Mi ma hapisten kur — Hanı Pa Gok şeyler bekli in drru İlerlemek ve Vurmak Gikrindedir. Mehmet gibi var, erine Yazdan e baş Yapay onar. Sivasta kon E Milli kuvvetler git rr, Mustafa Kemalin Genç kız bu dinamit meselesin, de göyle cevap vermişti: — Jâlen kabul edersiniz ki, bandenizde do hiç olmasa adam, larandaki zekâdan birazacık fazla bir sekâ kırıntısı vardır. Dinemiti benim patlatmam, tehlike detima- “Jan Lakland” & nazaran zenci, lsre tatbik edilecek tarzm şekli şu 1di: Ciddiyet, vakar dairesinde in. sanca müutşmele; nadiren mükâfat vermek; “oüküfat sek sk verilir. se kıymeti kalmazdı; ender oluşu ise tabiatiyle kıymetini artırın”; hiç bir suretle ceza vermemek. Misal olarak da kendi gemicileri- nİ gösteriyordu. Bu adamlar “Jan Lakland” 1 prestiş eder dersesde seviyorlardı; halbuki, hakiki birer esir münmelesi gören “Şeldon” un hizmetçileri, efendilerine karşı, kin ve nefret bislerinden baska bir pey basleyemezlerdi. Şurası da muhskkaktı, genç kı, zın yanımdaki adamlar Şeldonı zeneilerinden üç vedsli fazla iy gü, rüyorlardı. Bunun yeğâne sebebi, bu sevgiydi. Şdon genç kızın fikirlerini ta, mamiyle doğru bulmakla beraber çiftlikteki zencilere karşı böyle bir muamele tarımın kat'iyyen aksi neticeler vereceğine de kani- dü Her İkisinin de başlarının üstün- de datmi bir tehlike keskin bir ke- İnç gibi seslı duruyordu. Filvaki Jan Lakland da Şeldon Bibi dışarıya çıkarken beline re ları âsima “tetikteydi. Bununla bereber (o genç kız bu fens İdarenin beyazlar tarafından tesis edildiği fikrinde ısrar edi - yordu. Oas göre heriki tarafın biribirinden korkması esaama mis tenit böyle bir idarenin bütün mes'uliyeti beyazlara düşerdi. Kendisi Havay'ın balim, selim ve uslu akıllı yerlileri arasında bü- (ureaop uysa uyuma) Padişah K Süleyman, bir gün Barbarosa sormuştu: Dorya denilen herif yan denizlerin biricik hâkimi Bar. baros gözleri alev alev yanarak ce. vap verdi: — O herifin Jâfı mi olur? Her mişti. Foasen kardeşi Oruç Barba, rotin İsbak reisin en şanlı; ölümler. le ebediyete göçmelerinden sonra, bütün bir husumet dünyasma : — Ah! bütün Prenkistanı kılıç. tan geçirsem kardeşlörimle yoldaş, larımın intikamını alamam. Diyen Barbaros, harbe karar ver, mekle böraher Prevere körfezinde beklemeyi daha muvafık görüyor. du. Körfez dardı, fakat kala top. çusunun himayesi sitmda bulundu. ğundan düşman donanmasına karsı müdafaaya her zaman elverişli idi, Şiddetli bir fırtma vandı. Deniz kıyıları dövüyor, gemiler'bu coş, kun ve azgm dalgalar tstünde bir beşik gibi çalkanıyordu. Sabahleyin hava yatıştı, denize bir sükünet geldi. Her İki tarafta da belli belirsiz bir durgunluk var, Kendi kendine: Yapacağımız şey donan. mldafaa kuvvetlerini zayıf, Şayet düsman zorla HABER — Akşam Postası PREVEZE MUHAREBESİ kâmlarm topları önüne getirmek istiyor, Anderya Derya da Barba rosu limandan çikarmaya çalışıyor. du Geçe Murat Rals bazı düşman ge, imilerine taarrüzlerdn bulundu. Fa. kat şefak atarken, bütün düşman donanmasının (Lpant) a doğru yol. landığı görüldü. Barbaros bunr çok sevindi. Dİ. yer kumandanlarla askerler de cog. #mruştu. Nihayet limında kalmayı şerefine, izzetinelsine, Türklük gu. ruruna yediremiyen Barbaros deni 26 splmeya karar verdi ve topla. dığı harp meclisine bir plân teklif eti; Plânm kabulünden sonra, ge. mileri Üç filoya ayırdı. Güneşin ilk ışiklari Preveze sırt, ları üzerinden Adriyatik denizinin zaklardan görünmeye başlamıştı. Anderyn Dorya da Türk donan, masmı gördü. Fakat sahili muhare, beye müsait bulmadığı için, müba. razaya girişmekten çekindi, üç saat düşündü, Kapello #le Grimanj mrar ettiler. Bunun Üzerine donanması, na hücum emri verdi. Düşman kalyonları Mirk gemile, ri Üzerine umum! bir top ateşine başladı. Bunların topları sayıca pek çoktu. Fakat az menzilli idi Bu, nun için mermiler Türk gemileri. ne İsabet etmiyordu. Türk donan. » ması bu suretle düşman donanma, ama İlerliyor ve ateş ediyordu. Toplar nafiz tesirinden istifade edilecek bir sahaya kadar yaklaş. tıktan sonra, Türk donanması hep birden ateş açtı. Muharebeye artik bütün şiddetiyle başlanmıştı. Be, Yaz yelkenleriyle denizin durgun suları üzerinde titrek akitler bira. kan gemilerin içinden davul ve mağra sesleri, Allah, Allah sv zeleri işitiliyordu. Gemiler, suları yara yara, beyax köpükler saça sa. ga ilerliyorlardı. Arada sirada siyah dumanlar içinde parlıyan bir slev- den sonra, müthiş bir günbürtü kıyıların sessiz ufuklarmda devam. 4 akisler bırakıyordu > BU AKŞAM TEPEBAŞI Belediye bila ALATURKA KISMINDA Kızılayın mevsim sonu eğlenceleri SAFİIYE ve Bahçenin bütün programı MISIR film yıldız, ESMA LEYLÂ ve arkadaşları svöst oğen DUO JAK meşhur akrobat ve canbazlar; ŞABLO SAMİ ve yeni büyük varyeta Memik ler müsabakası, ÇENGİ ŞEHNAZ Şarlerı, rakıslı ve kahkaha büyük komedi. je Mi Yeni Kolej Yi. İLK . ORTA . LİSE Taksimde Sıraserviler 86 - Yeni açıldı Müğlürü: Eski Şişi Terakki Direktörü AL AN Haşmet Koca Bursiyetleri: YABANCI DİLLER ÖĞRETİMİNE geniş mikynata ehemmiyet vermek, smıflarını az mevcutla teşkil ederek talebesinin çe Uşma ve inkişafı, sıhhat ve inzibat ile yakmdan alâkadar olmaktır. Mektebin denize nAzır kaloriferli tenafiüzhane ve Jimnastikhanesi vardır. Her gün saat (b e 18) arasmda talebe kayıt ve kabul olunur, Pek: 44150 Teknik Okulu Müdürlüğünden: 1 — Mübendtin kısmı giriş imtihanları 1, teşrimlevvel 940 sak günü yapı inanktır. Kayrt olanlarm karneleriyle o gün saat (8.50) aekiz bu” çuktu mektepte hazır bulunmaları, 2 — Fen merüra kısmı giriş imtihanları günü ayrıca ilin olunacağı, 3 — Teğrissta 21 teşrinlevvel 940 pazartesi günü başlanacağı, ilân otunur. (8907) SAĞLAM DİŞLER ve AĞIZ BAKIMI MUTLAKA RIDA DiS$ SUYU İLE TEMİN İn Müş MY! ALİN ŞO MŞETLERİN EN DERİN YERLERİNE GİREREK TESİRINI YAPAR Top ateşleri biriirini takip ca. | İstanbul Bölge Sanat Okulu alım ve satım Yor, direkler parçalanıyor, koca bir komisyonundan: gemi dalgaların yumüuşek şiltesi ne güömülüyordu. Güneşin gurubu ufukları ateş 1, ginde bıraktığı sirada, Barbaros kat'i hücuma hazırlandı. Hayatının yetmişinci yılın: idrâk eden ihtiyar kaptan hücum kolunu bizzat idare ediyordu. O, şimdi cenuptuki ge, mileri vurmak istiyordu. Bir taraf, tan rastladığı gemileri batırıyor, hir taraftan da kaptan (Buçanağ- dan) in kumandasında geminin di. yeklerini . parca parça ediyordu. Barbarosun etrafa Steşler saçarak hücum kolu karşısın, gemileri gyorlardr. m ye Kocu deniz kurdu, bu hücumiyle Muhammen bedel Mira (Kuriş ö» © 3-10-940 pergembe sabah 10 Miktar ve müfredat mülmiymen bedeileri meklepteki şarlnamede yazi; milsternmel fevha halinde Kurşun, eski çinko, Iimya ocağı (camekfinl ve de mir çerçeveli) eski sistem kollu yangın tuluubam, hurda halinde yazı ma kinesi, müstamel dahili telefon imaikinesi ve telleri, eski kunaps tahta san- âniye ve koltuk, hezaren sandalya ve koltuk, sigara sehpası, eski oyangın bortumu, eski Avrupa kilimi, eski Uşak halısı, istor perde, eski kâğıt ve def terler, hurda marangoz tezgihı, hurda gaz tenekesi, yazı teksir mwikimesi, para kasası, hurda yastık yüzü, battaniye, çarşı”, yerli kilim ve çuval yukar &a yazılı günde mektebimiz avlusunda cinsine göre ve müfredat iübarile ve garinameşinde yazılı şekiller ve kayıtlar dairesinde satılacaktır. İstekli her malm muhammen bedeline göre bidayaten astış yerinde tominsi vereçektir. İstiynler yukardaki gün ve saatte mektebe müracaatları İlân omur. (5814) Satış gün ve saati yüdüğü için, burada da zencilere öyle muamele edilmesini istiyor . düşmanı perişan bir halde, dümen, © , bunları iki eteş arasmda bırak, siz, arması: bıraktı. Venedik kal, tr. yonlarının ağır armaları du Yumuşak davranılırsa Salomon adalarmdaki seneiler de beheme- bal yola gelir, diyorüu. Bir akşam Şeldonla beraber « şetli bir gürültü koptu. Derhal koştular. İki kadın da * yaktan ölüm haline gelmişti. Bun, ları insafsız cellâtlarının pençe - sinden zor kurtardılar. Ufe vas oldu. Türk askeri kâraya çikip siper kazmaya başlaymca düşman gemis leri şiddetli bir steş açtılar. An derya Doryadan bir müfreze flo bu boğuza hücum etmek istedi. Fakat Barbaros çabucak bunu önledi, Dor. Yanm akımı akim kaldı. Şimdi her iki taraftan da toplar ” iri istifade edilmiyecek bir” Türk top- yıkılıyor, top. hale İnriyle gürertelerine sokuyordu. Anderya Dotya ikinci savaş sa, İmdaki kalyonlurın mahv vo arap em görüner, Türkleri eiente etmek için xaniyetindeki kadırgslarla ilerlemek istedi. Fa. kat Barbarosun pervasısca ileriye Buudan sonra Türk donanması u. mumi bir hücuma geçi Düşman donanmasını korkunç bir gülle yağ. muruna tuttu. Düşman savaş hat. vu yarmak 'manevrasını takibe başladı. Gemilerin birçoğunu batırdılar, yaktılar. Bordt bordaya sikışmış kalmış olan kadırgalara kancalarla hücum ettiler. Rampa rampaya gel doğra atılması üzerine küçük ge. diler, ve bir çoğunu betırdilar. Bu milerin arkasına gizlenerek (Aya. serada akşam da olmustu. m—adra) kıyılarma çekildi. Anderya Derya artık hiç bir se. Turgut Reis, heniz savaşa gir. İlmet çaresi kalmadığını anlamış memişti, münasip firsat kollayor. te Bütün Ümillerinin kırıldığını,do. du. Anderya Doryanm kalyonlarm nanmasının mahvolduğunu görün. ar uzaklaştığını görünce, ee, Barberosun daha müthiş bir GIMI NASILZ | NR KURTARDIM atıyor, müsedemeler vor, oheyor, ya. ye seslendikçe, lime öle: > — Geliyorum... cevabı işitiliyor” du. Ayşe birdenbire ayağa kalktı: — Dava ne kadar uzarsa uzasın, Salih amca! Saçlarım beyazlaşın caya kadar, belim iki büklüm © Ayşenin bir tek ke" Azan: Iskender F. Sertetlı 1. çirafında toplanan birçok vatan” severler mühim hizmetler almışlar. Yurdumuzun istiklâlini o ve Türk milletinin hâkimiyetini temine ça” lışıyorlar, Bu davanın kolay ve çe” buk bitmesine imkân yoktur. Ayşe gözlerini yere dikmiş, Sx Bh hocanın sözlerini dikkatle din liyordu, Ayşenin arkadaşı Zeynep kapının önünde bekliyor ve ara sr ra — Haydi Ayşe. beklemekten <carım sikilir. Nerede kaldın? di” İuncaya kadar bekliyeceğim onu. Ye gözleri dolu, dizleri kesik bir halde köy muhtarının evinden çık” tı, ... Bir hafta sonra, Ayşe bir sabah tarlaya gitmek üzere evinden çıkmıştı. Yolda Zey rebe rastladı. — Bugün benimle beraber tar İaya gelmez misin, Zeynep? Zeynep düşündü: — Hayır. Gelemem. Seninde gitmene maz değilim, Ayşeciğim! — Niçin.? Bugün tarlaya to" hum ekeceğim. Gitmezsem, tofram” ları kuşlar yer. Fareler yer. Za bunu frsat saydı, ihtiyat filo ile hücumuna uğrayacağından korktu. ilerledi, cenahlara hücum etti. Kal. Gecenin nihayetsiz karanlığı için yonların boş kalan arkalarına geç. de fenerlerini söndürerek sonsur rar görürüz. — Ölüm... bu, insanı, hangi de" Zeynep, Ayşenin kolundan çek” liğe saklansa gelir. bulur. (o Öyle ti: bir kahpeden korkar mıyım sanr — Bugün gitme, Ayşel Yolunun yorsun? Gitmiyecek bile (olsam, üstünde pusu kuracaklar sana! (bumu duyduktan sonra, yolumdan — Benim yolumun üstüne At beni kimse çeviremez. macadan başka hiç kimse pusu (o Ayşe arkadaşından ayrıldı. kuramaz, Ben bunu önceden dir O Ve yoluna devam ett. gündüm. Köyden on beş dakika Okadar Arkasındaki küçük odun balta" uzaklaşınca kendi tarlaları görün sini gösterdi: müştü, — Bunu yanıma boş yere al O Ayşe yolda giderken, kendi ken madı, dine söylendi: ” Ne ©? Öyle kurnaz bir tilki (o — Atmaca karşıma (çıksaydı, ile dövüşecek misin? köprü başında çikardı. Demek ki, — Elbette, Yolumu kesen, kim bir şey yapmağa cesaret edememiş. olursa olsun, kafasını kıracağım. Tarlanın methalindeki çalılıklar Zeynep tekrar ısrarla yalvardı: £ arasından geçiyordu. Birafta kim" — Gel, gitme Ayşe! Başında ö& seler yoktu, Uzakta görünen tarla Tüm kasırgaları dolaşan (insanlar ların hemen bepsinde kadınların felâketi göremezler. Sen de o in çalıştığı görülüyordu. sanlardan birisin! Atmacanın ne (Ayşe dalgm dalgın © yürürken, müthiş bir adam olduğunu Obâlâ birdenbire çalılığın arasından w anlamadın mı? zanan bir erkek başı gördü: Ayşe gülümsedi: —Dur!... ufukları doğru kaçtı; canm: güç bolü kurtardı. 21 Eylül 1583 de kuşluk vaktin. do başlıyan savaş, güneş betımca. ya, hattâ daha sonraya kadar sür, dü. Sabahleyin, Preveze yaran birkaç tekne ile hir #ki çek. tiriden başka bir eter, bir iz kel, mamIptı- Türkler, bu zaferin verdiği 40- vinç ve gururla bir taraftan yelken, lerini açıyorlar, bir taraftan da: Deniz üstünde yürürüz, vi komaz, alırız; Bize Hayreddinli derler. Türküsünü söyliyerek, ufukları kucaklamaya gidiyörinmi. — Vay.. Atmaca.. sen misin, Atmaca Osman, kudurmuş bir sırtlan gibi, derhal belindeki bıça” Zını kınmdan sıyırdı: — Bugün seninle burada kozu mu paylaşmak istiyorum, Ayşe! — Benim seninle bir alış veri şim yok, Benden ne istiyorsun? Osman yalvarır gibi bir (e sesle sordu: — Seni delice sevdiğimi hâlâ anlayamadın mı? Ayşe soğukkanlılığını muhalaza etmeğe çalışıyordu; — Bana ne? dedi * ben seni sev“ miyorum, Ve bir adım geriye çekildi: — Zorla sevgi olmaz yal — Hayır. Sen de beni (opekâlâ sevebilirsin, Ayşe! Kalbini o ser” seme bağlamışam! Artik bu bağ ları koparmak sırası ; n göniMir