Hany, | 22 j ik la " naber, bu soğuk ta “la Jak Laklandın orad gi Mal, nin “ > açılan neşe g1 tr tamamiyle zevk du - # a, Soldan düsünceleri gm Içtimat AĞI fazlayar. Bu ra, kendi ken- n Mia Söze aldırarak İk yi, vE talimi tecr «to erkekti Mele 2 iş eke on i yle bir macer hı,“ Me hagi Tan Lakland m böyle tehlike- | İngilizlerin | a me — rd. VUB- BDEr adaya an a * Orada eskiden | vi ik, < Memurdan baş | * O da adaların id, © Muhtelif cü - “en, n ,, İSA bir memur- Sİ Salihi hir adam Sa, Adi herifin e amele nedir i Geminizin kaydı AN A ANAN AA EE 7 7 > 77 Z EŞ KETE KİZ bi # # SE :z £ şunu Gutoya hare- M Y M “Zan: Iskender F. Sertelli he ğe ber Bili Hay k SVden sıktılar. i, el ir kanaate | Yazan: Cek London Gideceğim ve derhal! — Müsaade etmiyorum, dedim yorsunuz. Fakat beyhude. Beni büsbütün çileden çikarmak mu is Uyorsunuz, yoksa. — Maksadım sizi çileden çıkar. mak değil.. Lâkin — Sözlerinizden yor. Fırtma kopmuştu. Şeldon, göşkm şaşkm kekeledi: — Şayet bilmiyerek sizi tahkir ettimse-- Genç kız deminki tekrarladı: — Viyaburi, ğir gel. Bu sefer de ne: — Viyaburi, bir adım daha star fanı kırarım. İzah ediniz rf ca ederim Mis Lakland, sizl kızdı. öyle anlağrlı. haydi çabuk ol, ça- İngiliz hizmetçisi. ayak daya. kız öfkesinden adi Ke Eiimlenip kalmıştı VOTĞ: dat Şeldona gelince, şaşkın ve Ümit- baldeydi, safhaya sürüklediğini anladı: — Mis Lakland. * dedi, yorum, başım dönüyor. An- mıyorum #ize no yaptım? Si no fenalık yap Hiç olmaz. Mtfen sebebini söyleseni; — Gutoya git etmediğinizi neme müsaade mediniz mi? — Züunederim böyle söylemek — Hakkmız mı,ne siz, nede şkası herhn botmek hakkına malik değilsiniz Eon vasiye mubtaç olacak kadar bek değilim; ve Salomon adalar rma gelmekten maksadım da, pök âlâ takdir edersiniz ki, kendime bir vasi aramak © niyetile olmasa yle vasisi sa Baslkat etmek ve o. rifesi erkeğe yıl. Kadır du himaye elmek söylüyorsunuz.. Fa- kadm - Doğru kat ben “Herhangi bir Halettayin bir genç kz değilim. kadar! Lütfen hizmetçinizi öndermeme müsaade eder misi- riz? Derhal denize açılmak istiyo" rum. Yok, şayet hizmetçinizi gön“ dermek Giri giderim. Her ikisi do ayağa kalkmışlardı. Odanm ortasında karşı kar ayakta duruyorlardı. Genç kızm aklarmdan oöalevler çikiyor, gözlerinden kıvılcımlar ftşkırıyor. du. Şeldon no yapacağını bilmez bir halde, şaşkın şaşkın bakınıyor- istemiyorsanız ben ken - du; süt dökmüş kedi gibi süklümü) ve ayrıca, püklüm olmuş (Devamı var) i NRAGIMI NASILZ KURTARDIM illi Roman şenin annesi gülmeğe başladı: — Hayırlı bir iş | içingeciktim, kızcağızım! Zeynep evin önündeki ağaçla ran birinin dibinde duruyordu. e dedin, anne? dedi * Hayır iş için mi geciktin? — Evet... hele oturun bakayım. nra birden başım (Zeynebe — Sen yabancı değilsin. Kızı” mun küçüklük arkadaşısın! Senden saklayacak değilim ya, verdiği emri | Vaziyeti berbat | cidât | HABER — Akşam Postas İngiliz hava hezaretinin tebiliilerin de Almanyada bombardıman edilen sakeri hedefler arasında Krup fedri kalarının ismi sik sik geçer. Krup fabrikalarının demire ve çeliğe müte silik her türü malzemeyi, uzun men şili toptan Şilet bıçağına varıncaya kadar imal eden bir fabrika olduğunu İ bilmiyen hemen hemen hiç yoksa da | bu mileamencnin tarihçesini bilenler pek azdır. Bu yazda Krup fabrika arm tsrÜhçesini okuyacaksınız. ... Bundan yüz alli yıl evveli, Alman yazım Essen şehrindeki Krup demir fabrikasının müdüriyet odasında, fab rikanın o zamanki sahibi olan Madam ii komşu fabrika (sahibi er isimli zet arasmda gd ie münakaşa cereyan ediyor İ du, Piandhofer, Madam Ameliden & dünç aldığı püraya mukabil, fabriks ya divar olan Kend: dökümbanerini İ terhin etmiş, vadesinde barcunu öd ! wiblet İstemeğe gelmişti «inip en yaşlı varisi bir miktar çö bes en, borçlu yajvarmalarma kutaklarmı trkr İ yordu ayet, olan oldu, Madam Ameli, zaten çoktanberi göz diktiği komşu si Pisühofer'in silessesesini, alaca” gına mukabil kapatir. Yirmi o sene #önra, torunu Frederik Krup sini rüşde geldiği zaman, Eesunde 53 La 00 binadan başka, Pfanhofer'in mü essesesini de içine alan Krup demir e 120009 taler nakde ğin a4 Çelik imalinin ingiltereden çalınan sırrı ana seri tk a, Bugünkü muazzam krup fabrikalarının meydana gelmesinde en büyük âmil oldu | ine muvaffak olduklarını, yaptıkları İ güz nfumulâtına rekabet İ im sermayesinden büyük bir parçası Frederik Kıup, istidadı kadar ha YüN” ve” ihtirümi “el Bir delikanlıydı. | Eodadının yürüdüğü yolda onları te #iple irtifa etmek onun hudutsuz e mellerini tatmin edemezdi. o Demir cevherini sip demir pi haline | getirmekle va geçireceği yerde, | istikbalin madeni olan çelik İmaline girişmeği düşündü O tarihte, çelik, İngilterede büyük muvaffakiyetlerie İstinmai ediliyor, bütün dünyaya İngüterenin şöhretini yayıyordu. Benjamin o Huntsman is minde bir saciçi, 1740 ia, mesamat &ız çelik imali usulünü keşfetmiş, İn- güterenir Sheffield şehrinde | büyük | bir endüsi uştu. Fakât İngi Mzler bu keğfin serrarı büyük bir kas kançlıkla muhataza çitikleri için, Av rupalı fabrikacılar, Jagiliz çeliğine âN çelik yapmağa muvaffak ola" rinrdi. Frederik Krup, çası terarda ettiği en düstrinin başında, ona, bütün dünya ya şamil yepyeni bir çehre vermek mbüyle çalışırken, bir gün almanca bir gazetede, Napoiyon Bonapart bir kümetinin bir ilânı okumuştu. Bu Hânda, Avrupa ekonomisini İngiltere" ye muhtaç olmaktan kurtaracak şe kilde, sağlam ve kırmaz çelik line muvaffak olacak kimacni bin Napolyon altını mükâlat alacağı ihiparatorluğun gükran ve müzaheretini kazanacağı baber veri Hyordu. Ve gülerek ilâve etti — Senin tarladan döndü” Zünü, tekrar eve neden (geldiğini yorum, Ayşe! Atmaca biraz ew vel buarya gelmişti. Bana her şeyi söyledi. Onunla sevişiyor muşsun! Doğrusu bunu duyunca sevindim. Ayşe şaşkın şaşkın o annesinin yüzüne bakıyordu. — Ne dedin, anne? Ben, öyle al- çak bir adama gönül verir miyim hiç?... Bu nasıl lâf? Ben Mehmedin nişanlısıyım. dedi. Ayşe sikak kapısına dayanma" mış olsaydı, yere yuvarlanacaktı. Annesinin ağzından o ve bilhassa Zeynebin yanında bu sözleri duy” mak istemiyordu, Ayşenin annesi çok neşeliydi: — Bu nişanlılık daha fazla de vam edemez, kızım! Ben artık köylülerden utanıyorum, Mehmet seninle evlenmek fikrinde değilmiş. Bunu da anladık. İ miigti, Frederik, o tarihte 23 yaşında idi, Her Alman gibi ve bizzat bağında bulunduğu Krup müesatsesi gibi, Na Polyondan o d. nefret ederdi Buna Tiğmen, Franan imparatarunun ara dığı çeliğin sırrmı meydana çıkarma #ı akina koydu. Aşağı yukarı o tarihlerde, bir güz Udi eski zabit genç fabrikatöre müra cant ederek, İngiliz usulü çelik ima bütün dünya piyasasmda İn- edeceğini Frederik, gazetedeki Dünın akabinde karşımna çıkan bu nimet | ten derhal istifade etineği düşündü. Keramelleri * kendilerinden menkl © lan bu iki mucidi karşı derhal alt: ocaklı bir dökümhene yaptırdı ve çelik imajine haşlamaları için, müear #eseyi, sabık zabitlerin emrine verd. İşe başinndı. Lâkin, muciterin İ yaptıkları gelik, ingiliz çeilğine rezm bet etmek şöyle dursun, genç (OKrr pun servetini hergün biraz daha erit mekten begikn bir geye yaramıyordu. Her geçen gün, hakikati görmek, £ Badından dönmek istemiyen Prederi Bi alıp gölürüyordu; emlik ve akı birer birer terbin ediliyor; mtlessene | #rmayesinin yanısıra aile Serveti de, güzle görülecek bir süratle eriyordu. Frederik içerden, sözümona mucitler dışardan Öyle gayretle. çalışllar nihâyet, Krap ailesinin genç varisi, rısrmı ve gecuklarını alıp fabrikaya bitişik bir kulübeye sığınmağı mev bur kaldı. Bu kulübe bugün hAJA dur rur ve mulenddas bir o emanet gibi muhafaza edilir, siyaretçilere gödle rüir Fabrika kapanmış, imalât durmuz, emlâk şunun bunun eline geçmiş, par a #on meteliğine kadar bitmişti. Çok geçmeden, Frederik Kruj için- de baç'adığı hayatmı hayal uğrunda rihayete erdirdi. İhtiyar Madam A-| melinin, komşusu Pfandhole'i iflâs et | Girerek torununa malettiği dökümba- ne hayretmemiş, Krup fabrikasının heyeti umumiyesini Iflâna | sürükle ... Krup ailesinde teşebbüs kabiliyeti, | Preferikte olduğu gibi menfi netice de verse, irsi bir vasıflır. 14 yaşında ki Alfred Krupun daha bâbasını meze” | ra bırakıp kulübeye dördükleri gün, ailenin haline acıyıp onün tahsii 9ç retile alâkadar olan dayımma; — Hiçbir yardım İstemiyorum. Yalnız, eğer bana iyilik etmek ister seniz, demir dökümbanesini açmak i çin yurdunda bulunun, cevabını 'ver mesi, buna en büyük miğaldir. Krup isbrlkâsnı dinyanm en bir yük sunayl müsaseselerinden biri de recesina yükselten, işte bu çöcük ol anuytur. Fihakika, sileye