> Balban Ham ali Bu fil resmi geçidi Mttikten son va, Hakan yerde yatan İnsanlara bakmes iğrenmis! Vücutları top cağı girmiş, onunla bir seviyede, - Gan pıhtıları içinde, çok İğrenç ir manzara... Hakan yanmdakilere dönmüş: — Fona ettim! Hoş bir görünü. sü yek!, İnşallah öbür seler başin ârlü yaparım! Demiş Hakan; Yir yan istiyen o etnenmisi çar elemi Kerik. memiş Akılsız Hintliler bir isyan daha çıkarmışlar, Bu haber kendisine gelir gelmez bu sefer Hakan: .— Hinti, ne kadar saman var. sa buraya getiriniz!, Emrini vermiş! Bütün arabalar sabalttan akşa- Ağır işçi kartları nasıl verilecek ? / ağar işçilerin ekmek kartlarını ne ismretle zincaklarma dar bir şalimat- imame hazırlanmaktadır. Talimatna mede ağır işçiler, ağır işçi, manda Ağır işçiler, asker © ağır işci Üzere pe ayrılmaktadır. 4. Arjantin elçisini Kolon. yaya gitmesine müsaade edilmemiş! Hondra, 17 (A. A.) — Arjanlı © Mileümentinin Berin büyür re ya gidebilmesi için izin İ Miyada almam Hür Pransrz| , esirleri kamplara konacak Londas, VT ÇA, A.) — byada yazan: R Ç ms kadar saray ve civarına saman taşımağa başlamışlar, Samanlar. dan tepecikler, dağcıklar meydana çıkmış!,, Nihayet bütün asileri, toplalıp gelirimis! Yoğurt çıkar. tr gibi herifleri, samanların içine takmaz, orada boğdurtmuş! Balahan Mar'm bütün bu halle. rine rağmen çok tuhaf hikâyeleri de vardır. O sarayındaki cariye. lerin çamaşır gibi dalma değişti. rilmesini ister, kokladığı gülü i- kinci defa koklamağı tahammül sdemezmiş' Bu sebepten visaline giren cariye sabahleyin hemen 8. lınir, esir pazarına götürülür, sa, talır, onun parası ile yeni bir cari. ye nlınırmış! O vakit Delhide, tpkı Obizim merhum “Pazar Ola Hasan Bey,, gibi dolaşan bir meczup varmış! Bir gün Balaban atiyle gezinir- keb, bu meczup karşıma çıkmış! — Kadm tüccarı bir tanesini bana veresiye satsana!, Demiş! Hakan fena halde kızarmış, kr. ms! Fakat meczubun “İyi saatte olsunlarla,, karışık oldağu hakkın, daki rivayetler; — Gel cellât kafasmı vur! Demesinç mani olmuş, Yanında. kilere: — Benan “ösüsde de bir hi&- met vardır! Deyip, en güzide caziyelerden bir tanesini meczuba göndermiş, Aksiliğe bak ki, kadın mectuba gittikten sonra, Hakan da çıldı- rasıya gönderdiği cariyeyi sevme, ğe başlarnuş!, Derdiyle gözüne uy. ku bile girmiyormus! Seytanlardan, cinlerden, fena ruhlardan çok fazla korktuğu İ- gin, meezubün elinden de teker almıya bir tirli cesaret edeme- mis! Yine bi? çün gezerken merzuba Bistirsenel Tor demez, mal bulmus mağribi — Baştistiine şimdi! Demiş, ve hemen bir cariye gön. dererek, sevrili cariyesini tekrar geriye almış , Balaban Mann ölümüne bü ca- riyenin sebep olduğu söylenir, Ri- vayete göre, artık saraym yerine mutlak âmürçej olan bu kadm Ha, kanm oğlu ile sevismesi tizerine, Balabanı z<hirlemis! Hçrhalde o Balsbanm rahat dö. seğinde, kendi eveli ile hakka yürümediği muhakkaktır, Bir kamyon dereye uçtu 6 kişi ağır yarandı Şoför Hüsnünün (İdaresindeki yon, Yeşilköy civarmdakj Ço. tançöşmesi civarından geçerken birdenbire frenleri bozulmuş, köp rüden deröye devrilerek parça « lanmıştır, Kamyonun arka taru © fmda bülunanlardan Bü! Ünlü, Arif, Asan, Adnan, Ahmet Öz» demir ve Ali Sami &zu Şefika bu devrilme sırasında kamyonun al tında kalarak tehlikeli surette ralanmaşlar ve bestaneye kal medardr, Almaya ile ticaretimiz Ticaret vekâleti, mmmtaka (o Gceret müdürlüğüne rdiği bir tebilğde, yeni Türk , Alman ticaret anlaşması hakkımda bir sirküler (o gönderileceği, bundan evvel gerek iracalçılar, ve gerekse ithalktçıların glıct ve satici, rin Ziyat üzerinde mubabek kalma malarını bildirmiştir. Buz neden bu unamıyor ? Şehrin thtiyacına yetecek kadar buz yapılmakta ve piyasaya veri'« mektedir, Buna rağmen, birçok bayiler, büz olmadığını ileri süre rek halka buz salmamaktadırlar. Belediye sun'i buz darlığını, bay- lerin ihdas ettiği Kannatindedir. Belediye, buz fiatınr, kilo başına 5 kuruş olarak tesbit etmiştir Birçok bayilerin. bu Sattan yük“ seğe uz satmek için manevra yap tıkları anlaştimaktadır, Diğer ta. mftan Romanyadan 5 bin kilo a manyak gelmiştir. Bu, gehrin dört Suikast davası ———— Karar bugün bildirilecek Geçen çarşamba günkü celsede AD. karada büyük elçi von Papene yep! - lan sulkast davasınm maznumları mü dafaalarmı yapmış ve dava (o kararâ kalmış bulunuyordu. Ankara ağır 66- sa mahkemesi heyeti, bugün ssat 16 dn aktedeceği celsede kürarmı maz nurları büdirecektir . Meclis cuma günü yaz tatili yapacak Ankaradan bildirildiğine göre Büyük Millet Meclisi 19 Haziran önümüzdeki cuma günü yapacağı toplantıyı müteakip yaz tatili Xa. rarı verecektir, Tatil müddctünin bir buçuk ay süreceği, 3 Ağustos” ta Meclisin tekrar toplanacağı Sn Jaşılmaktadır, Pirinç satışı serbest bırakılacak| Ticaret vekâleti Ihraç fiatlarını da tesbit ediyor Ankaradan bildirdiğine göre lage müsteşarlığı y mahsul pirincin piyasada eerbontço satılmasını karar altına slmıştır. Bu karar, bir iki gün içinde ilân edilecektir. Diğer taraftan ticaret vekâleti, ilk defa olarık yeni mahslin O ihracat fiyatlarını tesbit etmektedir, Fiyat - lar, mersleketin umumi O piyasanna göre #yarlanacaktır, Hükümet, tesbit edilen ihracat maddeleri fiyatlarından faslamına müşteri bulan ihraentçiya yüzde 10 nisbetinde bir mevi komia. yon verecek va aradaki farkı alarak © yüne tansisine serfedecek tir. Bütün kğıtlara el kondu Vekiller Heyetinca kabul ©di- len ve dünkü resmi gazete ile Neş rolunan bir kararnnme, hakiki ve Bükmi şabs'ar elinde ve gümrük lerde bulunan bütün kâğıtları be- yannameye vbi tutmuştur, Be * Mim kararın neşrinden iti bare. 5 gün zarfinda mahallin cn büyük mülkiye memuruna verile. cektir. Beyana tâbi tutulan kâğrt lar, değer fiatiei satmalmacak ve Matbuat Umum Müdürlüğü tars. dan ihtiyaç sahiplerine tevsi e” lecektir. ———— Fakir halka kömür satılacak Eyüp, Kasımpaşa ve Fatih semtle. rinde oturan fakir halka mark fiyat. sa dağıtılmak üzere 300 ton mangal kömürü ayrılmıştır. Kömür bugün . den itibaren dağıtlmağı başlanacak. Müteveffa İngiliz Başvekil ÇEMBERLAYN Iv İNGİLİZMUAMMASI Portekizde bir taraçada oturu. yorduk; bu memleketin (o hemen hemen her şehrinde görülen ve 0- radlan bütün bir ihtişam ve güzel. lik ufkuna billkmolunan cikannü - malardan birinde, havada, Porte, İ kize mahsus bir bahar sonunun heniz seffaf, takat cildi okşıyun, nemli harareti vardı, 1035 yılmın İ heznran ayında idik, Etrafrmız, | gördüğümüz ve görmediğimiz, çi- çeklerle doloydu, Rulunduğumrz tepenin eteklerine doğru yer yer serpilen ve kokulariyle dünyamıza bir cennet havası getiren ciçek ter... ,Birkaş dest orada toplanmaştık. j surette musluktan 15 metre İleri. | oduna malikti, Omuzlarını dökü. | cik bileklerine kadar kusursuzdu, Eli bıçaklı “Buna oluklu, sivri derler, sapındak vurulduğu zaman genç kız! uçlu Bursa bıçağı i ekler, birisine parmaklar kayıp kesilmesin diye konulur.,, Adliyeye yalnız başma gelmişti, Koridor boyunca aşağı yukarı do- | Jaşıyor, kâh bir mahkemeden ice- ri başını uzatıyor, kâh köşedeki Pencereden hayırhah bir mühaşi, rin her sabah eliyle mahirane bir deki cami kubbesine sıktığı suda Çırpma, çırpma yıkanan o güvercin- Meri seyrediyordu. Sonra her ikisinden de bikarak yüzünü car sekmtisiyle buruşturu- Yor, vücuduna tatlı bir salıntı ve, in Yürüyüşüne devam ediyor. N ideal bir sinema artistinin vü- len gür, dalgalı saçlarmdan ince, Havai mai ipekten entarisinden, mr bariz hatları belli olu. sorapsız ayağının baş parma. ğı Deanna Durbin o ayakkabısmın ucundan pembe tırnağını gösteri. yordu. Yüzünde bir çocuk masumiyeti vardı, Ufak bir ağıza, uzun'siyah &irpikli, derin manalı siyah göz, lere mallikti, İşsiz, güçsüz takımmdan olduğu belli olan birkaç deliknah: — Acaba bir muhakemeniz mi var efendim. — Yoksa şahit olarak mı diniz a — Size hangi mahkeme oldu - ğunu gösterebilir miyim? Gibi sözleri, wizde O yardımma koşmak şeklinde konusmak mak. sadiyle yanma yaklasmak istedi , lerse de, hiçbirisine yüz vermedi, tâflarını duymamazlığa o gelerek, aynı safiyeti İle gerinmesine de vam eti, Bu tada beklemesi hemen &a- at 12 ye kadar devam ettikten #onru, Birimel Sulh Cerâ mahke. mesi mübaşirinin : — Melühaast!,, Nârasr üzerine bu mahkemenin dar korldorundan | salonuna girdi, Hâkim kendisine suçlu yerine oturmasını İşaretten sonra mübaşire: — Bıçaktan anlıyan birisini ta Tonuz! Dedi, Biraz sonra mübasir bir polisle içetiye girdi. Hiklm polise, biraz oturmasını söyledikten #onra, genç lazm hü- viyetini tesbit etti: — Adm? — Amnenizin? — Yaşmız? —0. — Nerele otüryorsunuz? — Tophanede, 26 numarada. Hâkim, üzeri kırmızı balmmma ile mühürlenmiş ince verin bir pa- keti mütemadiyen elinde döndü. rüp çeviriyordu: AVRUPANIN 1 a m Yazanı JUL ROMEN Figaro gazetesinin meşhur siyasi münekkidi Visdmir d'Omesson da aramızda İdi, mütaleaları Musoli- miyi dalma, meşgçal etmiş olan na, dir insanlardan biri, “d'Omesson bu sabah ne diyor?,, sanli, Duçe- n'n, Şu son harbe kadar çoğu xa. man yanmdakilere sorduğu sual- lerden biriydi, Manzaranın o fevknlâdeliğinden bahsediyor, Avrupa topraklarmın müntehasında yükselen ve çehre, «inde, kaybohmuş bir iltişemm hülyası mahzun bir çocuk tebessii- miyle nihayet bulan, bu memleke, tn güzelliklerini saymakla bitire. miyorduk, Yat tatilini geçirmekte olen d'Ohmesson Pizaro'ya yazacağı: makaleleri simdi aklima bile getir. miyorlu, Kendimizi, tarih dün sının başmıza gecip gecmiyeceği, ni sormadan, ni'ur içinde ve yal - nız kendi nefsimiz için yaşamıya haklı olduğumuz bir devirde sa. meyordak, o yon Antonio Ferro yanımı. — Gece saat yarımda, köprüde çantanızda bir kama ile dolşırken, yakalanmışsınız. Ne diyeceksiniz? Muhakkak ki, yukariki tasrihten sonra, genç kızın kuğunun mahi, yetini bu sözlerle öğrenince, siz de benim o anda düştüğüm hayre. te düşmüş oldunuz. Fena halde görünüşe aldanmış. tm. Evet, bu masum yüzlü, (5 yaşındaki güzel kız, en âdi külhan beyler gibi gece yarısından sonra hama taşıeken yakılınmıstı, Genç kızm nutku tutuldu, keke. ler gibi oldu ve: — Ben biçak taşımam! Defi, Hükişn. adetâ görmemesini is- ter gibi elindeki İnce uzun ve mü bürlü paketle oynıyarak: — Amma, sizin çantanızda bu- Junmuş, — Evet amma, yanlış, Önümde bir kavga oldu, Birkaç genç birbir. İerins girdiler, Birisi vuruldu, Bu arada benim de çantam yere düş tü, İçindekiler döküldü. Tanımadı. ğm bir genç yer, iğilerek çantayı aldı, yere düşen esyayı içine dol- durarak bann verdi Sonra çantam. dan bıçak çikta, , babası Türk ol. masma rağmen, hafif musevice ye kaçan bir şivesi vardı - biç be nim gibi bir gene kiz biçak (e sir mi? — İste biz de buna hayret edi. yoruz ya, Genç kızım bu sözleri, zabıt tu. tulduğu zamanki ifadesi olmasay- dı, belki de kabul edilebilirdi, Öy- İe ya, bir kavga sırasmda, bıçakla birisini vuran dikanlı el çabuklu, ğu ile bıçağını, bunun yere düşen çantasına pekâlâ Koyabilirdi? Fa. it... — Biz yalanla doğruyu rengin- (len anları kım, Sendaha bu | yaşta yalan da süyleren, — Yalan söylemiyorum Ki. “— O halde bu ifade ie ci? Bu | senin değil mi? Dinle bakalım: “0 zece sant 12,30 sıralarında Galata köprüsünün Kadıköy İske- lesinde beklerken, birteaç genç ya- mma gelerek lâf attılar, Ben de cevap verdim Ve kavgaya başla. dik, O sırada baska delikanlılar gelerek beni korumak üzere bun lârla kavzaya giristiler, Birisi va- ruldu, Polisler gekli, hepimizi 2- ip kamkola götürdüler, Burada bir m memuru: - Çantanızı verir misin? Dedi, Aldı açtı, İçinden ucundan kırık olan bıçağı cıkardı. Ve çantayı ha. na verdi, Bıçak benimdir, Fabrikada çalı. şirken bununla ekmek keserdim,,, Bu İfade sen'n, bıçak benimdir, diyorsun, H — Şey. iste o İanmadığım genç yerden çantamı aldığı sıra- da, bunu dn içine koymuştur. Bel, ki, bıçak benim değildir, NİHAT ŞAZİ (Devamı 4 üneüde) LA ATM £ MUAMMASI LUTFİ AY milli propaganda beşldlâtmın şefi Mi vehâli da öyledir, İlk na, zarda sizi ürkütebileeck olan vazi- fösinih arkasında, çok geçmeder, insan'ık duygularına o zevcesinin fevkalâde meziyetleri İnzimam e, den iyi hir insankesfederdinir, Al man istilâ üzerine Fransadan ve ülğer balı Avrupa memleketlerin, den Portekize akın eden muhacir. Were gösterdikleri sefkat ve alâ, ka ile, karı koca, umumun takdir ve şüükranmı kazandılar ve son za, manlarda bunun manevi mükâfat, larmı da gördüler, Ferro hiçbir zaman mistehzi ol, mıyan tebessiniyle; — Yiliyor musunez, dedi, sim, di ne havadis aldm * İazilirler Al, manya Hs bir deniz anlaşması İm- zalamışlar, Resmen haber verili. yor, Hepimiz hayretle birbirimize ba Kıştık, Bu haberi, fstihbaratın menbamda bulunan, Antonlo Fer- TT HAZİRAN Maliye Vekilinin beyanatı Üçüncü tertip tasarruf bonoları da satıldı Ankara, 16 (A,A,) — Maliye Vekilimiz Fuat Ağralı Amade ajansı muhabirine aşağıdaki be” yanatta bulunmuştur: — Haarlatı milli müdafanım fev- kalâde masraflarma karşılık tw tulün tasarruf bonolarının üçün cü tertip yirmi beş milyon Tiral ğınm da birinci ve ikinei tertip” lerde olduğu gibi fevkalâde rağ” bet görerek çok kısa bir zaman” da tamamen satılmış olduğunu memnuniyetle ve aziz vatanda” larıma teşekkürle bildiririm, Bu suretle pivasadaki tesar © ruf bonoları yekünu yetmiş, be$ milyon lirava varmıştır. Elde © dilen bu netice memleketimizde tasarruf fikrinin ne derece inki” * sal ettiğini göstermesi bakımın” dan olduğu kadar tasarruf sahi” bi yurtdaşların milli müdafaaya Yardım hususundaki arzularının ve cümhuriyet malivesine olat itmatlarınm parlak bir müsalini | teşkil etmesi itibariyle rr muciptir, de iftihi Kanun, tasarruf bonoların ihraç haddini yetmiş beş milyon Ura olarak tesbit ettiği (o elhetle bu haddin tecavüzüne meyda verilmemek üzere butründen ti baren tasarrıf bonolarınm sat #1, ancak evvelce ihraç oluna? bonolardan vadeleri hulül eden miktarın tekrar (Opivasaya arfi | suretiyle devam edecektir Bine” enslevh tasarruf bonosu satın a mak istiyen vatandaslarımız V ne eskiden olduğu gibi mesleki timizdeki bilâmum bankalara v banka bulunmayan yer! mal sandıklarına müracaatla bo no satın alabilirler, menfaatlarmı temin eğerken, 8” nı zamanda milli miüdafaaya d hizmet etmeği mükün Kılan tâ vi Eserler : Ayın Bibloyrafyası Dördüncü sayisı çıkmışur, Ye” Bi çıkan kitaplar üzerinde salâhi yetti kalemler tarafından yapılmış kahlar ve küçük tenkttler, her biz nden bir kitap edinmek aa olanlara dalma fayds* ik bir rehber olmak Hyakatini ve” Fiyor, Tasnif ve tertibi güzel, bas kıst temizdir, Barı eser sahipie rinin resimleri de konulmaktadır. Bu sayıda bir de eski devrin bif kitap maseram hkâye olunmak * tadır, Sait Keslerin tstad Ebulü- lâ ilç yaptığı bir mülâkat vardir ki sayın profesörün babası Yusuf Sıtkı Efendinin İhyeilâlüm tercü mesi başma gelenleri burada les zet ve ibrelle Ookuyoruz, (Aym bibiiyografyası) nz okuyucularımı” za tavsiye ederiz. dise şaşmamak ©&abil değildi. Viadmir d'Örmesson'a sordum: -— Paristen ayrılmadan önce, hiç böyle bir seyden bahsedlidiği- »l duymuş muydunüz? — Hayır, siz de Üuymamıştı. mz değil mi? Vâlaa ortada silâk- ların azaltılması işin yeniden gö. rüşmelere başlanacağını dair buz rivayetler dönüyordu.. amma böy- We bir şey hiç umulmuyorda., size yemin ederim ki Fransız hükümeti de su anda bizim gibi hayretler i» çindedir, Ba işten, herhalde, son duk'kada haberdar edilmiştir vo muhakkak ki reyi sorulmamıştır. Cünkü aksi takdirde - aöl selimin de emrettiği gibi . Fransa buna siddişle muhalefet eder ve kendi sırtında imza'anan böyle bir an- lasmanm, Hitleri İngiltereden ya. na emniyet altına alarak, ona Fran siz - İngiliz işbirliğinin nasıl pa. muk ipliğine bağir bulunduğunu göstererek umumi bir nizamın ku. rulabilmesine mani olacağını bil dirdi, Riz ki “her seyi bilenler” ara. sinda idik, biz böyle şaşırıp alır. sak, artık Fransada kimbilir efkâ- rı umumiye ne haldeydi? Simdi oralardan, milyonlarca Fransısn sesini duyar gibi oluyorduk: “— Ah bu İngilizler! Piç onla. rm ipiyle kuyuya inilir mi?” Goca sar) i i