Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ku gT Kitaplar arasında : : Yazan: ÂAgâh Sırrt Levend, Neşreden: Nifde Halkevi Değerli edebiyatçımız Agâh Sır. t bevendin “Divan' edebiyatı., ad. iL büyük bir eseri Niğde Halkevi ta rafından kilap halinde neşredild". Divan edebiyatında — kelimeler ve remizlerle mazmunlar ve melbum. lar üzerinde uzun zaman çalışarak tahlili bir eser vücude gelirmiş o, 'an Agâh Sırrı Levend, bundan çok saman önce de bu vâdide uzuu de- temeler yapmış ve Telsste ve İçli. naiyat mecmuasında eski edebi netinlere ait bazı şerhler — neşret- 'işti. p Agâh Sırrı eserinin başında b'r uali mukaddere cevap vererek d orki: | “Bir dela eski edebiyattan bah. çekblmek ve onun ihtiva eltiği un. surları tahlile çalışmak. onu ihya veya lamim etmek demek de. ildir. O, tarihe karışmış içlimal bir mügssesedir. Biz onu, bir mü zenin muhlevasını letkik eder gihi inceliyeceğiz; bir tarihin yaprakla, vinı çevirir gibi gözden — geçirece- ĞİZ. n Her devrin içtimat hayatı o dev rin o günkü hayat şartlarına göre letkik edildiği gibi, şüphe yok ki, herhangi bir devrin edebi harekci. leri de aynı şarilar içinde gözden geçirilir. Değerli üstadımızın buvu endişeli! bir ifade ile ön pilânsfa zikretmesini mânâsız değil, versız buldun, Maldlmu — ilâma ne 'üzum vardı? kaddemesinde: Dandon Başkas & | edebiyatımız hakkında şidiia ! dar yapıları tetkikler, bu edeviyii ve bu edebiyatın yaşatmak istediği cemiyet hakkında bizi aydınlatmık şöyle dursun, belki toplu bir fikir vermeğe bile kifayet etmez. Bunuu içindir ki, bu sahada yapılacak tet, kiklerin, edebi tarihimiz için önem- li bir hizmet olacağına kani bulv. nuüyoruz. diyor. Hakikaten önemli bir hizmet hendısinın de işaret ettiği Bgibi, sadece “kaideci,, bir edebiyat olan divan edebiyatının — hayat ile alâ, kası gerçekten pek azdı, ; Bu derece mücerred, mazmun ve mefhum edebiyatı olan kaidecı, kilabı ve daha doğrusu kendi kt- buğu içinde sıkışıp kalan dar çer çeveli bu edebiyalın ne gihi esas. lara dayandığını, hangi vasıfları ve ne gibi hususiyetleri ihliva ettiğini bilmemiz ve bunları tahlil etmemiz gerekti, Her edebiyat, kendi — devrinit bir tefekkür, bir tahassüs, tahayyül kâinatı olduğuna göre, divan ede, biyatının da elbelte bir çok zevk leri, hususiyetleri ve sanat felâkkı- leri vardır. İşte Agâh Sırrının bu eseri bize bülün teferrüalile — bunları lanıt; yör ve bunları teşrih ve tahlil edi, yor, ' Mücerred — imefhumlar ve maz- munlarla dolu olan “divan edebi. yatı,, adlı eserile Agâh Sırrı L:, , Dulmamayı vendin bu sahadaki — hizmelini u- münevverlerimiz için Agâh Sırrı Levend, eserinir smu- | bir kedirşinaslık. sayarız. Askerler için telgrafla " muhabere Alman orduları Başkumandanlı. ı ordu efradının telgrafla muha, here etmeleri için bir posta usulü “ildas etmişlir, Her asker, izinli git mek, yaralanmak, hastahaneye yat- mak veya ailesinin halini sorup a. ctele ceyap istemek gibi mühim hallerde, parasız tekgraf — çekmek hakkına mâlik bulunuyor. Bu tel . graflar, adres dahil olmaksızın, se- kiz kelimeyi geçmiyor. Bu üsül, şark — cephesinde, bir umunlakada laarruz başladığı zamau leerübe edilmiş, şimdi de diğer kı. Sımlara teşmil edilmiştir. Bu süretle çekilen telgraflar, ev. velâ Berline gidiyor, buradan - da, üç dör! gün içinde, bulundukları tasabalara bildiriliyor. ö # ** İngilterenin balık avı keyfi İrigilizier, bilhassa Büyük Bri. nn ya irmaklarında pek bol bülünan Alabalıği ile Yayın balığı avlama- sını pek severler, Harpten evvel, üehrin çoğu, kulüpler ve zenginler tarafından kiralanır, bu nehirlezi av eğlencelerine hasrederlerdi. Şimdi ise, böyle hususi balık av kanan yerlerin çoğu, umuma, bil . hassa askerlere açılmıştır. İngillere kralı 6 ncı Corc, Vind- sörn : sarayı parkına askerleri davel ederek, öoradaki sularda balık avla. malarına müsaade etmek — suretile Pa işle, başkalarına —örnek o'mak işlir Kral, hatlâ, askerl. h ba hık, avlamaları için oltalar ve yem., 4 ter de hazırlamıştır Geçen sene de, bir İngiliz kulü- bü, kiraladığı ırmakla, iki bin as. kere balık avlamalarını, bu suretle 'gıdalarını arlırmalarını temin et. mişti. Buügün, Londranin Kral parkla- rvından geçen Serpanlin ırmağı, ha! kın serbest balık avlamasına talısiş edilmiştir; fakat bundan kanuni bir mesele doğmuştur; çünkü orla çağ lardanberi, Kral parklarındaki hay vanları, öldürmek yahut onlara ra, hatsız edecek hareketlerde bulun - mak kanüni bir cürm, hattâ bir ci. nayet sayılıyordu, Bu — defa, kral, halka avlanmak müsnadesinivermek için parlâmentonun kararını alma, ya mecbur kalmiştır. Parlâmento, kanunun, müyakkat bir zaman içiu gukutuna karar vermiştir, Tahtadan bir çalar saat “Raynhald Ratzloh isminde, A>, jantinde oluran bir Alman, birkaç ay evvel, her aleti ağaçlan olan b'r çalar saat meydana getlirmiştir. Bu saatte, çiviler, vidalar bile a- Gaçlandır. Rakkası, dişii çarkları, zenberekleri hep ağaçlır. Bu gârip saat, Buenos Ayres müzesinde les. hir edilmektedir, * * £ Terbiye görmüş arılar Bir İngiliz çiftçisi, arılarını, sır- çadan bir kaplta bal yapmağa alış. tırdığını iddia etmektedir. ZAYİ — Üniversite hukuk fakül - tesinden aldığım tramvay şebekesini kaybettim. Yenisini alacağımdan es. kisinin hükmü yoktur, Üniversite hukuk fakültesinde Sabiha Ateş | ' Bir kışmı kudüğüm vakıt HAHISR—A $ Tarıhın Düvük davaları n Fostasi u LILUIJ —Ydi ıaı' Bu çifte aşkın dedikodüsu Li « yonu sarmakta gecikmedi. Okul komutanı olan albay Anastayı çÇa. ğırarak apoletlerinin şerefini bo " zan bu maceralardan vazgeçmesi. ni emretti, Fakat subay iki kadı na da odasınım kapısını ıçmalctı devam etti. Geçirdiği hayat subayı boğazı - na kadar borca batırdı. Bir borcu- nu ödemek için iki yere borçlandı, Artık evinden bir yere çıkamıyor, ve kapısımnı çalan alacaklılara 6e- vap veremiyordu, Bahasına yazdı" ğt mektuplarda acı âacı hayatiın « dan ş;kavot ediyor, maaşı İle ge- çinmeye imkân olmadığını ve S0 * nede 25000 franklık bir irada T | tiyacı olduğunu söylüyordu. Alacaklılar albaya başvurdular, da mahkemeye — gitti. Fakat hepsinin müracasnti boşa çık tı. Yoktan lüm n& alahilirdi ki? Delikanlı — ordudan muhakkak ihraç edilecekti, Fakat bu sırada bir göz hastalığı yardımma yetiş- ti, Aldığı bir raporia harbiye Na * zırlığına başvurdu ve hastalığı « nin devamı müddetince faal ordu hizmetinden ayrıldı, yondan ayrılmayı karı.rlıştırdt o0 geceyi İspanyolla beraber getirdi ve ertesi sabah bir arkadaşından 5 frank borç alarak Liyondan tre- ne bindi. Subay Liyonda — durdu Ve Ancak ayın İkisinde Parise ye- tisti. Parise geldiği vakıt babası. na 'uğramadı bile, Yalnız ayın at tısında kardeşine bir telgraf gör. dererek onu yemeğe — davet etti. Ertesi gün babasmiın evine gitti. dilen katilin oğluna çok benze - mediğzi için bu fikrini açığa vur- makla tereddüt etti. Delikanlı Pa. risteki işlerini bitirdiğini söyliye" rek Liyona gitmek üzere ayrıldı, ** & ANASTAY CİNAYET SAATİNDE NEREDE İDİ? 24 Sontesrinde Anastay madam Deları öldürmek ve hizmetçi Del . fini yaralamak suçu ile tevkif c« dildikten sesra madam Labe Des- lont sorgu hükimliğ'ne verdiği i - fadede yemin ederek şunlaı-ı SÖY lemişti: — 4 Sonteşrin cuma günü A * restay sabahım 10,30 una doğru bize geldi, öğlene doğru ayrıldı, disini 6 akşam vemeğe çağırdım. Suat dörde doğru tekrar geldi. Santin 4 olduğunu gayet iyi, bili- yorum, Çünkü Anastay geldiği va kit kenüz ısıkları yakmamıştım, A- rhstay 0 gece saat . 10.5 a kadar bizda oturdu, Oğlum Liyonel saat zah edarken Tampi bulvarmdaki kalabestik yüzünden - gelemediği'ni göyledi. Ertesi sabah gazeteleri o" Tanıpl sokağının ife'n kalabalık olduğunu anladmı. O sün Anastaym üreriüde si . Vil e"S'saler vardı. Koyu mavi bir pardösü ve ” İngiliz kumasından raye bir panta'on, Başında silir. dir şapka olduğunu hatırlar gibi - İlkteşrinin son günlerinde Li - | İhtiyar eczacı gazetelerde bahse « | Oğlumu cörmek istediği icin kere . yedide eve geldi. Geç kalışını İ ». Divan edebiyatı Tampll Bulvarı - Cinayeti Toplayan: Muzaffer ESEN yim, Fakat elinde ne şemsi'ye var- dı ne de çanta,;, Liyonel de annesinin sözlerini tasdik etti. 4 sonteşrin günü eve girer girmez Aanpesinin ketilisini şu sözlerle karsıladığını pek iyi hatırladığını ilâve etti: “Arkada - şın Anastay saat döriten beri se- ni bekliyor. Nerede kaldin?,, Halbuki katjl Tampl bulvarın - dakı 44 numaralı evi saat 4,5 dan biraz sonza terketmişti. Bütün $e. re bundan şüphe etmek caiz deği » di. Sorgu hâkiminin suratı ekşidi: Zira madam Labe Deslondun Sehadeti çok miüh'mdi. Komutan Tütbesine erişmiş bir jandarma su iti'n yalan söyleme: raftan kadınm Diğer ta » söylediği — sözler Haber 'in bulmacas! * 2 3 & 5 6 708 9 1014 j - Ü go umcuRwHL- © Soldan sağa: a 1 —'Tecim yurdu (ürekkep k:" lime), 2 — İhlilâlciler fazla azıla- yışlı, 3 — Bir devlelin parâsı, bir öoyun. 4 — Arapça (devam etlir- mek), mükemmel, 5 — Bir sanayi kasabamız, yaranın içinde bulunur, G.— Dikiş Tevazımalındahn, arkadaş. 7 — Bir cins sandal, bazan insı" nın ayağına kadar gelir de kıymtes tini bilmez, 8 — Bir emir, defla, bir musiki âlelinin lersi, 9 — Güs nün taksimalından, kücük erzak ambarı, 10 — Mukledir muharrir. seslenme, İl — Bir edalın kısaltı! mışının lersi, Avrupada bir nehır, Yukarıdan aşuğuyu: 1 — Sansa darıilan (mürekkoep kelime),; 2 — Mürekken bir edat, bir şeyi anlatlmaklık, 3 — Yakın, acayip bir güzel sanat tarzı, 4- — İşaret, Allah, 5 — Nola, tarladaki buğday mahsulü, 6 — Bir nolanın tersi, gayret, 8 — Ötedenberi m2"- cut olan, Çanakkale civarında bir 'kasabamız, 9 — Eski nazırlık rüt' bLesi, bir deniz — ölçüsünün — lecvi. 10 —— Bir sayı, meşguliyet, büyük baba, l1 — Bir edat, müslümanla- rın kitabı, Püönkü bulmacaMırın helir. i —« Fecl kazalar, 2 — Ebegüme" ci, E, 38 — Nem, Kiremit, 4 — İlik, L, Mor, ö/— Ke, Ay, Sinir, 6 — E- riş, Delice, 7 — L, T'abare, Ev, 8 — İmaret, Re, A, 9 — Leb, T, P, Saç, 10 —- Et, Duba, İz, 1t — Raçalık, &P' ı Kati Pa hitler ayni şeyi söylediklerine gü- | bayının karısı bir katili korumak ' çok mantıki İdi. Ve Anastayın han Bi Saatte geldiğini pek iyi tezahu; ediyordu. Tahkikat yine bir çıkmaza sap * mıştı, Fakat kötülük yapanlar daima kendilerini ele verecek bir gaflet yaparlar, Anastayın sorgu sırasm da bir avuwkat bulundurmak hakkı idi, Fakat bu hakkını kullanama - mışti, Onun için madam Lahe Des” londun neler söylediğin; bilmiyor. du, Ayni gün akşam saat dokuzda sorgu hâkimi” Anastayı bir daha huzuruna çağırdı ve ona şu sualki sordu: — Şimdi size soracağımı sualin çok büyük bir ehemmiyeti var, o- na göre dikkatle cevap veriniz, d sonteşrin günü saat kaçta arkadus ŞINIZ Liyoııelln annesinin evinmn kapısmı vurdunuz ? vabı verdi: — Madam Labe Leslondun a * Viile gittiğim vakit saat ya beşti yahut da besi geyrek geçiyordu. Biraz geç kalışımın sebebi basit. tir. Yolda madam Löbronun evi" nesi beni yemek salonunda karşıe ladı, Bu sırada lâmbanın yanık c« lup olmadığını kat'i şekilde bilmi- yorum, Liyonel bir saut bir çey - rek sonra geldi, Zannederim ki o gelirken saat 6,5 vardı, Ve tereddüt etmeden ifadesini imzaladı. Sorgu hâkimi derin bir nefles galdı. Anastayın bu sözleri hâkim. deki son şüpheleri de silmisti. Anastayiın muhafazası vazıfasi komiser Barbasta verilmisşti, Ko * miser BRatbast bu devrin çok tanın mış$ bir polisidir, Sökretini temin eden sebep ağımı açmaımak bil » mesidir, Barbast suçluları söylet- mek için mantığının ve psikolojisi: nin kuvvetinden başka bir vasıta- ya başvürmazdı, Suçluyu - karşısı * na alır, onunla saatlerce konuşur, ekseriya kendisini suçlusun yeri - Ne koyarak müdafaa eder ve ni « hayet kalıntan kalıba eirerek kar- gısmdakiji adamın ağzmdnn SIrrını çalar. Gece Barbast Anastayın yanın . âa kaldı, Bu görüşma ertesi gün ikmdiye kadar devanı etti. Neler konustular? Burası malüm değil - dir. Fakat ertesi gün Barhast - mirin/'n kapısma — vurdu va İğeri girer- girmez su haberi verda: “— Asteğmen aklını başına al- dı, sizinle konuşmak istiyor.,, Polis müdürünün karsısına cı « karr'an Anastay komiserin ifade « sin; şu cümlelsrle tasdik etti: — Evet her şeyi söylemenin vakti Söld'ğini Aanlıyorum, Fakat bu i_timflanmı yalniz sorgu hâk>- minin karşısında vapmak isterim, Ve genç baron Delarla yüz vüze gelmeyi kat'iyyen — istemem, İti « raflarım sırasında aileden birisi - nn bulunması muhakkak Jâzımsa matam Delarmım veğeni olan Orn mebusunun huzurunda söz söyli * yebilir ve aileye yaptığım kötülük İçin kendisinden af dileyebilirim, Polis müdürü teft bir sun! bile Suçlu tereddüt etmeden su ce - | Ne de uğramıştım, Arkadaşımın an | K— (Gazetemizin — birinci : başlık yanmdak;j tarih çemveılııl Üyerek gönderecek — okuyucularımı ticari mahiyeti balz olmryan küaük lânları parasız neşrolünür ) - | | Evlenme teklifleri: üDi */Yâaş 34, boy 1İ72, kilo 'Td, 1çki | sigara kullanmayan, eşine daâlma mü kalacak, devlet —idaresinde çalış makinilat bir bay; evi bulünan kız ya dul bir bayanla evlenmek İisii mektedir, Tercih) remzine mü: * 25 bin Hralik bir serveti bulunl bir baba; 28 yaşımdaki kızını evi dirmelt istemektedir. Servetinin beş birişim damadma verecektir. İyi hul lu, ahtâklı, biraz yakışıklıca, 80 « | yaşlarında bulunan | talipterin (Özü ba) remzine müracaatları Doktor V mühendisler tercih edilir. * Yaş 932 boöy 17i, satışm, ms! gözlü, İstanbul ve Anadcluda büyil! biter tuhafiye mağazası — buluns şimdi yedek subay olarak askerl yapmakta olan bir bay; 29 « 27 rında, cazip, belik etinde bir ba evlenmek jstemektedir. (F K.) re Zine müracaal, İş ve işçi arıyanlar * Mali vaziyetinin — müsandesizli dolayısile ilsenin dokuzuncu sınıfm dan ayrılmış, askerlikle hiçoir al olmıyan, hesabı kuüvvetli, taktila bir genç iş aramaktadır. rZağlı lem) remzine müracaat, # Genç Lir bayan evlerde ah veya orta işi aramaktadır. Nam kâr bekâr bir erkeğe de bakabilir. (R.S, kimsesiz) remzine müracaat. * Lisenin beşinci sımıfında okuyad vae çaresizlik içinde tahsilim. brrakmat üzere olan bir genç; öğleden sönrü ları ve gece saat 10 a kadar — boğaz tokluğuna çalışmak lstemektedir. Er- kj yazıyı da bilir. Mekheblne devazi etmek şartile lokantalarda garsonlu * ve bulaşıkcılık dahi yapmağa hazır. dır, (Y. Bal 412) remzine müracsat $ Mütelerrik: M 5.6 odalı, kalöriferi! veya -. kalö- rifersiz, aydınlık bir apartımanda ki. ralık d&ajresi bulunanlarır — Ankara caddesinde Türkiye sczanesinde Arif Neşete müracaatları. * Eminönü, — Bahçekap. Ankara caddesi veya Cağaloğlunda, iki Üç 0- dalı, döktor muayenehanesi yapmaya elverişli bir Cairem; buıunınıını 1' “Doktor,, remzjne müracaatları. * İyi kullanı!miş Zays dürbinini — satimak istiyenlerin istedikleri Hyıtıl dürbinin evsafını #Dürbini — remzitie bildirmeleri, Aldırınız: Aşağıda remizleri — yazılı olan . D Zeft )yi kuyucularımızın namlarına gelen mektupları idarehanemizden — (pazar. lârı hariç) bergün sabahtan — öğleye kadar ve saat 17 den sonra Güldırma- ları, : (Ateş 6) (A.G.) (B.T.45) (Bulunmaz) (E.N.S) (F.D.K.) (Kaytak) (Karcin) (Ldle 11) ÇOkur) (M.E, 49) (Nadide) (Okur) (P.A.) (2. RU) (S_A.E.) (Salacak T) (Samimi) (TLA.) sormadı Ve sorgu hâkimi ile mebu. 5a habar gönderdi. Gelacekleri beklerkan — Anastay bir koltukta oturuyordu, Çok sa * kin bir tavirla Fransız ordasunda kadro hariej çıkarılan Löbel tü « feklerinin meziyetlerinden bah * setmeye başladı. Üzerine çöken a- ğir ittihamı unutmusşa benziyor « dü, Polis müdürüpün odasma ilk ge len baron Deların yeğeni oldu, Onu görür görmez Anastay a * yağa kalktı ve ağlıya aglıyı, kesik kesik: | (Devamı var) İ -. .