82. Na, Süzatferane haykırdı: er beyaz kadmı Mem onu, ham de ünye DR gemlerini ksa amm e Ürker korkunç ve vahşi Yanıyordu, İGozumi" nin gözleri: bU sözlerde eni bir & değildi: Bü ider takı rm v8” N yaşlar Dada * m ve Bağdadın tah am hiç de göründüğü fe ek) Yazan: Gek London da gittikçe darlaşıyordu. Bu anlarda genç kızm kalbinde" ki endişe ve ıstarabı tarif ötmek çok güç olur. Jan etrafını saran yamyamların Zencilerin içinde bir, tiyar var dı ki kulek memeleri, ziynetlerin ağırlığı altında yırtılmış ve t8 göğ” #ünün hizasma kadar sarkmıştı. Diğer birisinin burnu tıpkı bir Afrikalınm burnu gibi geniş ve yassı idi; çatık, kalım kaşlarınm ar tında fersiz gözlerinin sade akı bel 4 oluyordu, z Bir üçüneüsünün ise harikulüde kalın dudakları ve kıvrık kısa bir sakalı vardı. Gozumi'ye gelince... — Jan şim” diye kadar bunu hiç farketmemiş” tü — onda bir yırtım hayvanın mağrar güzelliği göze çarpıyordu, Kabile reisinin oğlu olmak it bariyle, şahsmda bir nevi aristok” rasl mevcuttu; ve bu mimtaziyet onu diğer zencilerden ayırıyordu, Yüzünün hututu daha düzgün, yice yağlanmış vücudu daha temir di; çıbarlardan eser görünmüyor du. Göğsüne kadar sarkan, domuz balığı dişlerinden yapılmış ger darlığın ortasında, süt renkli sadef” ten kocaman bir hilâl asilmıştı. Ainmda du mini mini sadef kabuk” larından yapılmış bir taç ve saçla" rnm arasına sokulmuş bir tek u sun tüy, Fazla olarak baldırlarmdan biri nin üst kısmında çorap bağı maks” mmda tesbih gibi dizilmiş beyaz bububat tanelerinden bir kordon duruyordu. Bütün bn ziynetlerin heyeti umu” miyesi insanda fevkalâde zarif ve hoş bir tesir bırakıyordu. Kalçalarını örten ketenden ma” mul dar bir kumaş parçası ise bü” tün bu ziynetleri tamamlamaktay” dr, Janım nazarı dikkatine, bu ara” ik bir ihtiyar zenci daha çarptı. Bu ihtiyarın derisi muşmula gibi buruşuktu; ve genç kısın karşısın da behimi bir şehvetle zangır zan gır Ütriyordu. vap vermedi, Yüzü de daha derin bir istihkarla öylece durdu. Sonra sağa sola bakarak genç kızın et rafında gittikçe darlaşan çemberi sitizdü. Düşmanm tamamen sarldr ğimt görünce memmun oldu; ve bir adım daha ilerledi. Janm vaziyeti berbattı, Kendisi de bumu anlamakta müşkülât çek miyardu, Artık tek bir çare kalmıştı: Zen" eileri yarıp geçmek, Birdenbire kamıçısmı kaldırdı ve atını şiddetle mahmuzlıyarak Go guminin üstüne atirdi. (Devamı var) .12. Pak de şüpheye gibi sakin, halim bir insan olm i, hâldiseleri sükü” dığını isbata çalışıyordu. Onun gösterdiği (o bu şiddet ve faaliyet, Osmanlı devletini mah kfim olduğu inkırazdan kurtarma” Ha vesile olmuştu. Veziriâzam Recep paşa: — Padişah, kabuğundan çıkan kestane gibi, hakiki çehresiri gös termeğe başladı. Diyerek, meraka düşmüş ve el altından yalnız yeniçerileri değil, bu sefer İstanbuldaki rumları da âyaklandırmağa ve rum patriğine bir takım imtiyazlar vaadetmeğe başlamıştı. HABER — Akşam Postast beyradam| Hava kurumu (25 (Genel merkez heyeti dün toplanarak altı aylık faaliy eti telkik etti Hava kurumu iki yıl içinde binlerce gerç tayyareci yetiştirmiştir Ankara, 28 (A.A.) — Türk Hara Kurumu Genel Merkez Heyeti bugün Klüzığ mebusu o Sabit reisiğinde toplanarak kurumun alis aylık çalışma devresine alt raporu İle murakıplar raporuna rtirin peyda et- miş ve kurumun bilânço ve hesapla” rını tasdik eylemiştir. Genel Merkez heyetinin bu toplan sinde okunan rapors nazaran, DAVA kurumunun son altı aylık devre için faaliyeti bir yandan gelir kaynakla” rnm verimini arttıracak yeni tedbir- leri bulup tatbik etmeğe çalışmak, diğer yandan da milli havacılığımız: taze «lemanlarin kuvvetlendirmek yor Hundaki mesaisine hız vermekle Beğ” miçtir, * 1940 yılmın ilk aylarmön gelirinin dikkatini çekecek derecede bir dü- şüklük kurum, teşkilâtının Zaaliyetini ertir mak çarelerine baş vurmuş olmakia beraber yedinci kurultayın dileklerini katl etmek suretiyle başvekilimizin göstermiş olduğu kıymetli yardım ve wüzaharet sayesinde üze sayısının yarım rallyordan (818.560 za çıkar nişler. Muhtelif mıntakalarda alâka darlarla yapılan temaslar, hava ku" #ilolarınm turneleri genç ka” ballarımızla halkımız arasındaki 25v- Kurum gelirini arttırmak için çalr- gırken, kabye ve çay tüccarlarmdan alınmış olan muamele vergisi ve rib- tım resminden müteveliid 70.000 lira- ya yakın bir paranm iade edilmesine devi Kii teşekkürleri ie bir. z i ğ i p i; li SİNE m ii ii TT ii i li | i HABER'in bulmacası 8i mumarah bulmacamızın halledilmiş şekli 4 — Tımarhane, 3 — Eser, Ulama. 3 — Rızık, Arif 4 — Ara, Ankara. 5—2Zt0,7T,A, T. 6 — Ik, Şer, Se 1 — Derece, K. 8 — Edebiyater 9 b Tiren, Ras, 10 — İnek, Arena, fe 1:20) e 7 Rum patriği (Kirilos) cahil bir adamdı. Recep paşanm sözlerine kapılarak, Fener patrikhanesinde pazar âyini münasebetile toplana" rek Rumlara: — Yeniçerilere yardım ediniz. Memleket onların o idaresindedir. Bize ancak onlardan fayda var, di" yordu, Sultan Murada bunları birer bi“ rer haber veriyorlardı. Dördüncü Murat sik sık, hattâ son günlerde hemen her gece kıyaletini değişti rerek, yanma celiğtla beraber bir kaç muhafız alıp semt semt dola” şır ve ortalığı karıştırmağa çalr şan zorbaları birer birer itlâf et tirirdi. Sultan Murat bir gece (geçtiği semtten ertesi gece (geçmez, bir gitüği vere ertesi ece (gitmezdi. Padişahın hangi gece nereden ge Tecep paşa ise hergün, (biras göstermiş olması dolayısiyle | Paraşüt kıtalarınn oynadığı rol dolayısiyle oparâşitçülük hakkında halkımızı tenvir için yurdun muhtelif yerlerinde ya- pılmış olan paraşüt atlama gös, terilerinden ve bu maksatla ve, rilmiş olan konferanslardan te, sirli neticeler alındığını ve para, şütçülüğe verdiği ehemmiyetle olduğu larmı raporunda izahı etmekte o- lan Türk Hava Kurumu model, cilik hususunda da iyi neticeler almdığını bilhassn okaydeyla, cümleleri | E : : zi e : , Berlinde yeni Berlin, 28 (A.A) — Sovyetler Bir Mğinin yeni büyük elçi Vladimir Dekazanof buçün Berline muvasmlat etmiş ve garda bariciyo nazırı Von Ribentrop EE fi SR ll a edilmiştir. AOLDAN BAGA; ) — Alez araba, 3 — Biz Wüyük Türk hükümdar, Saba, 3 — Bir ne vi çalgı, Erkek adı. 4 — Uzak (eski türkçe), Kıyak. 5 — Elini sokan, Me leğis başi & — Renk, Isim, Afvikada bir ülke. 7 — Hint prensi, 8 — Kü pile meşhur, Çarpık deği, 9 — Pay gember md, İğiimes ei, YUKARIDAN AŞAĞIYA 1 — Kurabiyesi olur. 2 — Otur lan yer, Peygamber adı. 3 — Bir Bah kan psyitahtı, O imemleketin yemini 4 — Mümkün, Şöhret. 5 — Maşanın yarısı, Bir yemiş. 6 — Işaret, Gökte, Frenk kadını, 7 — Istenbuldn bir semt, Kır boylu. $ — Bügi Erkek adı, 9 — Nota, Lâkin Nota, 10 — Bir nevi kokulu su. daha kendini gösteren ve varlığı ra hissettiren padişahın ayaklar va kapanır: — Şevketlüm, bu memleketi an cak siz sükünet ve refaha kavuş turabilirsiniz! derdi. Sultan Murat hergün yüzündeki örtüyü birer birer yırtıp atıyor ve etrafındaki vezir ve kumandanla' Tin hakiki çehrelerini meydana çı" kardıkça, memleketin dört köşesin de başgösteren isyanlar yavaş ya vaş yatışmağa başlıyordu. Sultan Murat bir gün, Recep ya: — Herkese hakkını vereceğim. Ağiz ve şerelsiz kumandan'ara bün dan sonra bir ordu değil, bir bölük bile teslim etmiyeceğim, o Vergi tahsili işlerinde namuslu memur lar kullanacağım. Recep paşa: — Çok isabet edersiniz. Memle ketin de buna ihtiyacı vardır; ce vabını verdi, Padişah ıslahata geçmişti. ——— mm elm ——— | i Muallâyı be "Taksimde tramvay durağında, saat altımda buluşacaktık. Bu, Muellâ e ilk randevumdu. Kadmların saat hakkındaki ga, rip fikirlerini, ve saatlerinin hiçbir vakıt doğru olmadığını bildiğim için, her ihtimale karşı randevuyt biraz erken gideyim, dedim. Saat benüz beşi çeyrek geçiyordu. Altıya kadar Muallâ gözükmedi. Gayet tabit, değil mi? Altıdan sonra yüreğim şiddetle çarpmaya başlamıştı. Saadetim yaklaşıyordu. O yak, laşırken kalbimin böyle çarp. makta hakkı yok muydu. Saat altıdan itibaren, önümden dal, galar halinde geçit resmi yapan kadınlara, duraklayan tramvay» lara, köşe başlarına, koçan tek. #ilere dikkat ediyor, Muallânın sildetin! görür rörmez, onu der- hal karşılamak üzere hazır bu, lanuyordum. Ve işte, bekledi. ğim müddetin bilinçosu: Sant 13,15, — Galiba şu köşe başından sökfin eden kadm ola” cak; boyu, endam, stili ile tıp. kı ona benziyor. Ha, tramvay ağına doğru Hayır, #us birinei randevuya dalma geç gelirler. Erkekleri, kendilerine geç gelen saadetin İ dala evi idrak etmeleri için saat lerce bekletmekten zevk duyar. i Jar. Belki de ben burada işken, çelere o katlanarak beklerken Muallâ, yukana bahsettiğim tevkini tatmin için bir köşede gizlenmiş beni tarassut ediyor. 1855. — Görlinmedi. Bununla beraber, içimden bir ses, beş yüze kadar saymayı, geleceğini söylüyor. Bir, iki, üç... 19, — Üçyüzeltı, üçyüz yedi, üçyüz sekiz... 19,5. — Beşyfir Gene gel medi, 19,10, — 19,15 e kadar gel. mwezae gideceğim, Karanlık ta bastı, beni görebilecek ml? Bon onu görebilecek miyim, acaba? O! Sünhesiz görürüm... 19,15. — Normal olarak, ken, dime verdiğim mühlete göre gitmem İcap ediyor. Fakat sö. zümtü tutmazsam ne olur? Niha- yet beş dnkika fazla beklersem ne ziyan ederim?... Nasil olsa mühim bir igim yok. Şimdi, boş durmaktarsa ikiyiize kadar saya durayım. Bana öyle gelivor ki, yüzyirmiye varmadan Muallâ gelecek. Hattâ geciktiği için benden af dileyecek. Mazeretini memnuniyetle kabul edeceğim. Yalnız bu defa yaveş yavaş ve dikkatli snvmalıerm. Beşyüze kadar saydığım zaman Zanne, derser: birkaç sayı atladım; fakat scaba bundan yu gelmedi, dersiniz? 19,25. — Yüz doksan yedi, yiz doksan yedi buçuk, yüz Muradın birde: keri ıslahata ba tında şiddet göstermesi, yabancı devlet elçilerinin de dikkatini çek mişti, Bu devletlerin başında (o sinyor Greçyonun adını saymak lâzımdı. Zira, Greçyo, Osmanlı devletinin dördüncü Muratla beraber tarihe karışacağına ve tam manasile in kıraz bulacağına inanmıştı. RECEP PAŞA İDAM MJ EDİLDİ? Valde sultan, padişaha sordu: — Recep paşanm asilerle teması varmış, diyorlar.. doğru mu? Dördüncü Murat anasının yüzü ne hiddetle baktı: — Teması varmış demek de lâi mı? O, asileri bizzat fakat el altın dan idare eden adamdır. Onun p klerken Nakleden' L.. L.. doksan sekiz buçuk... Burava kadar küfü Usttarıfını biraz sonrâ Sayarım, 19,30, — Yüz doksan dı yüz doksan dokuz buçuk. yüz! Ama oda çok ole Gitmeliyim. Lâkin sebepten dolayı geç ne malüm? Ve sor saatin sözü mü olu: Allah aşkma! Şu sokağın ba, şma kadar gideyim bari; vakit te geçer. Oraya varmadan koşa koşa gelecek... 19,40, — Köşe boşma kadar Üç tur yaptım. O hâlâ gelme, mokta ısrar ediyor. 19,45. — Sekize kadar bekle- rim. Bu arada gelip gec nak, liye vasıtalarını saymakla meş, gül olurum. Bir hissi kabletvu. ku, yüz nakil vasıtası sayıncaya gitmiyeceğim. Çünkü ben, rsk. İlye vasıtalarına tramva: , bisile- let ve motosikletleri de kattım Normal halde, yalnız otomobil. leri saymalıyım. Beşten basiıyo, rum. Bu defa yüz oldu mu gi, deceğim... Kararım karar. 20,5. — Tamam, V Fakat çene gitmiyeceğim! Ca, nım, gitmemek te nihayet be, nim hakkım, salâhivetim değil mi? Oh, birader! Beklemek icin de vervi vermiyoruz ya! Kaldı- (Lütfen sayfam ceviriniz) Alansfarın diği Yunan hörbi Ve En'garistan (Baş tarafı 3 Ünelide) tecavüzüne ve Büyük Britanya tarafından yapılan müuavenetle- rin apaçık bir surette beliiol, masma ilâveten Bulgaristanın kararı üzerine müessir olan di, ger bir amil de şüiphesiz Türkiye tarafından yapılmış olan ihtar olmuştur. Geçen gece Berlin si. yasi mahafili Bulgaristan baş- | vekili Filof ile. hariciye nazari Popof'un neden dolayı Berlin'e gelmiyeceği sorulduğu vakrt, ba ziyaret daha evvelden mutad a, lâyiş ile ilân edilmiş olduğu için, cevap vermekte hayli sikmti çekmişlerdir. Bu mahefilin ver. m cevap ise Bulgar devlet menbâülar tarafmdan ilân edilmiş olduğunu söylemekten ibaret kalmıştır. Haddizatmda Bulgaristanm verdiği ret cevabi Hitlerin ol, dukça canımı srksu gerektir. Çünkli Museliniye yardım et. mek için askeri müda'ale teşeb. İ büzsünde bulunursa hem bilhassa ehemmiyet verdiği Balkan ikti. sadiyatının işletilmesini tehli, keye koymuş olacak hem de, İ gitadiye kadar bilhassa içtinap ettiği şark ve gam cephelerinde ayni zamanda harbe sürüklen. miş olacaktır." Sekreter Kösem sultan hayretini gizliye medi: — Ne diyorsun, oğul? Veziri$ zamın boynunu ( vurdurmayı Mm düşünüyorsun? — Hayır. sadece o düşürmüye rum. Aynı zamanda da buna kara" verdim. . Mahpeyker sultan, Recep paşa nm yy'çerileri tahrik ettiğini bil miyor değildi. Oğlunun sözlerin paşanın vaziyeti .— Bu işte suçlu olan yalm Re cep paşa değildir, oğul! dedi, Bey” lerden, Teislerden, de beş on kişi vardı. Eğer memleketi bu porbala” rn elinden kurtarmak istiyorsan, onları da cezalandırmalısın! — Merak etme, annsl Bunu da düşündüm., Önüme hiç kimse çr kamaz. Yarın sabah güneş doğma