Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
XA A '._.- '!ıs - mo i h:ğ" âreketımze şahit () ky. düfll'ada kimseye ve itimadım kalmaz. | edl;"'k bana baktı: Z sözler beni kor- İ ğ':"- dedi. Ben melek de- İik,, * bilmelisiniz. nn ! s:;ell:nsarısınn: Burnu b olsaydınız belki ıtîşhmlz Sizden o zaman ni Emezdim. Bir tane ı' Kenm’ mğtlğl Cıgaranın kendine y VC tatlı bir kokusu y Şok seviyorum. Bu ko N ıit“daya elbiselerine ve İ eşyam sinmiş. Bana % rı, dostluğumu- | lî-’tl'ırıı hatırlatıyor. aki bfz kânunusani n de sık sık mi- ud'“ 1111.Bır kadın koca N Uvyvetlendirmek için ere görüşmeliymiş. Ribi yaşıyorum. So q% aliş Veriş için çıkıyo- ll' defa Şerif beylere 4 hhhnâ.înlennde değil.. İ tesadüf etmek Nadîrı hatırlamak iste- I ı L h Va da gittim, fakat oBlr de bayan Şakire- j h neşeli ve sevim . ki halinden, geldiğime .,:'âıîu pek heuıyd,. an“ kocasından ve tim, Bu kelimeyi söy- 'dşâk tuhaf geliyor. Ona Ve onu düşünürken kullanmam, şîklreyle konuşurken qm için benim de söy” | hl'q eldi, Maamafih, ho- *Mesut bir genç zevce için biraz da uy- Nı " Bütka çare — yok. Kor X aeVlı:nî*l ve güzel bir Vaktimizin neşe içir ._ :“atıw şöyle diyor* Uıü Çılgınım. — Fakat arıma bayılır. Ki —W ben okurum, Ak- ka dönüşünde çayını PSi karşıya — geçer, kotamım zeki ve bırçok şeyler Dek sevdiğini ve her İ l İ İ: r p | ıİ %5% hakikate geçtiği- )"lı trimin pek uydur- D N Olmadığını hissettim. dostluk pek iyi bir Varmadan insarı bahseder - gibi SÜ 25 kânunusani | *ub:“ bir Müsabakaya gö — “tti, Ben katiyen kLim H ' göyledim. yi Tim oldumola- " yyare yazılarını z Bana dünyayı .ı.'iı%'l “l'ı"'.qi HE "."t". — w S V) — — /REE anlattım. Bi: | NAKLEDEN t BURHAN BURÇAK verirseniz bir tayyare müsabakasr nı seyretmeğe gitmem, Allah esir gesin. Korkudan ölürüm, * dedim, Kerim hayrette kaldı: — Fakat ben size — bunlardan bahsettiğim zaman... — O başka o zaman kahraman dev bana masal anlatıyor gibi ge- liyor. Fakat ben gazete okuduğum yeya bizzat gördüğüm zaman her dakika tehlike karşısında bulur duğunuzu düşünerek korkuyorum. Böyle yaşamaktansa bence ölmek daha iyi... — Bilâkis küçük Feride, yarm- ki müsabaka hoşunuza gidecektir. Müsabakada birçok tayyarecile rin karıları da bulunacak; bunla- rın arasında... Birdenbire sustu. — Onlarım arasında kim'er var? — Kocalarmı sizin — sevdiğiniz- den daha çok sevenler var. Gayriihtiyari boynuna sarıldım: — Fakat Kerim, ben sizi dün- yada herkesten çok severim, dedim. Kolları arasma sığınmıştım. Yü- züme tebessümle baktı. Tuhaf ve müheyyiç bir hali vardı: — Hakikatee benden başka kim- seniz yok, yavrucuğum, — Bilseniz, Kerim, geç kaldı- ğınız zamanlar hatırıma bin türlü fena şey geliyor. Size bunu — şim” diye kadar hiç söylemedim, Çünkü tayyareci zevcelerinin asker karr ları kadar metin olmaları lâzım, — Asker karısı kadar metin öy" le mi, Feride? O size göre değil.. Şunu unutmaymız ki — kazaların yüzünden olur. — Siz siz Kerim, © dikkatsizliği ve ihmali yapmwacağmın anin— misiniz? - — Ben tayyareye