| lar 9 ıntıba den oren de yapılan tö ım Bu sabah taks — sr İmei “APU on) — sura Feyrapstgş *ümjiles yaaa api zay 3 , app Göze eöavd *unjsri yaraopr nsnse uryuay ng , “arala v8 daryad azryoğ “opuıbı opydıza Vo, ek uy) Aİ ğunpzığe oy ok yang Sırlar gepey oumsn unuz; "se vputun X *auyyesnş TON? Un İp agi “n1loy Ucan iğtppoğ ursos vedey rr ve “çepe sero “upepeye — rp pul seye yedt ayse “apar #1103) yyyoğnana were “1595 Uruzu Arg very “aejıpejleg vim raiğeong 94 24 uras e Güpippdep - eyene “öry MOP İn “uepasye dry izmarkele riedepy “aeg — FTpaDA zy OYU e “rpapaok alg ep fettpenig Fig “p sıpa “şen podos “pad uvpszo. gi WVAÇJLNI İNTİKAM Sözlerini bitirince kıraliçenin önünde eğildi. Ve; Öteki eşkıyalar da, reisleri gibi, kıraliçenin ö hüinde eğildiler, kendisini tanıyamadıkları için itizaş ettiler, yaptıkları münasebetsizlikten dolayı özür dilei diler. > Kıraliçe, Anrikonun sorgusuna cevap verdi: — Sizi kurtarmağa! j Aüriko hayret ve sevinç içinde sordu: | — Bu mümkün mü? — Neden olmasın? Serbest serbest mağaradan tıkabilirsiniz, i i ; — Nasıl lut haşmetmesb? Her tarafımız saril... “Askerler ne oldu? Yoksa geri mi çekildi onlar?.. ! — Hayır. Öyle bir şey olmadı. Askerler yerinde! — Şu halde mağaradan çıkmarızin irakân: yok demek. : m — Neden?. — Dışarıda asxer varken nasıl çıkarız buradan” , <> Asker dışarda ama, hepsi de uyuyor. Size za* rayı dokunmaz artık onların. Anriko, şaşkım, şaşkın, kıraliçenin Oyüzüne ba“ karken, o, askerlerin niçin uyuduklarını anlattı: — Bugün askerleri teftişe geldim. Kendilerine şarap dağıttırdım. Fakat fıçılarn içine uyutucu bir ilâç koydum. İşte bunun için uyuyorlar. Daha uzun zaman uyangyazlar bu uykudan... 1 alar hep birden bağırd se Yaşasın kıraliçe... Yaşasm püyük hamimiz!. n bu yardamları niçin yapıyordu? İm 296 ” —iz— LAYIY yek pg Taoİr mepedo “aç duğıp mar moya O Yodoç -Sepesyre yg Mopey alavusyjod ü ea öp vayy “udoparyıy sulu op uogj — pes yağ — 3 Op VE pe <p 204 gejiepeyre yap? Utpari org ju ON — sapa, dev vaog “apouiyaduZ uopafaiyss apyeydoyğ “uupdek ng — sey #p9p oyum “Tap Eyi2g upruupaek ye, KE ng unğopucaş #iodeyıg raravpey © yar — 243,5 var faz rg dep k yexdoy pops) #gıpamoğ $p çapına upon Bdozuğou od “ey 4 4 ğeypyeişmaz Tepe osry arp “poz — dnunpjop nodos wp 0 “piya Gmygr ourgpey ulu sopusyıy Şaş “apne oz1g yeğ y “özonar ByEyo — Zap op “ölen şeyez “unponop 493 41g 9plog — ! Ş izmursaoi pa ana ayyar nunğnpyo 1) uraz, #pang — j14 ypominp değen dıpap iğvzdoy, *anazsmy uğısı day “gok zyrupğapaş? aönd urzıg “eo op ajig) ypuş Mu uş “pop Ka$ zey eyöeğ mopozdnu 14 MYAMJLNI ileri değrn atıldı, hayvanı sallasırt edip geri döndü, nu tuttu. . ormanda aki geldiği tarafa doğra koşut yorlardı. Gürültü, patırdı arasmda Kazaldekyonun #6; si işitiliyor. askerlere bir takım kumandalar veriyordu, Tehlike ve felâket bir gölge gibi takip ediyordu Anrikoyu.. mağaraya doğru koşuyordu. Fakat, yol hel taraftan kesilmişti. Düşmanın eline geçmemek için vi mucize lâzumdı. f Mağaranm kapışma ulaşmıya imkân kalmamıştı; Bu vaziyet karşısında, aklm» bir çare geldi: Mağarayı ilk keşfettiği yerden. içeri girmek! : Esasen bundan başka kurtuluş çaresi kalmarırştı. Eğildi, yılan gibi, kertenkele gibi yerde sürünerek ileri lemeğe başladı. Ve birkaç saniye sonra, talih yüzünd güldü, aradığı yeri buldu. Büyük tası kaldırdı ve etiyle beraber delikten içeri girdi, arkasından taş kapandı. ! Anriko, kendisini kitasenin görmediğini ozanne derek se*iniyordu. Fakat, bunda aldanmıştı. O, deli , ten atlayıp, kaybolunca, birkaç metre ileride bir gölge peyda oldu. Bu, uzun boylu biriydi: Avcı elbisesi sy) wiş bir kadın!.. Kadın, sevinçle güldü: , — — Nihayet. dedi. mağaranm kapısmı keşfettim. Şimdi, buraya girmek lâzun, Vakit gecirmeden bu wi yapmalı)