Tarıhin büyük davalar Biyanka nün Ölümü Venedikte Kapella sarayının balkonunda başlıyan nsk maverası larihin ce adaletin esrarını cözemediği bir ölümle neticelendi Toylıyan : Muzaffer Esen | i çok güzel geçiyor; villânın uçsuz 4. iakat Biyanka bu düşmandan kork muyar, genç grandüşas bir erkek vavruva sahip olmak İçin her ça “ reye baş vurdu; biyücülere büyü - ier yaptırdı, kiliteleriie durlar o “utta, adaklar astırdı, HMalyanın bütün doktorlarma, falcılarınn, bil "ne sarayının kapların ar, kondsine tevcih edilen her il içti va ba yümlen sıhhalini teh “ Keys koydu, hattâ bir iki örfa isi duha Heri cötürerek yeltnerktan rahelik sx vtetçilerinin sadaka * fa eatm alırmış dök , torlara rağmen bu şeyislerm ya , susta kendisine yir olan bahtı be sefer onu canevinden vursa bir ok olmustu, TARİHİN VE ADALAYIN AYDINLATAMADIĞI NOKTA Biyankanın macera dolu hayatı su andan şonra bir esrar perdes', ne bürünüyor... Zamanmn adaleti bu seri çözemediği, tarih de buzü, ne kadar bu hesusta müsbet bir Sy söylememiştir. O zaman tarih bükümetlerin ar” zusuna göre yanlırdı, müvetrihler ve valın isler, hükümdarın işi - ne gelmiyen vakaları kayıtlara e, çiremezlerdi; hatti tarihe kayde , sikalar meydnna çikaribr; hüküm dara bağlı ve yahut vesikalar u zen uzaüryn tetkike vali olmuyı müverrihler hüdiesleri okluğu gibi deği), hitlimdarın veya uydurma vesikalarn en şekilde kay, nin aldığı dr tedbirlere halkım da bunlara karsılık veten o vasitaları vardır; Dilden dzle dolaşan dedi - kadualar hakikatin bir o parçasım sair girimde, hikâyeri masalmda, daha &öfü bir şekilde naliyder.. Saklanrank steven bir hakikat, 0! duğa gibi değil, oldağundan daha Kötü ve dan iğtenç bir sekilde meyilana çlrr'lır. Tülasa İtaynda birbirinc ra, kip Bir çek hükümetlerin kum gi" bi kaymıstığı bu devirlere sit ta, rihâ vesikaların yarısı udi uyduran mektuplara, in yanimış ditaplara, | İn mein mlıymaş ve sonra derhal telrip edilmiş iti, fn tekst hudutharının dı ında bin hir garaza dayana, raki yarılmış yazılar tnejhi haki Yatleri çak acinaenk bir sekle kor. Zaman geçer ve âdemeğlünün u, i i sayesinde vaka, lar Ve şüpheleri; örtülür, Vaka zamanına yn günlerle “beniz " verdır, Ranlar lar olduldai i r, Aradan on #e vekit keçince Yu içerisinle yalanlar kafalar Yer yerleşmiştir. Vaha şahitlerin doğm sözüme halk “yalan" weknbele eder, Ve nihayet s#he sonra mizaç Ve muhitin te, sine tabi, hakikatleri sahsi ve siyasi bakımlan tetkik eden dal” gen ve ibmzlej müverrihler de ie kamsir, Variyet bibirin anlaş! wat bir hale gelir. İşte bunun isimdir ki Diyanko Kapello'nun ve Gran Dük birine; “Fransuvanım belkt feci Mubetlerinin içyüzünü hiç bir zaman öğrenemiyeceğir. 1687 yılı sonhalmrında ies kn, ca Floransa civarında * Kağaneda Pogyo villasına gilmişlerdi Bina” &t tarihi bir binadır, Bugün bura, yı en altmcı asırdaki Saprıllerun yaptığı sekilde görmek miirikün” dür, Bir tepecik İlzerine yapılmış olan ba viliânm manzarası çek güzeldir. Mükemmel bahçe içeri, sindedir, Buraya geldikleri vakit Gran Düşes Âlâ eski müsrif kadın dır. Fakat Gran Dük eski İsrafını Umiirs24, hasiz olmustur. Zekat saray hayatı KATA enekteşemdir. Pali arasında Kapello-/ ear daha Bu bir kaza midir? Vatmanın bucaksız ormanlarında xik sık sü, rek avı yapıyorlar, Gran Dük, kardeşi Kardinal Ferdinand ile dargın Me iri meşredecekler mi7. det nefret eden Biyanlımlır, Kar, dindi da O Biyankayı Gendisin; «n büyük düşman bilir, Fakat Gran Dük kemlisinden “sonra Floransa, tahtma Seçecek olan bu kardeşiyle barışmağa karar ver, miştir, Onun için kardeşi Fransu | va sonbaharı villâsında keçirmesini rica etti, Her vakit Komada. oturan Kardinal eylij s6, nuna doğru kalabalık maiyetiyle beraber Pogyo villisma geldi. Karanlıklar içerisinde kaisn bir devirden bildiklerimiz şundan i“ büret kalıyor 8 ilklesrinde iki Kardes evdeydiler, Bir rivayete | göre evde terleyen Gran Dük Fransuva, bir gül kenarında din, lenirken soğukaldı, ve bu so, ğukalma netlcesj olarak hastalan” | di, fakat Frahsuavam (o baslalığı soğukalmaya, benzemiyordu, mi, desinin sancılarından siküyet edi” yor ve sık sik kusuyordu, Gran Düf”9 #ktesrinde yatağa girdi ve hir daha kalkmadı, işin asıl ari, bi, Grandükün haslalığına tesadüf len bugünlerde Biyankanın da ansuzn hastalanışıdır İki hasta” dan ilk olarak 19-20 ilkteşrin gecesi Graadük öldü ve ölüm ha, beri bitişik odaiz eanvermek üze” ZİP, Ver yenisini edip dayanıyorlar! basar, geçiyorlar, maninrın cikkatsizliklerşne kurban “Kaza oldu, kazaya kurban gitti", duyduğumuz Yurldaşların yüzde deksent, şoförlerin alaylarına, vat çalarlar mı bakın? pes gün, gere bir yavru iramvay tekerleklerinin a, linda can verdi, Arabanın basamak kısmı başına çarpurak Ö, len çocuk, teş yaşında bir minj misiydi, Antasi mıdir?. Bizim gazetenin verdiği malimata göre zabrta ve müddelummumüik tahkikata başla. miş, Demek oluyor ki, tahkikatın sonunda bunun bir kaza veya hala yüzünden olup olmadığını anlayacağız, Fakat fahlikat ne zaman bilecek”. öğreneceğiz? Al&ka'r makamlar, falan çün. filân yeri» pamvayın bayımaklari Büşina çarpmak suretile ölen çocuk kaza neçicasi ölmüş. tör, yabüt Bunda vatman takziri görülmüştür, diye, birkaç satıri:k Beli değil! Bitse ce, biz Be Ben şimdiye kadar böyle bir geye rastlamadım, Bu gibi vakaları Miölm gazeleci arkadaşlar, takip edip, neticeyi özrenmeseler halk bir #0y öğrenemez. Sormadan, malümat vermek, alâkalı makamlarca bir Kö'fel sayılıyor, Eakar, işlerine gelmiyen bir şey otdu mu, gelsin tek, Perapalas önünden: vakânın benliz bir kaza veyn hata eseri olup otmadığını bilmiyorum. Bunun hakkında bir pey söylemeğe hakkım yok. Fakat, bu vestie e mühim bir noktayı belirtmek isterim: Bizim vatmanlar!a şoförler, öledesbari vatandan hayatina ehe, mize vecmezer. Ha bir köpeği çiğnemigler, ba bir inmanı, onlarca bir farkı yoktur, Meselâ şodör, yolun ortasından geçen, kendi güzergilin. da yürüyen bir adam gördü mü, uzaktan korna çalmaz, üç dört adım kala, çalmeya büşlar. O zaman yolcu ne tarafı gideceğini şaşırır, sağ fu, sola mt gitsin, bir karar veremez, Veremayince, ya otan:obilin aj teda kalır, yabut güçlükle, zar zör bir kenara kebdin! & man şoför, pencereye yaklaşır, şaşkın şaşkın kenara kaçan adama müsteliri hir nazarla bakar, arsız, arsız