binerken şim | diye kadar hiç bir korku hissetw medim., Dikkatsizlik etmiyeceğime de eminim, Hem taliim vardır. »— Kerim, mesleğinize ait işler de müdahale etmiyeceğime — da_tr size söz vermiştim. Fakat siz bir mühendissiniz. Her zaman tayya- reye binmek mecburiyetinde değil- siniz. Fakat siz bir tayyareci ka- dar sık biniyorsunuz. Sevgili dos- tum, uçmanıza mani olamam, Fa- kat bana söz veriniz.. - Yükselme" den evvel sizi seven bir küçük kı- zın mevcut olduğunu düşününüz, Çünkü hayatmızı bana — verdiniz, yahut ben zorla aldım. Kerim, siz artık biraz olsun benim değil mi- şsiniz? — Söz veriyorum. ei | nt 28 kânunusani Tahminimde — yanılmamışım. Bayan Şakire pek budala bir ka- dınmış Onu bugün ziyarete gitti: ğime ne isabet etmişim, henüz ©- turmuştum. Hilekâr bir tebessünr le bana bakarak söze başladı: — Bayan Kerim!, ne — kadar mahir bir polis hafiyesi olduğumu siz de takdir ediniz: Dün saat iki- de, Misk sokağında bir bayla bir otomobilde idiniz. (Devamı var) w:—um 'ıtı. Ş ’—î*: NRE %ı:î;s Ö40 tarih vp Kaymakamlığı ve Belediya Şubesi Müdürlüğünden tabi “Kumköyü,, mevkilinde değirmen kirazlık sokü. Yeni (3) No. lt ve Hüseyin Muhsin, Fatma ve galrenin idaresince tantim edilmiş olan Ifraz haritasında gös- Murabbar kablo kulubesinin mevru bulunduğu arsanm telefon umum müdürlüğü namma İstimlâkine menafli İ-Ituıbul vilâyeti idare heyetince 22-11-0939 tarih vo duı anlaşılarak İstanbul umumi meclisi dalmi encü. fâtih ve 12334 No, İr kararma tevfikan toeşekkül eden he- "qh"“nıluı kanununa göre yerinde yaptığı tetkikat neticesin. 220 lira kıymet takdir edilmiş ve şekli Nân halde kanunt müddet zarfında bir güna müracaat vü 1205 tarihli! fstimlâk kararnamesinin 13 Üncü müd- farihinden itibaren 15 gün zarfmda sahipleri müracaat bedeli olan 220 lirayı almadıldarı takdirde Hu ka- & tevfikan yüzde 20 fazlasile bankaya teslimi. Müulktarrer arsaya veziyot olunacağı İstanbul P.T.T. " 1682 sayılı karârına binaen alâkadarlarmca tebliğ makamına katm olmak üzere ilân olunur. (4420) ayrıca mü- KA TER VÜ LAĞ AM aa Yaşla 0 6 a a B üyee Haa ğye oH ÜÖR e EEEİ DA 4 H A B E R Mqam Poıtası h ara X Ka -MRAY DAN San'/?_emo_ya San Remo'dan AMAEZARA — — —idrrime, ermesden Yaver; Hüseyin Hüsnü paşayı tanımıyordu; hayalinde eski dev- rin muhteşem ve göbekli — ricalin. den biri resmigeçit yapryordu.: Ö- danım kapısı açıldı: — Haydi? Korkma canım! 1" çeriye gir.. Ayrp olur.. Bu kadat da yalan; düzen olmaz ya..! Sesleri arasından ihtiyar balıçr van pejmürde kıyafetile odadan İ- çeri girdi. Kekeliyerek: — Ferit paşa hazretlerinin tevec cühlerine teşekkür ederim.. dedi. Yaver, kendisini zor — zaptetti. Bahçıvan kılıklı bir adamın Hüse yin Hüsnü paşa olduğunu nereden Ve nasıl tahmin edebilirdi. Bu va- ziyetten çok mahcup olmuştu. Da- mat paşanın emirlerini şifahen teb> liğe hazırlanmıştı. Fakat, Hüse yin Hüsnü Paşa yavere söz söyle- mek fırsatını vermeden dedi ki: — Efendi oğlum bizim paşa har retlerile olan münasebatrmız yir mi sene evvelki maziye karışmış, unutulmuş gitmiştir. Bu işte bir yanlışlık olduğuna kaniim. Olma” ya ki bu başka bir Hüseyin Hüs nü paşa olsun... Çünkü bendeniz nezaret sandalyesinde iktidar ve liyakat gösterecek bir kimse de- ğilim... Tekaüt olmuş bir ada- maum.,. Bahusus romatizmadan da alil ve muztaribim!,. Yaverin, güneş altımda yeni harbiye nazırını aramaktan beyni kaynamıştı. Nihayet mütekait bir Hüseyin Hüsnü paşa elegeçire" bilmişti. Yakasını bırakır mıydı? Hem ona şekil ve kıyafetini an Jatmamışlardı ya. Eğer o de gilse : — Affedersiniz, yanlışlık ol- muş!, müydü? Yaver: — Rica ederim. Hazırlanmız! A Aradığım paşa zatiâlinirsiniz. Birlikte gideceğir... Dedi. Yeni harbiye nazırının seneler denberi askerlik ve siyasetle ğ raştığı yoktu. Ö bahçesi ve haya” tile meşguldü, bu mühim sandal- yenin mesuliyetini bu yaştan sonra nasıl deruhte edecek ve bu ağır vazifeyi hasta, alil vücudiy- | le nasıl ifa edebilecekti? Şüpheli narzarlariyle yaveri bir daha tet kik ederek: — Demek beni mutlaka götü receksin? Diye korkak bir sesle mırıl * dandı. Artık, yaverin canı sıkıl- mıştı. Kaşlarımı çataral; cevap verdi: — Bendeniz emir kuluyum pa- şam! Gelmezseniz siz bilirsiniz ama, çok fena olur. Hem paşa *| hazretleri hem de efendimiz gü cenirler... Bu söz Üzerine harbiye nazırı süyretle: — Ya demek ki huzuru hüma yuna da çıkactağım ha?., dedi ve bunu müteakip bacakları do- laşarak; râşeler içinde odadan çıktı. Yaver; arkasından sesleniyor- du: — Aman paşam, çabuk giyini niz, Çok geç kaldik... Balta limanında Damat paşa' nin kâhyası Nazif Bey! — Paşa hazretleri bir saat ev vel Yıldıza gittiler ve harbiye nazırı gelirse yaverle birlikte Yıldıza gelsin, dediler. Dedi. O sıra Balta limanmda yeni nazırlardan birisi daha bek- liyordu, henüz gelmişti, biraz serbest ve çaçaron bir adamdı, yavere hitap etti!: — Efendim, biz paşa hazretie- rile beraber Yıldıza gideriz, Yaver: — Siz bilirsiniz efendim! -Dedi, İki nazır harbiye nezare” tine mahsus ötomobile binerek “doğruca Yildiz sarayma gittiler, Hüseyin Hüsnü paşanin el'an he yecan ve şüphesi zail olmamıştı. ' Refiki: — Bu ne hüsnü tasadüf efen' Derken, onun zihninde istif- ham şeklinde birçok “acaba” lar kıvtılryor ve aranılan harbiye na- gırinmm kendisi olduğuna bir tür” lü ihtimal vermek — istemiyordu. Ya kendisine: — Affedersiniz. ben sizi iste" medim! Derse, ne yapacaktı? Bu ne müthiş bir mahcubiyet ve bil" hassa ne büyük ve unutulmaz bir inkisarı hayal olacaktı? Otomobil Yıldızda durduğu zaman Hüsnü paşa büyük bir cinnet buhranı daha geçirmiş ve mütemadi kahkahalarla gülmeğe başlamıştı! Bereket versin ki bu hal fazla sürmemiş ve o dakika- da paşanm bu halinden kimgse bir yey anlamamıştı. Bir aralık şoför arkasına bakmışsa da bu gayri tabil gülüşlerin iki nazır arasınca geçen bir mevzua ait olduğuna zahip olmuştu. Yeni nazırları sertabip Reşat paşa İstikbal ederek, biraz istira- hat etmelerini ve Sadrâzam paşa” nin hüzürü şahanede — olduğunu söyledi. İki nazır, sertabibin iştigal o" dasında oturdular ve bir harem ağası tarafından getirilen kahve" leri içmeğe başladılar. Maamafih bu esnada sertabip, | yeni nazırlarm teşriflerini içeriye | bildirmişti. Aradan yarım saat kadar bir zaman geçmişti. Reşat paşa, yeni harbiye nazırımm hal ve tavrımn- daki intizamsızlığı ve gayritabii'” liği görerek bryık altından gülü yordu. GSertabip, Ferid paşaya bir gün evvel genç bir livanın harbiye nezaretine getirilmesini tavsiye etmişti. Ferid paşa, onuün biraz inatçılığı olduğundan bah” sile cevap verdiği için Reşat paşa kalben kırılmış, fakat Sad- râzama birşey — hissettirmemişti, şimdi Ferid paşanın bulduğu bu pinti harbiye nazırile kendi gös terdiği namzedi mukayese ederek arada dağlar kadar fark buluyor” 29.5.940 Çarşamba 12.30: Program ve memleket saat ayarı, 12.55: Ajans ve meteoroloji ha. berleri, 12.50: Müzik: Muhtelif şarlı- lar (Pl.y 18,80/1400: Müzik: Küçük örkestra, 18.00: Program ve memle, ket saat ayarı, 18.05: Müzik: Oda müziği (PL) 18.80: Müzik Fasıl he. yeti, 19.00: Konuşma (Dış politika hâdiseleri), 19,20: Müzik: Okuyan — Muzaffer İlkar, 19,45: Memleket saat ayarı, Ajans, 20,00: Müzik, 1 — Oku. yan: Mefharet Sağnak, 2 — Okuyan Mustafa Çağlar, 20.35: Temell, 21.35: Serbest saat, 21,45: Müzik: Riyaseti. cumhur bandosu, 22.80: Memleket sa- at ayarı, Ajans haberleri, 22.50: Mü. zik: Cazband (Pi.) 23.25/23.80: Ya- rınk! programi ve ökapanış, Beyoğlu Halk Sineması Bugünden itibaren MİHRACENİN GÖZDESİ ve HİND MEZARI Ayrıca renkli MİKİ Kadıköy Süreyya Sineması HALK OPERETİ 81 Mayıs cuma akşamı saat 21 de BÜYÜK SANAT GECEBİ Mühmut — Yesafinin KADINLARIN BEĞENDİĞİ Öperet 3 perde Şubeye Davet Beşiktaş Askerlik Şubesinden: 1 — Bl1 ilâ 835 doğumlu ruhsattı ve ihtiyat erattan yoklamalarımı yap. tırmamış olanların biran evvel yok. lamalarını yaptırmaları. 2 — 8316 $lâA 325 doğumlulardan mu. vazzaflık hizmetlerini yapmamış bu- lunanların askert muameleleri tetkik edilmek Ürzere nüfus cüzdanlarile bir. Hkte yoklama günleri olan Pazartesi Çarşamba ve Cuma günleri saat se. kirden ön İkiye kadar şubeye müra. câat etmeleri. $ — İstanbul harletinde bulunanla, rm bulundukları As, 8. vasıtasile sa- rih #adreslerin! bildirmeleri Nn olu. nür, Ha ae Buyuk Millet Mec Mechsmde Bütçe müzakereleri esnasında münakaşalar Muhtelif Vekiller İzahat verdi Başvekil imalât fiyatlarının yükselme- mesi için alınan tedbirlerin müsbet neticelerini anlattı Ankara, 28 (A.A.) — B. M. Meclisi bugün Mazhar Germenin başkanlığında biribirini müteakıp yaptığı toplantılarda 1940 müva- zene umumiye kanununu müz.- keresine devam ederek masraf bütçeleri Üzerindeki müzakerele- rini ikmal eylemiştir. Muhtelif vekületleri alâkadar eden meseleler üzerinde söz alan hatipler bu noktalar etrafında noktai nazarlarını izah eylemiçe ler ve bazı temennilerde bulun- muşlardır. Bu meyanda dahiliye vekiâletini alâkadar eden mevzu' lar üzerindeki mütalcalara kar- şilik veren dahiliye vekili Faik Öztrak umumiyet itibariyle nüfu #umuzun artmasını temin bakı- mından dahiliye * vekâletine — tc«e | rettüp eden işlerin tahakkuku i- çin alınmış olan tedibrleri izah eylemiş ve İstanbulun ekmek iş- leri üzerinde çalışıldığını ve bu hususta yakında iyi neticeler alrr nacağını Ümit ettiğini ilâve eyle- miştir. SIHHAT VEKİLİNİN İZAHATI Sıhhat ve içtimaf muavenet ve- kâletini alâkadar eden mütalcata karşılık veren sıhhat ve içtima! muavenet vekili Dr. Hulüsi Ala- taş da, hastahanelerin umumi müvazeneye alınmasının vekâlet- âer de arzu edildiğini kaydetmiş Hulüsi Alataş beyanatına niha- yet verirken, nüfus — meselesi- nin vekâletin üzerinde durduğu bir mesele olduğunu tebarüz et- tirmiştir. ADLİYE VEKİLİNİN İZAHATI Adliye Vekili Fethi Okyar ve- kâletini alâkadar mütalealara ver- diği cevapta adliye vekâleti teş- kilâtındaki noksanın gittikçe kar- &hnmıkn olduğunu yeni bütçe de bilhassa şark vilâyetlerin: de 30 küsür kazada teşkilât yapr lacağını bildirmiş ve muhakim. den geçen işler üzerinde izahat vererek işlerin geciktirilmeden çıkarılması iİçin mümkün olan şeylerin yapılmakta olduğunu i- lâve eylemiştir. Adliye Vekili İstanbul adliye saray. inşaatının geçirdiği ııfhı lar k:ıacn kaydettikten sonra İm şaata başlanmak üzere olduğunu ve fakat Avrupa harbinin çıkma" sı yüzünden İnşaat malzemesinin yükselişi dolayısiyle inşaatın da- ha müsait bir zamana bırakıldığı- fır, icra ve iflâs kanununun tadili. ne ai* Jâyihanın adliye encüme- ninde bulunduğunu ve yakında meclisi âlinin tasvibine arzoluna- cağını bildirmiştir. İSKENDERUN LİMANININ ISLAHINA DEVAM EDİLİYOR Münakalât Vekili Ali Çetinkz- da, vekâlet bütçesi etrafındar mütalealara cevaben İskende- run İimanının tanzim ve ıslahı İ- çin 85.000 lira kredi verildiğini ve bunun üÜzerinde çalışıldığını ve bu limandan geniş mikyasta istifade için cenup hattının elimi- ze geçmesi lâzımgeldiğini işaret- le cenup hattının bugünkü idare şeklini izah eylemiş ve İskend. run lİlmanmmm iyi bir istikbale namzet olduğunu söylemiştir. TİCARET VEKİLİNİN SöZ- LERİ VE HAYAT PAHALILIĞI Ticaret Vekili Nazmi Topçu- oğlu da vekâleti alâkadar eden mevzular etrafında verdiği — iza- hatta buğday mahsulümüzün ih- racında memleket hesabına bir mahzur görmediğini bunda bilâ- kis iktisadi istifade bulunduğu- nu İşaret eylemiş ve bir ketsım vi« lâyetlerimizüe yeni arpa ve buğ- day mahsulünüün idrâk edilmesi- ne başlanıdığını bildirerek, bu yıl 15—20 senedemberi idr&k edilen bolluk seneleri idrâk edeceğiz demiştir. Tiçarat Vekil!miz fhracat işleri. miz ve bü matüdelerimirin çıkazil. dığı memleketlerle ölen mübadele, izah etlikten sonra hayat pahalılığı mevzuuna geçmiş ve bu hususla tu- tulan endekslerin memleketimirde 1939 & narzaran yürde 15 bir tereffü göslerdiğini işaret eylemiş ve bu- nun Hihayet umum! vaziyetin tabil bir netlcesi olduğunu bildirmiştir. BAŞVEKİLİN SöÖZLERİ Buğvekil doktor Refik Saydam bir Mmülalca Üzerine söz alarak de. miştir ki; — Efendim bu baplta benim ka. rışmaklığım pek — döğrü — ol - mat âma, ufak bir tereddüt hasıl oldüğu için, huzurunuza çıkıyorum. Harp başlamazdan evvel, geçen buhrân zamanlarındanberi devlet elinde bulunan fabrika ve müesse- selerin halkın ihtiyacına mahsus olarak yaptığı İmalât - fiyatlarının yükselmemesiçin mümkün olan her türlü tedbirleri Ticaret ve İktisat veklili arkadaşlarımla beraber aldık ve her gün takip ediyor ve almakta devam ediyorur. Bilhassa bu fabri- kalâra lâzım olan mevaddı ibtida. iyeyi memleket dahilinden tedarik tçin çalıştığımıza bir çok arkadaş- larım da şahittir. Pamuk, yün ve sair Mmâlzemenin tedarikin'e müm, kün ölan ve vatandaşı izrar etmi- yecek fiyatlar dahilinde tedarik i- çin galışmaktayırz. Bu işin birinci safhâkıdır. İkinel safha da bu müesseselerde çıkân Mamül mevaddın müstehlik elinö mümkün olduğu kadar kısa bir yolla gitmesi için çalıştık ve bir çök müesseselerin orlada ta - vasstil vazilesini gören bir takım istasyonlarını kırdık — ve ortadan kaldırdık ve müesseselerin — halkla temâsı ve mamül mevaddın onlara kolay ve tcüuzca gitmesi için müm. kün olan her. türlü tedbirlere mü; racaat ettik. Yani RasihKaplam ars — kadaşımızın buyurdukları gibi — komisyoncu tabirini kulandılar — bir takım komisyoncuları ortadan kaldırmak için uğraştık. Şimdi Ra- sih Kaplan arkadaşımız bir takım koömisyoncuların fiyafları yükselt tiklerinden Dbahsettiler. Acaba han. gi devlet müesseseinde komlayon, eular vardır ve biliyorlarsa lütfen ismile, vâzıbhan söylemelerini rica ederim, * RASİH KAPLANIN MÜTALEALARI Başvekilin bu beyanatı Üzerite kürsüye gelen Rasih Kaplan (Av- talya) fabrikaların satış işleri üze. rindeki mütalealarını izah etmiş ve bu izahata müküâbeleten Dr. Refik Baydam şu cevabı vermiştir: — Efendim mesele bir sinirlilik meselesi değildir. Arkadaşmıızm kendisini ticaretten tenzih elmesi- ne de lürum yoktur. Herkes bilir ki bizim Aarkadaşımız Rasih Kaplan iüccar değildir. Ben de İş üzerinde bulunan bir arkadaşınızım, İsim söylemeden bühse karışmaktan o* turdukları yerden söylemelerinden ise kürsüden söylemeleri daha ha, yırlıdır. ; Rasih Kaplan cam fabrikasmdan bahsettiler. Cam fabrikasımım bugün hiç bir kimse ile kontratosu yok - tur- Bundan evvel vardı, şimdi yok- tur: Başvekili takiben licarel vekili de aynı mevzua temas ederek iza- hat vermiş ve teshit edilen fiyat- ların feykinde mal satmış kimse varsa takip ve mahkâüm edilecek - lerdir demiştir, İKTISAT VEKİLİNİN SÖZLERİ İktisat Vekili Hüsnü Çakır da fabrikalarımızın satış — şekillerini izah eylemiş ve devlet fabrikaları mallarının İnhisar şeklinde şunun bunun elinde bırakılmaması için bilhassa tedbirler alınmış olduğu. nu bildirmiştir. — Meclis masraf bütçelerinin kabu. lünü müteakip yeni muamele ver. Bisine ait kanım âyihasının müra, keresini Iİkmal eylemişlir. KAHRAMAN ORDUYA SELAM Bundan soenra, B. M. Meclisinin kahraman ordumaza selâm ve mu- habbetlerinin blüfh hakkında Di - yarbakır mebesu Kürnm Sevlikle | kin ve Ermirüm möbütsü Şikrü Ko. çak taralındanrn verilen takrir 38 | lerimizin bugünkü darumman da rekil alkışlarla kabal edilmiştir.