,15 HAZİRAN — 1042 HAYA'İ' ve ŞEHİRLER; ÖTT L T LAT YA N $ |Vişi nasıl | Fransaya merkez oldu ? Eğer Almanlar Klermon Fer. tanı iki gün evvel böşaltsa - ı Vişi bugün Fransanın mserkezi olmuyacaklı — Al. Löbrön cumhurreisliğin. den nasıl istifa etti? — İn- san ne vakit ölür ne vakit Yoruluar? Visi esiriden banyo Şehirlerinin Payitahtıydı, bir tali cilvesiyle Bünün birinde Fransanın idare Terkezi öldü. 20.000 nüfuslu küçücük sakin bir Şşehir, palasları var, büyük Olelleri var, güzel parkları var, Sazinoalrı var; Mayıstan birinci- kadar şehrin tâlii par- lâktar “Bu mevsimde 50,000 kişi İvraya dolar, Kığın şehir büs. canlanır, * geğler birakır. ve gider. 1939 harbi başladı, Vişi yine töpdoluydu. Fakat — müşterileri" tin mahiyeti değismişti. — Artık !'l'aya hastalar ve kumürbazlar Fh zengin Amerikalılar, zengin - “Tahnsmlar ve zengin İngilizlerle “teller doldu, ,Daha sonra hazin aylar geldi, t ayları, Fransız hükümeti tağmdı, oradan Bordya i ve nihayet Visşide karar Artık Vişi devlet merkezi ol- | Tüştu. Otellerin kapılarına na, | hh arm ve sefaretlerin levha” asıldı. Şehir resmf otomobil- Ve resimi bisikletlerle doldu. Pu& telgraf idaresinin duvarları Sayısız tellerle örüldü, Yeni tren İaritelerinde trenlerin en çok uğ- yer burası oldu. Ve nüfu, t birkaç gün içerisinde 80,000 € ikan Vişi Fransanm kalbi gibi | başladı, is tabii bir. günde olmadı. FF |ana yasası Cümhurreisi ve maresallik hü- | gün saat 16 da Vişiye gelmiş, Madam dö Sevinye pavyonuna yerleşmişti Fakat cümhurreisi , nin bu pavyonda cok zaman ©- turması mukadder değildi Tem' muzun İl inde Piyer Etiyen, Mistler ve Kandasdan mürekkep bir heyet cümhurreisine gitti, İs- tifa etmek İcabettiğini anlattı, bünün üzerine Löbrön 12 tem, muzda istifa etti ve bir gün son- ra kararmı kendisini ziyaret edeti miareşa Peten'e bildirdi, Bu sırada milli meclisin tom lanması için hazırlıklar — yapılı- yordu Zira ne mareşal ne de Lâ, vâl diktatör olmak arzusunda de- gildiler, 20 kadar amele Vişideki büyük gazinonun salonunu mec' lis salonu yapmıya çalışıp duru- vordu, Riyaset kürsüsünü yap. mak için gazinnun kanısı önünde buluanan bilet kişelerinin — tahta- larından istifade edildi, Burada toplanan meclis 1875 kanunuesa' sisini lâğvetti ve hem memleke- ti idare etmek hem de yeni bir yapmak — vazifesini maresal Petene verdi Bugünden itibaren Vişi Fran, sanm mukadderatıma hâkimdir. Vişi hükümetinin — hususiyeti bütün devlet dairelerinin banyo- lar parkı namiyle maruf sahanın f HABER — Aksam Postası w tir, Pariste de bir irtibat heyeti vardır. Bu irtibat hevyetine men- sup memurlar her cümartesi gü- nü Vişiden Parise giderler ve perşenbe günü de Paristen Vişi- ye dönerler, Parlâmento fiilen lâğvedilmiş olduğu halde uzun müddet iki dairevi işgal etmiştir. Ayan mec, lisi binası küçük gazinoda, me- busan meclisi de modern otelde verleşti. Vişide sekiz büyük elçilik var dır; Birleşik- Amerika, Arjantin, Brezilya, Çin, Japonya, Papalık ve Türkiye Bundan başka 31 ta- nede maslahatgüzarlık — mevcut, tur, Alman ; işgali altında bulu- nan memleketler#Fransada tem: sil edilmezler, yalnız Yunanistan bundan müstesnadır, Alman el- çiliği Pariste kalmıştır, Sefaret denince hatıra nparlak bir hayat, güzel resmi kabuller, mükemmel tuvaletler ve essiz eğ, lenceler gelir. Fakat bu Vişideki sefaretler için değil, buradaki sefirlerin- eğlencesi akşam üzer- leri Befirler otelinde toplanmak ve konuşmaktan ibarettir, Biraz da dördüncü kuvvetten vani gazetecilerden bahsedelim: Gazeteciler ve matbuat — idaresi Park caddesinde —Sulh oteline H AYAT pahalılığı, geçim dar lığı, hülâsa “ahvali hazıra” nm İcapları, hepimiz üzerinde ru. luğu, Asabiye ve Akliye mütehassıs- karı, harp zamanlarında — delilerin goğaldığını iddia ederler ya hani, Vâkm kaçıranları parmağımla say madım ama, bu sıralarda hepimi, vin bir hiddet kasırgasına tutül - dağüunu görüyorum: Bilhassa tram | vay ve otobüslerde., Geçen sabah bir Taksim . Akan, ray arabasma biniyordum. Biletçi, siperden çıkış yapan beni göğüsledi: “—- Biktim artık sizlerden!,, Dedi. Bu vatandaş ile şahsan hiç muarefm yoktu ki, bir “geç- miş” im olsan! Onun da “sizler- den,, kelimesini — kallanmasından, töpyekün yolecuları kasdettiği an, laşılmıyor değildi. Fakat, mesele neydi? “Tramvaya hücum,, stajı- nım acemisi olduğum İçin sona kal. mış, buntn farkma varamamıştımı. Merak bu ya, sayın bay biletçi. den, üstün bir nezaket İle, bıikkkm, lik sebeplerini istifsar edecek ol. düm! Vay sen misin bu cür'eti gös teren?! Adamcağız, elindeki tah- ta kutuyu havalandırmasın mt?! Ödüm koptu doğrusu, onu kafamüa imdirecek diye! Meğer, maksadı gözdağı vermekmiş! Netekim, sin diğimi görünce, kafamımın üstünde kutusunu aşağıya indiren bu kah. “— SŞeytan al başmı git di yor!,, € Sözlerini söyledi de hepimiyin bay biletcinin lâfma aldanan bazı yolcular, bedava seyahat imkânı. nm hasıl olacağmı zannederek se- vindiler bile!.. Tramvay, ot — taksilere dair 1imüstektin kılıcı mı, bilet kutusu mu? - “Otobüs nereye gidiyor,, “Etinin körünel!,,- “Doimuş,, ve tahdit meseleteri... hi bir tesir yapıyor: Asap bozuk- İşte otlura hak vereceğim geliyor!' bir er gibi Timostefelin kılıcı gibi duran bilet yüreğine su serplildi, Hattâ, sayın Yazan T ! Sabih Alaçam ğ re mahsus bir adabı muaseret kür su açtırmak,, Başka bir akşam da Sirkeci du- rak yerinde — tramvay bekliyor. dun, Sirkeci - Koca Müstafa pa. şa öotobüslerinden biri önümürde durdu, Yanımda bulunan bir ZzAt, kapıyı aralık eden serdengecti kı- lıklr biletçiye: — “— Oğlum nereye gidiyor bu otabüs?” 4 Diye sorunca: “— Elinin körüne!,, Cevabmı almasm mı! Demek olüyor ki atobüs biletçi. lerini de tramvay biletçilerinin Peşlerine katmak gerek! Otobüslerden bahsederken, bil. hassa Taksim . Büyükdere seryis. |leri üzerinde darmak 1lâzım: Bu hatta günde ikişer &efer yapan 18 otobüs çalışıyordu, Seyrüsefer ih, tiyacmım karşılanması için de, her birinin otuzar litre benzin yakaca. | Bi göz önünde tutularak günlük is- tihkak miktarı 540 litre üzerinden hesap edilmişti, Lâkin, bugün Tak Bim « Böyükdere hattında, lâstik Ve yedek parca bulunmamasından ütürü ancak 9 otobüs kalmış; böy,. lece, iişim 86 sefer yapılırket, şim di bu miktar 18 sefere lüşmüştür, Halbuki, mevsim yıfdır, Müşte. ri adedi, kışa nisbetle birkaç mis- li artmıştır, Âmma ne çare ki bu. günkü durum karşısında saat 21 den sonra Taksim ile Büyükdere Ve havalişji arasmda —münakaleyi temin etinek mümkün olamamak. tadır, - Boğaziçinin yukarı yaka - &mda oturan vatandaşlar; evleri- |ne, geç vakit dönmek mecburiye. tünde kaldıkları takdirde ya kal, dırim taşlarınm üstünde sabahla- lerinin sahipleri, şoförleri, biletçi. leri ve evlerine dönemi yen boynu bükük yolcular., » Kanaatimizce yapılacak iş ba, sittir: Madem ki bu hat için gün- de Öd0 Htce benzin — ayrılmıştar, Bunu, çalışan otobüslere takaşm etmeli, vasıta azlığını sefer adedi- hin çokluğu ile gidermeli , Düşüncemiz, mevcut mukarre. rat ile tearuz teşkil etmedi ğine nazaran, tatbik mevkiine tereddüt- süz konabilir fikrindeyiz, Bu hu, susta müsbet ve çabuk bir karar verilmesini çalışkan 6 ncı — şube müdürü Kemal Aygünden ve sa. ym vali daktor Lütfi Kırdardan themmiyetle rica ederiz , Taksilerin hali ise malüm: Şo, förle müşterinin — fikir ayrıdıkları nı birleştirmek mümkün değil, Ka- bahati, samur kürk olsa dahi, kim Be sırtıma yüklemiyeceğiğ, Yalan, bu konuya temas etmişken, hatı- rımıza gelen birkaç nokta ürerin. de duracağız- Dolmuş meselesi müsbet bir şe, kilde halledilmeli, Belediye, buma müsaade elmiyor, Fakat (filen “dolmuş” var ve halkm - kaça. mak yapıldığı icin . aleyhine ola, rak, Bugünkü nakil vasıtası darlı- ğinı gidermek hususunda, bir şa- his yerine dört İnsan taşmmak mu, hakkak ki faydalıdır. “Dolmuş,, « izin verildiği takdirde, meselâ E. minönü meydanmda tramvay bek. İiyen yüzlerce vatandas arasmda taksiye binerek Beyoğluna çıkacak pek çok yolcü bulunacaktır. Aynı zamanda fiyat Mmeselesi de bir for- müle bağlanmış olacaktır. Çünkü, “kaçamak dolmuş,, parası soförün insafma kalmış bir haldedir, Emin önü — Taksim ücreti 50 kuruş ile 7T0 kuruş arasında — oynamakta- dır, : Bir de diğer nakil vasrtalarının ' bulunduğu uzak yerler için taksi. ler tahdit etmek muvafıktır, Has. Fiyei AŞ ş 4 j alık gibi mücbir ve zaruri halle. manya o iki tarafında toplanmış olması | verleşmiştir. Bu otelin manzara' Bu vak'ayı ve namütenahi em- | mak zorundadırlar, yahut da otel t ı m d ve ımzalBadıkli &- 'dır, Bütün nezaretler Vişidedir. | &1 ismine rağmen dünyaya - çok | sallerini göz öünde tutarak e. | köşelerinde.. netekim, son günler- ni “hüw ':m"": ?7 hazi 1940 da boşal 'Fakat harbiye ve maliye neza- |benziyor, Zira gazeteciler bura- | lektrik, tramvay, tünel umum mü | de Taksim baş komiseri Kadri Ba- Lmdı ını—t'mım.