25 Ekim 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— K7 l | | | | p —F ” a AD e BAA BB Ö lli Dal 'OÇ r sir'yazmağa heves etmiş: ,FİCIM gülbeşekerdir dihenin HAFTA £ OH —iSRU Kadın mı, meyve gümrüdü mü? Kadmlar arasında — Höoroz gibi — Şiir gibi, neşide gibj — Bir hatıranın mnelüli — Dedikodu —"'Ne tontoön şeyi,, — Alev gibi kadın — Hurma bu. #âtlu, armut çeneli —Asmakabağı gibi kol, hokka gibi ağız! Mithat efesdinin bir şarklsı — Şair Andelibin bir sözü — Hüdainabit bir filozof — 10 öğüt — 1, — “Ağamı öpmemis, yemiş!,, Kecalarm uyku Seati, — Ahmet — "Pisboğaz he, Yazan. Mümir Süleyman Çapanoflu m BÇEN gün kadınlı bir mec liste bulundum, Yedi sekiz sadın içinde tek erkek olarak bir ben vardım: Siyah —yeldirmesini giymiş, basına bir kırmızı yemeni bağlamış ihtiyar bir höroz gibi a. ralarında bocaladım, durdum., Kadınların tçinde, bir kaynana bülbül giti şakıyanı düşükleri de vardı, eski şark sa. rayalrının sürmeli gözlü sultanlar rını hatırlatanı da,.. Gevezesi de vardı, Arşimet kadar ağırbaşlı ve filozofu da., Hafızı da vardı, fal meraklısı da, Bir şiir kadar güzeli, minimini bir neşide zibi okunduk ça mısralarının üstünde durdakça külbe ve ruha ferahlık ve aydınlık vereni de vardı. muazzez bir hatı. ranın meliâliyle dalgın dalgın dü. Şüneni de,.. Pahalılıktan, — vurganculardan başlıyarak, her Mevzudan konuş” tular, Modadan, yeni kumaşlar dan, parfümlerden, mantarlı kun, dura'ardan, kışlık mantolardan, bahsetmeyi nnutmadılar, Asktan da, "vglden de, yeni ev İenenlerle, yeni nibtnlannnhrdın da, boşanan çiftlerden de dem vurdu'nr, Biri, yaşlı bir bayanın yeni aslandan bahsederken, onu şı.ıe bir aşk ıçın pek bayat bııldıı. ğuünu, serseri, derbeder kalbli or duğunu, aynı his içinde uzun müd det hapis yaşamadığını, her yeni obağin onun İcin bir terakki adi *Olduğunu söyledi. "e ve evlenmek etrafında baş. lyan konusmalar, biraz dedikodu ya oluyordu, Fakat bir an geldi ki, yezâne konuşma mevzıru, bir nök- ta etrafında toplandı: Dedikodu! Biri bir kadını, öteki bir baş - kasını çekiştirdi, Birisi, Hüsâiye. nin gülünçlüklerinden, zekâsızlık Tarından, garahetlerinden bahset- ti, Ötekisi, sözlü olduğu halde, Fethiyenin, gönül sapmtılarını, ileri sürdü, Velhasıl, tatlı tatlı ko. nuştular, Dedikodu yaptılar, gül . düler, kahkahalar savurdular, Bir kaç Saât güzel vakit geçirdiler. Arada ben de eğlendim, neşeli sa' atler geçirdim, Dedikodulu da ol: sa insan eğleniyor doğrusu... Dikkat ettim, bir genç kızın, bir kadmın güzelliğinden bahsederler ken şöyle tarif ediyorlar: — Ne tonton şey... — Meliş mi?,. Minnacık bir kız. — Kadeli mi?,, İpek gibi.. alev gibi bir kadın,, — Selmacığı sorma,.. Üyle gü. zelleşti ki., yanaklar penbe, penbe |hele ayakları şairin dediği gibi bir Frer mısTra,., Halbuki eskiden böyle miydi?.. Kadm güzelliğine dafr söylenen süzler, benizetilen teşbihler ne ka- dar garip, ne kadar tubhaftı! İn - san, bunları işîdime, bir. kadımı değil, bir yemişi tasvir ediyorlar, zannederdi, Ve ihtiyarsız. kendi kentdTine sorardı: — Kadm mm, meyva gümrüğü mü?,. İşte birkaç hibîlı Herma burunlu, ayva göbeki, elma yanaklı, turunç memeli, ki - raz dudaklı, üzüm, dem — veya kestane gözlü, armudi çeneli... Bandan başka: Asma kabağı si hi kol, sehvi sibi endam, sülün gi bi bov. ağız hokka gihi, kirpikler ok gibi, kaşlar yay gibi, Bu tabir. ler ve teşbihler arasında kurbağa gözlkü, patkean burunlu, fincan gözlü, faras ağızlı tabirleri de kuf ; İaiyiryordu, Bir kızı, bir kadımı ta rif ve tasvir ederken, bu tabirleri ç kılfnı-ırrlardı Divan edebiyatımız. dnii kadın, kız ve mahbub tasvir. . bn, hep böyledir. Rahmetli Ahmet Mithat Efendi Doyamam ağzını öpmeğe senin! sarkısmı söylemiş, Üstadım Ahr imef Rasim, bunu şair Andelibe o —e kumuş, şair hemen dönmüş: — Pisboğaz herif! demiş, Ahmet Rasim: miş, Bak, (hokka, gül, şeker, d hen, ağır. doyamam, öpmek) ce miyet? elfaz var, Andelip kakkahalarla glilmüş, cevaben: " — Bünlear deliru ama, demiş, her kim ise efendi onun ağzını öpmemiştir, yemiştir! | E SKİ kadınlar. | ken gözüme bir toplandıkları zaman dedikodu — yabarlar, şunu bünü — çekiştirirlerdi a&ma, meclislerinde — bulunan duflara, genç kızlara, yeni evlilere, gişan - hlara nasihatler vermieckten We ge. | ri kalmazlardı. Öğütleri, et işleri. |ne, hayata, dikişe, çocuk #ıikımı - gibi somurtkan olanı da vadı; bir | da... Çenesi * na, kocaya kargı yapılacak mua - melelere dairdi. Simdi böyle kadmlar, dostlar, ahbablar var mı? Zanmtetmiyo, rüm, Esasen, yeni vetişenlere ii. ğüt vermeğe hacet yok, Onlar, dersi, öğretmeden — öğreniyarlar. Hattâ çarçabuk hoca oluyorlar, Dün, eski kitapları karıştırır - (nasihatname) ilişti, Bu on maddelik öğüdü, İma- me adımda bir kadım yazmış... Ka. dınm sair ve filozof olduğu anle., şıliyor, Fakat hüdajnabit şair ve filozoflardan, ., Bugün, genç bayanların bu öğütlere göre hareket edecekleri” ni, bu on maddeye boyun eğecek - lerini zannetmiyorum. Hattâ içle. rinden bir tane daha çıkacağına kani değilim, Maamafilı, şarklı ba yanım on öğüdü höşuma gittiği | için aynen naklediyorum: 1 — Kadın evini temiz tutma, k, kocasınm gözüne çöp dahi çarptırmamalıtlır, 2 — Evine bağlı kadım, koca- sile sofraya oturur, onunla bera- ber kalkar, 3 — Kocalarım kederile keder lenmek, dertlerile dertlenmek, acrlarma ve matemlerine ortak olmak ve onların sevincile sevin mek gerektir. Kadm kalbi, ken" dinin kalbi gibi esinindir. 4 — Kocalarm getirdikleri gi- yeceğe, yiyeceğe yanlız kanaat etmek değil, candan ve gönül den teşekkür etmek lâzımdır. 5 — Kocasını seven, onun ak. rabasını ve dostlarını da Bever, güle bitişik diken dahi olsalar! & — Kadm kocasmın sırrını damarda karnı, vücudda can, göz" de nur gtbi saklamağa mecbur- dur, 7 — Kocantn “yap” dediği şey mutlaka yapılmalı, yapılmaması nr istediği işler de mutlaka yapıl. müamalıdır. 