yardım etmek istiyen dayı, 14 yaşındaki | çocuğun fabrika işletmek Buzusundaki arzumu | na gülüp geçmemiş, biç beklemediği b ciddi mukabele karşısmda gayrlih- tyari inkiyad etmiş, fabrikanın açıl mast İçin yardımını o esirgememişti Esanen Alfred, babasile beraber fab rikada çalıştığı için, sanatin yabaner sı değldL Gerçi, milesmesenin izleme" l «i için vücudu zaruri olan kömür ve Ayşe titrek bir sesle sordu: — Benimle evlenmek (| fikrinde değil miymiş? Fakat bunu nereden ve nasıl anladın, anne? — Osman söyledi: o Mehmedin Bursada bir sevgilisi varmış, Bü” yük harp içinde onunla İstanbulda tanışmış. sevişmiş. Bu kadm şim” di Bursadaymış. Orada ( buluşup evleneceklermiş, Ayşe birdenbire sendeledi: — Bunların hepsi iftiradır.. Hep si uydurmadır, anne! Sen Osmanın bü.yalanlarına inanyor o müusun? Eğer Mehmedin Bursada bir baş ka sevgilisi olsaydı, şimdiye kadar burada kalır mıydı? — Sevgilisinin Bursaya gelmesini beklemiş. Kadın İstanbuldaymış. Şimdi Bursaya gelmiş, Ben Osma” nm bu sözlerine pekâlâ inanıyo” rum, Ayşe! Çünkü, Mehmedi hepi" miz severiz ama, son günlerde o annesine ÇAPA MARKA Sıhhat, Kuvvet ve Neş'e kaynağıdır Beşiktaş: ÇAPAMARKA Tarihi tesis: 1915 AĞIZ ,BOĞAZ iLTIHABLARINDA | .DİŞETi KANAMALARINDA Iİ RIDA DIŞ SUYU. NUN ILIK OLARAK GARGARASI, BU iLTIHABLARIN ŞiFASINI TEMİN EDER grafit gibi semsir unsurlardan o mah rum olduktan başka, kapanma yüzün den müşterisi tamamen dağılmış bir Mmücaseseyi idare etmek gibi, cn ce sur, eh becerikli insanları yelse diişü- recek bir vaziyet karşısında bulunu" edi. Tek başına didindi. Demir alete ibti yacı olan bütün iş ve zanaat sabiple" rini teker teker ziyaret etti, tarik te madalyalar bastıran küçük Alman prepslerir sağdan 80 şer almağu başladı. Altı sese sonra da, müflis babarın oğlu, on amele ile çer Uşan bir dökümhanenin patronu mov kiine geçmiş bulunuyordu. Ancak, on amele ile çalışan buu Cacık fabrikanın, başka herhangi bir mütaşebbisi memnun edebi batteki muvalfakiyetii işler babası gibi içinde hudutsu ras fırtınası esen Alfredi tatmin ede mezdi, Opun da bütün gayesi, İngiliz çeliğinin sirrini keştelmek, dünya pi müsacaat ett İ yasamnda İngiltereyi yere vurmükte. 137 #eresi iptidalarında, hülyasını tahakkuk ettirmeğe szmetmiş olan Alfredin,. artık seksen amele çal ran ve kayapct gitgide artan koskoca bir fabrika halindeki Krup müessese sini, küçük kardeşi Hermann idaresi &e tevdi edip İngiltereye gittiğini gö rüyaruz. Maksadı, İngilk çelik imalindeki st: öğrenmekti. Hüviye- Hal gizlemiyti. Bir İngiliz dabrikssr BA İşçi olarak girecek, o sırrı imutia” ka keşfedecek, babasının hayatıma ve servetine mal olan hülyayı mutlaka tahakkuk ettirecekti, Emelino, birkaç ay çalıştığı “Ciyde İron Verks,, İskoç fabrikammda nsl oldu. Meşhur İngiliz çeliklerinin ma” sl yapıldığını, gözlerite görüp elleri ie tecrübe ettikten sonra Essene dö cen Alfred, pek Kısa bir zaman sonra dünyanın en mükemmel O çeliklerini Mendi fabrikasında vilcüde getirmiş o derece değişmişti ki.. Vallahi se hinle evlenecek göz voktu onda, Her zaman dalgın, her saat düşün celiydi. Elbette senden başka bir şey düşünüyor ve seni (o hiçbirz Mân gözü görmüyordu. Zeynep lâfa karıştı: — Doğru söylüyorsun, teyzeci" Kim! Ayşeye biz de çok aciyoruz. Bir erkeğini peşinden bu kadar ko" şulur mu? Ayşenin yaşı da ilerli yor artık. O hepimizin genci oldu” ğu halde saçına ak döüşmüş. Yüzü gülmüyor.. Neşesini kaybetti. Öm rünü Mehmedin uğrunda foda et mesine biz de razı değiliz doğrusu. Ayşe: — Ben Mehmetten ayrılsam bi- le, Osmanla evlenemem, Ze; O, insan değil, bir canavardır, ye haykırdı. Zeynep sükünetle cevap © veri — Köyümüzde başka erkek yok değil ya. Osmanla lenmezsen, ve Avrupa eanayi âleminde yeni bi devir açmış bulunuyordu, Krup fabrikası, kendi açtığı bu de vire, silâh fabrikatörü arfatile girdi. Çeliğin kvyetini ve metanetini hal kile gösteren asıl vasıtanın ateşli si lâhlar olduğu şüphe Alirsa Krup bu bakımdan ve silâğm en ka zançlı meta olduğunu düşünerek işe girişti. Fakat Tüfek Prisya hükümetine vaki ln f şebbüst red ceyabile miuk, bela gördü. Yılmadı. O tarihte yii'mes ya ile Fransanm rast çok açılmıştı. Alfred, buna rağınen, o Fransadan büyük bir sipariş aldı ve © kübiyetii miktarda tüfek imal etti ın, her türlü mülâhaz eds etmek prensipli o tarih hamluları Çeliğin sırrını öğrenmek sayesinde eski satvetli günlerine kavuşan Krup fabrikaları için, artık, biçbir müşkt Hin önünde tereddüt mevzuwbahs de- gildi, Tüfeği top takip etti ve Krup tabrikası, harp levazımı O sahasında, dünyanın en büyük müensezei haline gelmekte gecikmedi. Krup milesi erkekleri, batınlardan- beri, kurna gelince ölürlerdi. Alfred bunların ca teşkil et cig, 14 temi BST de, İhtiyar yaşta hayattan ayrılmıştı. Oğlu (Frederik Altred Krüp, babasının zeti, asabi, milinevver, hümms, top imalinden xi- herâkl bir adamdı, Fab rikatın idaresini maiyetindeki müte- hassıs mühendislere bırak Onun ölümü « dan evvelkiler gibi 42 yaşındadır. Frederik, silenin son orkok eviddi 4d. Ölümünden sonra onun © yerini pularm en büyük ix evlid olan mey man Berta) adı, fabrikayı larihte kare eden bu kadınım ismi başkasile evler yün bâtü nlılarının gözü var sende, Ayşe ayakta duramadı.. Dizleri kesildi: Kapının eşiğine oturdu: — Ben çok talisiz bir kızmışım, Zeynep! dünyada bir erkek sev dim. O da bana gü: m” tadan kayboldu. Ben onsuz nasıl bu kadar atsiz, beni düşünmez bir in” Zildi. Mutlaka onun başıma felâket gelmiştir. Siz Mehmedi benim kadar tanımazsınız. Onun elmas gibi temiz bir kalbi vardı. Ö beni, yurdu kadar severdi. Zeynep gülümsedi: — Yurdundan çok sevsey unutmıyacağına hükmederdim. Ayşe, arkadaşının sözünü Kesti: (Devamı var)