I SUBAT — ğe ——.. m AŞ Yazan İlhan Tarus eğ Bir damlası seni mezara gölürecek olan binlikler, biribiri ardı sıra kapının eşiğine diziliyor. Yakında o geberecek. 8in. Bizim zevk ve sefa da pây- dos olacak! Duydun mu? Demek 86ni kurtarmak benim için artık sadece bir insanlık borcu değil; Aynı zamanda kendi menfaati min de icabıdır. Yalnız seni de- Zil, kendi şeref ve haysiyetimi de d& — kurtaracağım. Binacnaleyh, diz kapaklarından yukarıya ve midenden aşağıya tasllük eden bütün ârzuların, karnımda kalas. caktır. Bu cihet böyleere malü- mun ola!” iMitadı hilâifma ufak bir şaşkmlık gecirdi. Yine mutadı "arlâfma sükünetle cevap verdi: — Fakat ben ne yaptım pro. Tesör ? |, © Sen ne yaptığını pekâlâ bi- Misin, Sarap içmek, kızları bu. aya davet etmek oyununu ku, sensin. Bunu inkâr etme! — Vallahi ve tallahi... | > Susacak müsin Kâmil? > Hayır, bu akşam bir mah, KÜ gibiydi. Saadetinin bir gü FÜLÜ ile bitmesini istiyordu. Bir Tüya ile beraber yatağa girmek tiyordu. Ama ben biraderi (Sözar) la beraber yatağa giren Lukresya) yı hâlâ affetmiyor. düm; İ md Daha fazla ısrar edersen etini Şehir Tiyatrosu reji, SÖlÜğüne haber vererek maaşı. Si kestiririm. Zaten firsat bek- "iyorlar. Biva'yı dn koğarım. Kalktım, içecek bir bardak su Masanın : Vi #ürahi boştu. Kendimi merdi, Siki Attım. Tulumbanın buz an UYU Yüzüme aktıkca göğ. çapı, kan cendere gevşiyor; amma uğramadan yukari wEkim. Yatakta, keskin iki We şi! İri ; ; i il i j ; j Hi i . 5 Onların ağzında sir sakia- e a devletlin? Bereket versin öge kulunuza mürasant et de... işi derhal anladım ve valde (na haber verdim. li Örer” LE Zindanda. —E İyi olmuş. Tam yerini bul: ği Kim attırdı zindana? içeriye Fakat iş bitmiş Paşıcığım. Ze yen esmer delikanlıya ikide bir göz kırparak biraz daha bekle- mesini emretmesi, sonra ağla, ması ve şarkıya devam etmesi; beni göz göre göre bir cinayete doğru sürükliyen bütün bu ko, medya; bu aşağılık oyun, artık bilmeliydi. Fakat yarı çıplak bir halde giyinirken Eva soluk solu- şimdi endişeyle buğulanıyordu! “Kızma, dedi, sana beğendirmek için bu kızları getiriyorum. İst, yorum ki sevesin!.,, — Eva, sen çildırdın mı? de, dim. Avucunu şakağı hizasmda oynattı: — Şimdi değil, yakmda! Yanakları sarkıyordu. Alt dü- dağı kıvrısyordu ve kırpmadan yüme diktiği gözleri, yavaş yâ, vaş yaşla doluyordu. Pantalonumu çektim ve asağı. ya indim. Kâmil traş oluyordu. Korku ie sabunlu yüzünü bana çevirdi. Ne söyliyeceğimi merakla bek. Eyordu. Ben bir sey demeden koltuğa oturunca: —-— Eva sana bir gey mi Yu murtladı? dedi. — Hayır! — Ne dedi öyleyse o dün ge. ceki halin? — Ne olmuş? — Korktuğun bir şey vârsa söyle, anlayalım. Elinden bir şey alınmış gibi bağmıyordun. Fa, kat maksatlarını gizli tuttukça, hele bunları başka maksatlar al, tında ( gizlemeğe çalıştıkça, bu işin içinden çıkman, cıkmamız paleğirmağdar. — Bu sefer galiba ben yenilecek: tim. Buna meydan vermemek lizımdı. Aksi gibi de bütün yol, ları kesmiş bulunuyordu. Vakis hiç bir şev gizlemiş, fenabir maksat tekip etmiş değildim. Bundan emindim. Fakst yalan dn olsa bu herifin şu dakikada benden kuvvetli olduğu süphe götürmezdi. — Kâmil, dedim, hayallere ka, pilma yine. Benim halis niyetli duğumdan süphe etme. Şunu düşün: Ben Adi işler yepmak i- çin fırsat kollayan adamlardan değilim. Hele seni böyle işlere âlet itihaz etmeyi en delice bir hareket gayarım. — Neden? Beri buna bile lâ- yık görmüyorum. — Seviyor musun, &ciyor Mu, sun? — Düşünüyorum! — Profesâr, sen hem akıllı. hem abmaksın! Bunu artık 89. lsdim. — Emin misin? Yüzünü duvardaki ama gülibe synaya 77. sım; Bu adam zindanda iken, Luk Teyayı bir ticaret gemisile men Weketine gönderiniz! Onu İstarbul dan uzaklaştırmadan, ne si> devlet lime huzur ve rahat yardır; pe de kulunuza, , Mustafa paşa o günlerde Luk reşyaya o derece : şkünlük göste tiye, Bara ARE viyordu ki... onu kendi eliyle Vene- diğe değil, saraya bile iarie ede Haremağasma rini söylemekten çekindi: Dört duvar Lİ Ayi HABER — Akşam postası di döndü. (o Usturasız dayadı: — Kat'i olarak! dedi, Eva odaya girmişti: — Kâmil bey, diyordu, bir solra hazırlayacağım. Mariks. nm parmağı ağzında kalacak. Sabaha kadar eğleneceğiz. Yan görle bana bakıyor ve gülüyordu. Yerimden kalktım: — Ber de sana yardım edece- Zim Eva, dedim, çarşıdan ne alınacaksa söyle; bir liste yapa. lum. Bu akşam bir gilzel keyf e. delim! Akisi de hayretle yüzüme kıyorlardı. Aldırmadım, cebim- den bir kâğıt çokardım, yazma, ğa başladım: Beş kilo şarap, bir kilo pirzo. Ya, bir kutu yalancı dolma... Hızla geri döndüm, Sokak ka, pısını acık birakarak yokuş yu- karı koşmağa başladım; Yüzü, müm derisi yanıyordu ve körlü, tük bir sarhoş gibi sendeliyor. duma. Kaollarım dolu olarak eve dön düğüm zaman Eva ile Kâmili; odada karsi karşıya oturmus, beni bekle” buldum. Soluk solu, ğa içeri gı.dim: — Haniya Eva, dedim, hani hazirlik? Hâli burada otürmuş; çene yarıştırıyorsün! Yoksa vaz mı geçtiniz? Yere bakarsak yüzünü oğu$. turan Kâmil: — Hayır, bayır vaz geçmedik. Yalaz... — Yalnız? — Sen bizi biraz saşırttın da.. ar. Neye? sa — Kim dedi sana bunu? — Şey... Ben öğle zânhettim de... Hadi bakalım, madem ki böyle... Kolları sivayalım. Ben Eve'nın arkasından oda: dan çikarken Kâmil söyleniyor. du: — Demedim mi? mi? O gün akşama kadar ça'vatak. Püreler, salatalar, misjonezler yapıldı, Her şey Kâmilin odas, na taşırıyor, küçük masınm ü, zerine diziliyordu. Hava karar- mağa başladığı zaman Eva saç. larmı düzeltmek ve boyânmak üzere İst kata çikti. Bende Kümilin odasında, şimdilen ta, yin edilmiş olan yerime geçtim, Bu yer, masadan en uzak nokta. da idi. İki misafir kız kanar»; işgal edeceklerdi. Kâmil yatağı. nm ayak ucunda toplanmış, O. turmuşlu. Başka oturacak ye” rimiz olmadığına, yatağın yas. tık tarafını de Bva'ya tahsis et, Demedim miştik. Ben sarap şişelerini çakı udiyle “ağmağa “uğraşırken Eva içeri girdi. Dikkatle bakmen Bu kızın, şaşı gözğeririe rağmen, pek te çirkin olmadığını düşün. düm. Saçlarımı, bir topuz hâlin- de, alnmm iki'yanlardan ikişer bukle sal, landırmıştı. Yanekleri lüzumun, “m fazla Töyalt olduğu halde, lâmba ışığında, güzel ve mat bir şeffaflık içindey*. *-“arı da mübalağalı boyanmıştı. Bu kız, her şeyde olduğu gibi süste de essaretliydi. Gülünç olmaktan korkmadığı için muvaffak olu, yordu. Meselâ gözleri bu vazi- ; yette olan diğer herhangi bir kadın, suratma bir damla boya sürmek için olcukça teredütlü anlar geçirirdi. Boyu bu kadar kısa olan bir kız, bu diz kapak. larından yukarı çıkan eteklerin altında, bu eğri bacakları gös, termekten çekinirdi. Fakat Eva çekinmiyordu. Er garibi şaşı gozlerile, bodur boyile ve eğri bacaklariyle “güzel görünmesini bile beceriyordu. — Biraz geç kaldılar, dedi, galiba dans salonundan ayrıla.. madılar! — Dans salonunda mi”? dedim. — Orada çalışıyorlar. “ Yeni dans öğrenenlere damlık yapar- lar. Günde elli kuruş elırlar. — Bizden'ds ellişer kuruş ala, caklar mi Eva? Kâmil büşmu sert sert oynattı. yüzüme baki. Eva: — Affedersiniz efendim, dedi, Marika ile Despina orospu de, Zildirter., .»» Sokak kâpısinin tıkırtısı Kâ, milin de, benim de benizlerimiz; bozdu v6 epöyee Zaman sonra İki misafir önde Eva arkada içeri girdiler. " R Teker teker biribirimizle toka ettik, Eva geveze bir kuş gibi mütemadiyen anlatıyor, gülü: 7) e yi cakları yeri .kestirmağe . galışın hali Al, çe ei her — Hani siz istamiyordunuz? , kızları, birtakım tikel süallerin #limâa mütemadiyen esiyor ve cevap vermeğe meöbur ediyor. du. 7 Yerlerimize oturduğumuz 24, masa tarafmdaki Kizin İlk defa olarak gözlerini kaldırdığını ve doğrudan döğruya bana baktı- Emi gördüm. Bu bahis, açık bir şekilde, sipariş edilmiş bir ba, kıştı. Çünkü bir insan küçücük bir odaya girip te oturasak yeri güç belle bulur ve o odada ba. caklarmın yarısı kesik bir a, dam olduğuna da evvelden bilir. se, artık diğer sağlam ve hor. mal adama bakamaz. Nitekim diğer kız. mütemadiyen Kâmile bakıyordu. Masa tarafında oturan ve ba, va bakan &z gok esmer derili, imsivah gaslr, simsiyah gönlü bir şeydi ve ayağmndı'son dere, “pr, Fed bir ayakkabı vari. Bu ayakkabıtın biraz kanbur icimi arı #ergin bir üstüne oturtmuş ve 250 şer MABEM gazetesinin kuruşluk dil dersleri yalnız kendilerine 8 6 kuruş | (Yabancı dil eizermasleri) ve (HABER) in yabancı dil. dersler.ni takip edecekleri —e ayan yabancı Drayla acmak isüfade ederek gerek yabancı dillere Şeni başlıymcnkarr gerek vu ders leri takip edecekler için emsalsiz bir yardımcı olim “90 derater kesd) Keme “inişe Haber metodu” eserini tâvsiye ediyoruz. | Kütüphanemiz meveutlarınn pek azalmış olmasn rızneu ta mü wemnisi eseri pürasız denecek klar küçük bir bedeli Maber olruyu. cularına temin etiniye karar vermiştir. BÜ Dişte konai kendine ingilize, ” ” 90 adleriyle ve Haber matoduyla meşrödilmiş olan bu derslerin © biri 800 . 900 saylı tutacak hneimide toplanmıylır ve ber birlain martad e Miş fiyatı Citi olarık 200 kuruştur. işte ilaber olcuyurukarı b 000 iü raşluk eserden hangisisi isterlerse bunu kütüphasenizcen YO kuruya sdinetileceislerdir. Früüsia Almanca Bu Crsattan istilade etmek istiyemlerin arsaları yerine getirebil memiz için şu şartlara göre barcektlerini elen ederiz: 1 «20 İkincikânun - 20 Şubat 1041 arasmon sarih nörsslertyle bire tikte #eköep kuruşun yaramı kütüphanemize ödiyer-x (Fransa Al manca, İngilizcesi dülerinden hang! kilabı istedikleim bildirmedler ve bir sipariş Cigi almalıdırlar. (20 Şubattan sonra ajparıç kabul edilemez) — Bu satış Hsber okuyucularına münhsamzo inci Yün laribinde siparişleri elsölimseri için 1 Şubsr ADA Bundan olayı, » Mart M)A1 târihleri arasında Haber gazetesinde neçredilecex vlan wıpanlari dn sipariş Gişleriyie birlikte getirmelidirler. çorap yükseliyor; diz kapağın- daki yuvarlak kemiğin yarısına kadar inen etekliğinin ucunda bitiyordu. Bu üstteki bacağı idi. Altta-kâlanın da &yoı güzellikte olacağına #tiphe yoktu. Fakat gölgede kaldığı için göremiyor, dum. Benin tarafimda Otüran ve Köâmile bakan kız, kırmız saçlı idi. Beysz ve çilli yüzü, tatlı sarı gözleri ve iri göğsü, ük nazarda görünen taraflarıydı. Etekleri, bu kızın Eva gib: eğri bacaklı, fekat cçsaretsiz oldu, Me bağırıyordu. Hattâ Otur kolaysa hükünü “ meheğe , Kâfi gelecek derecede? uzthdu. İlk dekikalarda bizim ev için umulmaz bir servet teşkil eden bu mahlükları konuşturacak bir mevzu bulamadık. Kâmilin mü- temadiyen titrediğinden emin. dim. Ben belki o kadar müte, * heyyiç değildim. Fekat Eva'nım israrla üzerimde gezinen gözleri beni sasırtıyordu. . Bereket Kâ- mil sarap şipesine uzandı ve lâf da açılmış oldu. ... Göce yarısından üç saat kadar sonra, kendimi tulumtanın al, tında buldum. Tepom ve yüzüm sırstklamdı. Çenelerimden soğuk sular akıyordu ir kadın, karnın başima deyamış. kah, Kkahalarla gülüyordu. wtn. diye Va ie. Bu kadar varhoş olunur inu? Tu sena!, Başçı kaldırdım: yanımda idi naklariyle ve dar, Üstün Id. Vre ne Esmer luz Ben bütün işleri yoluna kovarım Lukreşyanın isi kayboluncava ka» dar Ömer zindanda kalmalıdır. — Valde sultan o efendimizde zu İlkirdedir, paşacığım! Bunları ze söylereskliğim için, kulanuza sakı sıkı tenbih etti. Öğlerlenberi elendimize buralarda gözetliyor dum. Karamustala paşâ tersinefeki yeni nizamler hakkında peişaha ladı izahat vermek için o gelmicti Fe bat, Elmas ağadan bu hahesi 2 İmer esasi; tedhirlere basvermak Üzere, huzura girmekten wasgeçti ve saraydan yalıköşküne dördü. bir “İri? — Hayır deyietlim! faks? ikiz ön daha müsaad ben onu volü getireceğ Ihadında hâlâ sebat ediyor demek?! — Evet, — Haniya biraz tehdil elerek tin? Neler yaptın? Anlat baka'#m' Alicân gülerek anlatmada bö — İK önce kendisi. ierelerle tehdit etmek istedim. Bir kapan i- çinde birkaç büyük fere tuttum — Ah. kimbilir zaval'e kızca Kız farelerden ne kadar kokmuş ellerile mülevves. farsleri sevdi, öyle mi? tutup — Evet, sonra kapanın KAPAR açtı. Fareleri serbest bizaktı — Bunun menasini an'syama- dın mi? — Hayır. — Bize ders vermek hınca. Kemdişinin gibi serbest hralgln bu. Fakat, benoru kolay elimden kaçırmıyacağım. Müsta'a paşa odasına &âhyasma döndü: 5 Peki, sonra ne oldu? Paşla n kolay zinde, LUKREÇYA HALA YOLA < Mur?! ne çareler düşündün? k — Hayır. Bilâkis, a Alican kıssca anlattı: GELMEDİ MI? a al) Sadi el “© — Elime yalandan yapılmış bir ai ane, Teleri birer birer tutüp şeydi , Ve YER ep, Yattığı odiya girikce Kaptan paşa, yalıköşkünn döner “nrg, © RE şiveğim. Kenğisine? “paşa efendimize dönmez, kâhyasına: - « KE ANE ce N “© Böyle aksilik göstermekte devam — Hakreçya hâlâ yola geltledi * Müstula paşa gözletini açatak edecek olursan, bu yılanı boynu- ai? ğ © www © —Ne'diyorsuh? dedi, 5 güzel” ta doliyacağım!, diyeceğim. mütemadiyen sarsıyordu. Odaya döndilk, Döneriren göğ- sünü omumuna yüklemişti. — Seni tulumbanın 'başına ben getirdim. Beni odaya sen götür! Keskin bir koltuk ve lâvanta kokusu çarçabuk ayılmama se.” bep olmuylu, Kümil yatağa es. rilmiş, burun deliklerini açıp. kspayarak soluyordu. Kırmız asçlı kız, veği saat evvel gelip oturduğu yerde, gelip oturduğu gibi sakindi. Yüzüme bakarak gülümsiyordu. : Marika kulağım öbinde İL , sıldadı: — Yatalım sevgilim! Evaya döndüm: — Kapmm arkasında pusu kurmuş gibi, boynu bükük ve yilzü sarı, bekliyordu. Masaya - koşarak iki bardak şarap dol- durdum. Birini ona uzattma: — Şerefine Eva! dedim. Başın salladı, gözlerini ka, badı ve bir yudumda İşt. Son. ra Marika ilc yukarıya çiktek. Asağıda bir müddet mırütılar devam elli. Hattâ sababt doğru Kâmilin de sesini istir gibi ol, dum. Fakat hiç bir zaman bu gece İçinde olup biten işleri tasnif etmeğe, bunlara birer Mâns vermeğe ve Eva'nm fikri- ne vasıl olmağa tesebbile etme, dim. Essen buna milin da yoktu. ki Röm kızı o giinden sonra hir sok defalar eve gelip gitti, ier. Kısa bir zamun zarfında ilimle bm. &r ovadıki eşyala,» tn sahibi in. &' edi, fşleşi- kendi işleri sibi alâkadar (Devamı var) Mustafj paşa düşündü: — Ya tarla korkarsa? — Fazla korkulmamalı #ikat © ederim paşam! Siz merak etmevin. Posa yalıkösküyde misafirlerle yemek yiyordu. Alican, Lusreçya" yi tehdit etmek üzere ortadın kay belmuş,, ve gündüzden terlsrik et tiği cansiz yapma bir yıları eline dolıyarak, Tatkreçyanın — yattığı odaya gitmişti, Lukreçya yatağa uzanmıştı. O akşam bendisine göyürüler, yemekten bir lokma bile yememiş di, Alican: — Bu akşam seninle son del konuşmağa geldim! diyerek içeriye girdi ve kapıyı kapadı. “ii ; Lukreçya güldü: | i N >: “ v | 5