2 ŞUBAT— 1441 Dünyanın Fılmi Mösyö Musolinl, geçen gün hal Yan milletiyle yaptığı bir hasbihağ- in söyledi: “Armayutlukta İfalyan sökerleri muhteşem bir tarzda hareket #tmişler ve afsane- Vi mahiyette şan ve şeref yapmış” Medir, Bütün dünyayı hayran be lardır, Valinda U:bahar ge klir. Ve mevsimin istediği gibi Glizel şeyler gelecektir.” Görüyorsunuz ya, yalnız arma vatlukta deği, İlalyan askerleri min barp ettiği her cephede Tehleri- me bir hareket, bir muvaffakryet şaydönülmemişien, bermutad ye tatlı sözler ve tehdit! Bü yıl kati netice alınacağı mi. dinde olan Her Hitler de, son Be 8: “İlkbaharda düşmanla el vetierimizi ölçeceğiz!” diyer, Desenize, yine ne olacaksa v Zavaliş dünyaya olack, binlerce ve lerce İnsan ölecek! devlet şefinin sözlerinden « dünyanın bir saniyelik fi. £elin beraber çevirelim: İtalyanları tazyik eden kıskaç: e, Habeşistanda ve Eritre- “6 lnriliz harekât, Onli sdads Açlık, Komanyada Alman askerleri» w bazırlıkları, Bulgurstunda isti. korkusu, Berlinden tehditler; snap Kıyılarmda, yalnız Alman kayyareteri değil, Alman zırlılı fır- ları da bahis mevzuudur, Hür gansız olusu Kerese'de taarrızs Şesti, PaaliZeto Japon tazylid, Sin veya siman tedbirler, Laval yi Kağırmıya teşebbüs etmiş, erikuda İngiltereye yardım faa- Meri, dapon hariciye nazırınm tavassnta, Çin - Japon harbi, eniyde İngiliz donanmasının İ- "a e lonuna meydan okuyan bir Le sma “yi değil mi? Fakat rağmen, şurada burada, dün- Ta treninin yoldan çıkmasını önle” ü İşin uğraşanlar da var, Mih- #rcilor, bunları manyok bir treg aksama bensetiyorlar sma, m Yine gördüğü korkulu rüya- Di ba ellerin dikkat ve yardımiy- lke. Niki “labilen ne mesut... ma, akika, - dilmyanm. bu kanlı ENE, karmakarışık vaziyeti mda, İnsanım kolay kolay mik- Şiması güç bir şeydir ama, biz, “milleti muhakkak Vel mölcbiniz, vi bunu bize Ebedi Şefimiz de hazer Dünyan, yeis kapladığı €y Türk senin şınrm Bikbin olmaktır,» Kavgaya eğer düşerse tedbir, İşte kalem, işte tik, gimşir! LA EDR! MIM Bira Ve Meşrubat Türk Ananim Şirketinden: Hirketimizin hiasodaran beyeti umu Yas mureti adiyede © 20 mart DA müsli salı günü seat 9, . İsltibulda birinci Vukıfhanda 82- Piaralı daimede akdi içizan eyi hissvdarinrm nazarı ittildna tr. İşbu heyeti tmumiyeye İp #iecok hissedarların malik Gi uş bisya senetlerini nizamasmel İZ ahkâmna tevlikan (tarihi das ön gün evvel İstanmulda bi- Vakıf banmda 3238 O nümarat “irsye tavdi essek mukabilinde bir ühbaz almaları muktezldir. MUZNAMEİ MÜZAKEBAT 1 — Meclisi idare ve mürakip rspo? TER Okur maa, Mi “> Mü senesine ait bilânço, Kâr ve mi Birir hesabatınm okunması ve tasdl $ — Möcllür idare ve mürakibin fir tası, .— vu örakip tayini “ Salamlı ent. la kame TASHİH İLANI Bakırköy Bez Fabrikası Mes'uliyeti mahdmdeti Memur ve işçileri Kooperatif şirketinden: Borlivbatı ilhnda; 1040 hemp yh me #islâde heyet o topirnte e A eünü Yazaşı olduğu halde sek” İM2041 oarak tehrir ve flan © ali lenin ietetkik anlaşılmanta > Dân olunur. , 'Dünya gazetelerini Karıştırırken Hayvan vagoniyle seyahat eden yolcu Fransız güzeteleri, Fransada demiryolu nalliystmda yolcu vagonlarının kâfi gelmediğinden ve bu yüzden yolcuların kısmen hayvan vagonlariyle seyahat et- tiklerinden bahsederken 1872 de geçmiş gülünç bir vakayı anla- tıyorlar: Tanmmış bir Fransız tüccar, kısa bar seyahat yapmış, akşam son trenle evine dönmek istiyor, fakat aksi bir tesadüf eseri ola- rek treni kaçırıyor. 'Tüccart tanıyan, belki de ak- şam evine dönmezse ertesi gün karısından dayak yiyeceğini dü- şünerek acryan bir istasyon me- muru kendisine yanaşarak: — Bayım, diyör. Bir çeyrek saat sonra g'leceğiniz şehre uğ” rayan bir hayvan treni geçecek tir, istasyon müdüriyle görüşü- büz, belki bu trenle seyahatinize razı olur. İstasyon müdürü tücearm tediği müsaadeyi derhal veriyor. Fakat iş seynbat ücreti mesele. sine intikal edince bir tarife me” selesi ortaya çıkıyor. — Bir hayvan vagonunda sik- lete göre Ücret alınır, sizi bir &- küz olarak kabul etsem, fazla üc- ret vermeniz lâzım. Koyun far. etsem kumpanya ziyan eder, O halde sözüm meclisten dışarı, sizden bir domuz ücreti almıya mecburum. Karısından çok korkan tüccar mütevekkiline: — Peki! diyor. Ve bir hayvan vagonuna yer Jeşiyor. Birkaç sant içerisinde seyahat bitiyor. Fakat trenden iner in- mez istasyon memuriyle karşıla» #ıyor; memur Soruyor! — Siz bu trehde ne ariyor. nuz? — Bir domuz biletiyle seya. bat ediyorum. — Peki amma... Bu takdirde istesyondan. dışarı çıkmanıza müsaade &lemem. Çünkü talimat name ahkâm! açiktir. Bakınız, size de okuyayım: “Hayvanlar, sahipleri veya çboanları beraber olmadıkça istasyondan dışarıya çıkamazlar. Muvakkaten istas yon ahırında muhafaza edilir ler.” — Fakat... — Fakatı, mekat: yok. Tali- mat, talimattır. Vezon defterin. de domuz Olarak kayıtlısınız. Sahibiniz ve çobanmız da yok. İstasyondan çileamazsımız. Zavallı tüccar kendisi gibi sa. hipsiz ve çobansız olarak yola çr karılrarş olan iki inek, ki do- muz ve bir dana ile beraber ahi- ra konur, Birçok müracaatlar. dan sonra şi-sendifer umum mü. düğme big yiz HABER len cevap Üzerine ancak günü öğleye doğru serbest bıra- kilır. 2 Fransız gençliğine tavsiyeler Mütarekedenberi (Fransada — Alksım vostası Sebepsz hayat pahalıliçınin iç yüzü; 2 Yağ fiyatlarındaki anormal yükseklik... Toptancıların da hâkim olmalarından Gıda maddeleri üzerinde yapı- | yorlar demektir. Çünkü geçen se, lan ihtikârden bahsederken yağ- ları birinci plânda tutmak ica, yeni bir hava esiyor, Fransız ga- | beder. Çünkü yağlar gıda mad. zeteleri bir taraftan hari hârıl harpte yenilmelerinin sebepleri» ni araştırırken, bir taraftan da | Franz gençliğini yeni bir hava içerisinde yetiştirmiye çalışıyor. mış eski ve beynelmilel gazete- lerden tutunuz da başkısı bini zetelerinde bile bu hususta sütün #itun yazılar var. Aşağıda nak- İedeceğimiz yazıyı bugüne kadar adımı bile duymadığımız bir vi. lâyet gazetesinde gördük. Bu yazımın okunması Fransız genç liği için olduğu kadar bütün diün- ya gençliği için faydalıdır; sani- yoruz: “1914 de yaşıyan insanların fedâkârlığından sonra memleke. timiz gençliği insanlığı siçaltan bir hodbinliğe düştü. Bu reslin hayat düsturu şu oldu diyebili- riz: Her şeyden evvel ben! 1920 | il yağın toptancı elinden çıktığı | ile 1940 arasında yirmi yaşmda olan meslin bedeni kuvvetine memleketin ihtiyacı vardı. Müs- takbal vazifeler uğrunda ciğer lerini ve aialelerini sağlamlaş, tırman lâzimgeliyordu. Fakat, sen cigara dumanı dolu kahve- leri temiz havalr stadlara tercih ettin. 3 eylül 1939 da harbe çağ- rtldığm vakit bacaklar © Otuz kilometre o yürüyemiyecek ka- dar narinleşmişti. Halbuki kar. şmde, vücutlarmı, memleketleri- ni kuvvetlendirmiş milyonlarca genç vardı. Onlar memleket i- çin yorulmadan o çalışmıslardı. Seni çalışmıya davet edenlere red cevabı vermiş ve haykırmış- tin: Her şeyden evvel ten! “Şehirlerde liiks içerisinde ya. şamak istedin, Ve Fransayı hiç dilgünmeden ailenin ektiği tarla- yi bırakârak şehre koştun. Tar- lalarımızda buğday yeşilenmez oldu. Fakat ne zararı var. Me-| dem ki yorulmadın. Her şeyden evvel ben! "Fabrikada, her iş sastinin memleketin refah *e zenginliği. ni bir kat daha arttırdığını u- nuttun. Az çalışmak, fakat çok yevmiye almak istedin. Halbuki | bu zaman içörisinde başka mli- letlerin smeleleri çalıştılar. Ve birkaç hafta içerisinde Fransayı dünyanm en zavsil! memleketi haline koyacak âletire yaptılar. Fakat sen çok kazandın ve az ça- hıştın. Her şeyden evvel ben! “Fransanın vatanına hizmet edecek ve memleketi koruyacak çocuklara ihtiyacı var, halbuki sen güzelliğini bozmamak, veya, hut onları beslememek için ç0- cuk yapmıya Tezi olmadım. Her şeyden evvel ben! dedin. Her gey» den evvel Fransa demek lâzım olduğunu unuttun. “Bugün yirmi yaşında olan sen, kendini düşünmeden evvel yalnız memleket için çalışırsan harap Fransada mamureler yük- selir. Her şeyden evvel Pransa' “Putin eziyet içerisindesin. ıstırap çekiyorsun. Ayakların çamura saplanıyor, ellerinde a. gr âletlerin yorgunluğu var. Zararı yok, yavaş yavaş . . ie aylar Düame em sal Her şeyden evvel Frana! Eğer dinlediğin bir ta- kım muzir naihatten kafan dol- mussa iylee düştün. “Su nashatleri verenler kim Arsa alen bu fikirler her gev- den evvel memleket diisincesine md ine muhakkak fena fikirler. j dir.» lar. İsmi bütün dünyada tanım geçmiyen tanınmamış vilâyet ga- delerinin esasmı teşkil eder ve bugün aylık ihtiyacını tedarike çıkan aile relelerini en ziyade İ düşündüren yağlarm pskalılığı. dır, Yağlar hakikaten pahalıdır. üstelik temiz de değildir. Buglin piyasayı tutan yağlar yağları, "Trabzon yağları ve ve jetaiin yağr. Bunlarm İlk ikisi tereyağları arasmda sayılırlar. Bir de ayrı, ca tereyağ dediğimiz tuzsuz yağlar vardır. | Bizi en ziyade alâkadar eden Urfa yağlarile Trabzon yağları. dır. Urfa yağlarmın bugün kilosu 170 kuruştur. Belgöiye bakkal, ların Urfa yağlarında yüzde 5 kâr etmelerini muvafık görmü- tür. Fakat mesele bu kâr da de. fiyattadır. Filhskika toptanetlar da malı yerinde pahalı aldıkları | n: İddia ve isbat edebilirler. An, cak şunu da göz önlinde tutmalı. dır ki bu toptancı tüccarların hemen hepsi Urfalıdır, Diyarba,, kırıdır veyz o Malatyalıdır. Ve memlekette maliyet fiyatı üze rinde Tol oynayan da bu tilccar- ! İsrm ya ekrıbasıdır, veya orta, Zıdır. Böylece kollektif çalıştığı | için ihtikârm yolunu kesmek bi. raz müşkül olmaktadır. Urfa yağı denen bu yağlar İ&, tanbula Urfa, Diyarbakır, Ma- Jatya, Gaziantep ve havalisinden |, gelir. Yaptığımız küçük bir anket neticesinde alâkadarlar bu seneki pahalılığs sebep olarak yemekle- rin yani arpa ve otun fiyatlan, miş olmasını ve koyunlardan lü, zumlu miktarda süt almamadi, m binaenaleyh yağın az ol duğunu ileri sürdüler, Filhakika yemler geçen senekine nazaran biraz pahalsdr, Fakat herhalde bu pahalılık yağların kilo böşi- na 40 . 50 kuruş fırlamasına se, bep teşkil edecek derecede değil. Sonra koyunların öz süt ver- diğini bu sene az yağ elde edil diğini de kabul edelim. Kabul ettik ama, diğer taraftan bu se, ne Urfa yağı istihlâkinin de de görülmemiş bir şekilde arttığı da muhakkak. Bilhasan Ordu Urfa yağının en birinci müşteri, sidir. Bu seneki Urfa yağı istih.. Jâki geçen senekinin iki mislidir. Bunu bu işin “içinde bulunan yağrılar yüksek fiyatlarını haklı göstermek için söylüyorlar, Fa- kat gene aynı ağızlar bu sene az yağ elde ettiklerini de iddia edi- yorlar. Şu halde bu geniş istih, lâke hangi #tokleriyle cevap ve. riyorlar? Eğer hakikaten büyük stok, lariyle bu ihtiyacı karşılayorlar» sa O zaman büyük ihtikâr iyük ihtikâr yapı: | yabaz esas itibariyle üç smıftır. Urfa İ neki düşük maliyet fiyatiyle stok edilen mallar, bu sene anor. mal bir yilkselişle piyasaya çı, » yani piyasa bilhassa yükseltiliyor demektir. Yok eğer stokları yoksa O z3- man da mahlüt yağ sattıklarını alenen itiraf ediyorlar demektir. Çünkü bu sereki yağ imalâtınm geçen senekine nazaran pek dü- şük olduğunu kendileri söyle, mekte ve bunu vüksek fiyatları, na karşı bir kalkan olarak kul, lanmaktadmlar. Yağ işinde ihlikârden bahse derken hile akla daha yakın ge- liyor, Yağ piyasasmda mahhitçuluk © kadar tabii bir hal olmuştur ki istihsal piyasasına ileri geliyor | olan maiyetler gibidirler. belediye köoneratifi bile halka | temiz yağ yedirmeği ken, hâlis Urfa veya Tratzon yağı temini değil de temiz bir mahlüt imelini muvafık görmüş, tür, Filbakika o bugir piyasada mahlüt olmayan yağı bulmak bir meseledir, Mablât yağlar: yapanlar bil, hassa içvağlarından istifade et- mektedirler. İnsan merak edi yor; Acaba ber gün kesilen yüz. lerce koyundan çıkan binlerce kilo içyağı ne oluyor? diye kendi kendine soruyor. Filhakika bu iç yağlarının sa, nayide kullanması Yâzımdır, ve sanayide kullanılmak üzere iç, yağı almak ruhsstiyesine malik kimseler de vardır. Fakat bu on binlerce kılo içyağının ta- imitmem sanayide kullanıldığına en safdil olanlar bile inanmaz. Sonra ucuz nebeti yağlar da içyağiyle birlikte mahlüt karış- tarılır ve Urfa kokusu versin di. ye bir miktar bakiki Urfa yağı da bu mahlâta flâve olunur. Meydana gelen yağ ise piyasada “hakiki Urfa” dır. Mahlâtçüluk © kadar ileriye gitmiştir ki, Balıkpazarındaki mahzenlerde, dükkân üzerindeki odalarda gizli imalâthâneler de ne yapılır bunları Allah bilir, Trabzon yağlarına gelince: Trabzon yağlarının bu sene İs, timlâki artmamıştır. Meliyet fi, yatlarının yükselmesine sebep yalnız yem pahalılığıdır. Fakat arpanm, otun kiloda iki üç ku- rüş yükselmiş olması acaba ya: gm fiyatında kilo başınla 60 , 70 kuruş artmasını sebep teşkil eder mi? Gecen sene bu mev. simde Trabzon yağları 90 kuruş | iken bugün 155 kuruştur. Tuzsuz otereyağları gelince, bunlarm fiyatları 160 ile 250 hattâ 300 kuruş arasında değiş, mektedir.” 300 kuruşa satıl tuzsuz tereyağın lüks sayılması icabedeceği muhakkaktır. Ucuz tereyağı ustalıkla yapılmış mah- Jütlardır... Bunların suyu yüzde yirmiyi bile geçer. Tereyağtarı- nım içine neler katıldığını bilmek mümlrün değildir. Çünkü tere, yağcıların atölyesi mukaddes ve yabancıların girmeleri memnu olan iPEK SIREMASINDA detintir. | | sebep teşkil elmese gerektir. İ | BU AKŞAM HARIKULADE MERAKLI wi HEYECANLI SAHNELERLE MEŞHUR POE1S HKAFİYESİ İNİK KARTER (Casuslar Pe Ayrıca memleketimizin güzel kı ZÜMRÜT YALOVA ve MİLLİ ŞEFTMİZİN YALOVAYI ZİYARETLERİ Bir de vejetalin yağı vardır. Harbe kadar bu yağların etasini koko teşkil etmekteydi, Halbuki harp dolayısiyle memlkketimiz koko gelmemektedir. Kokoda. yapılmış olan vejetalin yağları çok evvelden yapılmıs ve stok edilmiş mallardır. Fatrikaların ellerindeki koko (stoklarını de bitirmiş oldukları tahmin edilir, Bu vaziyete göre bu veğlarm maliyetini eski ohesapinta göre yapmak icabeder. Halbuki veje, talin yağı 70 kuruştan fiyat murakabe Komisyonunun kara, riyle 80 kuruşa çıkmış ve nihae yet 90 . 100 kurusu kadar da | fırlamıştır. Vejetalin fiyatlarınm o böyle yükselmesine sebep koko işleyen | fabrika sahiplerinin belediyeye müracaatla ellerindeki stok ti, kendiğini ve hariçten koko gel, mesine İmkân bulunmadığım söylemeleridir. Hariçten mal gelmemesi, stok- larm fiyatlanmasina omeşrü bir İaşe müsteşarlığına bağlı fiyat murakabe müdürlüğü gıda mad- deleri üzerindek! lüzumsuz fiyat Yükselmelerini tetkik ederkep yağ fiyatları üzerinde de her halde durulacağı kanaatindeyiz. MUZAFFR ACAR | IHABER'iN Bulmacası M2 g0 İm EAT Soldun soğa 1 — Bir sebze, 2 — Pazı kapılarım öbünde olur, yemekte iştiha açar, 8 — Büyük kama, bir «mir, #— Bir renk, kirin yerleştiği yerler, 5 — Kr zartan vasıtası, vicudumuzun Yuru şek kismi, & — Doğum milehamsisr nin yerürmensı, eşeği teşvik eden DİP tabir, ulinbede bir harlin okunuşu, T — Vücudü idnansız adım, bir erir, — Bilyükee, işçi O© — Tirmakiarile vücudunu okşıyan, tir edat, — Ar fabeden iki biri yanyana, kendine hö- kim. 3i — Tübüyan, seker, Yukardan aşağıya: ? 1 — Rezalet, 2 — Erkek nismetçi, i kulübe, 3 — Çınlıyan alet, biribirimi tekmei:yen, 4 — Muzun akti oca, stirap, 5 — İvasn yuvasi, Sünni gel meden düşürülen çocuk. 6 — Akal, es &i bâkim, güzel sanat, 7 — Bir har maş, yaşlı, $ — Bir renk, teneke yön ptştarun. bir edet, 0 — Sen © derdee, parayı cepler çeker, 10 — Güzel We kulu bir ot. Cçnuhi Amerikadaki bir hükümetin vanlandaşı, 1) — öalık ty zağı, eki Türk hakanlarından biri. 17 memaraiı bulmecsmezn halis 1 — Yukaratam, 2 — Otağ, R. Ye, ra, 3 — Lüp Kalafat, 4 A, Âv © nak, 1. 5 — Çamaşır, Yan & — İzsk Li Fena, 7 — Kukalata, 1, $ AS Ans, A, A,9 NN, Dal, Mrdep 10 Kerevir. NE 31 — Bal Ezan! dolu, emönlsız bir Him Şınde ) pal sreniden