Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Vurgasın münakalât Budapeşteye ge- uşubeüakur. Nazıra Müdürlerinden " u *decektir. - b:'“v 1"”1“ Prenses Juliana km Felemenk Hindistanı- b'n haç 'elSi Bifatile t'*fıııçıo uhfîhinden mürek- 9Si Kartacadan Liz- tesidini da Berlin tarafın- larm te Öm rsine ola- h'% ': Camiinde büyük & El b %[ü Askar camiin Tadyo ile neşre- :huhuaet körfezin- neticesinde lh %3 ha b;â!tür Tayyarenin hW-'.ı İj €N pilot dikine İn- Ve nehrin sula- sebebi meç- ?'İl&n ı"'!ııı î'“'*— a s:;rjl lltîî:i" nazırı “Chu- Büsyar örkestrası şefi dlpeştede ölmüş tir. Mumaileyhin Mahiyettedir. d“ beğenildi “Yandırdı (A A.) — Bu- %ğ;lynk%uel Sergisi, 26 ni- "'*lı*"“m Tasimle — açıldı. !'tı ile başve- LE'M:" Plomatik ve Bu- '"lgr rehl ile diğer hü- M YYonumuzu ziya- NM“ Ohymle buluna « K, İrn Hşref Günay- k.,' leri elçilik baş- ' u&m; Erkânı ve sergi Avyonun met. hMu,mtkâl'ane yapılmış e tatürk ve İs- Onllnde alâka Pllan tertib kral ? w bir'ğaiyetındekı Ze- ' N y Ulüş,, diye tav- Ü, Syak tek r 'hb“l?;“üer eatmarîa fîıîgîzî ı %ve takdir görmek- Nm t;';afmdan Pana- 'f Ç "Er © Tü dcar —matbuat ht efin k dostu mute- ': İl' | N teaklhe '.'alılru ziyafeti bi kardeş *— eqı'“aım hissiyat teza. Ni 'l'îıîîizetüeri pavyon hlh_ı & Cumhuriyet vasıflarını vi Tüber N&ş, ' Modern Türki- e' neeretmek- % & h tinin pavyo- Vnehnilel ti- ı,,:"*%u Valtşa a 1 V ıq. €tmektedir. | | Hida yit naibinin Pat a n dönümü A e ) e 'R ıqh% taihi < Havas: nilny- rens Pol'un ı"'lıı._?’ Kral Alek. #vam eden a hürmet et- Cn tevec- Mşularıyle ıCıan'ı(ı:ıııru: bir. A D B z — HAB ER — Akşam Postası _ Ü.EE FOMNURKA .â?ğ. Alman propagandası Umanya aleyhine çıktı Gösterilen “vesika,, lara kimse inanmıyor İsveç beyanattan memnun, fakat buna güvenip silâhlanmaktan vazgeçmiyor Löndra, 29 — Alman hariciye na- zırı fon Ribentropun Norveçin isti- lâsı mesuliyetini müttefiklere ve bil- hassşa İngiltereye yüklemek — istiyen beyanatının ve “gösterdiği — vesika- lar!,in kimseyi aldatmadığı anlaşılı- yor. Berlinden Röyter ajansına bildiril- diğine göre, dün fon Ribentropu din- liyen yabancı gazetecilerle diplomat- ların ekserisi beyanatın tezatlarla do- lu olduğu kanaatindedirler. Ribentropun, bütün dünya tarafın- dan nutkuna karşı gösterilen kabul- den dolayı çok inkisara uğradığı bil- dirilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki Al- man hariciye naziırı, beyanata terfik edilen merasimin bütün dünyanın na- zarı dikkatini celbe kâfi — geleceğine inanacak kadar saflık göstermiştir. Alman radyosünün spikeri sıra matbuat hülâsalarına gelince olduk- ça sıkıntı çekmiş, Alman, — İtalyan, Danimarka ve Slovak — gazetelerinin ribentropun beyanatına müsait olan tefsirlerini zikrettikten sonra “diğer memleketler beyanatı büyük bir alâ- ka ile karşilamışlardir,, demekle ikti- fa etmiş ve fakat Amerika gazetele- rinin tefsirlerinden bahis bile etmemiş tir. İSVEÇTE Beyanatta hareketi medihlerle gük- lere