14 Temmuz 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

14 Temmuz 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İs ” TEMMUZ — 1841 ! Alman devlet reisi Napolyonu o mukayese Sovyet selerini amm karşılaş» or, Bu mina Napoiyonun Kusya sefe. «den refiklerimiz . lerhalde, Ah Muharip bir vaziyette İngilterenin, Almanya- umduğumuz bü ya Vinston Çörçilin relsi değildi; İngiltere İle harp halinde bu Yani bundan tam İN evvel yazılmıştı, Yal bardan bile bu eman. 1 “kle okunacağına kani MLAYYANIN buğtünkü şe te Napolyon muküyese İkisinin de hayatları 8- 155 senelik bir gersit ve vardır, O günden bu. # dünyada her şeyde N ayyaresine biniyor, Na. ense Künlerce gide. * Dir iki santte gidiyor. motörlü ordularından bir , #polyönun bütün haya - ere ettiği orduları yenebi. a polyodun elinde bulü. Yevin rakamına bir veya My, Mive edebilir. er kema yaşadığımız bu hayat olan pek az i biriymiş, Dünyamız ag sor yıldızlarla muka- Rig, Ğİ zaman ne kadar kü, Du küçük dünyanın bir Şekilmiş bir adamın, boş. Mn bürüin bu dünyalar Olmadığını kim iddin e Üsanın değeri, kemiyette v f GÜNÜN MESELELERİZZE i Hitler, Napolyonun atalarına düşecek mi Vinston Çözçil Bu makale bundan tam dört sene evvel yazılmıştır Cilssa İle ağırlık ancak çarpx . ma vukuunda bir kıymet kespe - der. Meselâ (odağdan yuvarlanan bir çığ bir köylü mahvedebilir. Fa- kat şüphesiz köyün değeri çığdan daha fazladır. : Napolyonla Hitleri mukayes6 e. derken de bunu unutmamak lâzım dir, Asrtmızı geliieeye kadar, bü. tün dünyayı idare eden büyük si, malsr bep mubaripler, filozoflar veya din kuran kimselerdir. . Her Hitler muharip olarak bu yük harpte çarpışmıştır. Felsefesi "Mein Bampf,, is mindek. eserinde ortaya Yonülmuş tur. Bu da a'hayet nihayet mağ Yüp bir milletin galiplor uykuya dalmış bulundukları bir zaman, kuvvetini (o kazanabieceğini İleri Süren bir eserdir. Serbest düşünceli bir kimse di. erinin dinini münakaşa etmez, Bugün hepimiz Büyük Fvedriğin sözünü kendimize şiar olarak al . mış bulunuyoruz “Herkes öbiir sünyayn yolundan gidecektir... Fakat, hakikat aranırsa, insan. raaımda din dalma mevcut ©. iscaktır, bususile Almanyada. -- Napolyon biğbir taman bir din tesis etmek “tememiş'ir. Yalnız ibtilâlin ifratlarından sonra Fran. sada içtimai nizamı ıslah etmiştir. Napolyon Fransaya intilâlin baş ra eserlerini bırakmıştır. “Mes - leklerin istidatlara oçik bulundu. rulması,. imtiyazm (kaldırıması, “Halk için toprak,,. Yine Napolyon, Roma katolik lik kilisesi ile yaptığı anlaşma ile, Umit yok sayılan ihtilâfara niha. yet vermiştir. kendi Zira bir gün gelecektir ki bi. tün insanlar banyo yapar gibi, çalışmaya başlamadan evvel man yetize olacaklardır, Bu manyetizma banyoları İnssn larm hem sıhhatlerini, hem Yö rTatma Ve İş görme kabiliyetlerini, er ufak bir yorgunluk hissetme» den harikulâde bir dereceye çka rabileeektir!,,, Manyetizör o casuslarm kullar. İ dıkları en feci ve en tehlikeli ahval ise kataleptik denilen üçün cü nevi usuldur. Bu usul, manyetizmadan ziyade şiddetli bir ipnotişma, Yani sun” uyku sayılabilir. Bu usulde man yetize edilen adamin vücudu şid det bir donup kalma, dimağı bir tesennüce marüz kalmakta, in. pan ölüm veya delirme tehlikesi geçirmektedir. Cususlar, bu usulü, esasen sirf cinsi maksatlar uğruna kullan. maktadırlar, Battai edilmek, faaliyetten alı. konulmak, yahut ölüm darbesi vurulmak istenlein zavallılar bu suretle manyetisma © vasıtasiyle darbeleniyorlar. Bilhassa ağızdan mühim esrar almmak istenilen zavalklar bu usulle, âdeta cebri bir surette “ataleptik uyku haline o geçirile. rek söyletilmektedir. Burada Polonya barbi esnasmda vukus gelen ve esrari bir türlü anlaşıımıyan, fakat çok yeni bir şekilde manyatizör casusluğa at- fedilen bir vakayı kaydedeceğim. Alman . Polonya harbi başladı. N a, Muharebe sahasında tarihteki bütün kumandanarın üstünde yer alır, O günlerde büyük bir muhs- rebe yapmak için ancak bir insan dehasmn muktedir olabileceği dü. şünce ve hareket kuvveti lâzmdi, Hâdiseleri ve değerleri ölçebil - mesi, ateş altında, askerleri ara- sDâ& alının Üstünde durması, e . mirlerini bizzat kendi ağsıyla ver. mesiyle kırktan fazin büyük mu - harebeyi idare ötmiştir. Her Hitlerin elinde böyle im künlar vok. Fakat buna mukabil onun elinde, iş görebileceği başka bir vasıta var, Geniş ve kontrol lü bir matbuat, radyo, bir yer - den bir yöre gayet çabuk gilmek, etrafında büyük bir kalabalık top. lamak, efkârı amumiyeyi teşkil et mek gibi imkânlara ve bunlara ilâ. veten, Napolyonun zamanında ol « mıyan telgraf, telefon gibi vasrtalar, Hitler bir muharipse, fikirlerin ordu haline konulması, cemiyetin iktısadi kaystınm tayin edilmesi Eibi şeylerin âmil olarak kullan. dığımdan bugünkü harplerin muha. ribidir, Eb nihayet onun için Almanya ve Avusturyada imparatorlar krla lar ve möneraller ricat ederken memleketini iflâstan kurtarıp Av- rupantb en başma geçirdi, dene bilir, : Hitlerin tarihteki kıymeti, tat. bik eltiği usul vö devamlı Pir sul. Da veya umumi bir felâkete se bep olmasına bağlıdır. Nâapolyonla bir safta tutulama. veni emil, vermen, #itier Onun tülü” larından bazılarını yapabilir. Vaktiyle Napolyon, neden mağ. Jüp olduğunu şu iki sebeple İzak etmişti “Avusturya hâdisesi,, yani Mari Loizle evlenmesi, ve “İspanya ya rast,,, Bilmediğimize göre Hitler du hatalardan ilkini yapmış deği'. dir, Fakat onun İspanya dahe derin. Napolyonun mağlüb olmasında. ki asıl sebepleri 4* Hitler İçin mevzubahs edilebilir. Meselâ Rus ya, Hitlerde Napolyon gibi Mow yarası İL R KIZIL KİTABI Yeranı Caştıs mekte'w neofesörlerinden veçli 4. Yöngham - TI - harplerinde büyük şöhret kazan- mış olan süvari alâylarma şok gü. venmekleydi, Filhakika o Polonys süvarileri bu şöhreti de hak et- mişlerdi, Polonyanm istiklâl! mu- harebölerinde düz Polonya arazisi üzerinde seyyar Ve müteharrik kuvvetler olarak bu süvari kıta. iarı büyük vararlıklar ve muvaf, fakıyetler göstermişlerdi, Polonya ordusu süvarisini bun. dan dolayı ebermiyetle ıslah et. miş, yeniden tensik etmişti, Alman harbinde de bu süvariler âimal cephesinde Prusyaya taar- ruza bazirlarımış bulunuyorlardı, Pilhakika harp başlar taşla - maz Polonyalı süvari kuvvetleri . nin biwlenbire şarki Prusyaya gir. dikleri ve şiddetli bir taarruz yaptıkları malümdur. Fekat bu taarruz haberinden sonra süvari kıtalarınm âk'beti hakkında hiçbir sey © söylenmedi, Bu krtalarm ne oldukları birden. bire meğhul kaldı. Hakikatte ise bu süvariler Danzig şetrindeki Polonya kuvvetleriyle muvasalayı temin edecek ve bir çevirme hare keti için kullantlacaklardı. rekl Polonya ai ri ba , Sonraki günlerde eskiden kullandı HAPBE'R — Alfişam posası e Te Vinston Çörçil kovaya bir sefer açacak mı?” Ve böyle bir maceranm sonu onun İ. gin ne olur? Napolyon Zi nel oAleksandr'a Münasebatı kestiği zaman on par. lak devresindeydi. Almanya onun hizmetinde bulunuyordu, Avus » turya müttefiki idi, İtalya vasat bir krallıktı, Bütün bu kuvvetler dâhi bir adamm İdaresi altmda toplanmış ve Rusyaya bücum et mişti, Fakat pek azı geri döndü- ler, ikinci Mahmuda ait bir çocukluk hatırası — Sultan Mahmuda benz yen kazaskerin macera- sı — Erzurumda Kemani Nes'et babanın salhane öpekleriyle macerası — Erzincana ait eski bir hatıra, bir kaval faslı — 45 Şu yıllarda kaç yaşlarımda oldu ğumu hesap edeyim dedim. Abdül mecidin culüs ettiği 1265 yılmda sekiz yaşımda idim, Eniştem Be- şir ağa merhumun Şehzadehaşın- da İmaret sokağında olan kona- ğında, valdem, büyük valdem ve halamla berâber otururduk Sehzade camlinin cadde üzeri. ne olan avlusu duvarının Üzerine seyirciler için tahta ile kerevei- ten döşemeler yaptılar. Orada o turduk, Culüs alayını seyretüm. Hele bir ramazanda, Sultan Mahmut, serasker kapısında iftar etmek için dairei askeriyede olan köşk- lerine gitmişler, oradan yaya ola. rak ikindi namazına Beyazıt © mine teşrif etmişlerdi. Cümle kapısında cümle ahali ile beraber seyrtmiştim, Çocukluk âlemi bu, nasıl gördümse öylece nakşolmuş, , Bugünkü günde ay yie gözümün önündedir. Tıknazea, orta boylu, siyah an kalğ.. Ama sakalı siyah nur gidi Bugün vasiyet başka, Tren, 010 | perlak ve bir tatam İdi. Başmda mobil yolu ve birçok fenni vasıta, lar devri ok bugün eski devir. lerdeki neticeleri | bökleyemeyiz. Napolyonde herhalde ondan daha ğı usulleri tatbik ederek bütün Avrupayı Fransanın hâkimiyeti a) ta. alabileceğini düşünmüştür. Napolyon, esaret bayatmda her gün biraz dahs,ölüme yaklaşırken bile, yapmak istediği şeylerin ya. rım kaldığım düşünüyordu, Ve ni, şamılmış olmasına > va # ii da K Kİ LD GS Ge yapacak? Muvaffak kabahati vantlmı$ bulacak? Ne olursa olsun, daima mukavemet etmiş olun v* | bugün bütün (dünyada İngilize- konuşan milletlerin manevi sev gisini kazanmış bulunan İngitere- »in hürriyet yolunun v6 insani Yete açılmış bulunan geniş terak. ki ufuklarımın serbestisini otemir etmek ölan vazifesinden biran £* ri kalmaması lâzımdır. olamaymes | olmasında m zulme karş teşsbbüslerine meydan brakmıya cak müthiş bir darbe yediler, Kahraman Polonya süvari kuvvgi- lerinin bu feci hözimetinde *n bü- yük rolü oyngyan gayet esrarengiz bir adam olmuştur. Bu adam, aslen yine Polonyalı olduğu zannedilen, fakat Bohem. yak olduğu da ayni derecede Iddia edilen bir deri taciridir. Zannedi, le ve iddia edilen tabirlerini kullanmak mecburiyeti vardır, Bu hal bu adamın ele geçmemiş vi » masmdan değildir. Cesus yakalan. miş ve Danzipşde derhal kurşuna dizilmiştir. Fakat hüviyetini tes bit etmeye imkân olmadı, Bunun da sebebi bu adamın taşıdığı bü. tün esrarı ölüm dakikasına kadar müthiş bir inat ve ısrarla muba faza etmiş olmasıdır. Bu garip ve müthiş hâdise şu suretle vukun geldi, o Dansigdeki askeri telsiz istasyonu, Almania - rn hücüma (başlamadan İki saat svwei birdenbire ihtizaz (Oelmeye başladı, Polonya erkânmarbiyesi nin şifresiyle gu garip rapor tek. rar edilip durdu: — Yol açıktır! Yol kapalıdır! fesinin püskülü dağılmış, boyun ca siyah sako giymiş İdi, Arkasın bir mabeyinci, elinde yeşil atlas kese içinde Kelâmi Kadim.. Sultan Mahmuda aynı ile ben siyen bir kazesker vardı, Sultan Mahmut öldükten sonra bunun sokağa çıkması menolundu, ko nağında mahpus kaldı, Gelelim yaş bahsine: Edirmeye geleli sekiz seneye baliğ oluyor, Yani 1320 senesi eylülünde sin- nim de 73 olacak. Yeniden kuzu dislerim çıkıp ağzımda altüst 0 tuz iki dişim olacak, ale hir bar sayamsın . Gök, Yaş bahsi açılmca hatırladım; Ruzmamçecilikle Erzurumda bu, uwduğum zaman bir sene ziyade- ce kış olmuştu, Erzurumlu kema ni Neş'et Baba kım geceleri baz: konaklara gidip göce saat dokuza İ ve ona kadar keman çalıp ihvan »*“'ovâb olurlardı, Yine böyle bir gece saat onda davetli olduğu konaktan çıkıp ke- mani koltuğunda, feneri (elinde, Habip baba merhumun türbesine fatiha © okuyarsk at meydanma doğru Tebriz kapısma çikacak verde, oradaki köprüye verır var mez, Salhancdeki sekiz on büyük Telsiz onbaşısı bu garip şifreyi derhal telsiz subayma (bildirdi. Fakat imdat telsizlerinde olduğu gibi ayni elimle mütemadiyen tel &iz cihazlarma çarpıp duruyordu: — Yol ağıktır!,. Yol kapalıdır! Yol açıktır! Yo) kapalıdır!.. Telsiz onbaşısı o vekte kada” hiç böyle bir hâdise görmediği i- çin fena halde şaşırmış ve teli. xin alıcı cihazını kapamaya mec , bur olmuştu, Fakat servis için cihaz tekrar açıldığı zaman syni sifre makineye tekrar musallat ol. du: — Yol açıktır, yol kapalıdır! Yol açıktır! Yel kapalıdır!.. Telsiz subayı de işe müdahale etmeye mecbür oldu. Subayın hay yet ettiği chet garip bir surette mütemadiyen tekerrür eden hu cümlenin oPolonva erkânmharbiye sifreriyle tekrar olunmasıydı. Bu minasız cümlenin mütera, | i tokrarlanmasındar bayret ve hiddet eden subay, nihayet, doğ. rudan doğruya Varsova askeri tel *ix umumi santralma yine telsiz . le müracaat ödörek metkezdr- böyle bir muhabere yapılıp yapıl madığını sordu. Zira telsiz subayı, evvelâ, Var. sovadan İeltizle umumi bir tamim vapıldığına, onun İçin emrin mü , temadiyen tekrar olunduğuna hük metmişt!i, Zira bu garip ei ber şeyden evvel resmi şifre ile verilmekteydi. Fakat, Varşova a köri telsir istasyonu böyle bir | sifreden haberdar olmadığım bil « dirdi. İ ni (Devamı var) * köpekler etrafını sarmış. Havliya rak üzerine liücum etmişler, Biçare baba telef olacağını gör müs, #lemen köprünün duvarma arkasmı vererek oturmus. Feneri önüne koymuş, Kemanmı kesesin den çıkarıp (o süratle taksime baş- tamıs, Bu hali köpekler görünce, onlar da karşısına, ikişer ayağını altlarına alıp dizilmiş, oturmuşlar, Kemaânin taksimini dinlemişler, baba hem taksim eder, hem de kendi kendine dermiş ki: “Hep insanları eğlendirmemeli,. Bazı da bu hayvanları eğlendirmeli!,, Tak- simi bitirmiş. Lâkin kendisi de korkudan ve soğuktan bitmek de- retesine gelmiş, O esnada asker kolu oraya ge- Up söyle uzaktan bakmışlar ki, Neş'et baba köpeklere keman ça- iyor. Asker hemen koşurak tü. feklerile köpekleri vurarak kos muşlar., Babayı alıp evine gölür. müşler.. Yani Ohayvanlar dahi mestolmuşlardır e azizim. Lâkla Usşak'ın mestaneliği başkadır. Erzincanda bir tarihte , üzüm moevsimiydi, Sultanı OUledmaibillâh Fehmi Efendimiz”ile bazı şeyh ve dervişleri, Cimin kariyesi hanodan ları köylerine (o davet etmişlerdi. Birkaç gün orada kalmacaktı. Bu köy, Erzincana üç dört saat me- sefede bir dağ eteğine tesadüf etmiş. Emsalsiz, cennet misali bir bahçelik olup cennet nehirleri gi- bi dağlardan buz gibi sular iner. Köy ahalisi de cümleten Nakxşiben diye tarikatindendir. Fehmi Efen dimizin dörvisleridir. Fehmi Efen dimiz, bu yiesüz aşçı dedelerini de maiyetinde götürmek arza bu- yurmuslardı. Köyde şeyh (öfendi- ze için hazmrlanmış konağa in- Üst kattaki dağı muttasıl bir büyük odaya girildi, Şeyh efendi- miz, âdetleri hilâfma, odanm baş tarafıma, arkasmı dağa verip, yüzü odaya ve kibleye mütevec- cih olarak oturdu, Halifeler ve dervişler, seyh efendimizin karşı- smda minder Üzerine oturup dizil diler, ben de tam karsımma geçip oturdum. Köy âdeti olsrak buz gibi saf bal gerbetleri Zeldi, Selsebil mi sali içtik, Sonra kahve geldi. A, tadan beş dakika sonra dağdan bir kaval sadası kulağıma değdi, Meğer ki birinci kaval çalar pek meşhur bir çobanı evvelce tertip olunup Oodağm içerisinde görün miyecek sürette ağaçların arka. sma oturtmuşlar. Sonra kavalı çal işaretini over mişler, Çoban da kemali aşk ve muhabbetle var kuvvetini kavala vererek oçalmağa başlamış, © halde onu gördüm ki Fehmi Efen di teveccih ve rabrtaya gittier, İhvan da cümleten teveccüh ve rabıta ettiler, Bana ârız olan hali tavsif ede- mem, Kendimi kaybedip oraya düştüğümü biliyorum, OSonrasn- dan haberim yok. Ne kadar müd det geçmiş olduğunu bilemiyo- Mya Kulağıma hazin bir ses gel. — Baba Efendi! Kahve bu yurun!,. v Ashabı kebiflen biri gibi uyan. dim, pek gorluk ile kahveyi iç- tim. Meyhaneden henüz çüumış mestaneler gibi dışarı çıktım. İh van halimi bilirlerdi: “Baba E fendi sermayesi olan o muhabbeti aşk patarma getirdi,, dediler, Ben ia “Rrenlerim!, Ticaretten bizler” de bir hisse ayırm!,, diye Jâtife ettim. .

Bu sayıdan diğer sayfalar: