HAFTA SOHBET! “Cav” a dair Hutrumda bulunan çaylar — Acaba miras mı birskasiktır — Demli çay — Dişleme — Akkuyruklu harman — Ceylân kamı ne demektir? — Hak. Wr Sülün ve Muzaffer Keen — Şütr ve nüktedan bir çaycı! Haci Heşit — Çayhane mi, hdebâ eclisi mi? — Hikmet Münir — Çay merakidarı — Ahmet Rasim, Ercünisnt Ekrem — Şair Rıfkı — Çaycı Mersin ve Kazanlı Abdatah — #ir manzane — Yazan Münir Süleyman Çapanoğlu Bir'kaç gün evvel, bulün gazeteler yazdı, bir aparlımanın bod rr katında, yabut başka bir tarafında kölliyedi miktarda çay bu Tunınus, Apartıman sahibi ral, mösteciri mi, bilmem nesi, istifçilik suçu ile mahkemeye verilmiş, Yine — gazetelerin yazdıklarına “göre, bu. valandış : “Ben, ise tifçilik yapmadım, İçmek için aldım bu çayları!, demiş. Müdafan Bul ir. Roma bir diyeceğimiz yok. Fakat tutu lan çayın at, hattâ miad hanesini geçiyor. sılda b Öyle anlaşılıyorki, çay saklayan vatandaş, yal disini değil, ahfadını du düşünmüş. zamanın nezaketini gözönünde hrtarik, sparlıman, dükkân ve para yerine. anlara miras olarak bir az da çay birakmak istemiş! İstifciliğr kabul etmeyen zâl, belki de çay meraklısıdır. Bu nok» ta da hakkı yok eğil, Sabalıları, demlenmiş bir çay İçmenin zer kina doyum mu olur, ilele (Ak kuyruk) Ja harmanlanmış (Seylin) çayı olursa, Kâtirm Jereli kadar kokusu da nefistir. Ya rengi? Ceys Hin kanına Benzer mübarek! Eskiden, İstanbulda çay meraklıları çoktu. Bu gün , hemen he men çay meraklısı kalınamıştır, desilebilir, Yalınız Üstad Hakkı Sü» ha ile, Müzaffer Esen müstesnâ. Bu iki değerli muharrir. çaya bir mak bad gibi taparlar, Ben de, çayı sevenlerdnim, Fakat, bu gün, kahve» cilerin sundukları dere suyuna benzeyen acaip nesneyi değil!,. Ken dim demler, Eskilerin dedikleri gibi eleeğizimle yaparım, İyi, nefis çay yapan, çaycıların içinde, (Hacı Hurşid) çok meş hurmuş, Ben ona yetişmedim. Üstadım Ahmet Rasımın “Tacı Reşidi bineva,, dediği bu zât çok titiz bir adammış, Rasimin dediğine gö re hoş söhhet, nüktedanmış, Hattâ şairliği de varmış. Değerli doslum ve adaşım Hikmet Münirin pek yakın akrabası olan Hac: Raşidin kıraethanesi devrin çay meraklılarından başka, şa ir ve muharrirlerile dolarmış. Orası adeti bir “Edbü meşheri,, imiş, Ahinet Rasimin (Şehir mektupları) ımda Hacı Raşide dair hayli ma Jümst, nükleler ve espriler vardır. Hikme; Münir, Hacı Reşidin Fars es gireller yazdığını söylüyor, Nerede şimdi böyle zarif, hoş söhbel, şair mükteden çaycılar? Rastlasak, ele geçirsek de, ellerinden öpsek, Bir taraftan nefis çayını içsek, bir taraflan da Alınet Rasimin dediği gibi “Müsahabati Sökkerin wi ile demsaz olsak, Benim yeliştiğim iyi çay pişirenler içinde, Şebzade başındaki (dersin) ile Carşıkapıdaki (Talar Abdullah) da pek meşhurdu. İkisi de titiz, temiz İnsanlardı, Pek nefis çay demlerlerdi. (Mersin) In tirliği, “Mani, derecesini bulmuştu. Bizim zamanımızın çay meraklıları, bu iki sanatkârın. dökânine bir akıncı kolu gibi saldırırlardı. Ve (Mersin) in dükkânı, Hacı Reşi din çaybanesi gıbi, şair, sanatkâr yatağı idi, Refi Cevndlar, A, Raki. Tar, Ahmet Raşimler, Ercümen Ekremler orads toplanırlardı, Fakat Mersinde Haci Raşit gibi şalr, nökteğen “eğikti “Ahmet Rastmin, Hacı Reşit hakkında (yazdığı bir mânzümeyi naklediyorum: Çayımız rensindir Wi labi dilber kadar, Sahbeti ihvanmz şirindir sükker kader © Gerçe ben meheuriyim boştur yine dökkünmez, Menbaı abi baka ve çeşmei kevser kadar, i Müçtemidir bezminizde daima ebli hüner Gerçe olsam ben görünment, zerrei kemter kadar Nime gündermiştiniz, hakkımda lüttetmiştiniz, Şükrühsmd ettim o Jütfe karşı dünyalar kadar.” bluz Üzre bu beş beyti sise lekdim ile, Arzı ihlâs eylerim yarı vefa perver kadar, pe a Zelzele telâketine mg” barükiinin Baklan uğrayan hazırlıyacak Beş kazamızın haritaları hazırlanacak Büyük zelzele felâkeline uğrayın se tamamen yıkılan Erzsincanın yerine yeni ve modern bir şehir kurulması için faaliyete geçilmesin den sonra ayni felâkete maruz ke an kazaların da haritalarının ahı » narak İmar pidelarının hazırlanma. sansı karar verilmiştir. Yeni kurulan Erzincan ve mülha kati harkia birliği bu hususta (am Hiyete geçmiştir, Birlik namına bes lediyeler imar fen heyeti Yu mese. Je İle meşgul olmaktadır. Öğrendiğimize göre haritaları a bnacak imarı veya yeniden kuruk ması için fasliyet sarfedilecek olan şehitler Kemaliye, Kemah, Tercan, İliç ve Refahiye kesabalarıdır, Eve velâ bunların speskün ve guyrimes- kün kısımları gözönünde tulularak beş yüzde, binde ve iki binde bir; mikyasmda üç ebad üzerinden b ritâları hazırlanacaktır. Bu hariin Mr üzerinden yeni imar piholar hazırlancaktır, ———-— Vapurcular birliğ Belediye, Güzel Sanatlar Akade - misinde hazırlanmakta olan ve Tak simde İnönü gezisine Konulacak İnönü beykeli kaidesinin Türk mi » marları arasında açılacak bir müsa Vapurcular Birliği, Türk karası. larında demiz nokliyatının serbest «> mipeneme hükümetten İstemiye vermiştir, Birlik bu teklitinde yalnız nav - Ban fiyatma hükümetin mürakaber “altında tetlemasıma devam edil - “önü ide ileri sürmektedir. Vaptna car birliğinin 30 temmuzda yapı “iu yillik kongrede bu mesele e » Öhomiyetle mevrubahs olsesktır. AYRUPANI mar, Karahorsada |IRANLI GENÇ, ARNAVUT Gıda maddeleri İKIZINI NASIL KAÇIRMIŞ? fiyatları düşüyor İnge teşkilâtı tarafından el konu. len geda maddelerinin salışının ser. best bıraktlmasıns dair kararm dün Ucaret vekâletinco alâkadar, teb 4g olunduğunu yazmıştık. Bu işte çalışan teşkilât ay ba. şına kadar vâzifelerine devam ede - ceklerdir, Bu müddet zarfında büt muamelâtı belediyeye devredecekler. Gir. Kurar 1 Ağustostan itibaren me, diyet mevkiine girecektir, Belediye. nin ne Şeğliğe çalışacağı hakkında henüz yeni bir kurur yoktur. Bu ka, rarın Ticaret vekileti tarafından bu günlerde şehrimize tebliğ oedilmesi beklermektedir. Yeni kararla satişi serbest bırakı, Jan gıda maddeleri genlardır: Zeytinyağı, pirinç, nohut, fasulye, mercimek, sabun, sade yağlar, bakla, peynirler ve kremalar. Belediye iktimt (müdürlüğünün yaptığı tetkizlere göre, piyasada ka. rarın fik foyleli neticeleri görülmüş, 110 . 120 kuruşa kadar borunda sa. tilan pirinç 88, 500 kuyuya satılan Ur fa yağı 890 kuruşa düşmüştür. Alâkadarların verdiği omalümata göre birkaç gün sonra odaba fazla düşmeler görüleceği kuvvetle mit edilmektedir. Buz nakil ve tevzi İŞİ Ağustosun dördün. de yeniden ihaleye konacak İstanbulun bur meselesi yaz mev siminin sonuna yaklaşmış olmasına rağmen © benöz hal yoluna girmiş değildir. Şimdiye kadar Üzerine a- lacak bir müteahhit bulumamıyan bağ “naklf işl allustosün o dördünüle dalmi encümende yine İhaleye şr karılacaktır. Belediye buz nakliye işinde müs feahhide 60 para bırakmağa niba » yet karar vermiştir, Bn şekilde da. hi şehrin her tarafında buz 5 kur $a satılacaktır. Verilecek 6ö para » Bın İçinde makil ve tevzi masrafı dahildir. İstanbukla senede 6 mile yon kilo buz istihlik olunduğunu göre mlileahhide bu iş için 60,000 İira bırakılmış olmaktadır. Bu yaz geçmekle olmakla bere » ber buz nakil ve tevzi işini senelik olarak ihale edeceği için gelecek yaz için rahat edileceği düşünül » mektedir. ——e— — Vilâyet hesabına Prevantor. yumda talebe tedavi edilemiyecek Maarif Müdürlüğü prevamoryom tabsisatı kalmadığından o Baziran 941 e kadar vilâyet hesabına tale be tedari etiğrilmiyeceğin! alâka darlara bildirmiştir. .ö. JUL ROMEN rülen ve artık slâh ümidlerini su ya düşürecek derecede git gide şid detini artıran focnalere dair çok 2- cı suzller soracağımı biliyordu, Yine biliyordu ki, Almanyanın hattı bareketini alenen takbih et mek ve sari nazi. fasist hastalığının bütün dünya için teşkik ettiği tehli keyi açıken belirtmek için hiç bir fırsatı kapırmamakin © beraber, “Fransiz hükümeti, hatin diğer hü. kümetler nezdinde de, eski düşün. celerime sadık kalarak, salli kur tarmak için her çareye baş vuru. yor ve her ne bahatma olursa ol. sun harbe sebebiyet vereceği xüm, hasria hiç bir mazsret ve bahane vesilesi bırakmamıya çalışıyordum. Bu itibarla gelip benim son zw- manlarda aldığım vaziyetten sihâ. yet etmeğe, bana akıl öğretmeye kalkışamazdı, Zaten Abetz bena gelib de meyus bir tavırla: — Ne yazık ki Fransiz . Alman yakınlışmasma eskisi kadar hara yeti mwâharet etr“ivorsumuz,,, ce. iv mam esime» ein om vas ssn ema on eserimden sitayişin bahsettiler, Artık istemiyorum, kendis sevmiyorum ,iştesevmiyorum Arnavuğ Kızı deyince, umumi - yetle hayal'mizde uzun boylu, ba lik etinde, sarı saçlı, pembe beyaz tenli bir genç kız tipi canlanır. Halbeki bu vakanın kalıramanı o. inn Arnavud dilberi bilâkis siyah saçlı, karaşözlü, kara kaşlı, esmer tenli ulak tefek bir genç kızdı. Yanımda bulunan babası fig bır Ukte, suçlu yerindeki, İnce bıyıkdı, zayıf uyun boylu, sim siyah saçlı İranlı Mehmed Sefa adındaki gene ten kendisini zorla kaçırarak, üzün müddet şehvet hissi ile yanında a. iu koymaktan davacıydı, Hayli kalabalık olan mahkeme. salonunda, utana, kızar başma ge tenleri söyle anlattı: — Bay Hâkim, o gün bakkal. dan çkmek almak ve kunduracıda ayakkahlarımı yaptırmak Üzere ev den çılkmıştın, Vo'da gidetkez, bu Mehmed Riza yanma yaklaştı: — Ulviye, dedi, Sana bir çift sözüm var, Biraz benimle gelir mi. | gin, Bın bana ne gibi bir sözü olabilir di. Arkasmdan yürüdüm, — Kendisiyle konuşup, sevisir miydiniz?.. — Bayır, Yalnız ayni sokakta oturduğumuzdan tanırdım, Lâkin konuşmazdım. Yala üç sene eV- vel gelip beni babamdan İstemiş, babam da vermemiş, Mehmed beni bir kaç sokak öteye götürdü, Bir tenha köşede eniştesi Ali bir oto. mobilin önünde bekliyordu. Bir denbirç ikisi birden kollarıodan yakalılılar ve: —Bağırırsan kendini ölmüş bil diyerek beni otomobile attılar, ev- lerine götürdüler, — Pek iyi ne diye bağırmadm?. Öz giderlerken de beni tehdid et- tikleri için bağırımadım, Eve gidince, Mehmedin annesi Zeliha ile babası İbrahime beni bı- takmaları için yalvardım. — Müsterih ol kırmı, seni Meh medi, evlendireceğiz! diy» buna mani oldular, ÖNimle korkuttakla rr için de fazla israr edemedim, Nihayet nsan hazırlıklarma baş lalılar. Artık benden kaçscağm dye korkmadıklarmdan sokağa serbest bırakıyorlarıdı, Beu de ni şun yüzüğü ısmarlamak bahanesile bir gün evden çıktım, ve doğruca babamın evine kaçtım, — Pek iyi, Mehmed bu müdlet zarfmda sana dokundu mu” — Hayır, katiyen... — Pek iyi, sen ne diyeceksin bakalım Mehmed? İranlı genç yavas yavaş ayığa kalktı, Ayakkabıların banu bile görünmediği bol paçalı pantalonu nu düzeltti ve: — Ne diyeyim hay hâkim, hep 8i yalan, diye basladı, Bon bu kix LA LA AMMAS yesipeme LUTFI AY sine derhal vereceğim cevabı ev- selden biliyorda: “—Aririm Abetz, benimle alay. mr ediyorsunuz? Beni aptal yeri" pe mi koyuyorsanuz? Ben şu na. si . faşim belismin bir gün kan alıtmıya lüzum kalmadan orta. dan kalkmasını bekliyorüm, O za” man, her zamanli gibi harp tehii. #elerini nzaltarak veya giderecek her harekete müzahir olmakta de. vam ettiğimi göreceksiniz. Fhkat benden ne bu rejimin adamlarma itimad. etmemi İsteyiniz, ne de bu rejime, hnidinden fazla sada. kat göstererek, kölelik edenlere.” O akşam Abefz patronundan daha acik ve daha samimi davran dı. Artık zarif ve şik elbisal; bir diplamat olestu, Beni tekrer gör düğünden dolayı büyük bir kevinç izhar etti Ye beni Alman murah haa heyetinin diğer azâlariyle, ba meyanda Hokukçu Sehmit'le de (940 haziranmda mütareke ko- komisyouna dahil olan zat) m. mıstırdı, Bu zevat o sırularıla he. niz yeni çıkmış olan “Venlan” ad Mernles, düştüm, Mehmed Riza. İs tam dört buçuk senedir, ki ko. “ Birbirimizi seviyorduk, Mehmedin katiyen İranlıya çalma yan bir türkçesi vardı. evlenecek - tik, O gün arkadasım Cavid koşa Tak bana kahveye geldi: , — Ulviye, dedi, haber gönder. di, “işe gitmesin, buzün kendisine açacağım” dedi Bu haber üzerine kahvede otur dum, Biraz sonra Üliye geldi. Be ni çağırıtı, Yanına gittim: — Artık her şeyi göze aldım, Mehmed, dçdi, Babam beni birisi. Be zorla verecek, Halbuki ben sen den başkasını istemiyorum, Sana kaçmaya karar verdim, Beni kaçır Aldım, #tendisini evvelâ eniste. win evina götürdüm, Lâkin orada kalamazdı, Nasıl olsa evlenecek - Uk, tattam, evime götürdüm, Ana ma, bahama İşi anlatim, — Eh ne yapalım kısmettir! de diler ve nişan hazırlığına baş'adı. lar, Fakat... Tam msan olacağı “Memed sözlerinin burasında lviyeye doğru dönerek kırğın bir tavırla bakıyordu. Ulviye yörük 1s marlamak için evden çıkmış ve bi basmm yanma kaçmı$. — Nasıl olur bu Mehmed? Hiç bu kadar istekle sana gelen kız, ha bersiz kaçıverir mi? l — Bilmem, — Pek iyi otur, —Sen na diyeceksin Ramaran” Ukiyenin babası Hamazan: — Binnenalizalik, ben bu a- damdan mutlaka davseryım. Kızı zorla kaçırttırtmıştır, Hem de evlerinde bir teşkilât kurmuşlar, eğerleyim ben bü kız: almaya eve gelirsem, hem beni hem kızı öldüreceklermis vallahi, Hâfrim işi tatlıya bağlamak iste neyi 790 ARISAN A — Pek İyi Ramazan, dedi, şim di bu inadı bırak da kızını Aliye ver, — Vermem vallahi, — Neden * — Çünküm kızım Mehmedi İs, temiyor, Hâkim Ulviyeye döndü: — Mehmedi istiyor musun öim di Ulviye? — İstemiyorum, işte, sevmiyo. rum arlık kendisini... — Eh ne yapalım, Biz de dava yı yürütürüz. Ancak #nhidler gelmemişti, HA kim bunların çağırılması için onu. bakemeyi başka bir gilne bırakta, Nihad ŞAZI Keman Limontuzu tevziatı hakkında bir şikâyet Son defa şehrimize getirilen 2 ton fimonlozenun sahış fiyatlarının fâhiş olduğu ve “tevrinten “osnlstir |” ilâyele şikâyet Yapıldığı volünda v lerde bulünuhauştur, Veziyet ehem miyetle tetkik olunmaktadır. Bana; “—Bu kıymetli eser, derhal Almancaya. tereüme edilmelidir,” diyorlardı, Bunu firsat bilerek crimharp zabitleriyle ve bütün memleketle. Bn generalleriyle alay ettiler, â- wetz bir aza beni bir köşeye çeke rek: “ — Çok memmunem, dedi. ta. bii sir de meanunsunuslar, öyle değil mi? Böyle bir neticenin bir Şehit denizeilerimiz. TILAY faciasının Türk mile. | letinin Enibinde yarattığı de | rin keder devam ediyor. Seksen | metre derinlikte, bir ge): kasayı | andıran denizaltı gemimizir. için. | «| deki acıklı manrarayı düşününee ZİM)1 töylerimiz rablarmı ürperiyor; onlarmi ıstı yüreklerimizde hissedi - yoruz, Refah hâdisesinin acı hatırası, derin yarası henliz kapanmanıntı, cesur 76 dskerli donaymamızm bu bayıbları hiç şüphesiz ona yolun. dan alakoysmaz; lüzum hasıl oldu ğu zaman en küçük tekneflen en hüyük barb Şemisine kadar hepsi de vatan ve millet uğurunda sava şa hazırdır, Zaten Türk denizei'eri hiç bir zaman takikizlik karşısın. i ; - 4, da yılmanuşlamin; zira onlatın e bi büyük feliketleri bile teselli ola . cenk kadar parlak tarihleri, essiz zwferleri vardır. Deniz #ehidlerimiz ne Atlaylı birlikte denize zömülen olur se. kiz Türk çocuğundan, na de daha evvelkilerden ibarettir, Karndeni. mizin, Akdenizin, Umman ve Hint ddenizlerinin her bucağında Türk denizcilerinden sehitler yatıyor: Atlas Okyanısunda Türk denizeliş rinin zafer hatıraları yasiyor, Türk denizcileri Türk milletinin bir parçasıdır, Bu millet en ağır fo Hiketisrâsm #olva bile şahlanbianı nt bilmistir; Türk denizeilerinde aym ruh vardır, Talihin akshiği ve uğradıkları zaman talihi tokat lamışlar; serefli hezimetlerin «8 bahında © hezimetleri unuttaran zaferler karanmışlardır. Türk donanması 1510 de Lepert da üçte ikisini kavbetmişti; Avru panm müttefik haçlı donanması xanneliyordu #i artık bu milletin denanması Akdenizde görünemez, dolaşamaz. Fakat, bir sene geçme den Adalar denizinde va Mora &ryı lirmda etkisinden büyük bir do. wanma heybetle kendin! göstermiş ve düşmuna dehşet ve hayret sal maşa. Atılay nicin daldığı yerden çı. kamadı? Kim bilir, dahş, mikileri Dı nösteren cihez mı ansızm bozul ğu? Sarrıçlara sa çeken tulumba, tavr durtarmak"dar mümkin olma « dı? Bir kayaya mrçarptı? Bir ba; tağa mı saplandı? Deniz nit idare etmek de tayyare İdare etmek £i- bi hattâ öndan daha Süç bir iştir; btiyik ve devamlı dikkat, soğuk- kanlılık, tedibir ister; bazan insan bunların kiç birini İlmal etmer de yine kazanım önüne Kecemez, iler halde kurtarmak için mümkün 6 - Tan her seyin yapıldığı muhakkak. tir, Bir kaç cene ©vvel kusa bir za mann İçinde bir Amerikan, bir İni Tiz, Fransız denizalısı birbiri zrim. dan böyle kazalara uğramışlardır, Daha as derini”te 0'dukları hal - da kurtarma isinde tam muvatfa. Kiyet hasıf olmamıstı, Türk milleti dülnyümm en serefli deniyej millet. Terinden biridir; her sehid deni " doldurunk için on, | cinin yesin! yüz, bin, on bin Türk genci hasır. dır, En bliyüik kavvet badur, Kadircan KAFLI Fevkalâde kazanç. lardan alınacak vergi 9 kişilik bir heyet bugün Ankaraya gidiyor Hüktmetin harp dolayılle temin İedileri fevknlüğe kazanglardan veri ! nigcağı, bi hususta bir kanın Jâyi . İ hasr hazırlandığı — yazılmıştı, İzmir tecirlerinden bir grup şehrimize gel. miştir. Ankara tacirleri mümessiile, ri de gelirimizde bulunmaktadır. İs. İ tanbuldan da iştirak edecek tacirler. den tairükkep 9 kizilik bir heyet, bu. gün tahakkık edebilmesi için, İe. | gün gehrimizden Askaraya hareket pimie, ax mr o cahstık? Tabii her | «derek bu profe otrafmas alâkadar. sey Bizim istediğimiz gibi olmadı, nma yine de büyük bit adım atıl mis demektir.” Sonra İlâve etti; “— Bizim İtalya İle müttefik olduğumuzu sanmak hedakiliktr.” Bn sözleri işiten İKİ erkadaşı, bir ağızdan ayur seyi tektarlıya ii Abetzin sözlerini tasdik etli - ler, »$. B'r ay sonra, tçlincü hö'ürde anlattığım gibi, Kıra'ın alanımı A betze günderiverdem.. fakat neti. cesiz olarık, Bundan yedi ay son ra da Bibbentrop Molotefla, Garbi felikete, Avrupayı büyük Bir her. eümereş matıküm. eden, harbi 7a- ruri kılın, o anlışmayı Imzalamı. ya gidiyordu. Buna On Ti ny dr ha Hâve ediniz; bil vatanmızdan gDevüme Vur; Jar nezdinde teşebbtislerde bulunacak Vardır, T — — Beyoğlunda Pencerelerden içeri bakan adam kim? M Boyoğlunda Buran sokağında Kö . cabey #partımanmnın birinci katında oturan Örhan Tuğsavulün pencere - sinde evvelki gece yarım Obir insan çehresi belirmiştir. Orhan 'derkai dı. garı firlamış va meçhül adamm paşin den koşmağı başlamıştır. Gürültüye yelişen bekçiler de koşmağaı başla. miy'ar, mahalle ayaklanmış ve kom. şular 4a böyle garip bir adamın son zamanlardı evlerini rahatsız ettiğini bildirmişlerdir. Aralıklardan birin - de kayta'a bu adamın bir #kl has, tası olduğu tahmin edilmektedir. sula YEVELESİFYL EİHEEEBEE Stacufis AE. ZN A... A