11 Ekim 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTA SOHBETİ Bayrama dair hımnarladık! — İnşallah gene buyurun! — Bektaşinin cevahı — Bay, ram ve çocurlar — Eski bayramlar — Bekçinin, çöpçünün mendilleri — Çil alım'ar, Nal gibi mecidiyeler — Neşidenin gülküruüsu renkli kloş elbi. sesi — Keazınir elbise — Podüsüet lskarpin — Bayram hediyeleri — Bay. ram ve vurguncular — Mahmutpaşa yokuşu — Ten ryengi çorap — Kırmı. z lobusa tülü — Çığırıkanlar — Füzuli ve bayram — Muailim Naci — Hayysm ne diyor ? — Hüseyin Suadin mânzümesi, Yazan: Münir Süleyman gapanoğln AMAZANIN gelmesile git. mesi bir oldu, Nasıj geçti, ne çabuk geçti farkımda bile olma — düik, Mübarek, orta kattan avluyu inmiş bir vaziyette değil, kapının O kanadımı açmış, elini uzatmış: — Allaharsmarladık! Demek üzere.., Evet, bugün, eskilerin, “on bir ayın sultanı” dodıklu'ı bu mağli- ret ve ibadet ayı, bize “Allahas. marladık!” deyip gidecek., Ve biz ona : — Allah selâmet versin İnşaal. lah yine buynrun! Deyip uğurladıktan sonra, ya. rın bayram yapacağız, Bektaşiye sormuşlar: — Râamazaânı mt seviyorstin, bayramı mı? Üecvap vermiş: — Biz ikisini de hoş güörenler deniz, NWe ramazan geldi diye dü- günürüz, Ne bayrtam geldi diye seviniriz!i LA Bowıı ve insan Tevfik Fik. reti Meğgerret çocukların, yaljnız ço« cuklarin payıdır! Diyor, Fakat hangi çocuklarım?., Çırılçıplak, yoksul, yalınayak, ba> şıkabak dolaşan yıvrıılırııı mi ? Farasızlıktan gezmeğe, sinemaya değil, teyzesine, amcasma, dayısı- na, huını., akrabaya, eşe dosta el üpmeğe —hoş şimdi böyle bir şey kalmadı yal— Gönül, birliğini, büyüklere saygı Ve sevgi hislerini uşılıyan, köklaştiren bu güzel F N dette mezara gömüldü, Hem de duasız! — gönderilemiyen çocuk. ların mı? Elbise şapka, gömlek, çorap, kundura alamadıkları için içlerinden kan giden, gizli gizli ağlıyan anaları ve babaları kadar | içlenen, üzülen, ghlerîııde aet yaş lar sızan yavrularım mı?,; Ne diyelim, dünyanm ağzının tadını bozanlar, çocukların beddu. olarma uğrasınlar! * ** ALBUKİ eskiden böyle miy” di?,, Eski bayramilar büyle mi gelitkdi?.. Düha büyrama bir bafta küke, bütün İstaribul sokak- lâra dökülür, çürşı paztir adam al. mazdı, Kadınlat etkekler, elleriri. de paketler, bir dükkândan öteki dükkâna giderlerdi. — Evdekltefir bayramlıkları almdiktân söonü, eş döst,. evlendirilmiş, çrağ edil . miş İlzmetçiler, ahretlikler düşü - nülür, onlara da hüllerine göre münasip hetiyeler albihırdı. Kale metli bey babanin eski kalfaların dan Şetaret baer ile, lala Hüseyin, vVekilharş Osman — tnütulmaz, onua lara da bayramlıklat hüzırlanırdı. Bekçiye, çöpçüye, tülumbacıla - ra mendiller hazırlanır, bekçinin öğla otuz ğeça davül çallıği içiti bahgis ister, onün bâhşisi, bit mendila sarılıp, bir kenara konur” Eş dost, akraba ve taalükat çöe cuh-ı"î"m verilmek üzere keten ve . Mtemdiller alınır, uçlarma ot '—1 Gibitla Ktimal meıir'ut' kesesi. ne göre, çil cil altınlar, altın 27 buguhlu,w —(0 ım: kurustârın bBirlmcük Ksünde altan paralar vartli— oli derin tabitiyle nal gifefgümüş me) "rı':lıveler ön kuruşluklar düğüm lenir, l öpmeğe gelen çocuklara” tekleri klaş eihisîgıde gözü kal - dıiğı için, bayram öondan yâpı » hır, mahdüm beyin istediği kazmir | clb;'se müuhakkak ya iSmarlanır, — yahut (Ayniştayn)den, (Mayer) den hazır almırdı, | Gelin hatim, Beyoğlünda “Büör. keni'de gördüğü, ucu sivri, siyah podöstüet iskarpinler pek höşünüu gittiğini kocasma — süylediği içn, damad, karısının canı çeken bu a. yakkabıyı muhalkak alırdı, | Velhasıl eski bayramlarda, her. kes —en fakirinden, an kalanto” Oypuna kadar— çoluğuna, çocuğu « Ha, hizmetecisine, usaZma, Böleçisi. VRĞ, çdmsune talmbacısma, köşk Jüslire Baytamtık hediyeler alır - ' K e İ f hÜLERü — YA ; b y AT DA » "ıu, eşe dösta Mmendliler mıur_ j lardı, Ve bayramda, yeni bir şey giymek uğur sayıklığı için, herkes mahakkalk, yeni bir şey —Elbise, gömlek, çorap, don, ve ilâh..— gi yerlerdi, Yarm, acaba, kaç füni yeni bir şey giyecek? Her halde, siz, ben, borç girtlakta olan memurlar de- Bil, vurgunenlarla, esasen keseleri dolgun olanlar bu kabadayryılığı Köstenebilecekler!., Altları ve üstleri dört parmak girecek kadar pıılıy:m ayakkabı « lartınt yenilemet için, hangi me « mur, hangi fakir halk, kırk lira vırohllı’r’ Öteki seyler de ona gö. Fe... Böyle bir sevi yapmak nncak vurguncuünun halıkıdır, .. İMDİLERDE nasıldır bi mem ?,, Fakat eski buyram. laraa Mahmutpaşa yokuşu üdam . dan geçilmezdi. Mahşer halini a. lırdı orası, Erkek, ihtiyar, genç, boppa, züppe, toy, külhanbeyi, bir sürü halk, müttasıl karinca gibi kaynardı, İril/ ufafılı kadım erkek P aşağı iİnip yükarı çıkarlar, dük - kânların önünde durnp puzarlık e& derlerdi, Halinden, şehrin kenar mahalle yosmalarından öldüğü —anlaşılan, siyah gözlü, kaşı rastıklı, yunakla. ri gaz böyamüsile kırmızılaştırı!. miş, ağzının kenar tarafına rastık. la bir ben otürtmüş, bir taze elindeki çorabı. güneşe — tutarak tezgâhtara seslenirdi: — A, bu ten rengi deği!... Ben ondan istiyorum, Bu sene moday. mıs! Bir başkası: — Bu kumaşğı gözüm pek tüt - madı! Diyerek, tezgâhm üstünden ge- ri iter, o Zaman, tezgülitar, büyük bir lisan talâkatiyle, malırit Met- hederdi: — Aman hanımefendiciğim, ne diyorsunuz! Saf jpektir. Kes, yap. tr, Küle güle gey, yıka, ütüle, yıl. İarca kullan, Solarsa Ketir, geri alırım, İhtiyar bir kadm, başımı kapı - dân uzatarak sorardı: — Siz de kırmızı vâr mi”.. Dülkknların önündek; çığırtkan İar âvaz avaz büağırıtlardı: — Büyürün âradiğimiz — bürüda var, — Öiyir ctyır satiliyor, CÇök defâ, vâlnız Böğyle bağir « hakla da kalmazlar, kadınların köllarından fuütap içemi çekerler, zorla dükâna sökürlardı, yYıp a SKİ şairler, ramazanı hiçbir zaman sevmemişlerdir, Fa kal bayramı, <daima özlemişler, sevmişerdir. Bunun setebi şudur: Bayranun ilk gününde, oruç aay. gusunun kalkması, Banün içludir ki, şairlerin hepsi de, bayramı ne* şa ile, zevkle, sevinç'» karşılamış: lardır, Fakat şurasımı da unutmu" yalm ki, Famazandan Sikâyel e - len Şşairlerin hapsi dö halis müs * Kimağı dinine bağ'ı insanlardı, (Devamı 3 ünecüde) lohüsa tülü solük yesil bir yu varlak haline gelmiş, Mağazalar kapalıymız, Dün sabatı Pariste bir ikahve İçecek va bir görek yiyecek Üükkân bulmağa imkân yokmuş. Dün sabah Röno simali Afrika” da harbin devam edöceği haktını da bir nütak söylemisş, foka; Fran, saya. yardım gelmiyecek ölürsüa Fransa harbinin tamamiyle kay « bedilmiş olacağını kapalı kelime - İerle anlatmış. Amerikal gazsteti bu nütkü Amesika Cümhürrrisi Ruzvoltteri yartım istemek şeklin. Oe tefsir ediyor, Röno tutktmida İngiltereden bahsetmemiş, Görü - nüse göre Fransaya yardım ötmi « yoruz, Üğradığımız ağır kaymp'at” dan sönrâ yetiden tehilikelers atıl mamak belki de doğradür, Bü söz. Dün Cümhuriyet Halk Partisi merkezinde, İstanbul mebuslaftı mebusları vali ve belediye rejisi Dr. Lütfi Kırdarla Parti İdare Heyeti Reisi Kayseri Mebusu Suat Hayti Ürgüplünün iştirâk ettiği bir top: lanti yapmıslardır, Toplanıtıda İstanbul mebusların- dan General Kâzim Karabekir, Zi- ya Karamürsel, Ali Kâmi Akyüz, Hamdi Deniz, Bayan Fakihe ve İsmajl Hakkı bulunmuş, valji mua, yini Ahmet Kınık ile belediye reis muavini Lütfi Aksoy ve bir kısım küza kaymakamları da haziır bu- lunmuş'ardır, Toplantıda İstanbul mebuslar,ı &on bir 'hafta zarfındaki dölaşma « larda müntehipleri tarafından ile ri sürülen arzu ve dilekler etrafm: da alâka'ıları tenvir — etmislerdir. Toplantı 3,5 saatten fazla sürmüş ve şehrin bütün ihtiyaçları, bu a. rada bilhaşda elkmmnek işi görlşlül « müş, karnelarin kaldırilmaması hakkında yaprmlan — israrlı ricalar Üzerinde ehemmiyetle durulmuş - vr : Vali ve belediye reisi Lütfi Kır. dar, ekmek tevzij faaliyetitin be" lediye cephesini bütün — tafsilâtile inceliyesek —ekmeklerin karne ile satılıp satılmamasının hükümete sit bir iş olduğunu bolistmiş ve bir kât gündenberi (Çırinmlarda göze çarpân izdihâmin Seboblerini izah ederek ahlınan tedbirlerle bunun önüne göçilmek üzere bulunduğu - na düir teminat vermiştir. Toplar- tida, sabit gelirli vatandaşların durumu da bnhis mevzuu o'muş ve hükümetçe bu vatandaşları koru * ma yolunda mühim tedbirlerin a « İtmmak üzere bulunduğuna işaret edilmistir. Halkın dilekleri araşın" da çötuük terbiyesine, fTakir halka yapılacak yardımlara, yeniden -a. tiüması veya tâmir edilmesi gerelt li yollara dajr olanlar da ayrı aya ft gözden reşitilmis vo ileri sürüs ten dileklerden mümkün olabilam letinin hemen yapıltınsı karatlaş* mMistir, DOKTOR LÜTFİ KIRDARIN BEYANATI Toplâritı sontnda vali ve böle | dive reisi Lütfi Ktrdar, knedirile göürüşen göümltedilere şunları süy « lemmistir: “—a İçtimada tmüumi sürette İ- tanbul halkinm dileklerji üzerin'e Mr görüsme yanılmıştır. Bt öğlek- | letdea bir lasmı Yerine Setisiler tektir, Fakat diğer bir htsmmnı bi günkü yazivet dolüyesile is'af et « weile İmkân yoktur, Bazı firinlâr. da göze çarpan izdihamın seben « lerine golinec: Bayram münamt * betile sehir, hayli kalahilk'aşmış tır, Bunül müzaf'r katnesi alanla « rın çöğalmasından ahılıyoruz, Fi » iunlara evvelce verilen afok tnlak rı hemen iş'emeğe başlamaları içiri emir verdim. Alekıande;' Vert lerin yalnık Fransanin mücüdele., ye devam edeceği bakımından e- hemmiyeti var, Fakat bu görüş Rönönun şahsi görüşlidür, Sonra bu sözlerda Fratisayı teslim olmn” ga hazırlayan bir mâna da var, Bütün mesuliyet!; Amerikanm üze, rine atmak döğru bir hareket mi? Albay Tomanıin könferanamda (Bugün de bu könferans konser. vattrvarda piyanolar arağıfida va- pild) bulunduttan Sonfa fasya - hal Sokağında Kütara ve kârısınt | rastreldim, Arkadaşım bana sor « du; — Fransa yarmm teslim olmağa hazırlanryör öyle değil mi? 0 da banim xibi Rdııonun nüt. 'ıereı-e'k HA B E R Akşam Poslau istanbul. mebusları- nın dünkü toplantısı Exmek meselesi ve sabit gelirli vatandaşların aaziyeti de incelendi Bağdada nasıl_ gideceklermiş?!.. — Parasız kaldım, babamin şapkasmı çalıp sattım, Bunun için şinidi beni evden kovdular, Yauığı mı bahçeye yaptılar, Orada yatıp falkıyorum, — Ben de kötü vaziyetteyim. Hiçbir yerde iş bulamadım, — Ah, ah çocuklar iş dediğiniz, para dediğiniz Bağdatta var, Bağ datta., — Hangi Bağdatta?.. — Hangi Bağdatta olacak, A> rabistandaki Bağdat şehrinde, — Yaaa",, — Ne sandmız ya? Birisi an - lattı kârdeşim, görülmemiş mem. leketmiş burası, Meteliksiz git, al- tın babası ol (!) diyor. Al | birkaş tane de Arap dilbe be yaşa.., — Üyle isene durayorsun, Hep beraber oraya gidelim, — Sen - delirdin mi hı deyince olur mu? — Ya? j — Evvelâ para lâzm, — Sonra? — Sonrası kölay., Sen parayi bul öte yanına karışma, Henüz 16 yaşmda olan Rifatı söyle böyle tanıtdığı Ve getön gün de sokakta tesadüf ettiği Faik ve Süleyman adındaki arkadaşları. niın bu sön cümleleri üzerine derin bir düşünceye dalmış, sonra da birdenbire sevinçle haykırmıştır: — Buldum, buldum —çöcuüklâr.. Ben bahçede yatıyorum, ya, siz de bana gelirsiniz. eniştemle ablam yaşsa be? Bü iş | zaten burada yoklar, babam şöka” ğa çılımca yavaşça eviz —kapısını açar, içeriye gireriz, Eniştemin odası üst kattadır, Dolapta ben diyeyim on, sen de ön beş elbisesi var, Bunları alır, satarız, Süleyman: — Feana değil, Ne dersin Faik, üç kat alsak yol parasıma yıtıı' mi netba? . —- Falik dudaklarmı bükerek: , — Eh, şöyle böyle, hiç değ'ise yolda aç kalmayız, Faik yirmi beş, 23 yaşlarındadırlar, Birkaç gece Rıfkmım —Aksaraydaki — evlerinin bahçesinde yatıp müsajt zaman bekledikleri sirada çocuğa tatlı tât K istikbal ve macera hikâyeleri ân. latmışlât ve Ketidisini tamamiyle | avucları içine almışlardır. Nihayet geçen gece Rifkının ba, bası Ak de bir iş için evinden ç- kıp sokağa igitmiş, butunu iÜzerine üç arkadaş yavasça evden içeri girmişler ve Rıfkınmnın kılavuzluğu ile yukarı kata çıkarak kapiıniın aynasımı kırmak süretile odaya | dalmışlardır, Böylece Rıfkınm eniştesinin si- yah çeket, çizgili pantolonlu bir çuy elbisesin!, bir Tâcivert kostü - münü bir gri bit de bayâz panito. Tontmu çalmışlardır. Rıfkı artık kendisini Bağdat yö. lunda sanmaktadır. Tam Etyeme- *e geklikleri stirâda Faik birdean . bire hatırma — gelmiş gibi telâsin Rifkiya dönmüş! — Nüfüs kâğıdın yanında mı? diye sormuştur, — Hayır, — Âptal, Dağdada nasıl gider - sin sonra, Cnbuk, koş eve al getir Çeviren:! Muzalfer Eâen kundan bt mühfayı çıkârmış, Ar « kadaşımın yüzünden — meyusiyet akıyor, barısifri çok boayülr çeh “ resinde bile keder izleri var, Onların Paristeki evletini hatır. ladım, Kadm zengin bir borsacı - nm İazıdır; erkek karısını hiç süp- he vök pürasi için âlmıştır; bina raffmeh simdi katısını müşfik bir aşkla seviyor. 1927 de Pariste top :Immn Kalombiya — üniversitesinin [nrn-sla rastgelmiştim.) Obütün çılgin talsbelerini hatıtlar dim (Bu karı kocaya da ilk: defa Orada ne kadar güzel eğlendik, Madam Kı. tar o zamân Satrratin Üzerine Ki - laplar yaşryor ve kesesinden pat'a bastıtfyordü; — erkek. .'le Süleyman da | nüfüs kâğıdmı seni biz burada bek liyoruz, Rıfkı koşmuş, eve gitmiş, fakat nüfus kâğıdını alıp geldiği zaman Nle Faik'i ne Süleymanı, ne de el, biseleri bırakıtfı yerde bulama; mıştır, | Faikle Süleyman, Rıfkıya güzel bir oyun oynamış, kendisini kandi rürak elbiseleri kaçırmışlarıır. Ken disinin de suçlu olduğundan Rıf « kıniın kimseye bir şey söyliyemiye teğinden de emim” bulunmaktadır. lar, Böylece aldıkları elbiseleri doğru Bitpazatına götürmüşlerdir. Hepsini vür as$ağı, tut yükatr 121 liraya satmışlar ve aralarında pay etmişlerdir. Ancak paraları afiyelle yemele” ri kısmet olmadan da yakalanmış. lardır, Zira, Rıfk; yaptığı hareke. tin fenalığını anltyafaâak pişman olmuş ve dahâ fazla intikam hıtsı- na kapılarak her Şeyi gözüne al - mış, babasına hâdiseyi anlatarak açıkgöz arkadaşalrını yakalatmış” tır, Üç hırsiz göcuk üçüncü sulh ce. ya mahkemesine verilmişlerdi. Hep Si de sorgularında vakâyı yukar « dakij şekilde anlattılar, Rıfkı: — Ah hâkim bey ah, diye sız- lanıyordu, İnsat bir defa aldanır. mış, Tüttülar aklıma Bağdada tit meği söktualr, Meğer bunu beni aldamtak işin yapmışlar,, fakat ne bileyim, Yaptığıma pişmanım ne ceza verirseniz raziyım, Mahkemeye Rıfkının babası da gelmisti. Hâkim kendisine oğlu. nun evvelce şapkasını çalıp çalnıa. dığını sordu, Ali, bunu — reddetti, Böyle bir şey olmadığımı söyledi. Bundan sonra hâkim, işin asa- yişi İhlâl eder mahiyette olduğunu nazara alarak Faik ile Süleymanın tevkiflerine, Rifkının da, ailesinin bir şikâyeti olmadığından urbut Im'akıîmısma kürar verdi, Sııglıılıı- dışarı — çıkarıldıktan sonra Füikle Süleyman polisler ta. rafıtdan bir köşeye götürülmüş, Rınn da babasıniın yanıma sokul * müstu, ÂH çök sinitliydi. Oğluna mütemadiyen bağırıiyordu : — Ah çocuk, sa anda elimde bir tabanca olsa seni vurürüum, Ev lâdim oldüğünü hiç düşiiümem, Bunü düyan Faik uzaktarn büy. kırdı; — Atmâ be din kafdeşiyiz, Oğ. lunu — Vüracağına — terbiye et, Bir sâüpka çalür dİya kendisini bahçede yatamrsan işte böyle olur, Nihayet en fazla düşünen Sü . leymandı. Umurunda bile olmıya, YTak marifetini etrafma toplanan” lara ballandıra ballandıra anlâ - tan Faik'a çıl:iştı — Ne oldu ise büna oldu, Benı de yaktın, Faik güldü: — Korkma, korkma, sana da bir şey olmaz, Sen de —kurtülür . sun,., Sonra Rifkmin söylerliğine gö- re; yine birliainden — dolandırdığı Ve pantolonumnu Sülaymana giy « dirdiği, kendi sırtına da eeketini geçirdiği elbises'nin ötes'ni berisi” ni çekti ve koöridorun kenarına da yafiarak bir sizara yaktı, rahat feniş bir yürekle tüttürmeğe bas. ladı, NİHAT SAZİ hukuki meselalera Pâyo kütüphas nesinin neşfiyatı âarastılda forma” lar cıkarryordü. Ya şimdi? Bü ne" fer elbisesi altındâ zâvallının o ka 'dummh&hlımhı KRim se ötün Parls hürosümnüm mMmeşhtir bir avukatı olduğuna ihtimal ver. mez, Pöpüler garetesinden Düi Leviye de rastgeldim, Harp muha Ç biri elbisesi altında şişman vücü - ,Üt zeytuni beresinin altinda bir bebek yüzü kadar penbe — tombul çehres; hiç yakışmıyaor, ya Nazi mi oluyor?” diye sorduk” tan sonra ilâve etli! “İngiltereye gidiyorum, İngilir ordusuna gö . nüllü yazılacağım !" Sansür dairesine döndüm, ba - rada Deyli Telgraftan Hug Grin Fransız radyosa — vesitasile daha ucuz bir tarife ile göndermek va. Sitasını buldüğunu — iddin — ediyor. İkimiz evvelâ Frankık askeri sân” sürüne sonra büyük — postaneye g'ttik, Büyük postanede memur ar: kadasıma telgrafı arkasındaki ma. saya koymasını, onuünla meşğul ©. lâacağınt sövledi, Pramsız radyosu * nün işleyip işlemedidini öğtenmek Fiştetim,, xıq,um girerek bu , ;: ;ı_ı:ı..l LŞR!N— v- HADİSEl[R PARIMH Biri yer biri bakar"'. İR parkın açılış töreni ya. pılıyordu; bu park epeyce pahalıya mul olmakla beraber &. mekleri unutturâcak kadar mühim Ve güzel bir kazançtı, Yeni eserle- rin açılış törenlerini parlak bir Şekilde yapmak fena bir hareket değildir; hattâ lâzımdır, diyebili. riz, Fakat hele bu zamanda bizim gözümüze çarpan Ve (üzumsuz gö rTünen bir şey var ki o da her ba. hane İle verilen ziyafetlerdri, Tet kik seyahatlerinde bile bol bol ti- yafetler eksik değiklir; bu hal o seyahatlere bir eğlence seyahati kokusu vermiyor mu? Haydi bu nokta üzerinde de fazla durmiyalım, telâkkij mesele. sidir, düşüntş meselesidir, görüş farkıdır diyelim, Fakat bahsettiği' miz açılış törenindeki bir manzara aradan haftalar geçtiği halde ak. silinmiyor: Kalabalık davetliler parkım en güzel yerinde, açık havadakj ma. salara oturmuşlardı; yemekler hiç olmazsa iki üç yüz metre uzaktaki gazino ve lokantadan, açıkta geti- riliyordu, Cadde yakındı; oraya halk toplanmıştı; daha yıhındııı yaklaşma ihtiyacı içinde ziyalet masalarıma sökülmak — istiyordu; polisler onların önlerine geçmiş, caddede bir halk yığını, çoğu fakir lan kapalı lokantada — verilemez miydi? Bizde eskiden birisi yerken baş” hursa olsun mutlaka öna da ikram olunurdu, Hâlâ — birçoklarımız me- selâ bir tren veya vapur yolculu . ğunda yemek yiyeceğimiz zeman yanımızdakilere, yarım ağızla da Sultan Ahmet zamanınlda Fransa” derin nastıl yettek yediklerini pek merak ederlermiş; yüksek adleler. den kızlar ve kadınlar bile görmek için müsaade isterlermiş. Türkler onları kirmadıklatı İçin razı olur. Jarmış ama kendileri yemek yer ken onların da sofraya oturmayıs. larından dolayı azap düyarlarunas, Fakat gene Mehmet Efendinin dediğine göre, Fransızlarda biri yerken başkalarımın bakması tabii telâkki edilirmiş, Türk — elçisi bu telâkkiyi İleri sürerek kendis'ni teselli ediyor, Kötü âdetleri birakmak elbet lâzımdir; JAkin güzel ananelere sa dik kalmak her halde iyidir; çün- kü onlar milli bünyemizin örgüle. tidir, KADIRCAN KAFLı Sabik polis Mustafa 14 seneye mahküm oldu Beyöğlunda — Kalyoncukulluğunda kindan taniştiği Fatma Taleyi kıa Kkafığlılda Kkârnımdan Çübandca kürşt. nile yaralayıp öldürmekten İstanbul ikjinej ağırceza mahkemesince müha . keme edilen sabık polla memürü Mus, Bana “dün | tafa Yükselin mühkâakemesi — bitmiş, un on dört söno ağır hâpse ma'ı küm ölmüştür. : Posta ve havale gişeleri baymıııdı açık bulunacak havale ve . hmizdan çıkmıyor, gözümüzden - görmek için, belki de şuursuz bir - yemekleri rahat rahat yediler ve - Bu ziyaletin verilmesine lüzüum var mıydıi? Var idiyse yakmda o. | ıılllı'l'üılııloısıoluıkgıdenyıi'. : mi sekiz Çelebi Mehmet Efendinin , anlattığma göre Fransızlar Türk. — ha yiyecek şey ne kâdar az .. - olsa “büyurunuz!” deriz, Üçüncü — Türünç sökağındaki bir — evdö, ya/ — “ bumnmv-umıwkhv_ : Tundurulacağı posta idaresinden bil . dirllmektedir. Buhndân mnadâ, pâzar günletri h- palr bulunan küççük posta şubeleri de sabahtân akşama Kadar açık bulün. dın-üım mRaslaele.. Ihtikârla mücadeleye bir ZILI bir kuduüz. kurdla hbo Ve elinde silâhı bila yökken, kir —- düz canavarın s#avletinden kendi. ni aldığı bir yara ile kurtaran jh. tğîn, gözümde büyüdükçe büyü: G meden bt cesur köylüyü ihtikârla mitendele teıklntınm lısımı ır ;,mhylz. B İT 4 v VdAs &£ - * Ne yapıp yapm, Vakit kaybet. — —

Bu sayıdan diğer sayfalar: