k 5 Ve | ialati İk a Yetimin 105 sayılı EYE e AT: Küğat tor Mg e are blabire sa, uk Veya düt çu 8, Dortinmt çi iy b Rİ sertleşen Uyg a, “EDER slam) ve. edilmiştir. Bu ti Sidem itibaren demin Ağar kara Mağ ta ağ " İbimadez, aşa, YİMŞ arala tar Mİ #sle haddi bir ” hi Sa sösleceik La turta veya çu vw m EN “An fn a a A yaş K köordinasyon tay" ki, Arm birinet ç Üçer Lira ten A çimento için iy Ni kendi hesap > SiMeLn atan tüe pimli a mar yz A mn YAA Sek av ie ya eca fabrika, leşi © Parmak tor. verecek veya pa, İkdirde des , fi i Teini mer 10 yaşı a ere Heza iyi İla yariman İlla bi profesörlerinden 1 128 —İ Bazı simema filmleri ve büküssa İ gündelik hayatımızın cani bir cep. sadakat ve Samimiyetle perdeye aksettireleri bir ahlâk kitabı kadar istfadeli ve tesir ©. dicidir, Bahusus bu film maruf bir romancmın muvaffak olmuş bir e- #erindon alınmış ve duygulu sa - | natkârlar tarafından da temsil e“ dilmişse didaktik kıymeli büsbü. tün artar ve İnsani mevzuu clra. fında düşündürür, İşte hana da bu günkü musahabemi yazdıran böy, le terbiyevi ve ahlâki bir filmdir i “Garp cephesinde sükünet var. dir,, meşhur romanının muberri, ri Erieh Marla Repiargue'in “ urkadaş"eserini üç sene evvel tefri ka olarak neşredildiği Marianne mecmuğsmda okumaya baalamış ve bir türlü tamamlıyamamasşim.Ha! bukl bu aksam bu güzel ve hissi ro j mam uzak Erzurum şehrin'n kon- forsuz ufacık sinemusında Söyfre. | derken çok duba fazla alâkalan din ve petrol lambalı odama dö İ nünce de derhs! (Dostluk) mev - zuu için kalemime . sarıldım, Bu film çok çetin bayat şartları al. | tında bir otomobili müşterek ola. İ rak işleten ve möbelic çalışan üç | genç arkadaşın çok zengin sahne. | | hayatlarını musavvetdir, Arala rmda kadın aşkından maada her £6y müşterektir; bütün mabrum!? vetler ve şatrraplar paylasılmak - ta, birinin ssadeti için d- Zor ikisi canla başla çalışmakta dır, İçlerinden biri bu müşterek hayat ve mücadelenin kurbanı o- larak bir kurşunin öldüğü gün di. ğer ikisinin kar yağısı altında ta» ze cesedini tabiatin gadrinden kıs. kanırsasma uzun müddet ötomo biler: Kinde gezdirmeleri görüle, cek wivi bir“ manzareder “Dah #onra dn hayattakalan iki dost | srasında ayni küvvetii bağ baki. dir ve biri çıldırasıya sevdiği has, i (a karısının devamlı (o tedavileri, sanatorvom masraflarmın tazyiki HABER — Aksam postası EE Ahlâki cepheden arkadaşlık ve dostluk» İzzet Apak'ın Yüksek Ruhuna altmdan kalkamamak mstırabile kıvranırken bekâr arkadası bunu temin etmek için sağa sola koç - makta ve nihayet yegine #ervet- leri olan emektar otomobillerini dahi çaktırmadan satarak masraf De.R. Adasal İ ameliyat parasını tam zamanın. da müesseseye verebilmektedir, Bu acıklı ve güzel hikâye saf. aaları itibariyle bu (okadar basit değildir; bastan basa hakiki aşk, itimat, diğerb'ni, nefis feragati ve aaltâ dost sandeti için ülüm gibi beşeri hisler ve tezahürleriç dolu dur, Romeo ile Juliete, Ladam O Kamelya, Manon Lesoaut, Car . men gibi kuvvetli cinsi ask ve f& dakârlıklarını, Şehvet kurbanı ve ya Meçhul Kadın gibi evlit sevgi. si ve hasretini bize duyuran ro . lar ve filmler pek çoktur; fne kat wispeten nadir olmakla bera. ber bazan ebeveyn Sevgisinin de ievikinde fedakârik ve kahraman bk misalleriyle tecelli eden haki. ki dostluk hakkmdaki romanlar <ok daha az ve hattâ mahduttur: ancak birşok romanlamm mevzii sahnelerinde bazı dostluk teza - hürler'ine de şahit oluyoruz. Dostluk, arkadslıktan çok daha devin bir duygudur, Fransızcada tamaraderie o kelimesi ilç İfade ettiğimiz (arkudaşlık) ile nmitiğ nin delâet ettiği dostluk arasında derece ve keyfiyet farki çok bü, vüktür. Dostlukta derin ve esaslı: bir ruh kaynaşması, bir nevi Bsk ve hissi bağlıl'k mevcuttur; hal - buki arkadaştıktan otesadüfi ve muvakkat bir zarwretin çabuk çö, zülebilen- bir rabıtası mevzubahs” ter. Yol arkadaşı, mektep arkada. st, bölük arkadaşı, klüp arkadaşı, hapisbane veya fabrika arkadası bunlar arasındadır. Arkadaşlık tabil ve lüzumlu bir histir, fakst ekseriya sathi ve uçardır ve zamana ve mubile tâ. idir Ayni smıfın, ayni bürosun, ayni atölyenin, ayni spor takımı. nm, ve âyni zırhlımın unsurları aşağı yukarı arkadaştır. Bu tor- tuluk hayatmı bazı müşterek İt. yatlar, hatıralar, mütckabil vaz” feler ve yardımlar yaratır; lâkin bütün bu gartlerm kalkmasile de bu arkadaşlık zail olur, Maama. fih bütün bir hayat müddetince kendileriyle arkadaş (kaldığımız, mokakta görünce selâmlayıp cigt- ra ikram ettiğimiz birçok arka - daşlar vardır, Bir sınıf arkadaşım. x, bir seyahat yoldaşımıza rasla. | vinir, müşterek yemek srzusunu izhar ederiz, Bu alfka ve muhste bet nlhayet bir müddet içindir; belki bir daha bir ömür müdde « tince böyle bir arkadaşı görmez ve fevkalâdeden bir zaruret his - sedilmeyince de hatırlamayız. Mos smafih dostluğun başlangıcında da çok defa sathi bir urzndaşlık mevcuttur, İnsan muhtelif geratte la arkadaş olur, Uzun tron ve Vee pür yolculuklarında konuştuğu - muz insanlar arasında, müşterek bir ordugülh hayatında, ayni (A - bil felâket muvacehesinde basi ahbaplar ve arkadaşlar (ediniriz. İşte bunlar içinde hir fl tanesi hakiki dostumuz olur ve ona b » çokları arkadaş olarak hayatımı? işgal eder ve ancak birkaçı ve bek ki d6 bir ikisi dostluğumuzun dar çevresi İğinde kalır, Hayat arks- daşlığı çok defa sınıf arkadaşlığı. nm kat kut fevkindedir. () Bu tahlil iki mnsahabeden ibarettir, pozitolar, torbaların geri gönderilme" isrine kağar nyren muhafaza edile cektir. Sevkiyat iki veya üç numaralı jUt İ veya pamuk toriela'ir yapıldığı tak, | dirde, 6 Niranın 8 lira deporite ola. rak muhafaza edilecek ve bakiye 3 1 rası, tornuların geri gönderilmeleri böklenmeden derhal inde edilecektir, 4 « 1 ve 2 numaralı jüt veya pa mük torbalardan iade oluranların İsti, #e'den müteseliit açıimajırı, delinme leri, fabrikalarc şayan; kabul görü lecek ve depozitoları aysen iade eği lecedir, Ancak, tekrar istinni edil müissenz şeride yıvimi veya başka rnzsada kullanılma neticesinde gi. mento imlâsına tamaten, gayri galib bir vaziyete gelmiş ota torbaların dön pozitoları iade edilmiyecek ve bu ka bil torbalar getirenlere geri verilecek - tir. 7 — Geri güpderilen 3 numaralı Jüt veyn parauk torbalar, ker me ünlde 0. .urlarsa olsunlar, katy! edilerek de pozitoları tamase:, ja/e edilecektir # — Eğhas ve kusun önilemseselere eveeli A, MENGHAN Ceviren: H. D. Papu - Dumaradan getiriyorsunuz” dedi, Hırıstiyan olan yerli reis bu ta” birle de krıstiyanlarır en büyüğü olarak tanıdığı papay! kasdediyor” da, Stirling tekrar başmı salladı: — Hayır! Reis daha ziyade hayret etti. Acı ao gülerek: — Siz bana Habeşistinım krallar krallığı müjdesini getiriyorsunuz! Pekâlâ!, Fakat biliyorsunuz ki be yaz fareler Omulga nehrine kadar hef tarafa saldılar!,. Yerli reis (beyaz fareler) sözü ile de İtalyanları kasdediyordu. Sonra birdenbire müthiş Bir kin le hiddetlenerek buruşüklar için deki yüzünü havlar gibi salryarak bağırdı: — Bum bum!,. Öldürüyorlar?. dndi Ciaeleri snhirlari hastvoriar! gönderilen çimentoya alı jüt veya pe- muk torbalar, sevk mahalleri: A — İstanbul ve Kocuel! vilâyetleri dahitinde bulunduğu takdirde azami bir buçuk ay; B — Samsun, Amasya Çorum, Ar kara, Niğde ve Sayhacı viâyetlerile bu vilâystlerin garbinde bulunan İstan, bul ve Kocaeli hariç) diğer bölün vi. tâyetler dahilinde bulunduğu takdirde, Azami üç ay; C — (B) Hkrasında igimleri yazılı rüâyetlerin şarkında bilunan diğer sütün vilâyetler dahilinde bulunduğu IU Sene Evvei Bugün emr 3 a nen mm 91 BYLÜL 189i PAZARTESİ Tietiçin — Japan kuvvetleri Muk,) den ve Nevshnayı işgai etmişlerdir. İd Mala) arasındaki Gemiryolu müs nakalâtı kesilmiştir. Japonler bü yük bir mukavemete maraz kalma - dan-bü şehre girmişlerdir. Hi Yansın bombaları serpiyor lar?,, Evler tutuşuyor!., Çocuklar küğarken sokak köşelerinden mit- ralyözlerie bum bum!,. öldürtiyor lar!... Yerli reise ağzı köpürerek hay- kiriyor, sankı çocukları mitralyöz” lerle nasıl öldürdüklerini tarif edir yordu, Sonra Stirliriğin güneslerde çat” İamış çamurdan bir heykel gibi duran Yütüne kin parlıyan gözler İs ve açılıp kapanan burun delikle rile baktı: ——- Yaksa «iz İtaiyan misin? Diye sordu, Stirling tekrar basını salladı. Tekrar» — Hayır, Dedi, Yerli reis; — Hat. Onlar yalnız Homarıya gelemediler!,.. Gelemezler!... Homaru bu dağlı Habeşlilerin oturdukları arazinin ismiydi, Yerli rels sonra başını Ümitsiz bir tavırla salladı; — Onun için, dedi, bu beyaz fa“ releri temizlemeden Haboş tahtmı nastl alirım?.. O vakit Stirling reisin Ümitaire takdirde Azami altı ay zarfında fâbri kalara lade edileceklerdir. Siparişler resmi daireler veya bu daireler müteahhitleri tarafından ve rimişlerse, yukasıki fıkrajarda yazın maddeler yüzde «li nisbetinde uzatıla,, bilirler. 9 — Sevkiyat, kâğıt tarbalarin ye pildığı takdirde, fabrika veya tacirler hiç bir suretle depozito talep elmiye- €ekleri gibi bu mecvi sevkiyata ait si“ parişler için daha evvel verilmiş de. pozitolar varan bunlar da iade ediler ceklerdir. 10 — Fabrikalara gönderilen depo” zito ücretleri tüccar tarâlından syaca müşterilerinden de taley olunabilir. Ba depositoların iadesinde de, fabrikalar tarafından alınan depor'toların iade lerine sit hükümler tatbik giunur, 11 — Jüt veya pamuk torbaların fabrikalara inde ücretleri ve verilen depoziloların fnizleri gibi ayrıca bir masraf, üçüncü madde mucibince, Şi. #nevto badellerine ilâve eğitecek nakl ve mağza ve depo masrsflarına vi. ve edilemez. Dedi, İngiliz sözü reisi âdeta sarsl: — Nasıl? İngiliz mi?,, Çok Ali! Çok âaât,, Dedi, Pakal yerli reis bunuda sahte bir memnuniyetle söylüyordu. Stirling rejsin hakikatte pek memnun olmadığını farketmişti. Nitekim ihtiyar Habeş reis bir müddet sustuktan sonra başını mitsiz Ümitsiz salladı: , — Galiba yukari dövüşüyor sunuz?.. dedi (Yukarı sözü ile Mr sır kastediyordu). Yeri; rels bu sözl o kadar mani dar söylemişti ki Stirling âdeta sarardı, Reisin ba senlinden İngilizlerin dar çeklidiklerinden haberdar br lunduğunu, bundan dolayı da İng lizlerin pek ümitvar olmadığı sarih surette susan İngiliz zahitlerinin yüzlerine kederli nasarlar fırlattıktan sonra yerinde döğruldü. Doksanlık Habeş reisine: | | DÜMTEK ve YALEL.. Musiki sanatkârları imti. hana tabi tutuluyor; imtihan heyeti, her sanatkârın tem - posuna bakıyor Bunda, insa- na garip görünen bir şey ol. madığı halde, imtihanı tes - bit eden resimlere bakınca irkilmemek kabil olmıyor. Bir kadının masa üzerine el. lerini vurduğunu görünce ku. laklarımızda “düm teka tek. teh,ler çınlıyor o arkasındı da “Yalel..,lerin sökünü, bekliyoruz.. Yar ve ağyar ü. zerinde ya lel'lerden başka bir şeyle uğraşmadığımız te. sirini uyandırmasa, resimle. rin seyri bir hayl: zevkli.. BIR UCUBE Rumanyada, bir kadının iki başlı, dört elli ve dört a- yaklı bir çocuk doğurduğu, çocuğun bir saat yaşadıktan sonra öldüğü bildiriliyor. Ga zete bu havadise “Bir ucube,, başlığını koymuş. Fakat iki başlı, dört elli, dört ayaklılığına bakarak bu nu Siyamlı kardeşlerin bir başka örneği telâkki etmek mümkün iken buna ucube denilmesine pek akıl erdire- medik. Yerine ve zamanına bakarak böyle bir çocuğun doğuşundan çok doğmaması aciyp olmaz mıydı? R. TECESSUSLER m — — mi Kuşlara şarkı öğreten Bir çok kimseler, kanarya gi. bi güzel sesli kuşların, dünyaya ötmeği bilerek gediklerine ina- nırlar, Fakat kanarya kuşları üzerin. de ihtisas sahibi kimselerin dü. şüncelerine göre, bu kanaat yan- uıştar, 'Tipkı operalardaki primadon. nalar gibi kanaryalar da büyük istidat sahibidirler, Fakat oüğretilmek yüselebilirler Eğer kanarvanın mükemmel bir şarkicı olmas'nı, yahut ötmesini istersek, ona, nasıl ğ suretiyle öğretmeliyiz, Fakat bunun için azami derecede sabretmek lâ. zmdır. Macaristan Budapeşte şet rinde Fodor isimli bir mütehas. , s8 kuşcu, bu sahada mucizeye yakım muvaffakıyetler elde et. miştir, Fodör bütün dünyaca tanm. mış bir kanarya mütehaesisi ol makla kalmıyor, aynı zamanda kuşların hayatımı anlar bir adani ölarak da şöhret kazanmıştır, Bu mevgi üzerinde bir çok kitaplar iştir, Hele son zamanlar. da, kanaryaları makamla öttür. mek mevzuu etrafında çıkardığı bir kitap, bir çok Jisanlara ter cüme edilmiş ve beş hafta içinde kitaptan on #ekiz bir nüsha sa. tılmıştır, ğ “ Fodorun kendisi, bir çok cins lerden sürü ile kuş beslemekte- dir, Onları ilmi bir bakımdan tetkik etmekte ve en güzel sesle ve makamla öten bir kuş yetiş. tirmek Üzere bütün mevcudiyeti ile çalışmaktadır. Bu kuşlar arasında, kücük bir vardır ki, ona, 'musiki heyeti lideri" adını vermiştir. Bu küçük kuş. yizlerce sene içinde bir tane yetişen harikuli, de bir istidada maliktir, Kendi- sine, meşhur İtalyan mugannisi Karuzodün kinaye olarak “ka. naryaların karuzm” su dahi de. nilmektedir. — Ras Omaru! dedi. Biz yukas rada Misıra çekildik.. Bu doğrudur! Fakat hazırlığımız olmadığı için!.. Biliyorsunuz ki ansıın harbe gir dik! Hiç hazırlık yapmamıştık?! Mısra kadar çekildik, hem hazr bığımızı yapmak için, hem de İtal yanların harp şekillerini iyice an- lamak için!,, Stirling sonra iki eliyle karşıda görünen dağların üzerinde bir da'- ve çevirdi: — Şimdi çok hazırlandık !,, deği, Her tarafta hirden hareket ode ceğiz!... Yeli reis sordu: — Her tarafta? — Evet!,. Yani Mısirda, Soma ide ve burada sizin Habeşistanda! Yerli rela bu Sizlere emnun oi muştu, Ağzma kokülu bir fıstık atarak emmiye başladı, Düşürü yordu. Stirling, İtalyanların ölesiye düş manı olan bu ihtiyar Habeş cengi. verinin oburüşuktan ogörünmiyen yüzünü belli etmede son derece dik katle tetkik ediyordu, İhtiyar Habeşlinin yüzündö pen” be güplkelerin kımıldanmakta oldu” ğunn sezdi. (Devam var) makine Bu küçük kanarya üzerinde Fodorun yaptığı tetkikler tam üç sene sürmüştür, Fodor bilhassa kanaryanın &- tüşünü tetkik etmiş, Neticede O güzel şarkımın bir notasını çıkar. mıştır. Bu nota, insanlar tarafından okunabilir ve anlaşılabilir bir surette tesbit edilmişti, Fodor' şarkiyr makinelerle tekrar etmeyi düşünmüştü. Da ha, doğrusu kuşlara ölmeği öğ- reten bir makine ortaya koymak istemiştir. Esas itibariyle kuşların ötü. günü tekemmül ettirmek için, Bir nevi makine mevcuttur; Nete kim Fodor bu makinelerden bi- gelirtmiş, Lâkin, getirttiği makine ihtiyaca kâf izel ig. tir. Fodor o makineye daha bir gok şeyler ilâve ödetek tamâmen —. maksadına uyar bir eşkil i, k Bir takım gümüş borular ilâve etmiştir. Bu boruların içerisine döşediği gayet hassas bir taba. ka, içerisinden geçen seslere ha- kıki bir kanarya sesi ihtizazı te min etmiştir. Födor, bu işi sistemli bir ders gösterme haline sokmuştur, O- nun için mektebinde kuşların ders alışını seyretmek bayret ve zevk verici bir şeydir. Öğretmen, yani küçük meşhur kanaryanın sesini aksettiren mâ kine büyük bir üstüvmöden iba. rettir. Bunun yanıbaşlarında on iki on üç tane kadar kafes asıltdir, Bu kafeslerin içerisinde istidat. Ni talebeler bulunmaktadır. Derken, öğretmen, yani maki- ne faaliyete başlar... Ve o bü. yük üstüvane içinde dünyanm en güzel kuş seslerinden biri dalga dalga akseder. Etraftaki kuşlar, evvelâ bu mükemmel şarkıyı dinlerler, As deti mucize nevinden olan bu #esin büyüsü ile büyülenmiş bir hale girmişlerdir. Derken, önce biri, sonra diğeri, makine öğret- menin ardından ötmeğe koyu- turlar, z Ama ne ötüş, , Çağlayan gibi şakır mübarekler!, Bir hafta sonra, bu kuşların, profesörlerinkine benzeyen bir çalımla ötmeğe savaştıklarını farkedersiniz, k Bir kaç hafta veya bir kac ax sonra da tamamen, makinedeki ses çibi ötmeğe (başladıklarını görürsünüz. Bu suretle, “mükemmel Kü narya şarkıs:" nı öğrenmiş bulu- Burlar, “Tıpkı, güze! sese malik bir insanım, san hocası önünds metödlu şarkı söylemeği öğren. diği ghbi... Macar mütebassısı Fodor, ba- zı kuşların, kendilerini yen adnmın ismini bile çağırmayı öğ” renebilecelderini söyl r, Meselâ Tibi isimli bir çocuk da'ma yem verdiği kanarya kuş” ları tarafından tanınmış ve her içeri girdiği zaman, Onun adı, “devamlı bir talim neticesinde » kaharya tarafından hep bir ağızdan çağırılmağa başlan. Foğor kitabında diyor ki: “ - Bunda, hayret edilecek bir ıktur, Kanaryalara, Zİ #9 İLüiten sabiteyi gevirini kl iLAŞ vk SAK ler si 2 la EZ br e ME e e AMME ZE Mya e e MN 2 a hi e