22 Ekim 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

22 Ekim 1942 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m ğa — Tarinin DÜYÜ gil «m Robespiyerin idamı “ Fransayı hir sene, kadından, paradan ve ölretien nefret eden bir adam idare etti fopaşan' Muzaffer Esen P Eş | -8 Yukarıda bahsettiğimiz kanun , dan evvel Pariste on Üç ay içer - sinde 11270 kisi ilam olunmuştu, © ba kanımdan sonra Yalnız kırk © Güekuz gün içersinde 1316 insanın — başı kesildi, Istanbulda doğan in ğ ce ve hassa Fransız sairi Andre e da bunlar arasındadır, Robaspiyer millet medlisini bi - raz Ünln temizlemek istedi, Bu maksatla 26 temmuz 1794 de mec Jiste en meşhur ve en son nutku, nu söyledi, Robespiyer meclis azasından ü yüz kişinin daha canina kıy . östiyor, bilhassa Karnoyu or. sanları ölüme göndermek istemi - yordu, onun İçin bu son nutkuna gok ehemmiyet vermis, bir ay mü, temadiyen bu sözler üzerinde ça. Dışmış, ber kelimesini, her cümle, sini ayrı ayrı ölemliş, tartmıştı, Üzsrinde bir ay çalışılan bu nu tuk hayli garip bir eserdir. İçer. sinde yerinde, haklı hükümlere, dünyanm istikbelimlen bahseden felsefi cümlelere rasgelinir, Fa . küt diğer taraftân da natkun hi. cin yazıldığını açığa varan devlet adamları aleyhinde satırlar, Hü. yalar da vardır, Bu cilmleler çok kurnazca yazılmıştı, Meselâ nut ” kun bir yerinde Robespiyer “İn . göltereyi sörlerimizia Bırpalıyor, fakat ordunirmela o koruyoruz" * diyordu, Bu cümleden maksat har beden Frapuz orduları baş ku mandan; Komoyu hareketsizlik, belki de İngiltereden rüşvet almış itham etmek, o vazifeden uzaklaştırmaktı, Fakat bu sözler apagık bir iftiradan başka bir sey değildi, Zira R in bu söz Jeri söylemesinilen bir gün evvel Anverse girmiş, Belcikayı iatlâ etmiş İngiltere aleyhine çok kuv, vetli bir dyrba indirmişti, : Robsspiyer bu nutiunda Fran “ sız maliyesinden bahsederken de: İyemizi, gururla kimler ida Te ediyor, demisti, Asıfradelerin, «li bayraklı harsızın yerine geçen. ler, bunlarm ortaldarı, Kamben » Jar değil mi?” . l Bu cümle dolu bir bardağı tası, ran $on sa damjası olabilirdi. Zira Kambon Frantanm en temiz gi “ masıydı, Bu öevide Fransada berkesten şüphe edilebilir, Fakat Kambondan siiphe etmek mim kün değildir. Fakat banu mecliste herkesin bilmesine rağrsen Robes piyerin korkusu meelisin düşünen, İerine höfüm olda, hiç kimse ağzı Dı açmadı, Hattâ azalan birisinin teklifi üzerine be nutkum basılma, #ina ve Fransızlara belayı dağı bilmasma karar veri'di. Ba katar karşımda Kambon (aha fazla da yanamadı, siz larak Kürsüye çık, it — Seref ve namusum bütün Fransa karşısında kepaze edilme den ben de «ör söylemek istiye ceğim, sözlerim ax, fakst ör ola caktır. Mer seyden evwei sunu bay kırmak istiyorum Fransada mil, let pernar calan İnsan'arı hen mey dan» cıtnrdem, Calmat istiyenle - Tin de kararma ben dikildim. Bu gün rf her seyi aerktan açığa Söylemek zamamı melmisğe, Bn © Bü osk'ej alar cahsamiryorum, — Çünkü beni, meelis Kkötirim etti, millet meelis'nin havsiyetini kıren hir adam var, O adinmın adı Wo bespiverdir. İkimiz helileniin hük © Milmüzü veriniz. Robesp'rer kırdığı potu anladı. fakat eski söylediklerini tamir e, deyim dorken veni hir pot kerdr: — Mal islerin millet meclisini — kötürüm etmem'imiinsizdır. Kam bonun temiz nivotlerine müm o! mak ie Tstemediğ'm, hate hoş Tanman bir seydir Beş nklka evvel hırsizlikla öt ham ettiki bir adar için, beşda. kikn sonra msiheder veya İzri've verir sekilde söz söylemek meclis sinirlendirdi, azadan birisi kal - karak haylardı: -- Maskeler asağı! Susarak bir zalimin suçuna ortak olmaktansa, cesedimi o ral'min ayaknirı altın da görmeği tercih ederim, Maliye enetimeni arasından baş ka bir mebus da haykırıyordu: Hürriyetimizi lan Robespiyer değil, encilmenler dir. Hürriyete kavusmak için ev ” velâ encümenlerin enden salâhi yetleri almalıyız. Şimdi suz sırası Rebespiyere gel işti, O kendini müdafaa edecek ©ndişeli değdi hai vasiyeti ciddi ve tehlikeli bulan arkadaş. larınn teminat veriyordu: Diğer taraftan iş F-ansız ihti, Bilinin en büyük kuvveti olan be tamamiyle Robes. işleri meclisin kararını alarak ya, pacağım, Millet meclisinden karar almadan hiçbir şey yapmak İste mem!” deği Ve belediye meelisin” den çıkarak Yakobenler klübüne taların #'lâhlandırmak kararını k davaları| yarısı teş yüz. — Istjdayı nereye verdin? — Belediyeye! racak mevzu mz bulunur? Oda muamele görsün? UPKAPIDAN geliyordum, Şöyle ottalık tarafla sıkişmiş kal, miş ikt kişiden biri, yanındakine; — Gene daldım! dedi, İki JAf et canım, düşünecek ne var? binin — Evet, binin yarısı beşyüz ama, o da bizde yok... benim düşün. düğüm o değil, bizim ietida,, yenitabirle, dileğime,.. şay çıkmadı Canim srlulıyor, onu düşünüyorum. — Öyley ise, kolayı var, İstida kaybolmuşsa, bundan bir şey Çık, maz, Benim bir evrakım vardı, tâktmile kayboldu, sldrmadım bile. İkinei bir iztida yazdım, verdim, Sen de öyle yap, fkinel bir ülleğime yaz, dayan, o da münmele görsün! Hbet birinden biri çıkar! Eskile, rin şu sözünü unuttum mw? İyi iş alti aydn çıkar! BEN OLSAYDIM! AZETELERİN birinde şöyle bir başlık okudum: “Bir insan su, siz yaşayadilir wi?,, Metinde de şu satırlar gözüme ilişti; "Normal bir İnsarın iki İltre suya ihtiyacı vardır. Çok terliyenler de, ameliyat retisesinde, su kaybedenlerde bu ihtiyaç daha fazladır. Tw gazetenin yazı işleri müdürü olsaydım, bu sual etrafında bir anket açardım Okuyucuları bundan fazla çekecek, alAkasını uyandı, | daha bir | Donald No'son memnun değil | Amerikan harp (istihseli ofisi direktörü Donald Nelson, odasının duvarlarını kaplamış olan mus» zum grafiklerde, harp (sanayiinin nasıl yükseldiğini seyrederken kis tibi, o sabah çıkan. guzetelerden kesilmiş, bir sürü tenkit o yazıları getiriyor. O, bu oyatılar önünde sinirleniyor. Öyle ya, o, daha ar evvel, oRuzvelt Oproğramının is tahakkuk elmediğin!, *stlksatın tah minden oz olduğunu (söylememiş miydi? Gazeteler şöyle tenkit ediyorlar Otis direktörü, 1941 O senesinde istihsal olmadığını, 1942 de iptidal “İ madde bulunmadığını. 