2 MAYS M2. HARER — Akram Postast Tarihten sayfala Usmanlı padişahları içinde gü du, O mâkama geçenler üçüy ve iğrenç olanlardan biri! bile duramıyorlardı, Osmandır. Bu adam narak, yahut öldürülerek yerle, | yüzlü, son derece şişman rini başkalarına Obırakıy..Jerdı, 4 gkık karınlı, biri aşağı, biri Bununlu beraber sadrazamlar omuzlu güçlükle yürüyebi | da hünküsi eitühimsemiyurlardr, bir ucubeydi, Eli sekiz yaşı,' Meselâ Hekimoğlu AK Page, pa- A kadar mahpus 9, gök-| dişahım; görmemiş, dünya ile aâke| O. Seni gimdi kova.tın, yerine olmamıştı, Bu ağır O hayül| hamal Aliyi vezir yaam! m zaten bozuk olan sinirle, (mes üzerind: v. büsbütür. şirazeden çiker| — Yaparımız Vukat bana , kendisini deli denecek bir | Hekimoğlu A'i Paşa diyorlar, © | m na hammal Ali #uğu derler, / adam, kendinden başkz| O Cevabı vermekten çek'ume, dl © sevmezdi, Nefsini çox | migti, ni iği için de herkesten kor. | Mi, Tahta çiktığı yıl, Haliç j tu, Sütüceden Defterdar yaya geçenler olmuştu, de üç metreye yalın düşmüştü, haftalarca şehir. dışarı çıkılamamıştı, Üçüncü tün bu tabii hâdiselerin halk b n kendi uğursuzluğuna cehle şündü, isşmdı, yine kadın mev zum Üzerine avdet etmekten saraymda ilân ederek işe bagla, dı ,İkinci bir Odefler yapird Topkapıda kaç kadın dulundu dileceğini düşü * vermek yolunu” tuttu, İT bir kıyafet emirnamesi çıkar. “Onun “bozuk ve boş kalasın. görünmemesini, şeytan tuzağı © lan bu mahlâklearın yüzünü gör. mek istemediğini anlattı, Fakat bir müşkül vardı, Hün. yüderce kadından, kızdan biri Bi tesadüfen görünmesi ve 0 vakit padişahin gazaba gelmesi, hiç kusuru olmiyan o kadını ce, zalandırarak . günaha (o girmesi * | mümkündü, . ,Hünkâr ile kızlara, Zası arasında uzun bir müzakere geçtikten sonra bu mahzurun da çaresi bulundu, Padişahin saray da ayağına ökçeleri gümüş çivili malin giymesi ve taşlar üzerinde gezdikçe ayak takırdısını duyan kızın, kadınlarm “birer köşeye #aklanmaları kararlaştırıldı! Üçüncü Osman, Topkapi sara" ymda kadın yüzü görmemeyi bu suretle, temin ettikten sonra diyordu, Gece gündüz, ce t uz ve cehaletten bas - ka hiçbir şeyle alâkanız yok, Miş <adın düşma- nı bir padişan rayın altı yüz yetmiş kadını, padişahım geldiğini, ökçeleri yümüş çivili nalınının taşlarda çıkardığı s:ston anlarıar, kediden kaçan fareler gibi saktanırlardı ya adohr| kadınlarının mesirelerde Bu vaziyet üz'rine Padişah dü ! başka çare bulamadı. Fakat bu! gefer, kadın dükmanlığını kerii kâr odadan odaya geçerken bu| s& görüldüğü İstanbul tama, miyle örtülü bulunmalarını, yüz lerini değil ellerini açık bulun duranların o çezalandırlacağını ilân etti, Onun Bafiyeleri çoktu, verdiğ emirlerin ve çıkardığı fermanla, rm kayitsız, şartarz infaz olunup olunmadığmı tahkik ve takip et. üriyordu, Bu zalim tecesslis ne ticsslnde hemen her gün üç beş kadın yakalanıyordu, Podişülür bir cnirname çıkardı, emriyle boğulup denize atılıyor. dü, Hünkâr, bu yapılan işlerden mennun ise de bir cihetten mü- tecssirdi. Yolde bir kadın görüp #'nivlenmekten korktuğu için #0 kağa çıkamıyordu, Halbuki çez, meyi dolaşmağı seviyordu. On sekiz sönelik bir mahpusluktan | sonra Padişah olmanın zevki de uncak bu tenezziihlere ve terez mu tespit ettirdi, Altı yüz yetmiş | züh sırasında on binlerce halkın | üç!,. Sonra kızlarağasını çağırdı, | göstereceği ihtiram ile çıkerdr. | sarayda hiçbir kadınm kendisine | | Bu sebeple Üçüncü Osman bir| emir daha verdi, haftada üç gün yapılacak tenezzüh (alayları sr rasında hiç bir kadının sokağa çıkmamasını ve gayet çıkan olur. yerde öldürülece boğdurttuğu kadınların hikâye leri zaten kulaklarda ağlıyordu. Bu emri vermese bile kendisinin algyını 'seyne çıkacak İstanbuilu hanım bulunmazdı, Bu ferman üzerine o nefret ve o korku büs- bütün arttı, hünkârm sokağa çıktığı ilk gün tek bir kadın #0 kağa adım atmadı, hattâ kafes arkasmu gelmedi, Fakat?,, Fakat padişah, bütün İstanbulu st üstünde dolaştığı halde hiçbir yerde, kendi yanın, da, bulunan resmi adamlardan başka bir yüz de görmedi, göre- Akıliı İLE X BORSA Londra | Sterlin Nevyork “12 Dölar Cenevre 100 Frank Madrit 160 o Pezeta Btokholm 190 İsveç ir, ESHAM VE TAHYVİLAT Evvelki Bugün! 7148 İkramiyeli “65, 00 , DAS Ham tab, Mi nY.ı 447, ASIM, oyla 2 Anağolü D,Y. Tah 3 Aradolü D, yolu 5460 Anaasli D, yoh 12 Anadolu D, Y. Müm, Merkez Ynnkası İş tankası namt İş bankası hamiline İş berkan Müoasla İzmir Hemaf , Ahat B. 610 İmar Bankası bine © 33 —.- Aslan çimento 10,05 —— Asian çimento missele 5.30 Şark değirmenleri 8,30. İttihat değirmen, 2850 —— T. kömür maden, W——— *e 6 T. bonoları Türk U, Tiyatro İst, Umum Sigorta Şirketihayriye Şirketinayriye temettü 20. Rıhtam tahvil İ | İ ! Bundan sonra, Temeşinin ötel ar | “kadaşı sözü değiştirdi: — Sön neden sokükta öölâyiyör. sun? i — Niçin? Bir tehilkemi var? l — Şanphayda Rus ve» Moğuları | öldürmeğe gelen Japon © oellâdadean haberin yok mu? — Böyle bir şey duydum ona, bu. nun bir masal oldüğunu sanıyorum. — Hayır. Suni temin 2. bir hakiznstir. Ba ssbhah İngilizlerin oturduğu mahallenin metâolinde ye De bir Rus ülmüş buldular, Cesedini brisüyan Milsysiye gülürdüler, — Olabilir ya, belki de — eesliyiş ölmüştür. Jappu cellkde izradındaa. öldürüldüğünü »erden anlatmışlar? — Arkasından “mukadden balta, ile yaralanmış. elğerleri İki para olmuş, İngilirder bere görünce mahal lenin kapılarını . yabancilar yirme #in ölye . kapatmışlar, — Tuhaf şey: Haydi diyelimki Ruslar Japonların dlşmasıdır. Böyle bir eelât gelmişse, belki bu düş. manlıktan doğan bir kinle #as casus larını birer birer bulup o öldürüyor, Fakut, bu cellâdin Moğollara masal İnt olucağını ve onları da (o kahpece arkalarından vuracağını akid ol - mıyor. Çünkü, Mogollar bu harpte Japonlara hiçbir fenalık yapmadılar. İnt, Su gabyii İnt, Su Dine, Dünkü Bugünkü Reysiliye 35,40 Külçe nit gramı 4.60 Japonlar işe kinci bir millettir., ken, dilerine yapılan fenalkları katiyon u. | mutmazlar, Ve Japonlar cok İyi bilir. “ler ki, bu harple Moğollar onlara pek İ büyük iyilikler yapmışlardır. Ben, da . pon cellâdının Moğullara musallat o. çincağına Jasminiyorum, Eğer clk , dın öldürdüğü bir Moğol varsa, © xa- man bu kansatimi değiştiririm. —— — Menüz yok ama, tesadüfen öle, F e ; cek olan İlk Mağol sen olabilirsin? NURİ siz ge een müstebri hir tavırln gül Küçük eorrabi: Ağı, enjekaiyonlar, “©. adeta Japan ceiihdile pansrmafi ve hacamat yâpar, Adres: Aksaray Polis merkezi kar. | sesında No, 1:2 Tel: 20087 den işte, | yiniz. medi, Kadınlar sokağa çıkmak, tan omenedilince erkekler de hünkâr alaymı seyretmeği mâ. Basiz bulmuşlardı, Evlerine dön, müşlerdi. O gün, hattâ dükkân. lar da kapalıydı, Sanki halk, bu alayları hünkâr kaba ve çirkin yüzünü görmek için değil, ala; vesilesiyle sokağa çıkan kadın, ları görmek iştiyakiyle alkışla. dıklarını anlatmak fikrinde itti, fak etmişlerdi!,, kapıcı Yazan: A. ÇEHOV » Rusçadan çeviren: lirsin yeter ki istek olsun, Soba. nm yanmda oturmuş yiyor, içi « yorsun, tıpkı Iki ay: hayvan gibi! Tu! ra i üğümde 1, İlim ışık, cahalet ? İşte bu kadar,.. m giydi, öksür . mutfaktan Nd Sokak kapısından cikım. tır, bunu İşitmişsinizdir, « SERVET LÜNEL da sıraya olurdu VE kaşlarını çattı, Mutfak halkmı düşünüyor ve: NE veye İnsan değil, tam münasiy'e hayvan! diye homur - danıyordu, » Şakinleşince koynundan kitabı çıkardı, va içini çekti ve o- kumağa başladı, Birinci sayfayı okuyup bitirine ce başmı salladı ve: —— Öyle yazılmış ki bundan da ha iyisi can sağlığı! diye düşün. dü, Ne ârifane sözler! Kitap güzeldi ve Moskova bas kısıydı: “Köklü nebatların üre. tilmesi, Bize erlgam iâzem mı?” İlk #ki sayfayı okuduktan son. ra kapleş ehemmiyetle başmı Bal. ladt ve öksürdü: — Çok doğru yazılmış! ; Üçüncü sayfayı bitirince Fi Up, düşünceye daldı, O, tahsli ve bu arada, her nedense, Fran. sızları düşünmek Istivordu. Bası göğsüne düştü, dirsekleri dirler! ne dayandı, Gözleri kısıldı, maş gibi konasuyormun! — Tanrı o meşum adamın yüzünü bana güstermesin., » Temuçinin içinde gittikçe derinie yen bir şüphe, vanda... Acaba bu Japon cellâdi kimdi? Şanghayda - gerçekten . böyle bi. #i var mrydı? Yoksa ba şaylayı şehir içinde yer, toşen ve değişik kıyafetlerle o gezen Rus casusları mı çıkarıyordu ? Temuçin bunu anlayamadığı için çok üzülnyerdn. ŞANGHAY LİMANINDA BİR YANGIN Temuçin sahile indiği sırada iman, da bir yelken gemisi ateşler | içinde yanıyordu, Kaydıçılardan biriz yazanı iv İSKENDER F SERTELLİ — Bu yanan gemi Japonlara aitti, Iowlar onu yaktılar. Doylnee Temuçlü hayrete düştü: diyopsin.. o gemiyi Huslar ir yaktı? Kayıkpı alayer bir bakışla güldü; — Kurlar yaktı yâ, Yokan sen de Rusların sneni misun? — Hayır, Ben Mongulyalıyım. Rus Marla bir ilişitim yol. Şu yanın ge siye çok ücıdan, Ka yiker, “Termeçinin acıdığını gö cübce yumuşadı? — Yarık elin şa gemiye ve içinde, iler. — içindekilere mi dedin? — Öyle ya, yedi çemisi içinde, Onlar da yanıyor. — Neden kurtarmağa gitmiyorlar? — İçindeki çemleiler — gemilerle yanmak itemler. Zaten onlar dal - mabüyle yapırlar, On yıl önce de ben bu manda gune böyle bir Japon ge. işinin yandığma şalhi © olmuştum. O zaman geminin içinde kırk kişeden fazla üehizel vardı, Hepsi birden yan dr git — Tuhaf şey ama, o bu yeikonlide varmış meşhur #apon cellâdı ba gerinim İ. gindeymiş. Temuçin içinden gülmeğe başladı: — Japon cellâdı Şanghayda bir iş görmeğe gelmişse, şimdi kendisinin çük omin bir yerde saklandığı mw - hakkaktır. — Ne 0? san Japon cellâğının yim. di bu gemide yandığından emin de. gi misin? — Mayır, Buna bir gocuk bile inan- maz. Eğer onu öldürmek İçin yaktı. Tarsa bu gemiyi, çek yazılc oldu, Kayıkçı düşünceye daldı: — Doğra söylüyorsun! Japan cet , War ne kadar budala olsa, o kendini bu nteşten kurtarmasını elbette bi » fir. Çünkü onun bir vazifesi vardır. — Celihdım büraya niçin geldiğini biliyor rusun” — Yüzünü yörüeir.. kendisile ko. suşmadım, Daydtklarım © dedikodu. dan ibaret. Bu Wflara inanmak JA - sırasa, diyorlar ki, öapon celihdı Şan yecekmiş, — Ben buna inanmıyorum. Ba şa. yiayı Rus casusları uydurmuş Olen gerek. — Ne diyorsun. bana da mı İnam miyorsun? Halbuki, kaç gündür, her aabâh bir Ras cesedi o bulunuyor ve şehirde bu cinayeti yapanlar ele gec. miyor. — Katiller ele geçmiyor diye Ja. ponlardan m şüple © etmeliyie? Bu cinayetleri Japonlardan başka Icime yoktu, ve sökaklardn hep Fran - sızlar ve Fransizlar dolaşıyordu. Arabasile su taşıyan saka bile mütalâa yürütüyordu: “İtiraf e derim ki bu iklimden hiç memnun değilim, dereceye bakmak isti - yorum”, Kendisinin elinde de ke. İm bir kitap vardı. Filip ona oövap verdi: — Şu halde takvime bak ve oku. Aşçı kadm budala ama o da ârfane konuşmalara karışıyor ve kendi fikrini söylüyor, Filip, yeni gelen kiracıları yazdırmak için karakola gidivor ve ne garip bu soğuk yerde bile yalnız akılı geyler konuşuluyor ve bütün mas! salarda kitaplar odürüyor, İşte birisi uşak Mişkaya yaklaşıyor. bağırıyor: Filip, gök gürültüsünü andıran bir sesin: — Nöbette uyuyorsun ha? de diğini işitiyor, Uyuyorsun, hödük havvan? , Filip yerinden fırladı ve gözle rini uğusturdu, karşısında komi. ser muavini duruyordu. — Ha? uvuvorsum öyle mi? Se ni cezalandırayım da gör mende: bur! Nöbette uyumak ne demek olduğunu ben sana gösteririm hödük “herif!. İki sant sonra kapıcıyı karako; la çağırdılar, Daha sonra O, Ges ve mutfağı reldi Burada, onun nasihatlerini dinliyenlerin höps' masanm etrafinda oturmuşlar. bir kitabı - heceliyirek Okuyan dinliyorlardı. somurtkan (o kıpkırmız! Mişkaya yaklaştı kitaba vurdu ve Miskayı £n) kullanmasmı bilenler vardır, Kayıkçı başını sallıyarak küreğini çekti ve sahilden ayrıldı. Temuçin uzaktan yelkenlinin ya - diyordu. Bir buçuk saat içinde yelken gemi, si Kul oldu., ve suyun tstinde bir tek insan tesedi görünmedi, Ya gemi boştu. yahut, kayıkçının — O me?! Bektay amca, fakat 0 wun burada me işi var? Temoçin birdenbire yangın #rr. 'kuk etti, Gemiyi yakan Bektay olsu gerek. Fakat, Japon yelkenlisi yazmakla, Japon cellâdı da yanmış mıydı ae çizlendi, ; Bektay kuyıktan çıkar çıkım 30 ve doğra koşmağn başladı,