CI KANUN — 1944 “ ek b İren m. li ( »53- Kinros iğ beraber çak ih. V& Yölkenli, onun ide lazım seferler yap Beliriyordu, ri de mükemmel de- İş, Selmişi, “ bunlar; düçürdükçe, reikan kızma karşı derin hisğediyordü. 5 bir kuşa benziyen m her huyunu iyi bul. işi? Jan ne yapta hoş ği “erin bir aşkla sevi 1 Gözümden keçmeyen bir Var ki, o da Tüdorun Ni kars gösterdiği alizs 1 günden güne artı. Yanı görür görmez, Vöri seviniyor ve bu #e- yordu. e Seldon orlarr sofada i, A€a başlamıştı, Tüdor *k bilmiyen s:rgü, MI tatlı anlgttrkça genç ind#n ayrılması kabil a eti, Delikanlınm NM Tan'a karşı duyduğu âşikür olarak okunu" Kar benim de balıyla. bir iade var mi?,, İç, yorün ki: “Tüdor bu değildir; belki bir onu eğlendirebilir, fa- N bahtiyar edemez.,, lines; bu sathi ve yap, »liya âşık olamıyacak Nİ bir kızdır. onun tabinöni iyico İ; ve nasıl olsa bir taş Pot kıracaktı.,, W gibi, delikanlı R Öavranmağa başladı, ç 8, Tüdor genç kis iç, “akıyetli manevralarla Mi Seldon ise yerinde sa- pek Artık adamakıllı kız- fi, Kendi kendine: 8 geldikten sonza, w var; , dedi * sür git. * ürtinti yordu. M Belince; o hiç ora. te “Jan,, Ii beraber a “2 dinamitle balık av- Li Yordu, > Ürasahlara tvzek kur, İz avlamak veya &n- Vakit geçiriyorlardı. Ün bunlara Hrit kesil. misafirpervorliğe diye en ufak biri, 'anmuyordu. kabahati vicdanma Belki ben mübalâğa © eshimın hareketle * © “eti aşan hiçbir şey İiardy., a, Dayat sakin bir De - atin birinde, bekleni Pe çati. “ Vakti idi, Şeldon ya Mİparişlerini yazmak - ie : Si Ul e l İLe Rİ ii Yazan Cok London la meşguldü, Tüderla genç kiz & foda tatlı tatlı konuşurl'arken, de kanlı birdenbire Jan'ın beline sa” rıldı ve onu kendine doğru çekti, Şe'don odadan şiidetli bir tokat İşlt; derhal yerinden fırladı. Fa, kat soğukimalılığını muhafaza 6 - derek tekrar yerine oturdu. Bu tokat Tüdor'un suratmda şaklamıştı, Jan Lailend odaya girdiği za man yüzü öfzeden bembeyaz ke * silmiş bir halde Şeldona baktı. Ayni zamanla sol eliyin kotunu tutuyordu, Haf bir cesle deği ki; — Kolumu iacittim, Ve sonra utencından kipkirmizi odadsa çikli güc, Şaldon yalnız kalmeca düşünmi- ye başladı. Mezele elidi görünüyordu, Tü . âor büyük bir küstaklık yapmış, genç kizi tahkir elmişti. Şeldon, genç kızın âşıkı sefatile, bu buka- reti doğrudan doğruya kendine karşı yapılmış bir hekaret şeklin de görüyordu, Dimağı bunlari meşgulken an &izın kapı açıldı; Ve içeriye Tü * dor gril, Şaldon yerinden sıçradı, Tüdor küstah bir tavırla ve öf, keli öfkeli sordu: — İşittiniz yaf. Şek'on cevap verdi: — Bir daha tekrar etmezseniz çok münaı » olacak... Etssan ka - yığım da her dakika emrinize & miledir, bir kaç saat zarfında sizi Telaği -* alar vesselâimi,. Tüdor omuzlarını silkti; mi — Anlimakiitemiyorsünuz di ondan. — Kalm kafalılığıma bağışla , yın o halde, Tüdor müstebzi bir kahkaha koyverdi: — Bana kayığmızı Ikram edişi. »sden anlaşıyor ki, * dedi * Gu” ağalkarar adası ikimize yetmiyor. Ben de bu fikirdeyim, Burada ya siz ya ben meseleyi aramızda hal, lereğiz; hem de şimdi. Şeldon bu sözlerden bıkmiş gibi yüzünü