N Ni j Dua et, o Ferideciğim. ekkil ol, Bizi Allah himaye eder ver an NAKLEDEN: BURHAN BURÇAK —0— ayiyorum/ Gözleri yaşla doldu. Fakat o Gakikada sakin olmak lâzemgeldi- Üni düşünerek tebessüm etti ve hiçbir kelime (söylemeden Gudaklarını uzattı: O esnada Bay Malik yaklaştı, Ve neşeli bir sesle: © — Barıştınız galiba... tedi. Feride kızardı: — Evet Barıştık... Bay Reşit ra- olduğu için Kerim Onun Yerine beni götürüyor. — Sizi mi? Bay Malik hayrette kalmış Kerime baktı. O da asabi bir tasdik etti, O zaman Malikin Yüzü hayretten o kader gerip bir tekil aldı ki Feride kahıkahalarını “ptedemedi. — Fakat olur şey deği # Ümak istemedi. Kendisile gitmek İkiyen yolcuları reddetti. Adeta ÖİL tehlikeden korktuğunu zenne” “yordum. Sonra birdenbire basit İF tren se ocakmış a Beni Güneş hafif buhar tabakaları x Fösında yavaş yavaş yükseliyordu. | iraz sisten korkulurdu. (Fakat tüzgür olmadığı için hiç bir tehli- bej Mitimali yoktu. Boş ve vasi ar da koca kuş bekliyor ve Feride küçük eliyle tayyarenin beyaz ka adını okşryordu. Bay, OMalikle it merakla genç kadına beki, larda. Birdenbire Feridenin ha- ira bir şey gelmiş gibi Kerimi ağırdı — Kerim tayyareden nerede İ Siz. i — Neden sordunuz, yavrucu" 5 Eşyalarım | için... o Nihada tENbi edeyi raya götürsün. Malik hayrel haykırdı: “ Şuna bakmız Kerim. Hari kilide bir mahltik.. Dünyada e ii bulunmaz, vallahi... igerile meşguldü. Niha- e mısınız, küçük Feride? Sesi sakindi. Kuvvetli yüzünde | © küçük bir endişe ve (asabiyet SİSiSi yoktu, > Hazırım Kerim. Kerim yolcu için ayrılmış yere için Ferideyi kucakladı. ”S Yükseğe kaldırdı. Sonra yavaş” Mİ kürklü paltosunü ilikledi. Yol “Uyu yerine bağlayan kayışları sr (9 sıkı geçirdi. Feridenin ayakları, ki tahtaya dayanmıştı. Ke- *imin itina ile oturtması aşk yol sunun hoşuna gitmişti. dinde korkulacak hiçbir şey ol adığını temin etti. Sonra yavaşça: — Fi ME, leydi bakalım cesaret. Yerine oturmadan Malikin elini — Güle güle Kerim. Fabrikanın tin istikbali ve ümidi size bağ Haydi Allah yardımcın olsun... Kerim çok memnun olmuştu. nin elini samimiyelle (sikti, ab) — Teşekkür ederim, çek teşek” İF ederim, demekle iktifa etti. Süratle tayyareye binerek yerine Sirdu, Ferideyi görmek için baş” “ “kaya çevirdi ve elini (uzattı. Mihza parmakları biribirine nas etti, İlini çevirdi. Çark dün eğe başladı, motür harekete geç Birdenbire pervane büyük bir ültü ile dönmeğe başladı. yare bütün birikmiş kuv” . Nihayet beyaz kanatlı bü” kuş gökyüzüne çıktı. Mavi de- niz, yeni doğan güneşin aksile kr zaran boğaz üzerinde uçuyor.. Na mütenahiye doğru yükseliyordu. Tayyare gökyüzüne doğru yük” selmeye başlayınca (OFeride bir lâhza titremişti. Fakat büsbütün esrarlı ve parlak ışık mınlakasına vas! olunca şöyle (düşünmüştü: “Artık korkmıyacağım,, o tayyare uüki bir vaziyette giderken Feride etralında nihayetsiz boşluğu göre miyor ve asabı biraz sükünet bulu” yordu. Fakat bazan birdenbire *€ Ti bir hareketle tayyare yan yatı yor o zaman ask yolcusu korkudan titriyordu, Bir aralık öyle bir hal oldu ki Feride devriiecek sandı ve kudı. Kerimin kuvvetli sesi tayyarenin gürültüsüne hâkim ola” rak: “Korkacak bir şey yok. sr kin olunuz,, dedi, ve tayyare de uf” ki vaziyete döndü. Ferkle bu xw alından utandı, Korkmamak için 2 » böy- Kun aşıklarımı görmek için gözler mİ aşıyor ve gere hemen kapatıyor du. Yavaş yavaş sakinleşti. Göz lerini açtığı zaman kendisini deniz den iki yüz metre yüksekte buldu. Etrâlta esrarlı ve garip bir sükü net vardı, gayrilabil (O ve manevi bir sükünet.. Artık tayyare sallar mıyor, hafif bir kuş gibi sessizce kayiyordu, Feride elinden (o gelse gözlüklerini bile çıkaracaktı. Te miz ve berrak bir hava... Derin sessizlik içinde yalnız motör Sesi. Bu sevimli gürültü Ferideyi bir ninni gibi teskin ediyor. ona müş” | tik bir dost kalbinin çarpması te sirini veriyordu. Kerimle konuşmr yordu. Zaten motör gürültüsü bir na maniydi, Arasıra dua ediyordu. “Yarabiil bizi himaye et ve biribi- mizden ayırma. Çünkü (Onu çok seviyorurl,, Önce çok korkacağını sanmıştı. Fakat şimdi aşk yolcusu tehlikeyi düşünmüyordu... Mademki Kerim yanındaydı. Yalnız başını çevirip ona bakmağa,'bir şey sormağa, eli ni uzatmağa cesaret edemiyordu. Fakat yanında olduğunu ona emniyet ettiğini biliyor ve müste- rih oluyordu. Bir zaman hava o kadar sakin- di ki Kerim makineyi bıraktı ve & lini arkaya uzattı, O elerin motö, rü idare etmesi icap ettiğini düşü” nerek tutmadı. Sadece başını iğdi ve sabit gibi duran parmaklara hafif, fakat uzun bir buse bıraktı. Bu sırada öyle tatlı bir saniye ya" şadılar ki... fakat çok kısa bir sa niye... Aşk yolcusunu himaye eden sadık ve vefakâr eller gene motöre döndü, Şimdi tannan ve şen kahkahalar la gülüyordu çılgın ve şen kahka" halarla... Kerim ne olduğunu sormak i- çin atıldı: — Mahkeme reisi hatırrma gel di de gülüyorum. Kerim bü cümleyi pek iyi an layamadı. Fakat bu mesut kalıka- ha ona da sirayet etli, — Kerim mahkeme reisi bugür beni bekliyor. Gelmediğimi görün ce merak edecek. Yarın gazeteler de de vakayı okuyunca (hayrette kalacak, Fakat söylenen kelimelerin ka natları varmış gibi havada uçup gidiyordu. Konuşmak kabil değik di. Aşk yolcusu Kerimin sesini i şitemiyordu. Artık hiç bir şey dü e Mesut ve lip kapadı. Tayyare ne ie uçuyordu? Kaç metre yükse! mişti. Acaba ne kadar zaman son” ra ineceklerdi? Bunun hiç farkım: da değildi. Şimdi güneş kesif bir bulut tabakası altında gizlenmişti, Teneffüs ettiği havada birdetibire biraz rutubet hissetti, 4Deramı var), İ edince, sarı Meivert | karsi karşıya ge & üncü Mili Küme biterken... Dördümeü railii küme maçları ö- Bümüzdeki iki hafta maçlarından sonra bitiyor. Fenerbahçe takm da bu seneki mili kümenin üm piyonu oluyor. Biz İstanbullular, şimdiye kadar yapılan her milli küme sonunda takımlarımızın şam; m çikmala. rma artık alışmış gi ir halde ol. duğumuz için, bizi alâkadar eden bir (İzmir mi, Ankara mi, İstanbul mu, acaba hangisi?) sualihden zi- yade (Fenerbahçe mi, Galatasaray mi, Besiktaş mı?) istilham cümle- gi daha ziyade alâkadar ediyor. Depissman maçları bitipdeiş sade sitanbul maçlarma kaldığı zaman milli küme şampiyonluğu - nun ibresi üç takım arasında oy . namağa başladı: Fenerbahçe, Ga- lstasoray, Beşiktaş. Hangisi gam piyon olacaklardı. Fenerbahçe #on İzmir maçlarm- dn büyük sayı galibiyetler temin tarsftarlarm İçine biraz su serpildi: Oh!. Fener işi düzelteriş.- Aynı takımlar karşımıda Gala - tasnraym kısır galibiyeti, taraftar. ları endişeye düşürdü: Eyvah!.. Takımın çeki düzeni boruldu. İşte bu vaziyette iki ezeli yakin » Türk «po runda esasan ha r böyocuna yar veren mili maçlarının bu en heyecanlı maçında, dananm kuyruğu Fenerbahçanin elindo kal. Lğ Eh. Bitmesine 1 . 2 hafta kala ele geçirilen bu kıymetli kuyruğu Fenerbahçe kaybedecek değil ya!. Karşısında ikincilik için var ku Yüzme teşvik müsabakaları ve 8u Sporları 5 mi yüzme tegvik müsaba- Beyrt Park yüzme havurunda ya. bimer 2 — Müsabakalara saat 34 da baş- lanacaktır. 3 — Hakemler: Riza Sueri, Bekir Nacur, Nevin Hassan, Sıtkı Eryar, Vefa klübünün kon übünün kongresi Vefa İdman Yurdu Başkanlığın. dan: 22/6/9M0 tarihinde toplanarak G&seriyet olmadığından tehir eği len senelik kongremizin 29/6/940 cumartesi günü saat 16 da Şehza- debâşı Letafet aparimanındaki klüp merkezinde toplanacağından saym üyelerimizin tegrifleri rica olunur. ... yen İdman Yurdu Rels, N30/6/940 pazar günü saat 13,30 Parti binasmdaki kararlaşmıştır. Yurd üyelerinin gelmelerini chem- miyetle rica ederiz. ... Bozkurd Spor Klübü Başkanlı. Endan: Klübümüz fevkalâde kongresi 27 haziran 1940 perşembe günü saat 19,30 da Galatada Şair Ziyapaşa yokuşu LAkerdacı sokak 12 numa - m bulunan heyeli idare merke- zinde yapılacağından sayın atala. rm gelmeleri rica olunur. Ankarada Salılık emlâk Ankaranın en iyi bir yerinde halen iyi geliri olan ve daha ya- rin daha büyük inşaata müsait bulunan iki ev ve bir depoiki parselde birden ve ayrı ayrı sati- İıktır. İcraca takdir olunan bedel. leri birine (8.600), ikincisine (11.000) liradır. Almak isteyen- lerin 10 Temmuza kadar anlaş mak üzere 2144 numaralı posta kutu arsa rumuzile mektup Fransızca ders Orta mektep ve liselerde ikmale kalanlara ve Fransızeasını İlerlet mek İsteyenlere müsait Şşera'ile fransızca ders verilir, Arm edenler Vakıt matbaasında, “Fransızea Öğretmeni" ismine şi- fahen veya tabriren: müracoal edebilirler. vetile çalışan Beşiktaşı da yendik- a, 4 Üneti milli küme şam- uğu gibi şerefli bir unvanın vesine yükselen sarı lâcivert ta . kım yerinin sahibi olduğunu ha - kikaten gösterdi. Şirydi önündeki maçlarmın bu mevki üzerinde artık hiçbir tesiri yok. Bunlar ancak birer orevang mahiyetinde. Onun için netice Üze- rine tahmin vürütmeğe çalışmak faydasızdır. Bu müsabakada (ka. yat memat) meselesi mevzubahs olmadığı için (Fener de yenebilir, Beşiktaş da») diyebiliyoruz. Hattâ bana Beşiktaşın salebesi daha ya. kın gibi geliyor. Mili kümede Feneri hemen at- başı takip eden diğer takımda Galatassraydır. Eğer önündeki iki maçını da kazanırsa Fenerle aynı geven gelecekler. Fakat şampi » Fenere averajla terkede - k. Eğer vaziyet bu şekilde olur. e 4 üneli milli kümede Galatasa- rayın da çok şerefli bir mevkie u- laştığını görürüz. Galatasaray! şampiyonluktan u- zaklaştıran başlangıçta ri mağld. biyetile neticelenen ve alâksdarla- rm (İzmir hesimeti) onamile an - dıkları maçlardır. Ne se. Maksadımız. Türk 8po- runda urun yıllardanberi daima en ön mafr işgal eden bü iki kıymetli takımımızm milli kümede de yan. yana geldiklerini tebarüz ettirmek ve kendilerini tebrik etmektir: Saeid Tuğrul ÖGET Gül kupası Müsabakaları bu pazar yapılıyor Fi Gülkupasr müsabakaları pazar günü saat 2.30 da Kadıköyde yar piacaklır. Atletlerimzin iyi bir formda oldukları zamsns, tesadüf eden müsabakalarda güzel netice - ler almacağı umulmaktadır. Gülle hokieahaal ' 30 geçiyor., Proğramın on nci numarası #leşten barf- lerle işaret levhasının üzerine ya” zıldı... Orkestra, keskin, çiy bi sesleriyle bir şeyler çalıyor; si bir perde ile ayrılan sahnede ler büyük kemerin “irapez” lerini düzeltiyorlar, Kolluklarından bir Otanesi bile boş kalmayan salonda sağır bir w Zulta dalgalanıyor. İceride yer bu lamayan hulk, dışarıda, daha İyi görmek için biribirini itip kakıyor; sıkışıyor, Localarda yarı çıplak kadınlar dürbirlerinin camlarını siliyor, asabi hareketlerle yelpaze- leniyorlar. Biraz sonra, işciler işlerini biti* rince, Ralf Kavdor, “Gülle Hokka: baz" sahneye çıkacak. “Gülle Hakkahar” büyük par tahtların halkını seyrine koşturan, fakat Parisa daha ilk defa uğrayan bir adamdır. Sahnede türlü türlü oyunlardan sonra biri hazırlanan bir topun daha doğrusu bir havan topunun geniş ağzından içeri girer, Bu top hakikatte bir mancınıklan başka bir şey değildir. İçinde tx hammülü, kuvve"! inceden inceye he sâp edilmiş yaylar vardır, Bu yey- lar tam istenildiği zamanda İ deki adamı karşıdaki yüksek keme- re doğra fırlatır, Aynı zamanda da beriden ufak bir dinamit parçasını #teşler. İşte “Gülle Hokkabaz” im marifeti! Fakat bunu çok kolay görmeyin, hayli tehlikeli bir şey dir: Biran başı dönse, projektörler gözlerini (o kamaştırsa, kollarının kuvveti kesilse kendini sahnenin Üzerinde buluverir. Hemde dört kat yüksekten... Erelileri, Ralf, aşağıya, her ihti” male karşı bir ağ gerdirmeği ihmal etmiyordu, fakat gitgide itiyat ona cesaret verdi. İnsan aynı şeyi beş sene mütemadiyen tekrar ederse srtık o ekmek yermek kubilinden bir şey olur. Yikrirlik bittikten sonra, Ralf, kulisin bir köşesinden salona bak- tı. Garip bir hüzün duydu, adetâ hefesi tıkanıyordu. Paris! Burası Paristi! Paris! Bir daha ayak basmamağı yemin etti” ği şehir! Ralf Kavdor? Haydi ors- den! Mal? Kavdor ha, ilânların Üzerinde (o yuvarlanıp giden bu Anglo Sakson namı müstearı asıl hüviyetini saklamak için intihap olunmuş bir isimden başka bir şey İ değildi, Hakikatte o “Baytinol” da doğmuştu, ve asıl ismi “Reymond Foke" idi, Ah? Paris! Sevdiği, ıztırap çek- deniz Levazım Satınalma Komisyonu ilân'arı Hintyağı almacaktır, 20 haziran 940 cumartesi günü sant 12 de pazarlıkla hintyağı almacak- tır, İsteklilerin hergün Kasımpaşada bulunan komisyona nümune ve vasıl” iarile müracaatları, (5301) ... 1 — Tahmin edilen bedeli (4530.50) lira olan $ kalem malzemenin 29-0-940 tarihine rastlıyan cumartesi günü saat 11 de Kasrmpaşa” da bulunan deniz levazım satınalma komisyonunda pazarlıkla ek- silünesi yapılacaktır. 