güler, eğlenir, yabt külürü veaza Vatmantar da böyle, onlar da şoförler gibi. böyle veziyetlerde ölen veya kazaya uğrıyan olursa vatmana, golöre verilen ceza medir? diye sormayımız. Ya, işte kaza var, diye heran; ediyorlar, yahut bir kaş ayla kurtuluyorlar, Yani ne olurma sakat kalana, Sleme oluyor. Ve hunun içindir iki, şoförler ve vatmanlar vatandaşın hayatına ebem, m'yet vermiyorlar, firen yapmay: hatırlarını getirmiyorlar, vaaip diye ölümlerinden acı ve esef gitmişlerdir. Tüyler ürperten tramvay ve ötomoli vakaları oldu, bunlara se. teb olanların, en Ağir cezalara çarpıldığını işittiniz vi?.. Cezarın ağ. #eni Bip tursfa bırakınız, bağifine bile çarpddıklarını hatırlayamıyorum Pikrimizce, otomobil ve İramvay vakalarında, soçlu olâsklârı ön, Vaşılaı şoför ve vatmanlara verilen ceğalar çok haflfür. Cezayı ağır. laytirmak Vize, Nafi, bir adamı öldürene ağır censlar veriliyor. koridora gitip cıkanların omüte” wadi ayak sesleri, villâ etrafında beygirlerin ve arabaların çıkardı, öp <ürültü hasta kadına hakikati anlattı, Biyanka o vakit uzun u zaflıya ağladı, ve kocasınm ölü, münden sonra, azrailin kendi ca” nın alması İçin de can ve yürek, ten dua etti, ğü mi” rası olur UT, (Devamı var) Mahpasların talim ve tedrir' İspanya hükümeti, devlel hapis, hanelerindeki ağır ceza mahkümle rınm nasil talim ve terbive edildik. lerini ve bundan ne gibi neticeler alındığını göyteren bir kilap ney iştir Ru esemden atilşıldığına #öre, mahpuslara, essshi bir şekil, de, dini ve nbliki dersler veriliyor. Manevi hisleri harekete | #elirilen mahkümlara, bu dini ve atliki derslerden sonra ilim, edebiyat İ j avr, horoz, kaz, ördek, hindi Ribi kümes hayvanları, yüksek dağ- larda yaşayamazlar, Bazi mütehas,, swsler, bu halin sebebini araştır yaslar ve bu gibi hayvanların dağ, larda da yaşamaları çaresini arıyor” Jar, Bazı memleketlerde, bu bu, sasla, tecrübelere girişilmiştir. Biz bassa Halyada, bir çok tecrübeler &özel sar'a'ler öğretiliyor. Kitap, hâpishanelerdn verilen konfersnsların on bini geçtiğini e ahliklarını düzeltmiş olan » kümlardan 1500 nün evlerdir Eni ve ölenlerden yüzde 86 sının son nefeslerinde papas istedikler', nf ve günahlarına Allahlan rahmet dilediklerini kaydediyor, Kitapla, mahpusların resimlerden ve oyma dk Fransağa, Vensan Debroil ismin, de bir ayyaş, gecenin karanlığın dan istifade ederek, Aras garına tebi Hülunen marşandiz istasyonu, na sokulmuş, Orada, en nefis bir şarapla dolu bir sarnıçlı vagon dır TUYOFMUŞ, yaplıkları | ledarik eiliklen sonra vagona Yu, İ İşe zdea | masmış; Teks! musluğu açacağı yer- | &le şayan nÜmüneler ve'xlir, — Dönmiyeceğinden eminsin de , mek*? i — Evet. evet. bundan sonra megel tehlikesi kalmanıntır, — velimimetine! (Akkuş) öldükten senrn, Cengiz Bm: “Eyvah, sağ elimi o keybeltim!. diye ağlayacaktır. — (Akkuş) Cengizin sağ eli mjydi* — Evet, Bir gin Karalurumda tep; lanan kurultay öyelerlan böyle söy . Vemiş, — Wa sol keli me olacak? Onu e. muğayor rousun * TARİHİ .di- YAZAN: hilâfeti kaldıkça doğmıyacaktır da! Mafenin hoşuna. giden bu sözleri | — (Cebe) den bahsediyorsunuz ve, | Reşit örgün tekrarlayıp — dururdu, | Hnirnetim? Mahfenin veziri, efendisinin nabza — Ev, O yaman (o “kinciğan da | güre yerbet vermesini çok İyi | Bilen korlaryorum. kurnaz, dewas, şeytan ve ayni ın, — Kulanux ona ii haldırı epik | Mendn du hilekâr bir adamdı. Üç yü. amp genei ile pek çabuk öbür dünya, | danteri kalin Nâsırı avocunun İçine ya göndermeğe her zaman müukted. | almıştı. istediği gfbi oynatıyordu. rim, velinimetim? Hem soon yeli ba O gün vezirin Mütün şaktabamlığı raya düşmer, O, Türkisien fzerine | Özerindeydi. Tatifeyi güzel © sözlerle yürüyor. Avutarak pg kadar heşelendirmişti ki, — Şa halde meçol tehifersimi #nvus turduk demektir. Artık kendi işleri. mirle uğraşabiliriz. — Kulunuz zaten böyle bir tehlike görmüyordum, Bağdad — zaptadecek Mr Kahraman dünyaya o doğmamış. tar ve efendimiz. “makamı ywaallâyı haromağası: — Bir kadn geldi, sizi görmek 1s. #iyor.. memişti. Haromağası Miraz sonrn ayni söz. Reri şimşirdi. sömet, dah; şirazej devlet: Aysaş, iki fıçı İle bir çek sişe | buruara Sn ayni cezayi vermek !Azımdır, Ha, tabanca ile, beçnkla Gl. dürmüşsür, hu otomobilin, tramvayın altma alıp, kafasını parçalıya, rak ölümüne sebeb olmuşsun? Ne farkı var bunun? İkisi de can de. Birkaç ağır cena verilsin, bakınız, bir duha tramvay, otomobil ka. şoför onsenizde alaylı alaylı Korna çalar mi? LAEDRİ yapılıyor. Şimdiye kodar, iyi bir netice elde edilememiştir. 300) metre yüksek yerlere çıkarılan Kü- mes hayvanları, derhal o yurmrile maktan kesiliyorlar ve bütün dik, katlere rağmen, hastalanmalarının ve sonra da Blmelerinin önüne silemiyor, İlim ve fen, tuhafter ki, ; bu işte bir kudret gösteremiyor. Yirmi bin litre şarap kapağını açını. Birdenbire de, &, zerine şuraplar boşanmış ve kenii- sini yere yuvarlamış, Korlküsundan — Koşun, kapayın" Diye bağırmes, bekçiler o velik, mişler ve Ayyaşı yüzükoyun, şir raplar içinde yüzer görmüşler, O, multasi, yerdeki şarapları içiyor. miş, Ayyaş, üç gün ayılmamış, ör, İ de, düha çok aksın diye, bir bötme Jaöncü gün de delirmiş, ROMAN ISKENDER F. SERTELL! leri tekrarlayınca, Besi; yavaşça sor. du: — Beni söran kadın get rel? — Evet, çek genç, — Güze mi? — Çok güzel, “Çinde 3 İLKTEŞRİN — 1942 nasıl evlenirler Bütün misafirler, gelinin, evin kapısında ikram ettiği cayları içiikten sonra, gelin odasına girdiler ve birer defa gelinin yatağı içinde yuvarlandılar Bir Avrupalı, birkaş sene evvei, Çinde bulunduğu zaman, bu'un- duğu bir cvicame . merasimini Şöyle hikâye etmektedir: EN BÜYÜK DERT İNİ senesinde “Pekin” de bu, ; Hanuyordum, Orada Van? isminde ! İ Çinli bir çay tücenri sileziyle İ ubbap oldum, Bu vesile He, Çinli vin, yalnız keziyle tanışmalia kalmadım, biz Ayrupahılarcz tzla İ silmez sevler olanı biltüün Gn 5. detlerini de öğrenmiye imkün baldüm, © - Çin tüccüriyle Otanısmamdan çek geçmemişti ki, kızın evlenmek üzere olduğunu, yakmda düğünü yapılıcığım öğrendim, — İhtiyar | Vüng, yaşkınm dönmüytü, gün geçtikçe düşüncesi, dalgınlığı ar, Gyorün. HaHâ, bütün sile, büyük meşguliyet içindeydi; çünkü Çin” lerce ,evlenime pek mühim bir pt ve bir çok merasime tabi bu, fanüyordu, Bunun için kım aile si, büyük masraflara, >ahmetliere / ve can sıkmtılarına Katlanmıya moeburdu, Kiz evlendiren sile, böyle ha. zrlık günlerinde, o kadar mesul bulunayorlardı ki, sanrı bi lenleri ve wedeniyetimizi tanımış , olanları bilş (değişirler, konusula,, maz hale gelirlerdi; çünkü mera Simin kusursuz olmasını, her 98, yin noksansız; hazırlanmasını iste dikleri için, akılları fikirleri, ken, #i islerindeydi. Bundan. dolayı, düğün zamanı yaklaştfıça, Cinli dostumla, uzum urun konuşmaya imkân bulamıyordum, Aile işinde, tuhaftır ki, en sakin ve düşünce *iz bulunanı, sisenli kazdı. Çinli dostum, bu kadar meşga, le arasına, bini unutmadı va pek sasi” kelimelerle düğüne dsvet “ü, GELİN ALAYI İMAYET, o mühim düğün günü geldi, Ben de, ala” ya katılmaya ve bütün merasimi görmiye imkân buldum, Gelin şsababın ilk ssatlerinde, bükaş kadın tarafından, tarandı. züzü düzgünlendi, yen; elbiseler Kiyerek hazırlandı, Giyinme, ku, sanma İşleri bitti zaman, gelin, Gid; saadet alâmeti olan, kır” muz »enki) bir tahtırsvane oğur, İ daldı. Düre hiy'nin amüzlarında, gizelin, kapım özüne götürüldü, Burada, giveyin selmesini hekliyg cekti, * Bu bekleme sırasında, gelinin çetralında dolaşan karmlar, teva, *letine dikkat ediyorlar, bir sürü gevezelikler arasmda, kusurlar bulup düzeltip duruyorlardı, B'ı saat kaılar sonra, güvey, Çin sdotine göre, eski hir eraba | inde gekli. Bu, öyle bir arahay” Ji, Nah zamandan kalmışa ben, riyorldu, Bu modası geçmiş niş bolar, ya'nız düğünlere maksusbi, Güvey, arabadan indi, Yanın, da, evlenmiye vasıta olan Halunurordu, O, sağma, soluna bılıaadan yürüyorda, Mein, içer, kik Vr yeri ole ve Vang ailesi" nin bulunduğu bir olaya götürül, dü. Gelin de, tahbtırtvanı tizerinde, onu takip etti; fakat güvey, ne Moşit hirden kaşlarım çatı s— Ne dedin. ; Moçolistanden ms * şimdi Mezolletin oldu du Atabek'e, Tin, öenep eyaletleri, Görcieten, Tü, klatan.. batia pek yakında da ermens, tan magalların olacak, — Ne diyorsun, Have? Büfün bu saydığın yerleri mogollsr gm sid? — Evet, Haberiniz yek mu? Fakat #iz her şeyden haberdars'nız sanıyo rum, Efesdimizee meçhü! kalan me ©. labilir? — Doğru, en her şeyi biliyorum a. Reşit elinin tersile harem SEAN | za, halifenin bir şeyden haberi yek. yürüne vurdu: tur, Sakın ona böyle tehliireli ve iç #5, — A mendetr... bant bana VAktI, | ker şeylerden bahsetme. eyesini dan le neden söylemedin? Haremağası geriye çekili. Reşit bir aralık balifeden münande doğru yürüdü ve ayakta duran genç kadını görünce şaşırdı: — Hacer. son misin? nerden çık. Dediği saman, Raşit cevap bilin ver, | tm böyle birdenbire” Hacer vezirin elini öptü — Mozaliatandan yeni geldim. İ | garıman? Hacer vezire fazla biz gey söyleme di, Fekat Reşit Hacerin o gelişinden Bir aralık havuz başa o gelen bir| alarak bahçeden saraya girdi, kapıya | maernun kalmadı. Kendi kendine: — Şimdi bu fettan kadın, halifeye kimbilir meler anlatacak, o Ben onun döneceğini hiç de ummuyordum. Diye söylendi, Sonra birden Hacere (Devamı var) kapla ne de odada, gözlerini kaldırıp nişanlısına bakmadı, Odada, evlenmiye vasıta olan . İ adam, birtek irad etti ve kızın meziyetlerini, faziletlerini sayıp döktü, Bundan sonrs hafif bir valtı edildi, çay içildi, Sonra güvey ilç beraberinde (o gelenler, | okap gittiler, | GÜVEY EVİNDE ÜVEY, çekilip | gittikete sonra, kisin tabtirevanı İ cmuzlandı, Büyük bir cemaaile evden çıkarıldı, Önde çalgıcılar çalgı çalıyor, arkasında tahtırevan bulsmuyor, bunu da daveliiler ta kip ediyordu, Sokaklardan gecer. ken, alaya katılanlar çoğalıyorda Gelin, güveyin e tahtırevandan indi: hastan aşağı kırıcı örtüler iinde bulunduğu için, hiç bir tarafı görülmüyorün, Aosle kir yiirüyüşle eve girdi. E vin kapsımda ihtiyar erkekler, ih, tiyar kadınlar derayorda, Kuz. çüveyin evinde. enn ha zırladığı « gelinliklerini giydi vw böylece tam gelin hahne çeldi. Merssimin en cherikiyetli safha, sı, simdi, cereyan ciliyordu, Güvey çeve davet edildi ve an cak, 5 zumap, evlenfliği hizm yö, zünlü gördü, Delikanlıya, karma beğenip beğenmediğini seran yok çocuk yetiştirmekten başa bir snesele değildi. GüTey, gel'inla Karsılaşınen, 0. na, hir şeker çubuğu takdim etti ve birkaç (lefa, bu şekerin hoşu” na pidip zitmediZini sordu, Gelin. alçak sesle, sinllerin baran e, vet, bazısma “da hayır diyordu, Güvey, gelinis ba konuşmasın dan memnün olarak avluya Çikte ve oruda ( bokoyen misafirlere, İstdyarlığı b'dirdi Bundan son, ra tekrar iveri girdi ve gelinle baş basa, yemek yedi. Yemekten sanra, gehvle güvey, evden avluya çıktılar, Yavaş bir İ yürüyüşle, iki sıra duran misafir ler Arasından geçtiler, Gelin, du. vetlilerin her birinin önüme, bir an duruyar, baş oğiyordu, Ba iş bittikten sonra, bir Buda papası, İki gendin nikâhlarını ydı, Bu merasan bittikten sonr, hep beraber .vemek odası halime geti rilmiş olan, büyük saleya girildi. Salonun ( düşemesi mozayıdıdı ve / çok miikemmel söslencişti, Du, , vazlarda, Çin ilöhlarmi gösteren i levhalar vardı, Bu levhalarda, üç başi! balıklar, fenalı'ıla mücadei: «len eğderler, “Kenfücyüs” e dair resönler görülüyoriu, Sofraya, bütün vemek sohanla İn, birden getirildi. Tabii, yerd İ yemek yonilyordu, Damsd ailesi, Yemeklerin on çörülmemiş şeyler | olmana dikat etmişti, İlk defa olarak, burada, “Sarlangış yuva, wi” denilen, Girin meşhur yeme, Bini yedim. Bu yemek, bir sevi nındir deniz otundan yapıldığı için pahalıya maal oluyorda, Yemekler arasında, tavuk, Ya, bani doruzet!, köpekhallı kana” dı gibi şeyler de vardı, Yemek, birkaç sant sürdü, Yemekten son, ra, tekrar yela düzüük ve geli" İ nin evine gittik. İ Gelin, tahtırevanındam ivği ve evin kapısında durarak, hepimize birer bardak çay ikram etti, Çayı, mı içen, içmi giriyor ve gelinin yeinğı Frerinde, birer defa yu varlandıktan o—osonm cikıyordu Bundan sonra da merasim bitmiş oluyor, delikanlı da güvey giri, yordu, BI, RASİM ÖZGEN İngilterede son kadın ave İneiliz grzeteleri, iaşe Rarrı bir beyannamesini neşrettiler, No, zir, bu İeyanasmesinde. son bir gayretle demin ettiği kadın çorap” İnrindan birer çiftinin kadınlar dağılıknakta olduğunu ve. Hap bitinceye ködâr, bir daha OÇora> dağıtılmıyacağım bildirmektedir, Buna bakılırsa İngiliz kâdinlerı harp birinceye kadar corap Yüzü göremiyecekler demektir, 0,