-.-. -— .- Siz'n arzu ettiğiniz. istediğiniz * den ziyade, dehşetli surette azap çektim, uykusuz, korkunç geceler gecirdim; Siz, kalbinizin bugünkü saflığıyla ruhun bu karmakarışık istiraplarmı tahlil edemezsiniz. Ümit hatalarını, yanlış hareket lerini İnkâr etmeği esasen düşün - mityordu. — EBEğer kibirlilik etmişsem, €" ğer sizin kalbinizle oytadıifımı va- narak kendi kalbimle oynadımşa, cezasını da müthis bir suretta çek tim, Evet ben da unutulmaz ncı - larla kiıvyrandım. Hele annem'n yanında o biribirimizi incittiğimiz Aaşamdan sonra bu — istirap urtik tahammül! edilmez bir hal almış . W. 9 çlgm dakikama bin defa lie net ettim, Z'ra o hâdiseden sonra siz çok zalim, daha hafif bir keli- - Meyle, artık bütün neşenizi bas: kalarma verm:ğe başladınız, Silâh larım aleyhime dönmüş, korktu « başıma — gelmişti, Artık siz hiçbir seyi anlamak istemiyordu * hnuz,, Ve dün öyle bir zaman gel di ki, artık her seyin mahvolduğu na inandım, etrafı simsiyab gör « dijm, Bana öyle geliyordu ki gsiz bue ni hiçbir zaman saf, aska lâyık bulmıyacak, kalbinizde bana bir Yer ayırmıyacaksmız., İste bu me- yus dakikaların — ilhamile aklım: büyük annemin maserası geldi. Hatırlıyorsunuz va, o Kocasını mu: harehe meydanlarında takib ede bilmek için erkel kıyafetine gir- misti, Yavas yavaş dimağımdaki bu fikir bir hlân halini aldı, Bir müddet sonra bu hal benim irxiç- min harlecine çıkacak kadar kuv - vetlenmisti. Bunün müthiş bir şey olduğunu anlıyordum. Fakat ma - -demki benim büyük anram: gibi bir kocam yolkitu, kendimi bin bir tehlikeye koyarak onu pok uzak . lara kadar takip etmeye imkân hbu- lamazdım, o halde yapılacak iş gayet basitti: mürklin olanı yar» mak, İste vapurunuza kadar ar * kanızdan #elişim bu histen doğdu. Ani ve sert bir har:zetle genç lm:, yüzünü Sabrinin göğsü Üüze * rine vapıştırıp sakladı. Bu hareket- te taklidi imkânsız bir güzellik, sa* delik içindea bir fevykalâdelik vare âL Sonra mahcun bir sesle: — Bir gün bana demiştiniz ki, YUNCAK DEĞİiLDİR âğ ' e : -G7 - dedi, büyük annemin bir genç ka- dımken sevgisine, fedakârlığına en büyük dehl olarak kocasına güş* terdiği şey, güzel saçlarını feda etmesiydi,. O güzel kumral dalga: h saçları, İşte böyle, Ben de sizi hiç kimseye nasip olmuyan bir mu- habbetle sevdiğimi ispat etmek i * çin ben de saçlarımı kestim, Şimtd; Sabri, kendinden geçerek genç kızru önünde diz çökmüş m'- Hi min; el'erinin etli Ve yümusak avuçlarma dudaklarını yapıştırmış yalvarıyordu: — Ümit, İşte sana diz çökerek yalvarıyorum, beni muhnbbetle, ih tirasla, nç, doymaz, engin aşkla; benim seni sevdiğ'm gibi... Gent kız, bu kelimelerle karşı « İk vermedi, Kollarını nişanlısının boynuna doladı: — Bana, ver bana gözlerini gü- Nakleden: Muzaifer ESEN rini bana dünyanm en İüymetli bir hazinesi gibi ver, Şimdi onla. rn yalnız sade banâ bakmua: siNı istiyorum, “Mevcudiyetlerinin en İnce kısılarına kadar benim 0'e masını istiyorum, Şimdiye kadar o mavi uçurumlarda hiç kimsenin görmeğe mevaffatı olamadığı es - rarlı dehlizleri, nihayetsiz ufuk « ları görmek, oraula gönlün büyük kitabını okumak istiyorum, Genç kız bu emre mütereddid, korkak, ve mahcup gözlerini kal . dırarak itaat etti. Titrek tirpik - lerin altında acçılan bu bakışların mavij ucurumları itinde Sabrinin beklediği her şey vardı, Sabri orada gördüğü tatlr fa- kat kızgın bir alevin yaman parıle tısmma bir defa daha yenilmisti. Ümit azlı bir fısıltı ile anlatr . yordu: zelim, O güzel annenin bir türlü $ — Sır kumkumasının sakladığı derinliklerine dalnmadığı gözle - şeyler hakikatte gayet basitti. Bü ğ & n ASA -0 (P FU SAAT ÇA c : ' ş # v lğa e dalrağ Yük, anlaşılmasmddan korktuğu de rin bir aşk, Evet sevrilim',, Yaj * | Nız bü idi, İşte şimdi artık ne kuv" Vetim ne de iradem kaldı. İçimde bütün gönlümü, hütün ruhumu dal duüran hir tek arzu var, O da bea. Mi almanız hayatınıza beni kariş” tırmanız, hulâsa beni avrı, siz'len ayrı yaşatnmmanmdrr. Beni, böy. lete daima kalbiniz üstünde mu - hafaza etmeniz, saklamanızdır. ' Büyük yat durgun tılsımlı su- larda kayıyordu, Ve etraflarında dalgalar, gaminin beyaz kaburgu- larında öper, okşar gibi çırpıma- rak sonu Şelmez bir terennüm ile BAadet duaları ediyorlardı. Ümif bu terennümler içinde kendinden geçer'cen büyük aşkıımn dalgın, hayal dolüu geceleri içinde tasavvur ettiğ! aşk yolculuğunu düşünüyor ve hakikat karşısında hayalinin pek zayıf ve sönük kal. dığmı itiraf ediyordu, Ruhunda İn sanlığın kalbine sığmıyacak dere, cede geniş, bir sevinç, hudutsuz bir sasdet dalgalanıyordu, Evet, rüya görmüyordu, bu gor düğü şeyler hayal değil, eti ile, canı ile bir hakikat idi, Bu derin cooooooo-oooooo'-.o..oooo-!'OOo--o.oöoooooooooooooı—ı- bu yüksek bazzı veren saadete hayallerinin merdivenleri bile yük selememişti, Ö, rüyaalrında — bile bw kadar büyük mutlak ve nok - sansız bir sandet görmemişti. O, şimdi susmaktan mes'ut ve mizmnun konuşmuyor, bu derin sa adet göklerinda uçmaktan doğan tatlı bir baş dönmesi içinde kalr yordu. Sonra nereden geldiğini birden: — bire a.ıılıyamadığı bir fikir hattâ bir endi$e dılnığmı göktilı Sabri. ye dönerek sordut ; — Biliyor musunaz üı düşünü” yorum ? 'Sonra bir. nefeste ıııdlııı' i tâ, mamladı, — Artık beni çu-ıdn bulmuyor« sunuz ya?.. : Sabri şaşkın: — Ben mi, dedi, ben mi sizi çirkin bulacağım,., Siz, bu sabah ufukta gecelerle fecirlerin öpüş « tüğü saniyelerde mavi dalgalarm köpüklerinden — yaradıdan kumral perilerin en güzeline benziyorsu - nuz, Siz dünyada en eiddi başları bile baygın bakışlarmızla döndü.m recek kadar güzelsiniz, y ""*"—l'r'—'ı——