Görünmiyen S5 inc - Kabul ediyorum, aziz komu. tanım!,, Mürekün ki maliyetiniz askerlerinden birisi kapıyı açmış dğmasın!.. Fakat imalâthanelerin ril memurları, hademeleri ve sx İŞ adamları yokmu ki?.. Onlardan Birisi bu işi göremez mi? Komutan göz kapakisim acıp kapayarak bir müddet düşündük. ten sonra — Ah!, Evet. Bu mümkün. Bu olabilir. Hademelerden birisi tesadüfen telefon başmda veya ci varmda bulunabilir! * Hakkınız var!.. O takdirde profesör telefon ettiği zaman düğmeye basarak ka pıları açabilir! — Kapılar bir düğmeyie mi s- gile? — Ervet!. — Bu düğme gizli midir, muh, İsrem komutan?., — Gizli ise de pek gizli dene- — Bu adamm bilhassa bu vazi. feyi üstüne almış olduğuna şek ve şüphe yoktur!.. Bu adam, pro. fesörü ziyaret edön © esrarengiz kadınım, daha doğrusu muhakkak Valeskanm elde ettiği adamlardan »iridir!.. Benim gitikçe daha sinirli konuş tuğumu gören muhafaza komutanı büsbütün yelkenleri suya indir. mişti, Casus bir kadınım, muhafa. zası altındaki imalâthanelere kh- dar girmiş ve orada adamlar elde etmiş olması gibi cüretkâr sayıla bilecek bir iddiaya karşı dahi mu. kavemet göstermedi. Bilâkis acı aci başımı sallayarak: — Bu cihette çok hakkınız var,. Çok hakkımız var!,. diyo mırıldan- dı. Siza demin da söylediğim gibi bu kadar ehemmiyet verilen bu e KA Ye v2 DE Eb SUŞU KS (Bu sütunda okuyucularımızın ga wtensiz yanmdali kuponla o birlikte Künderecekleri EVLENME TEKLİFLERİ, İŞ ARA” MA, iŞ VERME, ALDM, SATIM gibi Hcari mahiyeti haiz olmıyan kü- çük HAnisrı parasız naşroluyur.) İş arayanlar * Bay vo bayan terzlaiyim. Kesmek ve dikmek bilirim. Çalışmak © Üzere Per arıyorum. Haber gazetesi vasıta «le (Dİ, #54) rimuzuna müracaat, * Kız orta okulunun £ üncü sınıfın dan aipemirf hastalığı ve vaziyetimizin mlisaadesrliği vüzünden ayrılmak mecburiyetinde kaldım. Herhangi bir yerde çalışmak istyorum. İhtiyacı © larların Huber gazetesinde. HAK TümauEİNA MÜİPACTALİME. * Arap harflerisi. bilir, riyaziyeye vâki. © Usivemeteye müdavinim. Haftada sekiz sast dere zamanımdan hariç sanlierde Gi bilirim. Maber gazetesi vumtesile “S.Ş), ruruzuna müracast. 5 iz *Lise eemunuyum. bizsüsi miesem #elerde hergün öğleden son çalışabi. iplerin Haber gazetesi. vas | tasin (66. X y. 2) rumuzuna mü. racnatları. » İngilizce, fransızca, almanca ve türkçe bilen, seri daktilo o yazan bir genç büro veyn tüccar yunında iş se zayor. İyi refersas veretilin Haber ga zetesi vasetaslir #H. 8) rumüzuna me TACAM*. Satılık - Kiralık * Bayoğlunda aş kafir S6DU Tiraya #pir amartıman, avda Gö lira te» dirim. Telde i KOİ Tİ eş terlerns Serviş şeflerinden., mücsscselerdeki memur ve müş. tahdemlerin deği bir tanesinden, hemen hepsinden ben de süphe e derim doğrusa!... Bunların ne sihniyette insanlar oldukları araştırılmaya, sorup 80. Tuşturulmaya hiç lüzüm görülmü- yor!., Muhafaza komutanma döndüm: — Demek, muhterem komutan, aiz de burada en tehlikeli casusla, rın parmağı bulunabileceğini ka- bul ediyorsunuz öyle mi7. Dedim, Komutanın birden bire yüzü kıpkırmızı kesilti. Böyük bir teessür içinde: — Eibette!,, Ebe diye bağırdı, Burada her şey olabilir!, Günkü gerek İzçilerin, gerek me. murların ne düşündüklerile, ne gi bi fikirler beslediklerile o mesgul olan bile yok!,. Halbuki bu adum- lar o kâdar müthiş surette rehir, lenmişlerdir ki çok defa kendi ken dime imalâthanelerizizde bir düş- mar ordusu vu çalıştığını düşün, düğüm olmuştur! — Bu adamlar fikirlerini «leni mi söylemeye cesaret ediyorlar ki haklarında bü kadar katiyetle hü- — Bu da söz mü?, diye bağırdı, Herifler Polonyanin harbe girme- si bir cinayet olduğunu söyleyecek kadar ileri gidiyorlar!,. Bu sözleri İmalâthane şefleri, idarecileri ve mühendisleri kâmilen işidip durur lar!,, Fakat hiç kimse işitmiyor gibi davranıyor!., Komutan sonra zaptedemediği bir asker asabivetiyle homurdandı ve şiddetli bir layan içinde: — Burada bir bozguncu ruhu esiyor!,, Bu ihanettir! - Her zev olabilir!,, Casus da girer! İmalât, hane berhava edilebilir! Bunla” rn hepsi de mümkün, hepsi, Diye bağırdı. Komutanm bu İsyanı ve memle, ket hesabına duyduğu bu büyük tesesir hakikaten yerindeydi. Aşi- kür ve mubakkaktı ki beşinci kol mühim askeri faaliyet müessese, lerindeki sivil işçileri sistematik bir surette zehirlemeyi asla ihmal etmemekteydi. Bu, beşinci kolun harp ruhunu öldürmeyen çalışma- m gayretlerinden ileri gelmek, teydi, (Devamı var) İLANİ) miz kira getiren vw binanın senelik vütün vergileri 40 radar. Her katta ayrı santle elektrik tesisatı o vardır Yeni terkon taslantı — yaptırılmış ve 20 senelik vakfı verlimiştir. Müracat yeri: İstiklal esddesi 208 numara yen! Ş. Şenyüz milesaer* 28, * Beyoğlunda Tarlabaşında Kalyon cukuluğunda arsaar su ve o elekteiği bulunun bir ev 3500 liraya satılıktır. Taliplerin Haber gazetesi ( rastasile Kalyoncu Er adresine mektupin mis racaatları, 43.436 * Ayaspaşada: Gümüşsuyu banta desi yakınında, arsasından deniz gö rör, Haritası çıkarılmıştar, İnşaata mani yok. o BJOXI6.8x13) met re murâbba sraa Üzerindeki ahşap ili &v, pazarlıksız 5300 iraya | satliktir Bügün 18 lira kira getirmektedir. 20 Hiraya mütekamenildir. Tavizi öder. #miştir. Vergi borcu yoktur. Haber gazetesinde “R (SP) U, rumuzunn müracaat Müteferrik « # Güzide bestslikrlarımıza gü yazmak latiyorum. © Kimde 45 tara vardır. Gösterebiiirun. İstedikleri tarz | ve miktaren yazibilirim. Istyenlerin Haber güzelerimi iX 22) rumuzuna mektupla mürgcn? etmeleri Aldırınız Aşağıda rumuzlar yazılı olan « | kuyucularımızın nomlarına gelegi mektüplem idarehanerizden aldır maları cca olunur. (VA, 26) (CU “Genç 521, (Day GEC) ANI HABER Süküt Aksam postası kulesi Cesetleri akbabalara atılan insan kuleleri Alâ Hazreti Hümayun Şehinşahı iran Rıza Şah Pehlevi bütün hurafeler gibi bunu da ortadan kaldırmıştır İranda o Mazenderan şehrinder 150 kilometre uzaklaşınca Deştike ir inmi verilen büyük göl başlar Bu çöl yalnız çoraklığı ve zemini örten muhtelif maden tuzlerinden teşekkül eden ince kum tabükasile değil, bilhassa Süküt Kulesi ism verilen bir kulesiyle de bütün soy yahların nazarı dikkatini celhet miştir, İsanım doğumundan bin lerce yıl evvel yaşımız olan Par siler ölülerini hususi bir merasim lo bu kuleye bırakırlardı. Parst di nine mensup İnsanlarm son fert leri çok yakın bir zamana kadar bu bavalide yaşamakta oldukları için bu âdette az bir zaman ev veline kadar devam edip gitmek teydi, İran ülkesinde yaşıyan bü tün insanlara medeni ve müreffeh bir bayat bağışlıyan AlA Hazret! Hümayun Şehinşah İran Riza Şah Pehlevi bütün hurafeler gibi bu âdeti de ortadan kaldırmışlardır. İnsan cesetlerinin ukbabalara yem olarak bırakılması merasimini sos defa olarak gören bir Fransiz sey yahı beş altı sene evvel nagretti, ği bir seyahatnamede Süküt Ku , tesinden bahsederken şunları ya- ziyor: Deştikebirde otomobille iki gün yol aldıktan sonra uzaktan kahasa, ba yapılmış dalre şeklinde bir du. war gözüktü. İki metre yüksekli- ğinde hiçbir kapım olmıyan bir du var, Çöl ortamında hiçbir münas yok gibi duran bu duvarı insan ilk Yunus balığından daha canlı, daha cazip, ve intaha daha yakın bir mahlük tesavvur edebilir mist, niz? Yunan mitolojisi bile, masikişi, nas Arlon'u boğulmaktan kurla - ran ve kendisini sağ silim Korente | getiren mahlükun bir Yunus balığı olduğunu söyler. Bahriyeliler açık denizlerde, ge, | mileri ile yarış eden, etraflarmda hoplıraa, siçriyan Yunus balıkları gördükleri zaman memnun olurlar ve bunu, seyahatlerinin iyi geçece Bine dair bir isaret sayarlar, Burada gördüğünüz resim balı, riyelilerin bile ender görebilecek, Yunus balıkları görüşte bir deli tarafından yapıl. miz Sadıyor. Hor “araf sossiz... Rehberim beni müşkülütla tırman dığımız bir kayaya doğru götürdü, Bu kayanm tepesinden kulenin 1. gersini görebildik, Burasi tıpkı söv müş bir yanardağ ağzıma benzi - yor, Duvarların üzerinde kımısida, san birkaç gölge var, Bunlar ko, caman kanatlarını arasıra çarpan iri aktınbalardır. O vakit rehberim bana bir dür. bün uzattı ve bu dürbünle baktı - gum vakit yerin insan kemikleriy. le dopdolu o olduğunu gördüm, O kadar ki ufak bir toprak parçasi bile görmek mümkün değidi O vakit rekberimin kuleyi bana un, intirken mübalâğa etmemiş Olu. ğunu anladım. Burası çölün me - zaristanıdır. Rehberim bugün bebi bura'a getirirken bir O canase merasimi olduğunu biliyordu. Kayaların göt, gesine sığınmağa çalışarak bekle, dik, Nihayet uzaktan on, on iki adamm yaklaştığı göründü. Bun . ler elbiseleri paramparça, dilenci kılıklı iasanlardı. Bu cwnaze mia - yanım başmda düran iki insan ağaç dallarmdan yapılmış bir sedye i, gersinde koyu renkli bir kefene sartimız olan cenazeyi taşıyorlar di, İnsana sırtlanlar uluyuşunu. yahut baykuşların ötüşünü hatır. latan garip nağmeler bü cenaze a- lsyinda okunan ilâhiler ve ya mer; #fyelerdi, “Alay kuleye doğru vak. leri bir manzaradır. Bu rn meşhur Amerikalı kaptan Ander - son çekmiştir. Resimde görülen yunus dört metreden fazla havaya sıçramış bulunmaktadır, Yunus tam manasiyle balik se . yılamaz, Sıcak kanlı, teneffüs 6 , den, yavrularmı doğuran ve onla, rı emziren memeli hayvanlardan - İ dır. Bi yermez, köpek balığına yüz kadar dişine güvenerek, cesa, reile hücum eder, Bahrivelileri en çok hayrete düşüren vasfı bu bayvanin fevkalâde süratli olma , Bıdır, Saatte 50 milden fazla sürati vardir, leştikça feryatlar daha #iyade Uz irdu, Adetâ bir davet hayki rışına betziyen bu sesler sonunda beklediği “karşılığı buldu, Yirmi kadar akbuba, kendilerine veril mek üzere olan yeni ziyafeti kar. slamak üzere hep birden uçtular. Ve sanki ebli kuşlarmış gibi ce , nazeyi taşıyan İnsanların bağlari na dokunnenk kadar alçakta do , laşmağa başladılar. Te, Alay (asalığı cenazeyi yere kO. yarak etralında halka oldu, Son dunlar murtldundı. Sonra içlerin . den iki tanesi sedyeyi kaldırdılar ve bir matem meşklesinin aheugi- ne uydurarak sallamağa başladı , İsr, Ve nihayet cosodi Süküt Ku, lesinin duvurının üzerinden içeri. ye doğru fırlattılar. Ceset yere dü- ser düşmez, leş viyen kuşlar ka, natlarmı çırpa çırpa kefen üze . rine gürldiler, İçleri , birisi ke, feri kopardı gağalar ve pençeler ölünün etini parçalamağa basladı. Birkaç dakika içersinde ölünün 8- detâ ellâlanmış gibi parlıyan ke . miklerinden başka ortada bir $e7 kalmamıstı ve bütün bu işler bit. imi sonra Akbabaların en bü, ölünün . kafatasına yaklağlı ve gazasiyle vura vura bu kafa - tasını parçaliyarak onun beyniniz. tadına baktı, Cesedi getiren adamlar derhal w, zaklaşmağa başlamışlardı. Çehre lerinde biçbir keder izi görünmü yordu. Onlar bü âdetin kudsiyeti- ne İnanmişlardır. o Çehrelerinde Parsi dininin büyük peygamberi Zoroastrenin emirlerini yayan İn. sanların tevekkülü vardı. Bu dine göre insan cesedi pistir ve temas ettiği her şeyi pisler. Bunun önü, ne geçmek için Ocesedi kuşlara arasmda bir de Avrupalı bulundu. ğunu rehberimden öğrendim, Reh berim bu adamm macerasmı tana söyle anlattı. “Bu telvarda kadınlarının güzel, liğiyle meshur Buşir aşireti var- dır, Ru aşiretten Nigâh âsimli zenç kız belki yer yüzündeki kadmla . rn en güzelidir. Nigâh fakir olan ailesine bir yardım olun diye memleketini bıraktı, Beruta gitti Ornda Kafe Konkur'da memleket rakısları yapmağa başladı, Şöhrs* kazandı ve bir raks yıldızı oldu. Dünyayı dolaştı, İngilteredeşker Barrof isminde bir İngüizle ta . niştı, Seviştiler, İngilizin annesi ve babası oğullarının bu kızla evien- mesine razı olmadılar, Vakat de kanlı sevdanın emrine itaat etti, Nigâh'la evlendi. Ve karisiyle memleket o memleket dolasmağa başladılar. Yalnız zamanla rakka, senin şöhreti azaldr ve günün bi- rinde on beş metre yüksekiikter düşerek yaralandı. Bu bâdiseden sonra tamamiyle aefalete düşen karı koca İrana dönmeğe karar yom olarak vermekten baska ça | | Ü | ve yoktar. SÜKÜT KULESİNE ATILAN AVRUPALI Süküt kulesine hırakılan ölüler verdiler döndükten sonra kadın öldü ve Süküt Kule, sinde akbabalarâ bırakıldı, Erkek karısının ölümüne daya. namadı, bir müddet sonra onun da esedi aktabalara yem oldu... Yurtlarına Küçük araştırmalar : 18 inci asrın kayakları Bugün kayağın ne olduğunu hemen hemen bilmiyen yoktur Laponların asırlardanberi kül, landıklar:ı bu #leti Fransızlar 260 sene evvel, Fransızların Moyerden sonra en iyi komedi muharriri olen Jean Regunrd'im bir fıkrasiyle öğrenmişlerdi. Jen ORegusrd Laponyaya yaptığı seyahatinden bahsettiği sırağa kayaktan şu satırlarla bahsetmişti: “.— Pazar günü ava çıkarak iyi ve eğlenceli bir gün geçirdik; sayısız hayvan avladik, mama, fih bahsedilmeğe değer yegâne hâdise, Laponların kar üzerinde çam ağacından yapılmış bir gift uzun tahta ile, fevkalâde bir Süfâ'tle gidip gelmeleridir. Laponlar, bu sayede elde et- tikleri sür'atle istedikleri her hangi bir hayvana yetişebilmek. tedirler. Bu tahtalar, son derece kelm, tahminen iki metre uzunluğun. da ve yarım ayak genişliğinde. dir; uçart havaya doğru kalkık, ve oldukça kalın olan orta ki, sım delinmiştir. Öyle ki, ayak, deri kayışlarla oraya taptedi- Tir, Bu tahtaların üzerinde duran KHaponyalr, bir tarafmda kara batmaması için yuvarlak t tahta bulunan ve diğer ucu sivri olan uzun bir değneği elinde tutar. İ Bu değnek hareket etmeğe, istikamet almağa, muvazeneyi temin ve durmağa yarar. Yan. larına oyaklaşabildikleri hay, yanları bu değneğin sivri ucuyla öldürürler, En sür'atli hayvanlara bile yetizebildikleri için, bu Âletle temin edilen sür'ati tahmin et. mek oldukça güç bir meseledir. Uçurum gibi yamaçları, ve dağ zirvelerine nasıl çıkabildiklerini yül etmek daha güçtür. Halbuki Lapon erkeklerile kadımları bu âleti fevkalâde büyük bir hünerle kullanmakta, dırlar. Kadinlar bu tahtalala uzun mesafeleri göze alarak akraba. larını ziyaret ederler.,, İşte size bundan 280 sene ev- vel kayak hakkında yazılmış bir fıkra, Jean Keguand Fransızlara “kaya bundun 260 sene cv. vel böylece tanıtmıştı. Bugün ise kayakm re oldu. Zunu o bilmiyen o kalmamıştır. Rus , Fin hsı©inde kayakçıla, rım ne büyük rol oymadıklarını hepimiz biliyoruz. Kısı uz ren ve dâğlık araziye malik © Jap memleketlerde ise, kav milli spor şekline girmiş maktadır, bul”.