21 Haziran 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

21 Haziran 1942 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RATE a ve iç AN ! ÇOCUK RUHİYATI | Çocuklarımız Yaz Tatilini Nasıl Geçirmelidirler? Yazan: HALİS ÖZGU — Oğlum, neye böyle yapıyor. sun? Güyn mektep tatil oldu, Din. len biraz; yorğunluğunu gider, Miç ralıni durmuyorsun, Düşün bir kere, Sabahın sat beşinden uksamlara kadar didin'p duruyor, sun: yaaktan kalkar kalkmaz buz gibi soğuk bahçede bir sağa bir sola koşuyör- sun, kızgın güneş altnda denizde saatlerce kalıyoram, Aynaya bek bir kere, kızgıni Araba dönmüş » #ün, Zayıf düşeeeksin ve nihayet günün birinde hasta olacaksın, Br- rak arlik çocukluğu, İki ay sonra en beş yaşma gireceksin, Dinler evim, Erken kalkma, bol bol uyu. Çocuğun ânnesi bir müddet sus. tu, Sonra bize dönerek sözline de- me toz, toprak ter İçinde eve £el- di. Kendisine o Ssdar söylüyorum, Fakat dinlemiyor, Esasen knbalınt lerin büyüğtü babasmda, Çok gev- sek davranıyor Bu zamana kadar bir şey *öy- Iemiyen çocuğun habası eşinin sö- zünü kesti: — Peki ne yapmamı İstiyorsun bayan” Çocuğu sabahtan akşama kudar evde mi tutayım, -— Tabii, Sonra mektep (tatil olduktan sonra kitaplarmı aştığı mw hiç gördün mü? Bütün bildik. lerini unutacak, Hattâ bön ister. <diim ii, — Evet, — Gelecek senenin derslerine simdiden çalışsın, — Bana diyecek yok doğrusu, İnsaf, Onun istirahata hiç ihti. yacı yok mu? — Madem ki dinlenmesini iste. miyorsun, neden akşamlara kadar surda burada, tozlu sokaklarda top arkasmdan koşarken manj ol. y Acaba o zaman yorul. nuyor mu? Hem bedeni yorgun» lok. yannda zihni yorgunluğun sözü mü olur? Onu sen bana sor, — Yanlış düşünüyorsun bayan, İnsan zihin yorgunluğundan daha fula müteessir olur, Akşamları duireden ne halde geldiğimi görü- rn, Çocuk ders senesi İçinde çok yoruldu, Varım tatilde dinlen sin, Bumi çok görmemeliyiz , Arkadaşım beni şahit göstermek istedi ve bana sordu; — Öyle döğil mi dostum? Siz buna ne dersiniz? — Madem ki ise beni de kars- tarryorsunuz, o halde, evvelâ şunu söyliyeyim ki yanlış düşünüyorsu- muz, Bunum Üzerine çocuğun snnesi — Nasıl, ben her zaman sana söylemiyormuydum, Fakat senin sa insdm yek mu? — Müsnsde buyurun bayan, Bi. Tax evvel arkadaşım ve dostuma yanlış düşündüğünü söyledim, Fa. kat iş bu doularia bitmiyor, — Anliyamadım!!. — Siz de doğru hareket etmi. yorsunuz, Tİ İmkânı yok; hem biraz önes *İz esime yanlış dllşünüyorsanuz. demediniz mi! — Evt. — O halde? — Ne demek istediğinizi sair. tabana xd Hikirler ileri stiriyoruz, Birimin iddiası doğra ise diğerininki yanlış simaz mı? — Hayır bayan yamİyorsunuz. Gerçekten ben eşinizin yanlış ha. reket ottiğini söyledim, Bunu iti. raf ediyorum, Yalnız bu sizin ha. reketleriniin doğruluğun isbat etmer, İki kimse bir sevi birbirine tamamiyle #vkerr ve yanlış olarık irah edebilirler, — Yani, benim hareketimi ds doğru bulmuyorsunuz öyle mi? — Evet, Me eek iirleiş Ba işler daha ziya tecrübe ve bilgive Asyamriar, Rilyormmaz Mİ her İste göste. lenek ifsat daima zararlı sonuç. verir. Pevei her ikinizin de #anmetiiği gibi vücutla ruh birbi. su İle yıkanıyorsun, | riyle hiç münasebeti olmıyan ayrı İki vashik, unsur değlidirler, Bilü- is bunlar birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar, Ihirinde meydana gele sök “n küçük bir boğuk'ak ve sar- | sniı derhal diğerindede tesirini gösterir, Onun için çocuk yalnız kafası ile çalışsm, vücudu İle din- lensin düsüncesi ne kadar yanlış ise aksi de © derece hatalıdır, Ay. wi Şekilde yalniz vüğude ehemmi. yet Vererek ruha ilimal etmek ve ya mhu gelişlirmeğ, uğratarak bedeni uulmak dn tehlikelidir, Onun İçin her ş*yden evvel göz ö- nünde bulundurmanız icabeden şey se olmalıdır. Coruğun ruhuna ve bedenine İ aynı öneml vermeli; ikisinin bir. hirine müuvazi olarak gelişmesine çalışmalıdır. Seka bir vücnden | üstünde muvizeler e yaratacak bir kafanm tasarlanması ne kadar gü. Pünç İse; mütemadi ihmal netice. ie normal bir sekilde gelişmi yen çelimsiz bir basın altmdal | Hergülvari Bir vücudun moveudi- yetinden ümide kapılmak da o niz. bette gariptir. Yapacağınız sey iste budur: Ruhla vücudu denklestirmek, Her yaman olduğu gibi tatilde de çocuğunuzu sıkmayınız, Spor Yapmasına; denizde oyıkanmasma kırlarda — gezmesine, koşmasına, sıçramasına; dağların tepelerin» | tarmanmasma; tabğitm bin bir çi- çeklerle süslediği vadilerde dolaş. masma mani olmayınız, Bunlar çocuğunuzu yormaz; bilâkis ona Yeni bir enerji verirler; körpe kalbini gürelliklenNe doldnrarlar; aylardanberi yorulan kafasına ye- ni kudret ve kuvvet kaynağı olur. iar; farkmds olmadan birçok şey- ler öğretirler, O, hele şehir çöru- ğu ise kelebekleri, kuşları ve da- ha birçok şeyleri yalnız kitaplar ile, resimlerle öğrenmiştir, Halbu. ki şimdi onları bizsat gözleriyle görecek, elleriyle yöklıyacak ve | bir daha unutmamak üzere ken. disine mal edecek , Hassaten sinirli, heyecanlı, huy- suz, hiddetli çocukları evde tut- mak zararlıdır, Bunlar imkân nis. belinde açık havadan, güneşten, denizden istifade . etmelidirler, Tier gün zamanının bir kısmı dı farla geçirmeğe elverişli durum. 4a olmıyan çocuklar o hiç olmuzsa hafiada bir kere kırlara götürü! - weli; bol bol gezmelerini, koşmu- larını, yeşil düzlüklerde oynama. larmı temin etmelidir, is. . Çocukların aylarca devam eden yaz tatili müddetince okumaktan | büsbütün uzak kalmaları doğru değildir. Bu hal onlarda tetebbu zevkini yok edebilir, Yalniz ço. cukları İstemedikleri seyleri; hele ders kitaplarını zorin okutmağa kalkmak çok tehlikelidir, Zira bu durum çocukta çalışmak temayü- lümü yok eder ve nefret yaratır. Çocuklara tatil ayları zarfında da. ha ziyale umumi killtürü veren ve sıkmıyan kitaplar, mecmunlar Ver. melidir. Bundan maada çocukları bula. f ca gibi zihni işleten eğlencelerle mesgni etmek de fayalıdır, Ma- mun için teşvik etmek, işe biraz rekabet karıştırmak; meselâ “hay di bakalım, şu bulmacayı hangimiz daha çabuk ve doğru halledereğir. ih.. demek onları gayrete getir - mek için kâfidir, Çocuklar için eğlenceli ve fay- dah bir sey de kolleiwiyon yap- maktır, Bu süretle çocuklar sene- lerce uğrasıp doğru dürüst tanı. yamadıkları birçok çiçekleri; ve nebatları, böcekleri; — kelebekleri; taşları kolaylıkin öğrenirler, * rma mam alim Viyanaya eylülde bir muhte. lit takım gönderilecek Alman sporunun en yüksek şahsj, yeti ekselâns fon Çomuutdât —ovaji Katfi Kırdara bir telgra? Ogelmiştir. Fon Çamtur telgrafta, Almsn takı . manın İstanbulda gördüğü büyük ve harareti hüsnü kabule teşekkür et. mektedir, Böylece, o Admirm temaslarısdan sonra Türk fütbolenlarınn da Viys- maya giderek birkaç maç yapmasirı! #htimnli küvvetlenmiş olmsktadır. VE. Kam gönderilmesi düşünülmektedir. * yanaya eyini içind bir muhtelit ta.' HABEP — Aksam Pamas İMahkemelerde Ka! MENİ YHAZIRAN —1i5 Milk Set | Ask buna derler İngiliz büyük) Veremli genç kız kocasına: “Ben elçisini kabul (hastayım, sana bakmıya hakkım yoktur. buyurdular |Boşanalım,, dedi ve mahkemelik oldular Ankara, 20 (A,A,) — Reisicüm- hur İsmet İnönü bugün sant 16.30 | da Çankayadaki köşklerinde İngik- tere büyük elgisi Sir Hughe Koat- clbull.Hugessen'i kabul buyurmuş | lardır, Mülâkatta Hariciye Vekili Şük- İrii Saracoğlu da haz'r bulunmuş- tur, .Sınanın heykeli Ankarada Sağlık meydanına dikilecek Ankaradan bildirildiğine büyük Türk mimarlarından Siyam 1. | çin dikilecek Ahidenin Ankarada A - tatürk bulvarınm sağlık maydanma dikilecektir. Açılan o müsabakanm müddeti temmuzun 9 unda bitecek tir. Heykel ve kaide Böp mesta yüksek. ğinde olacak ve 35 biz raya mal olacaktır, güre on Maliye öekili geldi ii Funt Ağralı bu sa Anınardan şobeimi, Pendikte inmiş tmigtir. Şehrimizde bir Üniversitede | iç tayin Gönsrai Tevfik Sağlam tekrar üniversiteye alindı Ankara, 20 (A.A) — Aldığımız ma (0mata göre, ordineryüs AN Fuad Baş- gilin siyasal bilgiler okulu müdürlüğü sitesi: hukuk fakültesi dekonlığına bu fakültelerin idare hukuku ordinaryüsü Sıddık Sami Onar, İstanbul üniversi- tesi tıb fakültesinde yeniden açılan üçüncü iç hastalıkları kliniği erdinar- Yüs profesörlüğüne aynı fakültenin es- ki ördineryüs profesörlerinden Dr. ge- neral Tevfik Seğlem, Tıb fakültesinin açık bulunan sinir hastalıkları ordinar- tlöğüne bir müddettenberi vekil olarak ifa etmekte bulunan Ghil hastalıkları profesörü Dr. Fahreddin Kerim Gökay tayin edilmiş. lerir. amam ele Olüleri sağ gösteren memur mahküm oldu Uukndar malmidiürüğünde butun. duğu sıralarda ölen bazı maaş sahip. lerini sağ gii göstererek © 8 bin lira ibtilds eden Refik Sarıkaya dlin ikin el ağırcezu mahkemesi tarafmdan $ Adliyeye kolkola gelmişler ve mahkemenin kapısı dibindeki sıra Ya oturamk yavaş sesle tatlı tat- lı konuşmağı o dalmışlardı, Sanki sonra boşanmak üzere mahkeme hozuruna çıkacaklarını hiç de si. lnza gelrmezdiniz, Arada bir erkeğin: — Yapma Sevinç, vaz geç ba fi kirden biz birbirimizden ayrı ya Hyamayır, Sadece her gün senin yüzüml bir defa göreyim, başka bir Sey İstemem, Haydi, gel, şu boşanma işinden vz geçelim! gibi sözleri işitiliyordu , Genç kadm İse, dalgm görleriy- le kendisini kaptırdığı Hrisabiti düşünüyor ve incecik, solgun du- daklarmı kıpırdatarı) — İmkânı yok, Muammer, im. kânı yok. Diyordu, Fi talık varken « ve içini öekerek » senin istikbalini mahvetmeğe be- nim ne hakkım var.Daha gsnesin, yakışıklım, çök dahs xüzel bir evlenme yapabilirsin, Halbuki bon gu dünyadn daha kaç gün yaşıya sağım, Delikanlı büyük bir yels icinde | gözlerini karpıştırıyor ve çıkardığı mendili ile yaşlarını #iliyoydu, O kadar kendilerinden geçmişlerdi ki, başlarındaki kalabalığın gittik ce sıklaşlığım fark bile etmiyör. tardr, Delikanlı, uzan boylu, geniş o. muzlu, esmer, yakışıklı birisiydi.- Fakat, bu dert gözlerini çukura kaçırmıştı, — Keske, keske, diyordu, hastalık bana gelseydi. Karısı bu sözlerini şir işit bu ez: — Anak ağrnm hayıra ae, lar! diyerek ürkek ürkr& ellerini sık. yordu . İnes urun, tüy gibi bir kadındı. Herhalde, sıhhatli bu'umduğu si ralarda çok giizel olacaktı, Simdi de güzeldi, fakat sadecş yüzü gü. zeldi, Şafftaf bir teni, ii siyah Nosir Tarbün ve esasiye hukuku profesörlüğüne to- | rüzleri, ufak bir ağzı vardı, Daly Yini üzerine boşalan İstanbul üniver- dulga omuzuna dökülen kömür gi. bi saşları nadir kağdmda bulu. nurdu. Nihayet - mahkemeye © çağrıldı Genç kadm, sendeliye ( sendeliye sürüyordu. Eriiçk kendisinin ko. hımdan tutarak İçeriye sokin ve dnvacı yerine oturttu, Kendisi de dava edilen vere oturunca, hâkim hayretle sordu: — Koca sir misin? — Evet efendim, — Yoksa harıştmız — Zaten kavgalı dej fendim, — Yaa, tm., Hiim bundan sanma, hor ikisi. ni de dikkatle Miseek dosyayı aştı ve İçinde genç kadmm yazdığı lava arzuha'in; okudu. Gene kadm Istidasmda. söyle diyordu : “Kocam Munmmerle hosanma « ir, e pekâlâ, oturun baka. sone © ay müddetle hapis — cezasmA | rr için hastalığından baska hiç garpıtmıştar, Yalnız barada, hakikate sadık kalmış olmak için, muhataplarım. dan hiç birinin şu sözlerinden : “.— Bütün bu haller milli faxlj- yetlerimiz için Ne ci birer tejad, he büyük bir zaaflır.. bunu biran evvel lah etmemiz Lizmm.,,, Der gibi bir netice çıkarmayı düsünmediklerini söylemeliyim, Hepsinde de bu müesseseler; bi. ter tabiat küvveti gibi telfirki e der bir hal vardı, Londra ikliminin soğuk ve yağmurlu olmasma insan tecsstüf edebilir, Amma bu iklimi değiştirmek elde midir? Sonra Kimbilir, belki de böyle olması daha faydalı. İste benim muha, taplarımın zihninde de, muhakkak ki bu variyetlerin kendine mahsus bir fayda tarafı olahileceği kana- #ti vardı, Ne yazık & bu sırada diğer milletlerin tamamiyle “to. talifer” bie ruhla yekvücut oldrik- ları, bütün enerjileriyle sneasa a tılmak icin dahi') anlaşmazlıkla - rm merhametsizce köktinden kal. dre ” bir devre "irmia halı - navorduk , O sıra'arim. Pariste İncilirlerin bize karşı aldıkları tavır hokkında bir sebep yoktur, Kendisiyle sevi- AVRUPANIN EZ AL a m Yanan YUL ROMEN siyasi dostlarımla - Penlöve, Mer. yo ve », gibi , görüşürken hepsi. nin de aynı endiğeyi duyduklarını gürdüm: “İngiltere bizden mem. sun değil, Bize müzaheret etmi - yor, Şüphesiz güttüğümüz siyaseti beğenmiyor. Fakat maalesef nasıl bir siyaset takip etmemizden heş- lunacağını dx bize bir törlü açıkça söyliyemiyor.., Ba dostlarımın coğu, o zaman- tar, muhalefet isine mensup o'dukları İçin İnriftereyi haklı Bul mıya ve İneilielerin düşüncelerin. den de pek bir şey anlasılarmyor, bizim hlikümetin bu düşünceleri büsbütün amlasimoz bir hale Ze tirmek Selin ne mümkünse yapmak tan geri kalmadı#'nı itirafa müte. mavi görünüyorlnrdu, Fakat 1932 intihabatından son- to ba has | 46 şerek evlendik, Şimdi sevgimiz belki de artmıştır, Her hususta da anlaşmışızdır. Ancak, birlmç ay evvel yakalandığım şu menlus hastalığım: Verem, Birbirimizin evli kalmasına manidir. hastalıktan sifa bulamıyacağımı doktorlarım #öylüyor, Ba vaziyet karşısmda kocamdan Oo ayrılmak mecburiyetindeyim, Kendis'nin is- tbalini onun kadar ben de düşün mek mecburiyetind;yim, Zata bu — Hastalığınıza dair raporunuz var mı? Genç kadın, elleriyle önündeki masaya dokumarak ayağa kalktı: — Bir tang değil, birkaç tane yar, Buyurumuz! Dedi ve çanta . samdan birkaç fdAiğıt çıkarak mi tasiriş hâkime uzattı, Hâkim bunları tetkik ettikten sonra. delikanlıya döndü, — Siz ne diyorsunuz? — Ben mi... sey, ben ayrılmak istemiyorum, Kendisini bu sekilde kabul ediyorum, Hem bm hastalık gecmez bir sey değil, k j tedavi çdilşrek iyileşebilir, bir tedavi altında da — Kaç senedir eviin'az? i sene oldr. — Hastalığı tabi sonmdan baş gösterdi, — Evet efendim, — Pekâlâ, evrakı tetkik | Mim., Bayan Sevinci Rönderelim. Resmi bir rapor x! Im, İcabını ondan sonda düşümü rüz, Ve hâkim bu yolda karar vere rek wwhekcmeyi baska bir güne baraetı. Daltkanlı. karsınm “kolun gire. "tek? kendisini yav?s Şuvak dişeer İ cikar. Yine ayni yah arix kas | pılan çıkıp gözden kayboldular. İ Bir avukat arkadas delikanlıyı tanıyormuş , Arkalarından bak Uığrmı görünce; yanma geldi xe: | — Zavallı çocuk, dedi, karısın. /tam fazlı arınacak halde, Bilen im ker için ne güzel tek. Higri reddetmedi, Evvelâ çalıştı. 1 fabrikanm retdürü kezmı ver. mek istedi, Almadı, bilmem, hangi zengin kızmı vermek istedi, kabul etmedi. Nihayet bu fakir kezı çıl. gin gibi severek - evlendi. Fakat iste buna rağmen mes'ut olama- dı. Böyle bir aşk zörülmemiş bir | seydir. Kır hastahğı dolayısiyle İ fazla hayalperest, Her seye rağ Tük Muammer, ayrılimsn kendi. sinin de öleceğini söylüyor, Aldı. ğı ması olduğu sibi karısının te davisine hareryor, Bir sey değil ayrılırsa, karssınn kimsesi de yak. Halbuki hastalığı zengin haetalığı İder. Allah yardımcıları olsu NİHAT ŞAZİ ——————— ZAYİ — 805004 Haydarpaşa söke“ ri heyeti mhhiyesinden Hiseyin golu Muzaffere at aldığım 88 © mumarniı raporumu Zayi ettim. Yenisini alaca. grmdan eskisinin hükmü yok MEM UAMMASI Ni LUTFI AY ra tekrar iktidar mevkiini ele al dıkları zaman - kendileri veya ar. kadaylarr - onlar da yalnız bir şe. yin agıkça anlaşılabildiğ'ni farket filer: İngilizlerin bie karsı hoş. nutsuzluk gösteri'diklerini va son. ra Kizden nasıl bir hareket bek. lediklerini ve kendilerinin de hu. na ne şekİkle mukabele etmeyi dü. sündüklerini ölrenmeğe kalanca- da möselenin bir mürekkep hokka. sı kadar karardığmı,. 1982 Intihabatını takip eden son baharda, yarı resmi bir vazife ile Londraya gönderildim. Tabii Lond ran İngiliz devlet udamlarını sor. fuya çelkmeğe gitmiyordam, Çün- kü Fransız devlet adamları da bu- mu bizzat yapabilecek fırsat ve ko- laylıklara malik bulunuyorlardı, Amma işte onlar asıl bu lara ko. HÂDİŞELER ARAH Torpidu ana gemi APONLARIN Havay rmdaki meşhur Peri Wa bur donanma werkezine yuptıklı rı meşhur baskın haberleri arasır) da iki kişilik denizaltı N den bahsedildiğini hatırlarsın! Bir Japon subayınm “Haber, € çıkan hatıraları bunu teyid ett ve sabah erkenden limana girer“ üçyüz, hattâ yü metrc mesafed Amerikan örhlelarınn torpil aidi Tarı, kaçamadıkları için evvelce rarlaştığı gibi Kendi kendilerin) batırdıklarını kat'i olarak öğren yoruz. Koca zırhlılarm birer gebeş $ aygır gibi kma zamanda denizi j dibini boyladığı bu harpte hücunl botlarmın muvaffakıyetleri mihii dir, Tayyare isa ön safa geçmi bulunmuyor; bunun içindir ki Amwl rikalılar tergühta olan kruvazör leri tayyare gemisi olarak değişti riyorlar, Tayyare gemilerini öl rk tonajda yapmaktansa on: bin terluk yapmaları daha sicili en bir hareket olur, Yalnız ufak denizaltıların doğ normal büyüklükte olanların da na gemileri vardır; bunların vasi feleri denizaltıları yakıt vermek erzak vermek, lüzumunda gtleri istirahatlerini temin etmektir. faevk denizaltıları uzak mesafe! hedefin yanıbaşına götürüldü sonra vinçle denize İndirerek ye gönderen ana gemisi, pon donanmasından başla dona malarda yoktur. K Fakat bu fikir de biraz farki olmakla beraber yepyeni ve 99 yonlara mahsus değildir: 1898 de Fransızlar Sen Nesei tezgâhlarında (6000) tonluk kruvazör yaptılar; saatte N orüu, Umumiyetle o dev rin diğer gemilerin, — benziyord" Lâkin pek usnsi bir maksat 05 runa meydana getirilmişti, Ges sin orlaamda oyatıdan fazla yö kaplıyacak sekilde büyük vinçle" vardı; bunlar karslıkdı asma 787 lar üzerinde geminin o bordasını” birar dısarısma kadar gidip get" biliyordu. Geminin güvertesinde mini mini hüsumbotlarım deni” imdirmeğe yarıyordu, Fowlre gi” nı taşıyan bu gemide hitemboti” rından sekiz kadar bulunuyorü Paknt bu usulün faydasız ve Hüzün suzluğu çabak anlaşıldı, o Fowjre gemisi denizaltı taşıyacak gekle sokuldu; gok geçmeden de tamir atelyesi oldu, Anlaşıkyor ki hususi olan bu sistem anenk hususi ve nadir hallerde işe Yy rıyor; banım için de rağbet gör müyor, KADİRCAN KAFLİI Mareşal Peten Fransanın yeni Ankarâ elçisini yemeğe alıkoydu Vişi, 31 (A.A) — Mareşal Pete dün Frarsanın Ankara büyük elGö ston Bergeriyi kabul etmiş ve ÖĞ yemeğine alıkoymuştur, Büyük ©) i birkaç gün sonra vazifesi o şın hareket edecektir, varim Mekteplerin kampları Leelerin birinci devre o kampi ayın 28 ünde bitecektir. Bon amıfin rın kayapları ise 3 temmuzda beşli yacaktr, Ühiversite kamplarına da tammü sun beğinde başlanacak, tı yl üni versite kampları Pendikte yatılı ole rak yepriscaktır. nuşmalardan hiçbir müsbet netice elde edemivurlardı, Ben başk yollardan yiirtiyerek, fa kat resmi vazifelerin deşmda kah dıkları için, her İngilizin kolay kolüy şekilde, içini dökebilecek şahsiyetlere baş vura” rak şu bir türlü ne olduğu öğreni- İşmiyen İngiliz düşüncesine nüfet etmeğe çalışacaktım, Cok önemi görüşmeler yaptım, O kadar ki bu tarihten sonra n&© zaman milli İneitiz ruhlyatma ta» allik eden bir mesele ile kar$şi- İastımsa bu görüşmeler işime va radı, onlardan ber yaman faydala0 dım, Bu görüşmelerde dinleğikle- rim, ©ğer tâbir esizse, hakiki bi. Ter "ifsant” mahiyetindeydi, fü- kat tamamiyle insani bakımdan. yalmız onları, siyasi Wransıx dest lara, müsbet vikmlar halinde ifade etmek ienbedineg metirgler pek ümit verici görünmüyordu, Parise döner dönmez ilgil; sai. siyetlere anlattım: (Devamı ve.)

Bu sayıdan diğer sayfalar: