b sl elik 5 a Nes Büy 21 Yazan: | yk onu konuştura. L./ yakalamak ister. Ea ağ hiç bir şey. Höm Ktimsayı Canip beyden Miğina iy, bir İyi, Ben eminimki; Canip Mekul ve dürüst bir li böyle olmasaydı bi. i edilen bir arkadaş Al bak diye getirip ya. Maç lik iç, Yeyi biraz um, 1 çok oyalandığı, daha iği için. muhakkak ki 74 riski tahammül ve , Yelini gün geçtikçe ço- Dini “taklarına uzan. i iraz sonra derin il yiten dalmıştı. Kemal bir nn ezginliği içerisin- di an Uyuyamıyordu. ta daha iyi uyurum söndürdü. © », “© Onu daha çok dü. a Bayg evkediyordu. Ki Sç, <€ndine mırıldandı: sey. Zimandır muhayyilesini ” kuvvetin cezbesinden kurtarmağa savaşmıştı. Yen Necmiye ile meş Peki, için değil; bunu icabı sayarak daha sü. Na i Mi niçin duyduğunu N Dâir sorüyor ve Sonra kendi veriyordu: ks, Sevi; ni üç yıllık haytında * bildiği seyleri nefsinde ae Dİ insan değildi. Hayat Böçim derdi. İçerisinde kia, Bartlar, acaba ona verecek müsait frrsat. etmemiş miydi?.. İş» arkadaşlık zamanı * onun masum ztırabı. bir arkadaş gibi ha- Ye onu korumak için Sin insani bir vazife ol- Bürerek kendi kendine gi ma simdiye ka. n 9 beyle Edi e ya ük Milli Roman MAHMUT ATTİLA AYKUT nın kurtulması için kendisini ko. ruyanlardan medet uman içli ve dertli bir kızdı. Niçin dedi. Kendisine bu hissi- mi açamaz mıyım? ve diyemez miyim ki.. Yok hayır. sirasi be de zamanıdır velâ ıztırabından kurtarmalıyım. Ve orun kalbine bir kahraman gibi se meliyim.. Büyük bir sırrm anahtarıu bulmuş gibi sevindi, Refik beyi kaçırmak ve kurtarmak için ye ni bir mücadeleye girişmeğe ke- rar verdi. Kendisine Ner işte muzahir olan Rüştü babaya yâ- rm bu fikrini açacıktı. Filvaki Refik £ kaçırılması için ap. kadaşları çalışıyorlardı. Fekat o, bu işi doğrudan doğruya ken. di üzerine almağı teklif edecekti. Bunun şimdi ne Bu veni buluşu karşısında uyku- | Kalktı Jâm. su büsbütün kaçtı bayı yaktı. OEtra kendisi meşgul edecek. okuyacak bir seyler aradı. Eline e günkü gazeierden bir kaç mısha geçti. Bir zaman onları okudu. Ya. vas yavaş vücuduna bir uyuşuk. luk çöktü. Gazeteleri elinden alarak vatağına uzanı'. — Kemal bey biraz sizinle konuşmak istiyorum. — Sizi dinlemeğe her zaman VU ri, m ması ve bilhassa Canip beyden gizli batulması lâzımdır. — Nasıl emrederseniz.. an söylüyor. Eyi R Sizi mütessir ve sinirli gö- rüyorum. Onu ev.| eğe lâyık olarak gir- | Necmiye ağlamamak için vot- kumuyor ve dudaklarını Wir yordu. vi — Evet cidden müteessirim. Benden hakikat niçin gizli b» ; vo ama öğrenilmiş kati bir şey yok ki. Ve derhal ilâve etti p — Söz veriyorum Necmiye hanım, Size iki gün zarfında en kat'i haberi bizzat getireceğim. (Devams var) Saraya gelince: — Artık ikimiz de bir kub , diyordu, nasıl olsa biribirimizi görürüz. Rüstem o gece, padişahı karşılayan ve kendisile uzun boylu görüşen Hüsrev Beyi buldu. Hüsrev, Rüstemi görünce ğul! Biz seni öldü sanıyor - duk. ? Dedi. Rüstem kısaca ba - şından geçenleri anlattı: — Acı patlıcanı kırağı vurur mu? dedi. İşte, ölüm değirmeninden kurtulup gel. dim. Hüsrev padişahın saraym- da yatıp kalkardı. . Rüstemi odasına götürdü, ona şerbek ikram etti, Rüstemin bakış - larından kinini sezer gibi ol- du: - Neden hiddetlisin, o- | Elaman pa gün evvel (Dünkü nüshadan devam) Cesaretini ve kocasını kurtar mak ümidini hâlâ kaybetmemiş olan genç kâdın, bunlardan şin | dilik ancak ikincisini düşünüyor. f du: Kocasını İki gün serbestçe gö. rebileoekti, Bu sevinç güneşi karşısında idamın korkunç kâ. busu dağılıp kayboluyor. genç kadımm gözleri yalnız kocasını görüyordu. Ledi Mithsdale iki gün kocasi. nı serbestçe ( görebileceğini dü. şünürken aklına bir fikir geldi: Aşk ve macera hissinin bir kadmın zihninde doğurabileceği en mükemmel fikirlerden biri... Ledi kocasını nasıl kurtardığı. nı hatıralarında şöyle anlatıyor: “Düşündüğüm plânı arkadaş. larımdan birine açtığım zaman acı acı gülerek; “— Zavallı, deği. Kocanı, ida- mından evvel, hiç olmazsa İki gün göreceğin yerde, bu suretle ancak bir gün görmüş olacak. gın... “O, benim bu plânmmda mu. vaffak olacağımı zannetmiyor. vet, bu plânma göre, ko- dam edileceği günden ancak bir gün evvel görmem li. zmngeliyordu.. Eğer bu teşebbü. sümde muvaffak olmıyacak ©. İirsam, om son bir defa yalnız | © gün görecektim. “Fakat muvaffak olacağımdan o kadar emindim ki! “Arkadaşımı ikna oetim. “Plânımı beraber tatbik etmeğe razı oldu ve kendisinden istedi. gim üçüncü bir arkadaşı da buldu. “İdam gününden iki gün evvel hapishaneye tek başıma girdim. Kapıdaki nöbetçiler nereye git. tiğimi sore Kocamdan ha. ber sormak için geldiğimi, fakat görmek istemediğimi söyledim. İyi olduğunu söylediler ve hep. sine bol bol bahşiş vererek ay. rüdum, “Ertesi gün, arkadaşlarımdan birini ihtiyar bir kadın kıyafeti. ne soktum. Diğerine bir hizmetçi elbisesi giydirdim, İhtiyar kadın kıyafetine soktuğum arkadaşı. mm. şişman görünmesi için, ü. zerine İki kat elbise giydirdim. “Beraber gittik. Hepsinin ö. münde arabadan indik. Gardi. yanlar beni tanrmışlardı. Bir gün evvel kendilerine bol bahşiş veren bu Ledi'yi karşılamakta kusur etmediler: Hepsi hürmetle iğildi ve ben de kendilerine yine Yazan: -74 ğul? Böyle bir şenlik gecesi, senin gibi bir yiğite asık su- ratlılık hiç de yaraşmıyor.. Rüstem içini dökmek fır - satını buldu: — Derdim büyüktür, Hüs rev dayı! Benim derdimi sen de bilirsin! Padişah, beni öl. dü zannederek, mişanlımı Niğboludan alıp Edirneye göndermiş. Hüsrev Bey gibi davrandı: — Padişah, ben Edirneye gelirken sekiz on tane esir Macar kadınını bana teslim etmişti. Yoksa senin nişan - bilmiyormuş hikâyeci | “Bu vaziyette, nöbetçilerden | hiç birinin aklına içeri fena bir | fikirle girdiğimiz gelemezdi. Çün i kü eğer kocamı kaçırmak iste. seydim bir gün evvel geldiğim zaman buna teşebbüs eder, veya kendisiyle görüşür, bugün için kendisinin tedbir almasını söy. lerdim. “Bundan başka, o günkü ziya. retimizic baş kahraman rolün. de “ihtiyar kadın” bulunuyordu. Arkadaşım, mahkümun annesi imiş gibi, müteessir bir halde ilerliyor ve ben koluna girerek kendisini sürükleyordum. “Hiz. metçi” miz de arkamızdan geli. yordu. “İçeri girerken. bizimle be. raber. mahpusları ziyarete 48 len başka bir kadın kafilesi da. ha avrdı, Ben arabadan, bun. larla birleşecek şekilde inmeyi etrcih etmiştim. Bu suretle, nö. betçiler, içeri girerken bizim kaç kişi olduğumuzu da farketmedi. ler. “Kocam ertesi gün idam edile. ceği için, ziyareti serbest olar mahkümlardandı ve hücresi karsı açik olduktan mâda, o ta. rafta hiç bir nöbetçi de yoktu. “İçeri evvelâ ben girdim, Ko cam beni görünce birdenbire ba. yılacak gibi oldu. Çünkü, şim. diye kadar benden bir haber ala. maymea belki de mektubunun elime değmediğini düşünerek ge- leceğimi artık her halde hiç beklemiyordu. “Urün bir — Kkucaklamadan sonra, kendisine plânımı anlat tım. Bu sırada içeriye, kapımın ö. nünde duran “ihtiyar, arkada. ım girdi. Bu arkadaşımı kocam da tanırdı. Üstündeki elbiseleri çıkardığı zaman. kocam tanı makta geikmedi. “Arkadaşımın üzerinden çık. rarak ogençleştirdiği elbiseleri derhal kocama giydirdim, Erkek elbiselerinin üzerine bunları gi yince aynr şişmanlıkta bir ihti. yar oldu. “Bundan sonra, kocamın eline bir mendil verdim ve ağlar bir vaziyette, mendili gözlerine ka- payarak, bir vaziyet almasını söyledim. Bu şekilde çıktık... “Kapıdan çıkarken, idam edil. mek Üzere olan oğlunun yanm. dan gelen bu ihtiyar kadından (0 gardiyanların hiç biri şüp. belenmedi ve kalabalıkla beraber girdiğimiz için, girerken tiç kişi, çıkarken dört kişi olduğumuzun İ farlâna varamadılar.,, ın da onların içinde miydi? — Ha şunu bileydin, Hüs- rev dayı! Martayı hatırlar - sın elbette. Hüsrev şaşkın bir tavırla Rüstemin yüzüne baktı: — Evet. Hatırladım.. Yıl. dırımın gözdesi.. Rüstem gözlerini açtı: — Ne dedin. Padişahın gözdesi mi? — Öyle ya. Ben gelirken, onu bana Ahmet Paşa öyle tanıttı: “Aman, dedi, efen - dimizin yeni gözdesi de bu kadınlar arasındadır. Ona dikkat #1” MERAKLI SEYLER İmei Büzük adamların yanıldıkları noktalar “İnsan hatasız olmaz” di. yen bir Arab darbımeseli vardır. Bilhassa istikbal mev zubahs olunca birçok hata - lar söylenir. İşte bunlardan birkaç tanesi: Leon Bolle zamanmın en meşhur otomobil yarışçısıy - dı. Bir gün otomobiline bin. di ve saatte elli kilometre gibi o zaman pek müthiş sa. yılan bir süratle saatlerce dolaştı. Otomobilden indiği vakıt ağır bir tavırla: “Kim. seye, otomobilde bu kadar hızlı gismelerini tavsiye et. | mem, Sürat elli kilometreyi aşmca insanlar muhakkak boğularak ölürler. Leon Bolle bu sözleri söv- lemekte mazurdur: Zira ay-- nı tarihlerde toplanan bir tıp kongresi saatte 80 kilomet - reyi gecen bir süratle yürü - yen nakil vasıtalarında se - vahat eden yo! muhak kak kalb sektesinden ölecek lerini bir fen hakikati olarak kabul ve ilân etmiştir. Şimendiferin ilk icadı za- manında birçok büyük adam lar simendifer aleyhinde bu. Is muşlardır. Şimendiferin yalancı çıkardığı büyük a - damlar arasında meşhur Ti- amaaa a desihin (kuvvetiyle (günlerce maddi ve manevi müşkülâta bir plân kurarak ,kocasını idam edileceği günden bir gün evvel kurtarmıştı... Onu idam edilme. den evvel göreceği iki günden "birini fede.stmim fakat, buna mukabil, kuce (o vayatınm mü. tebaki günin .,.» tamamiyle kazanmıştı... Ledi Mithsdale ile kocasi, Londrada o gün gizli yaşamış. lar ve ertesi gün, yine gizli bir şekilde İskocyaya giderek, Sn. tolarında yaşamıya başlamışlar. dı. Uzun süren bir kıştan sonra, aylaren (yerleri kaplıyan kar kalkmış, o zaman, İngiltereyi kasıp kavuran tedhis de birden. bire yerini sakin bir hayata ter- ketmişti. Ş Ledi, kocasının (kendisini Londraya çağırması üzerine, 1s. koçyadan (ayrılırken bahgr'e. toprağın altma gömdüğü ve kö. casmın itham edilmesine yara. yacak kâğıtları, bir ilkbahar ge | cesi, kendisi bahçivanlarından birine ışık tutarak, çıkartmıştı. Bu kâğrtlar da, onun gibi, hiç bozulmadan, kocasını beklemiş. | lerdi... (SON) — Halbuki, Niğboluda Do ğan Bey bana: “Marta, pa. dişahın harimine girmedi.” demişti. Nasıl olur da onun gözdeleri sırasına geçer?. — Aman oğul! Yolda ge. lirken, Marta hep padişah . tan ve onun iltifatlarından, ihsanlarından bahsediyor - du. Gözdeler sırasına geç » memiş olsa, bunları yeni bir esirenin cesaretle söyleme - sine imkân var mıdır? Rüstem bu sözlere mıyor: “— Sen yalan söylüyor- sun!” Diye bağırmak istiyordu. Hattâ yolda küçük hisar - da konakladıkları zaman, Martanm Hüsrev Beyle baş dizinde şar inan- kılar söyledi li yüzüne vurmaktan bile çe - yer de vardır. 1834 de bir outkunda tiyatrodan bahse « den Tiyer “Bir şeyden kork- mayınız baylar, demişti. Çok gürültü yapan bu şimendi - ferler çocuk oyuncağından başka bir şey değildir. Bun - lar istikbalde çocukları bay» ram günleri Paristen Sen Klo ve Versaya götüren ara- baların yerini tutabilirler. bn hiçbir şeye yaramaz - ar.” Franklen ve paraşülçüler Düşman hatları arkasma para, Sütcü kuvvetler indirmek bugünkü modern siratejide gok mühim bir rol oynamaktadır, Birçok kimseler bu fikri Al - manlara veya Sovyetler» malet , mektedirler, Fakat düşman hat , larına paraşlişl İndirmek fikri bazünün mahsulü değildir. Balonu feat eden Montgolfle Biraderler İlk tecrübelerini ya - Darlarkeön Bevjamen Pranklen bir dostuna şöyle yazıyordu: “Bu icadm bir faydası da belki bükümdarlara harbin çilek ol. duğunu atlatmak olacaktır Çünkü bundan sonra artlarında, #n kud. retiileri bile memleketlerini mü , dalsa cdemiyeceklerdir. Çünkü bulutlar arasından tam techizat ile inecek olan düşman kuvvetle . rine karşi toplu olarak (hareket etmek ve bu havadan inen düş manlarm derhal ka edecekleri za rarlara karşı koyabilmek fevkalâ, de müşkül olacaktır. Patales“ ziyafeti Bugün Avrupada birçok memle. kctlerin bulamadıkları, Almanla - rm esas gıdasmı teşkil eden ve bizim kilosunu on kuruşa, nihayet en İyisin! 12 kurusa afiyetle yedi. ğimiz patatos on altıncı Lui za manm Parmentis tarafından ilk dofuolarak Framaya (getirildiği saman bü yeni sabroye karş: he- men hiç kimso büyük sefbet gös. termemiş, fakat bilâhare başta on aitmer Lui olmak üzere bütün Fransa bu yeni sebzeyi yemeğe başlamıştı. O kadar ki, 25 Ağus - esinde on altmer Lai, bir ziyafötte liste ta. mamen patates © yömeklerinden tertip edilmişti. Ziyafette tam on beş türlü patates yemeği yenil « miştir. Biz Iunlardan aneak bir kısmmm İsimlerini verebiliriz: İ. ki türlü patates çorhast, etli pa » tates, patates ezmesi (r““), zarmiş patates, patates patatesli şekerleme, aptatns bös reğİ, patatâs likörü ve ssire ve saire, Bugün böyle bir ziyafeti Fran. sada değil Almanyada bile vere » mezler, kinmişti. Rüstem derin düşü nen, uzağı gören bir gençti. Edirneye gelir gelmez Hüs - revle bozuşmak istemiyordu. O gece tatlılıkla Hüsrevin odasmdan çıktı, Şenlikler gece sabaha ka - dar devam etmişti. Rüstem, Hüsrevir bu ya - lanları karşısında, ona bir 0- yun oynamayı düşünüyordu. Maamafih, Hüsrev: “Mar ta, padişah gözdesi oldu. dedikten sonra - buna inan- mamakla beraber - sine bir şüphe girmemiş değildi. Eğer Marta Yıldırımın gözdesi olduysa, onu padişa hın elinden kurtarmak güç olacaktı. Rüstem, o gece senlik gü- rültülerinden, sabaha kadar uyuyamadı. (Devsmi var)