RU MaRr — as —20— ii Ama Soymamışlar; baksana, ve aitm köstekli saati &» İşin içinde kadın parmağı öl- rek, yerliler müthiş kıskany Öle , bak; gözlerini açı” a, is, yaşıyor. n yerinden doğruldu, bu. a Biz ne bilelim? Fransa ile « — Yehir kapısında idik, silâh i duyunca koğtuk ve sizi yer. Ae vaziyette buldu. 28iz gelince kimseyi görmedi. Bayım, Talada sildh sesi dü i Sokakta bulunan herkes 4”. evlerin ıgıkları söner ve Vİ kazanır. | ÜŞ elini ceplerine ve cüz. “attı. Her şey yerli yerinde yım, mademiri soyulmadı - İçinde bir kai olacak; tak'p etmek tehlikr. tir; erkekler çok kıskanç» | bir yabancının yerli kadın- mesine tahammül ede. Ba, İs rn Ne same canım, Paris pat. i 28 gidiyordum, yolumu şa- Memele bundan ibaret, | 9 halda sizi muhakkak soye | İvorlardı, Bizim hemen ve. “don gömiskle ortada kalin böyle nahoş bir vaziyet. için bizi mükâ « yı Tütağınım ümit ederim, Biz n düşmana olduğu gibi me- “e kursun atarız. Bari otetime kadar götürün. Maalmemeuniye efendmi, Serter, Standişin koluna gire üi > Eümesine yardım ediyorlar. ş İ8 hem gidiyor hem konu. Mi. Bir seneden farla bir ©, eberi Fasta askerliklerini başı Varboro diye bir a yor musunuz? diye sor. böyle bir isim işitme- ik söylediler, , Önünde askerlere bank. Urütırken, üzerinden bir şe farkina vardi. “İl, Portu çalmıştı. Bunu her. a yerli çalmamıştı. Hırsız- A *bepie yapılnışı? Acaba Mnu kaybetmiş olan bir “bi, Yaziyetini telâfi mi etmek A; © Standişin canı sıkıldı. N resmi makamları pa» İ, davranırlardı. ! rize esrarengiz bir şey- RK ,, * hakikaten osrarengizdi. i, “diş Kornciyayı âradıı sert bir adami tavrile omuz ie KR ir. Dün konuştuklarımız 4 1 karıştı. Bugün senin hak- si yduğum bu vepyeni şey» A, © fikrimi değiştirtmeğe «- A - Seni bir yere e bıraka. vi. Daima burada, benim ve yalnız benim kov- sm, anlıyor musun > Yalnız benim olacak» a soğukkanlılığını mw İmer, siz de benim Aşık» İç asında imişisniz... siz de Ni İM iyorumuz, öyle mi? İ *Ülümsedi, İV Sok heyecanlıydı: Uğk, v€t Lukreçya! dedi. Seni Aç, © Hem de delice seviyo. Mİ yanımdan bir yere biras Sta İstanbuldan uzakla- A Durnü Piyük hareketlı zabıta romanı p soyulmanıza mâni oldu, Yazan: OTWELE BİNNS mun ortadan kaybolduğunu anla « mıştı. Odasmda yoztu. Otel kapı. cısı, tanımadığı Avrupalı bir adr. mm Gari Standiş tarafmdan gel diğini söyliyerek Kornelyayı zi « yaret etmiş ve onunla btraber c. telden ayrıldıklarını söylemişti, Bütlin öğrenebildiği bundan 'br. retti, İsmini kullanmış olan bu s dam kimdi acaba? Fastn ismini bilen bi? tek kişi vardı; 6 tek kişi de onun buraya geldiğini bilmiyordu. Yanığı tahkikat © net'cesinde, Varborunun otele ayak basmamış olduğunu öğrendi, Kaptct ona: — Hayır efendim, bayanı al » meğa şelsn sarişm ve toparlak suratlı bir adepdı, dedi, Btandiş ne yapacağını bilmiyor - du, Ne yapabilirdi ki? Kornelvenm avdatin! beklemek. ten başka çare voktu Pasarorte. bun çalınması Kornelyanm orta » dan kaybolmesile alttrdar mıydı? Otelin holünde uzun müddet bskleği, Kornölya hâlâ görü mişti, Holde birdenbire bir heyecan dalgası velirdi: — Haber aldiniz mı? Yerliler Beni Ze-onula taarruz ettiler? — ra bizim ileri karakolları » rıza woldi, desenize, — Taza ve Fasta isyan hazırlık ları başgösteriyor. — Abdülkerim isyanı idare & | denlerin başmda,.. Konuşmalar gittikçe hararetle « niyordu. Standiş tafs'lât almak ir. tedi Kasablankak: tir... yahudi, pena, yu izahatı: verdi: 1 — Her şöym altından, Bu Ali. hm belâsı Abdülkerim çıkar, Bü. tün Fransız hudutlarını yak'p ye kıwor, İsyan büyüdüğü takdirde yeniden harp var demektir. Harp patlarsa, felâket, 1917 senesindek! katliam tekrarlanır. Yerliler çok mütesssip insanlar ve Abdülkeri » me taparonsma hürmet ediyorlar. Bunları söyliyen yahudi Stand'. si yalnız bırakarak miinakaşa © - den diğer bir grupa iltihak etti, Standişin canı sıkıldı, Fazsta harp | olursu, İng'iterede işlenen bir ci « nayetle kimse meşgul olmaz, likin Komelya ne olmuştu? Kornelya hâlü dünmemişti? Bir Fransza dert yandı. Fren * İht Nakleden : (Dünkil nushadan devam ) 'En güzel dakikalarının şahid! olan adadan bir sabah şafakla beraber hareket etmişler fakat akşam olduğu zaman daha on mil bile kotetmemişlerdi. Hare- ket ettikleri adz daha arkaların, d üyordu.. İkinci kaptan hikâyesine şöy. le devam etti: — Uyumamıza imkân yoktu. Hafif bir rüzgâr vardı. Ve biz bu rüzgârm devamını Allahtan I dua ediyorduk. Fakat heyhat ge, ceyarısından sonra bu rüzgâr da kesildi. Hava birden değişmiş korkunç bir hal almıştı. Güçlük- ie nefes alabiliyorduk. Bu iyi a, lâmet değildi. Nitekim az sonra büyük bir fırtmanın uzaktan u, zağa akseden gürültülerini duy- müğa başladık. Ben bu telihsizliğimize küfür ediyordum. O kalktı geldi beni aldı ve rozla yanma oturttu. AKiha inanmamı söylüyordu. Korkuyor muydu? Hayır. Kor kudun eser bile yoktu onda. İ, yordu. Artık bir mucize bekle- memiz lâzımdı ve o bu mucizenin de olacağına inanıyordu. mümkün mertebe korumak için kalıp palm arasına yatırdım. Ken, dim de üzerine kanandım. Bu şe. klide onu biraz olsun muhafsza edebilecektim. Artık firtina, de- ha doğrusu kasırga Üzerimize kadar gelmişti, Büyük dalgala, rm sırtında yükseliyor, yükse, Yor, sonraderinliklere uçurum” Tara dalıyörduk. “Bâzan da bir dalganm üzerinde dönüyor, dö, nüyor, kendimizi kaybediyor, sonra diğer bir dalganm üzeri, ne çikiyorduk. Da'galar bütün sikletiriyle üzerimize yıkılıyor, bizi tonlarca tutan ağırlıkları altmda eziyorlardı. Bavılmışım.. Daha doğrusu ikimiz de bayılmıstık.. Kendime geldiğim zaman bir kumsalda yatıyordum. Salımız param par- ga olmustu. Deniz durulmustu. Derhal onu, zavallı sevgilimi a, radım .O da hemen yanıbaşımda yatıyordu. Gözleri kapalı. Rervi uçuktu. Hareketsizdi. Onun öl, düğünü zannettim, Fakat çok sükür yanılmışım.. Hareketimi duyunen gözlerini açtı ve duat- — Üzülmeyin efendim, kadin ya! Eski bir shbabı ile Fasri bu gece hayatını yaşamak istemiştir! Üzülmeyin, üzülmey'n, Sabaha doğ ru gelir. Kadınları bilirsiniz. Stan“ie herifin yanağına bir te. ket esketmemek için kendini 2 tuttu, (Devami va) Mam. Lukreçva dalgın dalgın bakıyordu. “ — Şimdiye kadar bensiz nasıl yaşıyordur sinyor? Ben Vene dikten İstanbula ne Recep teisin, ne Çapraz Hüseyinin, nede Cemal çelebinin zevklerini tatmin o için geldim. Hele sizin bana saldıraca- Zinızı aklımdan bile yeçirmezdim, Memleketim bana bir vaziis ver» di. Bu varifeye siz de vâkıf oldu- nuz, Ben vazilemi yaptım.. mem» leketime dönmek istiyorum. Siz. yolumu keserseniz, vazifefizi vap» mamış olursunuz. O zaman $izin- le baska türlü konuşuruz. sinyor! Greçvo irade ve muhakemesini , kaybetmiş gibiydi. o Lukreşvanın sözleri kulağına bile girmiyordu. — Seni seviyorum (delim ya. Başka (o bir şey düşünemiyorum, Lukreçya! Seni elimden kaçırma mak *çin e mümkünse o yapac» alice ları kıpırdamağa baş'ad. Dua etmeğe bışlamıştı, çünkü değil günlü saati gelmişti artık.. Alla, hına dua etmekten başka ne ya. pabilirdi ? Derkal yerimden fırladım. Bulunduğumuz sada ayrıldığımız manı onu ber g-ye karşı koya, | | kamdan kosmağı taşadrar. İ 'Tam va tinde yetişmiştik. iras adası Muzaffer Acar yine Allahına dua etti, Artık Çaresiz kalmıştık. Hiç kimsenin onun kadar iç, | ten Gun elliğini görmemiş, duy, mamışsınızdır. Doğum sancıları başlamıştı. Hem (kıvranıyor, hem de Allaha dua ediyordu.. İçimi param porşa oluyor, ben 'de Bir ne göreyim, küçük bir girin, tide ufakbir kayık durmayor mu? Çıldırıyor muydum ? B'mi, yorum, Haym gördüklerim ha, kikatti.. İşte sahilde bir erkekle iki ka- dm oturuyordu. Bunlar bu ada, ların yerlisi, hattâ yarı vahşi kimselerdi. Fakat ne olur, niha- yet kadın değiller miydi? Koş- tum.. Onlara doğru koştum. Derdimi nasi anlattım bilmiyo. rum.. Fakat orlar anladılar ve derhıl yerlerin'en kalkıp sr. İkinci kaplan sustu.. Göğüs Firtma geliyordu. Sevgilimi | geçirdi. Sonra hikâyesine de- vamla: — Dünyaya gelen zayıf bir kız çocuktu. dedi.. Yerliler bizi de küçük kayıklarma sıkıştırdı. lar ve götürüp adamıza bıraktı. lar.. İki kişi ayrıldığımız adava üç kişi dönmüştük. Bizden hiç bir mül3fat ta istemediler, Yap- tıkları hizmetten memnun ve mütebessim bir çehre İle uzak. lerden çok daha yüksek vahşiler var.. Bizi saadete garkeden küçül âdamız yavrumuzun pek hoşuna gitmemiş olacak ki tam bir bu- çuk ay sonra ebedi uykusuna da, İarak aramızdan ayrıldı gitti. Fakat çocuk öldükten sonra güzel sevgilim onu görmekte devam etti. Daha doğrusu çocu, ğunu görmekte devam ettiğiri iddia etti. Hemen her gün 86ssiz, sada- sız otururken birdenbirs gözünü ufukta sabit bir noktaya dikiyor ve sonra kollarmı açıp ileriye doğru koşuyor koşuyordu. Tabif ileride eline hiç bir şey geçmedi. ğinden ümitsiz geri dönüyor ve kendini kaybedinöeye kadar ağlavordu. Ve nihayet nikâhımızı kıyan Misyonerin bir hayal olduğu fizrine yeniden saplandı. Bu de, Ta da adaya hiç bir Misyanerin “ Yırtılmış şaheser , (Bu parçaları ihtimamla toplayınız) Büyük anümhakımız selleeiendirecek ve büyük süsabakadan birimini. ne başladık. Bu mhaabıkanın adı “Yırtılımş saheseredir. Siz parça pre edilmiş W şüheserin parçaların çam parça edi'miş pu gelecek bir toplıyacak, | biribirine uygun gele parçalarını toplayacak, biribirine w Yeki swrelle yapıştıracak ve meşhur tabloyu ortaya çıkararak bum hangı Tesszhua €$6ri olduğunu ve kargı müzede bulunun unu söyliyeceksiniz. ik yapılacak şey bundan ibarettir. Bütün parçaların neşn tamamlandıktan sonra on beş gün içinde parçaları muntazam bir suraliş yapıştırarak bücmte getirdiğiniz resmi, tablonun vessanıv min adını ve tablonun kangı müzede bıvunduğunu da yazarak üzerim de sarık isim ve adresin yazık zar) ıçıns koyacak ve zarfı başkası ia» rafından açılmıyacak şekilde müRürl yerek, 6 net noter Galip Bıngö de teslim edilmek üzere idörshenemize tevdi edecek ve mukabilinus sdarehenemizdn sıra numarası taşıyan hır numara alacaksımız. Zarlların içine çımdıye kadar gazetsmızın başlığı yanında neşredi. den ve 365 numaraya kadar da devam »decek olan kuponları koyma" ya lüzum yoktur, Bunlar üç münabaka bittikten ve müsabakalarda kazanı) dıktan sonra hediyeler alınmaya gelladiği an“ gösterilecektir. Müsabakalarda kazanmış bulunan bu okuyucumuz bize bu kw ponları tam olasak veemezse bütün hakkını zayı edeceğimi bilmeli ve bunları bedellerin; ödemek istese dahı |oydasız olduğunu bilmelidir. Büyük bir fırsat Hdurehanenviz. musabukalarınızın Kolaylığı ve cazibesi karşısında böyle bir fırma Kaçırmak tebemiyecekieri Dulumabileceğini düşünerek bu gibilerine, şimdiye kadar geçmiş kuponları tamamlayabilmelerine imkân hazırlamıştar. Bu cibileri, bu arisahakn netlerlenip de hal zurflarını İldarobanemize teslime #devekleri zamana kadar bütün kuponları Becellerini Sdemek suretli ta amamlayabilec»klerdir. Yırtılrmış şaheser 81 parçadır. (81) parçaya ayrılan şâbeserin çırçaları birey içimde Tussarırn bitiyli, meye gayret cüllveektir Hediyelerimiz Tertip edilesi öç müsubakanın biçin 4> balledenler şu hediyeleri ka” canaraklardır: 1 — Ex (10 teşrinlevvel 1940 10 teşrimevvel İYAI weiesi içiarle yapt rılacak ve ayda mütahasınil olduğu kira derelinden sayar taksite lere musubakalarımızı doğru mallereme verilecek Siranbakalarp mez doğru talleden ör kişiden tazin oluru ürsrmda kâtibindi) huzurundan vura çeklircektir. | 400 üre nakld | Ew Kazsnamıydair arasında yeniden © çekileceği #urada kazınacak beş Kişiye tese mükafatı &i Kırka: Hrm) 48 rs | Peselli müküfatns gazananıyanlar o arasında çekilecek sur'uda kuzansesk bir Kişiye 20 "irohk pardest ninak amkk seren olr Kartj s0 lira 20 “ral pardesb siemak sakkımı karananıyanlar uras da çekilecek kurada Kazanacak iki kişiye 18 er lirik cards almak nakkım vren Karl) Geri kalanlaf arasında çekilecek o wur'ada 5 kişiye birer senelik Mater aBomemi 4 — Geri kalanlar aramda çekilecek sur'adn 5 kişiye miti aylık Haber edememe Bir tavsiye ) — 5i parçayı biribirme yapıştırmaya elimizde en az on veş parça bu ara daa) Oöeşlikims yaz. 4 — Parçaların sonartarından kesmeye başlamadan hans kalmen bir wükavvaya renkeiz Sir M:lâyin yapıştırdıktan sonra kesiniz ve mraytermalae rine böyle mukuvsays vapışlırılmış pürçülârla yapınız ki sizi ince küğrl sıyrılarak şaşurtımış “heman. Ne yapabilirdim 7 Nikâhrmızın kı yılmadığına ve içimizi yakan bir hevesle biribirimize yaklaştığımı za inanıyordu. Tekrar ona haki. kati göstermeğe çalıştım, çen. gelli iğne meselesini hatırlattrm, fakat hiç biri fayda etmedi. Artık evli olmadığımıza ve gü- nâh işlediğimize inanıyordu. Bu. mun üzerine vücudumuzun bazi yerlerini büyük yapraklarla ka, pattık. O güne kadar beraber yattr- ğZımız halde, artık ayrı ayr yerlerde yatmamız lâzım geldi. ğini de söyledi. Bunun Üzerine ona ağaç dalları ve yapraklar, dan küçük bir kulübe yaptım. Onu bu yanlış fikrinden cay- adanın yarısı kadar. küçücük bir | çıkması olduğunu çocuğunun | dırmak için ne yapabilirdim? E. şeydi. Bunu ona söyledim, ve o ' söylediğini iddiaya başlamıştı. | limde delil yoltu ki. Ne evlen, Topkapi”Sarayina â i TT; ASUS :'LUKREÇY EY ei KT aglar ligi il GİZLİ Nİ # rar RR SERTEL ima da benim olarak burada kala — Demek ki, Venediğe hiçbir yelkenli gitmiyor, öyle mi? — Hayır. Senin için hayır. Bundan sonra hiç bir gemi seni Venediğe götüremiyecek. — O hâlde biraz sakin olunuz. Ben bilirsiniz ki, bu kadar hay- Vanlaşan erkeklerden hoşlanmam. Kabınızdan dişarıya çıkmamağa çalışınız!Belki sizinle uzlaşabileriz. Lukreçya, Venedik — elçisinden bunları beklemivordu, İşi azıştır. maruak İçin birdenbire yumuşe- Haydi, yeğ. bir kadeh şarap veriniz sinyor! ARADAN GÜNLER GEÇİNCE Lukreçya, aradan günler geçtiği balde, Greçyonun elinden bir türs lü kurtulamıyordu. Gündüzleri ev. de yalnız kaldığı da vakiydi. Fa» kat, Lukreçya kendi kendine nere» ye.gidebilirdi? İstanbulu tanımıyordü. Yelken- liler nereye yanaşır, gemiye nasıl gidilir? Bunlar ancak bir erkek i şiydi. Lukreçvanın bir gün tepesi attı: — Bu herifin elinde esir (gibi kalacek mıyım? diyerek * Greçyo hakkında fena karar verdi. Tıpkı bir engizityön papazının Verdiği kararlar gibi. O akşam Götçyo çok neşeliydi. Eve gelir gelmez: — Padişah İranda çök kalacak. mış. Akdeniz artık tamamiyle bize kaldı, Lukreçya! dedi ve Venedik dilberinin boynuna sarıldı. — Bu mesut günleri bana göste ren sensin, Lukroçya! Sultan Mu- radı tamam bir sne İstanbuda oyaladır... Bize Akdenizde hazır lik yapmak imkânlarını verdin, sa na teşekkür ederim. Eğer Venedik te olsaydın, (senato) azaları senin heykelini yaptırırlardı. Maamafih bunu ben de vaadediyorum. Gü- nün birinde Venediğe seninle be raber gideceğiz. ve orada kahras man bir kadın heykeli gibi, senin heykelin dikilecek, Bunu ben yap* tıracağım. Lukreçya! Bu sözler Lukreçvanm kulağına girmiyordu, O. er söylenen sözün kendisini avutmak için söylendiği” de bir hokka!.. Hiç biri hiçbiri yoktu. Bu hata ne ona aitti, ne de bana.. Kari kocu olmadığımı zâ öyle bir inanisı vardı ki Za, man zaman ben bile şüpheye dü, şüyordum. Anlayorsunuz değil mi? Bu kadın da taassup dere, cesine Varan dini akideler vardı. Artık kafasına tamamen yerleş, tirmişti: Kanunsuz Kir gekilde gayrimeşrü olarak birleştiğimiz için Allah yavrumuzu almıştı. Buna inanıyor ve bu inanış onu harap ediyordu. Bu şekilde iki ay yaşadık. İkinci ayın sonunda idi, adanm civarmda büyük bir yelkenli çe- minin geçtiğini gördüm. İşaret. ler yaparak kendimi gösterdim. (Lütfen sayfayı çeviriniz) ne kaniydi, Luk oşyanın sabrı tükenmişti. Greçyo şaraba dalmıştı: — İçelim, güzelim! şarap içte lim... diyerek mütemadiyen içiyor ve Lukreçyaya da şarap uzatarak: — Dünyada insanın şaraptan daha sadık arkdşı yoktur, diyor. du. Lukreçy o gece Greçyodan çok nefret etmişti. Elçinin uzattığı şar rabı içmiyor, faxat, kendi kadehi» ne kendi eliyle şarap doldurarak; — İnsana şaraptan daha yakm, dana sadık bir arkadaşı (ovardır: Viodanı. İnsan, bu arkadaşla ülfet ettiği günden itibaren tekâmül ete miz sayılabilir. diyordu. Greçyo kahkahayla gülüyordu: — Vicdan, zay ruhlu, hasta insanların dayandığı bir kuvvettir. Akıl ve iradesine güvenen bir İne san hiçbir zaman vicdanmndan yar» dım dilenmez, diye cevap veriyors du. (Devamı var)