1943 de de İşçi temin cek galiba, Halbuki Dönsld Nelsonun vörr dığı müşkülüt üç nevidendir. Evvelâ, R'rleşik devletler Ameri» kasındeki işçiler, bitmez tükenmez seyler değildir, İş istatistik büres sunun kayıtlarına göre, 1042 de 18 edilemediğini söyliye ile 45 yaş arasındaki birlikte işçilerin yon kişiydi. Sonra, mütehassıs işçilerin ihti" yaca kâfi gelmiyerek miktarda bulumuşu, büyük “ir güçlük teşkil ediyor, Usla İşçi yeliştirmek, 70 mana mütevakkıflır. En nihayet de vokuu gelen grevler, harp sğanayit İstihseline zarar veriyor, Yapılan bir hesaba göze, sonkönundan beri vükus ge len grevler olmasaydı, 2000 av tayyaresi, dört motörlü bombardı” man tayyaresi faria yapılacaktı, Yine bu grevlerin yüzündendir ki, âlüminyom kumpanyasiyle di» ğer bir büyük kumpanya, kendiler rine sipariş edilen şeylerin ancak yüzde 60 ını teslhu o edebilmişler dir, Ofis direktörü, çok müşkülütier dır; çünkü işçiyi temin etmeyi, kendisi tekeffül etmiştir, kadınlarla mikdarı 58 mil ———— Öldükten sonra intikam İtalyan müharrirlerinden © Riocar. do, yakmlarda Toskanada bir şehirde 8ldü, Kâğıtları arasmda, karısma hi, taben yazdığı bir vasiyotnume butun, | du, Ruanda, karısını, titldiği ve yay. çarasile bütün pazarlarını ve istira , hat günlerini, kendisine haram etti, gin; bildiriyor, böyle fken kendisini affettiğini ve bütün servetini kendi. #ne btraktığını söylüyer. Muharrir, bir takım şartlar da ser, dediyor. Bu yartlara göre, (serveti, ancak haftalık olarak karısına veri lecek, Kadın, ber pazartesi günü 120 ir alacak, Muhsrrir, bunun sebebini şöylei. verdi ve derhal bu kararın tathikı, 4 AR ediyor: , na geçli (Devamı var) kurumda beşmdan geğen bir vakayı hatırladı: Bir gün Cengiz han ordu . sile büyük bir okından muzaffer ein. tak dönlüyerdı. Kebon Karskuramun döğu kapısında nöbetçiydi. o Cengi ban büyük şenliklerle şehre girdi; ya, nmda birlmç kafes şçinde, kim bilir nerden getirdiği bir sürü asian var. dı, O ün nastisa bu salanlardan biri kafesten kacaralı şehre dalmıştı, Yerliler: — Doğu kapısına o doğru kaçtı, diyerek kasışiyordu. Kobon bu mi duyunca Wektü, aslan görmüyordu. O aslanm ne yır. “Senin hoppa ve müsrif | sami Va pr günü TARİHİ «58 - YAZAN: Zira © ilk defe | — 0 zaman Karakurumda bir as , tırı bir hayvan olduğuna biliyordu, | badan korkmuştum. Şimdi sürü ile Kaçan aslanın doğu kapısına doğra | etrafımda bağrışan bu canavarlaria giktiğin; haber almca telâşa — düşen arkadaşlık yapıyorum., onlarla koyun aldığın paradan, cumartesi günü elin, de bir şay kalmıyacaktır. Bundan do, Jayı senin hırçınlınlığınla bana çektir. diğin gibi, hazin pazarlar geçirmeye mecbur olacaksın, Eğer, tekrr evle. nirsen, hiç üzülmiyeceğime inan, Böy. le bir halde iradımı ancak şu çekilde sana verilecektir: Bu defa, anna gün. İ mek zaruretini gördükleri için, kadı, | | Bn armısunu yerine getirmemişlerdir. | ha basit ve fakot daha emin ve ROMAN İSKENDER F. SERTELLİ İ fini sardığını görerek uyumağa çalı. | kadar güzel olursa olsun, kadın peşin. den gitmiyeceğim. £ VEZİRİN EVİNİ VAMŞİ HAYVANLAR SARINCA,, Besbelli, sabab olmuştu Aslanların kükriyerek ağuldama » Kobon, eğer bu sslani! — karşilayıra | KOYUNA denecek kadar yakın yatıyn. | tarı birdenbire kesildi, Acaba karin, ! ns yapacaktı? Cengiz'in getirdiği bu hayvanı öldüremezdi, © halde kendisi mi ölecekti? Kobon sx uzaklardan | rum, O zaman ölüm tehlikesi çek tm larmı mı doyurmuşlardı? zakken, ölümü görür gibi olmuştum, * Şimdi, ölmliş bir insanın cehenneme Hayır. Sabaha kadar, açlıktan birbirini yer bahı kadar doğu İeapesindn bunları » atılışndan daha korkunç bir sahne crsine bağrışan bu yırtıcı hayvanlar diişiinerek dalmi bir korku ve Ürper İ ti icinde ttremiş durmuştu. Sabaha iârşt aslanı bir kuyuya düşürüp ya- kalamınlardı. Kobon şimci, Bağdat veririnin io, nağımndaki bu esrarengir & cehennem | tün tanrıları şahidim olsunlar. artik içinda bir değil, bir çok malanın etra. !çimdeyim.,, fakat, o zamanki kadar korkmuyorum, Acaba bu cehensem den kurtulup tekror dünyaya kavun, bilecek miyim? Eğer bir daha güne. #j ve çükü göredilireem dünyanm bö, —— giküritmiş, yuvalarin urakiaştırılmayta. Yokua zindun bekçisi sözünde dür - mez muydu? O ee? Aslan kafoslerinin bolunduğu köşe, kadm sirline inanmıvsenrm. vene den içeriye doğru (süzülen bir eşik Köyde kimse o Pepino Mazinin hareket €deceğini — bilmiyo: Kendisini, bavultarımın oğırtığı tında başını eğmiş, istasyona doğ ru yol aldığını görenler, bu gencin o köyde fazla bir iş beceremeden yorulduğunu ve esrarengiz meli rını salmak Ürere başka yerlere &is deceğini düşündüler, Zalen Mari de kimseyle vetnluyuadan o vag nün tenha ve karanlık bir köşesine çekildi, Bir baziran sabahıydı. Muzi karış karış tanıdığı kırları pencereden | seyrederken içini bir yeis kapladı Fakat en riyade kendisini Üzen sey köyden korkarak — gitmesiydi. Ve hakikaten Mazi korkuyordu. Herkes şimdi “Pepino Mazi şehire banka memuru olmağa gilti,, diye korkuyordu, Me kelimeleri hir mersiye gibi kendi (kendine tek, rarlayor, ve buna Inanmaklu kendi kendine tekrarlıyor, ve buna inan, İ makta kendisi de güçlük çekiyor” da, O “banka"kelimesi aklına gek diği zaman daima hefif bir ik meden kendini olamıyordu, Bunu köyde öğrenmişlerse vay haline! Simdiden köylülerin istihza ve 2, lay dolu kahkahalarını duyar gibi oluyordu, Fakat en çok korktağı şey köyün İleri gelenlerinin milda» hale ederek onun böyle bir delile dini önlemeğe teşebbüs etmeleriy,, di, Ne mantıksızlık... Pepino Mazi böyle başı bozuk hir delikanlı bankaya memur tayin edilsin! Neden sonra yerinden O kaitier, koridora çıktı, Tren çok tenha idi, Köyden; başka kimse binmemisti, Buna reğmen içi rahat Odeğilei, Şüphe İle yolculara bakarak kor! * dorda dolaşmağa buşladı. Yolenlas rin hepsi ehemmiyetsiz şahsiyetler, Yalnız biraz ileride pencerede bir kiz dikkatini çekmişti, Gidip yan» na olurdu, Bu suretle öç günden“ beri maneviyalımı kıran © yersiz ve gürip — sıkıntısını bir sn İçin bertaraf etmeğe muvaffak oldu, Kız onun farkına o varmanaşlı, Mazi pencerenin önünde teressüm eden güzel profilini gözünün ke, narı ile fekip ediyordu,. Onu gördükçe heyecan ve o meftuniyeti de o nisbette artıyordu. Bir arulık gozelesini kıza uzalti; o, ağının iki köşesinde küçücük İk) halda beliren hafif bir tebessümle kubul elti. Mazi, o güne kadar hiç bir defa kadın çehresini bu kadar dike kati bakmamıştı, Dir kadın ya” nında bulunduğu znmun belki de şimdi durduğu tevkin hiçbir dela duymamıştı, Simi seyrettiği çeh- renin teferruatı ona mlikemmel bir zarafet ve harikulâdelik ifade edi. yordu, Şehre yaklaşıyorlardı. Kız çanle sından küçük bir ayta çıkamp tu, yaletini düzeltti, $imdi doha sa kindi, Mart bu kızı elden kaçır mamağı karar verdi, Onu şüphesiz kendisine, hayat o arkadaşı olarık yardım etimek üzere İsikbalini te, yin edecek olan böyle ©lddi ve krifik bir zamanda kader yollr mıştı, Onu O kaçırmamak İâzumdi, Onun Şanında bütün meseleler da” Bir buluşma Nakleden ; L. m. Kati bir şekilde olacaktı, Hayalın, duk? bosluğu, noksanı şimdi idrsk ediyordu. Ömrü bir sürü hatalar, dan ibaretti, çönkü hiçbir vakil yanında bir kadın bulunmamıştı Şimdi her şeyden evvel ona biz kadın Tiziredı. Tamamiyle kendi. sine ail olacak ve dalma yaniadı bulunacak bir kodın!, *.» Bütün bu düşünceler karmakar» şık bir halde zihuini doldamuşlu. Valizlerini vüklenip kızı takip eli, Kafasında ne yapacağına deir he, nüz vünh katl bir fikir yoklu Hattâ ne düşadüğü sorulsa o gin da kendisi bile izsh etmekte göç Masmafih köyden vamh < projeleri lük çekecekti, ayrıldığı zaman vardı, İlk önee bir oda (İulscak, sonra doğru bankayı gidecekii. Tâkin bütan bunler şimdi ikinci de recede kalıyordu. Bu kız bölün plânlarını altüst etmişti, Düşünce, si, tamamen bir tesadğf eseri olen bu buluşmanın, toüstakbel hayatın” dakiçhemmiyeli üzerine o temerkfiz elmişli, Belki de zihninde yeğin» açık düşünce bu idi, Onu bilmediği zikzaklı, gayri wunlazam birçok sokaklardan 4 kip elil, Elleri ağır bavulları kak dıramaz olmuştu, Nihayet bir park tan geçerlerken Kıza yanaşlı. ko, nuştu. O muvafakai gösterdi ve birlikte gidip bir kanapeye olur , dular, Birdenbire bulutlardan kur tulan parlak güneşin altında Mari onu değişiniş buluyordu, Belki © da kendisi gibi yorgundu; çünke ağzımın kenarındaki | hafif »ztirop buruşuklukları ik nazarda Masis» 6 kadâr kuvvelii tesir yapmış elan süküneti ibiği ediyordu. Ku bir müddet sesiz kaldı. Sonra canı sıkıldı. s'nirlendi: — Ne istiyorsunuz? Mazi yüzüne bakmadan Yülmu, şak elimi iki avucuna aldı ve uğur #ğir konuşmağa haşladı, İkide bir, de telişlı bir sıkımtn' ile sözünü ka, serek kaçamakir bakışlarla yürü, nün İfadesine dikkat ediyorrle. Genç kızın çebresi güneşin iya , sıyla aydınlanmış olduğu halde Mazi bundan bir mâna çıkarmağı muvaffak olamanışlı, Mazi, kelimelerin hârikulâde bir belâgalle diline geldiğine kendisi de şoşıyordu.. Hattâ açıkça anla, İ makta daima müşkülüt çektiği he yahnın birçok - safhalarını şimdi sevimli mubatabına selis bir ifade İle anlattığına emindi, *yk — Size muhlacıu, Ebediyen yal, mz yaşayamam, Ailem olsaydı çok daha snhat ve sakin olaecsktım; ve hukikalen daha derli toplu, rrunles zer si» hayata kavuşacaktım, De mesirösse ancak siz baha Yan dım edebilirsiniz! Genç kızın yürü #ösyaşlarıyle mlanmışlı, Gözleri kıpkırmızıydı. Sürmesi, ağır ve ucuz bir sürme, bozulmuş, gözyaşını karışmış, v8 naklarından akıyordu, Sessiz sada, st yağlıyordu, o Masi & ana kader kıza dikkatle bakmamış olduğunu anladı. Paşka kimsenin “gözünden kaçmıyan “eferruatı,, o yeni <A, rüyordu, o Şimdi hayretle Meriye baktı, Elleri sarkık, gözleri, yaş doluydu; alçak sesle: Yonılıyorsunuz. Bana muhtaç olmanıza imkân yoktur, Erkeklerin bana olan ihtiyacı eneak birkaç dakikalık maddi bir zevk için ole bilir... Mazi bavullarinı alacak gibi ols kadar sakin olduğunu o hatırlamı, yordu, Kararı kati idi; ve yapaca,, ğını biliyordu, Bavullarım yine yere bıraktı” — Beni burada bekle. Evvelâ bankaya kendimi göstere, yim, sonra birlikte. çıkar bir ev arürsğ,,, Ölmer mı? Genç kız bir bavulum üzerine o, turdu “ valizleri okyum yor, Maxinin dönmesini bekliyor, du, N ———— Ticaret odaları

Bu sayıdan diğer sayfalar: