25 Haziran 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

25 Haziran 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—HAZIRAN — 1941 “ge | avukatmı görüp ko. 315; «İRİ de talep edebilirdi, Sa ğ Czvat acele'le ters bir ha, <tte bulunmazsa, muhakkak TİE hal çaresi bulabilirdi. *$ ştihası olmadığı halde, wt |” ânaneyi bozmamak için ye. is $*k yedi ve saat on bire doğru we İ,, - sokağa çıktı. Yürürken, ie (edin yüzü ve kızın ona bakı, mi gözünün önünde can - $ İL Gülümseyişi, elindeki çi »ğr Böyle bir günde çiçek 4 a demektir? Kız, e » Ne söylese İ- ya © *derdi, Teslim ohaamın as bu İla önüne geçemiyecekti. Çiki Şu unda Cevat teslim ok ei AİR gidiyordu. : a Kürk paltosunun o vebine yep, “Eu eli, sert bir cisimle te- le |” etti: Cevadın verdiği anar Fet bilâ cebinde duruyordu. ei Slaliberi © onların cebindeki ie diyetlerini bile unutmuş, EN $S tldisinde kapıyı çalmıştı. sk “nasla, derhal kararını ve - Yolunu değistirdi. Meş'um pa tilesinme derecesine Va» AMİR bir netretie geçerek, evin e e kapısını açtı ve içeri gir kapılarını vurdu. Cevat wİ Belki yatmışlardı. 'Tek- in İp, , Uduktan sonra, kapıyı 8 y âçtı. Ciçek ve şarap ko- es ava yüzüne çarptı, a mumlar bitmişti. ke vardı. Masanın üstü “kler ve ziyafet bakiyeleriyle is dl. Yarı açık kadife per ie ğge) Yatık odasında aydınlık “SU görünüyordu. Her şeyi kğ *8u gibi bıralıp sokağa mı se Milardı? Kalbi hızla çarptı. a SERİ İçmişlerdi! olmustu. Artık etirmünü iğ “öveden bir katilin kardeşi *i Ydi? “| Mizla, yatak © odasma doğru he trek içeri baktı. Duvara Â'ik bir yatakta, ikisi beraber “Yorlardı. Ferit, ferahlık ve h a karışık bir hisle biraz ladı, Perdeler açık, ışıklar “eden, kapıyı vurduğunu b. $i, diğini duymadan uyumak il . Kimbilir ne derece sarhos İİ“. Adetâ kan başına çıktı: k. Â, “İSİ bu kadar üzüntü içinde * onlar mışıl mışıl uykuda! > Cevat? *1, nefesi tutulmuş gibi y hücüm ederek haykırdı: > Cevat? Ne bir cevap, ne bir hareket! “eşinin omuzunu gerbestee . Bü kol Buz gib olmuştu. si » 3 © Şövalyelerimiz her sabah ören kalktıkları zaman saç NI düzeltmeden giyinmizler. 4. ezretleri beni onlarm pe- İrmı hergün düzeltmek, etlerine bakmak içir çön- “. Ben bir muharip ceği t P haşmetmenh | ” İ Harp meydanında bile ras Surını arıyan adımların âki- > “öyle olurdu Şiredi we is- Bun? il ağlayarak yalvarmağa, Bizi serbest hira'ınız ” affediniz. haşmetmesb! den kimseye zarar gelmez hleketimize gidelim o ve ordusunun kahenenlık. ait destanlar yazalım. » bu yalvarısın ve bu , #bdin gülünç ve yersiz oldu. Beni ve ordumu uzaktan IYca tahkir eden bu küstah m YE e — NİŞ Nakleden: İLHAN TANAR İz izah edemediği bir si sum görünüşü vardı. Cevadm u- “**bilir, hatt kararın temyize çık gözleri hâlâ kızın yüzüne bakıyordu. Ferit, kısa bir hiçki- rıkla kardeşinin göz kapaklarını indirdi. Sonra kendi kendine 2s. hassasi- yetle bir etini kardeşinin bir elini de kızın başına koydu. Açılan yorganı düzeltirken, eli bir zarfa takıldı. Eğilerek zarfı aldı ve üzerini okudu! “Lütfen bunu derhal po» lise veriniz... Zarfı açmadan cebine atkı. Son haddine kadar gerilmiş lâs- tik gibi, aklı, iradesi de sanki birdenbire çatlayıp kopmuştu. Bir tek şey düşünebildi. “Ben buraya hiç gelmemiş, bir şey görmemiş Olmalıyım. o Derhal gitmeliyim... Ve kendi bile farkma vara mayacağı kadar kısa bir zaman- da, sokaktaydı Evine gidinceye kadar neler düşündüğünü asla halırlayami- dı. Yâzı odasına giripte, bir ku- deh konyak içinceye kadar ken disine gelemedi. Eğer, gece ors va gitmemiş olsaydı. sabahleyin gündelikçi kadın vaziyeti görüp, zarfı polise teslim edecekti, içindeki kâ- : Zarfı yırtarak, nihayey v z gn anda yemin ederim ki, bu k tirafım tamamiyle hakikate uy- gundur. İsinciteşrinin yirmi ye disinde, kemeraltı cinayetinin fa- iliyim.,, i Bütün cinayetin tafsilâtını uzun uzun anlatiyor ve göyle bitiriyor: “Ölunek izlendik fakat ayrılığa tahamındı - edemezdik, ve ben)” masum bir adamın idamına ta- hammül edemedim. Başka bir bir çıkar yol görmüyorum. Ce- setlerimize otopsi yapılmaması- nr rica ederim Aldığımız mad- denin bir kısmı konsolün üzerin- dedir. Bizi beraber gömmenizi rica ederiz. 28 ikincikânun, saat: 10 imza. Ferit, tam beş dakika bü kâ- ğıdı elinde tutarak, durdu. Du var saati gürültü ile dakikaları sayıyor, rüzgâr ağaçlarm kuru dallarma © çarparak inleyordu. Sobada odunlar, kendi âlemleri» ne oÖsimıs, çelirdayarak yanı. yordu. Kendine gelince, (mektubu baştan aşağı bir defa daha oku- #4, #rlerinin kollarında, yüz Yük Sen seyi Cevadm dediği gibi #Mvordu, Komodinin üzerin | açık, vazıhtıı oOKanaat verici 3 Recelimbasınm ĞIZINĞA, | Gelillerle Ifadesir! isbat ediyor- Ti bembeyazdı. Ferit, ÖYİ | du, Bu itiraflan sonra cinayetin etle titermeğe başlamışdı Kİ. | hakiki faili hakkında süphe Solan demirine tutunmağa | kalmazdı. t oldu. z & Kiz gözleri kapalıydı. Ne ri (Devam vr ve mağrur şövalyelere Türkün kudretini göstereceğim. Dedi. Türklere aşırı derece , de mukavemet ve hakaret eder birkac o şövalyeyi . ötekilerin gözü önünde » kılıçtan çeçirt. ü. Diğerlerini kollarından bi. e bağlatarak karargâh ine, oradan da Edirneye Esi berberbaşı tekrar yere atılarık, padişahın ayaklarma kapandı: - Benim, onlar gibi sucum yoktur. haşmetmeah! Onlar ber sabah kılıclarımı bilerken, ben snç kıvıracak maşaları her. gün ateşe kizderir, onların tu. ve'etlerile uğraşırdım. Ben mu. haris değilim. Şövalye deği. dokunmamıştır. Ne olur? beni serk -»1 bırakınız... ? Tacar kralı. nın kactığı yoldan Bizansa gi. mam amm amm — mmm mmm mmm yam İ YAZAN: FRANSOVA KOPE Bir haziran akşam, (gecenin hiç gelmiyecoği sanılan temiz ve sâkin bir akşam, nahif renkli gök yüründe oynak kırlangıçların du- rup dinlenmeden uçtuğu bir ak şam) Sen Marten Egliz köyü tü- Lünelisü Volkan baba, dükkân hs isinin yanı başmdali tahta siraya oturmuş, rahat rahat piposunu ce” kiyordu, » Rahat rahat, piposunu çekiyor du ,derken maksadım iyi anlata madım, Doğrusunu söylemek Jü- sm 'gelirme Volkan baba piposu” nun elinde çile çıkarıyordu demd- Diyim. Zira Volkan baba ile piposu iyi geçinen bir karı kocaya benze- tilirse bu ailenin eli maşalı âmiri (okuyucularım bu tabiri mazur görsünler) Volkan babadan ziyade pipodur, Etrafından ayrılmıyan tütün bu lutları yüzünden, köyde herkesin Adini unuttuğu Volkan baba pipo- #unun öz mal: adetâ poneikli esi. ridir. Volkan babn piposuna bir sevgiliye bakar gibi bakar, her ân Kika kolumun terslle siler parlatır. İçerisini sık sık bir demir telle te- mizler ve ağzında tutmadığı 28 manlerda ise mahfazanın içerisin? bir gocuk yatırır gibi yatırarak ceketinin işinde, kalbinin yaniba- şında dinlendirir. Bana öyle geli- yor ki (rica ederim burası aramız- da kalsin) Volkan baba “piposuna akil ve irade sahibi bir mahluk gi- bi muamele ediyor. Onu asker tü tiinile doldurduktan #onra Volkan baba kibriti çakmadan evvel Rİ suna, sanki yakmak içineizin isli yormuş gibi hürmet ve gefkatle bakar, Ve piposundan Yalniz kon disinin görebildiği gizli bir müsa- kde işareli alır, Zira piposundan ilk nofes çeker çökmez adamcsği- zi yüzünde derin saadet ve min nettarlık izleri çizilir. Bu çizgiler Volkan babanın piposunun nadir .bir lütfuna mazhar olduğunu ve Piposunun ancak keyfi istediği za“ manlarda sahibine lütfen bu zevki bahsettiğini anlamak imkân ver Ekledi d Hu içli diryakindn, Bel viâyetin. de Sen Marton Kgiiz köyünde tü- tüncü dükkün açmak hakkma #a- hip, dir dul veli karımın yerine vekâlet ederek bu dükkünr açmak için buraya gelişinin üzerinden on yıl geçmiştir. Asil ismi Piyer Ma. son olan Volkan bsba bu dükkânın mütevazi geliri ve küçlkzabitlik- ten aldığı teka0t maaşilç gül gibi koşinip gidiyor; piposuna hasret- mek için bol bol boş vakti de var, Dar dükkürina bir iki yudum bir- şey içmek İçim gelenlerin hepsi bü tertemiz ve sert çehreli asker- le çarçabuk ahbap oluyorlar, Vol kân baba harp hikâyelerine iştahir köy delikanlılarma çok uzatmadan İştirak ettiği muharebeleri » Sol, ferino harbi, Meksika seferi Paris elyarmdaki çarpışmalar , anlatr yor, Bilhassa köy kadımları Volkan babadan çok memnundurlar. Çün- kü Volkan baba dükküninm çinko kaplı tezgâh: önünde kimsenin sar” hoy olmazmı istemez, ve müştori- lerinin kafalarının biraz kıziştığını görüret: “Haydi arkadaşlar, der, Yazan: bu gecdlik bu kadar yetisir, şimdi gidip yatalım,,, Bu sâkin ve güzel haziran ükşa- minda kanısınm özünde piposunu tellendiren Volkân baba uzaktan köy papasmın her gün gibi dört metelik mukabilinde enfiyöelni ah mak üzere geldiğini gördü, Papas cübbesi ve arkaya doğru atılmış Romen bağlığile buğün daha piş” man görünüyordu. Bu şanlı tiryaki ve acemi enfiye düşkünü arasında uzun zamandan beri sevgi ve saygı vardı. Ziva her ikisi de iyi kalbli imanlardı, Onun içim bu akşam da papas veni dek Ying EnfiYekutüşününe Tie tutamı” “çektikten sonra, binaz mi vs bir parça dedikodu yapmak &- zere sıraya, Volkün babanın yanı na oturdu, , Fakat tütüncü bu akşam susu « yordu, Yer yüzünün hütün nimet. leriyle alâkadar olan papâs, bil. hassa bu sene çok tatlı olan kiraz. lar, ve iyi yetişeceği şimdiden ahs laştlan yulaf mahsulü Üzerine ko. nüşmak istedi. İhtiyar asker bu sözlere yalnız tek heceli kelime - leris cevap verdi, Volkan baba, Papasm orada ölüsü ruhündeki eş ki kederi uyandırmış gibi, kapal ve karanlık bir adam oluvermişti. Volkan baba bu düşüncelerinin #onühda piposunu ağzından eekti, ondan bir nasihat istiyormuş gibi piposunu Yaktı ve herhalde pipo- sundan fikrini tasvip eder yollu bir cevap almış olduğundan bir - denbire hapas Puhere doğru dön- dü; sıkıla sıkıla; — Papas efendi, dedi, behi #i- hah ve akşam dunlarında kilisede görmüyorsunuz; fakat bunu benden haklı olarak istiyemezsi - niz; çünkü evde yalarz- olduğumu, Ve dus zamanlarında dükkânı ka pıyacağımı biliyorsunuz. Su mu - hakkak Xi, bön de dinl bütün bir hristiyakım; çok Hasta olduğumu, imei iskender F. SERTELLİ deyim. Oradan nasıl olsa mem- İcketime gidebilirim. Yıldırım, Macar kralının hangi vasıta ile nereye kactığı» ni İransız berberbaşınm sözle. rinden anlamıştı. — Kral Sikizmund Bizansa mı dehalet atti? Diye sordu. Jül, kurtulmak ümidile, padişaha bildiklerini anlatt:: . — Tuna yoluyla ve kaçacağını söylemisti Pen ze. İen onun kaçmağı hrzirlandı ğını seziyordum. Fransız şöval. yelerine söyledim... Benimle a. İay ettiler: “Macar imparatoru gibi cesur bir adam, müttefik ordularmı yüzüstü bırakıp ka, çar mı?,, dediler. Bir saat son. ra etrafımızı çevirdiniz... Avu. ccunuzun içine düştük... ve Si. kizmund selâmetle kaçtı. Ah, ne mutlu ona... ben onun kaça, cağı yolu biliyordum. Tunanm yeşil köylerinden birinin sahi. linde bir küçük kayık hazırlan. muştı. İki mmbafizile birlikte kendilerini suyun akmtısına bi. saloy gölelüişrdi ve beki dünyayı baylıyacağımı hissettiğim gin size baş vuraca « ğm; siz de bu sefere çikmadan evvel dikkatli bir kumandan gö zü ile beni teftiş erecek, cenne - te, sen Piyer babanm önüne hiç eksiksiz, tam teçhizatla göndere. ceksiniz, Buna İnanıyorum, zira affeğilmiyecek hiçbir günah işle » medim, Bununla beraber, hayati mm düşüncesi, kafamdan bir an hile ayrılmıyan bir safhası var, Bunu her hatırlayışımda içimde bir arzu doğuyor, size koşmak ve bu vakayı sizg anlatmak arzusu,. Papas, bu sözleri söyliyen Vol kan babanin ciddiyeti karşımda biraz şaşırmış olarak covap verdi: — Bundan kolay ne var, Her cwmartesi günü kilisede saat bese “istiyenlerin... Fakat tütüncü papasın (sözünü kesti: — Hayr, bu göründüğünden cok daha karışık bir iştir, Ben #ik sik kendi vledanımdan bir hüküm isterim, Yaptım bu iş bir günah midir, yoksa sevab mı” Papas e fendi, size söylenen sırlar bir me, sara gömülmüş gibidir. Eğer size bu derdimi açsam haklırmda veri. lecek hükmünüz e olursa olsun, aramızda kalır değil hi? Papas: — Hiç şüphesle, dedi. Mahke - me tarafından sual sorulmadıkdn kimseye ağkımı bile açmam, Eğer bu sırrı söylemek vicdanmız tize - rindeki yükü azaltacakad... Tütüncü: — Teşekkür ederim, diye hays kırdı. Bana büyük bir iyilik etti niz, Sonra sesini alçaltarak: — Bu hikâye çek korkunçtur, dedi, Fakat zannederim ki; beni yaptığın işten dolayı mazur gö - recekşiniz, Ben bir dolandırısınn #uç ortağı oldum ve bir adam öl. dürdüm. Fakat zannı böyle yaparken çok ha' yaptım. Simdi beni dinle Gayri ihtiyari hir s'çrayıgla, pa- MACAR KRALI NASIL KAÇMIŞ? Yıldırım, berberbaşıdan bu malümatı alınca, kral Sikiz. mundun sığındığı köye atlılar gönderdi. Köye giden atlılar, saatlerce Tuna boylarında do. laştıktan sonra, Jülün söylediği köye vardılar ve köylülere sor. dular: — Kral Sikizmund nerede? — Koca aslanlar," size haki. kati söyliyeceğiz: Macar kralı dün akşam buradan iki muha. fizi ve bir odalığı ile beraber kaçtı. Kayık hareket edeceği sr. rada bir amiral ile iki şövalye de zorla kayığa bindiler, kral: “yolda batarız,. dediyse de şö- velyeler dinlemediler ve kayığa atladılar. Köylüler yalan sövlemiyor. lardı. Türklerin tahtını vere geeir. bye madiçmdı oler kiri Siz. gah zit ÇEVİREN: MUZAFFER ESEN * PAS sıranın ucuna kadar gerile - mişti, Fukst Volkan baha bu ge. rileyişa dikkat bile etmedi, Pi » posunu boşalttı ve dikkatle tekrar doldurdu, acele ötmeden yaktı, Artık kırlangıçların uçmadığı, Uk yıldısın parladığı berrsk gökyüzü ne bakarak süküneti, hikâyesine başladı — Size her şeyden evvel şuru- #nt söylemeliyim, 1868 de, harp dan evvel ben tecrübeli, ır bir uskerdim, On dört sene askerlik bu! Dile koliy, O zaman olacağımı olmuştum, Çavuz rütbesini aldım. Bu ömrümün se. nuna kadar alacağım son rütbeydi. Zira yazı yazmasmı pek bötere » mem ve imlâm da çök bözüktur. Beni Bir müddet dahe çalıştırırlar ve bir madalya vererek tekaüt #derler, Birçok arkadaşlarımın ba smdan göçen bü basit macera ba- da mükadderdir. Pski ordu be 1 yaşlanmış, eli ayağı tut- imus adamlarla doluydu, Fe. t bu adamları hor görmeğe gel. #i0z, Hepsi askerlikite pişmiş yi git insanlardır. Bugünün genç ne- ferlerle dolu slaylarımın aleyhin. de bulunmak istemiyorum, Onlar da yaman çocuklar, Bu sözleri si. ze sadece o zamanın üdetini an - İatmak için söyledim. “Mektep sıralarda dirsök çü- Tülmemiştim ama olaylı küçük za bitler arasında en cehill de her « halde ben değilim, Neyse sözi vu. zatmıyayım, Bir gün takımıma ye ni bir er geldi. Birinci bölüğün güncü takımma! Gönüllü bir ne - fer, Harbiye mektebine leyli ya. zilmak İçin paras: olmıyan o fakit bir delikarir, Fakat ne pabasma ohüran olsun asirer olmak ve npo- let takmmak isteyen bir asilin san, Her rütbede yıllar bekliyo. rek, binlerce güçlüğü yenerek, slaylı zabitler yolundan yürümeğe karar vermiş bir eroğlu, Bu yeni erden çok yordum, Kumral, kizi bıyıklı, bakışlarında gayret a teşi yanan, terbiyeli, herkesle iyi geçinen bir insan, Fakat şahsında sok eiddi ve anlaşılmaz bir kuv - vet Var, İnsan bunu görür görmez derhal ii del bir Amir olmak için yaratılmış olduğunu an yor, Çavuş #fatiyle bu delikanlının line ilk, tüfeği ber...veniim.. ve iğ eze arpacığı,, ben öğret tim. On boş gün sonra benim ka. dar keskin bir nişancı olmuştu. Bu socuk muhakkak asker olmak i» sin doğmuştu, Askerlik kanmda var vesselâm, Lul Paskal isminde olan bu delikanlıyla daha sekı alâ- kadar olmağa başladım. İlk gün. lerde kendisine babaca nasihatler verdim, mesleğe yeni girişin sor. luklarını tatir göstermeğe çalış - tim, Altı ay sonra onbaşı oldu, ki. #1 bir zaman sonra koluna sarı çavuş şeridini taktı. Artık onunla iylee ahbap olmuştuk. Rütbeleri - miz bir olmakla beraber onun ben den her cihetço üstün olduğunu biliyordum. Faka: o, bu üstünMüğü ,issettirmiyerek, bilâkis eakiliği mi İleri sürerek ve alaya ilk gel. diği günlerde kendisine o yaptığım ufak hizmetleri batırııyarak bana son derece hürmet edecek kadar İyi bir çocuktu. Zavalk o yetimdi, serveti yoktu, Orta tahsilini bir kollejde devlet yardımı ile bitir » mişti, Asker olduktan #oara da mütevazı aylığından ve ihtiyar ha- tafinin her ay önderdiği yirmi franktan baska eline on para geç- wiyordu, Fakat buna rağmen 6 «- taym en İyi giyinen çavuşu idi, (Som yarın) münd korkak bir adam gibi, krallık elbisesini atıp sırtma bir köylü elbisesi giyerek kaç. mıştı. Türk atlıları bunu anlayınes bütün sahil boyunu taradılar Kimseye rastlamadılar. Dönür gelecekleri sırada, ihtiyar bir köylü kadın atlılarn yanına so kuldu ve gözüyle yavaşca işa. ret ederek: — Köyün içindeki samanlık ları ve erzak ambarlarını araç niz mı? Dedi, Atlılar şüpheye düştü ler ve köye daldılar. Köylüler, kralın kaçtığın gördükleri zaman: — Ordusunu bırakıp kaçar bu adamın kral olduğuna kin inanır? Demişler ve kendişile alay etmişlerdi. (lasasmi vap)

Bu sayıdan diğer sayfalar: