Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— Cezayir halkı VE Ticaret ve sanaylii Cezayirde sakin olan -halk, birbirine karışmıyan'iki: grup Ki tan mürekkeptir. Yerlilerin miktarı, 1936 nüfus tahririne İ göre, 6,247,000 dir. Bu ekseriyetin karşısında da, gene ' ayni nüfus tahririnin kaydettiği üzere 987,000 ö t Avrupalı vardır. 0 YERLİLER M ; Cezayir: yerlilerin ecdadı, At- İnslarda yaşamış olan her kavim gibi, “Nümidya,, blara — dayamır, Simdi ise, bu yerhlere “Berberi” deniyor, 7 nci asırdan 9 uncuü as., ta kadar Arap istilâsına uğrıyan Cezayir halkı, az veya çok — Arap müstevlilerle karıştı, Yerlilerden, yalhız dağların en yüksek yerle - rinde yabut çölde barman kâbilek. ler, bu irk kaynasşmasından âzade kalabildi. Araplar, islâmiyetlerini muha- Tara etmekle beraber, Avruniülı.. Tarla temas ede ede, dini taassup- larmı epeyce gevşettiler, Gerek TeV'deki Araplar. gerek Betbetiler, hepsi denebilecek ka- dar bir ekseriyetle seyyar ve Re. devi yaşayıştan — ayrılmıslar, taş, evlerde, da'lardan yapılmış çardak larda oturanlar — gibi - çadırlarda, yaşıyanlar bile tamlalarını ekerler; veya-A vrupalıların Ziraat işlerinde çalışırlar,' Yalnı. yüksek | yaylalar la sahra h ıda babınan Efa bileler, - ildlin * sartlarına uymak mecburiyetinde oldukları için, sey yar Bedevi:hayatı yaşarlar, Bu kabilelerin, bir miktar ça dırdan — müteşekkil birliklerine “Duar , deniyor, Birçok “Duav”lar dan mürekkep birlikler bir Şey. hin emrindedir, Birkaç Seyhihn ba. $inda ise bir “Kaid,, yani kabile reisi vardır. Her kabilenin., mev- Simine göre, dolaştığı yerler mMmu- ayyendir. Bunlar, ecdatlarından intikal eden karakterlerini, âdet- lerini ietimat ve dini telkimlerini müuhafaza etmektedirler, Fransa, 1919 kararı ile, bir ta- kım şartları tıhakkuk ettirmiş o. İlan her müslümana, Fransiz vas tandası hukuktma müsavi — haklar. tanmmıştır ve bu süretle, verlile- i reaç esli düşmanlıkları unutturmı. O ŞA calışmıştir. Böylece, birçok | yerliler, müstemleke “idaresinde vazife almıs 80 bin küişisi da Fran- Baya Teçerek birer iş tutmuşlar. dır. Fransa, Cezayir — yerlilerin- |den, bilkassa harp zamanlarında çok istifade etmiştir, AVRUPALILAR Avrupallar, 1936 senesinde, 91 bin; İspanyol, 20 bini İtalyan, 2, 700 ü Maltalı, 20 bini — mühtelif milletlerden ve 858 bini do Fram sız (1870 senesinde Fransız tâbie iyetine girmiş olan yahudiler de dahil) olmak üzere 987.0M0 kişi. dir. İspanyollar, Kartoçima'dan — ya- hüt Balear adalarından uzakta bulunmadığı için Oran vilâyetin- de yerleşmişlerdir. Bunlur, muhi- tin- iklimine alıştıkları, için, her nevi iŞ yapmakta ve rahatca ya- şamaktadırlar, İçlerinde, zengin olanlar da vardır. İtalyanların çoğu, Konstantin Yilâyetinde el işçiliği yaparlar ve fakiran2 yaşarlar, Fransıdlar, tabiatiyle, müstem- leke kadrosunu teskil ederler, Ms: i murlar, doktorlar, tüccarlar, kü- — Çük Ve büyük zenaat erbala, mülk “i - sahipleri bunlardandır. Bunlar, — Memlekette hâkim bir tmsur tulen — dükları için, para kazandıracak her tesebbüse baş vururlar ve mu- vaffak da olurflar. SEHİRLER Cezayir hallanm- onda dokuzu Tel mıntakasında yerleşmiştir, A- balinin onda bir; de, yüksek yay. lalar ve sahra mıntakalarında yüle - şfüyörlar, Konstantin vilâyeti: Miüstemle. - keniv en teniş ve en meskün yeri. dir. Bu vilâyetin nüfusu 2,120,000 | Gir, Bu nüfus. içinde, ancak, 160 — bin Avrupalı vardır, Avrupalılar rın burağa az bulunmalarının se- | hebi, bol ve müntesam yağmurlar — dölayısiyle, toprafının Ziradte el — Verisli olusunu #ören yerlilerin — eslütlenberi bu vilüyate gelerek — Yerlesmiş olmaları, yabaner - çift« — cilarim, ckecik yer Tulamadıkları, - dır. - Vilâyetin merkezi 118.8)0 ni - fusle Korstantin sebhridir. Ba $e — hir, Nümidya Krallarınım aslwri — Payitahir o'an Ve Hümmel mmağı, dun bir dirseğinde Kuvvetli — bir — Mevsi halinde tulunfin eski (Sit < ta) dan baska bir sey değildir. Bn — Tası büyük bir Hcaret merkezi ve | B TOR hatırı sayılacak kadar sanari şeh- ridir, Konstantin vilâyetinde, mamur şehirler ve kasabalar vardır, Sa- hilde, 86.000 nüfuslu Bon 66.0090 nüfuslu Filipvil sehirleri ile — bir kaç kasaba, memleketin — maden, fosfat, şarap, meyva, yün gibi ma! larmı,ihraç ederler. Cezayir vilâyeti: Bu vilâyetin nüfusu 2,241,000 dir. Buradaki ec. mebi miktarı 300,000 kişidir. Bu vilâyette, Avrupalılar, Berheriler- demziyade arazi işletmektedir. Vilâyetin merkezi, 264,000 ni fusu bulunan Cezayir sşehridir, Bu nüufsun, ancak 55,000 i yerli, bü- yük kısmı yabancıdır. Cezayit müstemlekesinin de umumi maerke. zi olan bu Şehir, zengin ve hare- (ketli ve epeyce inkişaf etmiş bir yerdir. Şehir, ilii kısımdır, Yerliler kıs- mı, Kasbah tepesinin sırtlarında, dar,sokaklı, eski Arap — tarzmda' evli mahallelerden müteşekkildir. Yeni'sebir ise, s#ahilde, Hmanın etrafındadır ve'Avrupavaridir, Li. manL Akdenizin sayılı limanların. dan biridir ve müstemlekenim ya. rıya yakın ticareti bu İmandan işler, Sehrin arkasındaki tepelerin ©- tesinde. bağlar, bahteler, sayfiye- ler vardır. Vilâyetin 45,000 — nü« fuslu Blida sehri ile birkaç kasa bası, sarap, zeytinyağı, portakal, tarfanda sebze, buğday vesaire ye tiştiren yerlerdir. Oran vilâyeti: Bu vilâyetin nü- fusu, 1,623,000 dir ki, bunun 310 bini .cenebidir. Burada, — yerliler, bavaların kurak olmasmdan, zira. atten ziyade hayvanatla meşgul oldakları için, yabancılar, çiftlik yapmağa fazla imkân bulmuşlar - dir. Vilâyetin merkezi, 201 bin nü. fuslu Oran şehridir, Ahalisi, ekse- riyetle İspanyol menşe'indendir. Mükemmel bir limanı vardır kı, | yalnrr garbi Cezayirin değil şarki Fasm da limanıdır, Oran vilâyeti, koyun, yapağı, hububat, tütün, şarap vesaire ih- raç eder, Vilâyetim 51,000 nüfuslu Tlemesen, 55 000 nüfnsin — Sidi - Bel . Abbas gibi sehirleri ile ma- | mtd kasabaları vardır, MÜSTEMLAKENİN TİCARET VE İKTİSADİYATi Cezayir müstemlekesinin serve. tı, ziraat ve hayvantılığındadır, Senede 16,000,000 kental — istihsal eder ki, bunun 3.000,000 kentali, meleket — ihtiyacından — fazıailır Ve ihiraç edilir. Bu mahsul, ara st- ra yağmursuzluktan müteessir ©- lür, Bağlar, Fraasızlar —tarafından Yyetiştirilmiştir ve üzümlerden muh telif nevilerde, nefiş şaraplar ya biir, Memijekett> zevtin, incir, | sebze, bilhassa turlanda sebze bol yetişir. Tütün ekimi, 1914 senesin de 11 bin hektar araziyi işgal e-i derken, bü saha 1986 da, 23 bin hbektara yükselmiştir, Memlekette, rünmedi. İngiliz efkârı umumiye- sinin ve İngiliz nazırlarındap ek- serisinin Hitler tarafından yapr lan bu emrivâkijn mânasmı anla- mamış oldukları mühekkaktır; fa. kat bu hususta, önce de söyledi- Bin gibi, Fransız efkârı umumiye. Bi Ve Fransız devlej adamları âda aldanmışlardı, Bu hareketi ya- parken Fransanın elin- den ilk müdafan hattmı —almakla kalmıyorlar; Fransanmm — şarktaki müttefiklerine yardım imkânları. nı da felce uğratıyorlardı. Bu va- Ziyet karşısında Uransızlardan miüj him bir kısmar yukarıda anlattıfım düsünceye seplandılar: “Savet sim di kiımıldanmazsak iki “ene dala sulh içinde yaşarız.,, diğer bir ki- sım halk da su teselliyi buldu: “Almanlar ilk müdafaa haltımızı elimizden aldılar, Varsın alsmlar: elimizde Majino var ya,, bn düsün celer süsteriyor ki Fransa o ta rihte Sarkta olan müttefiklerine karsı taahhütlerin? yerine getir- mekten var gecmieti, Bunden sonra iki seneden Unha fazla bir müddet (1936 martında hareketsizlik taraftarlarının söy- / HABER— Alkşam Fostast — — e— 14 SONTEŞRİ? — 1942 EHİRDE Üsküdar tramvay ” seferleri tahdit ediliyor Karar yarın sabah tatbik ediliyor Yapılan teltkikler sonunda esa- sen iyi vaziyette bulunmıyan Üse küdar « Kadıköy ve havalisi halk travmaylar'nın Seferlerinin esaslı surette tahdidine karar verilmişe tir, Bu kararm tatbikma yarın sa- bahtanr itibaren başlanacaktır. Seferlerin tahdidi ile gerek Üse küdar, gerekse Kadıkövde iram - vaylar çok azalmış olacaktır, Eve kan halkın tramvay bulması im « kânı araştırılmış fakat sonradan bu da mümkün olmamıştır, Bu iti- barla gerek Kadıköy gerekse Üs » küdara çıkacak her vapur yolcusu- olmtyacak ancak bir kısım vapure ların tramvayı bulunacaktır. Ke - zalik vapunlara yetişecekler için de tam tamamına irtibat temini mümkün olamamıştır. Buü tanife Anadolu yakası hâla kımm mevsim dolayısile bir hayli azalmış olduğu kış aylarında bir tecrübe olarak tatbik edilecektir, Bu sırada bu tramvayları işleten şirketin tasfiyesi de ikmal edile - rek tramvaylar İstanbul tramvaya ları idaresinin eline- geçmiş ola - caktır, Banka kredileri 1940 senesindeki iş hacmine irca ediliyor Bankaların emtia mukabilin - deki“bilâmum kredileri kestikleri yolunda dün bir sşayia erkmiştir. Bu' şayia doğru değildir. Yalmnız, dün bankalara badema kredileri 1940 sSenesindeki iş hacminde ve- rilen kredi miktarlarına irca et « meleri hususunda emir verilmiştir, 1940 senesinden sonra işe baslı * yanlar hakktrıda hiçbir sarahat yoöktür, velâ hiç olmazsa vapurlardan cı - | nun tramvay bulması imkânı hâsıl | iyi yetiştirilmiş 84 bin öküz inek, i81 bin beygir, 560 bin ester ve merkep, 9,000:000 koyun — vardır. Müstemlekenin kereste işleri ile demir, tütya, kurşun, foz'at ma- denleri ehemmiyetlidir. Cezayirde kömür ve petrol ole raadığı için, sanayi tamamiyle in. kişaf edememiştir; amma — dahili ihtiyaçları temin etmektedir. Müs. temleke, pamuklu, yünlü kumasla. rinı. elbise, mendil — ilttiyaçlarını, madenden ve ağattan eşyalarını kâğıt, ilâç, maden körmirü. kahve. Seker gibi maddelerini hariçten temin ederler, Müstemlekede, d0 bin kilomet- relik mükemmel yol ile 5 bin ki. lometreye yakm demiryolu vardır üç vilâye; merkezini bağladık sonra bir taraftan Fasa, diğer ta. raftan Tunusa uzanır, Dahile doğ. ru, demiryolu şubeleri de varrlır. Cezayitin ıhracatı, 1930 1le 1936 senelerinde, 3 ile 45 milyar frank arasında,. ithalâtı da 3,1 ile 4,? müyar frank arasında bulunuyor. du, a İtbalâtının dörtte üçünü Fran: sulan yapar. İhracatının beşte 4 dürdünü de Fransaya satar, Yazan: Aleksander Veri ğLedikleri gibi) Fransa (İspanya 'harbi müstasna o'mak sartiyle) Almanya ile sulh içerisinde yaşa- “dı, Almanya bü iki seneden Ren havzasını tahkim elmek, ordusu- “nu kurmak ve havacılığını ilerlet- |mek için geniş geniş istifade ot. Üt Fratsa Milletler arası vazi- yetlerle alâkadar olmuyor, kendi yağiyle kavrulmak istiyordu, Ren'in isgali emrivâkiine boyun eğdikten sonra axlarca harici ma- selelerle âdeta hiç mesgul almadı., Bütümn dıkkatıtıi ie politikasIna Ver di. İç politikaya ve bilhassa mayıs intihabına verilen bu ehemmiyet zırladı, halk cephesirin büyük zaferini ha- | ——— ahkemelerde... dirala Bir emniyeti sulistimal dav”s! Davacı yerinde uzun boylu, ince fakat düzgün becaklı, verin ve kıvrak vücutlu bir Arap kızı ontu- nuyordu, Kıvır kivir. saçlarını — 0- ' muzlarına dökmüstü, Çikolnta ren gi tenine yaraştnmağa çalıştığı koyu renk boyalı dudakları ile gü- lümsedikçe, bembeyaz dişleri yü. zünü bir hayli aylımlaştırıyordu. Bu muhaâkemenin suçlu yerinde bulunan maznanu da Araptı, Sam h Mahmut: OÖrta boylu, sişman, kalım en. seli, hilekâr gözlü bir adamdı bu, Saçları tepesinde dökülerek başı- nın esnter tenini meydana çıkar- mış, alt dudağı fazla kalınlıktan üst dudağını yarı varıya örtmüştü, Her ikisinin de hüviyeti teshbit olunduktan sonra hâkim — evvelâ davacıya söz verdi: — Anlatın bakahm bayan Mü. Zeyyen, davanız nedir? Müzeyyen hafifçe öksürerek se- sini Anyarladıktan sonra : — Bu adam, dedi. Bana miü. kemmel| bir oyun oynıyarak esyn- mın Üzerite oturdu, Birkaç gün evveldi. Fh insan - ht hali bu, Biz de sıkmtıya dü;. tük, Para lâzım oldu, Halbuki an. nemin üç aylık maaşını almasını daha bir hayli vardı, Tuttu. 6 taş İt Felemenk yüzüğümle, altin sa- atimij aldım, dükkâner Agoba g5. türdüm. — Para lâzm oldu. Bunları re hin bırakayım da ver, Dedim, — Kız benim param yok, am. ma Mahrauda soralım bir defa, de- di, Bu, Mahmudu dükküna cağırt. tı, Yüzüğümle saatim; gösterdik: — Bu kıza para lâzım, şunları rehin al da ver! dedi Mahmut da tuttu 25 lira verdi. Her ikisini de kendisine bıraktım, Aradan bir ay geçti, geçmedi, gö- türdüm, 25 liranın 10 lira.:ı:i' Ver. dim, geri, Kalan 15 lirasmı da mut birdenbire değişli: — Bu ne? Benimle alay mı e. diyorsun? 50 lira vereceksin! Dedi. Hayret ettim, — Ne 50 iirası, dedim, — Faizle beraber borcun Kradır, dedi. — Neden? Biz teninle faiz için bir şey konuşmadık, Hem 25 lira için 35 lira faiz olur mu? YN — Elbette olur, Fsyalarını baş- ka türlü vermem. Dedi. 15 lirayı da almadı, Ben de eve döndüm, işi anlattım, s_u anneme Demiryolu, sahile muvaz; olaruk A7 e— Yüzük ile altım saatın küyme- ti'ne kadardır? — Saat 50 lira, 6 taslı menk yüzüğü de 500 İra, — Nasıl olur? Renim buna ak- he pek ermedi, 25 lira için insun bu kadar kırymetli eşyayı nehin bı- rakir mı? Ş — Efendim, ben 25 lira iste- medim ki, 150 lira alacaktım, bu kadar verdi. — Eh öyleyse yalnız saati bı- raksaydın Y Fele. Muzaffer Esen Burada, Fransada halk cevhesi Tehinde yapdan hareketlerin bikâ., yesini anlatmağa ihtiyacım yok, Bu hareket altı subat — kıvamının doğrudan doğruya neticesidir. — İş. Çiker, küçük burjuvalar, hattâ köy. üler “Faşist tahdidi” karsısında heayecanlanmıştı; 14 temmuz 1935 de Pariste helk cephesinin ilk bü: yük nikmayişlerin? ve bir vıl son. Ya da (bu tarihte halk tephesinde komünistlerin hâkim — olmasına rağmen) bu cephe lehinde yapıları tezahürleri seyreden herhânsi bir | itsan bu hareketin derinliğin: — ve | samimiliğini hiszedebilirdi. | Şarl Pesi bir Zün “Politika” İle '“mstiklik,, arasındaki farkın iza- * bir müddet sonra götürünce, Mah Şamlı Mahmut yerinde tepiniyordu: “Ne diyecek efendum, bu kız ne dedi, ben dedi hepsi yalan...,, — Nasıl olsa tanıdık. İnkâr et- mez Ülye düşündüm, Bırakıttını, — Kim gördü bunları verir- ken? — Ağgop, bir de Etem adımdaki adam, -— Ne d'yeceksin bunlara yâ Mahmut? Maznun Mahmut: — Ne diyecek efendum, Bu ne dedi, ben dedi hepsi yalan, Evvelâ bauna bu eşyaları Trehin bıraktı, Meliha, Bu bırakmadı ba. na, İste simd; dışarıda bu Meli- ha ş Sanki, sevimli — sam'atkârımız Naşid, sahnede Arap şivesiyle Türkçe konusuyor sunırdınız, — Ben bunları hiç tanimadı. Onlar geldi bir gün ©o Agop ile dükkâmnıma, Dedi Meliha, bu Agop da var 25 Hra böorcum, Ver bu 25 lirayı, bu eşyaları alayım ve çar- şıda satayım, Ben çok doğru bir adam reis bey, acidim Melihaya. Verdim Agoba 25 lira, Aldık eşya- ları çarşıya gittik, Amma, kim gördü, verdi dO Jira, 44 lira 48 Hra, Meliha vermedi, Bana: — Mahmut efendi, bunlar sen. de dursun, ver büna daha 25 lira, eğer pâra vermedi, sende bunları Sattı, Çıkardım, verdim, bir ay geçti para yok/ Üç ay geçti yine yok, Eh 'ben de fakir bir dükkâncı, Gittim geldim, * — Ücç aylık alacaktı, alamadı, yalan, yalan, Ben vine bekledi. Nihayet bir gün Meliha geldi, Elinde bir elek. trik faturası, Dedi: Bunu vermedi, elektrik kesildi. — Eh ben ne yapayım, dedim, Siz daha vermedi benim parayı. Dedi, sen Agopta verdik 295 li. . Bana da verdin 25 lira, Etti. lira, 765 kuraş daha ver, Son- bunları sat, Ben dedi: » — Amma, Meliha hanum, ver. medi herkes carsıda bunlara 52 lira, — Ne kaldı o da borcum olsun: Veririm bir gün sSana . Ben çıkardı, verdi daha, Sonra tuttum bunlara Besiktaş- ta graç (Saraj) sahibi Hasana sat tr tam 52 Hra, Versin buğün bu para ile benim kusur kaldı, hani 565 kuruş, alayım bu Hesandan vereyim mallarmı, —- Demek sana sat dedi, — Dedi, hem de ne vakit dedi, Radyocu Ekrem duydu, Daha Kâ- Nül bey de dükkânda idi. Hâkim Müzeyyene döndü: a Kızım bana da öyle geliyor ki, bu işte bir bit yeniği var, “Müzeyyenin cevap vermesine 4 S .: 765 kuruş vakit kalmadı, Samiin arasında Yaşlıca bir Arap kadını, sinirden bütün vücudu, ispazmoza yakaları. mış gibi titriyerek ilerledi, boğuk bir sesle: — O Meliha benim bu adam hint yapmıştı; ona göre mistiklik rühu ve heyecantn ilbamı olan politika demekti, Halk cephesinin Faşist aleyhtarlığı sadece hir po Üülüka değil, hakiki bir miztikiökti. Fakat daha doğrü, Pegi'nin Sseça me örneği o'an Dreyflüs taraftar- Tarmın Mmistikliği yalnız ve tama- miyle Komünistler tarafımdan ida Te edilen bir politikava inhisar et Ü. Fransız komümst şartisini Nasyonalist ve vafinperser bir hale koymakta Moskavanin güttii. ğü maksat be olursa olsun hi naş yonalizmi ve, bt — vatanperverliği dayanacak bir nokta — gibi kabul eden Fransız efkârı üumümiyesinin mühim bir kisnn bü maksatta sa- mümi idi; bilhassa Paristeki ame- , Te sınıfr İspanyol Cümhuriyeti da- Vasina samimi olarak bağlanınıstı, Fakat bu tarihte bile halk cenhe - si binasında bir çatlak vücudo gel. viş bulunuyordu, Vilâyetlerin Cümhurivete' —H- kirleri, bihassa öğretmenlerin dü şüncelerinin tesiri altında kalan radixtllerden mühim bir kısmı baş langıeta balk cephesine “araftar bir durumdaydı. Fakat 19926 hazi- #rur tit | ismine kayıtlı bulunduğu iiçn baş Kâğjıl ve şeaker gelirilmesi müzakereleri Krom şilebi Amerikaya gidiyor Ankaradan bildirildiğine göre bir Fin firmasile bir milyonluk i: yapmak maksadile müzakerelet yapılmaktadır. Triyestede huit nan kâğıtların memleketimize ge tirilmesine calışılmaktadır. Diğer taralftan Amerikâadan g*- tirilecek buğday içni Krom silehi- nin hazırlıkları bitmek — üzeredir. Şileb bugünlerde gidecektir, Diğer taraftan İsveçten ve Çe - koslovakyadan şeker satın alabil- mek için müzakereler yapıl!