çıkarılan İsveçten başka — her yerde fon Ribentropun beyanatı bü - yük bir alâka uyandırmamıştır. İs- veçte bile bu beyanatın İsveçe taal- lâk eden kısımları tahil olan bir yazi- yetin müşahedesinden ibaret telâkki 'edilmektedir. Bununla beraber siyasi İsveç mahlillerinde fon Ribentropun bu noktaya işaret etmiş olması mem nuniyet uyandırmıştır. ROMANYADA Havas ajansının bildirdiğine — göre Romanyada efkârrumumiye Ribentro- pun beyanatmıma pek az kıymet ver- mekte ve siyasi mahfiller bilhassa Almanyayı İsveçin bitaraflığma mü- sait gösteren kısım üÜzerinde durmak- tadırlar, Bununla beraber şurası ilâve edil- mektedir ki Ribentrop tarafından ve- rilen teminat İsveçi bitaraflığını mü- dafaa için icbeden tedbirleri almak- tan menetmiyecektir. AMERİKÂDA Amerikadan gelen telgraflara göre Ribentropun nutku AÂmerikalıları ka- tiyen ikna edememiştir. Âmeri. ka radyolarınm dış politika hak- kında tefsiratta bulunan başlıca münekkitleri bu nuütuktaki iza- | hatı gizlenmiyen bir şüphe ile karşılamışlardır. — Münekkitler nutukta ileri sürülen vesikaları şüphe ile karşılamakta mütte . fiktirler, En salâhiyetli spiker- lerden olan Elmer Davis daha ileri giderek “Alman makamla- rının istilâ ettikleri her memle- kette Almanyayı beraet ettiren vesikalar bulmasının çok garip bir şey olduğunu,, söylemiştir. Amerika gazeteleri de bu hu. susta tamamen radyoda ileri sü- rülen fikirdedirler. Norveçin Amerikadaki sefiri Denorgenstierno Fon Ribent- ropun nutkunda Norveçe atfedi- len hattı hareketi şiddetle red- detmiştir. Almanların 1914 de Belçikayı istilâ için ileri sürdük- Jeri aynı sebepleri kullandıkları: ni hatırlatan sefir Norveç hükü- metinin harbin bidayetindenbeti olan hattı hareketinin bu beyana- ti tekzip etmekte olduğunu ilâve etmiştir, FRANSADA Pariste çıkan Lö Jurnal gaze. tesi nutkun akislerini hulâsa ediyor: “Alman propagandası bir fare doğurdu, Ribentrop ancak bir sürü yalan söyliyebilir ki bu ya- lanin içinden harbin Baltık kapı- larına dayandığını ve müttefik. lerin yardıma mazhar olan Nor- veçin Almanya ile harp halinde olduğunu Alman milletine itiraf mecburiyetinde olan Nazi zi- mamdarlarının hissettikleri — sı- kıntı sezilmektedir, Zikredilen uydurma vesikalar Londrada satih surette red ve tekzip edilmiştir. Hükümet mer. kezlerindeki Aaksülâmel de sarih surette Almanyanın aleyhindedir İşte hükümet merkezlerindeki başlıklardan bir kısmı aşağıda - dır: İsviçrede: “Güç inanılır bir beyanat.” Vaşingtonda: — “Almanyanm yegâne mesul olarak kalmakta olduğu” bildiriliyor. İtalyada: Hayret ve inkisarı hayal. Hollanda da: Almanyanın göz boyamağa çalıştığı kanaati gös- teriliyor.' TAYYARE İLE DAĞITILAN VESİKALAR Bükreş, 28 (A.A.) — “Ha- vas,,! Bir Alman askeri tayya- resi. Bükreş tayyare meydanı- na inerek müteaddit Alman şahsiyetleri tarafından karşı- lanmıştır. Tayyare müÜteaki- _ben Sofyaya hareket etmiştir, Bu işin mahiyeti meçhul ol- makla beraber umumiyetle iyi malümat veren bir kaynaktan öğrenildiğine göre tayyare dün Ribbentrop tarafından haber verilen vesikaları getirmiştir ve tayyare her Balkan merkez- lerine bu vesikalardan ikişer nüsha verecektir. Ingiliz Hava Nazırının nutku Almanyayı sivilleri bombardıman etmek suretile yenmiyeceğiz Londra, 28 (A.A,) — Röyter ajansı bildiriyor: İngiliz hava nazırı Samoel Hor dün akşam radyoda söylediği nutukda ez- cümle demiştir ki: “Ribentrop bugün öğleden — sonra tarraka ile ilân edilen bir nutuk söyle di. Ribentrop umumi işlerde felâket- H bir rol oynıyan tehlikeli bir sergü- zeştçidir. Namuslu hiçbir inşan onun söylediğine — inanmıyor. Bitaraflara karşı komplo yaptığımızı söylerken alçakça yalan söylüyor. Ne riyakar- lık! Bizi itham eden adam Çekoslo- vakyanın, Polonyanın katili olan a- damdır. Bu adamı yalanlarile başba- şa bırakalım da Hitlerin ve kendisi- nin Noörveçte irtikâp etmek Üzere ol- dukları cinayete geçelim. Harp hayati ve hararetli bir saf- haya girdi. Hiç Şşüphesiz — düşman merhametsiz olacak, çirkin bir suüret- te harbe sürüklediği asırların müsa- lemetperver milleti cesur Norveç mil- letini esirgemiyecekti. — Almanyanın alçakça hattı hareketini taklit etmek istemiyoruz. Müdafaasız gemicilerin boğulmasını uzaktan seyretmek iste- miyoruz. Açık şehirleri bombardıman etmiyeceğiz. Almanları, kadın ve ço- cuklarını dehşet içine salarak mağlüp etmek — istemiyoruz. Bütün bunlart düşmana bırakmayı tercih ediyoruz. Fakat enerji, maharet ve azim inhisa- rmı ona birakmak da istemiyoruz. Müttefik küvvetler Almanyanın Norvaç hava üslerile limanlarındaki tazyikini adım adım tahrip etmelidir- ler, N Müttefikler mazlum Norveç mil. letine düşmanı tepelerden, vadiler. den, limanlardan ve haliçlerden kovmak için lâzım olan silâhr ver- melidirler. Bu iş bir günde yapıla- mıyacağı gibi ehemmiyetli fedakâr- liklar ve sarsılmaz bir İman olma- dan da yapılamaz. Almanların alçak bir ihanet sa- yesinde — kazandıkları avantajın şimdi çetin bir muharebe, enerjik bir icraat, muttarit bir plânla elle- rinden alınması icab etmektedir: Bu avantaj Almanların ellerinden alınacaktır: Dünyanın ön büyük deniz küvve- ti olan İngiliz bahriyesi, dünyanın en güzel ordusu olan Fransız ör- dusu, dünyanın en mahir ve en iyi hava kuvvetleri olan tayyareleri- miz Norveçin kurtarılacağına kefil dirler. Kral Hakon'un kahramanca hattı hareketinden — dolayı sevini- yoruz. Hakon hakiki bir kral, ha- kiki bir muharibler zümresinin şe- fidir. * İngiliz donanması düşmana daha şimdiden, bütün öğünmesine rağ- men gizliyemediği müteaddid dar- beler indirmiş bulunuyor. Alman donanması koğuklardan çıkmağa mecbur edilmiş, muharebe edemez | hale konmuştur: Alman donanması artık kuvvetli bir harb âleti değil - dir. Alman vapurlarından ekserisi- nin tahribi bize 7 denizde her za- mandan ziyade hareket serbestisi temin etmiştir ki stratejik ihtiyaç- larımız için, müdafaamızı temin et- mek için bize lâzım olan da tam budur: Almanların tesirli surette henüz kullanabilecekleri başka silâhlar vardır- Hava kuvvetlerini Norveç sahillerindeki mevzilerimize — ve Norveçe giden münakale yollarma karşı kullanıyorlar: Bu hava har- binde âavantaj bizde değildir. Al- manların üsleri var, bizim yoktur. Norveçte uçan Alman tayyareleri Nörveç toprağından kalkiyorlar, biz ise muharehe sahnesine var- mak iİçin açık bir deniz üzerinden 300 mil uçmak mecburiyetindeyiz. Fakat bütün bu engellere rağ- men, İngiliz kara ve deniz tay - yareleri son 15 gün zarfında par. lak bir iş göstermişlerdir. Skan - dinavyada düşman gemilerini ve düşman üslerini bombardıman etmek suretile müthiş kuvvetimi" zi gösterdik. Stavanger, Kristi - anand, Aalborg, Oslo, Trond. heym, Westerland, bütün bu ha- va üsleri bombardıman edilmiş, düşman ağır zayiat vermiştir.” Hor, İngiliz pilotlarının başar- dıkları kahramanlık eserlerini kaydetmiş ve bilhassa — ekseriya müthiş bir havada Şimal denizi üzerinde yüzlerce mil mesafeyi buzdan donmuş ve bazan da bu yüzden hasara uğrayan kanatlar ve yaralanan mürettebatla kat'a mecbur olan bu pilotların herşe. ye rağmen hedeflerine vardıkla- rını söylemiştir. Hor, sözlerine şöyle devam et- miştir: “— İstikbalde daha ağır işler görmek mecburiyetindeyiz. İngi- liz hava kuvvetleri bu işleri kar. şılamağa amadedir. Tayyareleri- mizin muvaffakıyetine hadim ol- mak için amade bulunmaktayız. Bütün hava kudretimizi seferber etmek mecburiyetindeyiz, Tay- yare ve motör miktarını arttır . mağa gittikçe daha ziyade çalış- malıdır. Hükümet havalara hâ- kim olmak ve bu hâkimiyeti de- nizlerde olduğu gibi havada da muhafaza etmek azminde tered. düt etmemelidir. Başvekil bu azmi şiddetle ida- me etmektedir. Kendisi bu mü:- him anda bize lâziım öolan adam- dır. Başvekilimiz buhran dakika. ları için mükemmel evsafa malik, soğukkanlı fakat seri icraatlı bir devlet adamıdır.” KIRMIZI YUMURTA - PASKALYA Ha yumurta beş paraya, ha beş kuruşa; işler yine o işler... Les aftaire sont les affairs Yalnız bu defa mahallenin ço. cukları bakkal (Bodos) un değil, (Bodosaki) nin tezgâhı önünde; — Yat! — Sen yat!.. — Olmaz, taş tutalım.. — Çat! — Saymam:. Yan vurdun! — Gözüm kör olsun ki vurma. dim.. Vurdun, — vurmadım — meselesi r.. Bittabi ehli hibreye müra. seaat zaruri:-« — Bakkal.. bak- yan değil mi? — Yan da al-- Sen kötü dur- * mMmuşün ! — Çevirl. — Çat!. — Ver!. Ne yapalım; dövüş mevs'mi!« Her zaman (iki testi biribirine çarpsa biri kırılırsa diğeri de çat. lar-) Diyecek değiliz a- Ayni madrabaz, ayni muhtekir yine mevcut- — Kırığa bir mi? Mahalle bakkallarının elinden vumurta alan sarısını bulamazsa da yumurtaya kulp takanlar da bunlardır: — İkiliğe Sen bilirsin ? — Ne olacak ki?. — Hiç-. Zaten kokmuüş!- — Kokmuşsa ne alıyorsun? KA X * (Kırmızı yumurta) modası (kili. Be) icadıdır- En müteber âsarda münderiç olduğu üzere: Boyalı yumurtalar Hiıristiyanla . rım elli günden ibaret olan (pan. tekot) ta yani büyük perhizde yumurta yemek yasak olduğu za, manların yadigârıdır:. Eski zaman. larda perhizin ilk cumartesi günü (kilise) pek çok yumurta alıp anı takdis eder ve altı hafta sonra gelen (Paskalya) günü türlü tür. lü renklere boyandıktan sonra ço. cuklara, bildiklere, kilisede hizmet edenlere dağıtılırdı. Fransızca (Pagues) kelimesi, musevilikte kullanılırsa — (Hamur. suz bayramı), Hıristiyanlara ait olursa (Paskalya) demektir- Hazreti Musa (Mısır) da yerle. şen Beni İsraili kaldırarak — (Arzı Mev'ud) a ulaştırmak için bura. dan çıkmış ve Kızıldenizden geçi- şi hatırasını ihya etmek için (Pâk) ı tesis etmişti- Bu yortu mahut nisanın on beşinden yirmi ikisine kadar yedi gün sürer, bu sırada her aile mayasız ekmek ile, kuzu veya oğlak yerler, mabetlerde kurbanlar keserlerdi. Bu bayram Beni İsrailin kurtuluş zevkile gayet şenlikli olurdu. Cenab (Yesu) un.güya çarmı. ha çekilmesi de böyle bir hamur. suz bayramında kuzu yemek için (Kudüs) e geldiğinde vukua gel, misşmiş!- O asırda Museviler bay- ram münasebetile akın akım (Ky. düs) e giderlerdi. Hazreti (İsa) da o zamanlarda Musanın şeriatile amel ederdi: (Kudüs) e seyahatlerimde Be. ni müşarünileyhin doğum yeri o. lan (Beytülham) daki vaktile bir ahır olan mahalli ziyaret — ettim. Rüusya çarı birinci (Nikola) (Kı- rım muharebesi) namile —meşhur olan harbi aleyhimize ilân edece. gi sıralarda: — Devleti âliye Kudüsü Yâhu. dilere satmış! diye Rus ve bütün ortodoks taassubunu —aleyhimize kışkırtmak için propağanda yap. tırmıştı; halbuki (Devleti âliye) nin böyle bir alış verişten haberi bile yoktu- O devleti âliye ki (860) da (Kudüs Şerif) patriğinin, Cenabı Farukun mezhebi müsadelerini bil. diren ahitnamesini kendisine gös. terir, göstermez müsaldad ihsan et miş, hem de patriğe bol bol ati. ikilik vereyim vermiyor musun 7 ye vermişti. O Devleti aliye ki (923) de (Sul- tan Selimi) evvel gibi dünyayı İslâm etmek Aazminde — bulunan bir padişahın saltanatı zamanında şimdi kendisine karşı nice nice küfranı nimette bulunan Rumlar ile Ermenilerin mezheplerine hak lar tanımıştır: O Devleti Âliye ki (930) da or. duyu hümayunu, Nemse paytahtı nı zorlamakta ve Macaristanı bir eyalet hükmünde - tutmakta iken hem: bu müsaadeyi teyiden ihsan etmiş, hem de başka — dileklere rıza göstermiştir- Yazan: AHMET RASİM O Devleti Âliye ki henüz kim. seden korkusu olmadığı (Muradı Rabi) ve (Mehmet Rabi) zaman. larında bir taraftan Rumlarla Er- meniler, bir taraftan da Lâtirnler arasında çıkan müdafaa ve taar. ruz davalarını halletmek için şey. hülislâmımı, vezirlerini, kazasker. lerini bir mecliste toplıyarak da- vacıları müdafaa etmiş ve hakkı yerine getirmiştir:- Nasıl olur da (1188) de, (Mah. mut Evvel) ahdinde — Kaynarca muahedesinin yedinci maddesile tekit ettiği ihsanlar ve müsaade. leri unutarak burayı arsa Bsatar gibi Yahudilere satmak emelinde bulunabilsin ? Fakat zamanımızda bile emsali mütevaliyen görülen hem — vuran, hem de: — Ne vuruyorsun be! Diye —bağıran - propagandalar böyle iddia ettiler-. Filhakika (Nikola) nımm dediği zamanımızda başka bir suretle baş gösterdi. (Kamame) kilisesini ziyareti. mizde bilhassa müşarünileyhin ge. rildiği rivayet edilen salipten ay. rılmış -bir parça olduğunu dahi gördüm. Bunun ne dereceye kadar doğ. ru bilemem; çünkü bu öyle bir dava ki Musevilik vakayi hatırla- mıyor, İslâm, Nebii muhteremin her türlü tecavüzden masun kal. masmı temin için semaya refi bu. yurulduğunu bildiriyor!. Htıristiyanların (Paskalya) ları da Beni İsrailin Mısırdan çıkış şenliklerine karşı Cenab (Mesih) in öldükten sonra dirildiği günü tes'id maksadile tesis edilmiştir- Buğün Hiıristiyan kiliseleri ara. sında nice nice münazaatı olmuş ve en nihayet yine kendilerinin ikrarları veçhile milâdi (395) yı- lmda (İznik) de içtima eden (Kot., sil) de yani rahipler cemiyetinde tâ milâdi 196 yılında (Roma) kili. sesinin bütün Hiristiyan kilisele . rine üstün olduğunu iddia eden piskiposlardan (Viktor) ve hoca- larmın salik oldukları tarzda tu. tulmak icap ettiği tahtı karara almmıştır ki bu karar mucibince (21 Mart) 1 takip eden (Bedir) den sonra gelen birinci (pazar) günü olmak üzere tesbit edilmiş. tir: Bu sebeple Paskalya 25 nisana kadar tahavvül edebilir- Şark, yani Asya kiliseleri bu karara -uyamamışlar ve 14 -nisan Yahuda tabi olanlar (On Dörtçü, ler) ünvanını almışlardı: (Gregovar) yani efrenci takvim günlerin ihtilâfı sebebile, bizim Rumlarla Ermenileri, ve Şark memleketleri — Hiristiyanlarından ekserisini on üç gün sonraya bı- rakmaktadır: Biz Türkler, İslâmlar (Paskal. ya) nin gelişini evvelâ kırmızı yu. murtadan, onunla beraber çıkan (Paskalya) çöreklerinden, bir de her Paskalya günü Sseher vakti Başlayan tabanca seslerinden an. larız. Hiçbir vesikaya müstenit olma- yan bir rivayete göre bu taban. calar, Hazreti İsayı çarmıha çe. ken Yahuda cebabiresine müte, veccih İmiş!. Bu tabanca atmada altı yedi yaşındaki çocuklar bile alâkadar görünüyorlardı. En fakiri bile ak- tardan eski kapsüllü bir horoz ta, banca alıp çat çut mahalle ara, larmda patlatırlardı. Otuz kırk se, ne evveli dolma kubur sıkıp par- maklarını hurdahaş edenler, ge. len geçeni yaralayanlar nadir de. ğgil. Bu âdete Bulgarlar da pek zi. yade düşkün görünüyorlar. Harp içinde (Romanya) ya gittiğim za- man (Dobruca) da (Mecidiye) ka. sabasında geçirdiğim bir (Milâdı İsa) yortusu — gecesinin müthiş velvelesi hâlâ hatırımdadır!.. Bir sokak muharebesi bundan başka birşey değildir!.. Bu haller, beşeri tabiatın zevk ve safa, sevinç ve saadet nanıla, rma en haşin, en kaba nümayiş. lere başvurdukları — devirlerden kalma âdetler neticesi olsa gerek! * Fakat (Paskalya) — gçöreklerine de doyum olmaz- Bunların, un ve irmik, yumurta, şeker, tereyağı, süt, baharat ve saireden mürek- kep olarak türlü türlü nefisleri vardır: Bir zamanlar Osmanlı unsurları arasındaki iyi geçiniş hali (Pas, kalya) hediyelerini yüksek kıy. mette bir şekle Bokardı- O gün (Lütfen sayfayı çeviriniz)