi Müberra davacı, Haydar dn suçlu olarak Sulh ceza mahke, esindeydiler, Müberra: — Ben dayak yedim, hâkim NES kan isterim! Yerine oturm, Hay. dar da: eğ — Rendisine.yine beraber otu ralm dedim, yalvarim, halbaki bu Kızdı. Bana küfür etti, Dayana. madım, Susması için ağzını kapat» mak istedim, Böylece boğuşur. Memi berisi yaralanmış Ode. Şahitler dört genç kizla, bir orta yaşlı kadındı. Bunlar kavga sırasında Müberranm yanında bü. lananlardı, Hepsi de Haydarın birdenbire Mühsrranın üzerine a barak küfürler ettiğini ve kendi. sini Vere yatırıp döğdüğünü söyle. diler. Neticeda Muhskeme diğer sahi'leris eslbi için başka bir gü, ne bırakıldı. Koridorda aşağı yeteri 40 2 ya. Kin isci kız mwhakemeyi takip 1. “in ge'miş bulunuyordu; Çok mi terssir görünen Müberra, dışarı cıkar çıkmaz bunların arasına git. Bir saniye hareketsiz kalıyorum. Fakat, deli miyim ben? Nero deyim? Yüzmek, hareket etmek lâzım, Dişlerimi sıktım, Tayyare ter üstümden Seçiyor, Şimdi vas Purları bombardıman edecekler. İserilere kaçışan askerler tekrar sahile geliyorlar, Fakat ben, on lardan çok İlerileyim, | Zorlukla yüzüyorum,. uğraştıktan sonra, cekstimi çıkarabilir, Sim» di dahajyi yürüyorum, Fakat, vantalonumu da çıkarabilsem... Önümde, dalgaların arasında, bir kayık görüyorum, Bütün kuv- vetimle havkırıyorum: “İmdat! İmdat!” ingiliz üniformalarını ta- nıdım, Bir kaç el büna doğru uzm xwor Beni çekiyorlar. Şimdi ka yığın İçindevim, Aklıma gülünç bir fikir geliyor: Asaba beni de niz tutacak mı? Denizden daha bir Kaç zavallı tonluyoruz, Yirmi kişiden faz'ayız, Kavığımız, gözl; görülecek deretsde fazla yüklü, «. Ktreklere, çöcnklar!”, Denize, kurtulusa doğru acıl» yoruz, Tayyarrler! Tekrar (o geldiler, İste bu fena, Boya: Okayığımız miikemmelen görünüyor, Birbiri. mizin Üzerine yaslanrorur. Yat.âv mz kürekçiler ve diülmenti Yerle rinde duruyorlar, İnsili; hahriye. lilerinin miilsöz sükünel ve det» retlerine mükemmel hir nünune, (Dovamı var) Suikasi davası bilti Rus maznunlar 16 şar sene 8 zer aya, diğerleri de onar seneye mahküm oldular Almanyanın Ankara elçisi Fow Püpene karsı sufkast (o tertibinden suçlu maznunların o mahkemelerine dün sabah da Ankara ağır ceza mahkemesinde devsm edilmiş ve suçlular o müdafaslarını o yaparak muhakeme neticelenmiştir. Öğleden ervel oaktedilen oei. sede mâznun Süleymün müdafaası İ & #erelimanşız yapamıyacağını pöe rası olmadığından daktilo ile de yazdıramadığını, söylemiş ve müda fansını yapmakla israr etmiştir. Bundan sonra Pâvlef söz almış ve Kornilofla o beraber (o imzaledikları bir istidayi mahkemeye vermiştir. istidada, Rus mazmühlar.. Süleymn- nın itliraflarının İddie edildiği gi bi kendi tesirleri altında olmadı. Bını, Söleymanls temas İmkâmı bulunmadığını ve Abdurrahmi nın da ergeç eski İfadelerinin ya- lan olduğunu söyliyeceğini oum» duklarını o bildiriyorlardı. Müten. kiben Pavlof 20 sahile tutan müs döfannamesini okumuştur. o Bunda öledenberi old,ğu gibi Oba fiilin hir sulkast olmsyıp suikast (asmii olduğn iddiasını tekrarlamış, ölen adamın OÖmer olmadığında israr ve nihayet mesum olduğunu iddia etmistir, » Öğleden sonraki (o celsede de Kornilof uzun o müdafaasni oku muş, o da aymi delileri ileri süre rek heraafını İstemiştir. Abdürrahmanın vekili Şakir Zi» ya müdafaasını müteakip heyeli hâkime müzakereye (çekilmiş ve bir saat sonra karar hildirilmisiir. Bu “kararla heyeti hâkime sw ları sabit görmüş ve eski » karar dan biraz farklı olarak oPavlofin Kornilofu 16 sar sene 8 zer ay, Süs leymaen!a Abdürrahmanı da önsr sene ağır hapse mehküm etmişt'r. — ğe Fenerler tamir ve ıslah erlilecek Devlet Emanları işletmesi o umum midürlüğü Akdeniz sahilinde balunan #eneler ve tesisatndan (o başlıyarak büttür fenerleri essalt çamir ve ilaha karı» vereriştir şeyler konustu, Biraz sonra bu kız birdenbire koştu va merdivenler * den inen Haydarı durdurdu: — Müberra diyor, &i, dedi, ma, demki iş ba dereceye vardı, Artik bana Haydardan kurtulaş yok, yi. ne kendişine geleyim, amma, haf, medi, yutkundu ve bir koşuda Mü. berranm yanıma gitti Elinden Ya» kalıyarak koluna taktı: — Bir dahaki sefere Mahkenir. de davandan vaz geçtiğini söyler, sin, önlimizdekj aya da nikâhı, za kiydırınız, Amma yalnız bir Şar. tm ver, O da ann Seni ay'a s2. deve bir defa görecek, Bütün iste- | diğim ba, Arkadaşların gülüşmeleri ars. sıvazlıvarak etrafmdakilere; — Ne olacak, diyordu, bazı Ka- dm okşanmaktan, bazsıda du. yaktan NİHAT ŞAZİ Aşevleri Mili Sef İnönü, Kızılayın aş ev. lerini gerdi; röten wfinii,, mevzn. ları arasmda ver alan b yerler, bir kat daha #nemleşti, Faknt dike Kat ettim; her gazete buralardan bahsederken bunları türlü türlü i- simlendiriyor, kimi: “Aş evleri” kimi: “Aşhaneler”” kimi de: “Aş ocakları” diyer, Acnba hancidni kullanmalıyız? Muhakkak ki “Aş evleri” ni, Müsteri yok Varlik vergisini, ellerindeki malları satarak ödemeyi düşünen. ler dert yanıyorlar: — Müşteri yok, kime satalım? Diyorlar, Pire kalırsa, bn verzi, ellerinde.