ekşiterek: —Ne demek istiyorsunuz? « dedi - Yolma kavga mi aryor ” sunuz? — Evet kavga arıyorum ya! (Devamı var) Teni Şehir Tiyatrosu | İİ obs Dram Kösennde li , li , o Akşrm 2080 da ii” Bulunmaz Uşak Yaran: 4, , BASMAN İstikiki Caddesi Komedi kısmında Bugün gündüz sat 14 de ÇOCUK OYUNU Gere saat 2000 de: Pa Hazretleri Gğkadie İAk 8 Halk Sinemas' Bagün 11 de, Aksam 20 der 1 — Mihracenin Gözdesi, 2 » Bind Mezarı ip MİL gi e rsi DA 24. İŞ Melli zikkmdan bir Kiş, Tielim. Ne güzel ha Yatıyordum. Kendimi 8, Hind padişahın ba H.. © Kördüm. Altınlar, he) “izi dizi inciler içinde NM, ©). Biraz sonra Seslerile gülüşen Hind Şit Tam on'ara sarılaca #timi aştım, kar Sö'düm, Cevker ağal “Sa damağın kaldıra yım! — Bırak şu alayları, ben şimdi Venedik elçisile görüşecek (| halde miyim? — Vallahi turp gibi sağlamsın.. Gözletin ışıldıyör. Şimdi O sana bir, şekerli kahve gönderirim. iyi ce açılırsım! — Aman, şekerli istemem, büs bütün mastor olurum, Bir acı kah HABER — Aksam Postası Yazan: Cevat Tevfik ENSON Büyük at cambazhanelçeinin bir şehirden öbür sehire git mesi gayet bazi” bir iştir; iren raylarma uyguk ölân vay eksperesin peşine takmaz az bir masrafla istedikleri yere gider. Romanyanın meşhur Marko at cambazhanesi de böylece küzük bir gehire gelmişti, Halk, meşhur kumpanvanm geiişini çarçabuk habar aldı. Za, ten “Marko Sirkosu” ibaresini taşıyan heybetli kırmızı vrgon. | Jar, banliyoda oturanların rzarı dikkatini derhal celbetmiş'i, Merko at cambazhanesi, dai- ml awratte icrayı faaliyot ettiği Bükreş gehrini terkedip Reman, ye turuna çıktığı zamanlar ek, seriya eksperoso dokuz vagon takerdr, İlk vayonda, carbazhanenin tendosu yer alr; ve her şehre yaklaşmca “Marko Sirkosu” İ marsmı çalar; geçtikleri yerler- de kalabalığa tesadif ettikleri takdirde durmadan bol bol seya,, İ hat programlarmı serperlerâi. İkinci vagon, seyah.tte ye. mek salonu; faaliyet zamanmda da bilet gişesi ve muhasip oda" sıdır. Üçüncü vagonda, sirkin sahibi Marko ile belli başlı artistler yer alırlar. Aşağı yukarı yirmi kişiden İbaret olan bu grup poker oynar veyahut dünyanm en .möşhur kovboyundan kitar soloları dinler, Döndüncü vagonda, dekor iş, lerile uğrsşan teknisyenlerle tezyinata mütaallık eşyalar mev cuttur, Bu vagonda bulunanlar, daimi surette çalışmak mecburi, yetindedirler. Bir şehirde kırr- lan herhangi bir eşaynın tami, Tİ, vakıt kaybetmeden gli yaplmas iarn* Beşinri vegonda, evli eristler ikamet ederler; ve kendilerine İ verilen işleri yapmakla Yakıt geçirirler, Kadmlar, zaten cam, bazhanenin çadırmdeki yırtık- ları tamir, ve yama işlerile alâ, kader olurlar, Altmer vagon gayet eğlence, biliriz, — Pek geniş konuşacak okadar vaktim yok. Çünkü öğleden sonra Avusturya elçisile, müddeti biten dostluk muahedesi hakkımla mü him divan müzakereleri vardır. lidir. Burada ikinci derecede ar- tistler ikamet ederler ve bin bir marifetlerle biribirlerini eğlen, dirirler. Arada sırada tombala oynalar. Biraz daha canları sr, kılırsa.. Küçücük vagonda enva- yı çeşit taklaklar atalar. Diğer vagonları anlatmağa lüzum yoktur; bu vagonlarda her cinsten hayvanlarla bu'is. lerle uğraşan mütehassıs kimse. ler bulunmaktadır. Marko cambazhanesinin nrög. ramı çeyet dolgun ve o nirbette de öğlencelidir. Bilhassa ilk ve son geceleri gayet parlak göğer. Sarah ilk ısıları arasnda eksperesten ayrılan vagonlar, derhal küçük şehrin müsait bir meydanlığına nakledildi; ve ha. reretli bir çalışma sayesinde Satıdan bir saat sonra, cambaz” isne, seyircilerine kapısmı aç, a e yi ön Greyyo söze başladı: — Sizi sabahleyin rahalaz et tim, Hayrullah elendi! Maamafih vakit de pek erken olmasa gerek. — Evet, Güneş bir hayli yüksel miz, — Vaziriâzam hazretleri bugün öğleden sonra geleceklermis. Bura ya kadar gelmişken sizinle (olsun Törüşmeden dönmek istemedim. — Çok isabet etmişsiniz, sinyor! Zaten paşa hazretleri de bendenize sizinle konuşmak için emir ve Sa" lâhiyet vermişti. — O halde geniş geniş konuşa E 4(Cambazha nesi Gişe vazifesini gören vagonun dört tarafına” camlezhenenin hattâ dünyanın belli başlı ar- tistlerinden bir kaçınm fotog, rafı yapıştırılmış; (o klovenler, ellerinde tuttukları beş altı top- Ia müteaddit numaralar yapıp halkı celbetmeğe çalışıyorlardı. Bir aralık, halk cambazhanenin kapısma hücum etmeğe başladı. Bu vaziyet karşısmda, davetli bulunan kaymakam ve polis mi dürüne bile xorlukla yol açıl bildi. Biraz sonra belediye he. kimi ile küçlik sehrin buş papa- zı da çıka geldiler. Bagpapez en yeni elbiselerini giymiş; foti le, Yi de pınl pl parlayordu. Be- lediye hekimi fazlaca miyop ol, duğundan gece dürbünlünü ge. tirmişti. Süvarenin başlama saatinde cambazhane ağzma kadır dol- mustu. Ön sırada oturanlar, yüksek “anaşlı memurlarla tüc, car ve diğer milmtaz gahsiyet. lerdan ibaretti. Diğer sıralarda da her sınıftan ha'k vardı. Se- nelerdenberi büyük bir alâka ile Marko cambazhanesinin muvaf. fakıyetli numaralarmı seyreden ler. Bu müstesna eğlenceden ihtiyarlar "bile sevinç İçinde idiler. Bu müstesna eğlenceden yalnız on beş yaşından küçük çocuklar istifade edememişlerdi. Marko, cambâzhanesine, lâyık olduğu şöhret ve ciddiyeti vere- bilmek Için ilk ve son gecelerde çocukları kabul etmemeği adetâ prensip haline getirmişti. Fa, kat, onlarıda sevindirmekte gecikmez; hemen ertesi günler matinelerde onlari meccanen ka” çikolata, şekerleme ve bisküvi bile *kram ederdi. Süvarenin başlayacağım bil, diren &lille beraber bandoda “Marko Sirkosu” margmı çal- mağa başladı. Camba hanenin sahibi Mer. ko, pistin ortasma geldi, hal ki büyük reveranslar ile selâmladıklan sonra mikrofon, da komuşmağa başladı. Marko, bermutat canfazhanenin bu kü- çük gehre gelebilmesi için ihti, yar eğilen zahmetlerder dem vurduktan sorra numaraların nefasetin len; bilhassa, dünyaca tanmmış Teksaslı Kovboy Ede, vardo oKalibrodan ve ölüm prendesi atmakla şöhretkazanan mihsiloviyle Rozitadan bahsetti, Müteakibin, kaymakam ve polis müdürile diğer zevutrı, davetini kabul buyurduklarından dolayı bir şeref duymakta olduğunu da ilâve etti. Markonun söylevinden sonra da kaymakam, alkışlar arasmda mikrofonm önüne geldi; veo sırada aklma gelen birkaç cümle ile Markodan sitayişle bahsetti; şahir namma cambazhane imü- — Ya. demek ki, Avusturya # le dostluk muahedenizin müddeti bitti, öyle mi? — Evet, Niçin (o şaşıyorsumuz? Muahedeler de insanların ömrüne benzer. Hattâ bazan muahedelerin ömürleri insanların ömründen da" ha kısa olur. — Zatışahane bu muahedeyi tem dit etmek fikrinde midirler? — Anlasabi'irsek, temdit edile cek. Bu sefer bizim şartlarımız bir az ağırcadır, sinyor! Artık o hava döndü. Padişah hiçbir şeye boyun eğmiyor. Yeni orduların hazırlan” dığını elbette duymuşsunuzdur. Elçi birdenbire şaşırdı. O güne kadat veğiriâzamlar bile kendisile bu derece açık ve fakat tehditkâr bir lisanla sörüşmemisti. dürüne teşekkür etti. Eğer haftalık spor gezetesinin acemi fotoğrafçısı objektifini daha iyi ayarlamak için ip mor, divene tırmanmamış olsaydı. Merasim. büyük bir ciddiyetle sona erecekti. Uçan tayyarenin kanadında resim alan spor mu, harriri Şay Alofns, ip merdiven- den, muvazenesini kaybederek belediye hekiminin üzerine yu. varlanmnca, halk kahkahala'la gülmeğe başladı. Belediya heki. mİ, eski kimyager yeni &por muharririne çikısrken, başpa- paz işe karretı; ve mesele çahuk kapadı. İlk numâra olarak piste çikan st mütemediyen dönmeğe başladı. Kazak Mişa, at Üzeri, de bir çok hünerler gösterdi. Yan bindi; ters atladı; atm ayakları arasından geçti. Ve'ha, sıl bir Kazağı ne derecede ala binmesi lâzım geldiğini tama- men gösterdi. Birkaç ehemmiyetsiz numara, dan sonra, meşhur Kovboy Edo, verdo kalbiro piyesine çıktı. Bilyük bi rmeharetle laso çe virdi; sonra, elindeki şişeleri üç metre mesafeden tahtaya da, on metre mesafeden, kızın elin” âski yanan mumu, arkasıdö. nik bir vaziyette aynadan nl, gan alarak söndürdü. Tabil po- Bs müdürü de Teksaslı Kovboyu şiddetle alkışlayınlar arasın, daydı. Spor muharririnin fo, toğraf çekmek hevesinin kafp kalmadı 1 anlamak in İki bir de ağ mim 2 tarafa çeviren miyop belediye hekimi başpapaza dönerek, Kov- boyu gösterdi ve: şarkıları göyledi ve hetikaten dünyanm es iyi kitarleterimlen ,Oolduğunu isbat etmekte ge&, medi, Bu numaradan sonra bir gey- rek aaatlik bir fasıla verildi, Geride halan İzi numara geyet mühimdi. Meşhur cambazler; Mihailoviçle Rozita; ve vahşi hayvar'ar humarası.., Bu mma, ra'arı idare edecek olan meshur vahşi hayvarlar mürebbiyesi Tunuslu - Abdülgafar, kolunu arslarım gırtlağına sokacaklı, Polonyalı cambaz, numara yanan Rozita, fevkalâde güzel bir İspanyol kızı idi. Otuz vasın- da o'masma rağmen, kendisize ancak yirmi yaş veri'edilirdi. Üç sene evvel Londrada bir cambazhanede çalresrian, koca, #1 trepezden düşerek ölmüştü. Marko, bu haberi ar almaz, derhal Londraya gidip Rozitayı beş senelik bir mukavele fle argaja etmişti. Rozlta, Polon- yalı cambâzdan ölüm prendesi, ni öğrer'nee, dünyanm en meş- hur kadın cambazı olmurtu. Mihailoviç gâyet çirkinbire, damdı. İki genederiberi oıld'rası- ye sevdiği İspanyol güzelinin kalbini bir türlü fethedememiş 4. Ha'buki Rozita, ekseriya Foyboy Kalibro'ya iltifat ede- rek, ondan serenad sürprizleri beklerdi. Mihailoviç, birkaç de" fa Rozitaya aşktan bahsetmiş- ti; lâkin, Jspanyol güzeli Polon, yalınm sözlerini dinlemeğe te, nezzil bile etmem'zti. Rozita, Jocasmda tuveletini yapıyordu. Ön dakika sonra pi- yesine çıkmaları lâzımdu. Mi, haloviç hazırdı. Rozitanm losa, sına girdi; ve mütebessim bir çehre ila selâm vererek: — Rozita; kalabalığı gördün mü?.. dedi. Biraz sonra senirle trapeze çıkacağını düşündükçe rem; çünkü, iki senedenberi seni en derin bir aşkla seviyo, — Ne dersiniz. Tam şakala, yem, gılacak adam değil mi?,. diyerek gülm:ğe basladı. z Ka'ibro, inatçı atm üstünde cıgara sardı; büyük bir raha”, Ykla içti, Fottâ daha ileriye gi- derek ayağa 'bile kalktı. İnatçı atı, Uç seyis güçlükle pist'ten gikarabildi, Haberin bulmacası 1 — Bir kasabamız, 2 — Hayren, milâttan evvel bir Türk kabilesi, sor gu edatı, 3 -- Dikmek, 4 — Bir renk aynı #oydan, ayni kandan gelenlerin tirigi, matem, 5 — İştenin kabacayı, iş manasma gelen bir kelimenin cemi" leşmiş şekli, 6 — Adet, kir ruh Ismi, 17 — Karısmın hâkimiyetine girin er keğe derler, Musların reeşkur bir çor bası, 3 — İstifa, katı bir gay, 9 — Terbiyesizlerin o yaptığı, Acemes Üş manasma gelir. 10 — İşgüzar, yazın çok çıkar. Yukardan aşağı: 1 — Umumi maümet veren bir ki tap adı, Parasızın bali, 2 — Arapça hayır manasınadır, bir nevi wa kabı 3 — Bir renk, çok renkli şeye denir, 4 — Mumure ranasma gelen bir keli- menin tersi, 5 — Hastalara koklatır Jar, hayret Ifade eden hir kelime, 6 — İçine mürekkep konur, güzel Okoku, 7 — Sıhriyet, Gelmiye yarar bir Alet $ — Humusi olarak kullanıdan tenor zik vapurlarma denir, 9 — Erkek a dı, scemce Üç, 10 — Güneş, mania, 49 numaralı bulmacamızın halti; 1 — İsim, imar, 3 — Pa, Mercan, 3 — m), Acar, Ah, 4 — Ker, Atyo,5-— Badem, İni, 6 — Ö, Bt, Curse, T — Cep, Bağ e veb, Ya Ait 10 —inas, P, ia, Rozita, büyük bir asabiyet içinde idi. Yüzünü buruşturara, rak: — Yeter artık, Mihaloviç; de- di, kapat bu bahsi; sinirleniyo. rum, Mihailovle'in yö”ü sarardı. Bu belile kırk yesındaki bir adamı andırıyordu. Ha'buki, o, ancak otuz beş yaşında idi, Askm ezici ızrabı onü günden güne kemi- rip, kıvrandırıyordu. Roritanm yenma büsbütün yaklaştı; ve onu çelik kolları 8. rasma alarak: — Rozita; dedi. Artrk, bugün beni dinleme'isin... Sana merda, ne bir teklifte bulunacağım; Elerelim. i Re>ita, Mihailoviçi şiddetle iterel: haylırdı: — Buna asla imkân göremiyor rum, Cambaz, tesssüründen #öyli, yesek söz bulamıyordu. Yalnız, sayit bir bakışla aynadan Rozi, tayı süzüyordu. Yayaşcıcık Ro- zitanrn yanına yuklaşmıştı ve hızlı bir serle vomrr'dandı — Rorite!, İspan rmın merhametsiz Oldukları, va'rtile oralarda #enelerce ka'an bir (Polonya'dan İşitmistim. Fakat, bu derecesini kat'iyen aklımdan gesirmiyordum, Gece günd'iz boşlukta biribirimize ar. kadarlık ediyoruz; birimizin ya- pacağı en küçük bir hata diğe, rinin hayatı pahasma mal ol. maz mı?. Bana kalırsa. Ev lesmemiz lizan. Düşünün biraz. Eeş dakika sonra, hayatmı, nefret ettiğin adamın oline tes, lim edeceğsin. Rorita, tuvaletini Gitirmirti, Farat koltuğundan kımı'lemi, yordu; gözlerini aynadan ayır- meyarak sevmediği adamm göz.