3€, son günlerde, GÜ Incı yaşınılı yıldönümü kutlanmakla, bit defa daha, dikkati üzerine cellietmiştir. Bua orta boylu, mavi gözlü, sarışın altmışlık asker, bugün, — dinçliği Ve çevikliğiyle, genç bir zabiti an dırmaktadır. 1911 yazmda ordu. larmın başmda Moskova önleri'ne kadar gidenr, geçen kış pek — Şid, detli Rus savletlerini ezen bu ku. mandan, bu kış, Soövyet ordulare niın pek ciddi taarruz hazırlığı kat şısında, her zamandan ziyade bir Mes'uliyet altındadır, GENÇLİĞİ Almanyanın mukadderatında pek mühim bir rol sahibi olan fekl mareşal Günther Von Klage, 30 birincitesrin 1882 senesinde Po. — sende doğdu. Ebeveyni, Poseni'n yerlilerinden bir zabit — nilesine mensuptu, Babası da askerdi ve öldüğü zaman, ferik — Tütbesinde bir general bulunuyordu, Günther müsait yaşa geldiği za . o man, Harbiye mektebine girdi. Parlak bir tahsilden sonra, 19 ya- sında İkincl mülâzmı çıktı ve aşat ğt Saksonyada bulunan 46 ncı sahra topçu Aalayına tayin edildi. Bu alayda, kumandanların en çok tekdirini kazanan © ve diğer bir mülüzem aründaşıydı. Bu arkadaşı bugün, Hiterin umomi erkânıhar Biye reisi Feldmaresal Von Key- teldi, ERKÂNIHARP ZABİTİ Mülâzım Von Kluge, imtihan ve rerek erkâmıharp akademisine gir. Üz Ve 1913 genesinde erkânıharp yüzbaşılığiyle umunmi erkântharbi. vVeye tayin edildi. Ertesi sene 21 inci kolordu — erkânıharbiyesine nakledildi. 1914 - 1918 harbi başladığı za: man, erkâmıharp yüzbaşısı, hare- kâtın daha ilk haftalarında, tay. yareciliğin ehemmiyetini kuvradı Ve talimgâha girerek pilotluk dip, loması aldı, Ondan sonra, tayyare rasatlığı hizmetinde temayüz etti. Bilhassa “Marn Mmeydan herbi" nden evvel ve sonra, tayyare ke* siflerinden getirdiği haberler, e. hemmiyetleri ve keyfiyetleri cihe tinden fazla takdirlerle karşılan. dı, 1914 senesi — birinciteşrininde tayyare madalyası, sonra da de, mir haç birinci rütbesiy le taltif edildi. #& » Yüzbaşı Günther Von Klugo | karbin sonraki senelerinde, muhr telit erkânrharbiye bizmetlerinde, Rus cephesinde ve İtalyanlara karşsı İzonzo hattında Mütarekeden bir ay evvel de, Ver dun hücumlarımda ağır yaralandı MÜTAREKEDEN SONRA Von Kluge, mütarekede, hâlâ, yüzbaşıydı, amma iyi bir erkânı - - barp zabiti olarak da tanınmıstı, Bundan dolayı, küçülen Alman ordusunun kadrosunda vazifesini müuhafaza elti ve bundan sonra gabucak yükselmiye başladı, O, binbaşılığını kaymakamlığı, N kumandanlıklarda ve erkânı. harbiye hizmetlerinde geçirirken, kendisini tetkik ve tetebbua ver* Mişti. 1930 sanes'nde miralay ol. — duğa zaman, nesrettiği askeri e- Serlerle pek büyük bir şönret ka, zanmıştı. Aradan iki sene geçme, den İiva kumandanı oldu. İki se* Ne geçince, 1934 senesinde ferikli. Be yükseldi ve Mümsterdeki Ğ nar kolordunmu basına grecti, Almnn ordusunda Yyapılan esaslı — isinhat sırasımda da, “topçu genera'i' ın L Z - Vaniyle 6 ncer ordular gurpu kur| - Mandanrı oldu, HARFLERDE - Lehistan harbi başladığı zaman -Von Kluze, 4 üncü ordu kumanda — Nr bulünüyordu. Bu ordü, Pome- t ve Danziş taarruzunu — ünle girdi. Mas* pıldı ki, Şark cephesindek Merkez ordu'arı başkumandanı Feld Mareşal Günther von Kluge -Almanvada, askerlik ilmi ve ihtisası ile şöhret kazanmış bir. askerdir Feldmareşal Günther Vön Klur | iİ$ gördü, | Feldmareşal Günther von Kluge | iki gün içinde istenilen netice el. w de edildi. | Von Klage bu mühim işi gör* dükten sonra, ordusunu — Vistül Üzerite sevkelti ve Ürandez ile Bömberg arasında Po'onya ordu. larını ikliye ayırdı, Eylülün 4 ün- tü günü de Vistül nehrine ulaş, ti, Ayın 5 inde, Von Kluchlerin kue mandasımda sarki Prusyadan ge- len ordularla irtibat tesis etti. Po- lonya orduları merzbuhane bir gay retle, etraflarında sıkışan çem. beri kırmak istediler. Kıramadılar Ve teslim oldular, 4 üncü ordu kat mandanı, bu büyük hizmetlerine mükâüâfaten, hem biri'nci ferikliğa yükseldi, hem de demirhar nışa- nmm şövalye rütbesini aldı, AA Von Kluge, 1940 senesi martım da, Risndstedt ordularnm sağın- da, Holandayı, Belçikayı geçti ve Flandres meydan harbine iştitâk ettikten sonra Pas.de*Calais'de müttefikleri bozguna uğrattıktan sonra, bir yıldırım hızı ile Fransız sahillerini' i$gal etti. Bu yeni ve parlak muvaffakıyetleri, ona 19 temmuz 1910 da feldmaresallik a- sesmr kazandırdı. Feldmaresal, Rus cephesinde, Biyalistok - Minsk, Smolensk ve Viyazma meydan harplerinde za* fer kazanan ordusunu, Moskova önlerine kadar götürdü. Geçen kış ta, cenup orduları başkumandan. ğma tayin olünün felilmnresal Bock'ün yerine merkez orduları baskumandanı oldu . Merkez orduları başkumandanı Feldmareşat Günther Von Kluge, şimdi 60 mer yaşmın — yıldönümü kutlanırken, başlıyan Sovyet — or. duları kış hücumlarıma karşı kay- mükla meşeul balunuyor . M, Râsim ÖZSEN DÜNKÜ KISMIN HÜLASASI Ressam Salm, resim yapmakla meşgul olduğu bir sırada komşu, su, Nedime kendisine seslenmiş , tir. Nedime kız muallim mektebin * der mezun İzmirde vazife almış, EÜZel bir kızdır. Nedime, — Tessam Balmle alâkadardır. Ressam da a , lâkasız değildir. Fakat ondan u. zak kalmayı tercih 'TABER — AFşam Postan )Ilıîsr_alarda İlhamlar |N ' AMAN MUMLARI SÖNDÜR ECE yarısı karısımım ağrısı tutmuş, muşamba feneri yakmış, soluğu ebe hanımımm evinde almış, çat kapı, işi anlatmış, alât ve edevat çaenjasını yüklenmiş, o Önde, efendi arkada eve gelmişler, Kapır'n dışında merakla, heyecanla beklemiş, Bir uralık ebe görünmüş, — Müjde, demiş, bir oğlun oldu, Sevinmış, babalık gürurile hasırlı sofada dolaşırken ehe bir daha görünmüş, gülerek müjdelemiş: etmektedir, $ — Aljah bir ikinci çocuk daha nasip etti. Bu da erkek, Elini kaldırmış, besmeleler çekmiş, tehlikesiz doğurduğu için hamdetmiş, karısının sıhhatine dualar okumuş, yavruların birini sağ di. zine, ötekin! soluna oturtmuş, Şâpüur şupur öpmüş. Derken hülyaya dalmış, gelecek günler; düşünmüş, birini mühen dis mekteline verecek, ötekin; âskere yazdıracak, erkânıharp olacak, evlendireeck, düğünler yapacak, OÖnlarım mürüvvetlerimi de görecek, torunlarını okşiyacak, mali vüziyeti İyi olmadığı İçin, yarından İtiba. Fen tasarrufa başlayacak, rakı şişeSin! ikiden bire Indirecek, sigara da Öyle,.. Bu tatlı htliyalar araşında avunup duruürken, ebe hanırmım bir sö. züyle kendine gelir: — İnci gıbi bir çocuğun daha oldu, — Zayvallı birdanbire şaşırır, Çocuklarm birbirini takip etmesi) ka, fasını altüst eder, zihni bulanır, Biraz evvel düşünüp sevindiği şeyler, #“gelen kısmfet'le gelir, diyerek masıumcuklarım doğuşlarından uğur sezmeler, niyetler, tasavvurlar, hayatiIn tatlr tarafları, Düğünler, to. rünlar, hatır serasile geçecek günler birer birer dağılır, ©o gaşkınlık prasında ebeya döner, yalvaran bir sesle: — Aman mumları söndür! Ebe hayretle sorar: — Neden? — Neden olacak? Işığı gören dışarı firlryor! , 'Telisiz dlinya da bu halde, ayn; endişe ve act içinde... Geceler öna günde binbir şey doğüruyor: Günde milyonlarca adam ölüyor, kan gövdeyi gölürüyor. Felâket, matem her tarafı kaplamış, İnsanlar birbirlerini malıvetmek için hergün yen! bir şey icat ediyorlar. Mumla rı göndÜren!ler de olsa ve bütün nefeslerile üfleseler de, bir kısrm in. sanlar, kuüvvetli proj:ktörlerle dünyanın Üstüne ışıklar yağdırarak gözleri kamaştırıyor. Işığı gören, zamanı uygun bulan her mefsedet baş gösteriyor. Şimdi de işitiyoruz: Savaş cephelerinde zehirli gaz kullanılacak. miş, Bir bu eksikti, 'Tabir, cümle, kelime ne derseniz deyiniz, pek bayağılaştı ama, ben gene kuljanacağım: — Zavallı medeniyeti Eyfel kulesinin mukavemeti" | Paris binalarının taşları, sana- yi fabrikalarından çıkan as:d kar. bonik ve saire ile dolan havanın tesiri ile aşındıkları halde, Eyfel kulesi, elli senelik mevcudiyetine rağmen, hiç müteessir olmadan dimdik duruyor, Eyfel, 1889 senesinde kuleyi yaptığı zaman, halk, onu divane addetmiş ve kulenin ilk şiddetli | fırtınada sallanacağını ve bir gün de yıkılacağını iddia etmişlerdi, Eyfel, hesabmı iyi yapmıştı, Üstelik tesadüf de işine yardım etmişti, İnşaat günlerinde, hava pek dehşetli sıcaktı. Binaya ko. nulan potreller, hararetten sön genişliklerini almışlardı. Soğuduk tan sonra da potreller kısalmış ve birbirine mükemmel THir surette kenetlenmiştir. Bunu teknik usul temin edemezdi. Eyfel külesinin bu kadar daya, nıklı oluşu da bundandır, Nedimenin doktor olan babası öl, | man onu kendi aralarmıda konu - müş, diğer doktorlar gibi — servet bırakmamıştır. Nedimenin annesi, babasından bahsederken, dayısı da hemşiresinin sözünü şöylece ta . mamlardı: — Gülü tarife e hatet ne çi. çektir biliriz, Marifetin tâ kendisi idi. deyiversen e. Allah rahmet eylesin, benimle de çok sevişirdi, gizli kapaklı beraberce epeyce gü" naha da girdik,.” Saimlerle Nedimeler, üç buçuk tenedenberi komşuydular, Müna, gebetleri, Salimm Ve Saimin Şşimdi askerde bulunan ağabeyi Salime Tağmen, en küçük bir endiseylea aksamamıştı.. Hattâ —maha'leniti evhamlı, müteasşsıp ve dar havat sma bile ehemmiyet vermemiş. lerdi, Hacer hanrmla Hidayet Hulüsi Bey, Saim hakkmda cok iyi dü şünmüyorlar, oru yaşından unmnnl. mıyact'k derecede ağırbaşlı, ciddi Ve teniz buluyorlardı, Zaman at şuyor, metedliyorlardı.. bir delfa* sında Ned'me, bundan mana çı. karmıs ve! — Acaba bu kadar iltifatta hak! bi mısınız? Diyerek cevap beklemeden 0. | dadan çıkmnıştı. Fakat hakikatte Saimi; en iyi, en kuvvetli şekilde anlıyanlardan biri de kendisiy'li. Sajm, bütün bunlara jlüveten, güzel denecek bir gençti., bol, Ka" rışık ve gölgeli kirpiklerinin al, tmdaki mavi gözleri, keskin kaşt larının hafif çatıklığı le tezad va | pacak kadar tatlı ve derin bnkış. larla doluydu. Boyu uvvuna yalım, yapısı geniş, fokat biraz zayıfçay* dı, Dudakfları, çenesi — ve dişleri, garip bir şekilde tıpla Nedimenin. kilere benziyordu, Bunu Nedime de farketmiş ve kaç defa aynanın karşısında, dudaklarmı, çenesini tetkik ederek: — Olur şey değil,, demişti, tıp* kı Saiminkiler.. Şimdi de dört metre İleride ve FİŞES) Sığınak ve vergi İngiliz hükümeti, harp başlama- ' dan biraz evvel, herkesin, evinin zemin İatt altında sığınak yapma. sını tavsiye etmiti, Bunun üzerine birçok ev sahipleri, sığınak yap. mışlardı, Fakat bir gün maliyenin sığınaklı evlere fazla vergi koydu. ğunu _görünce, saşa kalılılar, Mali. ye, sığmakları, birer otomobil lüks martidesi addetmiş ve evler.n de kıymetlerini arttırdığını tasavvur eylemiş, onları da vergiye tâbi tutmuş. Bu suretle, sığıraklı ev sahiple- ri, bir defa fazla tina vergisi, son ra da sığınak vergisi vermiye mec bur edilmiş, Sığınaklı ev sahiple. ri, sığınaklarm vergi mükellefle, rinin hayatlarınt korumak için mü racaat edilmiş bir tedbirden başka bir gey olmadığını iddia etmişlerse de maliye kararından caymamış. tır, 'kendi tarasalarına nisbetle daha az yüksek olan onların tarasasın. | da bu benzayişi bir kat daka vu: zuhla görüyordu, — Kuzam Saim Bey, bugünler de vaktinizi ne ile geçiriyorsu. nur? — Ben mi? — Şüphesiz siz! Saim bir ruh yorgunlağu içine de omuzlarını &ilkti: Ve tarasada, ağır, geniş adım. larla dolaşmağa başladı, — Hiçbir şeyle mi? Nasıl olur? Meselâ kafaniz ne yapar? Satm dordü, Üsnüz İlk yıldız. ların serpildiği gökyüzüne baktı: — Kafam mr, biç” Bu bir ka, fa deği! kenili kendisine musal. lat olmuş bir be'â. gövdemin üş. tüne konmuş, İçinde yılanların eöreklendiği bir yovarlak.. Nedime sırtındaki yünlü ca. ketini çıkardı, tarasanın kenarma koydu ve kollarmı oraya, çenesi, ni de avuçlarınım içine dayadı, Bü Ğ İ3İLEK ANUN — 1942 | Kalm —— —— —— uktar hak- kında diraz bilgi Şimali Kafkasyada ilerliyen Al, man ordusu Sovyet Rusyanın “Kal muk Cümhuriyeti” nin merkezi o. lan “Ellista” yı zaptetmiştir, Mer kezi Rusya ile Cenubi Rusyanın rın arasını tamamiyle kesmek için Volga mansabı ile Astrakan şeh, rine doğru ilerlemişti. Bu Alman kolunun geçtiği Kal muk Cümhuriyeti nasıl bir yerdir, Ve Kalmuklar kimlerdir? Bu suallere, burada kısaca ce Vap Vereceğiz. w STEP SAHASI Alman tanklarından ve matür. lü kuvvetlerden mürekkep kollar *“Kalmuk Cümhuriyeti"” arazisinde herhalde, pek cür'etli bir bareke, te girişmisti; Çünkü burası demir. yolsuz, çöl mahiyetini urzeden bir yerdir. Bu arazide, yola hbenzer bir şey olmadığı gibi, Hazer deni. rine ve Volga mansalbınma yaklaş. Ukça, saha, geniş bataklıklarla ör- tülür, Bu alçak ve düz ovanın. atı. cak garbında, “Vergeni” çibi te, Peyi andırır arızalar verdir, Di. Ber taraflar, kışiım donan, yazın otlarla örtülen, Asva stepinin kum lu bir parçasıdır. Burada, yol de nilen şey, kurumuş nehir yatak. larından ve bir sürü tozlu gölle. rin kenarlarından geçer, ı TARİHTE Bu kasır topraklı step, bin sene kâdar, Mongol akmlarının, Avru. pa Rusyasıma geçityeri oldu. Avar süvarileri, Hünler, Peçenekler, Po loveçler, Tatarlar, hep buradan geçtiler, Hazarlar, 458 senesinde, Atillânın ölümünden stonra hura. da yerleştiler, Bu Türk akıncıları. nm tesis ettikleri İmparatorluk, T nej asırda, yukarı Volgadan Kafkasyaya kadar uzunıyordu, Hazarlardan sonra, altın ordu, Noğgaylar, Hazer denizinin şima , linde uzanan steplere bükmetti. ler, Nihayet Mongol ırkından olan Kalmuklar, 17 ncj asırda, bura. larda yerlestiler. Çungari'de, yani Cenubi Sibir. yada bulunan Mongollardan elli bin çadırlı bir kısım, 1618 senesin de, Şarki Sibiryadan feçereik yeni otlaklar aramıya çıktılar, Runlar, yolları üzerinde, kazakları takin e, der Rus ordusü jile karsılaştılar, Bundan dolayı begtünkü verlerin. Üe kalmıya mecbur kaldılar, YASAYIŞLAR I Muhtâr Kalmtk Oümhuriyeti. Nin nüfusu 170 bin kişidir. Bun. lar, şarktan gelen Mangolların afadı ve artakalarıldır. Buda mez. hebine mensupturlar ve tam Mon. gol tipindedirler, Boykurı, ortadun kısadır. Derileri Barımsı esmerdir. Çıkık elmacık kemikli ve kısık göz lüdürler, tün dikkati e Same bakıyardu: — Bugün çok asabi görünüyoar san Sajim Bey., diyelilirim ki. bu, gün her zamankinden daha garip, daha karısıdısın, Sajm kenili kendine İtiraf etti: — Evet, garip ve karmakarışı- ğ.m, kendim bile İçimden ve ka, famdan korkuyorum, Yarı gülerek: — Bilmem, dedi, Öyle mi gözü, seğllim, Karşı evde oturan yağ Lüccarı, nin genç kızı, her zamanki Zihi yine balkona çıkmış, onlara bakı. yer, onları dinliyordu, Rapr hızla çalmdı. Nedime e, Billi ve baktı: im Bey, huvdi, hayırlısı,, — Teşekkür ederim; müsande. nizle.. Nedime onu, farasadan kayba. lunraya kadar gözleriyle takin et. ti. Sonra dağruldu ve ağır adım, larla tarasarları çekildi, Tolaraf, ağaheysi Salimden ge- Fyordu, Kısaca şu satırları ihtiva edivordu: “İki ay mezuniyetle zeliyorum ” Tam iki senedir Kafkas cephe, sinde btlnnan ağabeysini vtörme . mişti. Büyük bir sevinç, kuvvetli bir rüztür gibi icim' doldurtu, tidorun sağ tarafındaki oen. mekâi bahçeye acılan katırva - z -— — Size bir müvezzi gelmiş Sa, | Kalmuklar, bugün, Volga nehrine doğru uzanan sitepte, muhtar bir cümhuriyet halinde yaşamaktadırlar. Böyla iken, yarısı, hâlâ seyyar aşiret hayatını devam ettirmekte köy teşkil etmiş olanlar da iptidai yaşayışlarını muhafaza etmektedirler. ü Kalmuklar iptidai ve tefil bir şiret hayatı yaşarlar, Daima at üstünde, büyük sürülerine otlak aramakla meşgudürler, Nerede koyunlarını, kuzularını besliyecek ,ot bulurlarsa, çadırlarmı oraya dikerler, Oruraşları biraz uzanırsa mahruti gekilde kulübeler de ya, parlar, Giydikleri elbiseler, ye, dikleri yercekler, söyledikleri şar: kılar ve at oyunları, hep eski asır, lardan kalmadır. Büyük nüfuz sahibi olan papasları, Kalmuklar, da, Buda mezhebinin devamın? fazla dikkat ederler. Kalmuk reisleri, senede hiç ol mazsa bir defa, Tibete giderler ve orada vaktiyle kendilerine Han tayin eden Dalây - Lâvnaya abu. diyetlerini arzederler, Bu Hanla. rın çoğu, Dalây . Lâmalar tarafın dan takdis edilerek Rusyaya dün- dükleri zaman, azametlenirler, Çarlara gidip Hanlık mskamına geçtiklerini bildirmiye — tenezzül etmezlerdi. Hattâ bir defasmda, bir Han, büyük Petroya, İeveçle olan mu. harebelerinde, üç bin süvari İle yardım vadettiği halde; ancak Moskovaya gitti ve herbe iştirâk etmedlen geriye dönerken de, köy lerden yüz Rus ailetini esir ede. rek memleketine götürdü, RUS İDARESİ Ruslar, ancak, 18 inci asırdan itibaren, bu step oğulları üzerin- de fili bir nüluz göstermiye baş. ladılar. O zamana kadar, Kabuuk Hanları, Osmanlı padişahları jle, Kafkas dağlılrı, httâ Çin İmpara. torlariyle münasebetta bulunuyor. lardı. Kalmuklar, Rus tazyikine ma- ruz kalınca, Çungariye hicrete başladılar, 1771 senesindeki inti. zamsız. muhaceretleri, yollarda, yüz bin kişinin ölmesine mal ol. du. Bu kalanlar da, Volga nehri. nin sağ sahilinde bolundukları i- çin, nehrin ilkbaharda taşmasın . dan dolayı, büyük kısşma - iltihak edememişler yerlerinden ayııla. mamışlardı. İşte, şimdiki 170 bin nüfus, o beş bin ailenin torunlarıdır, Kal, muk Cümhuriyetinde, balıkçılık e- den ve ziraatle iştigal eden biraz da Rus mahaciri ile Kazak vardır. Kalmuklar, bunlarım havat tarz. larına bir türlü uyamadıkları itin, seyyar aşiret hayatiından ayrılamı yorlar, SÖVYET REJİMİNDEN SONRA Aşiroetler, dahili harnlerden şok zarar gördüler, Onların yegzüne servetleri olan sürüleri, milyon, larla sayıdan 200 bine inmisti, Sükünet avdet edince, sürliler tek | var çoğalmıya beşladı. Koyut, ku. zu sayısı 1934 de birbuçuk milyo. Na Çıkmıştı. Kalmuklar, Sovyetlerin zoriyle, birleşmiye de mecbur oldular, Sim, di, yarısı kadarı, stepin her tâara. fında, dağınık köyler teskil etmiş bulunevor ve yine Mongol kulü, helerini andıran evlerde oturu. ,'Or. Bu Mongolların merkezij Ellista, On bin nüfuşla ve hiraz kasahaya benziyen bir yerdir, Bir istatistiğe göre, yeni Nneslk yüzde 775 ji 0. kumak, yazmak öğrenmiştir. Bu. nünla beraber, küçücük merkezin. den başka kasahası olmiyan yalnız iki yerinda elektrik bulunan bu memleket, yife yoldap — mahrutu vaşıyor ve medeniyetten uzak hu. lunuyor, M.R. Ö, Harcırah yevmiye- İerine yüzde elli zam yapıldı Aakaradan bildirildiğine naza, ran, Büyük Millet Meclisinde ev- velki gün verilen Memur ve müs, tahdemlsre verilecek fevkalâde zam hakkındaki 4178 numaralı kta. nuüna ek kanun lâyihası ve bütçe encümeni mazbatası meclis ruzna. İmesine alınmıştır. Bu lâyihanın birinci maddesine yYöre, bilâmum harcırah yevmiye. lerine (yYabancı memleketlere dü. ımi veya muvakkat memiriyetler. yaklaştı Ve seslendi: Devamı var) Ş e gönderilenlerin yevmiyeleri ha, riç) yüzde elli zam yapılmıştır. * kJ - LÜ, 'a M Z İf