ığı haber verilmektedir. ' Da'tmi ;ııomur karneleri Yalnız mmeurlarla devletten ve devletin iştiraki olan müesse- selerden maaş ve ücret alanlara tevzi edilecek iaşe karneleri vilâ- yetçe teslim edilip alâkadar dairek lere tevzi olunmuş, ve mâaaş sahip-! | lerine verilmesine başlanmıştır. Bu karneler iki yapraklıdır, İlk sayfasında hagi daireden verildi- ği ile numara bulunmaktadır. Kar - ne bu numara ile karne sahibinin kası tarafından kullanrlamıyacak- tır. İkinej sayfada bir Tresim yeri vardır. Bu resmin Üzeri daire mü- dür ve âmiri tarafından resmi mü: hürle mühürlenecektir. Üç'incü sayfada 25 numaralı hane bulun- maktadır. Bu hanelerden her biri yapılacak ilânlarla bir iaşe mad - desine tahsis olunacaktır, Karne Din son sayfası ise Ne şekilde kıl Tanılacağı hakkında izahata tah - sis edilmistir. Bu karneler resmen Lpazartel'—i sabahından — itibaren mer'i olacaktır, yalancıdır. Bizim gibi fakirlerin eşyasmı dalavere ile almak isti - yor, Diye bağırdı. Hâkim: gelince titrersin, Diye kendisini susturdu Müzeyyen de: — Bütün bunlar yalandır. de- di, benim söylediklerim, doğrudur, şahitlerle de isbat edeceğim, Bunun üzerine mahkeme, âm. me şŞahitleri ile birlikte, Mahmu- dun, Melihanın kendisine “sat,, dediğini duyduğunu söylediği rad. yocu Ekrem ile Aümilin de cağrı- larak dinlenilmetine karar verdi ve muhakemeyi başka bir güne bı. raktı. ; Yaraflar dışarı çıktıkları zaman, Meliha Mahmudun — arkasından küçük kahve rengi Şemsiyesini sal lyarak bağırıp çağırmağa başladı. Mahmut hiç oralı olmadı. kalın pal tosunun yakasmı kaldırarak: — Ben; dedi, hep Allah için dedi, diye söylenerek yürüdü. git- ti. n Müzeyyen ise: — Yapma anne, etme anne! Diye Melihayı teskine çalışıyor- du. Bakalım gelecek şahitler neler anlatacaklar?.. | NİHAT ŞAZİ Sümede £ lt Vit Altın düşüyor ÜN altının 120 kuruş birden düştüğünü —öğrendik, Bu maddenin düşme sırasmın kendi. sine geldiğini Aanlaması bir fâlk bayırdır,. E CNEBİ ve ekaltiyet mektepler ri öğretmenleri, nihayet ken" dilerinin de maarife mensup ol, - duklarını son kararla anlamış olur yorlar, Onların maaşlarına da yüz de yirmiden eksik olmamak Üze, Yre zam yapılacak ve ucuz ekmek 'Yartı alabilecekler, Senelerdenberi bu mekteplerde — Türk kültürünü yaymak — yolunda 2mek sarfedenlerin, bu vesile ile — katırlanmış olmaları bile teşekkü: re değer, / İ İhtiyari durak yerleri IİSA mesafelere gitmek için tramvaylara binenler uzağa gidecekleri durak yerlerinde birr. kanlar düşünsünler, Nihayet ya - bacaklarını yaptlar; artık rahat ederler M Bürhan Burçak —— ;a.»ı&j A a Üi ae ei Zei d Odm 4 a e dei 6 n FPA İi ÖH A ee Ü0 di & — —. & e A 14 el S Bd Si