2 — Kati teminmtı (724.58) Ilra olup gerinemesi hergün iş saati dahi- iinde mezkür komisyondan bedelsiz almabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun istediği vesaikle adı geçen komis- yona müracaatları, (5902) ... 1 — 'Tahmin edilen bedeli (1771) ila olan 19 kalem muhtelif cins maal yemenin 28-6-040 tarihine rasilıyan cuma günü saat J4 te Kasım- gesi paşsda deniz levazım satınalma komisyonunda pazarlıkin eker. yapılacaktır. 2 — Kati teminatı (285.66) lira olup şartnamesi hergün iş saati dabi" inde mezkür komixyondan btüelsiz almablir. $ — İsteklilerin 2490 sayıl! kanu nun istediği vesaikle birlikte adı geçen komisyona mürseaatları, (5305) ... 1 — Tahmin edilen bedeli (4481) İlra olar 11 kalem muhtelif cins mal semenin 28-6-940 tarihine raştlıyan cuma günü saat 1430 da Ka #rapaşda bulunan deniz levazım gatınsima komluyonunda pazar kia eksiltmesi yapılacaktır. 3 — Kati teminatı (672.15) lira olup şartnamesi hergün iş saati dahi- dinde mezkür komisyondan bedelsiz almabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayrlı kanunun istediği vesaikle birlikte adı geçen komisyona müracaatları, (0304) .".. 1 — Tahmin edilen bedeli (8287.50) lira olan 1300 tana kazan tutyasmın 29-6-940 tarihine rastlıyan cumartesi günü sant 11.30 da Kasımpa şada bulunan deniz levazım satınalma komlayonunda pazarlıkla eksiltmesi 2 — Kati temmatı (124315) Ura olup şarlnamesi hergün ig santi dahi” İlnde mezkür komisyondan bedelsiz atmabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun istediği vessikle birlikte adı geçen komlayara malracaatları, (9305) .. 1 — Deniz ordusu ihtiyacı için almacak olan 26 kalem mühtelif elns malzemenin 28-6-$40 tarihine rastlıyan cuma günü sast 15 de Ka da bulunan Geniz levazım satınalma komiyonuada adi pa r Pi 3 — İsteldilerin mezkür komlayona mliracaatları, (5308) ... 1 — Tahmin edilen bedeli (5600) lira olan bir adet kamyonun 2 temmuz 940 tarihine rastlıyan salt günü sasi 11.30 da pazarlıkla eksi'tmesi yapılacaktır. 2 — Kati teminatı (840) ilra olup şarinmesi hergün komiyondan almabilir. 3 -- İsteklilerin 2490 sayılı kanunda yazıtı veşsikle birlikte belli gün ve saatte Kasımpaşada bulunan komisyona müracaatları, (5307) Nakleden: C&. E. tiği ve ağladığı şehir! Vaktile “o” Dun yaşadığı, hiç şüph bulunduğu şehir! Acaba sedef teni, penbe rengini mu hb ? Yeşil bakış , ni kaybetmiş * | niydi? Yavaşça, eskiden kalbinden taşan bir aşkin smuırıldandığı ismi tekrarladı: Madlen! Ya Rabbim! Bu birkaç hece içinde ne ızlırap, ne ztırap ve ne tatlılık! Çeneleri kililendi. Bakışları sertleşti, Hayır, hayıri Kinin bü kün sürdüğü bu muzlarip (kalpte sevgiye, artık, yer yoktu, Rejisörün bir işareti üzerine or- kestra oynak bir marşa başladı; Malf alkışlar arasında sahneye ç7- tı, Gözünde bir tek gözlük, başında kurşun bir ipek şapka, elinde de sağlam, bambudan bir böston var dı. Şapkasını başından dütürme den, boynundaki dik, kolalı yaka kırmadan tehlikeli bir prengg rn h ve kendini bastonun Özeyar * < muvazenede tuttu. Sonra düla iş) kül oyuklara geçmek için çan, pardesüsünü, cekelini, kıasuum, gömleğini, siyah opantalonsum çı kardı. Beyaz satenden mayosuyna içinden mütenasip vücudu pöfüm İ dü. Dürbinlerin arkasından sahne ye dikilen güzel gözler bu mülena- sip vücudu zevkle seyretti, Herkesin yüreğini ağzına getiren birkaç tehlikeli m Sonra, bir hileden ibaret olduğunu bildik- leri halde merak ve sabırsızlıkla son numarayı bekleyen halkın ai kışlarına yerlere kadar eğilerek ce- vap verirken, dolup taşan salonu gözden geçirdi. Yukarıda, balkon da, siyah elbiseli ufak tefek bir ih- tiyar kadın gözüne ilişti: Bütün vöcüdü titredi. Günkü “Baytinol” on sakin sokaklarından birinde vaktile kendini çok seven ve arka” sından kimbilir nö kadar ağlayan bir annesi bulunduğunu hatırla- mıştı. Zavallı şimdi yalnız başınay- dı, Ralf babasının öldüğünü “Los - Ancelos” da verdiği bir temsil sırasında öğrenmişti, Kirobilir bu biçare baba ölürken oğluna ne ka dar lânet etmişti? İşte bütün bunlar Madlenin yö- ründendi. Ralf Madlen için çalmış, Madlen için evinden koğulmuş. Biadlen için vatan değiştirmişti. Şimdi, bütün gazeteler “Göle Hokkabaz” dan bahsederken, ar- tk ba kalbile müteşelii olabilirdi, Fakat urun sefaletlerden sonra bu yabancı ekmek ona ne kadar acı gelmişti, Servet peşinde koşan serşerilerle arkadaşlıktan oda hirmetçiliğinden çobanlığa, sirklerde palyaçoluğa kadar bütün hakir mesleklere baş vurmuş, hayatta takip edeceği yolu aramıştı, Sahnede birkaç kişi Ralf'ın topo- nu hazırlamıştı. Tam bu sırada “Avanten” de boş duran localar dan birine herkesin tecessüsünü uyandıran bir çift girdi. Erkek, smokinli bir kumral güzeliydi; ka- dın altın işlemeli elbisesinin içinde güzelliğinin bütün şanşasiyle geleri kamaşlırıyordu. Ralf makyajmın altında sarardı, Bu kadın, bu şık, süslü, güzel kadın “0” idi. “Med ten” di. z Ah! Biçare Ralf! Kalbin “dali zapnettiğin gibi, ölmedi. Madem göğsünün nllında fırlayacak gibi çırpınıyor. Madem ki, kendi sebep o bir faciadan sonra seni alpsizce terkeden, bütün felfketie” tinin menba olan bu çi amire kol- larının arasında sıkmak yanıyorsun! Hayır, daha ölmedi! Ralf topun ağzından girdi. Kudır ran orkestra birdenbire sustu, Ralf'in sesi: “Ateş!” diye bağırdı. Dinamit patladı. Gülle Hokkabaz kemere doğru atıldı, salondakilerin sıkışan hançerele- rinden müthiş bir feryad koptu, Ne olmuştu? Ralf Trapezin demiri ve tutunamamış, bir külçe gibi yi düşmüştü. Kulistekilerin o bepsi relisörle bernber sahneye atıldı, Ralf'ın göz“ Teri aralandı. Kulaklarından kan fışkırdı. Kür panyanın doktoru: — Çok tehlikeli, dedi, Hastaha- mali Çabuk mümkün olduğu kadar Mkomkişin Ralf kendini kaybet” meden: — Anne! diye mırıldandı, TRejisör: — Zavallı çocuk! dedi. Amerikada olmalı... Madlene gelince! Ralf Kevdor ile Reymond Fokenin aym adam ol uh na kim sövliyebilirdi? Ba afetinin, bn mekyajın ak 1 sene evvel ümltsizlikle insanı nasıl tanıyabilirdi? Buna rağmen, bu feci vak'a kar. şısında o beyecanlanmış göründü, Yanındaki erkeğe: — Ne yazık! dedi, Güzel Bir de Bkanlıydı. Sonra biran sören bir düşünce ile ilâve eti: — Yarabbi! Ben bunü e yerde gördüm sma, nerede & Annesi 44 / j İ i iBrdenbire