ıı m""“'!lw %ğâ“ O vakit tnıya | retlerinin bazı şubeleriyle devletî da- durup dinlenmeden. gürültü, | dürü saym Mustafa Hulkiden gu | baçın davetsiz misafirleri şunlar. v tmallarem: İliyağlara- tukdlanıağ M w Mğ lş"ırası Ruvayyata yerleştirilmiş İlü münakaşalarla mesguldürler, -| temennide bulunacağız: Biletçile. | dır: Taksim — Büyükdere otobüs- . uü ton Ferrana üşünü- n FUÖ $iktae. Celke, Almanlar Klermon Ferranı bo- 1 Resi E A KİNĞ e Baltmryacaklardı. Mareşal Il'eten Çarlık Rusyasmın, 1905 de hareketlerini meydana çlkara: İlkokulu bitirmeden üniven. İhuvakkat bir Zaman için olsa |Japonyaya mağlüp olmasının bir -i - madık, Tanamanm bir cok ka' Ü çite mezunu olan tramvay — Bile işmal altında bulâan bir Ütek mesulü vardır: Yüzbaşı Ta- dm—ıadânîlğ:âl < rvğa şıâ_ıünnğlâe;' biletçisi Memlekete merkezi nakletmeyi İnama! Japonlar, bu adam şey. ! vardı i pheyı_ l : SA Alman- i idahale w , vet edecek bir cihet görülemez.| Hanri Dütuva leviçrenin &ğ,%mmîm_ vı'aga tanr zekâsiyle müdahale etme — Ş” —S at < N a uki 'Tokyodaki âjanlarr İzan gehrinde tramvay müfettişi- Z î’ar'k Vişiyi seçtirmeğe | Vişiye geldikten sonra Kler Ton Ferrana taşmmayı düşün- | Tediler değil, fakat Klermon da-| ) ba küçük bir gehirdi Devlet me. K asr rahat rahat işliyemez ©, Bilhassa mebusan meclisini binasr yoktu, Onun için Selmişken — Vişiden çıkmryalım dediler ve orada kaldılar. Yavaş yavaş bütün daireler | Vişiye geliyordu, En geç kalan Matbuat umum müdürlüğü oldu, | Bünları getiren otomobil ve kam- Yalar ylu şaşırdılar ve Vişi ye- rine 2 . 3 kilmetre uzağında kür tük bir köyde bulunan bir tı- enin önünde durdular, Bu %nyoı gaşımma hüâdisesi bu- Zun halindedir. Temmuzun birinci günü Piyer Vişiye geliyordu. Yolda otomhi linin lâstiği patladı ve beyaz gömlekli ve beyaz gravatlı nazır bastomu elinde, şapkasr başinda toza bulandıktan sonra öğle üze- ri Vişiye gelebildi, "Maresal — sabahtanberi şehre gelmiş, belediye dairesinin birin. <i katında verleşmiş ve îkallşmn’în lamıştı. Ma a “çok yorul ğa“âr& iîtîlî'rahareâiniz,, dedikleri vakit şu cevabr aldılar: “Sırası değil, bundan başka Üstirahat | Vük adam aşağı yukarı aynı şevi söylemiştir. Klemanso — insan | ancak istediği vakit yorulur ve | ihtiyarlar,, demişti, Klamanso- dan daha evvel Göte: “İnsan © F, harbi asla kazanamazlar- -YWTMSM-PCW burg'a ilk defa, nezdinde askı 1901 de geldi. Vücut teşekkülâtı İ idi, çünkü vatandaşlarının hilâfr M;_dumnığir boyu, geniş omuzları vardı. BSronz rengi çehresinde yaa lütufkâr davranmıya davet etmekteydi, ve “Gizli servis” te şefin asistanı vazifesinde bulunuyordum, — Ta biatiyle Tanama ile yakmdan a- ikedar olmakta İdik; çünkü Te nama bir askeri ataşe idi, “as, kerf ataşe” tabiri ise “casus” ke. limesinin nazik bir ,M başka bir şey değildir! Tanama Japonyanm en eski aılelım'mden İbirine mensuptu ve babası Mika donun yakm müşavirlerindendi, sunu söylemek lâzim ge. lirse Tanamanın şahsiyetiyle Sa- dece “alâkadar olmak” tan daha fazla bir dikkatle meşgul olu yorduk, Rusya ile Japonya ara. sında bir harp çıkması çekinil- mesi imkânsız görülmekte ve bü nihayet bir zaman meselesi sa' yılmaktaydı. Bundan başka Tok. Yodaki —âjanlarımızdan, Japön genel kurmaymın askeri esrarı- mızdan bir çoğunu bilmekte ol" duğuna dair raporlar almakta idik, Hiç şüphesiz bu gizli ma, lümatın Tokyoya gitmesinde Ta- namanın parmağı vardı. Kolaylıkla dost edinmek kabi liyeti vardı, dostları arasında her tabakadan ve her meslekten ea ye F ye 7 kimseler, ' subaylar, diplomatlar bulünuyordu, Onu herkes sevimekte idi. Dost edin. mekle bu dostlardan istifada et- mek arasındaki Mesafe pek fazla değildir. Tanamanm parası çok“ tu ve kendisi müthiş kumar me, Oyunda daima kaybe- drîşğîıylîlııç bisrmnza.man kaybettiği için sinirlendiği görülmüyor, dü dağından tebessüm eksik — olmu. yordu, Ekseriya, öderimesi pek eşem iliter cede bıiyuk Nakleden: F. ETİ b NS l rakamları kumar pa' rası olarak veriyordu, Benim gi, bi subay ve binaenaleyh kazanç- ları mahdut iki arkadaşım, Te namadan kazandıkları nara ile metreslerine kıymetli mücevher alıyorlardı, Bir sene müddetle Japon yüz- başısının harekâtını yakından takip ettik, fakat hiç bir netice alamadık Tanama ile ahbap ©' lan bütün subayları göz hapsine “ mız gizli di TAN malümatm Sen — Pe- tersburgydan sizmakta devam et tiğini bildirip duruyorlardı. Mu- hakkak bir tedbir almak lâzımdı. cak ancak bir hareket vardı: 'Yerine gelecek adamm daha az aktilı ve daha az becerikli biri olabileceği ümidiyle, Tanamayı Rusyadan çıkmıya meobur ©t mek! $ —Bu maksatla, Tanamayı bir JPâra rezaletin kahramanı yapmak ve böylece onu ya memleketten u- zaklaşmak — veya intihar etmek gıklarından birini tercih zarure, tercih ederse etsin bizim için müsavi idi; çün” ; ü gayemiz ondan kurtulmak ol- duğuna göre arada fark yoktu, | Bir tuzakt kurmak çök kolaydı, O sırada kendisi İllinskaya is, minde bir aktrisle mümnasebette idi. Bu kadmın evine gittik ve kendisinden »ne gibi bir hizmet bellediğimizi izah ettik, Fakal yartlımını temin edebilmek için tehdit yoluna müracaat zorunda kaldık, Kadın, zannıma kalrrsa, bu adamt hakiki bir âskla sevi: yordu, Nihayet güçbelâ onu ik- naa muvaffak olduk, İllinskaya bir akşam yüzbaşı Tanamanın evine gitti ve seviş. tiklerine göre kendisiyle evlen” mesi lâzım geldiğini söyledi. Yüz başı, yabancı milletten bir ka, dınla evlenen bir Japon subayr nim artık orduda kalamıyacağı- nı hatırlâtarak, bu teklifi kibar, ca ve nazikâne reddetti. Kendıi’s'ı' nin esasen Japonyada meşrü bir karısı bulunduğunu da söyledi. (Sonu Yarın) almıştır. : Dütüva, Vod Kantonunda bir sı fakirdir, | ailenin dedildi. 1939 da tramvay müfet- tişi olduğu zaman henüz talebey- di, Bu yıl parlak bir imtihan ve, İlk okulu bitirmeden mezunu olan Dütuva kendisiy Okumayı > isterdim, fakat iş hayatma gir dikten sonradır ki tahsili olmi- yan bir adamın hayatta muvaf- fak olamıyacağını anladım, Se, İfhassa bunun için katlandım, Ara sıra ümüâtsizliğe düştüğüm anlar oldu, fakat profesörlerimin na' sihatleri, arkadaşlarımın teşvik- leri bana itimat verdi, imtihan güç bir şeydir. Fakat sağlam bir | 'üme arzıladığı anda kavuşur ” kolay telâkki edilemiyecek dere- aldıksa da suc saydabilecek bir p Hikmetini savurmuştu, n İA Cümhurreisi Alber Löbrön o adamın yenemiyeceği bir mâni — e $ — ea |Hİ