Günün içinden- ARBİN ilk günlerinde Pa: riste olan bir arkadaşım dönüşte bu günlere ait hatırala- rını anlatırken geceleri — ışıksız kalan nur ve ziya beldesinin ka ranlıklarımda bütün Fransızların yols ve matemini gördüğünü söy emişti, Bizse elektrikleri sönen, ışıları maskelenen — İstanbulda do'asırken irkımın bütün asil se- ciyelerini buldum, dinledim ve gördüm, Karanlığın ruha kasvet verdi- ğini, neşeyi öldürdüğünü söyler ler, bu belki ruhlarımm acı melâ- H içersinde —yaşıyan mütereddi milletlerin fertleri için doğru © labilirler. Varlığmı sonsuz bir imanın verdiği asil bir gururla ftaş'yan İnsanlar için karanlıkla aydmlığın ne farkı vardır? Yal- nız isığı yüreğinde bulamıyanlarr dir. ki katanlıktan Üürperirler. Bunun çok doğru olduğuna neşe> li ocıvıltılar, metin seslerle dolan şebir. — sokaklarımnı — dolaşanlar inandılar, Harbin ilk günlerindeki Pari- sin içine çekilmiş, hüzme ve me” iâle gömüülmüs manzarası PFran- sız milletinin yaşamak hakkma bizzat kendisinin de İnanmadığmı gösteren İlk Aalâmet sayılabilir. Karanirk İstanbulun hayat ve hareket dolu gecesi, yaşamak hakkma sımsıki sarılmış Türk milletinin canlılığmı ve birliğini ifade eden sayısız delillerden bi- risidir. IŞIKSIZ İSTANBUL Işıklarm söndürülmesi şüphe yok ki halkı yeni birtakım fedar kârlıklara davet etti, fakat bu fedakârlık en zengin iİnsandan, en fakir vatandaşa varmcaya kar dar hiçbir almda en küçük bir tereddüt çizgisi, hiç bir yüzde küçük bir memnuniyetsizlik bu- ruşması doğurmadı, Herkes vazi” fesini istiyerek yaptı. Almlar yi ne eskisi gibi mağrur ve düm- düz, çehreler yine eskisi gibi ner şe içersinde, Bunun başka türlü — olacağını esasen beklemiyordum, — Yainız ben değil hiçbirimiz beklemiyor” duk, Bu tereddüt çizgisi, bu hoş- nutsuzlak buruşmaları, — devleti kondilerinden ayrı telâkki eden milletlerin fertlerine mahsustur, Kendisini idare eden hükümeti, öz varlığından çıkaran Türkün çehresini hiçbir fedakârlik karar" tamaz, Vazifesini tamamiyle — yapmış İnsanlarım haklı guruüru ile şehr rin karanlık sokaklarmdan evine dönen her — vatandaş uüyanıklık ve itaatin canlı bir timsalj halin- de duruyor. Dün yaptığını buzün de yanmağa hazır olduğunu, dün başardığımı yarım da başaracağr nı hiçbir söz söylemeden bütün dünyaya Aanliatan bu insanla- rım hali, insanlığın karanlık gün- lerinde, gelecek aydınlık günle- rin bir müjdecisi değil midir? Muzaffer Esen 96 Yazan: Kadircan- Hep İmam Şamil haklkımda ko . nuşuluyordu; hep Kafkas harple - rine dair hatrralar anlatılryordu, Hacı Murat methediliyor; lâkin İ. mam Şamil ikide bir sönük göste" rilmek isteniyordu; onları dinli * yen ve 'nanan bir yabancı Dağıs - tandaki bütün kahramanlık hikâ . yelerinin, bütün zaferlerin biri - cik kahramanı olarak Hact Muradı tanrmış olurdu. Hacr Murat bunla, ri hoş görüyordu; çünkü İmam Şamil'in yüksek cesaretini, zekâ * sını, teşkilât ve idare kudretini inkâr etmenin imkânı yoktu; gü * neş baltıkla srvanamazdı, Lâkin ses çıkarmıyordu, Bununla bera - ber onun yüzünün aldığı renk, genesinin arasıra krmuldaması çok manalt görünüyordu. Bu konuşmalar, bü heyecanlı ve trajik hikâyeler yemekten sonra da devam etti; geniş koltuk. Jara oturarak kahvelerini içen misafirler o kadar dalmışlardı ki, adetâ Hacı Muradı unutmuşlardı. O sırada evin önündeki geniş bahçeden kısık bir köpek havla - ması duyuldu. Dik bryıklı general hemen kulak kesildi ve - salonun tcunda duran bir askere seslendi: — Petrof, ne var orada?.. — Generalim, kapıda bir &o . kak köpeği kemik kırıyor; Şami Jin bağırması bundandır, Dik bıyıklı general yerinden doğruldu ve kapıya döğrü birkaç adım atarak bağırdı: — Şamil!,. Samil!.. Buraya gel. Zabitler kendi âlemlerinde söy lüyor ve dinliyorlardı. Hacı Murat merak va hayretle ayağa kalk- mıştı; gözleri büyümüş, burun de. likleri acılmıştı; dişlerini ö kadar sıkmıştı ki, alt gçenesinin dipleri kücük birer yumruğu andırıyordu. General bir defa daha çağfırmca kapıda kocaman, boz renkte bir köpek göründü; sağa sola koşa * rak şurayı burayı yoklıyarak ge * liyordu, Hacı Murat generalin yanıbaşı - na kadar yürüdü ve köpeği göste. rerek sordu: — Şamil diye bunu mu çağır - Aam? — Evet... Ben Şamili pek iyi tanirım; köpeğim de Şamil gibi zekidir, cestrdür; çeviktir ve yo . rulmah bilmez, O grrada köpek generalin önü - | ne kaedar gelmiş, kuyruğunu sallı yarak, dilini çıkararak arka ayak- | larınm üstünde doğrulmuştu. Ha . cı Murat bir kavrayışta onu ense.- sinden tuttu, tek elle beş adım ö. teye sırt üstü fırlattı. Salon ka ** rıştı; ayni zamanda müthiş bir yumruk generalin çenesine indi, Geöneral iltiyi andıran bir sos çr | kardı, ellerini yüzüne götürdü; olduğu yere çömeldi. Hacr Murat etraftakilerin saşkm ve korkak bakışları ortasmda homurdandı: — İmam Şamil benim düşma - nimdır, lâkin büyük adamdır, Ben Akçar'a bir köpekle boy ölcüş . mek için mi sığındım? Zabitlerden ikisi kılıçlarma el atacak oldular; lâkin artık doğru- lan general öonlara sert bir emir verdi: — Siz karışmaym!, Biliyordu ki kavgaya sebep o . lursa Hacı Murat oracıkta iki üç kişiyi, belki de hepsini temizliye” cekti; böyle olmasa bile misafire karşı saygısızlık hiçbir zaman haklı olamazdı. Hacı Müurada bir zarar geldiği takdirde prens Ve ronsofun sorularma ne cevap ve - rilebilirdi; her ne pahasma olur . Ba olsun ortalığı yatıştırmak lâ - zımdı, Zaten Hacr Murat haksız çı. karılamazdı; büyük bir gaf yapıl dığına $üphe yoktu, Dik bıyıklı general ,Dağıstanlı misafirinin önünde hafifçe eğildi: — Rica ederim beni affediniz, Maksadım Şamili kötülemek değil methetmekti, Kızacağımı bilsey dim yapmazdım, : Hacı Murat önu baştan ayağa kadar hakaretle süzdü; hiçbir şey söylemeden ve yapmadan, hazır bulunanların donuk bakısları ara, sından, sert adımlarla, rüzgür hr zıyla kapıya yürüdü; arabacıya emretti: — Çabuk, beni eve götür..! Milikof ona —yetişemedi. Eve vardığı zaman nalbi bir aşağı bir yukarı dolaşırken buldu, Yalvar * dı: — Hact Murat, kızma! Bu a . dam zaten sersemin biridir, Senin kızacağını bilmeliydi. Bu bir ders oldu, İmam Şamilin zekâ ve cesa- retinden, yüksek İnsanlık meziyet. lerinden kim şüphe edebilir. O, tam sana İlâyık bir düşmandır; sen ki zayıf ve değersiz kimseler" le çarpışmaktan hoşlanmazsın! — Peki, anlaşıldı; valnız kal * mak istiyorum!.. “Devamı var) İki sene sınıfta kalan talebenin Askerlikleri te'cil olunmayacak Üstüste iki sene sınıfta kalan tale- beden askerlik çağına — girmiş bulu nanlar, Üçüncü sene başka bir mek- tepte tahsillerine devam etmek İiste- dikleri takdirde, askerlik tecilleri ya- pilmıyacaktır. Bu gibi talsbenin davet vaki oldu- ğu zaman mektepte bulunmaları bir mazeret teşkil etmiyecektir. ——— ——— 50 Yunan genci daha gitti Şehrimizde bulunan 50 Yunan tebaası genç daha, dün akşamki konvansiyonelle Yunanistana ha - reket etmiştir. Cephede kardeşlerinin yer alacak olan gençler, ve sabırsızlık içindeydiler, yanmımda sevinç A B E R — Aksam Postas Ticaret Vekâleti “Ticaret ve İaşe,, Vekâleti oluyor Toprak Ofisi lâğvolunacak, ekmek işile İaşe Umum Müdürlüğü meşyul Ankaradan gelen haberlere gö, re, “Ticaret Vekâleti" nin, “Tica- ret ve iaşe — vekâleti" ne kalbin” den sonra Toprak mahsulleri ofisi lâğvolunacak ve ofisin vezaifi de vekâletteki yeni teşkilâta rapto- lunacaktır. Ofisin uyuşturucu maddeler in- hisarı kısmı, sıhhat ve ictimaf Mmüuavenet vekâletine bağlanacak * tir, olacak Murakabe — komisyonları, mura- kaba teşkilâtı ve sair Ssanayi ve tibaret kontrol, İşleri, — şehirlerin ekmek meselelerile benzin va pet” rol tedarik ve tevzlatı vekâletin İ- aşe umum müdürlüğüne raptolu - nacaktır. İçinde her türlü eşya buluna * cak ve piyasa fiatlarında nâzım rolü oynıyacak olan mağazaların büyük şehirlerde devletçe kurul . mast münasip görülmüştür. Fatihte Çinili hamam odalarm- da oturan Cuma admda birisi, muhtelif tarihlerde Naciye ve Döndü adında iki kadınla evlen . miş ve kadınlarım ikisini de yanı- na alarak yaşamağa baslamıştır. Ancak evvelâ biribirlerini fazla kıskanmıyan kadınlar, son zaman" larda &rk sık kavgaya ve kocala- rma: “-— Hangimizi daha çok sevi - yorsun! Onu mu beni mi? demeğe ve adamcağızı müşkül vaziyetlere sokmağa başlamışlardır. # Eğer Cuma, Nasrettin . hocanın “Mavi boncuk” hikâyesini bilmiş olsaydı, ne kendisinin iki kadınla İki karılı kocamın başına gelenleri Karıları kavga etti almak suçundan yakalandı , kendisi iki kadın yaşadığı meydana çıkacak, ne de kadınların düntü kavgaları ola , caktı. Fakat kadmları dinlomatça idareden âciz olan Cuma dün ev- den çıktıktan sonra, orlaklar yer niden kavgaya başlamışlar ve bir aralık biribirlerinin üzerine atı - larak saç saca baş başa kavga etmislerdir. Neticede, daha güçlü kuvvetli olan Döndü eline geçir - diği kalım bir sopa ile Naciyeyi bir hayli döğmüş, kanlar içinde ye re sermiştir. etişenl! yeyi-tedavi altı. » &?ıimıqlnîr N&ğ'ğumğu ek- ten, Cumayıda iki,kadınlasdlevlen' mek suçundan zabıtaya teslim et- mişlerdir. Gümrüklerdeki Alman malları Klering hesaplarına göre çıkarılacak Dün gümrükler baş müdürlü. ğüne gelen bir emirle 30 kânun- sani 9d0 tarihine kadar limanı, mıza gelip de gümrüklerde hek, liyen Almanya menşeli mallarm, iki hükümet arasmdaki klering bi tutulması bildirilmiştir. Bu tarihten sonra gelecek mallar için de 13055 numaralı kararname hükümlerine göre, ithali mecburi tutulmuştur. Bu kararnameye nazaran it. hal edilecek Alman — malları, cinsine nazaran, klering, takas veya hususft muüuamelelere tabi tutulacaktır. Halen, yeni Türk . Alman ti. caret anlaşması esasları dahi. linde gümrüklere — gelmiş mü. him miktarda emtia vardır. Hükümet, bu emtiadan an. cak eczayi tıbbiye ve boyalarım ithaline müsaade vermiştir. Bu mallar, ithal edilmektedir. — —— Seferden men'edilen otobüsler Emniyet âaltımncı şube — memurları, dün, otobüsleri köntrol — etmişler ve bunlardan 8083, 38095, 3086 ve 3011 numaralr olanlarımım işlemeğe müsa- it olmadığını görerek seferden men'et- mişlerdir , Yerli çuvallarla ihracat İhraç mallarrmızın yerli çuval" larla ihraet Üzerinde tetkikler ya- pılmakta, bu eümleden olarak da fındıklarımızın Adanada — yapılan yerli pamuük toörbalarla ihracı dü- şünülmektedir. Yalnız bu torbala' rım mesamati az olduğundan fın . dıklarından bozulması tehlikesine karsı çüvallarm ellişer kiloluk ter- tibi münasip görülmüstür. hesaplarına göre muameleye ta, | Hindistanla - ticaretimiz Geniş mikyasta inkişaf göstereceği tahmin ediliyor Hindistanda tetkik seyahatine çıkan, Ticaret Vekâleti standar. dizasyon müdür muavini Tur. han Boray, Ankaraya dönmüş- tür. Turhan Boray Basra . Bağ. dat transit yolunun acılması ile meydana gelen ticari vaziyetler üzerinde bir rapor hazırlayarak Vekâlete takdim etmistir. Anlaşıldığma göre, bu rapor. da Türkiye ile Hindistan ara. sında geniş mikyasta ticari mü. nasebetlerin inkişafma imkân görüldüğü bildirilmiştir. Bu arada Hindistanın mem. leketimizden zeytinyağı alacağı buna mukabil bizim de ilk iş o. larak Hindistandan 250 bin a- det çuval mubayaa edebileceği- miz öğrenilmişstir. “sa 'zevk duymaktayım.” Relisicumhurumuzla Kalinin arasıunda Sovyet milli bayramı münasebetile tebrik telgrafları teati olundu Ankara, 23 (A.A.) — T Teş. cinisani Sovyet milli bayramı münasebetile Relsicumhur İsmet | İnönü ile Kalinin arasinda aşa- sıdaki telgraflar teati olunmuş. tür. Ld F:selâns Kalinin Sovyetler Birliği Yüksek Sov, yet Meeclisi Reisi Moskova “Teşrinilevvel tâhinin vı, dönümü miümnasebetile, samimi tebriklarimle birliirta dost Sov- yetler Birliği milletlerinin refah ve saadeti hmugsusurmdaki en iyi temennilerimi samimi tebrikle, rimle birlikte arzetmekle bilhas, İsmet İnönlü Ekselâns İsmet İnönü Türkiye Reisicumhuru Ankara “Büyük tesşrinievvel ihtilâli . nin 23 üncü yıldönümü münase- betile vâki hararetli tebrikleri . nizden ve temennilerinizden do. lavyı samimi tese'rtcitirlerimin ka, bulünü rica ederim.” Kalinin Başvekilimizle Molotof arasında Ankara, 23 (A.A.) — Sovyet milli bayramı münasebetile Baş- vekil Doktor Refik Saydam ve Hariciye Vekili Şüikrü Saracoğ. lu ile Sovyet Halk Komiserleri Meclisi Reisi ve Hariciye Komi, sgeri Molotof arasımda tebrik ve teşekkür telgrafları teati edil , miştir. E Saç levha ve renkli kâğıt hakkında beyanname Ellerinde saç levha, kâğıt ve bez bulunanlar, mal miktarları, nt birer beyanname ile vilâyete bildirmeğe mecbur tutulmuşlar. dı. İlân tarihinden bir hayli za, “"man geçtiği halde evvelâ esaslı bir müracaat vaki olmamış, an- cak dün vilâyete yüzlerce be, yanname birden verilmistir. Fatibte gizli bir mezbaha basıldı Burada her gün kaçak olarak 15 hayvan kesiliyormuş Zabıta bir müddettenberi Fatih ve civarında mühim et kaçakçılı- ğı yapıldığmı haber almış ve tah. kikat sonunda bu gizli mezbaha - yı meydana erkarmış, — kacakeryı vakalamıstır, Kacakeı, Fatihte, Çarşambada, Hamsi sokağmda, 11 numarada ©" türan Salih oğlu Halildir, Halil e- vinin mutfafını, adetâ kücük mik. yasta bir mezbalıa haline sokmuş, kanlarm akacağı kanallar vücuda getirmiş, et kütükleri, satırlar, bıçaklar ve duvarlara çengeller asmıştır. Evde yaprları aramada 3 tane kesilmiş koyunla 25 kilo parçalan, mış et bulunmuştur. Mutfağın ahır haline getirilmiş kısmmda da 8 koyun, 3 keçi ve 5 koyun postu © l6 bir keei ve bir kuzu postu mey” dana cıkmıştır. Salih oğlu Halilin her gün 15 kadar hayvan keserek kaçak sat- tığı anlaşılmış, yakalanarak adli « yöye verilmiştir. Koyunlar, etler ve kesim levazı. mı müsadere olunmuştur. ç *'/ı'ı_;k'â ei C 'Ya c Vakıit Asım Usz bugünkü Türkiyenin almış olduğu herp G mevzuubahs ederek bundan * ı.ıııı” likesinin kapılarımıza Kadar olduğu manasının d,.d' söylemekte ve Yunanistanım »f”” haksız tecavüze işaret ed'"”waf emniyet sahamıza 4 lemektedir. yaiyet? Müharrir, Almanya V? Britanya adasına hücum ©00 - gif Akdenizden İngiliz ıbluww%: F e #ını söylüyor ve makalesin? göy vam ediyor: MA “Almanya ve İtalya doğrudan doğruya mağlüp ce bütün Avmpınmküoükw’f' devletlerini harekete ; ıum_ , “İşte Türkiyenin her lh““"',..ıı:"', hazırlıklı durmasına bundan Vardır.;; Yeni Sabah çet Hüseyin Cahit Yalçm bUSÜP y Sabahtaki başmakalesindö, A”w.f nın bugünkü mücadeledö ingil ıı“”’ | yaptığı yardımın gün geçtikt”? | ve neden? daha çok arttığ“”:n, wW anlamakta ve buna seheb d çi | Fen ve tekniğin istilâ uzaklık — ve yakmlık kaldırıldığımnı ve Almanya yaya hâkim olmak emelinde milletin Amerika için de DİF olabileceğini göstererek göyle “Almanlar gittikçe artan leşen Amterikan yardımının ! nu ve — dehşetini unutwfm'“ | yeni nizama gönüllüler y , tüler ve şenlikler yapmak ârıyorlar. Fakat bu totaliterle” bomba gümbürtüsünü kestan? sesile örtmek kabilindendir. Amerikan yardırmı totaliteT gel leri uykusuz brrakan bir İkdam *“Almanya, yeni ittifaklar * iiglf koşuyor,, başlıklı makalesind? Daver soön haftalar zarfmdö gü*de hareketlerin başdöndürücü DİF | eW yapıldığını ve Almanyanın Yeî,ug!l’ rama uydurmak istediği d*““dıılf kral ve diktatörlerile kauuş“l:”,pv | lar yaptığını söyliyorek Aİm ! yeni nizam dediği şeyin ”"“rl'l mağlüb edilemiyen Ingilter?ye bir Avrupa ittifakı kurmayi * ettiğini kaydediyor ve diyor KİM “Cebren yeni nizama vey3 Mn' kaç başir pakta sokulan memlt” pf de, için dcin bir Alman — dÜÜ e ketlerinin Almanları mütazar?” [ ceğine şüphe yoktur.,, Ö. Mühendis | mektebi | kimyahanes' 'ge Milli Şefin işareti üze''” | Yakında inşa edilm” — başlanacak Milli! Şefimiz İsmet İnönü ”f,v" Mühendis mektebini ziyaretl?? sımda mektep ve çalışma WŞP liu, rinde izahat almakta iken mtk senelerdenberi yapılamıyan nenin ancak on beş bin diye “, vt leceğini öğrenmiş "'un”yt’;j mizin irşat ve işaretleri ÜZ€ ycaP kimyahanenin kurulması iÇİP den tahsisat verilmiştir . çicte 'Yeni bina için Mühendis T yanmda ve Gümüşsuyu CA7 | ı-ım:iııııı;ıenıeı:ıe|:ıı|ııı,tıill1"’I mkteppmuyonuyı.nmd'm zırlanmaktadır. Yeni binanım leri pansiyon binasında olduğ? gene mıktıpmnım:lhll“t bu leri tarafmdan hazırlanacak V muumıuempwüm;ğw dahil! tesisat da hemen cak ve talebenin istifadesine YENİ NEŞRİYE . İslâm, Tm'h g 'Ansiklopedisi Her tarafta çok büyük reğb' y zanan bu müazzam eşerin ÜSÜ7 yısı intişar etmiştir. y Bu sayıda yazıları buluna” ;Şı:lj' | yirler: Profesör İsmatl Haklt * jf Ömer Rızs, Temyiz mahkemesi yirE ri Fuat Hulüsi, Ali Himmet, F* | din, müderris Ömer Nasuhi, © » 5 Fahreddin Kerim, Tahir Olgu” Ü m&fh“mînv' ! znğı_ı pi | çepliP | a | A Üü ı YAK | MA FSLERE & ŞA a «& KA ğ. 'txî'x'i'ğ —- .—T İ him Hakkı, - —wi ZP bsu, Se el ASN £Kti T OORİRE - v me —e ct Mrf u n n ciç n dla e a l ada l