8 — Kocaların uyku saatleri onların isimleri gibi kafada yer etmeli, hatırda kalmalıdır,. Yuva- siNi mesut görmek isteyen ka- dm, kocasiyle aynı zamanda u. yur ve onunla aynı saatte uya. nir, 9 — Kocaların malı çar çur e- dilmez, israf olunmaz, Yersiz, sebepsiz harcanan her para, sev- gi ve saygı bağından sökülüp atı. lan bir fidan, bir kök demektir. Sonunda o bağ çöle döner, 10 — Kadin, vücudunu, daima berrak ve kirsiz -bulundurmal. dır, Kaynak sudları gibi, En küçük kür, en büyük aşkı öldürür! Münir Süleyman ÇAPANOĞLU da kınwo;ılulı birçok — İngiliz üaşkeri de durüyor, Fransızlara biraz düşmanca bir tayvırla bakı- ? yorlar, fakat hiç bir şey söylemi- Mhr Şimalden, sahilde bir yer- | den geliyorlar, Splandid gemiye döndüm, Sağ- h sollu kahveler tiklim erkiim do., la, “Garson bir Perno, garson bir vitel kasi, garson bir Dömisek!” nazırlar meclisinden hâlâ haber yok, Dedikotular, daima dedikodu lar, Akşama kadar şurada, burada sürttük, bir aralık La Rogele git mek meselesi görüşüldü, burayva Wki, üç gün içersinde küçük bir İr. giliz gemisi gelecekmiş, Konsolns Tuk bu gemide yolculir için 200, çok çok 300 kişilik yer — bulundu. ğunu söylüyor, Bu gemiye hinme * ğe teşebbüs etsek mi? Bordoda, Fransadan ayrılmak için sahırsız . Tanan 2.000 İngilir tebaasınm ol - duğu söyleniyor, Nihayet sant se, kize doğru, Bordoda bulunan İngir Hzelrin şehri terketmeğe hazırlar, maları ilân edildi, ertesi sabalı sa- at dokuzda Jirondl nehri mansa | bmnda küçlük bîr lıman olan Ver * eker Hariçten de getirilecek Trakyada bulunan şeker vagon ları dün gelmiş, ve bakkallar ce - miyetine yeniden şeker verilmiş. tir. Seker şirketi simdiye kadar İsz, tanbu| halkının yarmışar kilodan alacağı istihka.hm yarısını vermiş- tir. Diğer yarısı da birkaç gün işin de verilecektir. Şeker şirketinin karne ile satışı tamamen karşıla * yacağını temin etmektedir. Diğer taraftan, hariçten şŞeker ilbali öSmMn teşebbüsler ve temaslar yapılmaktadır. Bu husustâa yapı lan teklifler muvafık görülmekte . dir, Ankarada müzakereler cere - Yan etmektedir. Ankarada Ameri kadan şeker getirtilmesi üzerinde de görüşmeler vardır. Fakat Ame" rikadan getirilecek Şşeker çok az olacalktır. 14 fırıncı cezalandırıldı Ekmek karnelerinin sayrmında sujistimal varmak suretiyle fazla un almak sucundan millf korunma mahkemesine verilen 14 firmet ve yedi karne sayrm memurlarının muhaâkemeleri dün — bitirilmiştir. Suclular 50 ile 60 lira arasında pa, ra cezasma çarpılmışlardır. Memurlardan ikisi beraet ka . zanmıştır. Eskn îuır]kleırde leZ]lİlIl vaırmııvdlzı “Türklerde tiyatro var mıydı?" mevzuu Üzerinde biraz daha yürü. memiz, yeni yapılacak hatalarla gençliği Şşaşırtmamak için daha kati deliller gösternimeiz icap e. diyor. Çin rüzunmelerine bakmakla Ve bazı seyahların hatıralarını oku makla, bu bitaraf adamlrın göster. dikelrine itimad ederek diyebiliriz ki Türklerde yazılmış mütenevvi piyesler vardı, Ve bu piyesler, a sağı yukarı, bugünkü tiyatro tek. niğinin talebettiği şekilde sahne. ye könüyor, oynanıyordu Bu pi . yesler bir tasnife de Hâbi tutulmuş lardı; | a) Tarihi piyesler; 8 Bu tarihi piyeslerin ne olduğur nu anlamak için âlim Will Du. rant'ın kitabınal) küçük bir güne ancak kifayet eder, Bu eserde de. nir ki (Konfüsyos)un ahfadından K'unm.Tao'Fu Milâdi 1051 tarihin. de, Çin hükümeti tarafından Tür. kistana elçi sıfatile gönderildiği zaman orada (Konfücyuslun ha. yatmı bütün telerrüntile gösteren bir piyes seyretmiş, dedesinin sah ne Üzerine çıkarılmasına çok kırz” mıştı, Fakat Çine avdetinden son. ra daha makul düşünmeğe başla £ diı, Ve vatandaşlarına Türklerde. Ya yaptırılmasay- dı, ya beklenseydi Bundan üç ay kadar evvel ticaret, vekâleti, İstanbu! ticaret ve sanayi odasından bugünün icaplarına , göre tadili münasip görülen ticaret ve sa- nayi odaları ve ticaret borsaları ka, nunları, için mütaleasmı — istemişti. İstanbul ticaret odası bu istek Üzeri- ne bü nahiye, hukukçuü, — iktisatçı ve mütehassıslardan mürekkep — bir he yet teşkil etmiş ve bir tane — ticaret ve sanayi odaları, bir tane de börsa- lar için olmak üzere ikj kanun pro | | jesi hazırlamağa başlamıştır. Bu hazırlrkdar esnasında tlcaret ve- kâleti birkaç defa odadan mütalea | sınım biran evyel bildirilmesini iste - Ticaret Odasının Ticaret Vekâleti için büyük emekler ve himmetlerle hazır- lattığı projeye şimdi lüzum kalmamış mişge de oda hazırlıklarına devam et, | miştir. Ticaret odasındaki heyet şimdi her iki kanun için de birer proje hazırla- | Mıştır. Lâkin projeler Üzerinde son bir tetkik yapılmaktadır. Bu sırâda ticaret vekâletinin gerek odalar ge | rekse borsalâar için yeni kanun proje- lierini hazırlıyarak Vekiler heyetine vermiş olduğu haber alınmıştır. Vekâ, letin salâhiyet sabibi zevatı da İstan bul ticaret odasımdan istenen — şeyin kanun projesi değil sadece bir müta- leaname olduğunu söylemişlerdir. Şimdi, odada, büyük bir emekle ve aylarca çalışılarak hazırlanan proje, lerin ne olacağı merak edilmektedir. Emniyet altımecı şube müdürlü- ğü, Şirketi Hayriye Devletdemir- yoları ve Tramvay idaresile te maslarda bulunarak vesaiti nakli. veye mütecallik belediye nizamna- mesi maddelerinin süratle tatbikt icin gereken esasları kararlaştır” mışlardır. Vapur ve trenlerde yolcular bin meden ve yolcular çıkmadan eşya konması katiyen yasak edilecek, yolenlardan ellerinde valiz veya büyük paket olanlar ancak eşya könürken gireceklerdir. Tramvay . Yazar: Aleksander Verit rin evine gidip bakmak — ihtiyatlı bir hareket değildi; bu yüzden va puürü kaçrrabilirdik; belki de ge. celeyin bu emri bozan baska bir emir verirlerdi; böyle zamanlarda iher şey beklenebilir. Binaenafeyli geceyi ötelin tam karsısında, oto” . mobillerde geçirmeğe karar ver . Adik, Ötelin lokantasında hüzlün do hi ve çok pahalı bir yemek yedik, fazla olarak da garsön bizi 30 frank dolandırmak istedi, Yemeğin sonuna doğrm nazırlar meelisinin toplantısından ilk hü - ber geldi; dündenberi dört defa toplanan nazırlar meclisi İşi (bu defa kelimenin tam müânasile) bi. dana gidilecekmiş. Bizim İngilizle, * | Vapur ve trenlere binme ve inme larda ön kapıdan çıkılacak, arka kapıdan binilecektir. Bu işi kontrol etmek Üzere kâfi miktarda memür tahsis edilmisttir, —H Birlikler umumi kâtibi Salâhaddin Verilen bir habere göre İstanbul ithalât ve ihracat birlikleri umumi kâtibi Salâhaddin Çuhruk eski vazife- si olan İzmir Tarrm satiş kooperatif leri umum müdür muavinliğini tek - rar kabul etmiştir. Çeviren: Muzaffer Ese, tirmis, Röno istifa etmisti, Riva * yetlere göre nazırlardan on dört kisi ayrı bir sulhun müzakere edil ' mesi lehinde konuşmuş, yalnız ön tanes; bu fikrin aleyhinde bulur. mustu; bunlar arasında Röno, Mandel, DPotri, Kompensi, Mane, Dello da var, Teslim — taraftarları ise generaller, fasistler ve bnıgun en radikallerdir, aralarında Pe Bodven, İbarnefzare Pruvo, Şoton ve Pomare var, Löbhrün baha da teslim — taraftarlarma iltihak et - miş, içtimada bulunan general Vey gand ise, rivayetlere göre, askeri bozgunun tam olduğunu ve harbe devam etmenin faydasızlığını söy. lemiş, Bu akşam bana hazırlanan | rak ahfada gösterilmemiş olsun... pîiwes ki tiyatro sanatının ne kıdar î::r de olduğunu anlattı, Bu hususta diğer âlim Gils de bahseder2), Bu zatm dediğine gü" re, bu piyeste Könfüçyuüs tam ti . piyle gösterilmişti. Hattâ onu tem sil eden aktörler, Konfüçyusa ben | zemek için, tpkı onun yüzüne | benziyen bir maske takınırlardı. İş bununla da kalmaz, hayatı, fel. sefesi, gayesi, her şeyi bu piyes - lerde gösterilirdi. Bu piyesler ba- zan iki veya üç gün de devam e. w derdi. Bunu okur okumaz aklımıza ge. | | len ilk şey bu muazzam tarihi va. kanın tahrif edilmeden oynanabil- | mesi için yazılmış Ve tesbit edil miş olmasıdır, Bunun üzerinde as. rım bu sanat ile meşgul yazıcıla - rinim da uzuün zaamnlar çalıştıklar rr anlaşılır, Bundan başka Evliya. | nin bütün hayatını ve o zamanı | gösterebilmek için muazzam deko. ra ihtiyaç hâsıl olacağımı da bir , JAâhza düşünmek kâfidir. Perdeler değişiyor, mekânlar değişiyor, şa. | hıslar değişiyor, vakalar değişiyor ve bütün bunlar sahnede gösteri” liyor! Bütün bunları canlandıra . bilmek de elbette ki büyük bir-sa. nata mütevakkıftır. Cin ruznameleri ise bu tarihi pi- yeslerin birçoklarından bahsettik leri gibi, oynayan aktürlerin kabir liyet derecelerini de göstermeği unutmazlar, Denebilir ki, eski Türklerde tarihi hiçbir vaka yok . tur ki, o bir pives şekline sokula. İste tetkik mahsulü eserler.. Bun. lar gözönünde dururken “Türkler de tiyatro Tanzimat devrinden sonra başaldı" — demek, ganetın en büyük bir derecesini gösterir, Türklüğün milli tarihine temas & Ten bu meseleler tetkik edilmedn iyite İncelenmeden ceffelkalem indi hükümlr vermek hiç de doğz. ru bir is osalmaz, b) Milli piyesler, komodiler; Türklerde yalnız tarihi piyesler yoktu. Milli piyesler ve komodiler de vardı. Bu milli piyesler veya komodiler ya tam bir opera şek . Tinde veyahut da bir öoperet halin” de oynanırdı. Yine Will Durantın tetkiklerine batmak kâfidir, Bandan başka Paütl KL'ahbi, | “Yakatlar” anrasında bu piyesleri görmüs, Bize resimlerile en iİnce teferrnatina kadar her seyi gös . termiş ve anlatmıştır. Bu satırla. rımız da bü s#yalırn anlatfığı pi. yeslerden bir tanesini misaj ola - rak oösterelim: Bu piyes (Kaysin haâna) aittir. Kaysin han Türklerin esatiri bir hakanıdır, Türk halklarını daima gözetlemek ve himaye etmek için gökyüztine çıkmıstır. Her sene bu. nün Serefin- bri âvin tertin edilir Ve itina ile vazılmış olan pives oy. nanır, Piyes sudur: Gavet ahenkdar, koplatret ovaatıerı bir. müsiki ile başlar, Fas mesanniye ve raktiase “Beyaz Melek?”' ortaya oıkar, Kenr disini tamamiyl» musikiye uvdura rak kıvre bir drts ovyrar Yürür, yatar Ve uyur, Pu Ssırada Gük Tanrtının İönetine uframısş olan “Siyah Karga” geilr. Sevva'ım ta rilfine göre, bu artist, bildiğimiz (Devamı sayfağ, sütun 5 de) imükemmel, dekorlar güzel, arti , Biş; piyes başına 202 lira düşt) >parası; hovarda bir tüccarın hatlMü | esnefin bir gecelik eğlence mi |Tiyatrosu geçen seneki kadar ' | masraf yapamıyacak; zira tiyatll EHAWSE[E T ARAL Tiyatro eğloııeo sayıımamalıüırl ENİ tiyatro mevsimi bağıf dı,, Komedi kısmında “3* lancı”yı, dram kısmında * Kış nf salı'nı gördük; gayet faydalı &0 atler yaşadık; Şehir TiyatrosunU” iyi çalıstığını, sahneye yeni artifk ler attığını gördük, İntizam $ ler gayretli, piyesler değerliy? Tiyatromuszun bu muvaffakıyet?i | | ri onun ne kadar müşkül şartiff icinde yaşadığını öğrenince müf ze sayılmak lâzımgzelir. Bundt dolayı duyduğumuz haz ne kâd Gerin ve şükranımız ne kadar € ginse “Türk Tivatrosu” mecmü" sındaki “Perde Açılıyor” başlıl| — yazıyı okuduğumuz zaman o F _'w ' dar ıztırap duyduk, Bir müease! 'nin hesabınm bü derece açrk. olduğu gibi verildiğine de hem! hemen ilk defa rast geliyor gi yiz.; Şehir Tiyatrosu geçen sene 5 neye koyduğu on beş veni pî b için dekor, kostüm, aksesuar, T Lüya vesairesine 3039 lira hart V yor, Bugün için bir tek kost rafı,.. Ankara Devlet Könservat varı yalnız Jül Sezar temsiliti dekor ve kostümlerine 17,000 il sarfetmiş, Bu senş İstanbul Şeli | 4 4 Bi eni d eğlence veri sayılmış, yüzde elliye gçokarılmıştır. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyâf rosuna geçen sene 35051 lira Vbt_ı dımda bulunmuş, 31273 lira verfihaln ödemiştir; demek ki tiyatro idil Alı resi bir eliyle aldığını öteki eliyösin vermiş vaziyettedir; yahut bu #ilta affedilm 1 i vergil Gİ 1 retle sadece vergiden oluyor, İe K Kahve, gazino, mey'iane, bior. sinema birer eğlence yeridir; İ| M kin tiyatro asla değildir. Eski Y'bir nanistanın: oluz asır sonra Ü — hayranlık uyandıran — kültürünÜlciüm tiyatronun payı pek büyük, hâtkayı, başlıcadır. Eğer biz">- tiyatro Âfj bt rupa tiyatrosile birlikte başlastini., dı gimdi aramızda bu derece delaş. Ve engin görüs, duyuş, anla! farkı bulunnuazdı, Türkçenin b nı gözünü yaran, en bayağı piye leri sahneye koyan “Manakyafi,.. ceşidi tiyatro eğer ortadan kalf ». ise bunu Şehir Tiyatrosunu boriİi , luyuz, Bu müessesese hiç kâr göğ, tirmese bile bütün masraflarf, . kapatarak yaşatmamız lâzımgeli İstanbul büyüklüfündeki dünmiğ, | şekirlerinde, yüz sene evvel bir' vi'âyet merkezimiz olan Kahifi, ; Sofya, Atina, Belgrad, Bükreş, £ bi yerlerde bile bugün yalnız ! cok tiyartro defil opera bile V dır, Orada tiyvatro bir eğlence sayılıip da ağır vergiler alınsayü yüzüstü denecek ha'de bırakılsı dı bugünkü neticeler aslâ elde dilemezdi, Sehir Tiyatrosunda temsilk baslrvalt ancak bir hafta on İ oldufu halde ko'tukların yarf » boştü, Bunu ayrı bir mesele zafl netmemelidir. Vergi ve va meselesinin halli bu meselenin halli demektir. Tiyatro bir eğle ce yeri değil, mekteptir. KADIRCAN KAF | l)î Peten kabinesinin bir listesini güs terdiler, Şaşılacak bir liste: Yıllar danberi tanımmıs ileri gelen baz * gunculardan hiçbirinin ismi yok; kahineye ne Böne, ne Falanden ne Monzi, ne Mistler, ne de Dea girmiş, Bunun mânasını bu kab'. nenin bir bekleme hükümeti olu sşurda mr aramalı? Yalnız is na . zırlığma Pol Forun getirileceği #öyleniyor, diğer taraftan amiral 'Darlan da yeni hükümete siriyar” muş, İyi bir Fransız ve İngitiz dos te olarak tanman Darlan, Bu aksam Barda da hâkim fikir yeni kükümetin teslim olmyaca , B1, fakat düşmanla mütareka yap mağa — çalısacağı merkezindedir, Fakat kimse kati bir şey bilmiyor; yalııız işlerin çok fena Sitfizi his si herkeste mevent, Biz İntilizlere gelince- Fransadan kaçmak için tam vakit. Fransada geçirdiğim hu son ge ceyi bütün — tafsilâtile hatırlryor rüm, Splendidde saat ondan iti - baren ışıklar söndü, taş düşeli antrenin vatı karanlığı içersinde isiksız hir ej iİnsan sön — haherler etrafinda münakasa yürütüynr, Ziya Gökalpın (: ölüm günü Bugün, büyük Türk mütefekki'| B Ziya Gökalpmn 18 inci ölüm yıldı *& nümüdür. ç Bu münaszebet'e, büyük ! ve Türkcü Gökalp ictin bütün hâ kevelrinde merasimler yapılaci/| hattrası hürmetle amlauıktrr ,.'ı_ f L # ' Ha a DU L.— b e DŞ Halleddmıyen bır bîl ECİP Fazıl Kısakürek | tumuzun “Çerceve” ba Bt zaman zaman yalnız yer değ örmekle kalmadı, şekil ve kil! da değistirdi. ilıııem çoktan f miş, Boylu çepraz bllıneedsrlıı Ğ ledilmiş bir sırasıma : Doğrasn bununla tam krvafl bulmuş telâkki edilebilir; kim$ nin halledemiyeceği bir yazı H! mecesinin halledilmiş sekli: Ç çeve Bnrlıım Bim:

Bu sayıdan diğer sayfalar: