PİL NISAN — 1941 İEEEŞTESZYŞIRNIN “İ8üyük hareketli zabıta romanı a Ütünün Amerikan © tebassma | Supla ve kolayca baştan savu. , memura anlattı, Gline kslemi alarak Mdişe seriler sormağa başladı. > Bayanı lütfen tarif edem mi GÖZ? İsmi, elemi, faları.. < İsmi Kommelya Darakombdur, A olacaksınız, moşhur sine « tale “hayretle başını kaldır Sinema © yıldısı mı dediniz, "© birini tanırımyorum. Fâket “K *Fistin ortadan kaybolmasını Mr e m; © Bayanla beraber giden adar tarif adebilir seisiniz? > Kvet, Ayrupalıymış. İsveçli, ag mi dediniz? Buna 6. Misiniz? İç Evet, hattâ isminin Johansen ieteğinden bile şüphe edi - > Pi e 3 O namussuz berif mi? Onu musunuz” Burada gördü. ç mü? Burada görmedim, Londrads Rİ «Pin 1 İY Bayan Komelyayı kaçırann Meh olduğunu zannediyorsu - Öyle mi? İİ Otele bir İevaçl! gelmiş, Jo- #nGen başka bir İsveçlinin bu Keleesğini o zannetmiyorum, ii Kaye isminde bir herif * $ “mirada işlenen bir cinayetle Kaya mi dediniz? Rsye ie meşgul olmayız. O "İS öldü. Benim maksadım ci Bİ“ aydınlatmak, Bay Standiş, Hire bu İşte 0 #decek birini tanıyorum, avdan glâlâcele çıkan komiser | “üzün bir zaman geçtikten döndü, Slandişe: ©k olan yeğine sdamm te İN Pasta bulunduğunu öğ- © Kendisi birkaç (dakika İK buraya gelecek Lütfen şu > kabul ediniz, kahveleri » sonra gölecek, iş bir olgara yaktı ve kalh- “İk Betiren zenci odadan çıkım» b 3 KE. . . N . Demek Kay öldü, sahi mi? k Evet, aradığım bayanın ko , İabanca ile vurdu, Kocası bir di, Simon Maksvel.. "İk Sazetoierde Simon Makavele biberler. okudum. düğün gö iürüldü değil mi? Evet! Minon Maksveli öldüren Jo- mİ Alyorsunuz? Öyle tir şey dediğim yok. Tİ) San faciada rolü var, fakat » İaskamdır. z — X “ koynunda bir küçük $, * Saklamıstı. fo iyice sarhos olup Siz» İni Sonra, onu (vuracak ve yedi ederek, uşağın yardır gemiye binip gidecekti. eya o gürllerde, elçitin w teğnun ederek avlamıştı. | “ dilberi, uşağı her iş yaptı *k bale getirmişti. ! o gece Greçyo ne | loş olmuyordu? İİ eredeyse ben de sarhoş ola Ülyör ve şarap İçmekte ih- Z z . . İf, davranıyordu. (b birdenbire oturduğu yer. ; N ) Üye sarhoş mu olmuş ju, bir sevden şüphelenmiş Zİ “yayı tecrübe mi ediyor va şilphelendi.. A süncer sarap Yazan: OTWELL BİNNS — Burdan emin misiniz” Kati. Min ismini biliyor musunuz? — Biliyorum. fakat söylemek» | te mazurum, Kendisi Fasts, bura da beyan Kernelya ile benim bu » rada bülunmamızın sebabi de bu. Köm'ser tebessiim etti: — Esrarmızt saklayın, fükât ba. yan Kornelyanm, Johansenle bir « İlkte kaybolmasma ve dersiniz? — Sebebi zenginliği ve güzelli, ği olacak! Onu kaçmdılar, büna şüphe yok! Standiş kapıda bir gürültü duy» du, Sessiz adımlaris, kapıya gide- rek birdenbire açtı, Kapının önüne de, odada — komuşulsaları dinliyen bir yerli vardı. Standiş hiddetlen. di ve kömüsere dönerek: — Bü kirata bizi dinledi. Komiser gülerek: — Merak etmeyiniz, beklediği. miz ve bize yardım sdecek #dam 0. dur, Heyecanlanmadan İltfen yeri nize geçiniz. Standiş bu adamıp geriye çek'» lerek içeriye giren uzun boylu yeriiye yol verdi, Yerli, kapıdan dinler variyette yakalandığndan kat'iyyen müteessir görünmüyor - du, Komiser Standişs hitap ede » rek; — Bay Standiş, bana söyledik. lerinizi aynen 'bu zata da tekrar. İayıniz; kendisi yerlidir ve fran. szca anlar, Pasta bu esrarı aydın latabilecek yegâne adamdır, Standiş anlatmağs başladı. Bi » tirdiği zaman, yerli komisara a - rapça bir şeyler söyled! ve koş. ser söylenen şeyleri Standişe ter « cüme etti: burakronmaş ma? * & — Hayır, çünkü ööni bulacağı. »! zannediyordu. i — Johanseni tanımıyor muy » du? — Hiçbir zaman “görmediğin kaniim, Komiser yerli ile uzun milddet arapça görüştükten sönra Siardi- go: — Bayım, bu adam elinden se. len yardımı esirgemiyeceğiri söy « Myor, Fakat Far ösrarengiz bir memlekettir. Gizli yerleri sayıs'». dır. Zaten resmi makamlar Je » bansenin peşindedir. Sebebi de, w bun kadın kaçırmaktan sınada bir. Şok Yyolsuzluklarda bulunmuş Ol « » masıdır, Siz şimdilik otel'nize gis diniz, Yeni bir haber aldığım tak- dirde size derha! malfimat vereei fim, — Ben nasıl rabat ederim... — Ne yapalın, #abretmektn başku çare vok. Şimdi gecedir, fazla bir şoy yapılamaz, — Fakat, (Devami var) kacehini Greçyonun yüzüne dök“ tü, Ve gülerek seslendi: — Uyuduruz mu, sinyor? Grtçyo ürperdi., gözlerin: kırpış tırdı. Fakat cevap vermedi. Tukreçyanın kalbi çarpıyordu. O güne kadar bilvasıta birçok canlar yakmıştı ama, eliyle o hiç kimseyi öldürememişti, Duha bir» kaç gün önce baçeye düşürdüğü Anastanm ölümünü gözünün önür ne getirdi. : O, Anastayı öldürmek isteme di. Gerçi o günlerde böyle düşün- memiş değildi. Lâkin bunu yap manın kendisi için kolay bir işe lamıyacağını anlandıştı. Anaslânın ölümü, taraçadan düşmesi bir te sadüiten baska bir şey ikdi. Lukreçva hâlâ kararsızlık içinde bocalıyozdu. > Kendi kendine; 7 —O an kurtulmak için. onu ö'dürmelden baka çart yoktur. diyor, fakat elini harçerine uzülür 4 5 — Bir EZE Vatman Bir kadın kalabalık bir teemve ye binmişti. Oğlunun da vatman olduğunu söyliyerek tremvaym vat meni ile konuşmağa * başladı. A“ damcağız kadmı .dinliyor, fakat covap vermiyordu, Kadm bir ara- lik : — Acoba sizin yeriniz mi daha rahattır, oğlumunkimi ? — Elbette oğlunuzanki !. — Neden 3. — Orada “Vatmanla konugmek yasaktır,, levhası vardır ve hiç kimse kendisile konuşmaz da on. — Vay utanmaz vay! insan oyinç bü spatte mi döner! Avcının karısı Bayan Ayşe kocasnm getirdiği trldıremm tüylerini iyice yolduk- tan sonra hayvanı kocasma göste rerek : — Bir minare boyu kadar yük- s#okte İken vurduğunu söylememiş miydin ? Baksana bu Sırtından vurulmuş 1. . — Eyi... Elbette va... O sırada karnı havads uçuyordul. Topkapı Sa Yİ EDİMİ alg de .bildırcını kesdin “ver, ie Sarâyına SUS LUKREÇY i Mutad. devrinde-bir Yum “İSKENDER F. SERTEL: “eyi m postası dr | Li UN AKLI FOTOĞRAFÇI! Bi rtek Toloğraf makinesi yetis miyormuş! Devlet demiryollarında Bir askerimiz üçüncü mevki bir bilet alarak Sirkecide trene bin- mişti, Yolde biletçi biletleri zumba lamağa gelince arandı tarandı fa, kat bir türlü bileti bulamadı, Bi- letçi kendisini ilk istasyonda İndir mek istiyordu, Bunun Üzerine Mek metçik sordu : — Bana baksana sen ! Bu tror | kimin !, — Devletin !, — Ya ben kimin askeriyim? Devletir değilmiyim ?, diyerek ora dal.ler! neşelendirdi. Fakat bu es mada biletini bularak bilelgiye u. zatı, se — Vay! ne yapıyoram? İ — Kin çok üşbdn, sıtmak istiyo. vam! p sTizİR EE TN miyordu. Bir aralık italyanca bir şarkının bem musralarmı teker teker tayril» dandı: Hayat, kıldan ince bir köprüye benzer... Bu töprüden o geçebilene . ne muta Srmra birden, meşhur bir | İtak yan şairinin şu sözünü hatırladı: “Korkaklarm nasibi, hüsrandan bax bir şey değildir. Hayhtı ve” müşkülleri “yenen insan, * daimâ muvaffak olur?, Lukteçya! — İşte, en doğrusunu — Duşalr bi # m Gil söylemiş. Ben, hayatta muvaffak Gcwk için. bütün zorlukları yene ceğim. dedi. Buşmi Greçyoya çevirdi. Venediz elçisi Adeta | derin bir -uykuya dalmış gibi horulduyordu. Hutâ dudağın kanarmdan Sal. yaları bile aktyondu. Lukreçya bir müddet dalgın ve mütereddit.. Groçvoya beletr. LUKREÇYA; VENEDİK ELÇİSİNİ ÖLDÜREĞEK Mİ? sürmedi, Kurnaz köylü Mujik masalı Çeviren: CEVAT TEVFİK-ENSON — MUJİK MASALI — Vaktiyle ibtiyar bir kâdın yaşıyordu. Bu kadının iki oğlu vardı. Biri öldü. Öteki de uzak memleketlere : gitti, Onun seya- hate çıkışından üç gün sonra ka. dının yanma bir asker geldi ve sunları söyledi: — İhtiyar nine; müsöade et; geceyi burada geçireyim. — Pekâlâ!.. Fakat sen nereden geliyorsun?.. — Ben öteki dünyadan gelen biriyira. Nineciğim! — O halde oğlumu görmüş sündür?, Öleli de pek çok ol madı, — Evet, gördüm; aynı odada yatıp kalkarız, — Doğru mu söylüyorsun?.. — Evet; oğlunuzun öbür dün- yadaki vazilesi baykuşları ot. satmaktır. — Vah.. Vah. Kimbilir ne ka der üzülüyor. — Sormayın. Zavallı büyük bir azap içinde. Baykuşları mu, hsfaza kolay mı? Daima çalılık- lara kaçıyorlar. — Desene elbiseleri de param yarça olmustur? — Yırtılmakta söz mü? Parça parça olmuş.. — Kırk arşm kadar bezim var; on ruble de pare biriktirdim. Funları size» verirsem oğluma götürür müsünüz? or. — Sen burada yokken öblir dünyadan bir asker geldi. Ve be ur ölen olunman haber getiri: Avnı odada yatıp kalkıyorlar, v3, Onunla kendisine bir mikta bezle ön ruble gönderdim. oğlu, cevap verdi: — Eğer doğru söylüyorsa” A 'aha ismarladık anne! Büvü bır devri âlem sevahatine çıkı yorum. Eğer senden daha aptu) #'rine vastlasam gelir seni ber, ilerim. Akşi takdirde beni bir dha bekleme? Bunları söyledikten sonra çr kın gitti; ve bir müddet Soürü &webevlikle idare edilen bir kö, » şeldi. Derebeyin oturduğu 86. ayın önünde durdu. Sarayın böhgesinde bir dişi domuz ile yavrualrı vardı Kövlü diz çöle rk derin bir hürmetle domur” : slümladı. Evin hanımı. penrere. der, köylünün hm belini görünce hizmetçisine: Çeviren; CEVAT TEVFİK ENSON — Git sor bakalım, dedi; bu köylü neden domuzu bu kadar h'irmet.e selâmlayor?.. Hizmetçi, adama sordu: — Köylü, neden böyle dizçö küp domuzu selâmlayorsun? — Sevgilim, hanıma söyle. Bu güzel domuz karımın kardeşidir. Oğlum yarn evleneceği için, kendisini düğüne davet etmeğe geldim. Belki hanımefendi mü- sanadeo ederler de. Yavrularile birlikte gelip gehadette bulunur. Evin hanımı, bu sözleri duyar duymaz hizmetçisine: — Bu ne #htal adam?. dedi. Domuzla yavrularmı düğüne da, vet ediyor. Şununla biraz alay edelim. Derha! domuza bir kürk - giydirin; arabayı da hazırlasın lar. Malümya düğüne yaya gidilmez. Çift atlı arâbayı hazırladılar. Kürklü domuzla yavrularına. rabaya koyduktan sonra köylüye teslim ettiler. Arası çok geçmeden derebeyi evinedöner; bitlin gün vaktini” avlanmakla geçirmişü. Kadm. kocasını kahkahalarla Okarşıla- ladıktan sonra olup biteni an, tmağs başlar: — Yazık ki. Burada değildin; çok gülecektin. Bir köylü geldi. Bahçedeki domuzu selâmladı ve: “Bu güzel domuz. karımm kar deşidir... dedikten sonra hayvanı vavrularile beraber ağlunun di, gününe davet etti. — Pekâlâ. Ne oldu?.. Ha; varları verdin mi?.. z — Evet; domuza kirkümü giydirdim. Çift atlı arabayı de hazırlattım. Köylü binip gitti. — Nereden geliyordu bu köy. Tü? ii — Orasını bilmiyorum. — Doğrusunu İstersen. Ap »i olan köylü değil, Fakat ser “d> hayvunsin, Derebeyi, karısının aldatrlma- sından çok sinirlenmişti. Derhal arma: bindi: ve köylüyü elege. çırınek Üzere yola koyuldu. Köy lü bir aralık, arkasmdan takip edildiğini; ve yakalanacağını an, avınca arabayı sık bir orme", uğa gizledi. Bir kenarda oturdu. Şavkasını da başından çıkara rak yere koydu. Derebeyi. haykırarak sordu: — Buradan iki «tlı bir araba Je bir köylünün geçtiğini görde mü?.. Arabanın içinde bir do. (Lâfen satıfayı çeviriniz — Senin de ömrün bu kada; deki ha çeri yere düşmüş, titreme mış, azgın herif! odiverek elini koynuna götürdü. Lukreçva, serbest (o kalabilmek için, Sinyor Greçyoyu mutlaka ök dürmeğe karar vermişti. o Greçyer nun uşuğı İkide bir kapıdan görü- nerek çekilip gidiyordu. Lukreçya uşağa: — Ben çağtırdığım zaman gö Jip ve hana yardım edersin! demiş ti. Uşak, Lukreçvaya yardıma ta zırdr. Fakat, evdeki hesap çarşıya uy» madı. Lukroçya koynundah han- çerini çıkardı... tam vuracağı sıra» da Greçyo yattığı yerden. “anki hiç içmemiş, sazıki hiç sarhoş des Bilmiş gibi frlavıp kalktı ve Luk- Teçyanın bi'“imwlen yakaladı: * neler zeçirdiğini çoktan (o keşffet “miştim. Ve korkudan . birdenbire elin © — Alçak! Ben senin”kafandan - ğe Daşlamıştı. Greçyo mühim bir tehlike geçir» mişki, — Lukreçya.. benden one isli yordun? Beni öldürüp de eline ne“ ler*geçecekti? Ben sana ne fenalı: vaplım? Fakat, iyilikierim; saya bilirim diyordu. Lukteçya arık arada (o hiçbi dostluk rabıtası kalmadığını ani? yınca: — Böni Venedifte göndermeme ğe karat verdiğinizi o anadıkta; sonra, her şeyi yapmağa (kâra verdim, Kabahat bende değil.B; yolcuyu yolundar alıkoymanın ce zasını çekeceksiniz. dedi. Lukreçya. Venedik elçisinin pe yaman bir adam olduğunu biliyor YA NR